30 Nisan 2025 tarihinde bazı sosyal medya hesaplarında, müvekkil Adnan Oktar’ın 3-4 yıl önce katıldığı duruşmalardaki bazı ekran görüntüleri üzerinde oynama yapılarak yayınlanmıştır.

28 Nisan 2025 tarihinde müvekkilin İstanbul Anadolu 1 Ağır Ceza Mahkemesi’nde katıldığı duruşmada 7 yıllık cezaevi sürecinin, bazıları tarafından beklenenin tam aksine, müvekkilin sağlığına ve gücüne güç kattığı görülmüştür. Müvekkilin duruşmada açıkça görülen gençliği ve dinçliğinin doğurduğu haset ve kıskançlık hisleri sonucunda bazı çevreler son derece aciz, çocuksu ve hiçbir karşılığı olmayan bir psikolojik savaş taktiği uygulama çabasına girmiştir.Bu yönteme başvurulması müvekkile karşı anlamsız ve amansız bir husumet duyanların çaresizliğinin de ispatı niteliğinde olmuştur.

Zira 2018 yılındaki operasyondan bu yana müvekkile Cumhuriyet tarihinde hiç kimseye uygulanmayan baskı, yıldırma, karalama yöntemleri uygulanmaktadır. Hemen tüm imkanları elinden alınmakta, hali hazırda tutuklu veya hükümlü bulunan hiçbir mahkuma, terör örgütü lider ve mensuplarına, mafya yapılanmalarına uygulanmayan sindirme ve kısıtlama yöntemlerine başvurulmaktadır. Müvekilin de savunmasında ifade ettiği üzere bu yöntemlerin her biri kendisini daha da “DEVLEŞTİRMEKTE”, tuzak kuranlar bir vurdukça müvekkil bin güçlenmektedir.

1.    BU HABERLERİ YAPANLAR MAHKEME SALONUNA GELEREK MÜVEKKİLİN NASIL GÖRÜNDÜĞÜNÜ BİZZAT GÖZLEMLEYEBİLİRLER

    Müvekkilin gerçek halinin nasıl olduğunun görülmesi ve anlaşılmasının çok kolay bir yolu vardır. Müvekkil yerin 7 bin kat altında değildir. Mahkemelere katılmak için sık sık Van’dan İstanbul’a getirilmektedir. Mahkeme salonları halka açıktır. Basının, istediği tüm duruşmalara katılma hakkı ve özgürlüğü vardır. Mahkeme salonları ülkenin ücra bir köşesinde de değildir. 13 Mayıs 2025 tarihinde İstanbul 1 Ağır Ceza Mahkemesi’nde, 22 Mayıs 2025 tarihinde İstanbul 30 Ağır Ceza Mahkemesi’nde, 27 Mayıs 2025’de yine İstanbul 1 Ağır Ceza Mahkemesi’nde müvekkilin duruşmaları olacaktır. Bu duruşmalara gelerek müvekkilin tutuklandığından bu yana daha da gençleşip sağlık bulduğunu, dinçleşip güçlendiğini bizzat kendi gözleriyle görmeleri mümkündür. Ayrıca basın çalışanlarının Bakanlık izniyle müvekkili cezaevinde doğrudan ziyaret ederek görmeleri mümkün olduğu gibi, güvendikleri bir avukat yollayarak da müvekkilin fiziki görünümü ve durumu halinde bilgi sahibi olabilirler. Böylece kendilerine servis edilen üzerinde oynanmış, bozulma yapılmış bir fotoğrafı kullanmaya mecbur kalmaz, derin devletin birtakım odaklarının oyununa gelmemiş olurlar. Vicdanlı ve dürüst olduğuna inandığımız Türk Basının aklına ve tecrübesine yakışan da bu olur.

    Üzerinde oynama yapılmış olduğu ilkokul çağındaki bir çocuk tarafından dahi kolayca anlaşılabilecek bir fotoğrafla kamuoyu algısı oluşturulmaya çalışılmasının başarılı olamayacağını anlayamamak da bir tür akıl tutulmasıdır.

    2.   MÜVEKKİLİN CEZAEVİNDE GENÇLİK VE DİNÇLİK KAZANIYOR OLMASI HUSUMETLİ KİŞİLERDE SİNİR BOZUCU VE YIPRATICI BİR ETKİ OLUŞTURMAKTADIR

      Bilindiği üzere bundan kısa bir süre önce müvekkilin Erzurum Cezaevi'nde çektirmiş olduğu fotoğraf basına yansımıştır. Erzurum Cezaevinde çekilen bu fotoğrafla tüm Türkiye müvekkilin cezaevinde daha da gençleşip dinçleştiğine şahit olmuş, günlerce sanatçılar, gazeteciler, akademisyenler dahil milyonlarca kişi tarafından müvekkilin gençliği, dinçliği, şıklığı, zindeliği konuşulmuştur.


