SAYIN DİYANET İŞLERİ BAŞKANI NEYE GÖRE, HANGİ SÜNNETE UYULACAĞINI AÇIKLAMALIDIR
Sayın Diyanet İşleri Başkanı, “Çocuklarımızı Kuran ve sünnet çizgisinde yetiştirmeye çalışalım” açıklamasında bulunmaktadır. Müvekkil Adnan Oktar, Sayın Erbaş’ın bu açıklamasını takdir etmekle birlikte, son derece hayati ve önemli bir hususta noksan kaldığı kanaatindedir.
Müvekkilin konuyla ilgili düşünce ve görüşleri şöyledir:
1. 4 AYRI MEZHEBİN 4 AYRI ÇİZGİSİ VARKEN GENÇLER HANGİ ÇİZGİYE GÖRE YETİŞTİRİLECEKTİR?
Sayın Diyanet İşleri Başkanı’nın da bildiği gibi Sünnetin temelini oluşturan mezhepler haram ve helaller konusunda farklı inanışlara sahiptir. Bu sebeple de 4 AYRI MEZHEBİN HERBİRİNE GÖRE ‘HELALLER, HARAMLAR VE İBADET ŞEKİLLERİ’ FARKLIDIR. Örneğin biri abdestin farzlarının 4 olduğunu söylerken diğeri 7 olduğunu söylemektedir. Bu durumda birinden biri abdesti doğru almamakta, farzı doğru uygulamamaktadır. Ya da biri sakal kesmenin haram olduğunu söylerken diğeri haram olmadığını söylemektedir. Yani bir mezhebe göre sakalını kesen harama girmekte, alenen dinin hükmünü ihlal etmekte, diğeri ise bunda mahsur görmemektedir. Bir mezhep abdesti 3 şeyin bozuğunu söylerken başka bir mezhep 12 şeyin bozduğu inancındır. Bu durumda bir mezhebe göre abdesti bozulmayan insan diğer mezhebe göre abdesti bozulduğu halde namaz kılmakta ve dini gereği gibi uygulamamaktadır.
Aşağıdaki tabloda bu farklılıklardan sadece birkaç tanesi örnek verilmiştir:
MEZHEPLERE GÖRE HARAMLAR HELLALER | ||||
KONULAR | HANEFİ | MALİKİ | ŞAFİİ | HANBELİ |
Abdestin farzları kaçtır? | 4 | 7 | 6 | 7 |
Abdesti belli bir sıra ile almak farz mıdır? | Hayır | Hayır | Evet | Evet |
Abdesti bozan şeylerin sayısı kaçtır? | 12 | 3 | 5 | 8 |
Abdest şüphe ile bozulur mu? | Hayır | Hayır | Hayır | Evet |
İlk iki rekatta Fatiha okumanın hükmü nedir? | Vacip | Farz | Farz | Farz |
Fatiha suresi okunmadan kılınan namaz geçerli olur mu?
| Evet | Hayır | Hayır | Hayır |
Namazı bitirirken selam vermenin farz olduğu miktar nedir? | Farz değildir | 1 tarafa vermek farzdır | 1 tarafa Vermek farzdır | 2 tarafa vermek farzdır |
Namazda hatayla yanlış bir kelime geçerse namaz bozulur mu?
| Evet | Hayır | Hayır | Hayır |
Abdesti ara vermeksizin almak farz mıdır? | Hayır | Evet | Hayır | Evet |
Abdestte kulaklar kaç defa mesh edilmelidir? | 1 | 1 | 3 | 1 |
Deve eti yemek ve cenazeyi yıkamak abdesti bozar mı? | Hayır | Hayır | Hayır | Evet |
Sakalı kesmek haram mıdır? | Evet | Evet | Hayır | Evet |
Gusül abdesti almayı gerektiren sebeplerin sayısı kaçtır? | 7 | 4 | 5 | 6 |
Gusül abdestinin farzları kaç tanedir? | 11 | 5 | 3 | - |
Kan aldırmak orucu bozar mı? | Hayır | Hayır | Hayır | Evet |
BU DURUMDA SAYIN ERBAŞ SÜNNETE GÖRE YETİŞTİRİLMESİNİ ÖNERDİĞİ ÇOCUKLAR VE GENÇLER HANGİ MEZHEBİN SÜNNET ANLAYIŞINA GÖRE YETİŞTİRELECEKTİR? O MEZHEP HANGİ ESASA GÖRE BELİRLENECEKTİR? MEZHEPLERİN BİRBİRİYLE ÇELİŞTİKLERİ KONULARDA HANGİSİNİN DOĞRU OLDUĞUNA NEYE GÖRE KARAR VERİLECEKTİR? GENÇLER VE ÇOCUKLARIN, 4 AYRI DİN ANLAMINA GELEN BU SİSTEMDE SAMİMİ OLARAK İMAN ETMELERİ VE SAĞLIKLI BİR İMANA SAHİP OLMALARI MÜMKÜN OLACAK MIDIR?
