İSTANBUL 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA

DOSYA NO        : 2024/60 E

SUNAN               : Adnan Oktar

MÜDAFİİ           : Av. Mert Zorlu

KONU                : Huzurdaki dosya kapsamında sözde mağdur olarak iddianamede adı geçen kadınlardan Mavi Gökyüzü (Aslı Bektaş)’ın ana dava dosyasında vermiş olduğu ifadeler esas alınmış olduğundan, sözde mağdurun gerek emniyet gerekse mahkeme aşamalarında değişiklik gösteren çelişkileri, tutarsızlıkları, gerçek dışı iddia ve ithamlarına ilişkin beyanlarımızın sunumudur.

Ayrıca T.C.K.'nın ilgili maddelerine ve Yargıtay içtihatlarına göre sözde mağdurun iddia ettiği suçların gerçekleşmediğine ve yönelttiği ithamların hiçbir somut ve hukuki delile dayanmadığına dair açıklamalarımızı da içermektedir.

AÇIKLAMALAR:

Ana dava dosyasının iddianame ve gerekçeli kararından birebir kopyalanarak hazırlanmış olan huzurdaki iddianamede, İddia Makamı, katılan ve sözde mağdur beyanlarının doğru olup olmadığını araştırma ihtiyacı hissetmemiş, gerekli hukuki soruşturmayı hakkıyla yapmamış, bunun yerine bir dizi çelişkili beyanı mutlak doğru olarak kabul etmeyi tercih etmiştir.

Ancak ana dava dosyasında kadınların güya mağdur edildikleri şeklindeki gerçek dışı iddia, sözde mağdur ve etkin pişmanların KURGULANMIŞ GERÇEK DIŞI ifadeleriyle zoraki ayakta tutulmaya çalışıldığından, katılan/sözde mağdurların tamamının ifadeleri HEM AŞAMALARDA DEĞİŞİKLİK GÖSTERMEKTE HEM DE ÇOK SAYIDA MANTIKSIZLIK, BAĞLANTISIZLIK, TUTARSIZLIK ve ÇELİŞKİLER içermektedir.

Nitekim İstanbul BAM 1 Ceza Dairesi, vermiş olduğu 15.03.2022 tarihli ve 2021/696 E, 2022/258 K. Sayılı kararında tüm bu çelişkileri tek tek sıralamış ve bunca çelişki karşısında HUKUKEN BİR CİNSEL SALDIRI SUÇUNDAN BAHSETMENİN MÜMKÜN OLMADIĞI kanaatine varmıştır.(İstanbul BAM 1 Ceza Dairesi’nin söz konusu kararının gerekçelerini özetleyen dilekçemiz bilgilerinize daha önce arz edilmiştir.)

Dolayısıyla iddianamede isimleri davacı mağdur olarak yer alan kadınların iddianameye esas alınan beyanları ve İstanbul 30 Ağır Ceza Mahkemesinde görülmüş olan ana dava yargılaması esnasında ortaya çıkan hususlar Sayın Makamınız’ın vereceği hükmü doğrudan etkileyeceğinden, katılanların çeşitli aşamalardaki ifadelerinde yer alan aleni çelişki ve tutarsızlıklara ilişkin Sayın Mahkemenizi bilgilendirme gereği hasıl olmuştur.

Öncelikle ifade etmek isteriz ki, sözde mağdur Aslı Bektaş’la (Mavi Gökyüzü) ilgili olarak yerel mahkemenin müvekkil Adnan Oktar hakkında vermiş olduğu cezahükmü İstanbul BAM 1 Ceza Dairesi kararında katılana yönelik RIZA ile GERÇEKLEŞTİĞİ ANLAŞILAN eylemlerin, MÜSNET CİNSEL SALDIRI SUÇUNUN UNSURUNU OLUŞTURMAYACAĞI anlaşılmakla sanığın beraatine karar verilmesi yerine tespitiyle bozulmuştur:


YANİ İSTİNAF MAHKEMESİ ASLI BEKTAŞ’IN ŞU ANKİ İDDİANAMEYE DE YANSIMIŞ OLAN TÜM İSNATLARINA KARŞIN “BERAAT KARARI VERİLMESİ GEREKİRKEN DİYEREK BOZMA KARARI VERMİŞTİR.

Dosyadaki cinsel saldırı suçlamalarının değerlendirilmesi esnasında şu önemli hususun da göz önünde bulundurulması gerekir: İstinaf Mahkemesi varlığı iddia edilen cinsel ilişkilerin var olduğu ön kabulüyle tamamının rıza sınırları içinde olduğuna hükmetmiştir. Müvekkil ve sanıklar ise dosyada adı geçen hiçbir kadın ile gayri meşru bir ilişki içinde olmadıklarını, zinayı yani evlilik dışı cinsel birlikteliği haram olarak kabul ettikleri için de sözde mağdur kadınların anlattıkları olayların hiçbirinin yaşanmadığını defalarca izah etmiş, delillerle de ispat etmişlerdir.

Müvekkil ve diğer sanıklar, dosyanın sözde mağdur kadınlarının rızalarıyla olsa dahi, onlarla Kuran'a göre haram sayılan herhangi bir cinsel birliktelik yaşadıkları iddiasını HİÇBİR ŞEKİLDE KABUL ETMEMEKTEDİRLER.

ASLI BEKTAŞ’IN BEYANLARININ GEÇERSİZLİĞİYLE İLGİLİ AÇIKLAMALARIMIZ

2019/313 esas sayılı dosyada sözde mağdur sıfatıyla yer alan Aslı Bektaş, 16 Nisan 1991 yılında İstanbul'da doğmuştur. Mimar Sinan Üniversitesi Mimari Restorasyon Bölümü ve Okan Üniversitesi İç Mimarlık Bölümleri olmak üzere, huzurdaki davanın sanıklarıyla görüştüğü 2009-2017 tarih aralığında iki üniversite birden bitirmiştir. Ayrıca 13 yaşından beri iş hayatında olduğunu ve sürekli çalıştığını da belirtmektedir. Dış dünyadan izole şekilde yaşamadığını, küçük yaşlardan itibaren iş hayatında olmanın verdiği tecrübe ve bilgi birikimine de sahip olduğunu mahkeme ifadesinde birçok defa beyan etmiştir.

Sözde mağdur Aslı Bektaş, 2009-2017 yılları arasında 8 YIL BOYUNCA sanıklarla görüşmüş, onların düzenlediği pek çok davet, canlı televizyon yayını, etkinlik ve organizasyonlara katılmış, dava dosyasında sanık olarak yer alan kişilerin evlerinde ikamet etmiştir. MÜVEKKİL VE ARKADAŞLARIYLA GÖRÜŞTÜĞÜ 8 YIL İÇİNDE sözde tecavüzcülerinin aileleriyle dahi tanışmışkendi ailesiyle sorunlar yaşadığı için kalacak yeri olmadığında ana dava sanıklarından Mehmet Coşkun Pamir'in ailesiyle birlikte onların aile evinde ikamet etmiştir. Bu döneme ait sözde tecavüzcüsü ve ailesiyle birlikte çekildiği fotoğraflarını da Sosyal Medya hesaplarında paylaşmıştır.

Dosyada etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan Beril Koncagül'ün emniyetteki etkin pişman ifadesinin 63. ve 64. sayfasında yer alan beyanına göre:

“Aslı Bektaş, yeni tanıştığı insanları müvekkil Adnan Oktar'ın arkadaşları ile tanıştırmak için büyük bir gayret göstermiştir.”

Şüphe götürmez bir gerçek vardır ki, hiçbir kadın, cinsel tacize, cinsel saldırıya, zorlama ve baskıya maruz kaldığı yere, başka kadınların da gelmesini istemez ve bunun için gayret etmez.

Buna ek olarak sözde mağdur, huzurdaki davanın sanıklarıyla iletişim halinde olduğu yıllarda öz abisi Musa Bektaş'ı, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan Serdar Dayanık'la tanıştırmıştır. Abisinin de bu vesileyle, kendi görüştüğü dindar arkadaş grubuna katılmasını arzulamıştır.

Aslı Bektaş'ın, iddialarında yer aldığı gibi, güya bir kısım sanıklar tarafından cinsel saldırıya uğramış, eziyet görmüş olsa, bu ortamdan ilk fırsatta arkasına bile bakmadan uzaklaşması gerekirken bir de kendi öz abisini sözde tecavüzcüleriyle tanıştırıp, kaynaşmaları için çaba harcaması hayatın olağan akışına son derece aykırı, çelişkili bir durum teşkil eder.

Sözde mağdur Aslı Bektaş, dilekçenin ilerleyen kısımlarında detaylı olarak açıklayacağımız üzere, uzun yıllar boyunca sanıklarla adeta bir aile bağı kurmuşturSanıkların bulunduğu ortamlarda oldukça özgür bir hayat yaşamış, hatta kendi beyanına göre grupla ilişkisinin kesilmesinden birkaç ay önce grupdışından bir erkekle duygusal bir ilişkiye başlamıştır. Aslı Bektaş, duygusal ilişki yaşadığı bu kişinin, gruptaki eski erkek arkadaşı sanık Mustafa Çalıkoğlu'nu telefonla arayarak kendisinin bu gruptan ayrılmasınısağladığını beyan etmiştir.

GÖRÜLDÜĞÜ ÜZERE ASLI BEKTAŞ, MÜVEKKİL ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARININ YANINDAN İDDİA ETTİĞİ ŞEKİLDE, BİR ŞEYLERİ YANLIŞ GÖRDÜĞÜ VEYA BİR TAKIM CİNSEL SALDIRILARIN MAĞDURU OLDUĞU İÇİN DEĞİL, GRUP DIŞINDAN İLİŞKİ YAŞADIĞI BİR KİŞİNİN İSTEĞİ VE YÖNLENDİRMESİ ÜZERİNE AYRILMIŞTIR.

Hatta, yine ilerleyen kısımlarda detaylı bahsedeceğimiz üzere sanıklarla iletişimi kestikten sonra dahi, ana dosyanın husumetli müştekilerinden Uğur Şahin'in müvekkil Adnan Oktar ve arkadaşları aleyhinde kendisine yolladığı mesajlar karşısında şaşkınlık yaşamış ve bu mesajları sanıklardan Mehmet Coşkun Pamir'e göndererek kendisini bilgilendirme ihtiyacı hissetmiştir.

Ne var ki uzun yıllar müvekkil ve arkadaşlarına sevgi ve yakınlık besleyen bu kişi, husumetli müştekiler tarafından baskı ve tehditle korkutulmak suretiyle, iradesi baskı altına alınarak kısa bir süre içerisinde dosyadaki yapay ve sahte sözde mağdurlardan biri haline getirilmiştir. Bununla da yetinmeyip, kendi resmi beyanına göre bu kişilerle birlik olup, huzurdaki davanın sanıkları aleyhine sosyal medyada paylaşımlar yapmaya başlamıştır. Buna da dilekçenin ilerleyen kısımlarında değinilecektir.

