T.C. Cumhurbaşkanlığı'na;
Sayın Cumhurbaşkanımız,
Adnan Oktar davası, kapsamı geniş bir dava olduğundan, bir kısım basın tarafından kara propagandaya alet edildiğinden ve sadece müştekilerin konuşturulduğu bir kumpas davası olduğundan, bu davadaki gariplikler ve savunma delillerimiz örtülü kalmış durumdadır. Bu sebeple, bu gariplikleri ve savunmamızda haklılığımızı gösteren olağanüstü önemli hususları genel hatlarıyla da olsa takdirinize sunma gereği hasıl olmuştur.
Dava kapsamında gariplikler ve hukuksuzluklar çok fazla olmakla birlikte, özellikle takdirinize sunmak istediğimiz husus, Adnan Oktar davası konusunda en fazla gündem konusu yapılan ve kamuoyunda tepki oluşturmak için özel olarak seçilen küçük yaş istismar konusudur. Bu konuda ise en önemli örnek, husumetli müştekiler tarafından reşit olmadığı yaşlardan beri bu amaçla kullanılmış olan ve 15 yaşından beri bu kişilerin ablukasında bulunan Serra MohammadValipour'dur.
Serra MohammadValipour konusunun detayları, sıralı olarak ayrı dilekçeler olarak Sayın Makamınıza sunulacaktır. Bu dilekçemizde, bu konudaki garipliklerin özet olarak anlatımı yer almaktadır:
-1-
SERRA MOHAMMADVALIPOUR KUMPAS DAVASI İÇİN NASIL KULLANILDI?
Serra MohammadValipour Düzeninin Özet Arka Planı
Bu dilekçemizde ismi sıklıkla geçecek olan Serra MohammadValipour, Adnan Oktar davası için özel olarak seçilmiş, iftira senaryolarla müşteki haline getirilmiş bir kişidir. Dava dosyasının bir kumpas hareketi olduğunun en büyük delillerinden biri olan Serra'nın bu iftira senaryosu, husumetli müştekiler tarafından bir çocuğun dahi rahatlıkla kullanılabildiğinin, yalanlara alet edilebildiğinin açık delilidir. Sonraki dilekçelerimizde belge ve deliller ışığında açıklayacağımız Serra'nın müşteki haline getirilme hikayesinin özeti ise şu şekildedir:
Çocukluğu ve Ailesi
Serra MohammadValipour, anne Dilek Çelikten ve İran asıllı baba Saber MuhammedValipour'un çocuğudur; 2003 yılında doğmuştur. Dilek Çelikten, kendisini iş adamı olarak tanıtan eşinin bazı illegal faaliyetlerin içinde olduğunu fark etmiş ve 2005 yılında boşanma davası açmıştır. Davaya bakan Aile Mahkemesi çiftin boşanmasına ve boşanma davası başladığında 2, dava sonuçlandığında 4 yaşında olan Serra’nın velayetinin anne Dilek Çelikten’everilmesine karar vermiştir.
İsviçre'ye Taşınmaları
Dilek Çelikten, 2010 yılında Tolga Taşdemir ile evlenmiştir ve Serra ile birlikte yeni eşinin yaşamakta olduğu İsviçre'nin Luzern şehrine taşınmıştır. İsviçre'ye taşındıklarında 7 yaşında olan Serra ilk ve ortaokulu İsviçre'de okumuştur. Her yaz tatilinde annesi ile birlikte Türkiye'ye gelerek dayısının Pendik'teki evinde ve annesinin Bodrum'daki yazlığında 1-2 ay kalmıştır.
Sorunlu Kişiliği
Serra genelde sınıflarını derece ile geçen zeki bir öğrenci olmasına karşın küçük yaşlarından itibaren başına buyruk, sorunlu bir çocuk profilindedir. Bundan dolayı yaşı ilerledikçe gerek annesi Dilek Çelikten ile gerekse okulunda ve akrabaları arasında problemler yaşamaya başlamıştır.
