İSTANBUL 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ'NE
DOSYA NO : 2024/60 E.
SUNAN : Adnan OKTAR
KONU : Serra MohammadValipour'un (Eda Ece), 2017 yılında Hayri Can Dağtekin ile yaptığı yazışmalarda, mevcut Emniyet ve Mahkeme ifadelerini yalanlayan çok fazla unsurun bulunması ve söz konusu yazışmanın, sözde mağdurun gerçek dışı ifade verdiğini ve dolayısıyla davada zorla müşteki yapıldığını ortaya çıkarması ile ilgili dilekçemizin sunumudur.
AÇIKLAMALAR:
Sayın Mahkemenize daha önce, Serra MohammadValipour'un (yeni adıyla Eda Ece), sanıklardan Hayri Can Dağtekin ile 2017 yılında gerçekleşen yazışmaları ile ilgili detay bilgilendirme yapmıştık. Serra, 2017 yılında, Hayri Can Dağtekin ile özel olarak bağlantıya geçmiş ve müvekkile ulaşabilmek için yollar aramış, onu herkesten daha fazla sevdiğini ve kendisinden asla korkmadığını belirtmiş, bir selamını almak için günlerce sosyal medya üzerinden yazmıştır. Söz konusu görüşme kayıtları Emniyet birimleri tarafından da tespit edilmiş ve dava dosyasına girmiştir.
Konu hakkında daha önce de belirttiğimiz ancak gözden kaçtığını düşündüğümüz önemli bir detay vardır. Bu yazışmalarda ispatını yapmaya çalıştığımız konu Serra'nın (Eda Ece), müvekkil ile ilgili tüm ifadelerinde GERÇEK DIŞI İFADE VERMİŞ OLMASI, yaşadığını iddia ettiği olayların KENDİSİNE ZORLA SÖYLETTİRİLMİŞ OLMASI ve bu dosyada ZORLA MÜŞTEKİ YAPILARAK YALAN İFADE VERMEYE ZORLANMIŞ olmasıdır.
Serra'nın ifadelerinde yer alan gerçek dışı açıklamaları sıralayacak olursak;
- Serra'nın 2013 yılında müvekkille kendi isteği olmadan görüştüğü yalanı:
Serra, soruşturma kapsamında gerek Çocuk Şube'de gerekse mahkemede verdiği ifadelerin tümünde, 2013 yılında müvekkille A9 TV stüdyosunda yaptığı görüşmeleri annesinin zoruyla yaptığını, aslında müvekkille görüşmek istemediğini, buna rağmen annesi tarafından zorlandığını ifade etmiştir. Hatta daha sonrasında da müvekkille görüşmek istemediği içinbabasının yanına kaçtığını, İsviçre'ye döndüğünde devlet yurduna da bu nedenle gittiğini belirtmiştir. Söz konusu iddia tarafımızca çok fazla delille çürütülmüş olmasının yanında, Can Dağtekin ile sosyal medya üzerinden yaptığı yazışmalar, Serra'nın bu konuda GERÇEK DIŞI İFADE VERDİĞİNİ net olarak ele vermektedir.
Serra'nın, Can Dağtekin'e gönderdiği mesajlardan bazıları şu şekildedir:
Yukarıdaki mesajlardan görüldüğü gibi Can Dağtekin'e mesaj yazarak müvekkile ulaşmayı isteyen SERRA'DIR ve 3 senedir görüşmediği müvekkili çok özlediği için bu bağlantıyı kurduğunu belirtmektedir.
Serra, birkaç gün boyunca selamının iletilip iletilmediğini takip etmiştir. Hatta, selamını almış olan müvekkilden daha doyurucu cevaplar gelmemiş olmasını üzüntüyle karşılamıştır.
Serra, yukarıdaki mesajda ESKİDEN MÜVEKKİL İLE BAĞLANTIDA OLDUĞU YILLARI ÖZLEDİĞİNİ belirtmektedir.
Serra, müvekkilden asla korkmayacağını hatta HAYATINDA ONUN KADAR KİMSEYİ SEVMEDİĞİNİ belirtmektedir. 4 yıl önce görüşmüş olduğu müvekkil ile ilgili izlenimi budur.Aradan geçen süre boyunca müvekkil ile hiçbir bağlantısı olmadığı dikkate alınacak olursa, müvekkile şu an suçlamalarının gerçekçi olmadığı anlaşılmaktadır. SERRA'NIN 4 YIL ÖNCE TANIYIP BİLDİĞİ MÜVEKKİL, KENDİ TARİFİNE GÖRE HAYATINDA EN SEVDİĞİ VE EN GÜVENDİĞİ İNSANDIR.