1. SÖZDE MAĞDUR ASLI BEKTAŞ’IN CİNSEL İSNATLARI GERÇEK DIŞI, MESNETSİZ VE İNANDIRICILIKTAN UZAKTIR

    Sözde mağdur Aslı Bektaş emniyet ve mahkeme ifadelerinde;

    Ana dava dosyası kapsamında müvekkil Adnan Oktar'a TCK 102/2 , 102/3-d, 43/1 kapsamında, Timur Ayan, Mehmet Coşkun Pamir, Hikmet Fatih Müftüoğlu, Alkas Çakmak ve Erkan Seyhan'a TCK 102/1 kapsamında, Ahmet Oktar Babuna'ya TCK 102/1 ve 102/3-d kapsamında, Necati Koç'a TCK 102/2 ve Cem Sedat Altan, Gökalp Barlan, Kartal Göktan, Ender Daban, Mustafa Çalıkoğlu, Erdem Ertüzün, Serkan Ak ve Tarık Koç'a TCK 102/2 ve TCK 3-d kapsamında isnatlarda bulunmuştur.

    Huzurdaki dosyada ise, Emre Çalıkoğlu ve Mehmet Metin Güçyetmez’e TCK 105/1, Erim Kutsal, Erol Şimşek, İbrahim Seral Köprülü, Orkun Şimşek, Semih Selman Marangozoğlu ve Tahsin Akkaş’a TCK 102/2-3d kapsamında isnatlarda bulunmuştur.

    Sözde mağdur Aslı Bektaş yaşadığını iddia ettiği cinsel birlikteliklerin güya iradesi fesada uğratılarak gerçekleştiğini iddia etmiştir. Ancak kendisinin, müvekkil Adnan Oktar ve arkadaşlarıyla görüştüğü yıllar boyunca sosyal medyadan paylaştığı fotoğraf ve mesajları, katıldığı A9 TV yayınlarındaki rahat, neşeli hal, tavır ve davranışları, camiayla görüştüğü dönemlerde gerçekte son derece rahat, özgür, mutlu ve konforlu bir yaşam sürdüğünü, içinde bulunduğu ortama güven duyduğunu ve yaşantısından oldukça memnun olduğunu, müvekkil Adnan Oktar ve arkadaşlarına karşı samimi ve içten bir sevgi duyduğunu göstermesi bakımından bu iddiayı daha en baştan çürütmektedir.

    Her şeyden önce sözde mağdur Aslı Bektaş, bu hayali cinsel eylemlerin gerçekleştiğini iddia ettiği zaman aralığında suç isnat ettiği sanıklarla olan İLETİŞİMİNİ KESMEMİŞTİRAKSİNE, YAKIN DOSTLUĞUNU 8 SENE BOYUNCA DEVAM ETTİRMİŞTİR.

    BU SÜREÇTE TEK BİR KİMSEDEN DAHİ EN KÜÇÜK BİR ŞİKAYETİ VEYA RAHATSIZLIĞI YOKKEN HER NASILSA CAMİADAN AYRILDIKTAN ÇOK SONRA, 11 TEMMUZ 2018 OPERASYONUNUN ARDINDAN, KENDİSİ GİBİ DOSYADAKİ BİRÇOK GENÇ KIZLA BİRLİKTE SÖZDE CİNSEL SALDIRI MAĞDURLARI ARASINA KATILMAYA MECBUR BIRAKILMIŞTIR. MARUZ KALDIĞI TEHDİT VE BASKILAR DOLAYISIYLA, GEÇMİŞTE CANI GİBİ SEVDİĞİ ARKADAŞLARINI BİR ANDA GÜYA TECAVÜZCÜLERİ OLMAKLA İTHAM ETMEYE BAŞLAMIŞTIR.

    Oysa, bu ithamlarının hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Nitekim, Yargıtay'ın bu tür vakalarda;

    1. Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2012/13583E , 2013/875 K T 31.01.2013:

    "...mağdurenin meydana gelen olaylar nedeniyle 1.5 - 2 yıl sonra şikayette bulunması..."

    1. Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2006/7287E , 2010/3513 K T 11.05.2010:

    " ...olay tarihinden 4 yıl gibi uzun bir süre geçtikten sonra şikayetçi olunması..."

    1. Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2014/8595 E. , 2016/3576 K.:

    "...mağdurenin kendisine anlattığı olayları aradan uzun bir süre geçtikten sonra şikayet dilekçesi ile savcılığa intikal ettirdiği."

    1. Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2014/5780 E. , 2014/14913 K.:

    "olay tarihi ile olayın karakola başvuru yoluyla intikali arasında bir buçuk yılı aşkın bir sürenin geçmiş olması."

    1. Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/12325 E. , 2017/1430 K. :

    "mağdurelerin iddialarını eylemlerden uzun süre sonra dile getirdikleri."

    1. Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2012/1260 E. , 2013/14067 K.:

    "...Dosya kapsamı, mağdur beyanları, mağdurenin gerçekleştiğini iddia ettiği olaydan yaklaşık 7 ay sonra şikayetçi olması.."

    gibi ve benzeri olayla şikayet arasında uzun süre geçmesi sebebiyle verilmiş çok sayıda BOZMA KARARI bulunmaktadır.

    2. MÜŞTEKİ ASLI BEKTAŞ’IN İFADELERİNDEKİ ÇELİŞKİLER

      Sözde mağdur Aslı Bektaş’ın, aşamalarda değişiklik gösteren ifadelerinde 45 AYRI ÇELİŞKİLİ BEYANI BULUNMAKTADIR.

      BİR KADIN CİNSEL SALDIRI GİBİ HİÇBİR DETAYINI UNUTMASI MÜMKÜN OLMAYAN MÜHİM BİR OLAYDA TEK BİR TANE DAHİ ÇELİŞKİLİ BEYAN VERDİĞİNDE BU, İFADEYİ HUKUKEN GÜVENİLMEZ VE GEÇERSİZ YAPARKEN, Aslı Bektaş’ın beyanlarında 43 AYRI GERÇEK DIŞI İFADENİN VE ÇELİŞKİNİN BULUNMASI MÜŞTEKİNİN DOĞRU SÖYLEMEDİĞİNİ AÇIK ŞEKİLDE İSPATLAMAKTADIR.

      1. ÇELİŞKİ:

        İfadelerine göre sözde mağdur Aslı Bektaş, güya 8 sene boyunca tecavüze uğradığı, hürriyetinden alıkonulduğu ve baskı altında yaşadığı ortamdaki kişilerle kendi öz ağabeyi Musa Bektaş’ı tanıştırmıştır. Ağabeyinin de dindar bir hayat yaşaması isteğinde olan Aslı Bektaş, ağabeyine Müvekkilin kitaplarından hediye etmiş ve kendisini ana davanın etkin pişman sanıklarından Serdar Dayanık ile tanıştırmıştır.

        Hiçbir kadının tecavüzlere uğradığı ve zulüm gördüğü bir ortamaailesinden birilerini -hele ki öz ağabeyini- getirmeyeceği izahtan varestedir.

        2. ÇELİŞKİ:

          Sözde mağdur Aslı Bektaş, etkin pişman Beril Koncagül’ün etkin pişmanlık ifadesine göre, Beril Koncagül’ü bu arkadaş grubundaki kişilerle tanıştırmak için büyük bir gayret göstermiştir.


          Aynı ağabeyinde olduğu gibi sözde mağdur Aslı Bektaş, tanıştığı diğer insanları da müvekkil ve arkadaşlarına olan sevgisi sebebiyle onlarla tanıştırmak için gayret göstermiştir. 

          Şüphe götürmez bir gerçek vardır ki, hiçbir kadın, cinsel tacize, cinsel saldırıya, zorlama ve baskıya maruz kaldığı yere, başka kadınların da gelmesini istemeyecek ve bunun için bir gayret göstermeyecektir.

          3. ÇELİŞKİ:

            Sözde mağdur Aslı Bektaş yardıma ihtiyacı olduğu her durumda ilk müvekkilin arkadaşlarına koşmuştur. Ana dava dosyası sanıklarından Mustafa Çalıkoğlu, Erdem Ertüzün ve Mehmet Coşkun Pamir’in sözlü ve yazılı savunmalarında beyan ettikleri üzere; Aslı Bektaş, babasıyla yaşadığı bir tartışma sonucu babasından cebir görmüş ve bu sebeple babasından şikayetçi olmuş, şikayeti üzerine babasının yargılanması sebebiyle de aile evinden ayrılmak durumunda kalmıştır

            Bunun üzerine sözde tecavüzcülerinden Mehmet Coşkun Pamir’in annesi Melek Pamir, Aslı Bektaş’ı evine kabul etmiş ve Aslı Bektaş, Melek hanımın evinde konaklamıştır. Aslı Bektaş mahkeme ifadesinde de bunu kabul etmiştir. Daha sonrasında Mustafa Çalıkoğlu’nun evinde ona tahsis edilen bir odaya yerleşmiş ve birkaç sene müvekkilin arkadaşlarıyla birlikte ikamet etmiştir. 

            Son derece aşikardır ki, bir kadının cinsel saldırılara maruz kaldığı, darp edildiği, manipüle edildiği insanlardan yardım talebinde bulunması tahayyül bile edilemeyecektir. Hayatın olağan akışına uygun olan tavır, bir insanın zora düşmesi veya evsiz kalması durumunda kendisine en yakın gördüğü ve en güvendiği insanları aramak olacaktır. Nitekim Aslı Bektaş da böyle yapmıştır. Sadece bu olay bile Aslı Bektaş’ın müvekkil Adnan Oktar ve arkadaşlarından aslında hiçbir zarar görmediğini, tam tersine güvenliğe, huzura ve yardıma ihtiyacı olduğunda yalnızca onlara güvendiğini ortaya koymaktadır.

            4. ÇELİŞKİ:

              Sözde mağdur Aslı Bektaş, haklarının gasp edildiğini düşündüğü vakit Çağlayan Adliyesi’nde giderek BİZZAT KENDİ ÖZ BABASINDAN DAHİ ŞİKAYETÇİ OLMUŞTUR. Benzer şekilde, sokaktaki köpeklerden veya komşu evinden gelen kuş, ya da müzik sesi yüzünden rahatsız olduğunda 21 Ocak 2013 günü Kuştepe polis merkezine giderek, başka bir benzer olayda ise 22 Temmuz 2014 günü aynı Polis Merkezine giderek konuya ilişkin şikayette bulunmuştur.

