REFAH PARTİSİNİN İKTİDARA GELMESİNİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ BİZZAT MÜVEKKİL ADNAN OKTAR KALDIRMIŞTIR

Müvekkil Adnan Oktar Müslüman kardeşi olarak Abdurrahman Dilipak’a şefkat ve sevgi duymaktadır. Ancak yazılarının içeriğindeki konu ve kişilerle alakası olmamasına rağmen, zorlama izahlarla konuyu bir şekilde müvekkil Adnan Oktar’a getirme ve ısrarla müvekkili hedef alma çabasında olmasının doğru bir tutum olmadığı kanaatindedir. Sayın Dilipak’ın yazılarında mesnetsiz ve delilsiz, zorlama izahlara dayanan komplo teorilerini yazıyor olması kendi seçimidir ve seçimine saygıyla yaklaşılması gerekir. Öte yandan her Müslümanın kaleme aldığı yazı ile insanları hayra çağırmak, hidayetlerine vesile olmak, imanlarının derinleşmesine katkıda bulunmak sorumluluğu olduğu da açıktır.

Sayın Dilipak’ın kendi yazılarını tarafsız bir gözle değerlendirip, Kuran ile düşünüp Kuran ile hareket ederek, kaç kişinin hidayetine ve iman etmesine vesile olduğunu, insanların Allah’a yakınlaşmasına ne kadar katkıda bulunduğunu, İslam’ı ve Müslümanları sevdirip insanların kalbini ısındırıp ısındırmadığını düşünmesi önemlidir.

Abdurrahman Dilipak, dikkat çeksin ve daha çok kişi tarafından okunsun düşüncesiyle kaleme alındığı izlenimi veren yakın dönemdeki yazılarından birisinde, yine konuyla hiçbir alakası olmamasına rağmen müvekkilden bahsetmiş; zamanında müvekkilin güya Refah Partisine sızdığı iddiasında bulunmuştur.

Oysa gerçekte Refah Partisi’nin iktidara gelmesinin önündeki çok sayıdaki engeli açıp kaldıran bizzat müvekkil Adnan Oktar olmuşREFAH PARTİSİ MÜVEKKİLİN ÖZEL ÇABA ve DESTEĞİ SAYESİNDE iktidar olmuştur. Rahmetli Necmeddin Erbakan da bu gerçeğin bilincinde ve müvekkilin ilmi çalışmalarının öneminin farkında bir insan olarak müvekkile her zaman candan bir sevgi ve dostlukla yaklaşmıştır.

40 yılı aşkın süredir devam eden anti-Darwinist, anti-materyalist ilmi ve kültürel faaliyetleri sayesinde müvekkilin;

  • Allah'ı inkar felsefesi üzerine inşa edilmiş olan Evrim Teorisini dünya çapında yıkıp yenilgiye uğratmış olduğunu,
  • Milyonlarca insanın hidayete ermesine ve Müslüman alemi üzerindeki yeis perdesinin kalkmasına vesile olduğunu,
  • İslam Birliği aşkını nesiller sonra İslam alemine yeniden aşılayıp milyonlarca insanın hidayetine vesile olduğunu

bizzat Abdurrahman Dilipak’ın da çok iyi bildiğinden eminiz.

REFAH PARTİSİ ve MERHUM SN. NECMETTİN ERBAKAN’IN İKTİDARA GELMESİNİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ KALDIRAN BİZZAT MÜVEKKİL ADNAN OKTAR OLMUŞTUR

Müvekkil, Müslümanlara duyduğu sevgi ve şefkat hislerinden dolayı, hem doğrudan hem de dolaylı yollarla çok eski yıllardan beri, Refah Partisi Lideri merhum Sn. Necmettin Erbakan’ı ve o dönemde henüz İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkan adayı olan Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ı her zaman desteklemiştir.

