Adnan Oktar'dan Kamuoyu Duyurusudur
"MEHDİ İLE MÜJDELENİN. O Kureyş'den ve Ehl-i Beyt'imden bir şahıstır. O insanların ihtilâf ve sarsıntılar içinde bulundukları bir sırada çıkar." (İmam-ı Süyûtî)
Müvekkil Adnan Oktar, yukarıdaki hadise sıklıkla dikkat çekmekte ve Peygamberimizin, kendi soyundan gelecek olan Mehdi'nin müjdesini verdiğini hatırlatmaktadır. "Ehl-i Beyt'imden bir şahıs" nitelemesiyle Peygamberimizin ifade ettiği kişiler, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin değil, onların da soyundan gelecek olan bir kutlu şahıstır.
Müvekkil Adnan Oktar, uzun yıllardır Mehdi müjdesini anlatmakta ve insanları onun gelişi ile müjdelemektedir. Bunun en önemli sebebi, Mehdi müjdesinin verilmesinin, Peygamberimizin bir emri, bir sünneti oluşudur. Müvekkil, hayatı boyunca, her fırsatta bu önemli müjdeyi insanlara verme kararlılığında olmuştur. Çünkü bu müjde, şu an dünyada yaşanan HER TÜRLÜ KÖTÜLÜĞÜN SONA ERECEĞİ BİR ZAMANIN VAR OLDUĞUNU gösteren, İNSANLARA UMUT IŞIĞI VERECEK OLAN büyük bir müjdedir.
Tüm dünya sistemlerini, şeytani bir ittifak dahilinde kontrolü altına almak isteyen ve bunu büyük ölçüde başarmış olan İngiliz derin devleti ve ona bağlı derin devletler, bu büyük müjdenin verilmesinden rahatsızlık duyarlar. Nedeni, şu an dünyada hakimiyet kurmuş olan deccaliyetin hizmetinde olmaları ve kötülükler, savaşlar ve düşmanlıklar yoluyla kendi hakimiyetlerini devam ettirebilmeleridir. İngiliz derin devletinin hedeflediği hakimiyet, şu anki haline savaşlar ve çatışmalar yoluyla gelmiştir ve sevgisizliğin daha fazla hakim olmasıyla bu şeytani dünya hakimiyeti mümkün olabilecektir. İşte bu nedenle bu deccali sistem, insanların mutlu, sevgi dolu, ümitvar, şevkli ve güçlü olmalarını istemez. Onların ne kadar gücünü kırarsa, mutluluklarını ellerinden alırsa, ümitlerini ortadan kaldırırsa, derin devlet de dünyaya hükmünde o kadar başarılı olacaktır.
Müvekkilin Mehdi müjdesi ile etkili olması, işte bu nedenle İngiliz derin devletini ciddi şekilde sarsmıştır. Şu an müvekkile uygulanan klasik derin devlet kumpası, BU MÜJDENİN ENGELLENEBİLMESİ İÇİNDİR. Müvekkilin, TÜRK MİLLETİ ÜZERİNDE, ÖZELLİKLE GENÇLERİN ÜZERİNDE BIRAKTIĞI ETKİ, derin devlet için çok riskli görülmüştür. Çünkü ümitvar, imanlı, sevgi dolu ve güçlü bir gençlik, derin devletin Türk milletine ve devletine el uzatmasının önündeki en büyük engeldir. İşte bu nedenle de müvekkil, acemi bir kumpas hareketi ile alelacele susturulmuştur.
Müvekkil, bu oyunun bilinmesini önemli görmektedir. Çünkü bu oyun bilinirse, Mehdi ile müjdelenmenin ne kadar önemli ve ufuk açıcı olduğu anlaşılırsa, derin devletin Türk milletine farklı yollarla ulaşma imkanı da ortadan kalkacaktır.
Mehdi'nin müjdelenmesi ile, ülkemizin üzerinde dolaşan tüm kara bulutlar dağılacak, tüm uğursuzluklar ortadan kalkacaktır.
Bunları kısaca özetlemek gerekirse;
1. Kadın cinayetleri sona erecektir:
Mehdi'nin çıkışı ile kadınlara yapılan tüm eziyetler son bulacak, kadın cinayetleri tamamen sona erecektir.
Bu konuyla ilgili hadisler şu şekildedir:
KALPLERDEKİ KİNLER ATILACAK, HER YERİ HUZUR VE EMNİYET SARACAK. (Bihar'ül Envar, c. 10)
... YERYÜZÜ EMNİYETLE DOLACAK ve hatta BİRKAÇ KADIN YANLARINDA HİÇ ERKEK OLMAKSIZIN rahatlıkla hacca gidebilecektir. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 47)
"Kaim Mehdi kalktığında gök yağmurunu yağdıracak, yer ekinlerini yeşertecek, insanların kalplerinden kin, haset, düşmanlık çıkacak, yırtıcı hayvanlar evcilleşecek HATTA BİR KADIN IRAK’TAN ŞAM’A TEK BAŞINA YOLCULUK YAPACAK, AYAĞI OTLARA, YEŞİLLİKLERE DEĞECEK, BAŞINDA ZİYNETİ OLACAK FAKAT NE ZARAR GÖRECEK NE KORKU DUYACAK. (Kitab-ul Cifr, İmam Ali, sayfa: 475)
Hadislerde görüldüğü üzere, Mehdi dönemi tüm dünyaya, özellikle kadınlara güvenlik getirecektir. KADINLAR KORKMAYACAK, TEK BAŞLARINA ŞEHİR ŞEHİR DOLAŞABİLECEK, HİÇBİR ZARAR GÖRMEYECEKLERDİR.