              Özetle Aslı Bektaş haklarının gasp edildiğini düşündüğü her surette hukuki haklarını korumaktan geri kalmayan bir bireydir.

              Hatta müvekkil Adnan Oktar ve arkadaşlarıyla ilişiğini kestikten sonra duygusal ilişki yaşadığı Fatih Kahraman Akçaküllü isimli kişiden -ondan son derece ağır, öldürülmeye varan tehditler alıyor olmasına ve şahıs kendisini MİT elemanı olarak tanıtmasına rağmen dahi- korkmamış ve kendi ifadesiyle “MİT’İ MİT’E şikâyet ettim” diyerek şikayetçi olabilmiştir.

              Dolayısıyla müvekkil ve arkadaşlarına yönelik beyanlarında ifade ettiği hayali olayların gerçekten mağduru olmuş olsa hiç durmayıp haklarını sonuna kadar arayacağı da aşikardır. Ancak Aslı Bektaş böyle yapmayıp iddia ettiği korkunç olayların yaşandığı dönemde ve sonrasında müvekkilin arkadaşlarıyla görüşmeye devam etmiştir. Aslı Bektaş’ın bu konuya ilişkin -whatsapp yazışmaları ve sosyal medya paylaşımları gibi- çok sayıdaki savunma delilimizi, dilekçemizin ilerleyen bölümlerinde detaylı şekilde sunuyor olacağız.

              5. ÇELİŞKİ:

                Sözde mağdur Aslı Bektaş, müvekkil ve arkadaşlarıyla 8 sene boyunca birçok organizasyonda bir araya gelmiş, buralarda mutluluk dolu pozlar vermiştir. Eğer iddia edildiği gibi cinsel sömürüye, psikolojik baskıya veya travmalara maruz kalmış olsa, asla böylesine neşeli, mutlu ve doğal pozlar veremez; aksine doğal dış görünüşünde ciddi deformasyonlar oluşur ve bu da korku dolu tedirgin bakışlar olarak dış görünümüne yansırdı.

                Oysaki Aslı Bektaş’ın sözde cinsel saldırıların yaşandığını iddia ettiği bu süreçte çekilen fotoğrafların tamamında, şu an şikayetçi olduğu kişilerle son derece samimi, neşeli, keyifli olduğu daha ilk bakışta kolayca anlaşılmaktadır.


                Aslı Bektaş’ın sözde tecavüzcüleriyle birlikte güya tecavüze uğradığını iddia ettiği dönemlerde katıldığı bir etkinlikte mutluluk içinde çektirdiği fotoğraflardan biri


                Aslı Bektaş’ın sözde tecavüzcüleriyle birlikte güya tecavüze uğradığını iddia ettiği dönemlerde mutluluk içinde katıldığı etkinliklerden bir diğeri


                Aslı Bektaş’ın sözde tecavüzcüsü Erdem Ertüzün ile birlikte lüks bir mekanda neşe içinde çektirdiği fotoğraf


                Aslı Bektaş’ın sözde tecavüzcüsü Gökalp Barlan ve kız arkadaşlarıyla birlikte lüks bir villanın bahçesinde mutluluk içinde çektirdiği fotoğraf


                Aslı Bektaş’ın sözde tecavüzcüleri Gökalp Barlan ve Coşkun Pamir ile birlikte çektirdiği bir diğer fotoğraf

                Benzeri fotoğraflardan ana dava dosyasında onlarca örnek daha bulunmaktadır. Bir kısmı albüm olarak makamınıza arz edilmiştir.

                6. ÇELİŞKİ:

                  Sözde mağdur Aslı Bektaş İstanbul 30 ACM’de görülen ilk derece yargılamasının 18 Ağustos 2020 tarihli duruşmasındaki ifadesinde “2013 yılında beni zorla yayınlara çıkartmışlardı” demektedir. 

                  Ancak sözde mağdurun güya zorla çıkartıldığını iddia ettiği YAYINLARDAKİ NEŞELİ HALİ, MÜVEKKİL ADNAN OKTAR’A OLAN İÇTEN İLTİFATLARI, SEVGİ DOLU BAKIŞLARI, müzik eşliğindeki doğal dansları KENDİSİNİN YAYINLARA ZORLA ÇIKARTILDIĞI İDDİASINI AÇIK ŞEKİLDE YALANLAMAKTADIR.

                  Müvekkil Adnan Oktar’ın https://www.youtube.com/watch?v=j6XeVlN5KWM adresinden ulaşılabilecek 15 Eylül 2013 tarihli A9 TV'deki Canlı Sohbet programında, yayının 40:31 ile 45:39 aralığındaki kısmı incelendiğinde; Aslı Bektaş’ın, uzunca bir süre görüntüde kaldığı ve müvekkil Adnan Oktar ile sohbet ettiği görülmektedir. Yayının 42:55 dakikasında "DÜNYA ÜZERİNDE YAŞAYAN İNSANLAR ARASINDA EN SEVDİĞİM, EN ÇOK SAYGI DUYDUĞUM, EN ÇOK YANINDA OLMAK İSTEDİĞİM...İNSAN BAKTIKÇA İNSANIN İÇİNİ AÇAN BİR İNSANLA KARŞI KARŞIYAYIM MAŞAALLAH.” sözleriyle MÜVEKKİLE DUYDUĞU SAMİMİ SEVGİSİNİ İFADE ETMEKTEDİR. İlgili yayının farklı zamanlarında alınmış ekran görüntüleri de Aslı Bektaş’ın son derece neşeli ve keyifli ruh halini gözler önüne sermektedir.



                  Müvekkil Adnan Oktar'ın https://www.youtube.com/watch?v=2yN4bCIkmhU adresinden ulaşılabilecek, 16 Eylül 2013 tarihli A9 TV'deki canlı sohbetinde ise, yayının 08:15'teki açılışını yapan ve müvekkile sevgisini ifade eden Aslı Bektaş, 37:05’te "Canımdan çok seviyorum, beni Allah sizden hiç ayırmasın" ifadelerini kullanmaktadır.


                  Müvekkil Adnan Oktar'ın https://www.youtube.com/watch?v=mCnKwywt_fI adresinden ulaşılabilecek, 17 Eylül 2013 tarihli A9 TV'deki canlı sohbetinde, yayının 1:02:49 saniyesinde müvekkile hitaben "ÇOK SEVİYORUM GERÇEKTEN, BURADA OLMAKTAN ÇOK ÇOK MUTLUYUM, ALLAH BENİ NİMETLENDİRMİŞ SİZİNLE İNŞAALLAH." cümlelerini kurmakta ve 1:08:43'te çalan şarkıya oldukça neşeyle, dans ederek eşlik etmektedir.

                  BURADA VURGULANMASI GEREKEN ÇOK ÖNEMLİ BİR KONU VARDIR. O DA BU YAYINLARIN, ASLI BEKTAŞ'IN SÖZDE CİNSEL SÖMÜRÜYE, TECAVÜZLERE, DARP VE CEBİRE MARUZ KALDIĞINI İDDİA ETTİĞİ DÖNEMLERDE GERÇEKLEŞMİŞ OLDUĞUDUR. 

                  Sözde cinsel sömürü düzenine dahil olduğunu söylediği yıllara ait olan bu görüntüler, ASLI BEKTAŞ'IN BU İDDİALARININ TAMAMEN ASILSIZ OLDUĞUNU, MÜVEKKİLİN ARKADAŞ GRUBUNDAYKEN GERÇEKTE ÇOK MUTLU OLDUĞUNU AÇIK ŞEKİLDE GÖSTERMEKTEDİR.

                  Ayrıca Aslı Bektaş’ın görüntülerinden, MÜVEKKİL ADNAN OKTAR'I ÇOK SEVDİĞİ, GAYET NEŞELİ VE İRADESİNE HAKİM OLDUĞU, HERHANGİ BİR TELKİN ALTINDA OLMADIĞI BAKIŞLARI, KONUŞMASI ve VÜCUT DİLİNDEN DE RAHATLIKLA ANLAŞILMAKTADIR.

                  7. ÇELİŞKİ:

                    Cinsel saldırıya uğradığını iddia eden Aslı Bektaş’ın, Adli Tıp 6. İhtisas Kurulu’nca yapılan muayenesi neticesinde düzenlenen raporda (Sayı : 40968900-101.01.02-2019/ 52987 B 16/05/2019söz konusu cinsel sömürü iddiaları destekleyen en ufak bir fiziksel veya ruhsal emareye rastlanmamıştır. Sözde mağdur Aslı Bektaş’ın Adli Tıp raporları, cinsel saldırı iddialarını çürütmüştür.

                    Ayrıca bu raporlar Savcılığın iddiasının aksine, Aslı Bektaş’ın iradesinin fesada uğramamış olduğunu, sözde “mağduru bulunduğu olayın hukuki anlam ve sonuçlarını algılamaya ve fiile ruhsal yönden mukavemete muktedir olduğunu” kanıtlamıştır.

                    Yani Adli Tıp Kurumu, Aslı Bektaş’ın herhangi bir telkin yoluyla iradesinin fesada uğratılması bir kenara dursun AKIL, ZEKÂ, DÜŞÜNME VE ALGILAMA KAPASİTESİNDE DAHİ EN UFAK BİR SORUN OLMADIĞINI ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE ORTAYA KOYMUŞTUR.

                    8. ÇELİŞKİ:

                      Bunun yanı sıra Aslı Bektaş’ın Adli Tıp’ta verdiği beyanda söylediklerinin ifadesi ile çelişki teşkil eden bir kısmı mevcuttur. 

                      Sözde mağdur Aslı Bektaş bu beyanında ‘‘… çok iyi davrandıkları için uzaklaşamadım...’’demektedir. Ancak Aslı Bektaş’ın bu sözleri diğer beyanlarıyla çelişki içermektedir.

                      Sözde mağdur Aslı Bektaş diğer ifadelerinde sanıklarla arkadaşlıkları sırasında sürekli şekilde güya ‘taciz’, ‘tecavüz’, ‘zorlama’, ‘şiddet’ ve benzeri olaylar yaşadığını anlatırken Adli Tıp muayenesindeki beyanında müvekkilin arkadaşlarının kendisine ‘‘… çok iyi davrandıkları...’’nı söylemektedir.

                      ‘Tecavüz’ veya ‘taciz’ gibi olaylar, aklen ve mantıken asla ‘çok iyi davranma’ sayılamayacağına göre, sözde mağdurun Adli Tıp beyanı ile Raporun Sonucu bir bütün olarak ele alınıp değerlendirildiğinde, Aslı Bektaş’ın tecavüz iddialarının gerçek dışı isnatlar olduğu yine kolayca görülmektedir.

