MÜVEKKİL ADNAN OKTAR’DAN BASIN AÇIKLAMASIDIR
Sol Basın Ve Bazı Chp’li Yetkililer Bugün Haklı Olarak Feryat Ettikleri Hukuksuzlukların Çok Daha Fazlasının Adnan Oktar Davası Dosyasında Yaşandığını Göz Ardı Ettikleri Müddetçe Adalet Çağrıları Samimi Bulunmayacaktır.
27 Nisan 2025 tarihi akşamı Halk TV’de Sayın Sinem Fıstıkoğlu yönetiminde yayınlanan programda İmamoğlu Davasında yaşanan iki konu üzerinde durulmuş ve bu hukuksuzlukların tarihte kimseye yapılmadığı iddia edilmiştir.
Bunlardan biri hali hazırda dosyada sanık olanların eşleri ve kardeşleri gibi yakın akrabalarının da sabaha karşı bir operasyonla göz altına alınmasıdır. İkincisi de TRT başta olmak üzere bazı sağ görüşlü basında Sayın İmamoğlu hakkında cevap verme hakkını kullanmasına imkan tanınmadan 9 saniyelik bir video görüntüsü üzerinde saatlerce karalama nitelikli yayın yapılmasıdır. Hatta öyle ki “Tarihte acaba bunun benzeri görülmüş müdür, sanıkların ailesine, eşine, akrabasına da operasyon düzenlenmiş midir, bu ilk defa oluyor” denilmiştir. Bunların kuşkusuz hepsi hukuka aykırı davranışlardır ve her şeyden öte vicdanları yaralamaktadır. Sayın İmamoğlu ve çalışma arkadaşları hakkında dosyada her iddianın kovuşturma sürecinde doğru olup olmadığı muhakkak ortaya çıkacaktır. Kanaatimizce müvekkil ve arkadaşları gibi onlar da Türk yargısına tamamen güvenmektedir. Yargının alacağı kararlara da saygımız sonsuzdur.
ANCAK, SAYIN SİNEM FISTIKOĞLU’NUN “İLK DEFA OLDUĞUNU” DÜŞÜNDÜĞÜ BU HUKUKSUZLUKLAR ADNAN OKTAR DAVASINDA 7 YILDIR KESİNTİSİZ OLMAKTADIR.
Elbette müvekkil Adnan Oktar bunları hiç kimsenin yaşamasını asla istememektedir. Bugün bir benzerinin Sayın İmamoğlu, çalışma arkadaşları ve üniversite öğrencileri tarafından yaşanıyor olmasından dolayı son derece rahatsızdır. Her vatandaşın adil yargılanma hakkının korunmasının önemine inanmakta, insanları karalamayla, iftirayla, yıldırma politikalarıyla, hukuksuz uygulamalarla hiza etme anlayışının tamamen ortadan kalkması gerektiğini savunmaktadır. Bu nedenledir ki tutuklandığı ilk günden bu yana bu konuda uyarılar yapmakta, Mahkeme huzurundaki savunmalarında dahi öncelikli olarak bu konuyu anlatmaktadır.
Şu somut durumun da göz ardı edilmemesi lazımdır: İmamoğlu Davası ile toplum genelinde daha sık konuşulmaya başlanılan bu hukuksuzlukların, acımasız ve pervasız uygulamaların hepsi daha fazlasıyla müvekkil ve arkadaşlarına yapılırken, bugün TV kanallarında adeta feryat eden sol basından birçok isim, ŞU AN ELEŞTİRDİKLERİ SAĞ BASINLA EL BİRLİĞİ YAPARAK, ÇİFT SESLİ KORO HALİNDE “AZ BİLE DAHA ÇOK YAPILSIN” DİYEREK HUKUKSUZLUKLARI DESTEKLEMİŞLERDİR.
MAALESEF BUGÜN DAHİ BÜYÜK KISMI ADNAN OKTAR DAVASINDA YAŞANAN HUKUKSUZLUKLARI HİÇ DİLE GETİRMEMEKTE, BÖYLE YAPTIKLARI İÇİN DE HER GÜN YENİ BİR HUKUKSUZLUKLA DAHA TANIŞMAKTADIRLAR.
ADNAN OKTAR DAVASI DOSYASINDA;
- Tutuklanan oğluna cezaevinde kantin alışverişi yapması için cüzi miktarda para yatıran bir anne sabaha karşı operasyonla alınmış, sadece 2-3 nezarette tutulmakla bırakılmamış, TAM 9 AY CEZAEVİNDE KALMIŞTIR. Üstelik midesinin yarısı olmayan ağır hasta bir insan olduğu halde.
- Kız kardeşinin duruşmalarını izlemek için Mahkemeye gittiği için pankreası olmayan, ileri seviyede şeker hastası olan, damarlarında 6 stent bulunan ağır hasta bir kadın sabaha karşı operasyonla gözaltına alınmış, günlerce nezarethanede tutulmuştur. Halen yargılanmaktadır.
- Tutuklu sanıklar Türkiye’nin dört bir yanındaki cezaevlerine dağıtılmış hücrelerde ve/veya kalabalık koğuşlarda çok ağır koşullarda tutulurken hiçbir hukuki gerekçe olmadığı halde sırf tedirgin etmek için ailelerin evlerine sabaha karşı, evlerinin kapıları kırılarak defalarca operasyon düzenlenmeye devam edilmiştir.
- Olur olmaz suni gerekçelerle sürekli evlerine operasyonlar düzenlenen evlerde ileri kanser hastası, artık yatalak hale gelmiş ağır hasta aileler perişan olmuşlardır.