Müvekkile göre, bugün hiçbir çare bulunamayan KADIN CİNAYETLERİ KONUSU, MEHDİ'NİN GELİŞİ İLE TAMAMEN ORTADAN KALKACAKTIR. Mehdi, Allah'ı insanlara tanıtacağından, Allah sevgisini tüm güzellikleriyle göstereceğinden, kötülüklerin kaynağı olan süfyanı yenilgiye uğratarak adaletsizliği, sevgisizliği, öfke ve nefreti ortadan kaldıracağından ve Kuran'da kadına verilen değeri gösterip bunu hayata geçireceğinden dolayı, TÜM ORTAM DEĞİŞECEK VE KÖTÜLÜKLERİN İZİ DAHİ KALMAYACAKTIR. KADINLAR, YILLAR BOYUNCA ÇEKTİKLERİ EZİYETLERDEN KURTULACAK, HAK ETTİKLERİ ŞEKİLDE GÜZELLİKLER İÇİNDE YAŞAYACAKLARDIR.
2. Cinayetler son bulacaktır:
İnsanların vahşileşmesi, hunharca birbirlerini katletmeleri, 100 yerinden bıçaklayan, kesip doğrayan, defalarca ateş eden, hatta tanımadığı insanları kurşuna dizen cani örneklerinin çoğalması ve insanların öldürmeyle dahi rahatlayamaması, artık maalesef alışmaya başladığımız haber ve görüntülerdir. Sadece cinayetlerin değil, intiharların da sayısının oldukça arttığı acı bir gerçektir. Bu, müvekkile göre, dünyaya deccaliyetin hakimiyetinin vahim sonuçlarından biridir. Elbette insanların elinden sevgi kavramının alınması, sevgiye ağırlık verilmemesi ve kötülüklerin sardığı dünyada insanların ümitlerini kaybetmesi bunun en önemli sebeplerindendir.
Her şey daha da kötüye gittikçe, saldırılar, cinayetler, intiharlar ve savaşlar çoğaldıkça, geleceğe dair umutlar tükendikçe, insanların tüm yaşam sevinçlerini yitirmeleri olağan bir sonuç olmaktadır. Bu durum, tüm dünyada yaşanmaktadır; ama asıl olarak ülkemizi sarmış durumdadır.
Oysa müvekkilin açıklamalarına göre, MEHDİ'NİN ÇIKIŞI ÇOK YAKINDIR VE MEHDİ'NİN ÇIKIŞI İLE BİRLİKTE, TÜM ZULÜMLER SONA ERECEK VE YERYÜZÜNDE TEK BİR DAMLA DAHİ KAN AKMAYACAKTIR.
Konuyla ilgili hadislerden bazıları şu şekildedir:
İnsanlar, bal arılarının beyleri etrafında toplanması gibi, Hz. Mehdi (as)'ın çevresinde toplanırlar. DAHA ÖNCE ZULÜMLE DOLU OLAN DÜNYAYI, ADALETLE DOLDURUR. Adaleti o denli olur ki, UYKUDA OLAN BİR KİMSE DAHİ UYANDIRILMAZ VE BİR DAMLA KAN BİLE AKITILMAZ. Dünya, adeta asr-ı saadet devrine geri döner. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 29 ve 48)
… Yeryüzü zulüm ve işkence ile dolduğu gibi ONU DOĞRULUK VE ADALETLE DOLDURUR. (Süneni-i Ebu Davut, 5/93)
KAP SU İLE DOLDUĞU GİBİ YERYÜZÜ BARIŞLA DOLACAKTIR. HİÇBİR KİMSE ARASINDA BİR DÜŞMANLIK KALMAYACAKTIR. VE BÜTÜN DÜŞMANLIKLAR, BOĞUŞMALAR, HASETLEŞMELER MUHAKKAK KAYBOLUP GİDECEKTİR. (Sahih-i Müslim, 1/136)
Ona (Hz. Mehdi (as)'a) biat edenler, (Kabe civarındaki) rükun ve makam arasında biat ederler. UYUYANI UYANDIRMAZ, ASLA KAN DÖKMEZLER. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 24)
HZ. MEHDİ BÜTÜN GAM VE ZULMETLERİ GİDERECEK GÜNEŞTİR. İhsanda bulunduğu zaman pek bereketli bir yağmurdur. (Muhammed B. Resul El Hüseyin El Berzenci, Kıyamet Alametleri, s. 188)
Hz. Mehdi'nin (as) döneminde FİTNE VE KAVGA ATEŞİ SÖNECEK, ZULÜM, GECE BASKINI VE YAĞMALAMA ADETİ KALKACAK, SAVAŞLAR YOK OLACAK. (El-Mehdiyy-il Mev'ud, c. 1, s. 264)
Sonra kırk sene ömür sürecek. ONUN ZAMANINDA KİMSE ÖLMEYECEK. Kişi, koyun ve hayvanlarına (haydi gidin, otlayın) diyecek; onlar gidecekler, ekinin ortasından geçtikleri halde bir başak bile ağızlarına almayacaklar. Yılan ve akrepler kimseye eza etmeyecekler. Yırtıcı hayvanlar kapılarının önünde duracak da kimseye zararları dokunmayacak... (İmam Suyuti, Kıyamet Alametleri, Ölüm ve Diriliş, s. 1699, s. 184)
İncil'de ise bu müjde şöyle anlatılmıştır:
Bundan sonra yeni bir gökle yeni bir yeryüzü gördüm... ARTIK NE YAS, NE AĞLAYIŞ, NE DE IZDIRAP OLACAK. Çünkü önceki düzen ortadan kalktı. (Vahiy, 21:4)
ARTIK HİÇBİR LANET KALMAYACAK... Artık gece olmayacak. Çıra ışığına da güneş ışığına da gereksinmeleri olmayacak... (Vahiy, 22:3-5)
… ALLAH GÖZLERİNDEN BÜTÜN YAŞLARI SİLECEK. (Vahiy, 7:17)
Müvekkile göre, Mehdi'nin müjdelenmesi işte bu yüzden önemlidir. İnsanlar, yakın bir zamanda tek bir damla kanın dahi akmayacağı, adaletsizliklerin tam anlamıyla sona ereceği bir dönemin geleceğini bilmelidir. Bu, onlar için umut ışığı olmalı ve hayatlarını değiştirecek, onları canlanıp şevklendirecek, güzel olan için mücadele etmelerini sağlayacak ve onlara sevgiyi öğretecek bir vesile olmalıdır.
