İSTANBUL 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ'NE
DOSYA NO : 2024/74 E.
SUNAN : Adnan OKTAR
KONU : Müvekkilin Hz. İsa'nın tekrar yeryüzüne geleceği konusuyla ilgili anlatımlarının sunumudur.
AÇIKLAMALAR:
Sayın mahkemenize sunmuş olduğumuz daha önceki dilekçelerde, gerek huzurdaki iddianamenin gerekse müvekkilin yargılandığı diğer iddianamelerinin temelde hep Mehdiyet konusunu esas aldığını, bu sebeple de savunmalarda bu konu üzerinde durmanın bir zorunluluk olduğunu belirtmiştik. Ana davada sözde suç örgütünün amacı bile -hiçbir amaç belirlenememesinin acziyetiyle- MEHDİYET konusuna bağlanmıştır. Ana dava sonrasında oluşturulan müvekkil ve arkadaşlarını konu alan tüm davalarda, mehdiyet inancı en temel konu olarak iddianamelerde yer bulmuştur. Dolayısıyla, müvekkil ve arkadaşları, olmayan suçların olmadığını uzun uzun anlatmak yerine, YARGILAMALARIN TEMELİNİ OLUŞTURDUĞU ANLAŞILAN MEHDİYET KONUSUNU dile getirmelerinin çok daha doğru olduğu kanaatine varmışlardır.
Mehdiyet, Peygamberimizin "Mehdi ile müjdelenin" tavsiyesi üzerine müvekkil ve arkadaşları tarafından anlatılmaya devam edilecektir. Çünkü müvekkile göre bu konu, karşılaşacağımız büyük bir güzellik olmasının yanı sıra, oldukça karanlık bir dönem geçiren insanlık için bir UMUT IŞIĞI niteliğindedir.
Müvekkil, Mehdi konusu ile birlikte, HZ. İSA'NIN TEKRAR YERYÜZÜNE TEKRAR GÖNDERİLECEĞİ gibi olağanüstü önemli bir konunun da sürekli dile getirilmesi gerektiğini bildirmektedir. Müvekkil, kendisini susturmak isteyen derin devletin tüm planlarına aykırı olarak, hem Mehdiyi hem de aynı dönemde tekrar yeryüzüne gelecek olan Hz. İsa'yı anlatmaya devam edeceğini belirtmektedir. Müvekkilin, bu konuda aşağıdaki açıklamalarını takdirinize sunuyoruz:
Hz. İsa (as) Yeryüzüne İnmiştir
Kuran'da belirtilen en net hususlardan bir tanesi, Hz. İsa (as)'ın öldürülmediği, onun yerine göğe yükseltildiği ve dünyanın son zamanı olarak nitelendirilen ahir zamanda tekrar yeryüzüne gönderileceğidir. Ayetlerde, Hz. İsa (as) ile ilgili husus, şu şekilde geçer:
Ve: "Biz, Allah'ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa'yı gerçekten öldürdük" demeleri nedeniyle de (onlara böyle bir ceza verdik.) OYSA ONU ÖLDÜRMEDİLER VE ONU ASMADILAR. Ama ONLARA (ONUN) BENZERİ GÖSTERİLDİ. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiçbir bilgileri yoktur. ONU KESİN OLARAK ÖLDÜRMEDİLER.
HAYIR; ALLAH ONU KENDİNE YÜKSELTTİ. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Nisa Suresi, 157-158)
Allah, ayetinde açıkça HZ. İSA (AS)'I ÖLDÜREMEDİKLERİNİ, öldürdüklerini sandıkları kişinin HZ. İSA (AS) OLMADIĞINI, Allah'ın onu KENDİ KATINA YÜKSELTTİĞİNİ belirtmektedir.
Konuyla ilgili bir başka ayet ise şöyledir:
Hani Allah, İsa'ya demişti ki: "Ey İsa, doğrusu senin hayatına Ben son vereceğim, SENİ KENDİME YÜKSELTECEĞİM, SENİ İNKAR EDENLERDEN TEMİZLEYECEĞİM VE SANA UYANLARI KIYAMETE KADAR İNKARA SAPANLARIN ÜSTÜNE GEÇİRECEĞİM. Sonra dönüşünüz yalnızca Bana'dır, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyde aranızda Ben hükmedeceğim." (Al-i İmran Suresi, 55)
Kuran'da Allah, Hz. İsa (as)'ın durumunu Hz. Adem (as)'ın durumuna benzetmektedir:
Şüphesiz, Allah Katında İsa'nın durumu, Adem'in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ona "ol" demesiyle o da hemen oldu. (Al-i İmran Suresi, 59)
Ayette bu benzetmenin yapılması, Hz. İsa (as)'ın yeryüzüne ikinci defa gelişinde, tıpkı Hz. Adem (as) gibi ANNESİZ VE BABASIZ OLARAK YERYÜZÜNE İNDİRİLMESİ sebebiyledir. Kuşkusuz en doğrusunu Allah bilir.
Yukarıda izahını yaptığımız Al-i İmran 55. Ayette Allah, Hz. İsa (as)'ı Kendi Katına yükselttiğini ve kendisine uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üzerine geçireceğini belirtmektedir. Bir başka ayette, bu konuyla ilgili Allah şu önemli gerçeği haber vermiştir:
Andolsun, KİTAP EHLİNDEN, ÖLMEDEN ÖNCE ONA İNANMAYACAK KİMSE YOKTUR. Kıyamet günü, o da onların aleyhine şahid olacaktır. (Nisa Suresi, 159)
Ayetteki bu önemli ifadeye göre Hz. İsa (as), kıyamet öncesinde yeryüzüne indirilecektir ve kendisi gerçek anlamda ölmeden önce, KİTAP EHLİ'NDEN ONA İNANMAYACAK KİMSE KALMAYACAKTIR. Hz. İsa (as)'ın ilk geldiği dönemde böyle bir durum olmadığına göre, bu olay, dünyanın son zamanlarına yaklaşırken, Hz. İsa (as)'ın tekrar yeryüzüne indirilişi ile olacaktır.
