EMRULLAH ERDİNÇ ve HAKAN URAL’IN YALANLARINA CEVAPLAR 

Hakan Ural, uzunca bir süredir Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları aleyhinde gerçekleştirdiği -hem hakaret ve karalama içerikli, hem de gerçek dışı itham ve iddialarla dolu- televizyon programlarına şimdilerde kendi adına açmış olduğu Youtube kanalından da devam etmektedir. 

Hakan Ural’ın neredeyse her programında ısrarla - sanki memleketin başka hiçbir derdi, problemi kalmamışçasına saldırgan bir üslup ve gerçek dışı ithamlarla hafta sekiz gün dokuz Adnan Bey ve arkadaşlarını hedef gösteren provokatif haberler yapması ORTADA BARİZ BİR ANORMALLİK, SIRADIŞI BİR TAKINTI ya da GİZLİ BİR MOTİVASYON OLDUĞU izlenimi vermektedir. 

Hakan Ural’ın 14 Kasım 2023 tarihli Youtube kanalından yayınlanan Emrullah Erdinç’in konuk olduğu programı da, tıpkı geçmiş benzerleri gibi Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının bilindik yalanlar, olmadık benzetmeler ve gerçek dışı ithamlarla hedef alındığı hakaret ve iftira dolu bir program olmuştur.  Yayına konuk olarak katılan Emrullah Erdinç’in gazeteci kimliği ise, vatandaşlar nezdinde tartışmalı görülmekte; kendisi hakkında internette “talimat ya da emir üzerine kalemini kullandığı” ve “sözüm ona gazeteci olduğu” şeklindeki benzetmelere sıkça rastlanmaktadır. 


Nitekim Emrullah Erdinç’in, Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları hakkında yayında öne sürdüğü iddiaların tümünün delil ve dayanaktan yoksun hayali senaryolardan ibaret olması da, kendisinin gazeteci kimliği hakkındaki kamuoyu tartışmalarını doğrular niteliktedir.   

Yayında geçen itham ve iddialara ilişkin cevaplarımız şöyledir;

FİZİKSEL ŞİDDET UYGULANIP AİLELERİNDEN AYRILAN, ANNE BABALARINI TANIMAYAN 12 ÇOCUK MASALI

Tıpkı cinsel içerikli ithamlarda olduğu gibi bu iddia da, toplumun hassas olduğu konularda sinir uçlarına dokunup onları galeyana getirerek Adnan Bey ve arkadaşlarına yönelik aleyhte bir infial oluşturmak amacıyla özel olarak seçilip uydurulmuş açık bir yalandan ibarettir. 

Emrullah Erdinç’in adeta bir masalı andıran bu iddialarının aksine, camia içerisinde bugüne kadar fiziksel ya da psikolojik şiddete maruz kalmış veya ailelerinden ayrılmış tek bir çocuk bile bulunmamaktadır. 

Hiçbir bilgi, bulgu ya da delile dayanmayan bu hayali iddianın açık bir yalandan ibaret olduğunun en önemli kanıtı ise, ister çocuk ister yetişkin olsun bir insanın fiziksel veya psikolojik bir şiddete maruz kalıp kalmadığının -aradan uzun yıllar geçmiş olsa bilekonunun uzmanı kişiler tarafından yapılacak muayene ve tetkikler sayesinde kolayca anlaşılabilmekte olmasıdır. 

Ancak ortada fiziksel ya da psikolojik ŞİDDET GÖRMÜŞ BİR ÇOCUK OLMADIĞI İÇİN ELBETTE Kİ BÖYLE BİR RAPOR DA YOKTUR. 

Kaldı ki, düzenli okul hayatları olan, çok sayıda öğretmen ve okul arkadaşı bulunan, hastalandığında doktora ya da hastaneye giden, ebeveynlerinin dışında anneanne, babaanne ve dedeleriyle kalıp onlarla uzun zaman geçiren çocuklarda, olası bir fiziksel ya da psikolojik şiddetin gizli kalabilmesi de zaten mümkün değildir. 