3. Ekonomik kriz ve yoksulluk sona erecektir:
Müvekkile göre günümüzde ekonomik krizin tek sebebi, insanların Allah'ı tanımamaları, Allah'ı sevmeyi ve dolayısıyla sevgiyi bilmemeleri, Allah'a inanamamalarıdır. Sevgiyi bilmedikleri için sürekli canları yanmakta, acımasızlık ve hırs ve açgözlülük üzerine kurguladıkları hayatlarda sürekli olarak canları yanmaktadır. İnsanlar, birbirlerine karşı sevgi duyamadıkları, birbirlerine güvenemedikleri, güvensiz ve tehlikeli bir ortamda yaşadıklarına inandıkları için, olağanüstü egoist bir yaşam tarzını kabul etmiş ve gözlerinin önündeki yoksullukları, düşkünlükleri görmezden gelebilecek kadar duyarsızlaşmışlardır. Bu, müvekkile göre, deccaliyetin hakim olduğu ahir zamanın ağır sonuçlarından biridir.
İnsanlar, sevgiden uzak yaşamakta, dolayısıyla mutluluğu sevgide değil de başka yerlerde aramaktadırlar. Sevgisiz bir ortamda mutluluğu yakalamak mümkün olmadığı için, başvurdukları yöntemler onları daha da dibe batırmaktadır.
Bu dönemin uğursuzlukları nedeniyle Allah, yeryüzünün bereketini de almış durumdadır. Ekinler hasat vermemekte, iklimler değişmekte, afetler ürünlere zarar vermekte, hayat pahalılığı nedeniyle çiftçi üretemez hale gelmektedir. İnsanlar doğal bir ürün bulamamakta, para kazanamamakta, kazandığı para harcadığı paradan daha az olmaktadır. Yoksulluk sınırı bir yana, insanların büyük bir kısmı açlık sınırında yaşamaktadırlar. Durum, her geçen gün daha vahim hale gelmektedir.
Ekonomik kriz, müvekkile göre, ahir zamanın en ürkütücü sonuçlarından biridir. Dünyanın bereketsizliği gözler önüne serildiği gibi, insanların egoistliğinin ve gaddarlığının da en yüksek seviyeye çıktığı bir dönemi tarif etmektedir. Mevcut sebepler dahilinde de, bundan çıkış yolu gözükmemektedir.
Ancak aslında, bunların sona ereceği bir zaman vardır.
Müvekkilin hadislere dayanarak yaptığı açıklamalara göre, Mehdiyet döneminde herkes çok zengin olacak ve istisnasız tüm insanlar refah içinde yaşayacaklardır. Yoksulluk, açlık, geçim derdi, ihtiyaçların karşılanamaması gibi sorunlar olmayacaktır. Hatta MAL, HERKESE BOL BOL VERİLECEK, ARTIK İNSANLAR MALLARIN BOLLUĞUNDAN DAHA FAZLASINI İSTEMEZ HALE GELECEKLERDİR.
Konuyla ilgili çok fazla hadis bulunmaktadır. Bunlardan bazıları aşağıda takdirinize sunulmaktadır:
HZ. MEHDİ (AS) GELDİĞİ ZAMAN MALI ÇOK DAĞITIR... (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 15)
Ümmetim arasında HZ. MEHDİ (AS) ÇIKACAK, ALLAH ONU İNSANLARI ZENGİN KILMAK İÇİN GÖNDERECEKTİR. Ümmet nimetlenecek, hayvanlar bol bol yiyip içecek, arz nebatını çıkaracak, MAL "SAHAH" ÜZERE (eşit ve dengeli olarak sosyal adalet çerçevesinde) VERİLECEKTİR. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 15)
İNSANLARA MALI VE EŞYAYI DAĞITIRKEN, SAYMADAN BOL BOL VERECEKTİR. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 21)
... MAL DA O KADAR ÇOĞALACAKTIR Kİ, HİÇBİR KİMSE MAL KABUL ETMEYECEKTİR. (Sünen-i Ibn-i Mace, 10/340)
Ümmetim arasında Hz. Mehdi (as) gelecektir... Ümmetim onun zamanında iyi ve kötünün, BENZERİYLE NİMETLENMEDİĞİ BİR NİMETLE NİMETLENECEK, SEMA ÜZERLERİNE BOL YAĞMUR YAĞDIRACAK, ARZ NEBATINDAN HİÇBİR ŞEY SAKLAMAYACAKTIR. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 9)
Ümmetimde Hz. Mehdi (as) vardır. İnsanlar ona gelecek ve, "EY MEHDİ! BANA DA VER, BANA DA VER!" diyecek; HZ. MEHDİ (AS) DA ONUN ESVABINI TAŞIYABİLDİĞİ KADAR DOLDURACAKTIR. (Tirmizi, Fiten, B. 53, H 2223; İbn Mace, Fiten, B 34, H 4083)
Ümmetim içinde Hz. Mehdi (as) olacaktır. BENİM ÜMMETİM O DEVİRDE ÖYLE BİR REFAH BULACAK Kİ, O GÜNE DEK ONUN MİSLİNİ KESİNLİKLE BULMAMIŞTIR. YER, YEMİŞİNİ (GIDA ÜRÜNLERİNİ) VERECEK VE İNSANLARDAN HİÇBİR SEY SAKLAMAYACAK (VERMEMEZLİK ETMEYECEK)TİR. MAL DA O GÜN ÇOK BİRİKMİŞ OLACAKTIR. (Sünen-i İbn Mace, 10/347)
Muhakkak o zamanda MAL ÇOĞALIP SU GİBİ AKACAK DA ONU HİÇBİR KİMSE (TENEZZÜL EDİP) KABUL ETMEYECEKTİR. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, s. 464)
Müvekkilin hadislere dayanarak yaptığı açıklamalara göre, Mehdi döneminde kimseye ayrıcalık yapılmayacağı, mal adaletli dağıtılacağı ve yeryüzü Mehdi'nin gelişi ile bereketleneceği için, YERYÜZÜNÜN TÜM BOLLUKLARI İNSANLARIN TÜMÜNE ULAŞACAKTIR. İnsanlar hırs ve açgözlülük içinde olmayacaklar ve bu nedenle de FAKİRLİK ORTADAN KALKACAKTIR. Sadaka verilecek insan kalmayacak, ihtiyaç sahibi diye bir kavram olmayacaktır.
