Adnan Oktar'dan Kamuoyu Duyurusudur

Görseller, basın, televizyon, haberler, filmler, diziler, reality şovlar, magazin programları yoluyla insanları çeşitli duygu durumlarına yönlendirmek, planlanmış bir toplum stratejisidir. Dünyayı kontrol altında tutmak isteyen derin güçler, toplumları istedikleri şekle getirebilmek için, öncelikle onlara sundukları görselleri ve fikirleri planlarlar. Çünkü arz-talep sistemini işletmek ve insanları, farkına varmayacakları şekilde gerçekte yapamayacakları şeylere yönlendirebilmek, ancak ve ancak TELKİN yoluyla olabilir. Bu telkini mümkün kılan en geçerli yol ise, insanların hayatlarını şekillendiren reality şovlar, diziler ve filmler; yani özellikle TV yayınlarıdır.

Aslında bu stratejiye uzun zamandır çok yakından şahit oluyoruz. Müvekkil Adnan Oktar, bu stratejinin planlı olarak işlemekte olduğuna ve bu yöntemle insanları sevgisizliğe, öfkeye, tahammülsüzlüğe, nefrete, hatta şiddete yönelten bir sistemin oluşturulduğuna dair çok defa uyarılarda bulunmuştur. Çünkü insanların birbirlerini bu kadar kolay aşağılar, hatta birbirlerine saldırabilir hale gelmesinin en önemli sebeplerinden biri, aldıkları bu telkindir.

İzlediği dizi ve filmlerde, hayran olduğu ana karakterin, önüne çıkan herkesi katlettiğini, bunun üzerine de çevresindeki insanlardan takdir gördüğünü izleyen bir kişi, kaçınılmaz olarak bu rolün etkisinde kalmaktadır. Diziler yoluyla öldürmek bu kadar kolaylaştırıldığında, bu kişinin de eline bir silah alıp katil olabilmesi aynı oranda kolaylaşmaktadır. Çünkü öldürme fikri artık sıradanlaşmıştır. Dahası, dizilerde katlederek takdir toplayan ana karakter, bu kişinin de öldürerek takdir toplamayı beklemesine sebep olacaktır. Vahşi duygularla hayatları kararan bu insanların yegane çıkış noktası, çoğu zaman bu vahşeti teşvik eden diziler ve filmler olmaktadır.

Ana haber bültenlerinde, sanki dışarıda bir cehennem ortamı varmış gibi birbiri ardına verilen felaket haberlerinin çıkış noktasını da işte bu insanlar ve eylemleri oluşturmaktadır. Zaten toplumu şekillendirme stratejisinin bir kolu da söz konusu ana haberlerdir. SANKİ O TOPLUMDA İYİ HİÇBİR ŞEY OLMUYORMUŞ GİBİ, sadece cinayetleri, katliamları, saldırıları, kavgaları gösteren haber bültenleri, toplumu sevgisizliğe ve vahşete sürükleme planının bir diğer önemli parçasıdır.

Yine filmler ve diziler yoluyla mafyaya özendirme stratejisi, akıl almaz derecede yaygınlaşmıştır. Dikkat edilirse ülkemizde ve pek çok az gelişmiş ülkede, mafya dizileri en fazla beğeni toplayan ve teşvik alan konular arasındadır. İnsanlar önce mafya tipi dizilere alıştırılmış, ardından burada hayran olunan kahramanın temsil ettiği mafya tiplemesi cazip gösterilmiş ve onun yaptığı yasa dışı eylemler makul hale getirilmiştir.

Dahası dizide söz konusu ana karakter, bir mafya mensubu olmasına, bu vesile ile her türlü suçu işliyor olmasına rağmen, sanki vicdanlı bir kişiymiş gibi gösterilmeye çalışılmıştır. Örneğin, mafya olup sıklıkla adam öldüren ve sayısız yasa dışı işin içine giren bir kişi, aynı zamanda yetimlere yardım eden kişi profilindedir. Bir başkası, her türlü kötülüğü yapmakta ama sadece uyuşturucu satmayarak ahlaki bir çizgisi varmış gibi gösterilmektedir. Yetimlere yardım etmek, toplumu felakete sürükleyen uyuşturucu belasına karşı olmak elbette takdir edilecek bir davranıştır; ama sadece bunu yapıp ardından akla gelen her türlü suçu işlemenin meşru hiçbir yönü elbette olamaz. Söz konusu dizilerde, sayısız suçu işlemiş bir kişi, sırf bu özelliği ortaya çıkarılarak adeta bir ahlak timsali gibi lanse edilmektedir. Dolayısıyla, böyle karakterlere hayranlık duyan kişiler, psikopatlığın her türlüsünü yapıp tek bir konuda hassasiyet gösterdiklerinde, aynı erdemi taşıdıklarını düşünmektedirler.

Toplum içinde suç oranlarının böylesine artması, sokakların güvenilmez mekanlar haline gelmesi ve insanların her an diğerini öldürebilecek veya ona zarar verecek bir hale gelmiş olması, büyük ölçüde bu telkin stratejisi nedeniyledir.

Elbette tüm diziler ve tüm yayınlar bu şekilde değildir; ancak bu konuda öne çıkan çalışmalar dikkate alındığında, anlattığımız hususlar dikkat çekmektedir.

Toplumları dinsizleştirmek, ardından sevgisizleştirmekvatan-millet değerlerini ortadan kaldırmak, en nihayetinde de onları saldırgan, öfkeli ve her türlü suça açık hale getirmek, BİR ÜLKEYİ YIKMAK İÇİN İNGİLİZ DERİN DEVLETİNİN 300 YILDIR AKTİF OLARAK KULLANDIĞI BİR STRATEJİDİR. Kimi zaman bilerek, kimi zaman bilmeden, kimi zaman sadece reytingler uğruna, bu oldukça sakıncalı sisteme pek çok kişi alet olmaktadır. Müvekkile göre, eğer bu stratejiye bir an önce son verilmezse, bunun topluma sakıncaları büyük olacaktır. Bu akıl almaz derecede sakıncalı sistemi ortadan kaldırıp, ciddi şekilde bir sevgi çalışmasının yapılması şarttır. Müvekkilin dikkat çektiği tehlikeyle mücadele, ülkemiz için hayati bir konudur.

Müvekkilin görüşlerini takdirinize sunar, saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz.18.07.2025

Daha yeni Daha eski