Gerek dönemin ana akım medyası olarak adlandırılan televizyon kanallarıyla gazetelerinde yayınlanan haberler gerekse Sayın Erbakan ve Sayın Erdoğan karşıtlığıyla tanınan bazı gazetecilerin kaleme aldıkları köşe yazılarıBU AÇIK GERÇEĞİN BİR İKRARI NİTELİĞİNDEDİR.

Kamuoyunca daha iyi anlaşılabilmesi amacıyla, o döneme ilişkin basına ve televizyonlara yansıyan çeşitli haberleri hatırlatmakta fayda olduğunu düşünmekteyiz. Müvekkil ve arkadaşlarının Sayın Erdoğan ve merhum Sayın Erbakan’a olan açık desteklerini gösteren döneme ilişkin yüzlerce haber arasından öne çıkan bazılarını ise şöyle sıralayabiliriz:

HABER 1:

10 Aralık 1993 Gecesi Abdi İpekçi Spor Salonunda Gerçekleştirilen Refah Patisi İstanbul İl Teşkilatının ‘İstanbul Gecesi’nde, MÜVEKKİL ADNAN OKTAR’IN ARKADAŞLARINDAN SAYIN GÜLAY PINARBAŞI’NIN REFAH PARTİSİNEKATILIŞI SIRASINDA SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞANLA BİRLİKTE Televizyon ekranlarına yansıyan görüntüleri(Aşağıda)

 



 



HABER 2:

Aynı Geceye İlişkin 12.12.1993 Tarihli Milliyet Gazetesi’nde Yer Alan,“RP’NİN İKİ KOZU” Başlıklı Haberde SN. GÜLAY PINARBAŞI ve SN. FİLİZ ERGÜN’ÜN birlikte fotoğrafları(Aşağıda)




HABER 3:

12.12.1993 Tarihli Milliyet Gazetesi’ninMelih Elitok tarafından kaleme alınan ERBAKAN HOCA GÜLAY’I TANITTIbaşlıklı haberinde;  “Törene arkadaşları Altuğ Berker ve Bahadır Güven ile katılan Gülay Pınarbaşı, ERBAKAN ve PARTİLİLER ile MİLLİ GÖRÜŞ YEMİNİ ETTİKTEN SONRA PARTİ ROZETİNİ ALDI” açıklamasında bulunuluyor (Aşağıda)




Nitekim, O gecenin ardından, müvekkilin arkadaşları arasında yer alan, tanınmış manken ve fotomodeller ile sosyetenin ünlü simaları da Refah Partisi’ne destek olmak amacıyla partiye üye olmaya başlamışlar; katıldıkları toplantı ve programlarda, “RP’nin modern ve yenilikçi anlayışına inandıklarını, Sayın Erbakan ile Sayın Erdoğan’a büyük bir sempati ve muhabbet duyduklarını, bu sebeple seçimlerde RP’ni destekleyeceklerini” dile getirmişlerdir.

HABER 4:

31.01.1994 Tarihli Milliyet Gazetesi’ninTunca Bengin tarafından kaleme alınan “Adnan Hoca’dan RP’ye manken ordusu”başlıklı aşağıdaki haberde; ADNAN HOCA ve MANKENLERİNDEN OLUŞAN ORDUSU 27 MART SEÇİMLERİ ÖNCESİNDE REFAH PARTİSİ İÇİN ÇALIŞIYORifadelerine yer verilmiştir. Tunca Bengin ayrıca “RP’ne katılan, ardından da örtünen Gülay Pınarbaşı’ndan sonra İslami yaşam tarzını benimseyen pek çok ünlü erkek manken “oylar Refah”a derken aralarında Şebnem Dinçgör, Melis Murathanoğlu, Cansel Özzengin ve Allegra’nın da bulunduğu sempatizanların sayısı giderek artıyor” açıklamalarında bulunuyor.






