Yeni Şafak Yazarı İsmail Kılıçarslan, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Sayın Fatih Erbakan’ın bir açıklamasını konu edinerek müvekkil hakkında bazı yorumlarda bulunmuştur. Sayın Erbakan’ın açıklamasını eleştirmek için kendince müvekkilin Peygamberimiz (sav)’in soyundan geliyor olması nedeniyle taşıdığı bazı fiziksel alametler hakkında kendince alaycı cümleler kurmuştur.

Müvekkilin konuyla ilgili görüşleri şöyledir:

Müvekkil, İsmail Kılıçarslan’a Müslüman bir kardeşi olarak değer vermekte ve şefkat duymakta, sevgisiz bir dünyada yaşamaya mecbur olmadığını kendisine hatırlatmak istemektedir. İsmail Kılıçarslan uzun yıllardır yazılarında ve yorumlarında soğuk ve alaycı bir üslubu tercih etmektedir. Oysa bir Müslüman her şeyden önce sevgi derinliği, ruh kalitesi, tevazusu ve sevecenliğiyle değerlidir. İsmail Bey, muhtemelen bu üslubu kullanığında yazdıklarının ve söylediklerinin daha çok dikkat çekeceğini düşünmektedir. Ancak alaycı üslup her ne kadar bir an için yüzeysel ve geçici bir ilgi oluştursa da kişiyi sevgiden ve sevilmekten uzaklaştırmaktan başka bir netice vermemektedir.

İsmail Kılıçarslan bahse konu yorumunda da Sayın Fatih Erbakan’ın açıklamasını eleştirmek isterken müvekkilin Peygamberimiz (sav)’e benzeyen fiziksel özelliklerini kendince alaycı bir şekilde dile getirmiştir. Her ne kadar kendince alaya etmeye çalışsa da aslında bu cümleler müvekkilin anlattıklarının İsmail Bey’in zihnine ve bilinç altında ne kadar iyi bir şekilde yerleştiğini göstermektedir. İsmail Bey’in yaptığı yorumda dile getirdiği “kürek kemikleri arasında et beni de var mı?” ifadesiyle kast ettiği ise Peygamberimiz (sav)’in Mehdi’nin fiziki görünümünü anlattığı hadislerde geçen bilgilere dayanmaktadır. Müvekkil Adnan Oktar’ın da tıpkı hadislerde anlatıldığı şekilde birebir aynı yerlerde ve aynı tarif edilen tip ve şekilde benleri olduğunu bildiğinden konuyu müvekkile getirmiştir.

Konuyla ilgili hadisler şu şekildedir:

HZ. MEHDİ (AS)'IN İKİ OMUZUNUN ARASINDA -ALTINDA- (SAĞ GÖĞSÜNDE OLACAK ŞEKİLDE) REYHAN YAPRAĞINA BENZEYEN ESMER BİR LEKE- İZ BULUNMAKTADIR

    Şeyh Tûsî'nin Gaybet eserinden: ... Müminlerin emiri [Ali aleyhisselâm] minberden şöyle buyurdu: AHİR ZAMANDA BENİM SOYUMDAN MEHDİ ÇIKACAK… MEHDİ'NİN İKİ BENİ MEVCUTTUR. ONLARDAN BİRİ KENDİ TENİNİN RENGİNDEDİR, DİĞERİ İSE PEYGAMBERİN [SALLALLAHU ALEYHİ VE ÂLİHİ VE SELLEM] LEKESİNE BENZEMEKTEDİR.... (Meclisî, Bihârü'l-Envâr, Beyrut, 1404, c.51, s.35-36.)


    … (Mehdi’nin) İKİ OMUZUNUN ALTINDA (SAĞ GÖĞSÜNDE) YAPRAĞA BENZEYEN BİR İZ BULUNMAKTADIR. (Mucem-ul Ehadis-i İmam Mehdi Cilt:3 Sayfa283, h.766)

    ...İmam Muhammed Bekir veya İmam Cafer-i Sadık (as) demiştir ki, “HAZRETLERİNİN (Mehdi’nin)… OMUZLARININ ARASINDA (SAĞ GÖĞSÜNDE) REYHAN YAPRAĞINA BENZER SİYAH BİR LEKE OLACAKTIR...” (Gaybet-ül Numani)

    AYRICA, PEYGAMBERİMİZ'İN NÜBÜVVET MÜHRÜNDEN OLUP KOYU RENKTE BENİ OLACAKTIR

    (Mehdi'nin) Omuzunda PEYGAMBER'İN ALAMETİ vardır. (Kıyamet Alametleri, 165 -Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman 23)


    Mehdi'nin omuzunda PEYGAMBER EFENDİMİZ (SAV)'DEKİ NÜBÜVVET MÜHRÜ bulunacaktır. 
(Ahmet İbn-i Hacer-i Mekki (Heytemi), Beklenen Mehdi'nin Alametleri, El-Kavlu Fi Muhtasarr Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s.41)


    SAĞ UYLUĞUNDA/BACAĞINDA BEDEN RENGİNİN AKSİNE BİR İZ/BEN OLACAKTIR

    Mehdi'nin ... sağ bacağında BEDEN RENGİNİN AKSİNE BİR İZ bulunmaktadır. (Mucem-ul Ehadis-i İmam Mehdi Cilt:4 s.154 ve Kemal-ud Din Cilt:2 s.376 ve Bihar, Cilt:52, s. 322)