4. Sağlık sorunları büyük ölçüde sona erecektir:
İnsanları hastalıklarla boğuşmaya iten en temel unsurlar, sevgisizlik ve ümitsizliktir. Günümüzde, özellikle kanser gibi hastalıkların çok artmasının temel sebebi, insanların sevgisiz olmaları, depresyon içinde yaşamaları, geleceğe dair tüm umutlarını yitirmeleri ve mutlu olamamalarıdır.
Elbette ekonomik yetersizlik nedeniyle yeterli beslenememe, gerekli tedavileri görememe gibi gerekçelerle de insanlar hastalanmaktadırlar. İyi hastanelerde tedavi görememekte, bir MR randevusu dahi alamamakta, hayatlarını kurtarmaya vesile olacak ilaçları satın alamamaktadırlar.
Tüm bunların yanında, dünyada, deccalliyetin tüm kötülüklerini sergilediği sektör ilaç sektörüdür. Pek çok hastalığın çaresi bulunabilecekken, hatta bulunmuşken, bu TEDAVİLERİN KULLANIMININ ENGELLENMESİ, bunun yerine GEÇİCİ ÇÖZÜMLER VEREN OLDUKÇA PAHALI İLAÇLARIN TEŞVİK EDİLMESİ, İNSANLARIN HAYATLARIYLA OYNANMASI, bu karanlık sektörün artık çok da gizli olmayan bir yüzüdür.
Müvekkilin hadislere dayanarak yaptığı açıklamalara göre, MEHDİ GELDİĞİNDE TÜM BU SORUNLAR ORTADAN KALKACAKTIR. TIP ÇOK GELİŞECEK, İNSANLARIN YAŞAMALARINA VE TEDAVİ OLMALARINA VESİLE OLAN İLAÇLAR PİYASADA OLACAKTIR. Sağlık sorunlarının büyük bir bölümü ortadan kalkacaktır. İnsanlar, sevgi dolu ve mutlu oldukları için, depresyon gibi sorunlarla yaşamadıkları için bünyeleri de güçlü olacak ve hastalıklara yakalanma oranı çok azalacaktır. Hadislere göre MEHDİ'NİN GELDİĞİ DÖNEMDE, ÖMÜRLER UZAYACAKTIR.
Konuyla ilgili bazı hadisler şu şekildedir:
İmam-ı Zaman (Hz. Mehdi) döneminde KÖRLER GÖRME KUVVETİNİ KAZANACAK ve HASTALAR ŞİFA BULACAKTIR. (Bihar-ül Envar, Cilt 51, Sayfa 70)
O çağda (Hz. Mehdi döneminde), her şeye Kadir olan ALLAH, MÜSLÜMANLARDAN TÜM HASTALIKLARI GİDERECEKTİR. GÜÇLERİNİ VE KUVVETLERİNİ YENİDEN KAZANACAKLAR. (Bihar-ül Envar, Cilt 52, Sayfa 335 ve 364; Mikyaal al-Makaarem, Cilt 1, Sayfa 247)
O zamanda (Hz. Mehdi zamanında), UZUN ÖMÜR YAYGINLAŞACAKTIR. (Bihar-ül Envar, Cilt 52, Sayfa 330 Şeyh Toosi(a.r), Al-Ghaibah’den aktarıyor; E'qd al-Dorar)
Şu an sayısız insan ciddi hastalıklarla boğuşurken, tüm bunlara çözüm bulunamazken, insanlar ilaç parası dahi ödeyemezken, bu müjdenin bilinmesi çok önemlidir. Müvekkile göre, Mehdi ile müjdelenmenin sırlarından bir tanesi de budur.
5. Psikolojik sorunlar ortadan kalkacaktır:
Günümüzde antidepresan kullanımı, oldukça endişe verici boyutlara varmıştır. İnsanlar psikolojik bunalımlar yaşamakta, psikolojik rahatsızlıklar gün geçtikçe daha fazla artmakta, sokaktaki herhangi bir vatandaş bir anda psikolojik dengesini yitirip akıl almaz eylemler yapabilmektedir. Depresyon, panik atak, anksiyete artık sıradan rahatsızlıklar arasına girmiştir. İnsanlar, sadece birbirlerine değil yaşadıkları ortama karşı da tahammülsüz bir hale gelmişlerdir.
