Müvekkil Adnan Oktar'ın, toplumda evliliklerin az olmasının temel sebebinin, yanlış İslam anlayışı ve bu anlayış dahilinde hayata geçirilen yanlış uygulamalar olduğuyla ilgili açıklamalarını kamuoyunun takdirine sunuyoruz:
"Sayın Cumhurbaşkanımız geçtiğimiz günlerde azalan evlilik oranlarına dikkat çekerek, “Kızlara erkek, erkeklere kız beğendiremiyoruz” şeklinde bir açıklamada bulunmuştur. Bu aslında önemli bir açıklamadır ve karşı karşıya kaldığımız sorunlu bir anlayışın vahim sonuçlarından bir tanesine işaret etmektedir. Bu sorunlu anlayış, Kuran'daki gerçek İslam'ı esas almayan, gelenekçi muhafazakar İslam anlayışıdır.
Uzun zamandır, Kuran dışı geleneklere ve mevzu (sahte) hadislere dayandırılan bağnaz İslam anlayışının sakıncalarına değiniyor, bu inancın, Kuran'daki gerçek İslam ile bağdaşmadığını Kuran'dan delillerle dile getiriyor ve bu anlayışın İslam'a ve Müslümanlara zarar vermek için bir kısım derin güçler tarafından manipüle edildiğini belirtiyorum. Bu konunun bu kadar üzerinde durmamın sebebi ise, bağnaz anlayışın esas kabul ettirilip insanların Kuran'dan uzaklaştırılmaları, Allah'ı hakkıyla sevememeleri, helalleri haram kılmaları ve İslam adına batıl bir din uygulamalarıdır. Bu batıl din, dinin gerçekte helal kıldığı tüm güzelliklerden, nimetlerden insanları uzaklaştırarak, KAPALI, YASAKÇI, SOĞUK, ÖFKELİ, KARANLIK bir dünya sunması; KADINLARI TAMAMEN YOK SAYMASI; SANAT, BİLİM, MÜZİK gibi güzelliklere karşı nefret dolu olması gibi sebeplerle müthiş sakıncaları içinde barındırmaktadır. Bu özellikleri nedeniyle de özellikle GENÇLERİN DİNDEN SOĞUMALARINA neden olmaktadır.
Gerçek İslam'ın Kuran'da olduğuna dair açıklamalarımızda doğru söylediğimizin en önemli kanıtı ise, Kuran'dan verdiğimiz örneklere karşı DİYANET'İN, KARŞI BİR AÇIKLAMA GETİREMEMİŞ, buna karşı GELENEKSEL ANLAYIŞI SAVUNACAK ŞEKİLDE BİR RAPOR SUNAMAMIŞ olmasıdır.
Bu geleneksel sistem, gençleri İslam'dan uzaklaştırmakla kalmamakta, bugün Cumhurbaşkanımızın belirttiği şekilde, "kızlara erkek, erkeklere kız beğendirilememesinin" de sebebini teşkil etmektedir.
Şöyle ki;
Daha önceki açıklamalarımızda, Kuran'da başörtüsü hükmü olmadığını, Nur Suresi 31. Ayette başörtüsüne dair bir hükmün yer almadığını, Kuran'da Ahzab Suresi 59. ayette ise kadını boydan boya örten çarşafın tarif edildiğini, bunu giyme tercihinin de -GEREKTİĞİ ORTAMLARDA- KADINA BIRAKILDIĞINI belirtmiştik.
Kuran'da başörtüsü hükmü olmamasına rağmen, bu konu adeta bir tabu haline getirilmiş ve kadın, tamamen KAPATILARAK, GÜZEL VE BAKIMLI OLMAKTAN UZAKLAŞTIRILARAK, adeta erkekleştirilmiştir. Bu geleneksel dinde, kadının bakımlı olması, kaşlarını alması, vücuduna bakım yapması, süslenmesi, güzel kıyafetler giyinmesi YASAKLANMIŞTIR. Bu, bizim iddiamız değil; söz konusu geleneksel İslam anlayışını şekillendiren mevzu hadislerin dayatmasıdır:
İşte bu bağnaz din anlayışı nedeniyle toplumumuz;
- -Kuran'da hükmü olmamasına rağmen- başlarını kat kat örten,
- Asla güneş yüzü görmeyen bu nedenle de son derece sağlıksız bir halde gelen,
- Kaşlarını almayan,
- Bakımına asla dikkat etmeyen,
- Makyaj yapmayan,
- Güzelleşme arzusu duymayan,
- erkeğe benzeyen
kadınlar üretmiştir.
Tüm bu sebeplerden dolayı kadınlardan uzaklaşan bir kısım erkekler ise, gittikçe kadınsılaşmakta, seslerini incelterek konuşmakta, efemine bir görünüm sergilemeye özen göstermektedirler. Bu durum erkekleri, kadına karşı isteksizliğe doğru götürmekte ve toplum aslında bir felakete doğru sürüklenmektedir.
İşte bu durum tam olarak, “Kızlara erkek, erkeklere kız beğendirilememesinin" sebebidir.
Bu felaketlerin toplum olarak üzerimizden gitmesi için, kadınları örtüp yok eden, onları ikinci sınıf vatandaş olarak gören, toplumdan soyutlayan, bütün güzel vasıflarını yok eden bağnaz anlayışın ortadan kaldırılması, onun yerine, KADINI HEM GÜZELLİĞİ HEM DE AKLIYLA ÜSTÜN TUTAN KURAN'DAKİ GERÇEK İSLAM'IN gençlere tanıtılması gerekmektedir.
Daha önce, imkan verildiği takdirde GENÇLERE ULAŞABİLECEĞİMİ, toplumdaki NEFRET VE ÖFKEYİ, hatta KADIN CİNAYETLERİNİ DURDURABİLECEK şekilde bir eğitime vesile olabileceğimi belirtmiştim. Bunun için hapisten çıkma gibi bir beklentim olmadığını, sadece gençlere ve tüm topluma ulaşabilmemi sağlayacak imkanlar sunulmasını devletimden talep etmiştim. Şayet bu imkanlar sağlanırsa, tüm topluma, bilhassa gençlere, KURAN'DAKİ GERÇEK İSLAM'I TANITABİLİR, KADINLARIN KENDİLERİNE VE TOPLUMUN KADINLARA BAKIŞ AÇISINI DEĞİŞTİREBİLİR ve BU ÜLKEYİ BÜTÜN BU SORUNLARINDAN ARINDIRABİLİRİM. Bunu başarabileceğime dair güvenim, KURAN'I ESAS ALMAMDAN KAYNAKLANMAKTADIR. Kuran'a göre yaşayan bir toplumun, şu an yüzyüze kaldığımız sorunları yaşamasının imkanı yoktur. Sorunların tümü, Kuran'dan uzaklaşmış olmanın bir sonucudur.
Allah'ın Kitabında tarif ettiği gerçek din bir kenara bırakılıp, mevzu hadislerin şekillendirdiği ve sadece geleneklere dayanan bir din benimsendiğinde ve bu konuda ısrar edildiğinde bu sorunların devam etmesi işten bile değildir. Dolayısıyla, mevcut durumun temel sebebini görerek buna göre tedbir almak, bu konuda gecikmemek büyük önem taşımaktadır."
Saygılarımla,
Adnan Oktar