HABER 5:

27.01.1994 Tarihli Milliyet Gazetesi’ninTunca Bengin tarafından kaleme alınan SEDEF BOZOK DA ‘REFAH’ÇI OLUYORbaşlıklı haberinde ise; “MANKEN GÜLAY PINARBAŞI’NDAN SONRA SOSYETE DÜNYASININ ÜNLÜ İSMİ SEDEF BOZOK DA ADNAN HOCA’NIN MÜRİTLERİ ARASINA KATILDI” ifadelerine yer veriliyor. Haberde ayrıca “Adnan Hoca’nın sağ kolu Altuğ Berker sosyete dünyasının ünlü ismi Sedef Bozok’u da saflarına katmayı başardı.”, “Manken Gülay Pınarbaşı’nı örnek gösteren bazı çevreler,Bozok’un da yakında kapanıp RP’ne gireceğini iddia ederken, Sedef Bozok’un yakınlarına ‘Ben de iyi bir Müslüman olmak istiyorum. Böyle bir örnek gruba şu anda rastladım. Hayatımdan çok memnunum’ dediği öğrenildi”açıklamalarında bulunuluyor (Aşağıda)




HABER 6:

Yine Tunca Bengin tarafından kaleme alınan 24.05.1994 Tarihli Milliyet Gazetesi’nin “SEREN’İN YENİ DÜNYASI” başlıklı haberinde ise, bu kez ünlü şarkıcı Seren Serengil hakkında “ADNAN HOCA’NIN SEMPATİZANLARI ARASINA GİREN SEREN SERENGİL ADNAN HOCACI OLUP SAHNEYİ BIRAKTI, 5 VAKİT NAMAZ KILIP KUR’AN OKUMAYA BAŞLADI.” ifadelerine yer verilmiştir. (Aşağıda)




 HABER 7:

25.06.1994 Tarihli Milliyet Gazetesi’nin‘Ankara-Milliyet’ bürosu tarafından kaleme alınan “Adil düzen düğünü” başlıklı haberde; RP Genel Başkanı merhum Sayın Erbakan’ın kızı Zeynep Erbakan’ın Ankara Sheraton Oteli Balo Salonunda gerçekleştirilen düğünü anlatılırken “ADNAN HOCACILAR” alt başlığına yer verilmiştir. Haber içeriğindeyse müvekkilin arkadaşlarından, “Mankenliği bıraktıktan sonra kapanan Didem Ürer’le Gülay Pınarbaşı, nikaha Gökalp Barlan ve Bahadır Güven’le geldi.” ifadeleriyle bahsedilmiştir. (Aşağıda)




HABER 8:

30.03.1994 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nin‘Cumhuriyet Ankara Bürosu’ tarafındankaleme alınan “RP’den belediyelere Osmanlı modeli”başlıklı haberde; Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın düzenlediği basın toplantısında müvekkilin yakın arkadaşları ile birlikte çektirdiği fotoğrafa yer verilerek “Erdoğan Adnan Oktar’ın müritleriyle” alt başlığı kullanılmıştır.

Haber içeriğinde de“İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazandığına kesin gözüyle bakılan RP’li Recep Tayyip Erdoğan, Pazar gününden bu yana basın toplantısı düzenleyerek neler yapacağını anlatıyor. Erdoğan, dünkü toplantıda da kamuoyunda Adnan Hoca olarak ünlenen Adnan Oktar’ın müritleri olduğu bildirilen gençleri arkasına aldı”ifadelerine yer verilmektedir. (Aşağıda)




HABER 9:

Gazeteci İsmail Saymaz, 3 Ocak 2021 tarihinde Sözcü Gazetesindeki köşesinde kaleme aldığı “REFAH’IN MANKENİ” başlıklı köşe yazısında, Gülay Pınarbaşı’nın, Refah Partisi’nin İstanbul İl Teşkilatının 10 Aralık 1993’te gerçekleştirdiği İstanbul Gecesine katılımına ilişkin izlenimlerini şöyle ifade etmiştir:




REFAH’IN MANKENİ

Necmettin Erbakan’ın RP’si 1993 yılında tabanını genişletirkenlaikleri ürkütmemek adına vitrine başı açık kadın koymaya çabalıyordu. İlk transferi ANAP’lı Diş Hekimi Filiz Ergün oldu.

