İSTANBUL 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ'NE

DOSYA NO               : 2024/74 E.

SUNAN                      : Adnan OKTAR

MÜDAFİİ                  : Av. Mert ZORLU

KONU                        : Mahkemelerce kesinleşmiş bir örgüt kararı olmaksızın huzurdaki davada örgüt yargılamasının yapılamayacağına ve iddianamede "amaç suç"un yine belirlenememiş olduğuna dair açıklamalarımızı içeren dilekçemizdir.


AÇIKLAMALAR:

Huzurdaki dava dosyası, "örgüt devamlılığı" iddiası ile oluşturulmuş olduğundan, bu dosya kapsamında örgüt suçunun ikinci kere işlenmesinden bahsedebilmek için öncelikle bir suç örgütünün hukuki varlığının kesinleşmiş bir mahkeme kararıyla tespit edilmiş olması gerekmektedir. ORTADA MAHKEME TARAFINDAN KESİNLEŞMİŞ BİR ÖRGÜT KARARI OLMADIĞINA ve bu tespiti yapacak olan Yargıtay olduğuna göre, şu anda bu davada örgütün devamı yargılamasının yapılması hukuken geçersizdir.

Keza bu sebeple, ana dava sanıklarının yargılandığı, Yargıtay kararını beklemeye karar vermiş olan mahkemeler bulunmaktadır:

  • İstanbul 52. ASCM – 2022/563 E.
  • Anadolu 42. ASCM – 2021/438 E.
  • Balıkesir 1. ASCM – 2022/1088 E.

Ayrıca, huzurdaki davanın en büyük zaaflarından birinin -tıpkı ana davada olduğu gibi- "AMAÇ SUÇ" olduğunu görmek zor değildir. İddianamede, gerçekten bir amaç suçun varlığı saptanmış gibi bir izlenim verilmeye çalışılarak "Amaç Suç" başlığı atılmış; ancak bu başlığın altına, ana dava savcısı Serdar Akan'ın ünlü Hiçbir suç örgütünün asıl amacı suç işlemek değildir” cümlesi tekrar edilmiştir. (İddianame s. 9) Bu tekrarın yapılması çok vahimdir; çünkü bu, "bu davada bir amaç suç bulamadık, durumu bertaraf etmek için de amaç suçu, suçu ve bir arada olma sebebi olmayan bir topluluğu örgüt ilan etmeye çalışıyoruz" zihniyetine işaret etmektedir. Bu zaten, müvekkil ve arkadaşlarına yönelik kumpas hareketinin başından beri süregelen zihniyetidir.

Amaç suçun iddianamede hiçbir şekilde belirtilmemesinin yanı sıra, iddianamede TCK 220/1-2 dışında yer alan yegane suç tipinin TCK m.220/8 da belirtilen propaganda suçu olduğunu görüyoruz. Buradan, suçu ve suç işleme amacı BELLİ OLMAYAN; ve hatta hali hazırda VAR OLMAYAN örgüte, propaganda suçu yüklendiğini anlıyoruz.

Sayın Mahkemenizin takdir edeceği üzere, PROPAGANDA SUÇU, mahiyeti gereği AMAÇ SUÇ OLAMAZ. Hiç kimse, sırf propaganda yapmak için örgüt kurmaz, hiç kimse de böyle bir örgüte üye olmaz. Nitekim Yargıtay 16. Ceza Dairesi, “propaganda suçu örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlardan değildir” demiştir. (Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 2015/238 E., 2018/442 K. 31.03.2015 T.)

Propaganda suçu, değil amaç suç, ÖRGÜTSEL SUÇ DAHİ OLAMAZ. Bu sebeple propaganda suçu kapsamında, TCK m. 220/5'in uygulanması da mümkün değildir. Örgüt yöneticisi suçlaması ile yargılanan kişilerin, başkalarının işlediği iddia edilen bu suçtan sorumlu tutulmaları hukuken olanaksızdır.

Dahası, propaganda suçunun oluşması için propagandanın, "örgütün “CEBİR, ŞİDDET VEYA TEHDİT içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da teşvik edecek şekilde” yapılması zorunluluğu vardır. Bu şartlar oluşmadığı sürece, propaganda suçu da oluşamaz. Kanunda açıklanmış bu durum, huzurdaki dosyadaki suçlamalarla örtüşmemektedir. Bu durum, Yargıtay kararları ile de sabittir. Bu konuyla ilgili kapsamlı dilekçemizi, 11.05.2024 tarihinde Sayın Mahkemenize sunmuş bulunmaktayız.

Dolayısıyla, huzurdaki dosyada;

  • Kanunen kesinleşmiş bir ÖRGÜT YOKTUR.
  • AMAÇ SUÇ BELLİ DEĞİLDİR.
  • Propaganda suçunun amaç suç olması MÜMKÜN DEĞİLDİR.
  • Kanunda belirtilen mahiyeti açısından PROPAGANDA SUÇU OLUŞMAMIŞTIR.
  • Propaganda suçunun örgüt suçu olmamasından dolayı, CMK m. 220/5 kapsamında iddia edilen ÖRGÜT YÖNETİCİLERİNİN BU SUÇTAN SORUMLU TUTULMALARI İMKANSIZDIR.

Tüm bu önemli hususları Sayın Mahkemenizin takdirine sunar ve saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz.05.06.2024

Adnan Oktar müdafi,

Av. Mert Zorlu

Daha yeni Daha eski