Tüm bunların kaçınılmaz sonucu olarak intiharlar da vahim bir oranda artış göstermiştir. Dünyanın yaşanılamaz hale gelmiş olması ve psikolojik baskılar, insanları her gün daha artan oranda intihara sürüklemektedir.
İnsanlar, mutsuzluk, sevgisizlik, ümitsizlik ve geçim sıkıntısı içinde varlıklarını sürdürmeye dahi güç bulamamaktadırlar.
İnsanların büyük bir kısmı, çözüm yolları bulabilmek için akın akın psikologlara, psikiyatrlara gitmektedir; ancak zaten gittikleri doktorlar da aynı ilaçları kullanmakta, aynı sorunlarla boğuşmaktadırlar. Müvekkile göre çare, psikoloğa, psikiyatra gitmek veya avuçlarca ilaç kullanmak değil, SADECE VE SADECE SEVGİYİ YAŞAMAKTIR. Ama ne acıdır ki, insanların büyük bir bölümü bunu bilmemektedir.
Müvekkile göre, İNSANLARI BU KORKULARDAN, ÜMİTSİZLİK VE SEVGİSİZLİK BELASINDAN KURTARACAK OLAN MEHDİ OLACAKTIR. Konuyla ilgili bir hadis şöyledir:
…İbrahim el Kerhî'den: ...İmam Cafer-i Sadık aleyhisselam bana şöyle buyurdu: ...Ey İbrahim! O (Hz. Mehdi (a.s.), şiddetli sıkıntılardan ve belalardan korku ve açlıktan sonra KALPLERDEKİ ÜZÜNTÜYÜ GİDERECEKTİR. ONUN (HZ. MEHDİ (A.S.)'IN) ZAMANINDA YAŞAYANLARA NE MUTLU! ...İbrahim-i Kerhi der ki: Kalbimi bu kadar çok sevindiren ve gözüme yaş getiren böyle bir sözü o ana kadar işitmemiştim." (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 95-96)
Tevrat'ta ise bu müjde şöyle haber verilmiştir:
Ya Rab... ONLARA YÜK OLAN BOYUNDURUĞU, OMUZLARINI DÖVEN DEĞNEĞİ, ONLARA EZİYET EDENLERİN SOPASINI PARAMPARÇA EDECEKSİN [zulümlerini durduracaksın] ... (Yeşaya, 9:3-4)
Aslan olmayacak orada, yırtıcı hayvan o yola çıkmayacak; orada bulunmayacaklar... YÜZLERİNDE SONSUZ SEVİNÇ OLACAK. ONLARIN OLACAK COŞKU VE SEVİNÇ; ÜZÜNTÜ VE İNİLTİ KALKACAK. (Yeşaya, 35:9)
... HUZUR VE GÜVENLİK İÇİNDE OLACAK, KİMSE ONU KORKUTMAYACAK. (Yeremya, 30:10)
Müvekkilin hadislere ve Tevrat'a dayanarak yaptığı açıklamalara göre, Mehdi'nin gelişi ile bu sorunların tamamı ortadan kalkacaktır. Zulüm bitecek, insanların psikolojik durumları düzelecek, insanlar için üzülmeye gerekçe olabilecek bir ortam kalmayacaktır. Tüm zorluklar ortadan kalkacak, insanlar hayatlarında belki de ilk defa olarak kaygısız, neşeli, mutlu ve seven ve sevilen insanlar olarak yaşamaya başlayacaklardır.
6. Savaşlar sona erecektir:
Sınırlarımızın büyük bölümünde şu an oldukça ürkütücü savaşlar devam etmektedir. Bu durum söz konusu savaşların bize ne kadar yakın olduğunu da hatırlatmaktadır. Milyonlarca insanın yaşamını yitirdiği, insanların yakınlarını ve sevdiklerini kaybettikleri, evlerinden, hatta ülkelerinden ayrılmak zorunda kaldığı, varlık içindeyken yokluğa büründüğü ve sürekli olarak korku içinde yaşadığı bir savaş ortamını bugün pek çok ülke yaşamaktadır. Tüm bunları geri kalan ülkelerin de yaşamayacağına dair bir garanti yoktur. Güven içinde girdiğimiz evlerimiz, işyerlerimiz, marketlerimiz, restoranlarımız, bir gün sonra virane hale dönüşebilir. İnsanlar, bugün her türlü imkanları varken, yarın bir kap pirinç bile bulamayacak hale gelebilirler.
Şu anda savaş, kimseye uzak değildir ve bu dehşetli senaryo bir kere gerçekleştiğinde, bunun durdurulabilmesi artık çok zordur. Bu tip savaşlar ancak, SAYISIZ YIKIM GERÇEKLEŞTİKTEN, SAYISIZ İNSAN ÖLDÜKTEN, TÜM HALKI KORKU SARDIKTAN sonra geçici olarak durabilmektedir.
Müvekkile göre, deccaliyetin hakimiyeti zaten çatışmaları ve savaşları gerektirir. Dolayısıyla deccaliyetin hüküm sürdüğü ahir zaman, bu savaşların her çeşidinin tüm dehşetiyle ortaya çıktığı bir zamandır. Nitekim Peygamberimiz, tüm olayların tespih taneleri gibi peş peşe sıralanacağını ve tüm bunların Mehdi'nin gelişinin habercisi olduğunu söylemiştir.