Serra'nın yaşı büyüdükçe kişiliğindeki olumsuzluklar ilerlemiştir. Serra sınıf arkadaşının kolunu kasten kapıya sıkıştırarak onu hastanelik edecek kadar sorunlu ve duygusuz bir çocuk halini almıştır. (konu hakkındaki detaylara değinilecektir) 8-9 yaşlarında yalancılık, geçimsizlik, akran zorbalığı gibi davranışlar nedeniyle okul idaresi ile sorunlar ortaya çıkmıştır.
Camia ile Bağlantıya Geçmesi
Serra 2012 yılının başlarında, İsviçre'deki komşuları Nevin Dağcı'nın evinde A9 TV'yi izlemeye başlamış ve müvekkil Adnan Oktar'ın arkadaşları ile birlikte gerçekleştirdiği canlı yayın sohbetlerine yoğun ilgi duyar hale gelmiştir.
İzlediği bu yayınlarda yer alan şık ve gösterişli bayan konuşmacı ve konuklarına özenmiştir. Serra, hayalindeki ideal kadın modelini gördüğü A9 TV'deki konuşmacı bayanlara Facebook üzerinden ulaşmaya çalışmıştır.
2012 yılında Didem Ürer'i arkadaş listesine ekleyerek onunla mesajlaşma yoluyla iletişime geçmiştir. Daha sonra diğer kişileri listesine ekleyerek A9 TV konuşmacılarıyla birer birer tanışmaya çalışmıştır. Delillerini sunacağımız üzere, tüm iletişimi başlatan taraf daima Serra'dır. Tanışma talepli tüm mesajları dava dosyasında mübrezdir.
Serra, 2012 yılından itibaren hemen her gün A9 TV yayınlarını izlemiş A9 TV sunucuları ile sosyal medya üzerinden samimiyetini geliştirmeye ve onlara yakınlaşmaya çalışmıştır.
A9 TV Ziyareti
Temmuz 2013'te ise Dilek Çelikten ve kızı Serra, her yaz olduğu gibi Dilek Çelikten'in erkek kardeşi Mustafa Çelikten'in Pendik'teki evine misafirliğe gelmişlerdir. Pendik'teki bu apartman, Dilek Çelikten'in ailesinin yaşadığı bir aile apartmanıdır.
Serra hazır İstanbul'a gelmişken, o güne kadar sadece internet üzerinden mesajlaştığı ve çok özendiği A9 TV sunucusu ablalarıyla yüz yüze görüşmek istemiştir. Serra'nın bu talebini annesinin de kabul etmesi üzerine A9 TV yetkilileri ile temasa geçip ziyaret izni istemişlerdir.
A9 TV yetkililerinin bu talebe olumlu cevap vermeleri üzerine 2013 yılının Temmuz ayında bir gün Serra ve annesi A9 TV'nin Göksu (Beykoz) sitesinde bulunan stüdyosuna gelmişlerdir. O esnada müvekkil Adnan Oktar ve diğer kişiler canlı yayında olduklarından dolayı Serra ve annesi stüdyonun bahçesinde yayının bitmesini beklemişlerdir.
Canlı yayına ara verildiğinde müvekkil Adnan Oktar, yayına katılanlarla birlikte Dilek Çelikten ve kızı Serra'nın beklediği bahçeye gelmiştir. Müvekkil kalabalık bir ortamda 5-10 dakika kadar bu aileyle ayaküstü görüşmüştür.
Bu zaten müvekkilin genel olarak kendisini ziyarete gelen kişilerle merhabalaşma ve görüşme usulüdür. Müvekkil, kendisini ziyaret edenlerle yayın aralarında ayaküstü kalabalık ortamda görüşmekte, 5-10 dakika hal-hatır sohbetinden sonra konuklarına hayır dileklerini iletip onları uğurlamaktadır. A9 TV stüdyosunu şimdiye kadar ziyaret etmiş bulunan yüzlerce kişi bu konuya şahittir.