5 BİN KİŞİYE AİT ŞANTAJ GÖRÜNTÜSÜ MASALI

Emrullah Erdinç tarafından yayında dile getirilen GÜYA 5 BİN KİŞİYE AİT ŞANTAJ AMAÇLI GÖRÜNTÜ BULUNDUĞU  iddiası da, tıpkı diğer iddialar gibi hiçbir somut delile dayanmayan uydurma bir masaldan ibarettir. Kaldı ki bu iddia GERÇEK DIŞI OLMASININ YANINDA, AYNI ZAMANDA AKLA ve MANTIĞA DA AYKIRIDIR. Bu sözde şantaj kasetleri iddiasının hangi çaresizlik içinde ortaya atıldığını anlamak da aslında hiç zor değildir. Çünkü;

BİRİNCİSİ: 2018 SENESİNDEKİ POLİS OPERASYONU ÜZERİNDEN GEÇEN 5,5 YILLIK ZAMAN ZARFINDA, ŞİKAYETÇİ OLSUN VEYA OLMASIN HİÇBİR KADIN VEYA ERKEĞE AİT TEK BİR GİZLİ KAYIT, CİNSEL İLİŞKİ ESNASINDA ÇEKİLMİŞ BİR GÖRÜNTÜ YA DA TEK BİR ŞANTAJ KASEDİ ORTAYA ÇIKMIŞ DEĞİLDİR.

İKİNCİSİ: KENDİSİNE GİZLİ ÇEKİLMİŞ GÖRÜNTÜLERİYLE ŞANTAJ YAPILDIĞINA DAİR ŞİKAYETÇİ OLMUŞ HERHANGİ BİR KADIN VEYA ERKEK DE BULUNMAMAKTADIR.

Ayrıca bunların yanında;

• 2018’de gerçekleştirilen polis operasyonundan yaklaşık 2 yıl kadar önce başlatılan soruşturma kapsamında, Adnan Oktar ve tüm arkadaşlarının telekomünikasyon iletişimleri polis tarafından kayıt altına alınmıştır. Ancak aylar süren dinlemelerde ŞANTAJA DAİR TEK BİR İMA, KONUŞMA YA DA MESAJLAŞMAYA DA RASTLANMAMIŞTIR.  

• Sabah baskınlarıyla kapıları kırılarak girilen 130’dan fazla ikametin hiçbirisinde, GİZLİ BİR KAMERA DÜZENEĞİ TESPİT EDİLMEMİŞ; gizlice çekim yapıldığına dair ŞÜPHE OLUŞTURACAK EN UFAK BİR DURUMA DA RASTLANMAMIŞTIR   

Özetle 1999’dan bu yana Adnan Bey ve arkadaşları aleyhinde bir kamuoyu oluşturmak amacıyla basında sıkça dile getirilen güya “Adnan Oktar’ın (Sözde) Bir Kaset Arşivi” olduğu iddiası, Haliç’in dibinin altınla dolu olduğu şeklindeki ŞEHİR EFSANELERİNE BENZEYEN ALENİ BİR MASALDAN İBARETTİR.

Kaldı ki ORTADA BİR ŞANTAJ YA DA ŞANTAJ KASEDİ BULUNMADIĞINI dosyadaki şikayetçilerin avukatları da açık ve net olarak bilmektedirler. Örneğin bir kısım şikayetçilerin vekili olan Av. Celal Ülgen, 17 Mart 2021 tarihinde katıldığı Artı TV’deki bir programda “ORTADA NE BÖYLE BİR KASET NE DE BİR ARŞİV OLMADIĞINI” ŞÖYLE İTİRAF ETMİŞTİR:

SUNUCU FATİH YAPICI:  