Allah, bir başka ayetinde ise Hz. İsa (as)'ın gelişinin, KIYAMET İÇİN BİR ALAMET olduğunu haber vermiştir:
ŞÜPHESİZ O (İSA), KIYAMET-SAATİ İÇİN BİR ALAMETTİR. Öyleyse ondan (kıyametten) yana hiçbir kuşkuya kapılmayın ve Bana uyun. Dosdoğru yol budur. (Zuhruf Suresi, 61)
Allah, Hz. İsa (as)'ın gelişini özel bir haber, bir alamet olarak yaratmış ve kıyametin gelişine bir işaret olarak belirtmiştir. Demek ki dünyanın son günlerinin en büyük belirleyici işaretlerinden biri, Hz. İsa (as)'ın gelişi olacaktır.
Hz. İsa (as)'ın Öldürülmediğini Bildiren Ayetin İncelenmesi
Nisa Suresi 157 ve 158. Ayetlerin ve Al-i İmran Suresi 55. Ayetin Arapça anlamları incelendiğinde, HZ. İSA (AS)'IN ÖLDÜRÜLMEDİĞİ anlaşılmaktadır. Ayetlerin incelenmesi şu şekildedir:
Ve: "Biz, Allah'ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa'yı gerçekten öldürdük" (katelna) demeleri nedeniyle de (onlara böyle bir ceza verdik.) Oysa ONU ÖLDÜRMEDİLER (MA KATELEHU) VE ONU ASMADILAR (MA SALEBUHU). AMA ONLARA (ONUN) BENZERİ GÖSTERİLDİ (ŞUBBİHE)…
ONU KESİN OLARAK ÖLDÜRMEDİLER (MA KATELEHU). HAYIR; ALLAH ONU KENDİNE YÜKSELTTİ (REFEA). Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Nisa Suresi, 157-158)
Hani Allah, İsa'ya demişti ki: "EY İSA DOĞRUSU SENİ BEN VEFAT ETTİRECEĞİM (MÜTEVEFFİYKE), SENİ KENDİME YÜKSELTECEĞİM (RAFİUKE), seni inkar edenlerden temizleyeceğim ve sana uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim…" (Al-i İmran Suresi, 55)
Bu ayetlerde geçen ve Türkçe meallerde "öldürme" ya da "vefat ettirme" olarak çevrilen kelime (teveffeyteni) Arapçada "vefea" kökünden türemiştir ve bu kelime ÖLÜM MANASINA DEĞİL, "RUHUNUN ALINMASI" MANASINA GELMEKTEDİR. Nitekim Arapça tefsirlerde de ölüm manasında kullanılmaz.
Kuran'da "vefea" kelimesinin geçtiği bir ayette, insanın ölümünden değil, uykudaki halinden bahsedilmektedir:
Sizi geceleyin vefat ettiren (yeteveffakum) ve gündüzün "güç yetirip etkilemekte olduklarınızı" bilen, sonra adı konulmuş ecel doluncaya kadar onda sizi dirilten O'dur... (Enam Suresi, 60)
Bu ayette "vefat ettirme" olarak tercüme edilen kelime ile, Al-i İmran Suresi'nin 55. ayetinde geçen kelime AYNIDIR, yani her iki ayette de "vefea" kelimesi geçmektedir. Hiç kimse gece yatağa yattığında tamamen ölüp bu dünyadaki imtihanını bitirmediğine göre, doğru tercümenin "GECELEYİN RUHLARINIZI ALAN" şeklinde olması gerektiği açıktır. Aşağıdaki ayette aynı kelime şu şekilde geçmektedir:
Allah, ölecekleri (mevt) zaman canlarını alır (yeteveffa); ölmeyeni de uykusunda (canını alır) (lem temut). Böylece, kendisi hakkında ölüm kararı (el mevte) verilmiş olanı tutar, öbürüsünü ise adı konulmuş bir ecele kadar salar... (Zümer Suresi, 42)
Bu ayetten de anlaşılacağı gibi, Allah, uyuyan insanın canını almaktadır; ama bu ölüm değildir. Hakkında ölüm kararı verilmemiş olanı eceli gelinceye kadar tekrar salıvermektedir. Bu haliyle insan, bildiğimiz manada ölmüş olmaz. Yalnızca geçici bir süre için ruhu bedeninden ayrılmış farklı bir boyuta girmiş olur. Allah, uyanacağı zaman insanın ruhunu bedenine iade eder.
Bu açıklamalardan anlaşılabileceği gibi ayette, HZ. İSA (AS)'IN ÖLDÜRÜLMEDİĞİ açıkça ifade edilmiştir.
Hz. İsa (as), Ahir Zamanda Yeryüzüne Gelecek veHz. Mehdi ile Birlikte İnsanları Kurtuluşa Erdireceklerdir
Ayetlerin açıklamalarından da anlaşılabileceği gibi, Hz. İsa (as)'ın yeryüzüne indirileceği bir vakit vardır. Hz. İsa (as)'ın, kıyamet için bir ilim olması gerçeğinden de anlaşılabileceği gibi, onun geliş vakti, kıyamete yakın dönem, yani dünyanın son dönemi olarak nitelendirilen AHİR ZAMANDIR.
Hz. İsa (as)'ın ahir zamanda geleceğini, o dönemde tüm kötülükleri ve uğursuzlukları ile hakim olan deccal sistemini tamamen ortadan kaldıracağını, deccaliyeti tam anlamıyla etkisiz hale getireceğini ve Hz. Mehdi ile birlikte insanlığı refaha ve kurtuluşa ulaştırmak için vesile olacağını, ahir zaman hadislerinden anlamaktayız.