“… ESKİMİŞ İPİ KOPAN BİR KOLYENİN TANELERİ GİBİ BİRBİRİ ARDINA GELEN ALÂMETLERİ BEKLESİNLER.” (Tirmizî)
“Kıyamet alametleri birbirini takiben meydana gelir. BİR DİZİDEKİ BONCUKLARIN ART ARDA KOPMASI GİBİ.” (Ramuz-El Ehadis, 277/6; Camiü’s-Sagir, 3/167)
Ben Ebu Abdullah Hüseyin bin Ali'ye dedim ki, "Bu işin önünde alametler var mıdır?" -ki Mehdi (a.s.)'nin zuhurunu kast ediyor- Dedi ki, "Evet." Dedim, "Nedir onlar?" Dedi ki, "Beni Abbas'ın helakı, Süfyani'nin ortaya çıkması, Beyda'da batma." Ben yine, "Bu işin uzamasından korkuyorum" dedim. Dedi ki, "BU İŞ TESBİH TANELERİ GİBİ ARKA ARKAYA MEYDANA GELİR." (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 34)
Müvekkile göre, ahir zaman alametlerinin bu kadar hızlı ve peş peşe gerçekleşmesinin hikmeti budur. Şu an dünyada durum çok daha kötüleşecek gibi görünmektedir ve Filistin'de, Ukrayna'da, İran'da ve çatışma olan tüm diğer yerlerde görüldüğü gibi, buna bir çözüm getirilememekte; aracı ülkeler, anlaşmalar, taahhütler hiçbir sonuç vermemektedir.
İşte bu durum, insanların büyük bir umutsuzluğa sürüklenmesine sebep olmuştur.
Oysa MEHDİ DÖNEMİNDE SAVAŞLARIN TAMAMI SONA ERECEKTİR. Müvekkil, hadislerin ışığında bu konuyu çok defa dile getirmiş ve barış ve güven ortamının oluşacağı o dönemin müjdesini vermiştir. Konuyla ilgili bazı hadisler şu şekildedir:
KAP SU İLE DOLDUĞU GİBİ YERYÜZÜ BARIŞLA DOLACAKTIR. Hiçbir kimse arasında bir DÜŞMANLIK KALMAYACAKTIR. Ve bütün DÜŞMANLIKLAR, BOĞUŞMALAR, HASETLEŞMELER MUHAKKAK KAYBOLUP GİDECEKTİR. (Sahih-i Müslim, 1/136)
Kâimimiz kıyam edince İNSANLARIN KALBİNDEKİ DÜŞMANLIK VE İHTİLAF SEBEPLERİNİ KÖKTEN KAZIYACAKTIR. Böylece genel bir asayiş ve emniyet meydana gelecektir. (Bihar-ul Envar, c. 52, s. 336)
SAVAŞ (ERBABI) DA AĞIRLIKLARINI (SİLAH VE MALZEMELERİNİ) BIRAKACAK. (Sünen-i İbn Mace, 10/334)
Tevrat'ta ise bu müjde şöyle haber verilmiştir:
Kralınız ULUSLARA BARIŞI DUYURACAK. Onun egemenliği bir denizden bir denize, Fırat'tan yeryüzünün uçlarına dek uzanacak. (Zekeriya, 9:10)
SAVAŞ ARABALARINI... UZAKLAŞTIRACAĞIM. SAVAŞ YAYLARI KIRILACAK. Kralınız [Hz. Mehdi (as)] ULUSLARA BARIŞI DUYURACAK... (Zekeriya, 9:10)
Mesih döneminde... SAVAŞLAR OLMAYACAK VE BİR MİLLET DİĞER BİR MİLLETE KILIÇ KALDIRMAYACAK... (Maimonides, Mişna Tora, Sanhedrin 10:1)
...ÜLKEDEN YAYI, KILICI, SAVAŞI KALDIRACAĞIM, GÜVENLİK İÇİNDE YATIRACAĞIM ONLARI. (Hoşea, 2:18)
"...TOPLADIKLARI SİLAHLARI YAKACAKLAR. KÜÇÜK BÜYÜK KALKANLARI, YAYLARI, OKLARI, SOPALARI, MIZRAKLARI ATEŞE ATACAKLAR... YAKMAK İÇİN SİLAHLARI KULLANACAKLAR..." Egemen Rab böyle diyor. (Hezekiel, 39:9-10)
...İNSANLAR KILIÇLARINI ÇEKİÇLE DÖVÜP SABAN DEMİRİ, MIZRAKLARINI BAĞCI BIÇAĞI YAPACAKLAR... (Yeşaya, 2:4; Mika, 4:3)
İnsanları korkuların sarmış olduğu böyle bir dönemde, müvekkile göre, Mehdi'nin gelişinin müjdesinin verilmesi çok önemlidir. İnsanlar, savaşlarla karşılaşacaklarını, dehşeti yaşayacaklarını, her şeylerini yitireceklerini düşündükleri bir anda, Mehdi'nin gelişinin ve kurtuluşun çok yakın olduğunu öğrenecekler ve korkuların yerini mutluluk ve şevke bırakacaktır. İnsanlara bu ümidin verilmesi büyük bir gerekliliktir.
7. Sanat ve mimari gelişecek, güzelleşecektir:
Müvekkile göre, deccaliyetin hakimiyet kurduğu bu son dönemde, her konuda olduğu gibi şehirleşme ve mimari konusunda da bir bereketsizlik hakimdir. Çirkin yapılar, estetiğin terk edilip sadece fonksiyonel düşünülmesi, çok daha önemlisi çürük yapılar, şu anda özellikle ülkemizin en büyük problemlerinden biri haline gelmiştir. Ormanlık alanların yok edilerek mimariye açılması, bu bölgelerde sadece beton temelli çoğunlukla zevksiz yapıların yerleştirilmesi, yüksek gökdelenlerin şehirlerin her yerini kaplamış olması, biçimsiz ve anlamsız yapılar oluşmasına neden olmaktadır.