Her bir mezhebin haramlarının, helallerinin, ibadet şekillerinin birbirlerinden tamamen farklı olması normal karşılanmaması gereken bir durumdur. Allah’ın hak Kitabı Kuran'da böyle ihtilaflar yoktur. Allah insanlara uyacakları 4 ayrı kitap indirmemiştir (Allah'ı ve Kuran'ı tenzih ederiz).
2. DİYANET, SÜNNETİN KURAN İLE MUTABIKSA DOĞRU OLDUĞUNU ANLATMAKLA YÜKÜMLÜDÜR
Yukarıdaki sorulara samimi olarak verilecek tek cevabın Kuran ayetlerine göre olması gerektiği açıktır. Müslümanların tek hak kitabı Kuran-ı Kerim’dir. Allah haram ve helal kıldığı her şeyi Kuran ile kullarına bildirmiştir. Aynı şekilde Müslümanlar için farz olan hükümler ve bu hükümlerin nasıl uygulanacağı da Kuran ayetleriyle insanlara açıklanmıştır.
Sayın Diyanet İşleri Başkanı kanaatimizce iyi niyetle gençlerin dindar yetişmesi için bir yol ve yöntem önermektedir. Ancak gençlerin Allah’a gönülden iman etmesi ve dindar bir ahlak yaşamasının tek yolu Allah’ın gösterdiği yola uymaktır. Bu da yalnız Kuran’a tabi olmakla mümkündür.
Mezhepler arasındaki farklılıkların yanı sıra Peygamberimiz (sav) adına uydurulmuş hadislerin varlığı konusu da son derece önemlidir. Uydurulmuş hadislere dayanılarak adeta yepyeni bir din oluşturulmuş, Kuran’da yer almayan haramlar helaller ortaya çıkmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kendisi dahi yaptığı çalışmayla TAM 204 BİN HADİSİ GÜVENİLİR OLMADIĞI İÇİN AYIKLADIĞINI DUYURMUŞTUR:
BİR HADİSİN GÜVENİLİR OLUP OLMADIĞININ ÖLÇÜSÜ KİMLERİN VE KAÇ KİŞİNİN AYNI RİVAYETİ ANLATTIĞI DEĞİLDİR. NİTEKİM 10 KİŞİ BİR ARAYA GELİP BİR YALAN ÜZERİNDE İTTİFAK DA EDEBİLİR. BİR HADİSİN DOĞRU OLUP OLMADIĞINI DERĞERLENDİRMENİN TEK ÖLÇÜSÜ KURAN’A UYGUN OLUP OLMAMASIDIR. PEYGAMBERİMİZ (SAV)’İN KURAN’A MUHALİF BİR ŞEY SÖYLEMESİ MÜMKÜN OLMAYACAĞINA GÖRE, KURAN İLE ÇELİŞEN HİÇBİR HADİS DOĞRU OLARAK KABUL EDİLEMEZ.
3. DİYANET, “AYETLE HADİS ÇELİŞTİĞİNDE HADİSLE HÜKÜM VERİLİR” DİYENLERİN YANLIŞLIĞINI ANLATMALIDIR
Gelenekçi ortodoks Müslümanların bir kısmı “ayetle hadis çelişirse hadisten hüküm çıkarılır” yanılgısına sahiptir. Örneğin Cübbeli Ahmet olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü şöyle demektedir:
Cübbeli Ahmet: “FETVA VERİLECEĞİ ZAMAN HÜKÜM NEREDEN ÇIKAR? AYETLE HADİS ÇELİŞSE HADİSTEN HÜKÜM ALINIR. HZ. MUHAMMED BUYURDUKTAN SONRA ‘AYETTE BÖYLE VAR’ DENMEZ.”
Kuşkusuz bu anlayış hem Kuran’a asla uygun değildir, hem de Peygamberimiz (sav)’e yönelik çok çirkin ve kendisinin asla razı olmayacağı bir yaklaşımdır. Haşa Peygamberimiz (sav)’in sözünü Allah’ın sözünden üstün tutan çok sapkın bir anlayıştır. Bu kişilerin unuttuğu çok önemli bir gerçek vardır: Resulullah (sav) Allah’ın muhteşem güzel huylu bir kuludur, Allah’a gönülden teslim ve sadıktır, Allah korkusu ve sevgisiyle örnektir ve asla Kuran’la çelişen bir sözü olamaz. Hadisle Kuran çelişiyorsa o hadis Peygamberimiz (sav)’in sözü değildir, münafıkların ve müşriklerin iftirası, dine sonradan dahil ettiği fitnesidir.