Hadislere göre Hz. İsa (as);
- Hristiyan bir cemaat içinde yeryüzüne gönderilecek,
- İslam ile amel edecek
- Deccaliyeti fikren tam anlamıyla etkisiz hale getirecek,
- Zenginlik ve berekete vesile olacak,
- Mehdi ile birlikte yeryüzüne adalet getirecek,
- Mehdi ile birlikte yeryüzünü barışla dolduracaktır.
Hz. İsa (as) ile ilgili söz konusu sahih hadisleri inceleyecek olursak;
Hadislere Göre Hz. İsa (as) Mutlaka Gelecektir:
"Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, MERYEM OĞLU İSA'NIN ADALET SAHİBİ OLARAK İNMESİ YAKINDIR..." [Ebu Hureyre r.a. / Buhari, Büyu 102, Mezalim 31, Enbiya 49; Müslim, İman 242 (155); Ebu Davud, Melahim 14 (4324); Tirmizi, Fiten 54 (2234)]
"Resulullah buyurdu ki: “Hayatım yedinde olan Allah’a yemin ederim ki, Meryem oğlu (İsa Aleyhisellam)’ın adil bir hakim olarak sizin içinize inmesi muhakkak yakındır. O, salibi (haçı) kıracak (haç ve teslis inancının yanlış olduğunu gösterecek), domuzu öldürecek (domuz eti yemenin haram olduğunu bildirecek), cizyeyi kaldıracaktır. (O zaman) mal o kadar çoğalıp taşacak ki, hiç kimse mal kabul etmez olacaktır.” (Cilt 1- Sayfa 206)
“Allah’a yemin ediyorum, Meryem oğlu, adil bir hakim olarak muhakkak inecek, hacı muhakkak kıracak (haç ve teslis inancının yanlış olduğunu gösterecek), domuzu muhakkak öldürecek (domuz eti yemenin haram olduğunu bildirecek), cizye vergisini muhakkak kaldıracaktır (o zaman) genç dişi develer muhakkak terk olunacak, onlara rağbet edilmeyecek, bütün DÜŞMANLIKLAR, BUĞZLAŞMALAR VE HASEDLEŞMELER MUHAKKAK ZAİL OLUP GİDECEKTİR. O, muhakkak mala çağıracak (yahut insanlar mala çağrılacaklar) FAKAT MALI HİÇBİR KİMSE KABUL ETMEYECEKTİR. (Cilt 1- Sayfa 207)
Hadislerde bildirildiğine göre, Hz. İsa (as), mutlaka tekrar yeryüzüne inecek, Hristiyanlığa çökmüş olan üçlemeyi kaldıracak, yani haçı kıracaktır. İnsanlar onun döneminde bolluk ve bereket içinde olacakları için hiç kimse mal kabul etmeyecek hale gelecektir. Bu nedenle cizye veya zekat olarak adlandırılan yardımların da hükmü kalmamış olacaktır.
Hadislere Göre Peygamberimiz (SAV) ile Arasında Başka Peygamber Yoktur
"Onunla (İsa ile) benim aramda hiçbir peygamber yoktur. O şüphesiz inecektir. Onu gördüğünüz zaman tanıyın! O, orta boylu, beyaza çalar kırmızı renktedir. Sarıya boyalı iki elbise içinde olacak. Yağmur yağmasa da saçından su damlayacaktır. İnsanlarla İslam için savaşacaktır. Deccal'i öldürecek (Deccaliyeti fikren tam anlamıyla etkisiz hale getirecek), sonra yeryüzünde tam kırk sene kalacak. Sonra ölecek ve namazını Müslümanlar kılacaklardır." (Buhari, Müslim, Ebu Davud ve Tırmizi, Büyük Hadis Külliyatı, Rudani, 5. cilt, s. 380)
Hz. İsa (as)'dan sonra yeryüzüne gelen Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV)'in ardından, Hz. İsa (as)'ın tekrar yeryüzüne indirilişine kadar BAŞKA BİR PEYGAMBER GELMEYECEKTİR. Şu an ahir zamanda olduğumuz dikkate alındığında, Hz. İsa (as)'ı beklediğimiz şu günlerde, Peygamberimiz (SAV)'den bir başka peygamberin gelmemiş olduğu da açıktır. Hz. İsa geldiğinde ise yeni bir din getirmeyecek, Peygamberimiz (sav)’e indirilen İslam dinine tabi olacaktır. Bu sebeple de Peygamberimiz (sav)’in son peygamber olması gerçeği de değişmeyecektir.
Hadislerde Hz. İsa (as)'ın Dış Görünüşü Tarif Edilmiştir:
"Onu gördüğünüz zaman tanıyın! O, orta boylu, beyaza çalar kırmızı renktedir. Sarıya boyalı iki elbise içinde olacak. Yağmur yağmasa da saçından su damlayacaktır." (Buhari, Müslim, Ebu Davud ve Tırmizi, Büyük Hadis Külliyatı, Rudani, 5. cilt, s. 380)
Hadisteki tarife göre, Hz. İsa (as)'ın ten rengi beyaza çalar kırmızı renkte olacak ve uzun saçları, sanki saçından su damlayacak kadar parlak ve dikkat çekici olacaktır. Yeryüzüne, 2000 yıl önce üzerinde olan sarı elbise ile inecektir.
Hadislere Göre Hz. İsa (as) İslam ile Amel Edecektir
(Hz. İsa), Kırk yıl ALLAH'IN KİTABI VE BENİM SÜNNETİMLE HÜKMEDER, vefat eder. (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy il Ahir Zaman, s. 92)
Hz. İsa, Ümmet-i Muhammed'e peygamber olarak değil, ŞERİAT-I MUHAMMEDİYYEYİ TATBİK ETMEK İÇİN gelecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 68)
Hz. İsa (as) inecek ve RESULULLAH EFENDİMİZ (SAV)'İN ŞERİATINA TABİ OLACAKTIR. (Mektubat-ı Rabbani, 2/1309)
Hazreti Muhammed (sav)'in şeriatı üzerine hüküm verecek, kendisi Peygamber olduğu halde Peygamber'e tabi olacak ve MUHAMMED (AS)'İN ÜMMETİNDEN OLACAK. Peygamberin ümmeti ve sahabisi olacak… Öyleyse o, sahabelerin en efdali olacak… (Kıyamet Alametleri, s. 243)
Hz. İsa (as), son hak din olan İslam'a tabi olacak ve İslam ile amel edecektir. Tevrat ve İncil'in tahrif edilmiş bölümlerini giderecek, Hristiyan ve Musevileri hurafelerden kurtaracak ve kendinden önceki hak kitapları doğrulayan son kitap olarak gönderilmiş olan Kuran'a uyacaktır.