      Cezaevinde tutuklu ve hükümlülerin fotoğraflarını görevli memur çekmekte, yine görevli memur bastırmakta, basılan fotoğraf da doğrudan yine cezaevi tarafından denetlenip onaylanarak posta ile mahkumların ailesine veya yakınlarına gönderilmektedir. Tutuklu veya yakınlarının fotoğraf üzerinde hiçbir müdahalesi olmamaktadır. Tüm Türkiye’nin konuştuğu, sosyal medyada gençlerin birçoğunun “benden daha genç, benden daha dinç” yorumları yaptığı bahse konu fotoğraflar orijinaldir.


      Kaldı ki müvekkilin bu fotoğrafından bir süre önce yine cezaevinde çektirdiği bir başka fotoğrafı daha kamuoyunun gündemi olmuştur:


      Bu durum müvekkilin cezaevine konularak etkisiz hale getirileceği, çökeceği, yılacağı beklentisi içinde olanların asıl kendilerinin yılgınlığa ve umutsuzluğa düşmesine moral ve motivasyonlarının çökmesine sebep olmuştur. Öyle ki bu tespit resmi kayıtlara da geçmiştir. Asıl konunun dosyanın husumetli müştekilerinin müvekkilin gençleştiği, dinçleştiği, dimdik ayakta olduğu gerçeğiyle yüzleşmek istememesi olduğu açıkça görülmektedir. Kendileri dışarıda olmalarına, her türlü imkan ellerinin altında olmasına, her türlü estetik işlemi de yaptırmalarına rağmen hızla yaşlanırken müvekkilin gençleşmesinin yarattığı bir şok içinde oldukları anlaşılmaktadır. Basına servis edilen oynanmış fotoğraf da yapılan her türlü hukuksuzluğa rağmen bir netice elde edememiş olmanın hırçınlığıdır. Unutmamak gerekir ki, suçlu olan, vicdanı rahatsız olan çöker. Müvekkilin dinçliği, gençliği, neşesi, hayat dolu olması vicdanının rahat olmasının ve imanının tezahürüdür.

      3.   MÜVEKKİLİN GENÇ, DİNÇ, ZİNDE VE GÜÇLÜ OLDUĞUNU ÇOK SAYIDA İNSAN GÖRMÜŞTÜR

        Sosyal medyada yayınlanan ve üzerinde oynama yapılmış eski bir mahkeme fotoğrafıyla kamuoyu algısı oluşturulmaya çalışılmıştır. Oysa kamuoyunda geniş bir müvekkilin kendisini gördüğü için fotoğrafla oluşturulmak istenen algıya itibar etmemektedir.

        Müvekkil tutuklandığı 2018’den bu yana Silivri, Edirne, Van, Kocaeli Cezaevlerinde kalmıştır. Bu cezaevlerinde çalışan infaz koruma memurları, idari amirler, cezaevi savcıları, hem kendisine hem diğer mahkumlara gelen avukatlar, kurumu ziyaret eden heyetler müvekkili bizzat doğrudan görerek gün be gün daha da gençleştiğine ve dinçleştiğine şahit olmaktadırlar.

        Müvekkil son 7 yıldır defalarca Mahkemelere katılmak üzere bir bulunduğu ilden İstanbul’a götürülüp getirilmiş, yolculuk yapmıştırBu esnada kendisine eşlik etmiş olan jandarma personeli, havalimanında karşılaştığı vatandaşlar, uçakta görevli hostesler her defasında müvekkilin ne kadar zinde, genç, hayat dolu olduğunu görmektedirler.

        Müvekkil İstanbul 30 Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul 1 Ağır Ceza Mahkemesi, Anadolu 1 Ağır Ceza Mahkemesi gibi Silivri duruşma salonlarında, Çağlayan Adliyesinde, Anadolu Adliyesinde defalarca bizzat huzurda bulunarak duruşmalara katılmıştırBunların yanı sıra SEGBİS bağlantısıyla da farklı savcılar tarafından ifadesi alınmakta ya da farklı Mahkemelerde de duruşmalara katılmaktadır. Dolayısıyla son 7 yıldır bugüne kadar çok sayıda Hakim Heyeti, savcılar, mübaşirler, kalemler ve diğer adliye personeli, nezarette görevli polis memurlar ve jandarmalar da müvekkilin yıllara meydan okuyan gençliğine, cildinin tazeliğine, saçlarına, gözlerine, ellerine yansıyan diriliğe ve sağlığa şahit olmuşlardır.

        Görenlerin müvekkilin 7 yıllık cezaevi süreci boyunca zerre sarsılmayıp daha da gençleştiği gerçeği karşısındaki hayret ve hayranlıkları dilden dile ailelerine, yakınlarına, arkadaşlarına, konuştuklarına da yayılmaktadır. Her yere yayılmış bu somut gerçeklik karşısında mahkeme salonundan alınmış bir görüntü üzerinde oynama yaparak “genç değil ki genç değil ki” diye acizce yaygara yapmaya çalışmanın anlamsızlığı da açıktır.