Bu zihniyet, Peygamberimiz (sav)’in Kuran’da bildirilen “RABBİM GERÇEKTEN BENİM KAVMİM, BU KUR'AN'I TERK EDİLMİŞ (BİR KİTAP) OLARAK BIRAKTILAR” (Furkan Suresi, 25) şikayetinin ne kadar haklı olduğunun da bir göstergesidir. Haşa Kuran’ı yetersiz gören bu zihniyet ciddi bir akıl tutulmasına ve mantık çöküntüsüne düşmektedir.
Bu kişilerin düşünmesi gereken bir husus da şudur: Yukarıda da izah ettiğimiz üzere Diyanet 204 bin hadisi güvenilir olmadığı sebebiyle ayıklamıştır.
- Peki bu durumda bu ayıklama yapılana kadar bu hadislere dayanılarak verilen hükümler ne olacaktır?
- Bu hadisler muteber değil denilene kadar herhangi bir çelişki oluştuğunda Kuran’ın ayetini, Allah’ın sözünü değil de şu an ayıklanmış olan bu hadisi esas alan kişilerin düştüğü durum nasıl açıklanacaktır?
- Bugün itibar edilip Kuran’ın ayetine karşı kullanılan bir hadis hakkında da yarın öbür gün güvenilir olmadığı kanaati oluşması ihtimali yok mudur?
- Nesiller boyunca muteber görülen 204 bin hadis bir gün geçersiz hale geliyorsa diğerleri için de bu ihtimal söz konusu değil midir?
Burada bir açmaz oluştuğu aşikardır. Bu açmazın ortadan kaldırılmasının tek yolu Kuran’ın yeterli olduğunun kabul edilmesi ve dinin buna göre yaşanıp uygulanmasıdır. Allah, “…Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez…” (Bakara Suresi, 185) ve “Andolsun ki biz Kuran’ı öğüt almanız için kolaylaştırdık…” (Kamer Suresi, 17) ayetlerinde bildirdiği dini kolay olarak yaratmıştır. Karmaşa ve açmaz içine düşme Allah’ın dinde yoktur. Şirk ise insanları karmaşaya, açmaza düşürür. Bu açmaz ve karmaşa da insanların dinden uzak durmasına, soğumasına sebep olan şeytani bir oyundur.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yapması gereken de bu zihniyetin yanlışlığını Kuran ayetleriyle açıklamasıdır. Doğru ve kesin olan tek ölçü, Allah’ın “Benim korumam altında” dediği, “açık ve eksiksiz olduğunu” bildirdiği Kuran’dır.
Allah Kuran’da Kendisi’nin indirdiği din dışında bir din oluşturulması tehlikesine karşı insanları uyarmıştır. Dindar gençler yetiştirmek amacında olduğunu söyleyen Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da Kuran’ın bu hükümlerini esas alarak bir yöntem belirlemesi şarttır:
Helali Haramı Yalnızca Allah Belirler, Allah’tan Başka Hüküm Koyucu Yoktur
DİLLERİNİZİN YALAN YERE NİTELENDİRMESİ DOLAYISIYLA ŞUNA HELAL, BUNA HARAM DEMEYİN. ÇÜNKÜ ALLAH'A KARŞI YALAN UYDURMUŞ OLURSUNUZ. Şüphesiz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa ermezler. (Nahl Suresi, 116)
EY İMAN EDENLER, ALLAH'IN SİZİN İÇİN HELAL KILDIĞI GÜZEL ŞEYLERİ HARAM KILMAYIN VE HADDİ AŞMAYIN. Şüphesiz Allah, haddi aşanları sevmez. (Maide Suresi, 87)