- Kendi bakımını yapamayan ağır hasta ailelerin tek çocukları tutuklanmış, bakımlarını üstlenecek kimse kalmamış, hasta annesine babasına bakabilmek için defalarca ev hapsi uygulanması talebinde bulunulmasına rağmen tüm bu talepler gerekçesiz reddedilmiştir.
- NETİCEDE DE 7 YILDIR DEVAM EDEN BU PERVASIZ HUKUKSUZLUK, HAKSIZLIK, BASKI 61 AİLENİN VEFATINA SEBEP OLMUŞTUR. Ve evlatlarının ailelerinin cenazesine katılmasına bile müsaade edilmemiştir.
DOLAYISIYLA “BUNUN EŞİ BENZERİ VAR MI” DENİLENLERİN BİN KATI YILLARDIR MÜVEKKİL ADNAN OKTAR, ARKADAŞLARI VE AİLELERİ TARAFINDAN BİLFİİL YAŞANMAKTADIR. BELKİ SİNEM HANIM ADNAN OKTAR DAVASI HAKKINDA BİZZAT BİLGİ SAHİBİ OLMAYA BİLİR AMA ÇALIŞTIĞI KANALTDA, BU HUKUKSUZLUKLARIN NERDEDEYSE TAMAMI DESTEKLENMİŞTİR.
BİR AVUÇ İNSANA KARŞI SAĞ SOL, KAPİTALİST KOMÜNİST, MUHAFAZAKAR LİBERAL, GELENEKÇİ İLERİCİ TÜM KESİMLER ŞAŞIRTICI ŞEKİLDE İTTİFAK ETMİŞ YENİ AKİT’LE CUMHURİYET GAZETESİ, AHABER İLE HALK TV ELEELE VERİP BUGÜN HAKLI OLARAK FERYAT ETTİKLERİ HUKUKSUZLUKLARIN AYNISINI MÜVEKKİL ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARINA YAPMIŞLARDIR.
- Adnan Oktar davasının gizli dosyaları bir yandan sosyal medya trolleri ve Nedim Şener, Süheyb Öğüt, Burak Bekiroğlu, Furkan Bölükbaşı gibi isimler tarafından yayınlanırken bir yandan da Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan tarafından yayınlanmıştır.
- Tek başına tanık beyanıyla insan mı tutuklanır diyenler, sadece beyanla Adnan Oktar ve arkadaşlarına 10 bin yıl ceza verilirken hep beraber alkışlamışlardır.
- İstinaf Mahkemesi dosyayı 1.5 yıl boyunca biz beyandan başka dosyada delil göremedik burada cinsel saldırı suçu da yok örgüt de yok diyerek bozma kararı verince, Yüksek Mahkeme Hakimlerinin hangi hukuki gerekçelerle bu kararı verdiklerini dinlemek ya da incelemek yerine hakimleri acımasızca iftiralarla linç etmişlerdir.
- Bugün adil hakimler arayanlar hukuka göre karar veren hakimlerin görevlerinden alınmalarını, iki üç iftiracının karalamasıyla haklarında soruşturma açılmasını körüklerken sebep oldukları felaketin farkına varamamışlardır.
“BUNUN BİR BENZERİ YAŞANMIŞ MIDIR?” DİYE SORGULAYANLARIN; TARİHTE ASIL BENZERİ OLMAYAN ŞEYİN TAM 7 YILDIR KESİNTİSİZ, HİÇ ARALIK VERMEDEN, SAĞ VE SOL TÜM BASINDA, AYNI DÖNEMDE FARKLI KANALLARDA YAYINLANAN TÜM DİZİLERDE, MİLYONLARCA LİRA HARCANIP ÇEKİLEN SAHTE BELGESELLERDE MÜVEKKİL VE ARKADAŞLARI HAKKINDA AMANSIZ BİR KARALAMA YAPIYOR OLMASINI GÖRMÜYOR OLMALARI İBRETLİK BİR DURUMDUR.
Yayına katılan konuklardan Prof. Dr. Hasan Sınar tüm bu hukuksuzlukları eleştirirken, “önce içeri atıyorlar sonra üstüne beton döküyorlar” derken doğru ama noksan bir tanımlamada bulunmaktadır. Ülkeyi şu an bir kabus gibi saran hukuksuzlukların daha da artarak ilerleyeceği görülmektedir. Bu durumun temeli ise sol basındaki bir çok isim tarafından atılmış ve hukuksuzluk betonu sağ basınla elele verilip hep birlikte karılmıştır.
Bu durumun telafisi ise ancak adaletin herkes için istendiği konusunda samimi olunmasıyla mümkündür. Tertemiz masum genç kadınlar on bin yıllık hukuksuz cezalarla 7 yıldır cezaevinin küflü koğuşlarında tutulurken, son derece iyi eğitimli nezih gençler cezaevinde çürümeye terk edilirken, hemen her gün yeni bir acımasızlık, haksızlık, yalan, iftira ile mağdur edilmeye çalışılırken hiç böyle bir haksızlık yaşanmıyormuş gibi davranmak kuşkusuz ağır bir vicdansızlıktır. Bu vicdansızlığa göz yumanların adaleti tesis edebileceğine ise halkın güvenmesi mümkün değildir.
Sayın Sinem hanım başta olmak üzere tüm Halk TV çalışanlarının ve sol görüşlü siyasetçilerinin bu duyarlılığı göstereceğine ve vicdanlı davranacaklarına güvenimiz tamdır.
Saygılarımızla kamuoyunun bilgilerine arz ederiz. 27.04.2025