Hadislere Göre Hz. İsa (as), Kabeyi Tavaf Edecektir
"Ben bu gece kendimi rüyamda Kabe'de buldum. Ansızın esmer bir kişi gördüm. Sanki o esmer insanlardan en güzeli, başının saçı iki omuzu arasında sarkıyordu, (yeni) taranmış ve arınmıştı da başının saçı su damlatıyordu. İki elini iki kişinin iki omuzuna koyarak BEYT'İ TAVAF EDİYORDU. (Orada bulunanlara) bu kimdir? diye sordum. Onlar: BU MERYEM'İN OĞLU MESİH (İSA)'DIR dediler." (Sahih-i Buhari, 9/177)
"Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Vallahi Meryem oğlu (Hz. İsa aleyhisselam), Feccu'r-Ravha nam mevkide (Mekkeye yakın bir belde), hac yapmak veya umre yapmak yahut da her ikisini de yapmak için telbiye getirecektir (görevini yerine getirecektir)." [4546 -Muslim, Hacc 216, (1252)]
Hz. İsa (as)'ın tekrar yeryüzüne gelişinde, Kabe'yi ziyaret edecek olması, zaten İslam ile amel edeceğinin ve Peygamberimiz (SAV)’e tabi olacağının bir başka göstergesidir.
Hadislere Göre Hz. İsa (as), Deccaliyeti Fikren Tam Anlamıyla Yok Edecektir
"İsa (as) Deccal'i arayacak ve ona (Beytü’l Makdis’e yakın maruf bir belde olan) Lüdd kapısında yetişip ONU ÖLDÜRECEK (fikren tam anlamıyla etkisiz hale getirecek). Sonra Allah’ın Deccal’den koruduğu bir kavim, İsa (as)'a gelecek de İsa (as)onların yüzlerini silecek ve cennetteki derecelerini anlatacaktır." (Fi zilali’l-Kuran’da Kıyamet ve Alametleri Yazan: Ahmed Faiz 1993 yılı Sf 126)
"İşte o sırada Allah'ın düşmanı olan DECCAL MESİH, HAZRETİ İSA'YI GÖRÜNCE TUZUN SUDA ERİMESİ GİBİ ERİR GİDER. Şayet İsa onu terk edip bırakmış olsaydı kendi kendine eriyip helak olacaktı. Fakat Allah Teala, Deccal'i Hazreti İsa'nın eli ile öldürür (fikren ortadan kaldırılır)..." (Sahih-i Müslim, c. 4/2221; Ölüm Kıyamet Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, s. 444)
Ahir zaman, Mehdi ve Hz. İsa (as)'ın bir arada, deccal ile mücadele ettikleri bir dönemdir. Deccaliyet tüm kötülüğü ve acımasızlığı ile dünyayı saracak, özellikle süfyanın tesiriyle İslam alemini ciddi bir felakete uğratacak ve en nihayetinde deccal, ilahlık iddia edecek kadar ileri gidecektir. Deccaliyetin ilahlık etmesi açıkça “ben Allah’ım” demesi şeklinde olmayacaktır. Bu derece açık bir sapkınlık insanların deccaliyeti hemen anlamasına sebep olacağından imtihanın doğal akışına uygun değildir. Burada kast edilen, Decaliyetin kibir ve büyüklenmesinin kendisini her şeyin üstünde ve herşeye gücü yeten olarak görecek kadar yüksek seviyede olmasıdır. Ancak her kötünün olduğu gibi deccalin de bir sonu vardır. Mehdi ve Hz. İsa (as), mücadeleleri ile DECCALİN BÜTÜN SİSTEMİNİ YERLE BİR EDECEKLER, yeryüzünde oluşturduğu FESAT DÜZENİNİ ORTADAN KALDIRACAKLAR, ADALETSİZLİK VE BEREKETSİZLİĞİ YOK EDECEKLERDİR. Deccal, her alanda başarısız olduktan ve küçük düşürüldükten sonra, bizzat HZ. İSA (AS) TARAFINDAN TAM ANLAMIYLA FİKREN ETKİSİZ HALE GETİRİLECEKTİR.
Hadislere Göre Hz. İsa (as) Döneminde Zenginlik ve Bereket Artacaktır
"Her tarafta yemek kazanları kaynayacak, MİSLİ GÖRÜLMEMİŞ BİR BOLLUK YAŞANACAK, mala rağbet olmayacak." (El-Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 66)
"Sonra İsa, ümmetimin içinde adaletle hükmedecek; haçı kıracak (teslis ve haç inancını ortadan kaldıracak), domuzu öldürecek (domuz yemenin haram olduğunu açıklayacak), cizyeyi kaldıracak, zekatı bırakacak. Ne koyuna ve ne de deveye zekat memuru gönderilmeyecek. İnsanlar arasındaki düşmanlıklar ve kin kalkacak. Akrep ve yılanların zehirleri olmayacak, hatta bir çocuk eliyle yılanla oynayacak da yılan onu sokmayacak. Kız çocuğu aslanı kaçırmaya zorlayacak da aslan ona ilişmeyecek. Kurt koyunlar arasında sanki bir çoban köpeği imiş gibi bekleyip duracak. Kabın su ile dolduğu gibi yeryüzü din birliği ile dolacak. ALLAH’TAN BAŞKA KİMSEYE TAPILMAYACAK. Harp, kavga namına hiçbir şey kalmayacak. Kureyş kabilesinden hükümdarlığı alınacak. Yeryüzü gümüş sofrası gibi olacak. Bitkisini Adem’in zamanındaki gibi bitirecek. Bir salkım üzümle bir nefer doyacak. Bir grup insan tek narla doyacak. Bir öküzün fiyatı şu kadar şu kadar olacak, birkaç dirhemle bir at satın alınacak."