                      9. ÇELİŞKİ:

                        Sözde mağdur Aslı Bektaş, mahkeme ifadesinde -bu cinsel ilişki iddialarının hiçbirini hiçbir şekilde kabul etmediğimizi belirtmekle birlikte- iddia edilen cinsel ilişkinin yaşanacağını önceden bilerek buluşmalara gittiğini beyan etmektedir. 

                        Bu şartlar altında Aslı Bektaş’ın kendi anlatımına göre cinsel ilişkiye gireceğini bilerek ve rızaen bu görüşmelere iştirak ettiği anlaşılmakta, kendisine herhangi bir sürpriz veya beklenmedik saldırının yapılmadığı açık ve net şekilde ortaya çıkmaktadır.

                        Nitekim müvekkil ve sanıkların kesinlikle kabul etmediği ancak güya yaşanan cinsel ilişkilerin önceden yaşanacağını bilen Aslı Bektaş’ın, çeşitli bahaneler öne sürerek bu buluşmalara gitmeme seçeneği her zaman saklıdır.Bu şartlar altında iradesinin dışında bir eylem maruz kaldığı ve tecavüze uğradığı iddiası da tamamen ortadan kalkmaktadır.

                        10. ÇELİŞKİ:

                          Sözde mağdur Aslı Bektaş mahkeme ifadesinde haksızlıklara hep karşı çıkan ve kimsenin hakkını bırakmayacak kadar cesaretli ve güçlü bir insan olduğunu şöyle ifade etmektedir:

                          “Zaten ben gördüğüm bütün haksızlıklara şimdiye kadar hep karşı çıkmışımdır yani, ben Hiçbir zaman bu konularda kimsenin hakkını hiçbir yerde bırakmayacak kadar cesaretli ve güçlü bir insanım”

                          Buradan anlaşılıyor ki Aslı Bektaş gerçekten iddia ettiği bu sözde korkunç olayların mağduru olmuş olsaydı, yaşadıklarının hemen akabinde cesur bir şekilde kendini savunabilir, gerekli yerle şikâyette bulunabilir ve hakkını arayabilirdi.Aslı Bektaş’ın kurgusal cinsel isnatları bu yönden de çelişki göstermektedir.

                          11. ÇELİŞKİ:

                            Sözde mağdur Aslı Bektaş mahkeme beyanında “kendisi hakkında bir karalama kampanyasından çekindiğini ve hayatının mahvedileceğinden korktuğunu” iddia etmiştir. 

                            Aslı Bektaş’ın müvekkil ve arkadaşlarıyla iletişimini kesmesi ile onların tutuklanması arasında 7 aylık bir süre bulunmaktadır. Aslı Bektaş ifadesine göre müvekkil ve arkadaşlarıyla olan ilişkisini Aralık 2017 tarihinde kesmiştir.Ancak bu tarihten operasyonun gerçekleştiği tarih olan Temmuz 2018’e kadar geçen sürede kendisiyle ilgili herhangi bir karalama faaliyeti yapıldığına ilişkin bir belge veya delil yoktur. Yani mahkemedeki iddiası tamamen soyut bir varsayımdan ibarettir.

                            Aksine bizzat kendisi müvekkil ve arkadaşları hakkında karalama faaliyeti yaparak suç işlemiştir. Nitekim huzurdaki davada yargılanan kişilerle arkadaşlığının bitmesine sebep olduğunu iddia ettiği eski erkek arkadaşı Fatih Kahraman Akçakülü’nü şikâyet ettiği 2018/167041 esas sayılı dosyaya girmiş olan 15 sayfalık şikâyet dilekçesinde şu şekilde bir beyanı bulunmaktadır. 

                            “… Bunlar olurken, ben yaklaşık üç ay kadardır örgütün dışındaydım ve bu sırada bana Adnan Oktar suç örgütünden ayrılıp itirafçı olarak operasyonun olmasında katkıda bulunan Özkan Mamati ve Uğur Şahin benimle iletişime geçti. Fatih’le ilk kez ayrıldığım döneme denk gelen bu iletişimi takip edip, Uğur Şahin’le görüştüm ve ben de onlara katılarak sosyal medya hesaplarından paylaşmaları için yazılar yazıp göndermeye başladım...” (2018/167041 esas sayılı dosya)

                            Aslı Bektaş’ın bir başka dosyada verdiği beyanında müvekkil ve arkadaşlarına husumetli müştekilerle bir olup müvekkil ve arkadaşları hakkında itibar zedeleyeceği paylaşımlar yaptığını kendi beyanıyla itiraf etmektedir.

                            Aslı Bektaş’ın güya kendisi hakkında karalama kampanyası yapılacağı korkusuyla bu arkadaş grubundan ayrılamadığı iddiası gerçek dışıdır.

                            12. ÇELİŞKİ:

                              Aslı Bektaş emniyet ifadesinde çocukluğundan beri hep Allah inancı olduğunu belirtmektedir. Mahkeme ifadesinde de grupla ilk tanıştığı zamanlar için “Allah inancı çok kuvvetli birisiyimdir” diyerek kendini tanımlamıştır. 

                              Ancak Emniyet ifadesinde Mustafa Çalıkoğlu’nun ‘cinselliği din adı altında’ güya normalleştirdiği iddiasını,

                              Konunun dini alt yapısı da olunca bende üzerimdeki korkuyu yavaş yavaş attım ve bunu yapmam durumunda günah kazanmayacağıma emin oldum, yaptığım şeyin zina olmadığına ikna oldum”

                              şeklinde İNSAN AKLININ ve MANTIĞININ ALMAYACAĞI BİR İZAHLA AÇIKLAMAYA ÇALIŞMAKTADIR. BU, İNSANIN AKLIYLA ALAY EDECEK KADAR AKIL VE MANTIKTAN UZAK BİR İZAH VE İDDİADIR.

                              Az ya da çok dini birikimi olan her insan, evlilik dışı her türlü cinsel ilişkinin dinimizde zina olduğunu ve bunun böylesi akıl dışı bir yöntemle manipüle etmenin mümkün olamayacağını da gayet iyi bilecektir

                              Sözde mağdur Aslı Bektaş’ın kendi hakkında dindar bir insan olduğu söylemi ve güya din adı altında cinsel ilişkiler yaşadığı iddiası hem kendi içinde hem de hayatın olağan akışıyla çelişmektedir.

                              13. ÇELİŞKİ:

                                Aslı Bektaş, emniyette verdiği ifadesinde müvekkil Adnan Oktar ile yüz yüze bir tanışma gerçekleştikten sonra Mustafa Çalıkoğlu’nun onu Silivri’deki yazlıklarına götürdüğünü ve Adnan Oktar’a göstermek üzere fotoğraflarını çektiğini iddia etmektedir.

                                Fakat MAHKEMEDEKİ İFADESİNDE OLAYIN GEÇTİĞİNİ İDDİA ETTİĞİ TARİHLER İLE EMNİYET İFADESİNDEKİ TARİHLER BİRBİRİNE UYMAMAKTADIR. Ayrıca Mahkeme ifadesinde olayın akışı da tamamen değişmiştir. İddianamede yer alan “Adnan Oktar’a önce kişinin fotoğrafları gösterilir, sonra tanışma organize edilir” senaryosuna uygun olarak, emniyette verdiği ifadenin tersine müvekkil Adnan Oktar’la tanışmadan önce Mustafa Çalıkoğlu ile Silivri’ye gittiğini ve güya müvekkile göstermek üzere bikinili fotoğraflarının çekildiğini söylemiştir.

                                14. ÇELİŞKİ:

                                  Aslı Bektaş’ın müvekkil Adnan Oktar ile ilk karşılaşmasında yaşandığını iddia ettiği sözde cinsel saldırı eylemi, şahsın emniyet ve adli tıp ifadelerinde değişkenlik göstermektedir; 

                                  Aslı Bektaş, müvekkil ile ilk tanışmasında (sözde) yaşadıklarını 11 Eylül 2018 tarihindeki emniyet ifadesinde anlatırken, sadece yüzeysel bir tacizden bahsetmiş, herhangi bir parmaklama eylemini dile getirmemiştir.

                                  FAKAT bundan yaklaşık 8 ay sonra, 13 Mayıs 2019 tarihinde Adli Tıp Kurumu Adli Tıp 6. İhtisas Kurulu’nun muayene kaydı sırasında verdiği ifade de, bu sefer anlatımına bir de “parmak sokma”, fiili eylemini eklemiştir. Ve bu iddiasını mahkeme ifadesinde de devam ettirmiştir.

                                  SON DERECE AÇIKTIR Kİ, EMNİYETTEKİ BEYAN TARİHİNDEN 9 SENE EVVEL

                                  • MÜVEKKİL ADNAN OKTAR İLE YAŞANDIĞINI İDDİA ETTİĞİ GÖRÜŞMEDEKİ (GÜYA) TİTREMESİNİ, AĞLAMASINI VE DAHA BİRÇOK DETAYI HATIRLAYAN,
                                  • SONRASINDA YAŞADIĞINI İDDİA ETTİĞİ (SÖZDE) TRAVMADAN BAHSEDEN VE ONU DA DETAYLANDIRARAK ANLATAN

                                  MÜŞTEKİ ASLI BEKTAŞ’IN güya ‘PARMAK SOKMA’ ŞEKLİNDEKİ FİİLİ BİR EYLEMİ İLK İFADESİ SIRASINDA UNUTMASI ELBETTE Kİ MÜMKÜN DEĞİLDİR.

                                  AÇIKTIR Kİ MÜŞTEKİ ÖNCEKİ İFADESİNİN YETERSİZ KALDIĞINI DÜŞÜNMÜŞ OLSA GEREK, KENDİNCE İFADESİNİ GÜÇLENDİRECEĞİ DÜŞÜNCESİYLE BİR DE ‘PARMAK SOKMA’ İDDİASI TÜRETMİŞ ve BEYANLARINA SONRADAN EKLEMİŞTİR.

                                  İddia edilen cinsel saldırı eylemine dair aşamalardaki beyanlarının çelişmesi ve genişlemesi, Aslı Bektaş’ın doğruyu söylemediğinin açık bir göstergesidir.

                                  15. ÇELİŞKİ:

                                    Aslı Bektaş’ın beyanında dikkat çekici bir diğer husus da müvekkil Adnan Oktar’ın söylemiş olduğu iddia edilen güya “Beni doktor gibi gör” cümlesidir.

                                    İddiaya göre müvekkil Adnan Oktar, kadınlara “beni doktor gibi gör” demekte, kadınlar da bunu hiç garipsemeden, sorgulamadan müvekkili doktor gibi görmekte ve güya cinsel eylemlere ses çıkarmamaktadır. 

                                    Bu şartlar altında ortaya şöyle bir bozuk mantık çıkmaktadır. Bu kadınlar kendilerine “beni doktor gibi gör” diyen herkesin iddia edilen cinsel eylemlerine izin mi vermektedir?