Dilek Çelikten ve kızı Serra ile de böyle olmuş, kalabalık bir topluluğun önünde tanışma ve hal-hatır sorma şeklinde geçen bu kısa sohbetin ardından müvekkil ve arkadaşları canlı yayına geri dönmüşlerdir. Dilek Çelikten ve kızı Serra tekrar Pendik'teki evlerine dönmüşlerdir.
Serra, A9 TV ziyaretini sevinç ve neşeyle dayılarına, kuzenlerine ve diğer akrabalarına anlatmıştır. Tüm aile fertleri Serra'nın o gün çok mutlu şekilde eve döndüğüne ve sürekli A9 TV ziyaretini anlatarak onlara akrabalarının tabiriyle "hava attığına" şahit olmuşlardır.
Serra, A9 TV ziyaretinden dolayı çok mutlu olduğu için tekrar gitmek istemiş, ertesi gün annesiyle birlikte 2. kere stüdyoya gelmişlerdir. Bu defa stüdyonun misafir salonunda konuk edilmişlerdir.
Müvekkil ve bir grup arkadaşı o sırada yine yayındadır ve yine aynı şekilde aileyi yayın arasında ziyaret etmiş, 3-5 dakika onlarla sohbet etmiştir.Müvekkil, bu sohbet sırasında, ileride doktor olmak istediğini söyleyen Serra'nın derslerine çok iyi çalışmasını iyi bir tıp eğitimi almasını tavsiye etmiştir. MÜVEKKİL HİÇBİR AŞAMADA SERRA İLE TEK GÖRÜŞMEMİŞTİR.
Serra'nın Fotoğraf Israrı
Bir stüdyo dolusu insanın gözleri önünde gerçekleşen bu sohbet sırasında Serra'nın aşırı ısrarlı talepleri sonucunda müvekkil, ziyaretine gelen diğer konuklarla da çektirdiği gibi, Serra ve annesiyle birlikte fotoğraf çektirmeyi kabul etmiştir. Fotoğraf çektirme talebinin ısrarla Serra'dan geldiğini anne Dilek Çelikten de doğrulamıştır.
Müvekkilin bir yanında Dilek Çelikten diğer yanında Serra ile gösteren bu fotoğraf, sonradan kumpas çetesi tarafından montajlanarak ve anne Dilek Çelikten fotoğraftan çıkarılarak basına servis edilmiştir. Güya müvekkil Serra'yla yan yana fotoğraf çektirmiş gibi izlenim vermeyi hedefleyen bir algı operasyonu malzemesi yapılmıştır.
Müvekkil Adnan Oktar, stüdyo ortamında, onlarca kişinin gözleri önünde gerçekleşen bu iki kısa ayaküstü sohbet dışında NE SERRA'YLA NE DE ANNESİYLE BİR DAHA HİÇ GÖRÜŞMEMİŞ VE KONUŞMAMIŞTIR.
Serra ise, sonradan "cinsel istismara uğradım" diye iftira konusu yapacağı bu 10'ar dakikalık 2 görüşmeyle ilgili 5 sene boyunca hiçbir aşamada hiç kimseye olumsuz herhangi bir durumdan BAHSETMEMİŞTİR. Aksine bu görüşmelerle ilgili akrabalarına, akran kuzenlerine, İsviçre'deki dostlarına sürekli olarak güzel anılar anlatmış hatta "hava atmıştır".
Serra'nın İlerleyen Kişilik Bozuklukları
Serra ve annesi yaz tatili bitince İsviçre'ye dönmüşler ve Serra yine okuluna devam etmiştir. Ancak Serra'nın gitgide artan kişilik sorunları nedeniyle hem ailesiyle hem arkadaşlarıyla hem de okul idaresi ile problemleri büyümüştür. Serra, kolayca yalan söyleyebilen kolayca iftira atabilen, bunların ahlaki ve vicdani neticelerini hiç düşünmeyen, kendini her şeyin odağında gören bir insan profilidir. Konuyla ilgili dilekçemiz sıra ile sunulacaktır.