SAYIN ÜLGEN, DAVA ÖNCESİ MEŞHUR BAHSEDİLEN BİR MÜSTEHCEN GÖRÜNTÜLERDEN OLUŞAN BİR ARŞİVDEN BAHSEDİLİYORDU. BU ARŞİVDE DE ÖYLE İSİMLERİN OLDUĞU SÖYLENİYORDU Kİ, İŞTE YARGIDA, BÜROKRASİDE, İŞ DÜNYASINDA, SANAT CAMİASINDAN KİŞİLERİN. Bu arşiv sayesinde de birçok noktada farklı farklı işlerini yürütebildiği bürokratları, yüksek yargıyı, yerel yargıdaki hakimleri, savcıları da bu arşiv sayesinde yola getirdiği söyleniyordu. Bu arşivin izine yargılama sırasında rastlandı mı?

AV. CELAL ÜLGEN: 

BİLDİĞİM KADARIYLA BÖYLE BİR İZE RASTLANMADI. BENİM BİLDİĞİM KADARIYLA BÖYLE BİR ŞEY ORTAYA ÇIKMADI. (17 Mart 2022, Artı TV)

 

ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARI EMRULLAH ERDİNÇ’İN ÇİRKİN İFTİRASINDAN ÇOK UZAK, TERTEMİZ MÜSLÜMANLARDIR 

Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları, Kur’an’a bağlı yaşayan, haram ve helallere titizlik gösteren, mütedeyyin kişilerdir. 

Emrullah Erdinç, Özlem Gürses gibi bazı kişiler, telaffuz dahi etmekten, burada tekrarlamaktan imtina edeceğimiz bir üslupla, güya Adnan Beyin hanım arkadaşlarının bu şantaj videolarının çekilmesinde kullanıldığı iftirasını atmaktadırlar. 

İnsanlar karşılarındaki kişileri de kendileri gibi bilirler. Bu iftiraları dile getirenler, karanlık, haram içinde kirli yaşantıları olan kişilerdir. Bu nedenle de, tertemiz mümin kadınlara bu iftiraları kolaylıkla atabilmektedirler. Bizi şaşırtan ise Özlem Gürses ve Emrullah Erdinç gibi kişilerin bu kirli, haysiyetsiz, müfteri insanların iftiralarını dile getirmeleri, bu iftiralara aracı olmalarıdır. 

5 yıldır süregelen kovuşturmanın iddianamesinde dahi yer almayan,  tek bir delili dahi olmayan bu iğrenç iftirayı hiç düşünmeden, araştırmadan, soruşturmadan dile getirmek, ne gazeteciliğe, ne de insanlığa sığmaz. 

İffet sahibi, tertemiz, haramdan sakınan kadınlara bu tür iftiralar atanları Allah Kur’an’da tehdit etmektedir: 

Namus sahibi, bir şeyden habersiz, mü'min kadınlara (zina suçu) atanlar, dünyada ve ahirette lanetlenmişlerdir. Ve onlar için büyük bir azap vardır. (Nur Suresi, 23)

Kıskanç, kindar, kişiliksiz, haysiyetsiz kişilerin iftiralarına aracı olarak tek bir şahidi, tek bir delili dahi olmayan yalanları söyleyenlerin kendileri de bir gün bu kirli insanların hedefinde olabilirler. Bu iftiralara zemin hazırlayanlar, kendileri de aynı durumdan mağdur olabilirler. 

Bu kişilerin kirli sözleri, müminleri, temiz insanları kirletmez, onlara bir zarar vermez. Allah’ın Kur’an’da da bildirdiği gibi: 

Allah, takvâ sahiplerini esenliğe kavuşturup kurtuluşa erdirir. Onlara hiçbir fenalık dokunmaz. Onlar mahzun da olmazlar. (Zümer Suresi, 61)


Kamuoyunun bilgilerine sunarız. 

Kasım 20, 2023

Daha yeni Daha eski