“De ki: "ALLAH'IN KULLARI İÇİN ÇIKARDIĞI ZİYNETİ VE TEMİZ RIZIKLARI KİM HARAM KILMIŞTIR?" De ki: "Bunlar, dünya hayatında iman edenler içindir, kıyamet günü ise yalnızca onlarındır." Bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklarız. De ki: "Rabbim yalnızca çirkin-hayasızlıkları -onlardan açıkta olanlarını ve gizli olanlarını,- günah işlemeyi, haklı nedeni olmayan 'isyan ve saldırıyı' kendisi hakkında ispatlayıcı bir delil indirmediği şeyi Allah’a şirk koşmanızı ve ALLAH'A KARŞI BİLMEDİĞİNİZ ŞEYLERİ SÖYLEMENİZİ HARAM KILMIŞTIR." (Araf Suresi, 32-33)
DE Kİ: "SİZ ALLAH'A DİNİNİZİ Mİ ÖĞRETECEKSİNİZ? Oysa Allah, göklerde ve yerde olanları bilir. Allah, her şeyi bilendir." (Hucurat Suresi, 16)
ALLAH'A KARŞI YALAN YERE İFTİRA DÜZÜP ALLAH'IN KENDİLERİNE RIZIK OLARAK VERDİKLERİNİ HARAM KILANLAR elbette hüsrana uğramışlardır. Onlar, gerçekten şaşırıp sapmışlardır ve doğru yolu bulamamışlardır. (Enam Suresi, 140)
De ki: "Allah'ın sizin için indirdiği SİZİN BİR KISMINI HARAM VE HELAL KILDIĞINIZ RIZIKTAN, HABER VAR MI? SÖYLER MİSİNİZ?" DE Kİ: "ALLAH MI SİZE İZİN VERDİ, YOKSA ALLAH HAKKINDA YALAN UYDURUP İFTİRA MI EDİYORSUNUZ?" (Yunus Suresi, 59)
Allah Kuran’da Her Şeyi Açıklamıştır
ALLAH'TAN BAŞKA BİR HAKEM Mİ ARAYAYIM? OYSA O, SİZE KİTAB’I AÇIKLANMIŞ OLARAK İNDİRMİŞTİR. Kendilerine kitap verdiklerimiz, bunun gerçekten Rabbinden hak olarak indirilmiş olduğunu bilmektedirler. Şu halde, sakın kuşkuya kapılanlardan olma. (Enam Suresi, 114)
Her ümmet içinde kendi nefislerinden onların üzerine bir şahid getirdiğimiz gün, seni de onlar üzerinde bir şahid olarak getireceğiz. BİZ KİTAB'I SANA, HER ŞEYİN AÇIKLAYICISI, Müslümanlara bir hidayet, bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik. (Nahl Suresi, 89)
Bu Kur'an, Allah'tan başkası tarafından yalan olarak uydurulmuş değildir. Ancak bu, önündekileri doğrulayan ve KİTABI AYRINTILI OLARAK AÇIKLAYANDIR. Bunda hiç şüphe yoktur, alemlerin Rabbindendir. (Yunus Suresi, 37)
Kuran Eksiksizdir
Yeryüzünde hiçbir canlı ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki, sizin gibi ümmetler olmasın. BİZ KİTAPTA HİÇBİR ŞEYİ NOKSAN BIRAKMADIK, sonra onlar Rablerine toplanacaklardır. (Enam Suresi, 38)
Rabbinin sözü, doğruluk bakımından da, adalet bakımından da TASTAMAMDIR. O'NUN SÖZLERİNİ DEĞİŞTİREBİLECEK YOKTUR. O, işitendir, bilendir. (Enam Suresi, 115)
Ahirette Müslümanlar Sadece Kuran’dan Sorulacaktır
Şu halde, sana vahyedilene sımsıkı-tutun; çünkü sen dosdoğru bir yol üzerindesin. Ve şüphesiz o (Kur'an), senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. SİZ (KURAN'DAN) SORULACAKSINIZ. (Zuhruf Suresi, 43-44)
Allah, Kuran’ı Yeterli Görmeyip Allah’ın Hükmü Dışında Hüküm Arayanları Kınamıştır
KENDİLERİNE OKUNAN BU KİTABI SANA GÖNDERMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMİYOR MU? Elbette inanan bir topluluk için onda rahmet ve ibret vardır. (Ankebut Suresi, 51)
ONLAR HALA CAHİLİYE HÜKMÜNÜ MÜ ARIYORLAR? Kesin bilgiyle inanan bir topluluk için HÜKMÜ, ALLAH'TAN DAHA GÜZEL OLAN KİMDİR? (Maide Suresi, 50)
Ne zaman onlara Allah Katından yanlarındakini doğrulayan bir elçi gelse, kitap verilenlerden birtakımı, SANKİ BİLMİYORLARMIŞ GİBİ ALLAH'IN KİTABI’NI ARKALARINA ATTILAR. (Bakara Suresi, 101)