        4.   MÜVEKKİL 80 YAŞINA YAKIN OLMASINA RAĞMEN 25 YAŞINDA BİR İNSANDAN DAHA ZİNDE VE DİNÇTİR:

          Müvekkilin hem bizzat görenler tarafından bilindiği hem de resmi revir kayıtlarından istenildiği takdirde teyit edileceği şekilde,

          • Yaşıtları ve kendisinden çok daha genç olanlar çeşitli kronik rahatsızlıkları nedeniyle avuç avuç ilaç içerken müvekkilin ilaç kullanmasını gerektiren şeker, kolesterol, tansiyon gibi hiçbir kronik rahatsızlığı bulunmamaktadır.
          • Yaşıtları gözlüksüz değil yazı okumak yakınlarındaki insanları dahi göremezken müvekkil okuma gözlüğü bile kullanmamaktadır.
          • Müvekkilden onlarca yaş genç insanların dahi saçları dökülüp azalırken müvekkilin saçları, sakalları bol, gür ve pırıl pırıldır.
          • Müvekkilin yaşıtlarının birçoğu bastonla zor ayakta dururken müvekkil merdivenleri ikişer ikişer çıkıp inmekte, her gün düzenli spor yapmaktadır.
          • Müvekkilin yaşıtlarının hafızasında gelgitler yaşanırken müvekkil Risale-i Nur gibi ağır Osmanlıca eserleri dahi ezberden yanında kitap bulundurmadan tekrar eden keskin bir hafızaya sahiptir.
          • Müvekkilin yaşıtlarının cildi kupkuru ve derin kırışıklıklar içindeyken, müvekkilin cildi diri, canlı, ışıl ışıldır.
          • Müvekkilin yaşıtlarının ciltlerinde ağır güneş lekeleriyle renk değişimleri oluşurken, müvekkilin özellikle ellerinin beyazlığı ve tazeliği müthiş dikkat çekmektedir.
          • Cezaevine giren kişiler müvekkilin muhatap olduğu zorlukların binde biriyle bile muhatap olmadıkları halde hemen kilo verip güçsüzleşirken, müvekkil hali hazırda 99 kilo bir insan olarak cıva gibi hareketli ve zindedir.


          Müvekkilin kendilerince bittiğini, yandığını, yok olduğunu iddia edenlerin büyük kısmı ahirete göçmüş oradan müvekkili izlerken, bazıları hayatlarının son evresine gelmiş, yaşlılık ve hastalıklarla mücadele ederek hayatta kalmaya çalışmaktadırlar. Müvekkilin 1979’dan bu yana hayatı izlendiğinde ise, cezaevinde olduğu son 7 yıl da dahil olmak üzere geçen her yılın GENÇLİĞİNİ, SAĞLIĞINI, DİNÇLİĞİNİ, NEŞESİNİ, GÜCÜNÜ, SEVGİSİNİ VE KENDİSİNİ SEVENLERİN SAYISINI ARTTIRDIĞI TARTIŞILMAZ BİR GERÇEKTİR.

          SONUÇ OLARAK;

          Müvekkilin fiziki görünümü hakkında merak içinde olduğu anlaşılan bazı basın mensuplarının ve sosyal medya habercilerinin kendilerine servis edilen üzerinde oynanmış bir fotoğrafla kamuoyu algısı oluşturmak isteyen derin devletin oyununa gelmek yerine, Mahkeme salonlarına gelerek bizzat kendi gözleriyle gerçeği görmeleri ve samimi olarak gördüklerini yazmaları daha ahlaki ve doğru olacaktır. Müvekkilin 13 Mayıs 2025 tarihinde İstanbul 1 Ağır Ceza Mahkemesi’nde, 22 Mayıs 2025 tarihinde İstanbul 30 Ağır Ceza Mahkemesi’nde, 27 Mayıs 2025’de yine İstanbul 1 Ağır Ceza Mahkemesi’nde duruşmaları olacaktır. Yol ve diğer masraflarının tarafımızdan karşılanması suretiyle kendilerini bu duruşmalara davet ediyoruz. Bu duruşmalara katılma imkanı olmayanların ise güvendikleri bir avukatı, yine masrafları tarafımızdan karşılanmak üzere, istedikleri herhangi bir zamanda müvekkilin bulunduğu cezaevinde göndermeleri mümkündür. Böylece kendilerine servis edileni değil bizzat şahit olacakları gerçek ve doğru gözlemlerini yazmaları imkanını elde edeceklerdir.

          Saygılarımızla kamuoyunun bilgilerine arz ederiz. 04.05.2025

          Daha yeni Daha eski