İkincisi, RP İstanbul İl Teşkilatı’nın 10 Aralık 1993’te gerçekleştirdiği İstanbul Gecesi’nde sahneye çıktı. O GECE YALNIZCA SİYASET DEĞİL, MAGAZİN DÜNYASI DA SARSILDI. ÇÜNKÜ KONUKLAR ARASINDA ÜNLÜ MANKEN GÜLAY PINARBAŞI VARDI.

ERDOĞAN’IN UZATTIĞI MİKROFON

Pınarbaşı, Abdi İpekçi Arena’daki geceye başı açık vaziyette katıldı. Kadınlara ayrılan bölümde Filiz Ergün ile yan yana oturdu. Çarşaflı ve türbanlı kadınlar arasında dikkat çekiyorlardı. Pınarbaşı’nın rozetini Ergün takarken, tüm salon “İnançlı kadınlar omuz omuza” diye slogan atıyordu.

Kürsüde, RP İl Başkanı Erdoğan da vardı. Erdoğan: “Gülay hanım kısa bir selamlama yapacak” dedi ve mikrofonu kendisine uzattı.

Pınarbaşı şunları söyledi:

“Selamın aleyküm muhterem kardeşlerim. Bugün gerçekten çok mutluyum. RP üyesi olmaktan şeref duyuyorum.Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Müslümanlar birlik olmalı. Allah’ın selameti üzerinize olsun.

ERDOĞAN, ÇOK MUTLUYDU. ERBAKAN DA…

HABER 10:

O dönemde yaşanan bu olayların etkisi hafızalarda büyük yer etmiş, sol görüşlü muhalif bazı köşe yazarları bile, yıllar sonra kaleme aldıkları köşe yazılarında müvekkil ve arkadaşlarının o dönemde Sayın Erdoğan ve Sayın Erbakan’a VERDİKLERİ MÜHİM DESTEĞİ İKRAR EDEN yazılara imza atmışlardır.

Bunlar arasında öne çıkanlardan birisi olan Cumhuriyet gazetesi yazarı Sn. Tayfun Atay, 16 Temmuz 2018 tarihinde kaleme aldığı köşe yazısında hem Sayın Gülay Pınarbaşı’nın Refah Partisine katılışını hem de müvekkilin, Sayın Erdoğan ve Sayın Erbakan’a olan desteklerini şu sözlerle köşesine taşımıştır:




“Tabi asıl çarpıcı olan Adnan Oktar’ın yükselişinin 1990’lı yılların ilk yarısına denk gelmesi…. Hem Türkiye’de bilim ve üniversite camiasının karşısına evrim-karşıtı yaratılışçı iddialarla çıkıp kamuoyu oluşturarak seküler bilim ve düşünce anlayışını yıprattı hem de “modernist tını” ile Refah Partisi öncülüğünde yükselen siyasal İslam’a “seküler sosyete”deki alerjiyi gidermeye dönük işler yaptı o...

“Bariz bir örnek, 1993’te Refah Partisi’nin başlattığı ve o dönem Parti’nin İstanbul İl Başkanı Tayyip Erdoğan’ın başını çektiği “vitrin transferleri” atağı çerçevesinde “Adnan Hocacı” eski manken Gülay Pınarbaşı’nın RP’ye katılmasıdır. Demek ki “Adnan Hoca” şimdiki iktidarın cemâziyelevvelinden başlayarak katkısını esirgememiştir”

Müvekkil, yaşanan bu gelişmelerin ardından Refah Partisiyle Sayın Erbakan’a ve Sayın Erdoğan’a yönelik kamuoyundaki ön yargıların tamamen yıkıldığını; müvekkilin önerdiği “hurafelerden arınmış Kuran’a dayalı modern İslam anlayışı”nı benimseyen, sergilediği vitrin vesilesiyle başı örtülü ya da açık “toplumun her kesimini kucaklayacağını ilan eden” Refah Partisi’ne, vatandaşlarımız nezdinde büyük bir teveccüh gösterildiğini hatırlatmaktadır.