Denildi ki:
“Ey Allah’ın Resulü! Neden at o kadar ucuz olacak?”
“Harp olmayacağı için ona pek lüzum kalmayacak.”
“Neden öküz o kadar pahalı olacak? ”
“Yeryüzünün tamamı ekileceği için o, çok gerekli olacak. (Ibn Mace zayıf bir senedle, benzerini Ebu Ümame’den nakletti / Büyük Hadis Külliyatı, Rudani 5. Cilt, sayfa 370-371-372)
"İsa (as)'ın zekatı terk etmesi de malın bolluğu ve zekata muhtaç fakirin kalmaması sebebiyledir." (Sünen-i İbn-i Mace, 10/339)
"Sonra kırk sene ömür sürecek. Onun zamanında kimse ölmeyecek. Kişi, koyun ve hayvanlarına (haydi gidin, otlayın) diyecek; onlar gidecekler, ekinin ortasından geçtikleri halde bir başak bile ağızlarına almayacaklar. Yılan ve akrepler kimseye eza etmeyecekler. Yırtıcı hayvanlar kapılarının önünde duracak da kimseye zararları dokunmayacak. Kişi bir ölçek buğdayı alıp öksüz ve sapansız ekecek, karşılığında yedi yüz ölçek buğday alacak. (İmam Suyuti, Kıyamet Alametleri, Ölüm ve Diriliş, sf 1699, sf 184)
Meryem oğlu (İsa) iner ve Deccal'i öldürür (fikren tam anlamıyla etkisiz hale getirir). Ondan sonra kırk yıl bol nimet içinde yaşarsınız. (Kitab ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy il Ahir Zaman, s. 90)
Yukarıdaki hadislerde, yeryüzündeki bolluk, bereket, barış ve huzur ortamını tarif etmek için müteşabih anlatımlar da kullanılmıştır. Bu anlamlar ve benzetmeler ile Peygamberimiz (SAV), yeryüzünde VAHŞİ HAYVANLARIN BİLE SAKİNLEŞTİĞİ, BEREKETİN BOLLUĞUN OLAĞANÜSTÜ DERECEDE ARTTIĞI, HER MALIN VE HER ÜRÜNÜN İNSANLARA BOL BOL YETTİĞİ VE İNSANLAR ARASINDA DAİMİ BİR BARIŞ VE HUZUR ORTAMININ OLDUĞU bir dönemi tarif etmiştir.
Hadislere Göre Hz. İsa (as) Adalet Sahibi Olacaktır
"İsa (as) ümmetim içinde, adil bir hakem, tam adaletli bir imam -hükümdar- olarak bulunur. (Hıristiyanların) haçını kırar (haç ve teslis inancının yanlış olduğunu gösterir), domuzu öldürür (domuz eti yemenin haram olduğunu bildirir), cizye vergisini kaldırır, sadakayı terk eder de ne koyuna ne de deveye karşı itibar edilmez. Bütün düşmanlıklar, buğzlaşmalar zail olur kalkar... Yeryüzü gümüş tabak gibi olur ve Hazreti Adem zamanındaki gibi (bol) bitkilerini bitirir... (Ölüm-Kıyamet-Ahiret, s. 496)
Meryem oğlu İsa, Hz. Muhammed (SAV)'i tasdik ederek, onun milleti (dini) üzere bir imam olarak ve ADALETLİ BİR HAKEM (hüküm verici) olarak inecek ve Deccal'i öldürecek (fikren tam anlamıyla etkisiz hale getirir). (Taberi, Mucem-i Evsat No. 4577, 5/292)
Ahir zamanı, Mehdi'nin ve Hz. İsa'nın çıkış alametlerini anlatan tüm hadislerde, bu kutlu şahıslar vesilesiyle yeryüzüne adalet geleceğine çok dikkat çekilmektedir. Bunun en önemli sebebi, o dönemde artık, hemen her şeyin temelini oluşturan ADALET SİSTEMİNİN TAMAMEN ÇÜRÜYÜP BOZULMUŞ olması, İNSANLARIN EN ÇOK BU YOZLAŞMA NEDENİYLE ACI ÇEKİYOR olmalarıdır. İşte bu nedenle BU KUTLU ŞAHISLARIN ADALETİNİN YERYÜZÜNÜ SARACAK OLMASI, EN BÜYÜK MÜJDELERDEN BİRİ OLACAKTIR.