Kaçış Planı
Rahat, başına buyruk ve zengin bir yaşam sürmek isteyen Serra, 2014 yılında İranlı babası Saber MuhammadValipour'la iletişimini arttırmıştır. O dönemde adaptasyon amaçlı bir devlet kurumunda kalmakta olan Serra, öğretmenine "zengin ve mutlu yaşamak için babasını tercih ettiğini" belirten bir mektup bırakmış ve babasının yanına kaçış planı yapmıştır. Buna önayak olan baba ise eski eşinden bir nevi intikam hisleriyle harekete geçmiş ve 2 yaşından beri Serra ile oldukça az bir bağı olmasına rağmen çocuğun velayetini alabilmek için 2014 yılında velayet davası açmıştır.
Baba, velayet değişikliğinin kolay olmadığını, bir Türk mahkemesinin, İran vatandaşı bir babaya İsviçre gibi bir Avrupa ülkesinde çok üst seviyede yaşam süren bir çocuğun velayetini vermeyeceğini bildiğinden, bu değişikliğin gerçekleşmesi için annesi aleyhine bir senaryo kurgulanmış ve güya annesinin kendisini yaşı büyük bir kişi ile evlendirmek istediğini iddia etmiştir.
Bu yalanına inandırıcılık katmak için de Serra, annesi ve Arzu Çöğür isimli aile dostlarıyla yapmış oldukları üçlü bir telekonferans konuşmayı kayda aldığını iddia etmiştir. Ancak hukuki hiçbir geçerliliği olmayan bu ses kaydı HİÇBİR AŞAMADA HİÇBİR DAVA DOSYASINDA BULUNMAMIŞTIR; taraflar (anne ve Arzu Çöğür) BU SES KAYITLARINI AŞAMALARDA HİÇBİR ŞEKİLDE KABUL ETMEMİŞLERDİR. 7 SENELİK YARGILAMA ESNASINDA BU SES KAYITLARINDAN HİÇBİR İZ YOKTUR. Husumetli müştekiler, BU KONUDA DA YALAN SÖYLEMİŞLER, sahte bir deşifre metni oluşturup bunu dava dosyasına sunmuşlardır.
Son olarak söz konusu ses dosyası, yerel mahkemedeki ikinci yargılama esnasında da mahkeme başkanından talep edilmiş, mahkeme başkanı söz konusu ses kaydının KAYIP olduğunu söylemiştir.
Baba Saber MohammadValipour'un avukatı Duygu Buğdaycıgil, iddia edilen bu ses kaydına dayanarak İstanbul 1. Aile Mahkemesinde 2014/500 esas sayılı velayet değişikliği davasını açmıştır. Ancak ne velayet değişikliği davasında ne de huzurdaki davada bu konuşmaya dair hiçbir kayıt ve kanıt yer almamaktadır; hiçbir aşamada yer almamıştır. Sadece kimin tarafından yapıldığı belli olmayan, hukuki delil vasfı bulunmayan, UYDURULARAK YAZILMIŞ bir ses çözümü vardır.
Serra, velayet değişikliği davasında aile mahkemesine ve pedagoglara sadece "yaşı büyük biriyle evlilik planından" bahsetmiştir. Kendisine yönelik herhangi bir fiziksel istismar veya başka bir cinsel yaklaşım olduğuna dair hiçbir şikayette bulunmamış, hatta böyle bir durum OLMADIĞINI belirtmiştir. Eğer gerçekten Serra'nın uydurduğu gibi bir istismar yaşanmış olsaydı, baba Saber ilk iş olarak önce savcılığa ve polise giderdi. Ancak böyle bir istismar olayı olmadığı için baba Saber de böyle bir girişimde hiç bulunmamıştır.