Yine deccaliyetin etkisi ile insanların bir kısmı, inşaatları yaparken malzemeden çalmaktan çekinmemekte, deprem ülkesi olan ülkemizde binlerce insanın enkaz altında kalabilme ihtimalini dikkate dahi almamaktadır. Müvekkile göre şeytani düşünce sistemi, her konuya olduğu gibi bu konuya da sirayet etmekte, vicdani hassasiyet neredeyse tamamen yitirilmektedir.
Müvekkile göre Mehdi dönemi, sanatın ve mimarinin alabildiğine kendini gösterdiği, şehirlerin yeniden, en güzel sanat ile, en estetik şekilde inşa edildiği bir dönem olacaktır. Konuyla ilgili hadisler şu şekildedir:
ALEMDE VİRAN BİR YER KALMAYACAK ve Hz. Mehdi (as) HER YERİ ONARACAK, ABAT EDECEK (imar edecek, güzelleştirecektir). (El-Mehdiyy-il Mev'ud, c. 1, s. 264)
Kıyam edecek (Kâim) olan Hz. Mehdi (as), Hz. Ali'nin soyundandır. O BU YERYÜZÜNÜ, YERYÜZÜNDEN BAŞKA BİR HALE GETİRECEKTİR... (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 169)
İnsanlar betonlar içinde yaşarken, sürekli olarak bunun depresif ruh halini yaşarken, yeşil alanlar yok edilip insanlar betona boğulurken ve çürük evlerde yaşamak zorunda bırakılırken, insanlara Mehdi'nin geleceği ve her yeri güzelleştireceği müjdesinin verilmesi çok büyük önem taşımaktadır. Çünkü insanlar bu konuda da ümitlerini kaybetmiş durumdadırlar. Bir umut ışığına ihtiyaçları vardır.
8. Hayvanlar dahi rahat edecektir:
Müvekkile göre, deccaliyetin hakimiyeti, bundan dolayı şeytani bir atmosferin tüm dünyayı sarmış olması ve bunun getirdiği uğursuzluklar ve bereketsizlikler, dünyadaki her varlığa sirayet etmektedir. Hayvanlar dahi huzursuzdur; normal şartlarda evcilleşebilen hayvanlar dahi saldırganlaşmakta, huzursuz yaşamaktadırlar.
Müvekkil, Mehdi'nin gelişi ile tüm hayvanların da rahatlayacağını, saldırganlıklarının sona ereceğini, hatta vahşi hayvanların bile müthiş dingin bir hale geleceğini belirtmektedir. Müvekkilin bu kanaatini oluşturan hadisler şu şekildedir:
ONUN ZAMANINDA KURT İLE KUZU AYNI YERDE OTLAYACAKTIR. ÇOCUKLAR YILANLARLA AKREPLERLE OYNAYACAKLAR FAKAT ONLAR KİMSEYE BİR ZARAR VERMEYECEKLERDİR. ONUN HİLAFETİNDEN (manevi liderliğinden) YER VE GÖK EHLİ, HATTA HAVADAKİ KUŞLAR BİLE RAZI OLACAKTIR. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 26)
... O ZAMAN, YER VE GÖK EHLİ, BÜTÜN YABANİ HAYVANLAR, KUŞLAR, HATTA DENİZDEKİ BALIKLAR BİLE ONUN HİLAFETİYLE (manevi liderliğiyle) SEVİNECEKLERDİR... (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 31)
Düşmanlık ve kini de kaldıracaktır. Zehirli olan her hayvanın zehri de sökülüp alınacaktır. Hatta KÜÇÜK OĞLAN ÇOCUĞU, ELİNİ YILANIN AĞZINA SOKACAK DA YILAN ONA ZARAR VERMEYECEKTİR. KURT; KOYUN-KEÇİ SÜRÜSÜ İÇİNDE SÜRÜNÜN KÖPEĞİ GİBİ OLACAKTIR. (Sünen-i İbni Mace, Kitabü-l fiten Tercemesi ve Şerhi- Kahraman Neşriyat, cilt 10, Mütercim: Haydar Hatipoğlu, Bab 33, s. 331-335)
Mehdi'nin (Moşiah) gelişi, bilindiği gibi Tevrat'ta da oldukça geniş olarak tarif edilen ve haber verilen bir gerçektir. Yukarıdaki hadislerdeki açıklama, Tevrat'ta da geçmektedir:
Onun döneminde KURTLA KUZU BİR ARADA YAŞAYACAK, PARSLA OĞLAK BİRLİKTE YATACAK, BUZAĞI, GENÇ ASLAN VE BESİLİ SIĞIR YAN YANA DURACAK, ONLARI KÜÇÜK BİR ÇOCUK GÜDECEK. İNEKLE AYI BİRLİKTE OTLAYACAK, YAVRULARI BİR ARADA YATACAK. ASLAN SIĞIR GİBİ SAMAN YİYECEK. EMZİKTEKİ BEBEK KOBRA DELİĞİ ÜZERİNDE OYNAYACAK, SÜTTEN KESİLMİŞ ÇOCUK ELİNİ ENGEREK KOVUĞUNA SOKACAK... KİMSE ZARAR VERMEYECEK, YOK ETMEYECEK... (Yeşaya, 11:6-9)
Hayvanların dahi rahatlayacağı, razı olacağı, mutlu yaşayacağı, tüm sıkıntılarını ve saldırganlıklarını bırakacağı, vahşi hayvanların bile sakinleşeceği bu dönemin müjdesini vermek çok önemlidir. Müvekkile göre, işte bu nedenlerle Mehdi'nin gelişinin yakın olduğunun haber verilmesi ve insanların bu güzel haberlerle müjdelenmesi elzemdir.