Hadislere Göre Hz. İsa (as) 40 Yıl Hüküm Sürecektir
“Onunla (İsa ile) benim aramda hiçbir peygamber yoktur. O şüphesiz inecektir. Onu gördüğünüz zaman tanıyın! … Mesihu’d-Deccal’i öldürecek (fikren tam anlamıyla etkisiz hale getirecek), sonra YERYÜZÜNDE TAM KIRK SENE KALACAK. Sonra vefat edecek ve namazını Müslümanlar kılacaklardır.” (Buhari, Müslim, Ebu Davud ve Tırmizi / Büyük Hadis Külliyatı, Rudani 5.Cilt sayfa 380)
Hadislere Göre Hz. İsa (as) Döneminde Yeryüzü Barışla Dolacaktır
Kap su ile dolduğu gibi YERYÜZÜ BARIŞLA DOLACAKTIR. Hiçbir kimse arasında bir DÜŞMANLIK KALMAYACAKTIR. Ve bütün düşmanlıklar, boğuşmalar, hasetleşmeler muhakkak kaybolup gidecektir. (Sahih-i Müslim, 1/136)
Savaş (erbabı) da ağırlıklarını (silah ve malzemelerini) bırakacak. (Sünen-i İbn-i Mace, 10/334)
Harp (erbabı) ağırlıklarını (yani silah ve saireyi) bırakır. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 496)
Düşmanlık, küsüşme ve kıskançlık ortadan kalkacaktır. (Ebu Hureyre r.a, Büyük Hadis Külliyatı, Rudani, 5. cilt, s. 379)
Zehirli haşarat ve hayvanlardan zehri bertaraf edecek, çocuklar yılan ve akreplerle oynaşacak... Onların çocuklara bir zararı dokunmayacak. Kurt koyunla otlayacak da koyuna bir zararı dokunmayacak... YERYÜZÜ SULH VE SELAMETLE DOLACAK, MÜCADELE VE DÖVÜŞMEK, HARB VE SALDIRILAR ORTADAN KALKACAK... (Kıyamet Alametleri, s. 242-243)
Hz. İsa (as)'ın yeryüzüne gelişi ile, deccalin hakimiyetindeki tüm kötülükler ortadan kalkacaktır. Ahir zaman şahısları Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi vesilesi ile insanların özlemini çektikleri her türlü güzellik yeryüzüne gelecek, KAVGALAR VE SAVAŞLAR SONA ERECEK, uzun zamandır beklenen ADALET VE BARIŞ TÜM DÜNYAYA HAKİM OLACAKTIR.
Hadislere Göre Hz. İsa (as)'ın Yeryüzüne Dönmesi Kıyamet Alametidir
“Kıyamet on alamet görülmedikçe kopmaz: Duman, deccal, dabbedu’l Arz, güneşin batıdan doğması, İSA’NIN YERYÜZÜNE İNMESİ, ye’cuc-me’cuc, doğuda bir, batıda bir ve Arap yarımadasında bir (yeryüzü) batışı olmak üzere üç batış. Bunların sonuncusu ise insanları mahşerlerine sürecek olan ateşin zuhurudur.” (Huzeyfe bin Esid el-Gifari r.a. / Büyük Hadis Külliyatı, Rudani 5.Cilt sayfa 362)
Hz. İsa (as), dünyanın son zamanında yani ahir zamanda gelecek, yeryüzüne barış ve huzuru getirecek, 40 yıl hüküm sürecek ve sonra vefat edecektir. Onun gelişinin bir kıyamet alameti olmasının sebebi, vefatından kısa bir zaman sonra yeryüzünde bozulmaların gerçekleşmesi ve Allah'ın tüm kainatı kıyamet ile buluşturacak olması nedeniyledir.
Hz. İsa (as) Faaliyetlerini Hz. Mehdi ile Birlikte Yürütecektir
Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi, ahir zamanın iki kutlu şahsıdır. Hadislerden anladığımız kadarıyla, ahir zamanda ortaya çıkacak olan deccale karşı birlikte mücadele edecek ve onun getirdiği dehşetli tahribatı ortadan kaldıracaklardır.
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi'nin birlikte yürütecekleri mücadeleyi şöyle haber vermiştir:
"Dördüncü Sualinizin Meâli: Âhirzamanda Hazret-i İsâ Aleyhisselâm Deccalı öldürdükten (fikren tam anlamıyla etkisiz hale getirdikten) sonra, insanlar ekseriyetle din-i hakka girerler. Halbuki, rivayetlerde gelmiştir ki, "Yeryüzünde Allah Allah diyenler bulundukça kıyamet kopmaz." (Müslim, 1: 131; 4:2268; Müsned, 3:107, 201, 268; Kenzü’l-ummal,14:227, 228.) Böyle umumiyetle imana geldikten sonra nasıl umumiyetle küfre giderler? Elcevap: Hadis-i sahihte rivayet edilen, "Hazret-i İsâ Aleyhisselâm’ın geleceğini ve şeriat-i İslâmiye ile amel edeceğini, Deccalı öldüreceğini (fikren etkisiz hale getireceğini)" (Buhari, 4205; Müslim, 1: 136; Fethü’- Kebir, 2:335.2) imanı zayıf olanlar istib’ad ediyorlar (ihtimal vermiyorlar). Onun hakikati izah edilse, hiç istib’ad (şüphe) yeri kalmaz. Şöyle ki: O hadisin ve Süfyan ve Mehdî hakkındaki hadislerin ifade ettikleri mânâ budur ki: Âhir zamanda, dinsizliğin iki cereyanı kuvvet bulacak:
Birincisi: Nifak perdesi altında risalet-i Ahmediyeyi (a.s.m.) inkâr edecek, Süfyan namında müthiş bir şahıs, ehl-i nifakın başına geçecek, şeriat-ı İslâmiyenin tahribine çalışacaktır. Ona karşı Âl-i Beyt-i Nebevînin silsile-i nuranîsine bağlanan, ehl-i velayet ve ehl-i kemalin başına geçecek ÂL-İ BEYTTEN MUHAMMED MEHDİ İSMİNDE BİR ZÂT-I NURANÎ, o Süfyan'ın şahs-ı manevîsi olan CEREYAN-I MÜNAFIKANEYİ (MÜNAFIKLIK AKIMINI) ÖLDÜRÜP (FİKREN ETKİSİZ HALE GETİRİP) DAĞITACAKTIR.