Serra, yazışma boyunca müvekkili ne kadar özlediğini tekrar tekrar dile getirmektedir. İddia ettiği şekilde, 4 yıl önce müvekkil ile annesi tarafından zorla görüştürülen, görüşmemek için kaçmaya çalışan bir insan profiliyle alakası yoktur. O yıllarda müvekkile hayranlık duymuştur, bu nedenle sürekli selam göndermekte ve özlemlerini belirtmektedir.
Kuşkusuz ki insan, sürekli kaçmaya, uzak durmak istediği çalıştığı bir kişiye herhangi bir özlem duymaz.
Serra, müvekkille tekrar görüşmek istemekte ve bu talebini Can Dağtekin'e iletmektedir. Bir insanın, yıllar önce kaçıp görüşmek istemediğini iddia ettiği bir kişiyle tekrar görüşmek için bu kadar ısrarcı olması hayatın doğal akışına kuşkusuz ki aykırıdır.
Yine mesajlardan anlaşıldığı gibi Serra, müvekkille yaşı dolunca tekrar görüşebileceği için çok heyecanlıdır. Tüm bu mesajlardan açıkça anlaşıldığı üzere, Serra, 2013 yılında müvekkil ile görüşmesinden dolayı çok mutlu olmuş, müvekkile hayran kalmış, bu görüşmelerin tümünü kendisi istemiş ve bu zamanları özlemiştir. Müvekkile olan özlemini bu kadar ısrarcı olarak dile getirmesi, tekrar görüşmek istemesi, eski günleri sürekli olarak anmasının tek açıklaması budur.
- Serra'nın (Eda Ece) yıllar önce camia ile kendi adına bağlantı kuran kişinin annesi olduğu yalanı
Serra'nın müvekkil hakkında hem Çocuk Şube hem de mahkemede gerçek dışı ifade verdiğini gösteren ikinci önemli kanıt, Can Dağtekin ile yazışmalarında, yıllar önce sosyal medya üzerinden bağlantıya geçen kişinin kendisi olduğu itirafıdır. Hatırlanacağı gibi Serra, hem Çocuk Şube hem de hakim önünde, facebook hesabını annesinin açtığını ve camiadan kişilerle kendi adına bağlantıya geçenin, yazışmaları yapanın annesi olduğunu iddia etmişti. Söz konusu iddianın gerçek dışı olduğu, yine tarafımızca çok çeşitli delillerle ispatlanmış olmasının yanında, Can Dağtekin yazışmalarında bu konuda yalan söylediğine dair itiraf, bizzat Serra'nın kendisinden gelmektedir:
Yazışmada görülebileceği gibi Serra, kardeş olarak adlandırdığı bayanlarla eskiden kendisinin bizzat yazıştığını itiraf etmektedir. Hatta bu defa bu bağlantının Can Dağtekin üzerinden yürümesini istediğini belirtmekte, yani Can Dağtekin'e ulaşarak aynı sistemi devam ettirmek istemektedir.
Bu mesajda Serra, Can Dağtekin'in kendisi için çok önemli olduğunu, geçmişte camiadan çeşitli kişilerle bağlantı kurabildiği gibi şimdi de Can ile bağlantı kurabileceğini ve bu şekilde müvekkile ulaşabileceğini belirtmektedir. Yani geçmişte, camiadan kişilerle sosyal medya üzerinden BİZZAT KENDİSİNİN bağlantıda olduğunu açıkça kabul etmektedir.
- 2017'de Hayri Can Dağtekin'in kendisine ulaştığı yalanı
Yukarıdaki bahsini ettiğimiz tüm yalanların ortaya çıkacağını anlamış olacak ki, Serra, soruşturma dosyasına Zürih'ten gönderdiği mektupta ve Çocuk Şube ifadelerinde, dilekçenin konusunu oluşturan yazışmaları Hayri Can Dağtekin'in başlattığını iddia ederek gerçek dışı ifade vermeye devam etmiştir.
31.05.2018 tarihli Zürih'ten yazdığı mektup:
2017 yılında … Instagramdan birkaç murid ekledim CANDAG DAGTEKİN BANA MERHABA YAZDİ sonra konuşmaya basladik…
13.07.2018 tarihli Emniyet İfadesi:
Daha sonra bu whatsapp grubundan olan, instagram üzerinden Can DAĞTEKİN isimli 26-27 yaşlarındaki erkek şahıs BANA ULAŞTI…
Serra, buradaki ifadelerinde rahatlıkla bu yalanı söylemiştir çünkü Can Dağtekin ile olan yazışmalarının Emniyet tarafından tespit edildiğini veya en azından kapsamını bilmemektedir. Kendisinin Can Dağtekin'e ulaşmış olmasının müvekkile yönelik iddialarında çelişkiler meydana getireceğini bildiğinden, sanki Can kendisine ulaşmış gibi bir açıklama yapmış ve yalan söylemiştir. Can Dağtekin'e ilk mesaj yazan, kendisini tanıtan, müvekkile ulaşmak istediğini söyleyen Serra'nın kendisidir.