                                     Açıktır ki bu beyan hayatın olağan akışına alenen aykırıdır ve son derece saçma ve çarpık bir mantığın ürünüdür. Hiçbir kadın, “DEMEK DOKTORMUŞ O ZAMAN BANA İSTEDİĞİ CİNSEL TACZİDE BULUNABİLİR” güdüsüyle hareket etmez. KARŞISINDAKİ KİŞİ DOKTOR DAHİ OLSA, İSTEMEDİĞİ BİR CİNSEL EYLEMLE KARŞILAŞTIĞINDA KENDİNİ SAVUNUR ve TACİZE MÜSAADE ETMEZ. Bunlar son derece saçma, zorlama ve kendince müvekkili itibarsızlaştırma amacına matuf çelişkili izah ve isnatlardır.

                                    16. ÇELİŞKİ:

                                      Aslı Bektaş’ın anlatımlarından müvekkil Adnan Oktar’la tanıştığı yer ve tarih: “Dragos” diye tabir edilen ve güya örgüt karargâhı olduğu iddia edilen Kuleli Mahallesi Yamaçlı Sokak’ta ve 2009 yılı sonbaharı gibi olduğu anlaşılmaktadır.

                                      ANCAK NE 2009 NE 2010 YILLARINDA ASLI BEKTAŞ’IN CEP TELEFONU, “DRAGOS” ADI VERİLEN KULELİ MAHALLESİ YAMAÇLI SOKAK ADRESİNDEKİ EV ya da CİVARINDAKİ BAZ ADRESLERİNDEN HİÇ SİNYAL VERMEMİŞTİR.

                                      Yani bu tarihlerde Aslı Bektaş, müvekkil Adnan Oktar’la görüşmeye HİÇ GİTMEMİŞTİR. Dolayısıyla iddia edilen cinsel eylemlerin hiçbiri YAŞANMAMIŞTIR. Aslı Bektaş’ın soyut isnatlarının maddi gerçekle çelişmekte olduğu kendisine ait HTS kayıtlarıyla alenen ispat edilmiştir. Yani Aslı Bektaş mekan ve zaman konusunda da yine doğruyu söylememektedir.

                                      17. ÇELİŞKİ:

                                        Sözde mağdur Aslı Bektaş, ana dava sanıklarından Mustafa Çalıkoğlu’nun kendisini müvekkil Adnan Oktar’la tanışmaya DRAGOS’A götürdüğünü iddia etmektedir ancak mahkeme baz çakışma tablosuna göre, bahsi geçen mekanda sözde mağdur ile Mustafa Çalıkoğlu ile birlikte BİR BAZ İSTASYONU ÇAKIŞMASI (ortak HTS kaydı) BULUNMAMAKTADIR.

                                        18. ÇELİŞKİ:

                                          Aslı Bektaş emniyet ifadesinde 2013 yılında Hür Sokak’taki villanın, A9 Televizyonunun stüdyosu olarak kullanıldığını, canlı yayın programları yapıldığını ifade etmekte ve burada yaşandığını iddia ettiği birçok hayali olay sıralamaktadır. 

                                          Oysaki 2013 yılında Hür Sokak’taki villa stüdyo olarak kullanılmamaktadır. Hür Sokaktaki Villa’nın Stüdyo’ya dönüşmesi ve yayınların başlaması ise 2014 yılının Nisan ayı itibariyle olmuştur. Bu tarihten önceki yayınlar sadece Göksu Evleri/Beykoz adresindeki A9 TV Stüdyosunda gerçekleşmektedir.

                                          Sözde mağdur bu gerçek dışı iddiasıyla, tarih ve mekan konusundaki çelişkili beyanlarına bir yenisini daha eklemiş bulunmaktadır.

                                          19. ÇELİŞKİ:

                                            Yukarıdaki madde de bahsi geçen somut gerçek, müvekkil ve arkadaşlarının ana davadaki mahkeme savunmalarında birçok defa gündeme getirilmiştir. Bunun üzerine Aslı Bektaş İFADESİNİ BİR KEZ DAHA DEĞİŞTİRMİŞTİR.  

                                            Emniyet ifadesinde müvekkil Adnan Oktar’ın kendisine Hür Sokak’taki Villa’nın alt katında sözde tokat attığını iddia etmektedir.

                                            FAKAT MAHKEMEDE VERDİĞİ İFADESİNDE OLAYIN YAŞANDIĞI KONUM VE SENARYO BİR ANDA TAMAMEN DEĞİŞMEKTEDİR.Sözde mağdur olay yerini mahkeme ifadesinde bir anda “Dragos” denilen Yamaçlı Sokak’ta bulunan ev olarak değiştirmiştir.

                                            Görüleceği üzere sözde mağdur sürekli olarak aşamalardaki ifadelerinde değişiklikler yapmakta, tutarlı beyanlar vermemekte ve verdiği ifadelerin açıklamaları yapılıp, doğru söylemediği ortaya çıktığında da, bu kez olayların senaryolarını değiştirmektedir. Yapılan etkili ve delillere dayalı savunmalar karşısında, Aslı Bektaş sürekli olarak hem olayların konumlarını hem de zamanlarını güncelleyip her defasında birbiriyle çelişen farklı bir anlatım yapmaktadır. ASLI BEKTAŞ’IN NEREDEYSE HER AŞAMADA DEĞİŞİKLİK GÖSTEREN ÇELİŞKİLİ İFADELERİ, KENDİSİNİN YAŞADIĞI VE MAĞDUR OLDUĞUNU BİR OLAYI ANLATMADIĞININ, BİR KURGUYU ANLATTIĞININ DA AÇIK BİR DELİLİDİR.

                                            20. ÇELİŞKİ:

                                              Aslı Bektaş, Emniyetteki ifadesine göre müvekkilin arkadaş grubuyla Mustafa Çalıkoğlu’nun ona Facebook üzerinden gönderdiği bir mesajla tanışmıştır. 

                                              Ama mahkeme karşısındaki ifadesinde bu hikâye değişmekte ve senaryo gelişmektedir. 

                                              Sözde mağdur, bu sefer daha önce hiç bahsetmediği bir hikâye anlatmakta ve önce “kuzen Ahmet” diye kim olduğu belirsiz, davayla hiçbir alakası olmayan birinden bahsetmektedir. Sonra “Bukağılı” soyadlı biriyle Mecidiyeköy’de fuarda tanıştığını, sonra Alper Ünek tarafından English Time’da çevrildiğini, daha sonra Bilge Soylu tarafından ona mesaj yazıldığını, daha sonra ise Mustafa Çalıkoğlu ile Facebook üzerinden konuşmaya başladığını söylemektedir.

                                              Aslı Bektaş her ifadesinde, hayali olaylara yeni kurgular ve yeni detaylar eklemektedir. Gerçeği anlatan bir insanın beyanında olması gereken tutarlılık Aslı Bektaş’ın beyanlarında yoktur.

                                              21. ÇELİŞKİ:

                                                Sözde mağdur Aslı Bektaş emniyette verdiği ilk ifadesinde, sözde yaşadığını iddia ettiği istismarları 17 yaşına çekebilmek adına Mustafa Çalıkoğlu ile tanışma tarihini güya 2008 yılı başları olarak anlatmaktadır. Bu ifadenin devamında, tanışma ve sözde dini telkinle irade fesadı sürecini kendince kuvvetlendirmek adına da, müvekkil Adnan Oktar’ı ilk gördüğü yer olan Sansürsüz programından bahsetmektedir. 

                                                Fakat burada bir kez daha yalanı ortaya çıkmaktadır: Adnan Oktar’ın konuk olduğu ve Yiğit Bulut’un moderatörlüğünü yaptığı Sansürsüz isimli program sözde mağdurun iddia ettiği 2008 yazında değil, 7 AĞUSTOS 2009 tarihinde yayınlanmıştır.

                                                BU DA ASLI BEKTAŞ’IN MÜVEKKİL VE ARKADAŞLARIYLA TANIŞMA TARİHLERİNİ 17 YAŞINDA GÖSTERME ÇABASINI SONUÇSUZ BIRAKMAKTADIRNİTEKİM EMNİYETTE MUSTAFA ÇALIKOĞLU İLE İLK BULUŞMA TARİHİNİ 21 HAZİRAN 2008 OLARAK VERMİŞKEN, MAHKEME İFADESİNDE 21 HAZİRAN 2009 OLARAK DEĞİŞTİRMİŞNEDEN ÇELİŞKİLİ KONUŞTUĞUNA DAİR BİR SAVUNMA BİLE YAPMA GEREĞİ DUYMAMAMIŞTIR. YARGILAMAYI YAPAN MAHKEMEYE HEYETİ İSE ŞAŞIRTICI BİR ŞEKİLDE BU ÇELİŞKİ HAKKINDA TEK BİR SORU BİLE SORMAMIŞ, SÖZDE MAĞDURLARIN GÖZ GÖRE GÖRE YALAN BEYANDA BULUNUYOR OLMASI OLAĞAN KARŞILANMIŞ, SIRF BU YALAN BEYANLARA DAYANILARAK ON BİNLERCE YILLIK CEZALAR VERİLMİŞTİR.

                                                22. ÇELİŞKİ:

                                                  Sözde mağdur Aslı Bektaş emniyette verdiği ifade de Sayın Savcılığın irade fesadı unsuru olarak iddianamede bahsettiği evlilik vaadinden hiç bahsetmemiş, hatta evlilik düşünmediğini beyan etmiştir.

                                                  Fakat mahkeme önündeki ifadesinde, evlilik düşüncelerinin olduğu iddiasında da bulunmuş; bu iddiası da Aslı Bektaş’ın birbiriyle çelişen çok sayıdaki ifadesi arasında yerini almıştır. 

                                                  23. ÇELİŞKİ:

                                                    Sözde mağdur Aslı Bektaş, 11 Temmuz 2018 tarihindeki operasyondan 2 ay sonra 11 Eylül 2018 tarihinde, henüz ortada daha iddianame yokken verdiği ifadesinde, Ataköy’de Fatih Müftüoğlu ile sözde cinsel bir yakınlaşma yaşadığını iddia etmiş ve bu hayali hikayeyi Bu benim turnike denen sisteme dahil oluşumdu.” diye açıklamıştır.

                                                    Ancak 19 Ağustos 2020 tarihli mahkeme ifadesinde ise bu kurguyu tamamen değiştirmişbu sefer “turnike” kelimesini iddianame açıklandıktan sonra duyduğunu söylemiş ve emniyet ifadesinde sanki hiç bu terimi kullanmamış gibi davranmıştır.

                                                    Bu apaçık bir çelişkidir. Ancak bu ve benzeri anlatımların, sözde mağdurun emniyetteki beyanlarına (baskı yoluyla) eklenmiş olması ihtimali de oldukça yüksektir. Sözde mağdur emniyette belli bir doğrultuda beyan vermeye zorlanmış da olabilir. Ancak netice, Aslı Bektaş’ın emniyet ifadesiyle mahkeme ifadesi arasından AÇIK ve BÜYÜK BİR ÇELİŞKİ OLUŞTUĞUDUR.

                                                    24. ÇELİŞKİ:

                                                      Sözde mağdur Aslı Bektaş’ın anlattığı hayali olaylardaki KİŞİLER de SÜREKLİ DEĞİŞMEKTEDİR. Örneğin Aslı Bektaş emniyet ifadesinde, müvekkil Adnan Oktar’ın yanındayken yaşandığını iddia ettiği bir diyalogdan bahsetmiş ve bu diyalogun içindeki kişiler olarak Çağla Teker ve Saliha Yazaroğlu’nun ismini vermiştir.

                                                      Fakat mahkeme ifadesinde BEYANINI DEĞİŞTİRMİŞ, bu sefer Çağla Teker ile beraber Dilem Köknar’ın ismini vermiş, Saliha Yazaroğlu’nun ismini geçirmemiştir. Bir anda hikayeye Dilem Köknar isimli bir kadın daha eklenmiştir. Gerçekten yaşanmış bir olayı anlatan kişinin her ifadesinde bu derece köklü değişiklik olması hayatın olağan akışına aykırıdır.

                                                      25. ÇELİŞKİ:

                                                        Sözde mağdur Aslı Bektaş emniyet ifadesinde sözde anal ilişki yaşadığı anlarda (güya iz ya da hasar bırakmamak adına) kayganlaştırıcı kullandığına dair bir beyanda bulunmamıştır. Fakat mahkeme ifadesi sırasında kayganlaştırıcı krem kullanıldığını iddia etmiştir.

                                                        Aslı Bektaş’ın ifadesindeki bu kayganlaştırıcı krem detayının, müvekkil ve arkadaşlarının kovuşturma sürecindeki (eğer gerçekten onlarca kişiyle anal ilişki yaşamış olsa bunun mutlak surette vücudunda kalıcı hasar bırakacağı ve adli tıp kontrolünde bunun tespit edileceği şeklindeki) etkili savunmalarından sonra girmesi de son derece manidardır. Açıktır ki sözde mağdur içine düştüğü açmazdan kendince kurtulabilmek için, ilerleyen aşamadaki ifadesine bir kayganlaştırıcı krem hikayesi eklemiştir.

                                                        26. ÇELİŞKİ:

                                                          Sözde mağdur hayali cinsel ilişki anlatımlarının tamamında çelişkiye düşmektedir. Örneğin emniyet ifadesinde Ataköy’de bir gün Mustafa Çalıkoğlu ile odadayken ve çıplakken odaya Fatih Müftüoğlu’nun girdiğini ve sonrasında cinsel bir yakınlaşma yaşandığını iddia etmektedir.

                                                          Fakat mahkeme ifadesinde beyanını değiştirmekte ve bu kez Mustafa Çalıkoğlu’nun kendisini odada yalnız bırakıp Fatih Müftüoğlu’nu çağırdığını iddia etmektedir.

                                                          Ayrıca “Baz Çakışma Raporu”na göre Aslı Bektaş’ın Fatih Müftüoğlu arasında BİR BAZ ÇAKIŞMASI da YOKTUR. Yani ASLI BEKTAŞ ile FATİH MÜFTÜOĞLU BİR ARAYA DAHİ GELMEMİŞLEDİR.

                                                          27. ÇELİŞKİ:

                                                            Aslı Bektaş, Ender Daban ile 2009’un son ayları, 2010’un başı olarak tanımladığı dönemde cinsel ilişki yaşadıklarını iddia etmiş ve konum olarak Boğaziçi Kandilli Evleri’ni belirtmiştir. 

                                                            Fakat sözde mağdurun iddiasının aksine, Ender Daban, bu zaman aralığında Aslı Bektaş’ı HİÇ ARAMAMIŞTIR VE ARALARINDA HERHANGİ BİR HTS KAYDI DA BULUNMAMAKTADIR. (O tarihte Whatsapp isimli aplikasyonda sesli arama özelliği bulunmaması sebebiyle, aramanın Whatsapp üzerinden gerçekleştiği iddiasında da bulunulamaz.)

                                                            Ayrıca yine HTS kayıtlarına göre, ASLI BEKTAŞ’IN KENDİSİ DE O TARİHLERDEKANDİLLİ’DE HİÇ BULUNMAMIŞTIR.

                                                            HTS baz çakışma raporuna baktığımızdaysa, sözde mağdur ile Ender Daban arasında BİR BAZ ÇAKIŞMASI DA BULUNMAMAKTADIR. Yani Aslı Bektaş ile Ender Daban iddia edilen zaman aralığında BİR ARAYA DAHİ GELMEMİŞLERDİR.

                                                            28. ÇELİŞKİ:

                                                              Sözde mağdur Aslı Bektaş’ın Oktar Babuna’ya yönelttiği cinsel isnatlardatanık gösterdiği ana davanın etkin pişman sanığı Beril Koncagül, Aslı Bektaş’ıyalanlamıştır.

                                                              Aslı Bektaş, Beril Koncagül ile aynı evde kaldığını ve Oktar Babuna’nın bu eve gelerek kendisine sözde cinsel saldırıda bulunduğunu iddia etmektedir. Oysa ki Beril Koncagül, emniyette verdiği ilk etkin pişmanlık ifadesinde OKTAR BABUNA’NIN KALDIKLARI BU EVE HİÇ GELMEDİĞİNİ söylemektedir. Biri sözde mağdur, biri etkin pişman sanık tarafından verilen ifadelerin birbirinden bağımsız olarak bu derece farklı olması ortada gerçek dışı bir hikaye olduğunun açık bir ispatıdır.

                                                              Ancak Beril Koncagül emniyetteki ifadesinin, Aslı Bektaş’ın yalan söylediğini ortaya çıkardığını kumpasın kurgulayanların dikkat çekmesiyle fark etmiş ve ilk ifadesindeki “OKTAR BABUNA EVE HİÇ GELME” şeklindeki beyanını, 11 Mart 2020 tarihli mahkeme ifadesinin SEGBİS dökümünde:

                                                              BAŞKAN: “Böyle bir olaya şahit oldun mu, Sözde mağdur Aslı Bektaş'ın?”

                                                              MÜŞTEKİ SANIK BERİL KONCAGÜL: “Şahit olmadım SADECE OKTAR’IN EVE GİRİŞİNİ BİLİYORUM devamını bilmiyorum, görmedim.” şeklinde değiştirmiştir.

                                                              Beril Koncagül’ün ifadesine sonradan böyle bir değişikliğe gitmesi “etkin pişman sanıklar ve sözde mağdurların YÖNLENDİRİLDİĞİ ve İFADELERİNE MÜDAHALE EDİLDİĞİ” iddiamızı kuvvetlendiren dikkat çekici bir husustur.

                                                              29. ÇELİŞKİ:

                                                                Sözde mağdur Aslı Bektaş emniyet ifadesinde Oktar Babuna ile bir gece sabah namazına kadar sohbet ettiklerini daha sonra Oktar’ın ona sözde cinsel saldırıda bulunduğunu iddia etmiş ve OKTAR BABUNA PROFESÖR OLDUĞU İÇİN ve kanseri atlattığı için merak ettiğim biriydi” demiştir. 

                                                                Oysa ki Oktar Babuna profesör değil sadece bir tıp doktorudur ve kendisini tanıyan herkes bunu net bir şekilde bilmektedir. Nitekim kendisi de mahkeme savunmasının SEGBİS çözümünden alınan tam ifadesiyle; “beni tanıyan herkes profesör olmadığımı bilir, herkes ama ya bir günlük bir kere bile konuşmuş olduğum insanlar bile profesör olmadığımı bilir, ben profesör değilim” şeklinde beyanda bulunmuştur.

                                                                Eğer Aslı Bektaş iddia ettiği gibi Oktar Babuna ile sabah namazına kadar uzunca bir süre konuşmuş olsaydı, bu bilgiye kendisi de kolaylıkla vakıf olmuş olması gerekmekteydi.

                                                                Nitekim Oktar Babuna’nın 24 Eylül 2019 tarihli bu mahkeme savunmasından sonra, Aslı Bektaş yeniden İFADE DEĞİŞTİRMİŞTİR. Sözde mağdur 19 Ağustos 2020 tarihli mahkeme ifadesinde “profesör beyanının komple ifadesinden çıkartmış” bu kez olayı:

                                                                Ben uzun süredir çok merak ediyordum Oktar Babuna’yı hem doktor olması dolayısıyla hem anlattığı konular dolayısıyla, tanışmak istiyordum. O gün de gelmişti, nasıl kanserden kurtulduğunu, o süreci nasıl yönettiğini anlattı.” ŞEKLİNDE DEĞİŞTİRMİŞTİR.

                                                                Aslı Bektaş’ın birçok beyanında da görüldüğü üzere, söylediklerinin gerçek olmadığı müvekkil ve arkadaşları tarafınca ortaya çıkarıldıkça, Aslı Bektaş ilerleyen aşamadaki beyanını değiştirmekte ve her defasında önceki beyanıyla çelişkiye düşmektedir.

                                                                30. ÇELİŞKİ:

                                                                  Sözde mağdur Aslı Bektaş, Necati Koç ve Tarık Koç ile yaşadığını iddia ettiği sözde cinsel ilişkinin tarih ve konumu hakkında da çelişkiye düşmektedir. Buna göre emniyet ifadesinde Hür Sokak’ta 2013 yılında katıldığı YAYINLARDAN SONRA alt katta Tarık Koç ve Necati Koç ile güya talimatla bir ilişki yaşadığını iddia etmiştir. 

                                                                  Mahkeme ifadesinde de bunu 2013 yılında Hür Sokak’taki yaşanmış bir olay olarak anlatmakta ve sözde olayı anlatırken güya yayından sonra müvekkil Adnan Oktar’la beraber alt kata indikleri sırada gerçekleşmiş bir istismar olduğunu iddia etmektedir.

                                                                  Ancak yukarıda detaylı olarak açıkladığımız üzere HÜR SOKAK ADRESİNDEKİ VİLLA 2013 SENESİNDE HENÜZ DAHA BİR STÜDYO DEĞİLDİR.Dolayısıyla bu tarihte buradan HERHANGİ BİR TV YAYINI YAPILMAMAKTADIR. Yani sözde mağdurun güya “yayından sonra alt kata inildiği ve tacize maruz kaldığı” iddiası AÇIK BİR YALANDIR.  

                                                                  Ayrıca Mahkeme baz tablosuna göre, Aslı Bektaş’ın hayali cinsel saldırı eylemi için verdiği 2013 yılında Aslı Bektaş ileNecati Koç ve Tarık Koç arasında HERHANGİ BİR BAZ ÇAKIŞMASI DA YOKTUR. Bu da Aslı Bektaş’ın iddia ettiği tarihlerde (tüm 2013 yılı içerisinde) BU KİŞİLERLE BİR ARAYA DAHİ GELMEDİĞİNİ GÖSTERMEKTEDİR.

                                                                  31. ÇELİŞKİ:

                                                                    Sözde mağdur Aslı Bektaş mahkeme ifadesinde, ne emniyet ne de adli tıp ifadesinde değinmediği hayali bir “grup seks” iddiasında bulunmaktadır. İddiasına göre Dragos’a gittiği bir gün sözde müvekkil Adnan Oktar’ın talimatıyla güya “Tahsin Akkaş, Gökalp Barlan ve Erdem Ertüzün” ile grup seks yaptığını iddia etmektedir.

                                                                    Fakat bu son derece travmatik olarak nitelendirdiği hatta “araba çarpsın bir şey olsun, hastaneye kaldırılayım da olmasın” şeklinde ifade ettiği bu vahim iddiayı NE EMNİYET İFADESİNDE NE DE EMNİYET İFADESİNDEN 8 AY SONRA VERDİĞİ ADLİ TIP MUAYENESİNDE DİLE GETİRMEMEKTEDİR.

                                                                    BİR KADININ BU KADAR TRAVMATİK BİR OLAYI EMNİYETE YAŞADIĞI SÖZDE CİNSEL TACİZLERİ ANLATMAK İÇİN GİTTİĞİNDE UNUTMUŞ OLMASI HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRIDIR. GERÇEKTEN BÖYLE BİR ŞEY YAŞANMIŞ OLSA -BIRAKIN UNUTMAYI- KUŞKUSUZ İLK ANLATACAĞI ŞEY BU OLACAKTIR.

                                                                    Buna ek olarak Mahkeme Baz Çakışma Raporuna göre Aslı Bektaş’ın iddia ettiği süreçte Gökalp Barlan ile BAZ ÇAKIŞMASI DA YOKTUR. Yani ikisi bir araya dahi gelmemişlerdir. Yani Aslı Bektaş diğer iddialarında olduğu gibi “grup seks” iddiasında da yine gerçek dışı beyanlarda bulunmaktadır.

                                                                    32. ÇELİŞKİ:

                                                                      Aslı Bektaş, 11 Eylül 2018 tarihindeki emniyet ifadesinden neredeyse 2 buçuk sene sonra 18.02.2020 tarihinde her ne hikmetse bir diğer sözde mağdur Deniz Şakak’la aynı günde, emniyete tekrar giderek etkin pişman sanık Ali Şeref Gider hakkında ifadeye vermeye karar vermişlerdir. 

                                                                      Aslı Bektaş, “stres yüzünden, isimleri tek tek hatırlamak istemememden dolayı” gerekçesiyle etkin pişman Ali Şeref Gider ile ilgili ifade veremediğini öne sürmüştür.

                                                                      Fakat Aslı Bektaş zaten ilk emniyet ifadesinde Ali Şeref Gider’den bahsetmekte hatta onun hakkında detaylı bilgiler vermekte, telefon numarasını dahi sunmaktadır. Bu da Aslı Bektaş’ın gerçek dışı beyanlar verdiğinin bir diğer ispatıdır.

                                                                      NİTEKİM İLK İFADESİNDEN 2 BUÇUK SENE SONRA, HEM DE BAŞKA BİR MÜŞTEKİYLE AYNI GÜNDE EMNİYETE BAŞVURUP AYNI KİŞİ HAKKINDA -DAHA ÖNCE OLMAYAN BİR- CİNSEL İSNATTA BULUNMAK OLDUKÇA ŞÜPHE ÇEKİCİ GÖZÜKMEKTE VE ORGANİZE HAREKET OLDUĞU AÇIKÇA GÖRÜLMEKTEDİR.

                                                                      ÖZELLİKLE DE BU ESNADA ALİ ŞERİF GİDER’E ETKİN PİŞMAN OLMASI İÇİN BASKI YAPILDIĞI GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULDUĞUNDA DURUM DAHA DA AÇIKLIK KAZANMAKTADIR.

                                                                       Bu durum başından beri ifade ettiğimiz “Müvekkil ve arkadaşlarının yargılandıkları davada TEK BİR DOĞAL ŞİKATEÇİ ya da ETKİN PİŞMAN OLMADIĞI; bu kişilerin husumetli sözde mağdurlara verdirilen suni ifadelerle, BASKIYLA ve TEHDİT EDİLEREK etkin pişman olmak mecburiyetinde bırakıldıklarının” açık bir ispatı niteliğindedir.

                                                                      33. ÇELİŞKİ:

                                                                      32. çelişkide de belirttiğimiz gibi sözde mağdur Aslı Bektaş, emniyetteki ilk ifadesinde “2012 yılından sonra kimseyle birlikte olmadığını”söylerken aradan 2 buçuk yıl geçtikten sonra verdiği ikinci emniyet ifadesinde bu kez “2013 yılında yine cinsel konular yaşandığı” iddiasında bulunmuştur.

                                                                        İlk emniyet ifadesinde, etkin pişman sanık Suphi Serdar Togay ile güya Mustafa Çalıkoğlu’nun kontrolünde ve onun yönlendirmesiyle2012 sonu, 2013 yılı başında cinsel ilişkiye girdiğini belirtmektedir.

                                                                        Ancak sözde mağdur ilerleyen aşamadaki diğer ifadelerinde2012 sonu, 2013 yılı başı için kendisinden sorumlu olan (sözüm ona kimlerle cinsel ilişkiye gireceğini belirleyen) kimse için Mustafa Çalıkoğlu’nu değil başka isimleri söylemektedir.

                                                                        Bu durum Aslı Bektaş’ın, BEYANLARININ HER DEFASINDA DEĞİŞEN VE GELİŞEN, GERÇEKLİKTEN UZAK, TUTARSIZ ve İTİBAR EDİLMEZ SEVİYEDE olduğunun açık bir göstergesi hükmündedir.

                                                                        34. ÇELİŞKİ:

                                                                          Aslı Bektaş’ın emniyet ifadesi ve fotoğraf teşhis tutanağı da çelişkilidir. Sözde mağdur 11 Eylül 2018 tarihinde emniyette verdiği ifadesinde Erol Şimşek’in kendisine tecavüz ettiğini söylemiştir. 14 Kasım 2018 tarihinde emniyetteki fotoğraf teşhis tutanağı esnasında ise, Erol Şimşek için bu kez “tecavüz” fiilini kullanmamış, “oral yoldan birlikte olduğum kişi” demiştir. 

                                                                          Ayrıca Mahkeme Baz Çakışma Raporuna göre de, MÜŞTEKİ ASLI BEKTAŞ’IN EROL ŞİMŞEK İLE HERHANGİ BİR BAZ ÇAKIŞMASI BULUNMAMAKTADIR. YANİ İKİSİ BİR ARAYA HİÇ GELMEMİŞLERDİR.

                                                                          35. ÇELİŞKİ:

                                                                            Aslı Bektaş’ın müvekkil ve arkadaşlarından niçin ayrıldığı konusundaki açıklamaları da emniyet ifadesiyle mahkeme ifadesi arasında farklılık göstermektedir. Sözde mağdur ayrılık sebebi olarak emniyet ifadesinde “kendi iradesi dışında bir ayrılıktan” bahsetmekteyken mahkeme ifadesinde “güya başkalarının darp edildiği, artık dinden bahsedilmediği ile danslar, kıyafetler, makyajlar” sebebiyle ve “kendi arzusuyla” camiadan ayrılmaya karar verdiğini belirtmektedir.

                                                                            Ancak ayrılık sebebi olarak “yaşadığını iddia ettiği sözde onlarca cinsel saldırı, tecavüz ya da istismardan” HİÇ BAHSETMEMİŞTİR.

                                                                            Oysa ki sözde mağdur, GERÇEKTEN BÖYLE SALDIRILARA MARUZ KALMIŞ OLSA, BUNLARIN YAŞANMIŞ OLMASI ZATEN BAŞLI BAŞINA BİR ŞİKÂYET VE AYRILIK SEBEBİ OLMASI GEREKİR.

                                                                            Sözde mağdurun yaşadığını iddia ettiği bu sözde cinsel taciz ya da saldırılardan hiç bahsetmeyip bunun yerine ayrılık sebebi olarak danslar, kıyafetler, makyajlar ve benzeri şeylerden bahsetmesi HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA ALENEN AYKIRI bir tutumdur. Aslı Bektaş’ın mahkemedeki ifadesi esnasında ani gelişen bir soru karşısında sözde yaşadığını iddia ettiği taciz, tecavüz iddialarını belirtmeyi düşünememesi bile, sırf iddialarının gerçek dışı olduğunu ve bahse konu olayların hiç yaşanmadığını açıkça ortaya koymaktadır.

                                                                            36. ÇELİŞKİ:

                                                                              Sözde mağdur Aslı Bektaş, A9 TV yayınlarındaki dans videolarını eleştirmekte ve bunu kendisinin ayrılık sebeplerinden birisi olarak ifade etmektedir. Ancak camiadan ayrıldıktan sonra sosyal medya hesabında paylaştığı kendisine ait, bazıları çıplak bazıları dekolte olmak üzere çok sayıda dans videosu bulunmaktadır. Bunların bazısı yalnız çektiği, bazısı ise kalabalık ortamlarda yaptığı danslardan oluşan videolardır. Sözde mağdurun kendi sosyal medya hesaplarından paylaştığı bahse konu videolara ait birkaç ekran görüntüsünü aşağıda bilgilerinize sunulmuştur. Şunu da ifade etmek gerekir ki Aslı Bektaş’ın dans etmeyi seviyor olması, dans videoları yayınlaması özel hayatını ilgilendiren bir durumdur ve müvekkil açısından bir eleştiri konusu değildir. Ancak arkadaş grubundan “dekolte giyildiği, dans edildiği için rahatsız oldum da ayrıldım” beyanının doğru olmadığını gösteren önemli bir delildir. Aslı Bektaş bu beyanı, sırf kamuoyunda bu yöndeki algıyı kendi lehine kullanabilmek için vermiştir, samimi değildir, dürüst beyan vermemektedir.




                                                                              Burada yayınladığı videoda Aslı Bektaş “göbek dansı” yapmaktadır



                                                                              AŞAĞIDAKİ VİDEODA İSE ASLI BEKTAŞ ÇIPLAK OLARAK BİR DANS GÖSTERİSİ SERGİLEMEKTEDİR.