Peygamberimiz (sav)’in Tek Şikayeti Kuran’ı Terk Eden Müslümanlardır
Ve elçi dedi ki: "RABBİM GERÇEKTEN BENİM KAVMİM, BU KUR'AN'I TERK EDİLMİŞ (BİR KİTAP) OLARAK BIRAKTILAR." (Furkan Suresi, 30)
Kuran’ı Yeterliliğini Kabul Etmek Müşriklere Ağır Gelir
O: "DİNİ DOSDOĞRU AYAKTA TUTUN VE ONDA AYRILIĞA DÜŞMEYİN" DİYE dinden Nuh'a vasiyet ettiğini ve sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya vasiyet ettiğimizi sizin için de teşri' etti (bir şeriat kıldı). SENİN KENDİLERİNİ ÇAĞIRDIĞIN ŞEY, MÜŞRİKLERE AĞIR GELDİ. Allah, dilediğini buna seçer ve içten kendisine yöneleni hidayete erdirir. (Şura Suresi, 13)
Kuran Ayeti Dışındaki Sözde Deliller Allah Katında Geçerli Değildir
O'NA İCABET OLUNDUKTAN SONRA, ALLAH HAKKINDA (SÖZDE) 'DELİLLER ÖNE SÜRÜP TARTIŞANLARIN' DELİLLERİ, RABLERİ KATINDA GEÇERSİZDİR. Onların üzerinde bir gazab vardır ve şiddetli azab onlaradır. Ki Allah, hak olmak üzere Kitabı ve mizanı indirdi. Ne bilirsin; belki kıyamet-saati pek yakındır. (Şura Suresi, 16-17)
Şirk koşanlar diyecekler ki: "Allah dileseydi ne biz şirk koşardık, ne atalarımız ve HİÇBİR ŞEYİ DE HARAM KILMAZDIK." Onlardan öncekiler de, bizim zorlu-azabımızı tadıncaya kadar böyle yalanladılar. De ki: "SİZİN YANINIZDA, BİZE ÇIKARABİLECEĞİNİZ BİR İLİM Mİ VAR? SİZ ANCAK ZANNA UYMAKTASINIZ VE SİZ ANCAK "ZAN VE TAHMİNLE YALAN SÖYLERSİNİZ." DE Kİ: "EN 'ÜSTÜN VE APAÇIK' DELİL ALLAH'INDIR.” (Enam Suresi, 148)
YOKSA ONLARIN BİRTAKIM ORTAKLARI MI VAR Kİ, ALLAH'IN İZİN VERMEDİĞİ ŞEYLERİ, DİNDEN KENDİLERİNE TEŞRİ' ETTİLER (BİR ŞERİAT KILDILAR)? Eğer o fasıl kelimesi olmasaydı, elbette aralarında hüküm (karar) verilirdi. Gerçekten zalimler için acı bir azap vardır. (Şura Suresi, 21)
Allah’ın İndirdiği Dini -haşa- Yetersiz ve Çirkin Karşılamak Müşriklerin Vasfıdır
Yahut: "Onda bir delilik var" mı diyorlar? Hayır, O, ONLARA HAK İLE GELMİŞ BULUNMAKTADIR VE ONLARIN ÇOĞU HAKKI ÇİRKİN KARŞILIYORLAR. (Müminun Suresi, 70)
Allah, Peygamberimiz (sav)’i, Kendi İsteklerine Göre Hüküm Oluşturması İçin Baskı Yapanlara Karşı Uyarmıştır. Peygamberimiz (Sav) Sadece Kendisine Vahyolunan Kuran’a Uymuştur
ARALARINDA ALLAH’IN İNDİRDİĞİYLE HÜKMET ve onların hevalarına uyma. ALLAH’IN SANA İNDİRDİKLERİNİN BİR KISMINDAN SENİ ŞAŞIRTMAMALARI İÇİN DİYE ONLARDAN SAKIN. Şayet yüz çevirirlerse, bil ki, Allah bir kısım günahları nedeniyle onlara bir musibeti tattırmak istemektedir. Şüphesiz, insanların çoğu fasıklardır. (Maide Suresi, 49)
Sana da (Ey Muhammed,) önündeki kitap(lar)ı doğrulayıcı ve ona 'bir şahid-gözetleyici' olarak Kitab'ı (Kur'an'ı) indirdik. Öyleyse ARALARINDA ALLAH'IN İNDİRDİĞİYLE HÜKMET VE SANA GELEN HAKTAN SAPIP ONLARIN HEVA (İSTEK VE TUTKU)LARINA UYMA... (Maide Suresi, 48)