Aşağıdaki mesajlar, 30 Ocak 2017 Pazartesi günü başlamış, ertesi gün yani Salı günü ve sonraki gün olan Çarşamba günü peş peşe devam etmiş, Serra, kendisini tanıtarak müvekkile selam iletmiş ve selamının iletilip iletilmediğini takip etmiştir. Yazışmaların düzenli olarak sonraki ay da devam ettiği, tüm yazışmaları Serra'nın başlattığı dikkat çekmektedir.
30 Ocak 2017, Pazartesi
31 Ocak 2017, Salı
1 Şubat 2017, Çarşamba
Görülebildiği gibi Serra, doğru beyan vermemektedir.
- Hayri Can Dağtekin'in korkarak yazışmayı devam ettirmediği yalanı
Serra MohammadValipour (Eda Ece), Hayri Can Dağtekin'in kendisine ulaştığı yalanını söyledikten sonra, müvekkile selam ilettiğini, bunun üzerine Hayri Can Dağtekin'in korktuğunu ve konuşmayı sonlandırdığını belirtmiş ve yine gerçek dışı ifade vermiştir.
13.07.2018 tarihli Emniyet İfadesi:
Bu Can DAĞTEKİN de Adnan OKTAR'ın grubundan olduğunu bildiğim için Adnan Hoca'ya selam söyle dedim, çünkü herkes beni Adnan OKTAR gözdesi olarak bildiği için korktu ve bir daha beni aramadı…
Serra'nın Can Dağtekin ile kendi rızası ve ısrarı ile yaptığı yazışma ile ilgili yalana ihtiyaç duyması da manidardır. Bu yazışmalarda belli ki ortaya çıkmamasını istediği bir şey vardır. Bu nedenle hem Can Dağtekin'in kendisine ulaştığı hem de yazıp sonra korkup kaçtığı yalanlarını söyleyecek kadar ileri gitmektedir. Dava dosyasında belgelenmiş olan bu gerçek dışı ifadelerin dahi dikkate alınmamış olması, oldukça ilginçtir. Bir kumpas dosyasından beklenen bir şeydir.
Önemle belirtmeliyiz ki, Serra'nın da kabul etmiş olduğu bu yazışmalar sırasında Serra, annesinden ayrı yaşamakta ve İsviçre devlet yurdunda kalmaktadır. Dolayısıyla, buradaki yazışmaların tümü, Serra'nın elinden çıkmıştır.
Sonuç:
Serra MohammadValipor'un (Eda Ece), müvekkile ulaşabilmek için 2017 yılında Hayri Can Dağtekin'e yazdığı mesajlar, Serra'nın müvekkil hakkında hem Emniyette hem de mahkemede anlattıklarını yalanlar niteliktedir. Burada ortaya çıkan gerçek dışı ifadelerden, Serra MohammadValipor'un (Eda Ece), sözde istismar için bir senaryo oluşturduğu anlaşılmaktadır.
Söz konusu yazışmaların, İstanbulBölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi'nin ilk değerlendirmesinde bozma gerekçesi yapıldığını burada hatırlatmak gerekir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, bozma ilamında, Serra MohammadValipour ile ilgili olarak bu konuya dikkat çekmiş ve bu konuda inceleme istemiştir (sf. 96):
“…suç tarihinde 9-10 yaşlarında olduğu belirtilen katılan Serra'nın sanık Adnan Oktar'ın yanına kanuni temsilcisi olan annesi Dilek Çelikten tarafından getirildiği açık olmakla, DOSYADA MEVCUT OLAN KATILANIN SANIKLARDAN HAYRİ CAN DAĞTEKİN'E GÖNDERDİĞİ WATSAP MESAJLARINDAKİ ADNAN OKTAR İLE İLGİLİ YORUMLARI… uyarınca HÜKMÜN BOZULMASINA…”
Görüldüğü gibi BAM 1. Ceza dairesi de bu yazışmaları Serra’nın yalan söylediğinin bir delili olarak kabul etmiş ve bu yönde verilmiş olan ceza kararını, Serra'nın gerçek dışı ifade vermiş olması ve iftiraya zorlanarak isteği dışında müşteki yapılması ihtimaliyle bozmuştur. Söz konusu yazışmaların bu kapsamda değerlendirilmesini ve Serra MohammadValipour'un (Eda Ece) açık şekilde gerçek dışı ifade verdiğinin ve bir senaryo dahilinde müvekkili suçladığının dikkate alınmasını talep eder, saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz.23.01.2025