Nitekim 1994 senesinde gerçekleştirilen Belediye Seçimlerinin sonuçları ile 1995’de gerçekleştirilen Türkiye Genel Seçimlerinin sonuçları, TAM DA MÜVEKKİLİN DÖNEME İLİŞKİN AÇIKLAMALARINI DOĞRULAR ŞEKİLDE GERÇEKLEŞMİŞTİR.

Refah Patisi, 1994 Belediye Seçimlerinde başta Ankara ile İstanbul olmak üzere 28 şehirde seçimleri kazanarak EN ÇOK İLDE SEÇİM KAZANAN PARTİ olurken, Sayın Recep Tayyip Erdoğan İstanbul, Sayın Melih Gökçek ise Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı seçilmişlerdir.

24 Aralık 1995’te gerçekleştirilen Türkiye Genel Seçimlerinde ise, Merhum Necmettin Erbakan’ın liderliğindeki Refah Partisi, oyların %21,4’ünü alarak SEÇİMDEN BİRİNCİ PARTİ OLARAK çıkmıştır.

MERHUM SN. YAZICIOĞLU ve BBP’Lİ 7 MİLLET VEKİLİNİ, REFAH PARTİSİ KOALİSYONUNA GÜVENOYU VERMELERİ İÇİN MÜVEKKİL İKNA ETMİŞTİR

Müvekkil, 1995 seçimleri sonrasında merhum Necmettin Erbakan önderliğindeki Refah Partisi’nin, Doğru Yol Partisi ile koalisyon yapmak ve meclisten güven oyu alabilmek için ihtiyacı duyduğu eksik kalan 7 milletvekili desteğini, bizzat BBP lideri merhum Sayın Muhsin Yazıcıoğlu ile görüşüp istişare ederek sağlamıştır.

24 Aralık 1995’te gerçekleştirilen Genel Seçimlerden merhum Sayın Necmettin Erbakan liderliğindeki Refah Partisi, oyların %21,4’ünü alıp birinci parti olarak 158 Milletvekili çıkartmıştır. Ancak çıkartabildiği milletvekili sayısı tek başına iktidar olabilmesi için yeterli olmadığı gibi, Doğru Yol Partisi ile kurmayı planladığı koalisyon hükümetinin meclisten alması gereken güvenoyu için de yeterli değildir.

Nitekim Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümet kurma görevini Sn. Necmettin Erbakan’a vermiş fakat Refah Partisi’nin Meclis'te güvenoyu almak için yeterli milletvekiline sahip olmaması ve diğer partilerin destek vermemesi üzerine hükümet kurulamamıştır. Bunun üzerine hükümet kurma görevini alan Anavatan Partisi Lideri Mesut Yılmaz, Tansu Çiller ile anlaşıp 53. Hükümeti kurabilmiş; fakat güvenoyu Anayasa Mahkemesi tarafından reddedilen Anayol-DYP Hükümeti düşünce hükümet kurma görevi tekrardan Sn. Erbakan’a verilmiştir.

Seçim sonuçlarına göre TBMM’de çoğunluk elde etmek, yani meclisten güvenoyu alabilmek için gereken Milletvekili sayısı 275’dir. Ancak Refah Partisi Milletvekillerinin sayısı ile Doğruyol Partisi Milletvekillerinin sayısı 275 rakamına ulaşmak için yetersizidir ve ülke hızlı bir şekilde hükümet krizine doğru sürüklenmektedir.