İkinci cereyan ise: Tabiiyyun, maddiyyun felsefesinden tevellüt eden bir cereyan-ı nemrudâne, gittikçe âhir zamanda felsefe-i maddiye vasıtasıyla intişar ederek kuvvet bulup, Ulûhiyeti inkâr edecek bir dereceye gelir. Nasıl bir padişahı tanımayan ve ordudaki zâbitan (subayları) ve efrad (fertleri) onun askerleri olduğunu kabul etmeyen vahşî bir adam, herkese, her askere bir nevi padişahlık ve bir gûnâ (türlü) hâkimiyet verir. Öyle de, Allah’ı inkâr eden o cereyan efratları, birer küçük Nemrud hükmünde nefislerine birer rububiyet (ilahlık) verir. Ve onların başına geçen en büyükleri, ispritizma ve manyetizmanın hâdisâtı nevinden müthiş harikalara mazhar olan Deccal ise, daha ileri gidip, cebbârâne surî (görünüşte zorlayıcı) hükümetini bir nevi rububiyet tasavvur edip ulûhiyetini ilân eder. Bir sineğe mağlûp olan ve bir sineğin kanadını bile icad edemeyen âciz bir insanın ulûhiyet dâvâ etmesi ne derece ahmakçasına bir maskaralık olduğu malûmdur.
İŞTE BÖYLE BİR SIRADA, O CEREYAN PEK KUVVETLİ GÖRÜNDÜĞÜ BİR ZAMANDA, HAZRET-İ İSÂ ALEYHİSSELÂMIN ŞAHSİYET-İ MÂNEVİYESİNDEN İBARET OLAN HAKİKÎ İSEVÎLİK DİNİ ZUHUR EDECEK, yani rahmet-i İlâhiyenin SEMÂSINDAN NÜZUL EDECEK, halihazır Hıristiyanlık dini o hakikate karşı tasaffi edecek, hurafattan ve tahrifattan sıyrılacak, hakaik-i İslâmiye ile birleşecek, mânen Hıristiyanlık bir nevi İslâmiyete inkılâp edecektir. Ve Kur’ân’a iktida ederek, o İsevîlik şahs-ı mânevîsi tâbi ve İslâmiyet metbû makamında kalacak, din-i hak bu iltihak neticesinde azîm bir kuvvet bulacaktır. Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken mağlûp olan İsevîlik ve İslâmiyet, ittihad neticesinde dinsizlik cereyanına galebe edip dağıtacak istidadında iken, ÂLEM-İ SEMÂVATTA CİSM-İ BEŞERÎSİYLE BULUNAN ŞAHS-I İSÂ ALEYHİSSELÂM, o din-i hak cereyanının başına geçeceğini, bir Muhbir-i Sadık, bir Kadîr-i Külli Şeyin vaadine istinad ederek haber vermiştir. Madem haber vermiş, haktır. Madem Kadîr-i Külli Şey vaad etmiş, elbette yapacaktır.
Evet, her vakit semâvattan melâikeleri yere gönderen ve bazı vakitte insan suretine vaz’ eden (Hazret-i Cibril’in Dıhye suretine girmesi gibi) ve ruhanîleri âlem-i ervahtan gönderip beşer suretine temessül ettiren, hattâ ölmüş evliyaların çoklarının ervahlarını cesed-i misaliyle dünyaya gönderen bir Hakîm-i Zülcelâl, Hazret-i İsâ Aleyhisselâmı, İsâ dinine ait en mühim bir hüsn-ü hâtimesi için, DEĞİL SEMÂ-İ DÜNYADA CESEDİYLE BULUNAN VE HAYATTA OLAN HAZRET-İ İSÂ, BELKİ ÂLEM-İ ÂHİRETİN EN UZAK KÖŞESİNE GİTSEYDİ VE HAKİKATEN ÖLSEYDİ, YİNE ŞÖYLE BİR NETİCE-İ AZÎME İÇİN ONA YENİDEN CESET GİYDİRİP DÜNYAYA GÖNDERMEK, O HAKÎMİN HİKMETİNDEN UZAK DEĞİL. Belki onun hikmeti öyle iktiza ettiği için vaad etmiş ve vaad ettiği için elbette gönderecek. Hazret-i İsâ Aleyhisselâm geldiği vakit, herkes onun hakikî İsâ olduğunu bilmek lâzım değildir. Onun mukarreb ve havassı (imanlı yakın talebeleri), nur-u imanla onu tanır. Yoksa, bedâhet (açıkça) derecesinde herkes onu tanımayacaktır.” (Mektubat, 15. Mektup, sf. 59-61)
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, bu sözleri ile ahir zamanda dinsizliğin iki cereyanını haber vermiştir. Bunlardan biri Müslümanlar arasında nifak çıkarmak için faaliyet gösteren SÜFYAN, diğeri de tüm dünyayı dinsizliğe götüren büyük DECCALDİR. Üstad, süfyana karşı mücadeleyi Hz. Mehdi’nin, deccale karşı mücadeleyi ise Hz. İsa (as)’ın gerçekleştireceğini haber vermiş ve bu mücadelenin ittifakla yapılacak bir mücadele olduğunu belirtmiştir. Mektubat’taki bu sözlerde Üstad, Hz. İsa (as)’ın gökten indirilmesi ve hak ile hükmetmesiyle İncil’in tahrifattan kurtulacağını, Hz. Mehdi ve Hz. İsa (as)’ın ittifakıyla, Hristiyanlığın İslam ile birleşeceğini ve Hristiyanlığın manen İslam’a inkılap edeceğini yani dönüşeceğini bildirmiştir.