Hadislerde aynı zamanda hayvanların rahmet etmesi anlamı da yer almaktadır. Müvekkile göre burada aynı zamanda kastedilen, zararlı insanların diğer insanlara zarar veremeyeceğidir. Kurt ile kuzu tanımının, tehlikeli insan ile onun potansiyel zarar verebileceği insan anlamına kullanıldığı malumdur. Hadiste ifade edilen kurt ve kuzunun yan yana durması veya çocukların yılanla ve akreple oynaması, zararlı insanların başkalarına artık zarar veremeyeceklerine de işaret etmektedir.
Sonuç: Peygamberin sözüne uymamak felaket getirmektedir:
Müvekkilin üzerinde durduğu husus şudur: MEHDİ İLE MÜJDELENMEK, PEYGAMBERİMİZİN BİR EMRİDİR. Şu an bu müjdenin kimseye verilmemesi, hatta bu müjdenin saklanmaya çalışılması, bu müjdeyi verecek onların susturulmaya çalışılması DÜNYAYA SÜREKLİ OLARAK FELAKET GETİRMEKTEDİR. Müvekkile göre şu anda hemen her şeyde bereketsizlik olması, savaşların, hastalıkların, virüslerin, afetlerin birbirini kovalaması, insanların her bakımdan dehşetin her türlüsünü yaşaması, PEYGAMBERİN SÖZÜNE UYULMADIĞI İÇİNDİR. Müvekkile göre Allah, kuşkusuz tüm dünyaya huzur vermeye, tüm sıkıntıları yok etmeye, zorlukları bir anda güzelliğe çevirmeye muktedirdir. Ancak Allah, KENDİ ELÇİSİ VESİLESİ İLE VERİLMİŞ BİR EMRE UYMAMAYI BÜYÜK GÖRMEKTE VE BU NEDENLE DE DÜNYA ÜZERİNDEKİ BU FELAKETLERİ DİNDİRMEMEKTEDİR.
Peygamberin sözüne inanmamak, uymamak bir yana, PEYGAMBERİN VERDİĞİ MÜJDELERİN TAM TERSİ İÇİN ÇABA GÖSTERMEK, FELAKETLERİN AYRI BİR SEBEBİDİR. Müvekkile göre, Peygamberimiz savaşların duracağını ve tek bir damla kan dahi akmayacağını müjdelemişken YENİ SAVAŞLAR İÇİN HAZIRLIK YAPMAK, TÜM SANAYİYİ BUNA AYIRMAK, SAVAŞ MALZEMELERİNE CİDDİ YATIRIMLAR YAPMAK, bereketsizliği daha da artırmaktadır. Müvekkile göre, ALLAH BARIŞI BEĞENİR VE SEVERKEN, SAVAŞI BEĞENMEK VE BUNUN DESTEKÇİSİ OLMAK, BUNUN İÇİN HAZIRLIK YAPMAK, BAŞKA FELAKETLERİN DE SEBEBİ OLACAKTIR. Çünkü, ALLAH'IN SEVDİĞİ AHLAKA VE PEYGAMBERİN SÖZÜNE AYKIRILIK SÖZ KONUSUDUR.
Yine Allah, güven ortamının yeryüzüne geleceğini, kadınların rahat ve mutlu yaşayacaklarını belirtirken, SEVGİSİZ ORTAM OLUŞTURMAK, DEHŞETİ TETİKLEMEK, DAHA FAZLA CEZAEVİ YAPMAK VE KADINLARI AŞAĞILAYAN KİŞİLERİ DAHA ÇOK EKRANLARA ÇIKARMAK, ALLAH'IN BEĞENDİĞİNE KARŞI OLMAK ANLAMINA GELMEKTEDİR.
MÜVEKKİLE GÖRE BEREKET, ALLAH'IN BEĞENDİĞİNİ BEĞENEREK MÜMKÜN OLACAKTIR. PEYGAMBERİMİZİN VERDİĞİ MÜJDENİN İNSANLARA YAYGINLAŞTIRILMASI VE OLUŞACAK GÜZELLİKLERİN ANLATILMASI ŞARTTIR. Müvekkile göre, bu gerçeği anlatanları hapsetmek OLACAK OLANI ZATEN DEĞİŞTİRMEYECEKTİR. Ama BU GERÇEĞİ SAKLAMAK İÇİN ÇABA İÇİNDE OLANLAR, BEREKETSİZLİĞİ KENDİLERİNE ÇAĞIRIYOR OLABİLİRLER.
Müvekkil, Mehdi müjdesini vermeye devam edecektir. MÜVEKKİLİN HİÇBİR ZAMAN MEHDİLİK İDDİASI OLMAMIŞTIR AMA O, KENDİSİNİ, BU MÜJDEYİ VERMEKLE SORUMLU BİR MÜSLÜMAN OLARAK TANIMLAMAKTADIR. Bu müjdenin, tüm insanları değiştirecek ve felaketleri durduracak bir gücü olduğunu bilmektedir. Çünkü bereket, Peygamberin sözüne uyulduğunda gelecektir.
Müvekkil Adnan Oktar'ın görüşlerini takdirinize sunar, saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz.29.07.2025