Onlara ayetlerimiz apaçık belgeler olarak okunduğunda, Bizimle karşılaşmayı ummayanlar, derler ki: "BUNDAN BAŞKA BİR KUR'AN GETİR VEYA ONU DEĞİŞTİR." DE Kİ: "BENİM ONU KENDİ NEFSİMİN BİR ÖNGÖRMESİ OLARAK DEĞİŞTİRMEM BENİM İÇİN OLACAK ŞEY DEĞİLDİR. BEN, YALNIZCA BANA VAHYOLUNANA UYARIM. Eğer Rabbime isyan edersem, gerçekten ben, büyük günün azabından korkarım." (Yunus Suresi, 15)
Kuran’ı Yeterli Görmeyenlerin Bozuk Tavır Ve Üslupları
Onlardan öyleleri vardır ki, DİLLERİNİ KİTABA DOĞRU EĞİP BÜKERLER, SİZ ONU (BU OKUR GÖRÜNDÜKLERİNİ) KİTAPTAN SANASINIZ DİYE. OYSA O KİTAPTAN DEĞİLDİR. "Bu Allah Katındandır" derler. Oysa o, Allah Katından değildir. Kendileri de bildikleri halde Allah'a karşı (böyle) yalan söylerler. (Al-i İmran Suresi, 78)
Hakkı batıl ile örtmeyin ve HAKKI GİZLEMEYİN. (KALDI Kİ) SİZ (GERÇEĞİ) BİLİYORSUNUZ. (Bakara Suresi, 42)
(SÖZDE) ACİZ BIRAKMAK İÇİN AYETLERİMİZ HAKKINDA ÇABA HARCAMIŞ OLANLAR, işte onlar; onlar için de (en) iğrenç olanından acı bir azap vardır. (Sebe Suresi, 5)
BİZİM AYETLERİMİZ KONUSUNDA ÇARPITMA YAPANLAR, BİZE GİZLİ KALMAZLAR. Öyleyse ateşin içine bırakılan mı daha hayırlıdır yoksa kıyamet günü güvenle gelen mi? Siz dilediğinizi yapın. Çünkü O yaptıklarınızı gerçekten görendir. (Fussilet Suresi, 40)
ONLAR, HEM ONDAN ALIKOYARLAR, HEM KENDİLERİ KAÇARLAR. Onlar, yalnızca kendi nefislerinden başkasını yıkıma uğratmazlar ama şuurunda değildirler. (Enam Suresi, 26)
Musa, onlara APAÇIK OLAN AYETLERİMİZLE GELDİĞİ ZAMAN: "Bu, düzüp uydurulmuş bir büyüden başkası değildir. BİZ GEÇMİŞ ATALARIMIZDAN BUNU İŞİTMEDİK" dediler. (Kasas Suresi, 36)
NE ZAMAN ONLARA: 'ALLAH'IN İNDİRDİKLERİNE UYUN' DENİLSE, ONLAR: 'HAYIR, BİZ, ATALARIMIZI ÜZERİNDE BULDUĞUMUZ ŞEYE (GELENEĞE) UYARIZ' DERLER. (PEKİ) YA ATALARININ AKLI BİR ŞEYE ERMEZ VE DOĞRU YOLU DA BULAMAMIŞ İDİYSELER? (Bakara Suresi, 170)
4. SAYIN CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN KURAN MÜSLÜMANLIĞINI SAVUNMAKTADIR, BU YÜZDEN GELENEKÇİ ORTODOKS ÇEVRELERİN BASKISINA MARUZ KALMIŞTIR
Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğn farklı zamanlarda yaptığı açıklamalarda Kuran’ın yeterli olduğuna vurgu yaparak, 4 farklı mezhebin 4 farklı inancı olmasının kabul edilemeyeceğini söylemiş, "Mezhepçilik fitnedir. Ben ne Sünniyim ne Şii, ben Müslümanım" sözleriyle kendisinin de Kuran Müslümanlığından yana olduğunu vurgulamıştır.
“Mezhepçilik fitnesi, İslam dünyasına müdahalelere kapı açan bir diğer önemli gerekçeyi oluşturuyor. Bugün Irak'ta, Suriye'de, Yemen'de, geçmişte Lübnan'da, hatta bir dönem Türkiye'de aynı oyun oynandı, oynanıyor. Her fırsatta ifade ettim, burada bir kez daha tekrarlıyorum. Benim Sünnilik diye bir dinim yoktur, benim Şiilik diye bir dinim de yoktur. Benim dinim, din-i mübîn olan İslam'dır. İslam'ın tüm sahih yorumları benim için hürmete layıktır. Elbette şahsen benim de tabi olduğum bir yorum var. Ama asla bu yorumu dinimin, yani İslam'ın üzerine çıkarmadım, çıkaramam. Maalesef, yanlış ve tehlikeli bir şekilde bunu yapan gruplar, ülkeler olduğunu biliyoruz, görüyoruz. Hiç kimsenin böyle bir hakkı yoktur.”