Bu konuda HİÇBİR ADLİ GİRİŞİMİN OLMAMASI, sadece baba Saber'in değil aile mahkemesi hakiminin, avukatları Duygu Buğdaycıgil’in ve bilirkişi heyetinin de bu senaryoya inanmadıklarını göstermektedir. Çünkü bunlar da savcılığa herhangi bir suç duyurusunda bulunmamışlardır.
2014-2015 yıllarında devam eden velayet değişikliği davası sırasında Serra ve babasının çelişkili beyanları ve tutumları, sonradan 2018 yılında ortaya atmış oldukları istismar iftirasının bir delil üretme çabasından ibaret olduğunun somut delillerini oluşturmaktadır.
Serra'nın İran'a Gidişi
Velayet değişikliği dava duruşmasını müteakiben Serra Temmuz 2014'te İran'a babasının yanına taşınmıştır. Ancak Serra, zengin, lüks, rahat ve konforlu bir yaşam sürme hayaliyle geldiği babasının yanında bu hayallerini gerçekleştiremeyeceğini kısa sürede anlamıştır. Serra'nın anormal davranışları burada da dikkat çekici boyutlardadır. 2015 yılında bir judo maçında rakibinin kolunu kasten kırmıştır. Mağdurun şikayeti üzerine İran'da gözaltına alınmış ve mahkemeye çıkarılmıştır. Yaşı küçük olduğu için tutuklanmamıştır.
Henüz 12 yaşında bir çocuk olmasına rağmen İran'da makyajlı ve şortlu olarak dolaşmak istemiş; fakat babasının tepkileriyle karşılaşmıştır. Babası, Serra'ya yalan söylemiş, kendisine Dubai'de okuma ve yaşama vaatlerinde bulunmuştur. Ancak bu vaatler de gerçekleşmemiştir. Serra'nın babasının yanında rahat ve zengin hayat arayışı hiç de umduğu gibi gitmemiştir.
İran'daki yaşamından sıkılan Serra tekrar İsviçre'ye annesinin yanına dönmenin yollarını aramaya başlamıştır. Serra'nın sürekli başını belaya sokmasından ve kişilik sorunlarından bunalan baba Saber de bu dönüş projesini aktif olarak desteklemiştir. Nihayet 15 ay sonra Serra'nın uçak biletini bizzat alarak Serra'yı havaalanına bırakmış ve onu İsviçre'ye annesinin yanında göndermiştir.
Baba Saber, Serra'yı annesine geri göndermesi, baba-kızın ürettikleri istismar yalanını da ele veren çelişkilerin en önemlisi olmuştur. Çünkü hiçbir baba kızını "istismarcılarına” teslim etmez; bu annesi bile olsa...
Nitekim uzmanlar da Serra'nın İran'dan İsviçre'ye annesinin yanına dönüşünü Serra'nın cinsel istismar anlatımının yalan ve kurgu olduğunu ispatlayan en önemli bilimsel kanıt olarak değerlendirmişlerdir. Bu dilekçe serisi ile sunacağımız Prof. Dr. İlhan Tomanbay'ın konu hakkındaki uzman görüşleri oldukça önem taşımaktadır.
Serra'nın bundan sonraki yaşamında sorunları daha aktif olarak ön plandadır. Keza bu sebeple annesinin yanında barınamamış ve İsviçre'de, adaptasyon sorunu yaşayan öğrencilerin kaldığı bir devlet kurumunda kalmaya başlamıştır. Bununla ilgili detaylar Serra'nın o dönemde yatılı olarak kaldığı KESB (Kinder- und Erwachsenenschutzbehörde) kurumu ile ilgili açıklamaların yer aldığı bölümde detaylarıyla ele alınmıştır.
KESB KURUMUNDA KALDIĞI SIRADA, SERRA'NIN, CAMİADAN CAN DAĞTEKİN İLE BAĞLANTIYA GEÇMESİ VE YILLARDIR GÖRÜŞMEDİĞİ MÜVEKKİL İLE ISRARLA BAĞLANTI KURMA VE GÖRÜŞME ÇABALARI BÜYÜK ÖNEM TEŞKİL ETMEKTEDİR. 2013 yılında sözde cinsel istismara uğradığını iddia eden Serra’nın, 2017’DE, BU SÖZDE OLAYDAN 4 YIL SONRA YAZDIĞI MESAJLARDA MÜVEKKİL ADNAN OKTAR’I ÇOK ÖZLEDİĞİNİ, ONU ÇOK SEVDİĞİNİ VE ONUNLA TEKRAR GÖRÜŞMEK İSTEDİĞİNİ YAZMIŞTIR. Serra bu yazışmaları her iki ifadesinde de kabul etmektedir. Kendisine sözde cinsel tacizde bulunduğunu iddia ettiği kimseyle SÖZDE OLAYDAN 4 YIL SONRA İLETİŞİME GEÇMEK, GÖRÜŞMEK İSTEMEK, ÇOK SEVDİĞİNİ SÖYLEMEK takdir edersiniz ki hayatın olağan akışına aykırıdır ve Serra’nın hiçbir zaman müvekkilden bir zarar görmediğini ve istismar iddiasının köklü bir yalan olduğunu ispat etmektedir. Serra'nın Can Dağtekin'le yazışmalarında Adnan Oktar hakkında kullanmış olduğu "hocamızdan korkmam ben. HAYATIMDA HİÇ KİMSEYİ ONUN KADAR SEVMEDİM" şeklindeki övgü dolu sözleri İstanbul BAM 1CD'nin 15.03.2022 tarihli ilamında istismar hikayesini kuşkulu kılan beyanlar olarak değerlendirilmiştir.
Bu konunun detayları sonraki dilekçelerimizde açıklanmaktadır.
Kumpas Çetesinin Serra Ablukası
Serra'nın 2018 yılında huzurdaki davanın soruşturması kapsamında şikayetçi hale gelmesi ise, husumetli müştekilerin köklü bir ablukası sonucunda gerçekleşmiştir. Özkan Mamati (Deniz) ve adamları, maddi menfaat, lüks yaşam, konfor vaadiyle ve annesinin tutuklanacağını söyleyip KORKUTULARAK Serra’yı kontrolleri altına almışlardır.
Özkan Mamati'nin polise verdiği istihbarat notunda Serra için "kızı istediğimiz zaman Türkiye'ye getirebiliriz" şeklinde Serra'nın tam kontrollerinde olduğunu gösteren bir ibare yazması, İstanbul BAM 1CD'nin dikkatini çekmiştir. Ceza Dairesi bu notu, SERRA'NIN İSTİSMAR ANLATIMININ KURGU ÜRÜNÜ OLABİLECEĞİNE DAİR BİR DELİL olarak değerlendirmiştir.
Serra, ilk olarak kendisine yazdırılan ve 2018 yılının Mayıs ayında, soruşturma gizliyken, Mali Şubeye Zürih Konsolosluğu üzerinden gönderdiği mektubunda ardından 13/07/2018 tarihli emniyet ifadesinde ve 12.08.2020 tarihli mahkeme ifadesinde A9 TV’ye 2013 yılında annesiyle birlikte yapmış oldukları ziyaret sırasında güya müvekkilin kendisine cinsel istismarda bulunduğu yalanını tekrarlamıştır.
İstanbul 1. Aile Mahkemesi önündeki ifadesinde ve o dava dosyasında hiç yer almayan, tamamı da yalan olan 15 fiil uydurmuştur. (Olmayan) göğüslerini elleme, bacaklarını okşama, kasıklarını okşama, hipnoz yapma, sarılma, kucağa oturtma, sevme, vücuduna dokunma, elini tutma, bele dokunma, kolunu dayama, dizini dizine değdirme, “aşkım” diye hitap etme, “ne kadar geniş kalçaların var” deme şeklinde fiillere maruz kaldığını iftira etmiştir.
Oysa ki bu 15 isnadın hiçbiri, Serra'nın 2016 ifadesinde yoktur. Sonradan üretilmiştir.
2014 yılında Aile Mahkemesi önünde verdiği ifadede ve uzman pedagoglarla olan görüşmelerde kendisine karşı hiçbir cinsel davranış sergilenmediğini söylemiş olan Serra’nın 2018 dosyasındaki beyanlarında birdenbire bu 15 cinsel fiili sıralaması çok ağır ve ciddi bir çelişki ortaya çıkarmıştır.
Avukata Tehdit
Kumpas masası, aylarca uğraşarak tamamladıkları kurgunun inandırıcılığını yok eden bu vahim çelişkiyi halletmek için çözümü Av. Duygu Buğdaycıgil’i yalan tanıklıkta bulunmaya zorlamakta bulmuştur. Aklama Büro Amir Yardımcısı Komiser Ayhan Bedir bu avukatı arayarak dosyaya yalan beyanda bulunmaya zorlamıştır. Avukattan “Aslında Serra tüm bu cinsel fiilleri anlatmıştı ama ben bunları dava dilekçeme yazmadım ve Serra’nın anlatmasına da mani oldum” şeklinde uydurma beyan elde etmeye çalışmıştır.
Avukatın bu anlatımın doğru olmadığını, Serra’nın ve babasının hiçbir cinsel eylemden söz etmediklerini, sorulduğunda da “cinsel bir şey olmadı” dediklerini söylemesi üzerine de Ayhan Bedir, avukat hanımı gözaltına almakla ve hakkında TCK m. 220 kapsamında soruşturma açmakla tehdit etmiştir. Ancak Av. Duygu Buğdayıcıgil bu tehditlere de itibar etmeyerek yalan ifade vermeyi reddetmiştir.
Bunun neticesinde, Serra’nın “bana hiçbir cinsel eylem olmadı” diyen 2014 ifadesi ile 15 ayrı cinsel fiilden bahsettiği 2018 ifadesi arasındaki çelişkiyi kumpas masası çözememiştir. Bu dev çelişki, Serra’nın ifadesinin ve kurgusunun sonradan yapılandırıldığını gösteren bir delil olarak orta yerde hala durmaktadır.
Serra, yaşı küçük ve velayeti annesinde olmasına rağmen, annesinin izni veya kaldığı kurum müdürünün bilgisi OLMADAN, camiaya operasyonun yapıldığı 11 Temmuz 2018 tarihinin hemen ertesi günü, yani 12 Temmuz 2018 tarihinde İsviçre'den İstanbul'a getirilmiştir. Husumetli müştekiler Serpil Ekşioğlu ve Uğur Şahin tarafından karşılanmış, emniyete götürülmüş ve ifadesi alındıktan sonra yine bu kişilere teslim edilmiştir. O tarihte 15 yaşında olmasına rağmen Serra'nın yanında velisi yoktur, kendisinden 20-30 yaş büyük tanımadığı iki insan vardır.
Serra, kendisine ifade verdirildikten sonra, 2018 yılında Türkiye'den Kazakistan’a götürülmüştür. Husumetli müştekilerden Fırat Develioğlu’nun Kazakistan'da yaşadığı bilinmektedir. Serra’nın Kazakistan’a götürüldüğünü ve orada Fırat Develioğlu’nun evine yerleştirildiğini gösteren fotoğraflar mevcuttur. Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan soruşturmada Serra’nın ülkeye giriş çıkış kayıtları araştırılmış ve Serra’nın 2018’den beri Kazakistan’a gidip geldiği ve en son olarak Kazakistan’da olduğu ispatlanmıştır. O tarihten itibaren Serra, davada ifade vermek için İstanbul'a getirildiği tarihler hariç, sürekli olarak Kazakistan'da tutulmuştur. Bu tarihlerde Serra reşit değildir ve velayet sahibi annesi nerede olduğunu bilmemektedir.
Serra'nın husumetli müştekiler tarafından abluka altına alınması ve Kazakistan'da tutulması ile ilgili açıklamalarımız, sonraki dilekçelerimizde, ilgili fotoğraflarla tarafınıza sunulmaktadır.
15 yaşında, henüz REŞİT OLMAYAN kızının, kendi rızası ve haberi OLMADAN, hiç tanımadığı Fırat Develioğlu ve diğer yaşı büyük erkeklerle yaşadığını öğrenen anne Dilek Çelikten, Cumhuriyet Savcılığına dilekçe vererek bu kişilerden şikayetçi olmuştur ve kızının kurtarılmasını istemiştir.
Kızını düştüğü korkunç bataklıktan kurtarmaya çalışan bir anne olarak Dilek Çelikten’in bu haklı feryadına aldığı cevap tutuklanmak olmuştur. Bu tutuklama kararı, husumetli müştekilerin Serra adına, annesi hakkında bir şikayet beyanı vermesi ile gerçekleşmiştir. Serra'nın haberinin dahi olmadığı bu şikayet hakkındaki dikkat çekici detaylara ilerleyen sayfalarda değinilmiştir.
Anneye Yalan Tanıklık Baskısı
Anne Dilek Çelikten, gerek tutuklamadan önce ve gerekse tutuklamadan sonraki tüm sorgu ve savunmalarında Serra’nın istismar masalını reddetmiştir. Husumetli müştekilerin, suçlamaları kabul edip etkin pişman olması ve hapisten kurtulması yönündeki baskılarına da asla boyun eğmemiş, ifadelerinde hiçbir şekilde çelişkiye düşmemiş, bu yalanı asla kabul etmemiştir. (Dilek Çelikten'e, husumetli müştekiler vekili Av. Sena Akkaya Avvuran cezaevinde ziyarete gitmiş ve kendisini etkin pişman olması yönünde zorlamıştır)
Yukarıda özet olarak anlatmaya çalıştığımız Serra'nın müşteki haline getirilme hikayesinin detayları, belge ve deliller ışığında dilekçelerimizle tarafınıza sunulacaktır. Huzurdaki dava dosyasının bir kumpas kurgusu olduğunun en önemli delillerinden bir tanesi olan bu istismar masalı, müvekkile yönelik bir iftiradan ibarettir. Fakat gerçekte KÜÇÜK BİR ÇOCUĞUN HUSUMETLİ MÜŞTEKİLER TARAFINDAN İFTİRA BEYAN İÇİN KULLANILMASI, YAŞI KÜÇÜK BİR ÇOCUĞUN YİNE BU KİŞİLER TARAFINDAN KAZAKİSTAN'DA ESARET ALTINA ALINMASI, AYNI KİŞİLER TARAFINDAN KÜÇÜK ÇOCUĞUN İSMİ KULLANILARAK ANNESİNİN TUTUKLATILMASI, YAŞI KÜÇÜK ÇOCUĞUN YARI ÇIPLAK MÜŞTEKİLERLE İÇKİLİ YAT PARTİLERİNDE FOTOĞRAFLAR VERMESİ gibi çok vahim detaylar içermektedir. Bu vahim gelişmelerle ilgili çok defa suç duyurularında bulunulmuş olmasına rağmen, bu konuda bildiğimiz kadarıyla herhangi bir gelişme olmamıştır.
Serra MohammadValipour'un aşamalarda sürekli olarak çelişen beyanları ve yine aşamalarda sürekli yeni eklerle genişleyen suçlamaları, yalana meyilli, maceraperest ve benmerkezci kişiliği,zarar verici sansasyonel olaylarla ilgi çekme arzusu, her şeyin ötesinde kolay iftira atabilme özelliği, onu, husumetli müştekiler için bu kumpasta kullanılmaya çok uygun bir aday haline getirmiştir. Kişilik bozuklukları, ailesiyle sorunları ve paraya düşkün yapısı da husumetliler tarafından abluka altına alınmasını kolaylaştırmıştır.