Müvekkil Adnan Oktar, durumun vahametini herkesten önce görmüş; Müslümanlara duyduğu sevgi ve merhametinin yanında milli ve manevi duygularla hareket etmiş; BBP Lideri Sayın Muhsin Yazıcıoğlu ile görüşüp istişare ederek BBP’li 7 Milletvekilinin kurulacak RP-DYP hükümetine dışarıdan destek olmasını sağlamıştır. Bu konuyla ilgili bilgiler Mahkeme dosyalarında da yer almaktadır.

Bu gelişme üzerine, Refah Partisi ile Doğruyol Partisi arasında kurulan RP-DYP Koalisyon hükümeti, TBMM'deki 8 Temmuz 1996 tarihli güven oylamasında merhum Başkan Sn. Yazıcıoğlu ve BBP’li 7 milletvekilinden aldığı destek sayesinde 278 kabul oyuyla GÜVENOYU ALABİLMİŞ ve HÜKÜMET KRİZİ BU SAYEDE ATLATILMIŞTIR.

Bu durum Kürşat Mican tarafından kaleme alınan ve 2020 yılında Bilgeoğuz yayın evinden çıkan “Şehit Lider Muhsin Başkan ve Davası” isimli kitapta da yer bulmuştur. Kürşat Mican kitabında, o dönemi şu sözlerle dile getirmektedir:

RP-DYP Hükümeti kuruldu kurulmasına, ama güvenoyu alması için meclisten 7 Millet vekiline ihtiyaç vardı. Yani Büyük Birlik Partisi’nin milletvekillerine…

Hükümete destek vereceğini açıklaması üzerine kilit parti olan Büyük Birlik Partisi’ne birçok yerden baskılar ve tehditler geldi. Kartel medyası BBP’ye yönelik kirli saldırılarına hız verdi. BBP’ye yönelik iç ve dış odaklar tarafından dört bir yandan linç kampanyaları başlatıldı. Bazı karanlık güçler, çıkar çevreleri BBP’ye kirli oyunlar oynamak istediler. Ama cesur, dürüst ve dirayetli lider Muhsin Yazıcıoğlu ve partisi bu tehditlere pabuç bırakmadı.”

Kürşat Mican, güven oylaması konuyla ilgili olarak merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun sözlerine de kitabında yer vermiştir. Buna göre Sn. Yazıcıoğlu, güven oylamasına ilişkin kendisine yöneltilen sorulara şöyle cevap vermiştir:

“İSTİŞARE’NİN GEREĞİNİ YAPTIK. EVET DEDİK, çünkü bugünkü şartlarda hükümetin güvenoyu almaması durumunda ülkenin yeni bir belirsizliğe düşeceğini düşündük ve bundan kaçınmak istedik”

MERHUM SAYIN ERBAKAN’IN MÜVEKKİLE OLAN SEVGİSİ ve HER FIRSATTA MÜVEKKİLİN ESERLERİNİ TAVSİYE ETMESİ

Çok tecrübeli ve alim bir siyasetçi olan, dindarlığı, samimiyeti ve öngörüsüyle bilinen MerhumNecmettin Erbakan Beyefendi, müvekkilin anti Darwinist, anti materyalist ilmi ve imani çalışmalarının önemini gördüğünden her fırsatta müvekkilin kitaplarını ön plana çıkarmışçevresindekilere de müvekkilin eserleri önerip tavsiye etmiştir.

Hatta oğlu, genç siyasetçi Fatih Erbakan da babasının açtığı yolda devam ederek, kendisinin de yetişmesine vesile olan bu eserler için hep övücü ifadeler kullanmıştır.

Aşağıda Merhum Necmettin Erbakan Hocanın konuşmalarından bazı örnekler sunulmaktadır:

  1. MERHUM SN. NECMETTİN ERBAKAN, GAZETECİ UĞUR DÜNDAR’IN ARENA PROGRAMINA ELİNE MÜVEKKİLİN KİTABI İLE KATILMIŞTIR

Müvekkil Adnan Oktar'ın Harun Yahya müstear ismiyle kaleme aldığı “Siyonizm Felsefesi” adlı kitap, Uğur Dündar’ın sunduğu Arena Programında Merhum Sn. Necmettin Erbakan’ın elinde (1 Mart 2011)

https://www.youtube.com/watch?v=IvlFgmVjwps






Sayın Erbakan ile Uğur Dündar arasında geçen konuya ilişkin diyalog ise şöyledir;

UĞUR DÜNDAR: Bu plan nedir peki size göre?

NECMETTİN ERBAKAN: Bu plan, önce birkaç kelimeyle söyleyeyim. Önce bir defa vesikayla konuşmuş olmak için. Şu kitabı size göstermek istiyorum. Bu kitap ‘Siyonizmin Felsefesi.’ Siyonizmin inancı amentüsü. Siyonizm 5760 sene önce Mısır'da Kabala adlı bir zatın yazdığı, kitaptaki temel esasları benimseyen bir görüş tarzıdır. Yahudilik ayrı şeydir. Yahudilik Hz. Musa (as)’a gönderilen din hak dindir. O ayrı bir konudur.

  1.  MERHUM SN. NECMETTİN ERBAKAN HOCANIN, TRT’DEKİ BİR YAYINDA MASASINDAKİ MÜVEKKİL ADNAN OKTAR’A AİT KİTAPLAR.

Merhum Sn. Necmettin Erbakan, TRT ekranlarından yayınlanan bir röportajına da, müvekkil Adnan Oktar'ın Harun Yahya müstear ismiyle kaleme aldığı eserleriyle katılmıştır. Program süresinde müvekkilin eserlerinden çeşitli alıntı ve açıklamalarda bulunmuştur.

https://www.youtube.com/watch?v=wB37P9CDkrM






  1.  MİLLİYET GAZETESİ’NDE YAYINLANAN “ADNAN HOCACI ERBAKAN!” BAŞLIKLI HABER

Merhum Sayın Necmettin Erbakan’ın müvekkil ve eserlerine olan teveccühüne ilişkin çok sayıda gazete haberi de yayınlanmış; bunlardan biri olan 13 Ocak 2001 tarihli Milliyet Gazetesi haberinde;

“Adnan Hocacı Erbakan!” başlığı altında, Adnan Oktar’ın ‘Harun Yahya’ takma adıyla yazdıkları Erbakan’ın ‘başucu’ kitapları oldu.Hoca iftarlarda kitaplardan alıntı yapıyor ifadelerine yer verilmiştir.




Bahse konu haberin devamında ise;

“Umre dönüşü iftar yemeklerinde bir araya geldiği FP’lilere seslenirken parti içi sorunlara girmekten kaçınan Necmettin Erbakan, "Adnan Hoca" olarak bilinen Adnan Oktar’ın "Harun Yahya" takma adıyla yazdığı kitaplarını ders gibi anlatmaya başladı.

“Erbakan burada Harun Yahya’nın "Evrim Aldatmacası" ve "Gizli Dünya İmparatorluğu" kitaplarından alınmış bölümleri anlattı. Erbakan’ın konuşma ve sohbetlerinde Yahya’nın kaleminden çıkan ve özellikle materyalizmle evrim teorisinin çürütülmesini amaçlayan ifadelerin tıpatıp aynılarını kullanması dikkat çekti.” ifadelerine de yer verilmiştir.

Görüleceği üzere gerek döneme ilişkin medya ve basına yansıyan haberler gerekse Merhum Necmettin Erbakan’ın müvekkile gösterdiği teveccüh ve derin muhabbet, Abdurrahman Dilipak’ın dile getirdiği “müvekkilin güya Refah Partisi’ne sızmaya çalıştığı” şeklindeki hayali iddiayı açık şekilde yalanlamaktadır.

Değerli Kamuoyunun bilgilerine sunarız. 16.06.2025

Daha yeni Daha eski