    Mehdi'nin SAĞ BACAĞINDA SİYAH BİR İZ VARDIR. (Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 251)

    Hazreti Ali, İmam Mehdi'den şu sözlerle bahseder: "... SAĞ UYLUĞUNDA BİR BEN VARDIR." (Yenabi-ül Mevedde, s. 423)


    YANAĞINDAKİ BENİN ÖZELLİKLERİ

    Mehdi'nin Yüzünde BİR BEN bulunacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 41)



    Mehdi'nin YANAĞINDA, İNCİYİ ANDIRAN, BİR YILDIZ GİBİ YÜZÜNÜ AYDINLATAN BİR İŞARET VARDIR. (Muhammed B. Resul Al-Hüseyni El Berzenci, "Kıyamet Alametleri" Pamuk Yayınları, Trc: Naim Erdoğan)

    BU BEN, AÇIK RENKLİ VE PARLAKTIR

    Mehdi'nin... YANAĞINDAKİ BENİ ...YILDIZ GİBİ PARLAKTIR. (Bihar-ül Envar, Cilt:13, Sayfa: 243 (Farsça tercüme))

    BENİ, HZ. MUSA (AS)'IN YANAĞINDAKİ BEN GİBİDİR

    Mehdi'nin... YANAĞINDAKİ BENİ HZ. MUSA (AS)'DA OLDUĞU GİBİ dışa çıkık ve yıldız gibi parlaktır... (Bihar-ül Envar, Cilt:13, s. 243 (Farsça tercüme))

    YANAĞINDAKİ BEN DIŞA ÇIKIKTIR

    Mehdi'nin... YANAĞINDAKİ BENİ DIŞA ÇIKIKTIR.... (Bihar-ül Envar, Cilt:13, s. 243 (Farsça tercüme))

    ALNINDA BİR İZ (YARA İZİ) VARDIR

    Humrân bin A'yân der ki: İmam Muhammed Bâkır'a şöyle arzettim: "... Mehdi'nin ALNINDA İZ VARDIR, yüzünde ise ben."
 (Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 252)

    MÜVEKKİL ADNAN OKTAR DA HZ. DAVUD’UN VE PEYGAMBERİMİZ (SAV)’İN SOYUNDAN GELDİĞİNDEN ONLARLA AYNI GENETİK KODU TAŞIMAKTA, BU SEBEPLE VÜCUDUNDA BU BENLER BİREBİR BULUNMAKTADIR. BU BENLERİN VARLIĞI MEHDİLİK İDDİASI DEĞİLDİR. Bu soydan gelen onlarca kişide aynı benler olması muhtemeldir. Müvekkil bunu herhangi bir iddiada bulunduğu için değil, Peygamberimiz (sav)’e benziyor olmaktan onur ve sevinç duyduğu için anlatmaktadır.

    Müvekkilin uzmanlar tarafından yapılan bilimsel araştırma neticesinde ortaya konulan şeceresi, soyunun Hz. Davud’a uzandığını göstermektedir. Peygamberimiz (sav)’in soyundan gelenlere seyyid adı verildiği bilinmektedir. Hz. Hasan’ın ve Hz. Hüseyin’in şehit edilmelerinden sonra seyyidlerin göç hareketleri hız kazanmıştır. Seyyid olan müvekkil Adnan Oktar'ın aile büyükleri de Hülagü fitnesi sırasında Kafkasya'ya göç etmiş, daha sonra Osmanlı-Rus Savaşları ve Rus-Kafkas savaşları esnasında Osmanlı'ya sığınıp, Ankara Bala'ya yerleşmişlerdir.

    Müvekkil Adnan Oktar'ın dedesi Ömer Bey'in dedesi Beslen Arslan Kasayev'in kökeni Nogay Hanlığı'na dayanmaktadır. Beslen Arslan Kasayev'in ailesi Arslanoğulları olarak da tanınmaktadır. Arslanoğulları, 1827 yılında Kafkas Valiliği için hazırlanan bir belgede adı geçen 21 seyyid ailesinden biridir.

    Hz. Ali’nin soyunun annesi Fatima tarafından Hz. Davud'a bağlandığı İslami ve tarihi kayıtlarda yer alan bir bilgidir. Hz. Ali’nin annesi Fatima, Hz. Davud’un soyundan gelen Başhaham Hofnai'nin kızı ile Eset İbn-i Haşim'in evliliklerinden doğmuştur. Hazreti Fatıma, Abd-u Menaf (Ebu Talip) ile evlenmiş, bu evlilikten de Hz. Ali dünyaya gelmiştir.

    Resmi büyütmek için tıklayınız...


    Netice olarak soyu Hz. Davud’a kadar uzanan ve Peygamberimiz (sav)’in soyundan olan müvekkilin, Peygamberimiz (sav) ile aynı yerlerde benlerinin olması son derece normaldir. Peygamberimiz (sav)’e en ufak bir yönüyle dahi benzemek bile bir Müslüman için sevinç vesilesidir, müvekkil ise çok fazla yönüyle benzerlik göstermektedir. Bu sevinç ve şükürle benzerliklerini dile getiriyor olmasını mehdiyet iddiası olarak değerlendirmek ise samimi bir yorum değildir.

    Saygılarımızla kamuoyunun bilgilerine sunarız. 21.05.2025

    Daha yeni Daha eski