Sayın Cumhurbaşkanı’nın dikkat çeken bir başka açıklaması ise, "Allah kadına 'Vur' dediyse vardır bir hikmet" diyerek kadınlara 'erkeklerden dayak yedikleri için şükretmeleri' tavsiyesinde bulunan gelenekçi ortodoks kişilere gösterdiği tepki olmuştur:
Din adamı diye ortaya çıkıp kadınla ilgili dinde yeri olmayan içtihatlarda bulunuyorlar. Çünkü İslam’ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar. İslam’ın hükümlerinin güncellenmesi vardır. Siz İslamı 14-15 asır öncesi hükümleriyle kalkıp da bugün uygulayamazsınız (https://www.hurriyet.com.tr/video/erdogandan-sert-sozler-din-adami-diye-ortaya-cikip-kadinla-ilgili-dinde-yeri-olmayan-ictihatta-bulunuyorlar-40765670)
Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu açıklamayı yaparken bazı gelenekçi ortodoks kişilerin tepki gösterecek olmasını vurgulaması da dikkat çekicidir:
ŞİMDİ BİR ÇOK HOCAEFENDİ BENİ TEFE KOYUP ÇALACAK. RABBİM BİZİ TEFE KOYMASIN. İstisnaları genelleştirmek, tarihin belirli bir döneminde toplumların özel şartlarına uygulamaları geleneksel davranışları taşımaya çalışmak meseleyi sulandırmaya yarar.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu sözleri çarpıtılarak İslam’ın inanç esasları aleyhine yorumda bulunuyormuş gibi bir imaj oluşturulmak istenmiştir. Sayın Cumhurbaşkanı hem mezhepçiliği eleştirip hem de kadınlara değer verilmesi konusuna dikkat çekince, tıpkı Kuran’ın yeterli olduğunu ve kadın sevgisini anlattığında müvekkile yapılan “dinimizi dejenere ediyor” baskısı Sayın Cumhurbaşkanı’na da yapılmaya çalışılmıştır. Oysa Sayın Cumhurbaşkanı’nın “güncellenme” diye ifade ettiği şey, dinin özüne yani Kuran’a dönülmesi, kadını ikinci sınıf varlık olarak gören, sevgiden, kaliteden ve sanattan uzak İslam’ın gerçek İslam olmadığının ifade edilmesidir.
Ancak Sayın Cumhurbaşkanı bu sözünün ardından bazı gelenekçi zihniyete sahip çevreler tarafından eleştirilmiş, eleştirilerin büyüklüğü dikkat çekici olmuştur.
Örneğin kamuoyunca Cübbeli Ahmet olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü Cumhurbaşkanı’nın açıklaması hakkında birkaç sohbet programı yapmış, daha sonrasında basına verdiği bir demeçte de Cumhurbaşkanı’na sinirli olduğunu söylemiştir. Hatta öyle ki, Cumhurbaşkanı’nın kendisine sinirli olduğunun söylendiği kendisinin de ben de sinirliyim dediğini anlatmıştır. Bu üslubun bir nevi gözdağı verme ve güya kendisini Sayın Cumhurbaşkanı’na kafa tutan ve onu önemli görmeyen insan gibi gösterme gayreti olduğu görülmektedir. Cübbeli Ahmet Hoca’nın saygıya uygun olmayan bu üslubundan Sayın Cumhurbaşkanı’nı tenzih ederiz.
Cübbeli’nin açıklamasında dile getirdiği “sinirli” olması hali kısa süre içinde diğer bazı kişilere de yansımış ve bu çevreler tarafından Sayın Cumhurbaşkanı üzerinde baskı kurulmak ve böylece Kuran Müslümanlığı’nın anlatılmasını engellenmek istenmiştir.
Bir yayın kuruluşu da Sayın Cumhurbaşkanı’nın sözlerini halka sormuş, gelenekçi sistemin etkisi altında olanların verdikleri cevaplar ise Sayın Cumhurbaşkanı’na eleştiriler ve “kadının aşağılanmasının ve hatta dövülmesinin meşru” olduğu gibi sapkınca izahları destekleyen nitelikte olmuştur:
Mesela bir vatandaş şunları söylemiştir:
"Kadınlara ekonomik özgürlük dedikleri şey var ya, bu aile kavramını bitirdi. Cenab-ı Hak âyet-i kerimesinde, "Benden sonra bir secde gerekseydi, kadın kocasına secde eder" diyor. Bunu bilecek kadın da yok şu an!..."