Hz. İsa (as) Namazı Hz. Mehdi’nin İmamlığında Kılacaktır
Hz. İSA NAMAZINI HZ. MEHDİ’NİN ARKASINDA KILACAKTIR. (El Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 24)
“İmamları salih bir insan olan Mehdi olduğu halde, Beytü’l Makdis’e sığınırlar. Orada imamları kendilerine sabah namazını kıldırmak için öne geçtiği bir sırada, bir de bakarlar ki, Meryem oğlu İsa sabah vaktinde inmiştir. Mehdi, Hz. İsa’yı öne geçirmek için arkaya çekilir. HZ. İSA ONUN OMUZLARINA ELİNİ KOYAR VE ONA DER Kİ, ‘GEÇ ÖNE NAMAZI KILDIR. ZİRA KAMET (NAMAZA BAŞLAMA İŞARETİ) SENİN İÇİN GETİRİLMİŞTİR.’” (Ebu Rafi’den rivayet edilmiştir; İmam Şarani, Ölüm, Kıyamet, Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, Bedir Yayınevi, s. 495-496)
“Hz. İsa semadan nüzul edecek ve ONUN EMİRLİĞİNİ KABUL EDECEKTİR. Hz. İsa’ya ‘Bize namaz kıldır’ denilecek, ancak o, ‘EMİR SİZİN İÇİNİZDEDİR’ karşılığını vererek, ‘Bu Allah’ın ümmeti Muhammed’e bir ikramıdır.’ Diyecektir.” (El Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 24)
“Hz. Mehdi müminlerle beraber Beytül Makdis’de sabah namazı kılarken, o sırada nüzul eden Hz. İsa’yı takdim edecek ve Hz. İsa ellerini onun omuzuna koyarak, “NAMAZIN KAAMETİ SENİN İÇİN GETİRİLDİ, BU YÜZDEN SEN KILDIR” diyecek ve nihayet Hz. Mehdi, Hz. İsa ve müminlere imam olarak namazı kıldıracaktır. (El Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 25)
Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin de hadislerden yola çıkarak haber verdiği şekilde, Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi’nin deccaliyete karşı ittifak halindeki mücadelesinin ve galibiyetlerinin akabinde, HZ. İSA (AS), HZ. MEHDİ’NİN İMAMLIĞINDA NAMAZ KILACAKTIR. Üstad, 5. Şua’da bu hususu şöyle izah etmiştir:
“Üçüncü Mesele Katî ve sahih rivayette var ki, “İsa Aleyhisselâm Büyük Deccalı öldürür (fikren etkisiz hale getirir)."
Vel'ilmü indallah, bunun da iki veçhi (yönü) var: Bir veçhi şudur ki: Sihir ve manyetizma ve ispritizma gibi istidracî (aldatıcı) harikalarıyla kendini muhafaza eden ve herkesi teshir eden o dehşetli Deccalı öldürebilecek (fikren tam anlamıyla etkisiz hale getirebilecek), mesleğini değiştirecek, ancak harika ve mu'cizâtlı ve UMUMUN MAKBULÜ BİR ZAT OLABİLİR Kİ, O ZAT, EN ZİYADE ALÂKADAR VE EKSER İNSANLARIN PEYGAMBERİ OLAN HAZRET-İ İSA ALEYHİSSELÂMDIR. İkinci veçhi şudur ki: Şahs-ı İsa Aleyhisselâmın kılınciyle maktul olan şahs-ı Deccalın, teşkil ettiği dehşetli maddiyyunluk ve dinsizliğin azametli heykeli ve şahs-ı mânevîsini öldürecek (sapkın fikirlerini ve etkisini tam anlamıyla ortadan kaldıracak) ve inkâr-ı ulûhiyet olan fikr-i küfrîsini mahvedecek ancak İsevî ruhânileridir ki, o ruhâniler din-i İsevînin hakikatini hakikat-i İslâmiye ile mezc ederek o kuvvetle onu dağıtacak, mânen öldürecek. HATTÂ, "HAZRET-İ İSA ALEYHİSSELÂM GELİR, HAZRET-İ MEHDÎYE NAMAZDA İKTİDA EDER, TÂBİ OLUR" DİYE RİVAYETİ, BU İTTİFAKA VE HAKİKAT-İ KUR'ÂNİYENİN METBUİYETİNE VE HÂKİMİYETİNE İŞARET EDER." (Şualar, 5. Şua, sf 507)
Sonuç:
Ahir zaman hadislerinin tahakkuk etmiş olmasından ve hadislerden ve Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin açıklamalarından yola çıkarak, HZ. İSA (AS)'IN ŞU AN YERYÜZÜNE İNMİŞ OLMASI KUVVETLE MUHTEMELDİR. Takdir edilebileceği gibi insanlık, gerek dini gerek sosyal gerekse çevresel faktörler bakımından oldukça zor bir dönem geçirmekte, felaketler birbirini kovalamakta, hastalık ve savaşlar durdurulamamaktadır. Gerçekleşen sayısız ahir zaman alameti, bu dönemin özel bir dönem olduğunu gözler önüne sermiştir. Bu zorlu dönemi sabır, itidal ve tevekkülle geçiren kişiler, Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi'nin deccaliyete karşı galibiyetini emin olarak izleyecek ve geçirilen zorlu zaman sonrasında bu galibiyet insanlar için derin bir nefes olacaktır. Yeryüzü, bereketiyle, nimetleriyle, tevazusu ve boyun eğmişliğiyle her şeyin en güzelini ve en bolunu insanlara sunacak ve buna, bu iki kutlu şahıs vesile olacaktır.
Yaşadığımız dünyada, güç ve nüfuz sahibi olmak, buna dayanarak üstünlük elde etmek, insanlara tahakküm etmek ve enaniyet yarışı içinde maddi menfaatlerin peşine düşmek deccaliyet sistemine teslim olmaktır. Deccaliyetin hakimiyeti elbette sona erecektir. Allah, Katından Hz. İsa (as)'ı göndererek onun oluşturduğu tahribatı yok edecektir. ALLAH'IN SÖZÜNE GÜVENMEK GEREKİR; BU, MUTLAKA OLACAKTIR.
Dolayısıyla BU KONUYLA İLGİLİ ANLATIMLARIMIZ GERÇEKTİR. Ahir zamana dair önemli gerçeklerin, baskılar, kumpaslar, sürgünler yoluyla engellenmeye çalışılması asla sonuç vermeyecektir. Çünkü yukarıda anlatılanların hepsi gerçekleşecektir. Bazı kesimler, kurulu düzenlerine halel gelir diye bunu inkar yoluna gitseler de, bu büyük müjdeyi bilmek ve paylaşmak, insanlara verilmiş en büyük umut ışığıdır.
Müvekkil Adnan Oktar'ın yukarıdaki görüşleri takdirinize sunar, saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz.