YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ’NE
Gönderilmek Üzere,
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. CEZA DAİRESİ’NE
DOSYA NO : 2024/365 E.
SUNAN : Adnan OKTAR
MÜDAFİ : Av. Mert ZORLU
KONU : Müvekkil Adnan Oktar'ın, zulüm ve entrika peşinde koşanların karanlık yüzünün ortadan kaldırılması, iyilerin aydınlık yüzünün hakim edilmesi ile ilgili dilekçesinin sunumudur.
AÇIKLAMALAR:
Müvekkil Adnan Oktar, hayatı boyunca savunduğu ideallere karşı çıkanların kendisine bu kumpasların kurduğunu bilmekte, ancak tüm bunlara rağmen, bu güzel ideallerin hayata geçirilmesinin insanların hayatlarını değiştirecek bir güzellik olduğunu ısrarla dile getirmektedir. İyilerin ittifakı, müvekkilin üzerine kitap yazdığı, bu üstün ideallerden biridir. Müvekkil, hayat görüşünün Sayın hakimlerimiz tarafından bilinmesinin önemli olduğunu düşündüğünden bu konuda yine görüşlerini paylaşmak istemektedir. Müvekkilin, iyilerin ittifakının gerekliliği konusundaki fikirlerini aşağıda takdirinize sunuyoruz:
İyiler İttifak Ederse, Allah Dünyayı Değiştirir
Dünyadaki imtihanın özelliğidir: Dünya, iyiler ve kötülerin mücadelesi üzerine kurulu bir ortamdır ve kötüler çoğunluktadır. İnsanların bir kısmı bu gerçeği bilmediklerinden, başkalarının nazarını kendisine temel alır ve çoğunluğa uyma eğiliminde olurlar. Oysa Allah uyarmıştır:
Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan şaşırtıp-saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak 'zan ve tahminle yalan söylerler.' (Enam Suresi, 116)
Onların çoğunluğu zandan başkasına uymaz. Gerçekten zan ise, haktan hiçbir şeyi sağlayamaz. Şüphesiz Allah, onların işlemekte olduklarını bilendir. (Yunus Suresi, 36)
Allah, ayetinde çoğunluğun "zanna" uyanlardan oluştuğunu belirtmekte ve insanları çoğunluğa uymama konusunda uyarmaktadır. Demek ki, iyiler azınlıktadır. Onlar, zanna değil, vicdanlarına uyanlardır. Güçlüye, malı ve iktidarı çok olana değil, vicdanlarının gösterdiği doğruya uyar; haklı ve adil olanı buna göre seçerler. Onlar, başkalarını memnun eden şeyleri değil, vicdanlarına doğru gelen şeyleri yaparlar. Çoğunluğun seline kapılıp gitmezler.
İşte bu nedenle, iyilerin mücadelesi, çabası, ittifakı çok önemlidir. Allah, sayısı az olan iyilerin, Allah'a inançla, vicdanlarına güvenle, bir arada kalarak çoğunluğa karşı ilmi ve fikri mücadele içinde olmalarını güzel görmüştür. Bu azmi vesile kılarak onlara kötülere ve kötülüklere karşı mücadele gücü vermiş, azınlık olmalarına rağmen bu dirayet karşısında çoğu zaman onları galip kılmıştır.
Bu mücadele, kötülerin yöntemi ile yapılan bir mücadele DEĞİLDİR. Nefret aşılayarak, fitne çıkararak, tuzaklar kurarak, yok etme girişimlerinde bulunarak yapılan bir karşı çaba DEĞİLDİR. İYİLERİN MÜCADELESİ, İYİLİKLERİNE YARAŞIR ŞEKİLDE OLUR. Onlar, sevginin ve barışın temsilcisi olduklarından, dirayetle bir arada durup dirayetle güzellik sunarak, istikrarla doğruyu anlatarak, doğrunun güzelliğini göstererek çabaladıklarında, Allah da onlara başarı verir. Çünkü İYİLERİN İTTİFAKI, BAŞARININ ANAHTARIDIR. Allah ayetinde haber vermiştir:
İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur. (Enfal Suresi, 73)
Kötülükleri düzenleyenler, kötülükte ittifak ederken, eğer iyiler kendi aralarında ittifak etmezlerse, yukarıdaki ayette Yüce Rabbimizin haber verdiği gibi, yeryüzünde büyük bir fitne ve bozgunculuk meydana gelir. O yüzden, azınlığı oluşturan iyilerin yapması gereken şey; iyilikte, güzel ahlakta, adalette İTTİFAKTIR.
Şu anda dünyayı sarmış olan kötülük çemberi, zalimliği cazip göstermekte, adaletli olmayı enayilik, menfaat peşine düşmeyi ve bu uğurda başkalarına zulmetmeyi ise uyanıklık olarak göstermektedir. Çoğunluk sesini güçlü duyurduğundan, bir anda insanların hapse girmeleri alkışlanır hale gelmiştir. İnsanlar, bir kısım basının provokasyonu sonucunda, suçlu olup olmadığını bilmedikleri insanların zindanlarda çürümesini ister hale gelmişlerdir. Sıradan kendi halinde bir aile dahi, hayatında hiç tanımadığı, suç işleyip işlemediğini dahi bilmediği insanların en ağır cezalar almasını isteyecek hale getirilmişlerdir. Hapse giren genç kadınların, annelerin, yaşlıların ne hale geldiklerini, dışarıda bir hayat, bir aile bıraktıklarını dahi düşünmeksizin, tutuklanmalarını sevinçle karşılar şekle dönüştürülmüşlerdir. Genç kızların hapse girmesine sevinir, hapisten çıktıklarında da tekrar tutuklanmalarını ister hale gelmişlerdir. Bunu neden yaptıklarını kendileri de bilmemektedirler. Çoğunluğun telkinine uymak, işte böyle gaddarane bir toplum meydana getirmiştir.
Hal böyleyken iyi insanların birbirine destek olması gerekmektedir. Güzel olanın hapsetmek DEĞİL; sevgiyi yaymak, eğitmek, güzelleştirmek olduğunu ANCAK İYİLER ANLATABİLİR. Cezaevlerinin çözüm değil, öfke ve kin ortamı olduğunu, cezayla değil eğitim ve sevgiyle sorunların hallolacağını anlatmak İYİLERİN İŞİDİR. Tek çözümü, kilitli demir kapılar ardına kapatmak olarak gören, sevginin ve barışın güzel yüzünü, Allah sevgisini anlatmak yerine daha fazla cezaevi inşa etmeyi çözüm olarak gören korkunç zihniyet ancak İYİLERİN VİCDAN BİRLİĞİNDE İTTİFAK EDİP BU KARABASANI DURDURMASI İLE MÜMKÜN OLABİLİR.
Bu dünya, SAMİMİ MÜSLÜMANLARIN VE İYİLERİN AYDINLIK YÜZÜNÜN hakim olacağı bir dünya olmalıdır. Zalimlerin, gaddarların, öfke ve entrika ile güç bulanların KARANLIK YÜZÜNÜN silinip gitmesi gerekir. İyilerin azınlıkta olması önemli değildir; keza TÜM GÜÇ ALLAH'A AİTTİR. Allah, sadece "Ol" emri ile kainatı yaratmıştır; "Ol" emri ile tüm düzeni değiştirmeye kadirdir. Ancak bunun için iyilerin ittifakını, zalimliğe karşı mücadelelerini görmek istemektedir. İyilerin aydınlık yüzünün hakim olması ve zalimlerin karanlık yüzünün ortadan kalkması ancak bu ittifaka bağlıdır.
Bu sinsi entrika ve fitnelerle dolu dünya, dünyanın aslı değil. Sevginin hakim olduğu bir hayat daha var. İyiler el ele verirse, Allah onu hakim edecektir.
Müvekkil Adnan Oktar'ın iyilerin ittifakının önemi ile ilgili dilekçesini Sayın Dairenizin dikkatine sunar, saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz.03.06.2024
Adnan OKTAR müdafi,
Av. Mert ZORLU