"Ben Cumhurbaşkanı'nın söylediklerine katılmıyorum ve öyle konuşmasına üzüldüm… Kur'an, 'Gerekirse kadını dövebilirsiniz' diyor. Keşke şu an bir hocaya sorsak, o da aynısını söyler. Kur'an gerekirse döv, dayaktan da anlamıyorsa yatağını ayır diyor."
Bir başka vatandaş ise şöyle konuşmuştur:
"Cumhurbaşkanı oy uğruna belki çizgiyi atabiliyor ama yanlış. Bu söyledikleri tabanda kesinlikle rahatsızlık yarattı ama kimse kendini takdim edemiyor..."
"Cenab-ı Hak âyet-i kerimesinde diyor ki, 'Bir baba, kızının topuğundan yukarısını göremez'. Şimdi Allah aşkına, Kırkpınar pehlivanı gibi değil miyiz? Bir kız pantolon giyiyor, daha dar olanları çıktı. Namahrem diye bir şey vardı, artık bitti. Bana kalırsa bu halimiz yanlış, edep diye bir şey var." (https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-43350228)
Oysa tüm bu açıklamalar cehalet üzerine kuruludur. Bazı kesimler arasında Kuran’da varmış gibi anlatılan bu sevgisiz, şiddete eğilimli, kadınları baskı altına alan ifadelerin hiçbiri Kuran’da yoktur ancak gelenekçi İslami kaynaklarda vardır. Bu olay gelenekçi sistemin yanlış bilgilerinin bazı kesimler arasında nasıl yayıldığını ve bu insanların dine sahip çıktıklarını zannederek hurafelere sahip çıktıklarını fark edemediklerini ve yine farkında bile olmadan çok katı, şiddet dolu, Allah’ın asla tasvip etmediği bir inanç sistemini savunur hale geldiklerini ve bu sistemi savunabilmek için de Sayın Cumhurbaşkanı’na dahi göz dağı verebildiklerini gözler önüne sermiştir.
Başta Cübbeli Ahmet olmak üzere gelenekçi ortodoks kesimden gelen eleştiriler üzerine Sayın Cumhurbaşkanı bir açıklama daha yapmış ve bu hocalara seslenmiştir. Bu konuşma Sayın Cumhurbaşkanı üzerinde kurulmak istenen baskının boyutunu göstermesi açısından da dikkat çekicidir:
"Biz dinde reform aramıyoruz. Haddimize mi?... Değişmeyecek olan kurallar da vardır. İslam’ın son din olduğu asla değişmeyecek bir hakikattır” diyerek sözlerine devam eden Cumhurbaşkanı, ‘hocalar’a seslendi: “Birilerinin çıkıp hayatın gerçekleriyle ilgisi olmayan sözler edip kafaları karıştırması yanlıştır. Kimse bizim dinimize fatura kesme hakkına sahip değildir… Dinime getirilen bu zaafiyete tahammülümüz yok… Dünkü konuşmadan sonra birileri sosyal medyada konuşmaya başladılar. Siz bu fakiri korkutamayacaksınız, hak neyse onu söylemeye devam edeceğim. Kuran’ın ve İslam’ın hükümlerini sağa sola evirip çevirmeye hakkınız yok.” https://www.diken.com.tr/erdogan-islama-guncellemeyi-acti-zaman-degisince-ahkam-da-degisir-inkar-edilemez/
Aynı baskı müvekkil Adnan Oktar üzerinde de kurulmaya çalışılmış, Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı kumpas davası ile müvekkil alınıp tutuklanmış, hukuksuz olarak 10 bin yıllık cezalar verilmiş ve Kuran Müslümanlığı’nı anlatan eserleri engellenmiştir.
Bu engelleme planını kuranların göz ardı ettiği önemli bir gerçek vardır. Allah Kendi seçip beğendiği dinine karşı mücadele içinde olan, Allah’ın indirdiği dini beğenmeyip dinde olmayan hükümlerle katı ve sevgisiz bir din oluşturmaya çalışanları kaderde yenilmiş olarak yaratmıştır. Müşrikler istemese de, var güçleriyle aleyhte faaliyet yapsalar da yeryüzüne Allah’ın Kendi dini, sevgi dostluk barış özgürlük adalet olan gerçek İslam hakim olacak, her türlü batıl din yeryüzünden silinecektir.
Müşrikler istemese de O dini (İslam'ı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O'dur. (Tevbe Suresi, 33)
Saygılarımızla kamuoyunun bilgilerine arz ederiz. 26.07.2025