                                                                              37. ÇELİŞKİ:

                                                                                Aslı Bektaş 2010 yılında İstanbul Akatlar semtinde güya Semih Marangozoğlu’nun cinsel saldırısına maruz kaldığını iddia etmektedir. 

                                                                                Ancak "Mahkeme Baz Çakışma Raporu"na göre, Aslı Bektaş ile Semih Marangozoğlu arasında HERHANGİ BİR ORTAK BAZ ÇAKIŞMASI YOKTUR.

                                                                                Ayrıca sözde mağdur ile Semih Marangozoğlu isimli şahıs arasında herhangi bir mesajlaşma veya arama kaydı da yoktur. Tüm bunlara ek olarak Aslı Bektaş’ın iddia ettiği tarihte kendisinin de İstanbul Akatlar semtinde bir HTS BAZ KAYDI BULUNMAMAKTADIR.

                                                                                38. ÇELİŞKİ:

                                                                                  Aslı Bektaş, Halil Hilmi Müftüoğlu’nun kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu iddia etmektedir. 

                                                                                  Ancak "Mahkeme Baz Çakışma Raporu"na göre, Aslı Bektaş ile HalilHilmi Müftüoğlu arasında herhangi bir baz çakışması bulunmamaktadır.

                                                                                  Buna ek olarak Sözde mağdur ile Halil Hilmi Müftüoğlu arasında herhangi bir mesajlaşma veya arama kaydı da yoktur.

                                                                                  39. ÇELİŞKİ:

                                                                                    Aslı Bektaş, Tarkan Yavaş’ın kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu iddia etmektedir. 

                                                                                    Ancak "Mahkeme Baz Çakışma Raporu"na göre, Aslı Bektaş ileTarkan Yavaş arasında herhangi bir baz çakışması bulunmamaktadır. Buna ek olarak aralarında bir mesajlaşma veya arama da bulunmamaktadır.

                                                                                    40. ÇELİŞKİ:

                                                                                      Aslı Bektaş, Mehmet Noyan Orcan’ın kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu iddia etmektedir. 

                                                                                      Ancak "Mahkeme Baz Çakışma Raporu"na göreAslı Bektaş ile Mehmet Noyan Orcan arasında herhangi bir baz çakışması yoktur. Buna ek olarak aralarında bir mesajlaşma veya arama kaydı da bulunmamaktadır. Bu da Mehmet Noyan Orcan’ın “Aslı Bektaş’ı tanımadığı” şeklindeki ifadesini doğrular niteliktedir.

                                                                                      41. ÇELİŞKİ:

                                                                                        Aslı Bektaş, 2009 yılında Timur Ayan ile aynı evde bulunduğunu ve eğer kabul etmiş olsa kendisiyle cinsel birliktelik yaşayacağını iddia etmiştir. 

                                                                                        Ancak "Mahkeme Baz Çakışma Raporu"na göre, Aslı Bektaş ileTimur Ayan arasında 2009 yılında herhangi bir baz çakışması yoktur. Buna ek olarak aralarında bir mesajlaşma veya arama kaydı da bulunmamaktadır.

                                                                                        Ayrıca yine mahkeme baz tablosuna göre, sözde mağdur ile Timur Ayan’ın 2013-2017 yılları arasındaki baz çakışmalarının hiçbiri, Aslı Bektaş’ın olayın gerçekleştiğini iddia ettiği Etiler semtinde değildir.

                                                                                        42. ÇELİŞKİ:

                                                                                          Sözde mağdur Aslı Bektaş, Cem Sedat Altan’ın kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu iddia etmektedir.

                                                                                          Ancak "Mahkeme Baz Çakışma Raporu"na göre,Aslı Bektaş ile Cem Sedat Altan arasında bu tarihlerde herhangi bir baz çakışması yoktur. Buna ek olarak aralarında bir mesajlaşma veya arama kaydı da bulunmamaktadır.

                                                                                          Görüldüğü üzere Aslı Bektaş, HTS ve baz çakışması olmayan, yani o tarihlerde yan yana dahi gelmemiş olduğu insanlar hakkında bile cinsel saldırı isnadında bulunmuş bir kişiliğe sahiptir.

                                                                                          43. ÇELİŞKİ:

                                                                                            Sözde mağdur Aslı Bektaş, müvekkil ve arkadaşlarından güya kendisinin “hayatını mahvettikleri” iddiasıyla şikayetçi olmuş ve 33 kişi hakkında cinsel isnatta bulunmuştur. Ayrıca 8 sene boyunca turnike isimli (hayali) bir cinsel sömürü düzeninin sözde mağduru olarak birçok kez tecavüze uğradığını, grup sekse zorlandığını iddia etmiştir.

                                                                                            Hayatın olağan akışına uygun olanın, normalde33 erkek tarafından defalarca cinsel yoldan istem dışı olarak sömürülen bir kadının cinselliğe karşı son derece soğuk ve uzak olması, bununla ilgili travmatik bir süreç geçirmesi beklenir. Ancak Aslı Bektaş’ın ayrılık sonrası yaşamına baktığımızda kendisinin hiç de böyle olmadığı görülmektedir.

                                                                                            Güya 8 sene süren ve sistematik bir cinsel sömürü sisteminin mağduru olduğunu iddia eden Aslı Bektaş, henüz camiadan ayrılmasının üzerinden daha 2 sene bile geçmeden “SHUSHH… FEEL”, Türkçesi “SUS - HİSSET” olan ve KENDİ ÇIPLAK BEDENİNİ BOYAYIP TUVALE YAPIŞTIRARAK hazırladığı resimlerini sergilediği (medya tarafından bile “Sıra Dışı” olarak manşetlere taşınan) kişisel resim sergisini açmıştır. 

                                                                                            Toplumumuzda her geçen gün birçok kadının cinsel saldırılara, cinsel istismara maruz kaldığını ve o yaşadığı tek bir olay yüzünden senelerce psikolojik tedavi gördüğünü, travma sonrası stres bozukluğu yaşadıklarını, kendilerini toplumdan ve cinsellikten nasıl soyutladıklarını görmekteyiz.ASLI BEKTAŞ İDDİA EDİLEN CİNSEL SALDIRILARINDAN BİR TANESİNİ DAHİ YAŞAMIŞ OLSAYDI, HUZURDAKİ DAVADAKİ KİŞİLERLE İLETİŞİMİNİ KESTİKTEN 1 BUÇUK SENE SONRA KENDİ ÇIPLAK VÜCUDUNU AFİŞE ETTİĞİ BİR SERGİ YAPIP YAPMAYACAĞI SORUSUNUN CEVABINI TAKDİRİNİZE BIRAKMAKTAYIZ.

                                                                                            v



                                                                                            Sözde mağdur Aslı Bektaş sosyal medyada cinsellik içerikli paylaşımlar yapmaktan çekinmeyen bir bireydirYani cinsellik konusunda iddia ettiği gibi travmatik olaylar yaşayan bir kadının ruh halini kesinlikle yansıtmamaktadır.





                                                                                            Sözde mağdur Aslı Bektaş'ın sanıklarla irtibatta olduğu süre içerisindeki sosyal medya paylaşımları açık şekilde göstermektedir ki Aslı Bektaş;

                                                                                            - 8 SENE BOYUNCA ÖZGÜR BİR HAYAT YAŞAMIŞTIR.

                                                                                            - RIZASI DIŞINDA HİÇBİR EYLEMİ KABUL ETMEYECEK AKIL VE ŞUURDA OLAN BİRİSİDİR.

                                                                                            - DİNİ TELKİN ADI ALTINDA İRADESİ FESADA UĞRATILAMAYACAK YAŞAM TARZINA SAHİP BİR KADINDIR.

                                                                                            - DİNİ TELKİN DIŞINDA DA HERHANGİ BİR TELKİNE KÖRÜ KÖRÜNE UYMAYACAK BİLGİ VE KÜLTÜR BİRİKİMİNE SAHİP, ARAŞTIRAN OKUYAN SORGULAYAN BİR İNSANDIR.

                                                                                            - HERHANGİ BİR DURUMDA YARDIM TALEP EDEBİLECEK TÜM İLETİŞİM İMKANLARI ELİNİN ALTINDADIR.

                                                                                            Bu şartlar altında Aslı Bektaş'ın iradesi fesada uğratılarak cinsel saldırılara maruz kaldığı iddiası tamamen çökmektedir.

                                                                                            Yine yukarıda maddeler halinde ve detaylarıyla izah ettiğimiz üzere, Aslı Bektaş’ın aşamalarda değişen ve hem birbiriyle hem de hayatın olağan akışıyla çelişen 43 ayrı çelişkili beyanı bulunmaktadır. Bu çelişkiler yumağı birlikte değerlendirildiğinde, sanıklar hakkında KUVVETLİ BİR SUÇ ŞÜPHESİNDEN BAHSEDİLEMEYECEĞİ AÇIKTIR.

                                                                                            Nitekim Yargıtay kararlarında mağdurenin "AŞAMALARDAKİ ÇELİŞKİLİ BEYANLARI, ARADAN ZAMAN GEÇTİKTEN SONRA ŞİKAYETÇİ OLMASI, SOYUT BEYANLARI HARİCİNDE MAHKUMİYETE YETER, HER TÜRLÜ ŞÜPHEDEN UZAK, KESİN ve İNANDIRICI DELİLİN OLMAMASI" hükmün bozulmasına gerekçe olarak değerlendirilmektedir. (EK: İlgili Yargıtay Kararlarının Sunumu)

                                                                                            NETİCE ve TALEP:

                                                                                            Yukarıda ayrıntılarıyla arz ve izah ettiğimiz üzere; 

                                                                                            Aslı Bektaş’ın (Mavi Gökyüzü) müvekkil Adnan Oktar ve arkadaşlarına husumet duyan bazı müştekilerin yönlendirmesiyle tamamen ÇELİŞKİLİ, GERÇEK DIŞI, MESNETSİZ ve TUTARSIZ iddia ve ithamlarla dolu ifadelerine, Yargıtay’ın belirlediği mağdur ifadelerinin çelişki hususundaki kriterler açısından değerlendirildiğinde de itibar edilmesi mümkün olmadığından HÜKME ESAS ALINMAMASINI ve TCK 220/5 MADDESİ GEREĞİNCE TALEP EDİLEN İSNATLARDAN BERAAT KARARI VERİLMESİNİ Sayın Başkanlığınızdan bilvekale talep ederim. 20.12.2024

                                                                                            Saygılarımla

                                                                                            Adnan Oktar Müdafi

                                                                                            Av. Mert Zorlu

                                                                                            Daha yeni Daha eski