MİNE G. KIRIKKANAT’IN CUMHURİYET GAZETESİ’NDE YAYINLANAN 15 EKİM 2023 TARİHLİ KÖŞE YAZISINA TEKZİPTİR

Cumhuriyet Gazetesi yazarlarından Mine G. Kırıkkanat 15 Ekim 2023 tarihinde “Kirli İttifak” başlıklı bir yazıyı kaleme almıştır. Yazısında, Müvekkil Adnan Oktar’ın daha önce müdafiliğini yapan ve alanında tecrübeli avukat olan Sayın Avukat Uğur Poyraz ile, “Adnan Oktar ve Arkadaşları”nın yargılandığı ve İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde görülen davada sanık müdafiliği görevini üstlenmiş Sayın Prof. Dr. Ümit Kocasakal’ın ismini zikrederek, adı geçen değerli hukuk insanlarını hakaretamiz ifadeler ile adeta hedef göstermiştir.

1-) Öncelikle, Türkiye Cumhuriyeti’nde avukatların “Mesleğin Niteliğinden Kaynaklanan Hak ve Yetkiler”, “Avukatın Ücret İle İlgili Hakları”, “Avukatın Çalışma Yönetime İlişkin Hakları” gibi hak ve sorumlulukları 1136 sayılı “Avukatlılık Kanunu”nda detaylıca düzenlenmiştir. 27 Ekim 2002 tarihinde Sydney’de toplanan Uluslararası Avukatlar Birliği (UIA) Genel Kurulu’nca kabul edilen 21. Yüzyılda Avukatlık Meslek Kurallarına Dair Turin İlkeleri’ne göre, “Müvekkil Seçme Özgürlüğü” başlığı altında açıklandığı gibi,

“Avukatlar herhangi bir müvekkilin vekaletini üstlenip üstlenmemeye kendi vicdanlarına göre serbestçe karar verme hakkına sahip olup, bir avukatın bir müvekkilin vekaletini üstlenmesi o avukatın fikren ve vicdanen o müvekkilin tarafını tuttuğu şeklinde yorumlanamaz.”

Mesleğini hakkıyla yerine getiren bir gazetecinin “avukatların müvekkilini seçme özgürlüğü” hakkından “habersiz” olduğu düşünülemez. Mine Kırıkkanat’ın köşe yazısında kullandığı hakaretamiz ifadelerin, ancak kendisinin de adı geçen yargılamada husumetli müşteki olarak taraf olması nedeniyle olduğu aşikardır.

Mine G. Kırıkkanat, yıllardır bitip tükenmeyen öfke ve kini ile Adnan Oktar’ı hukuki savunmadan mahrum bırakmak için mevcut yargılamadaki savunma avukatlarını gazete köşesinde tehdit edecek kadar ileri gidebilmiştir. 

2-) Mine G. Kırıkkanat’ın “Kirli İttifak” başlıklı köşe yazısında dikkat çeken bir diğer unsur ise, Adnan Oktar ve arkadaşlarının yargılandığı davada sanık müdafiliği yapan Sayın Prof. Dr. Ümit Kocasakal’ın ve Doç. Dr. Sinan Kocaoğlu adının geçtiği sözde bazı notların elinde olduğu iddiasıdır. Yargılanma sürecinde, Adnan Oktar’ın tutulduğu cezaevinden, sözde dışarıya gönderdiğini iddia ettiği bu notlar kesinlikle Adnan Oktar’a ait değildir. Keza, Mahkeme kararı ile Adnan Oktar’ın cezaevinde yaptığı avukat görüşmeleri de uzun bir süredir kayıt altına alındığı gibi, gönderilen her türlü evrak detaylı incelenmekte ve kopyaları alınmaktadır. Köşe yazısında yer alan ve hakkında bilgi sahibi olunmayan şaibeli notlar  - söz konusu notları kabul etmemekle birlikte - herhangi bir suç unsuru içermemesine, savunma hakkı kapsamında dilekçe hazırlamak, beyan sunmak, hukuki danışmanlık almak gibi hususlar hakkında olmasına rağmen, sanki bir suç işleniyormuş gibi anlatılmıştır.

Keza, Anayasamızın “Temel Haklar ve Ödevler” bölümünde yer alan madde 36’da, savunma hakkı,  

HERKES meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve SAVUNMA ile adil yargılanma HAKKINA SAHİPTİR.” şeklinde düzenlenmiştir.

Tarafı olduğumuz Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunması Sözleşmesi’nin “Adil Yargılanma Hakkı” başlıklı 6. maddesinin 3. fıkrasının c bendinde ise, bir suç ile itham edilen herkesin,

Kendisini bizzat savunmak veya SEÇECEĞİ BİR MÜDAFİNİN YARDIMINDAN YARARLANMAK; eğer avukat tutmak için gerekli maddî olanaklardan yoksun ise ve adaletin yerine gelmesi için gerekli görüldüğünde, resen atanacak bir avukatın yardımından ücretsiz olarak yararlanabilmek” hakkı olduğu belirtilmektedir. 

Dolayısıyla, Sayın Adnan Oktar dahil, Türkiye’de herkesin savunma hakkı, adil yargılanma hakkı, seçeceği bir müdafiden yardım almak hakkı saklıdır.

3-) Söz konusu notlara yönelik esas önemli detay ise, Mine G. Kırıkkanat’ın köşe yazısında paylaştığı - kabul etmemekle beraber, savunma hakkı kapsamında olduğu görülen - bu notların İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi nezdinde görülen yargılama dosyasında daha önce YER ALMAMIŞ OLMASIDIR. Nitekim, halihazırda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde soruşturma aşamasında olan diğer soruşturma dosyalarının üzerinde ise gizlilik kararı bulunmaktadır. 2018 yılından beri süre gelen, gerek soruşturma, gerek kovuşturma safahatında DOSYADA BULUNMAYAN bu notların “nasıl ve ne şekilde” ve “kimin” tarafından Mine. G. Kırıkkanat’a ulaştırıldığı ise büyük muammadır. Bu da, köşe yazısında yer verilen sözde notların, önceki yargılamada husumetli bir müşteki olarak taraf olan bir gazeteciye “ulaşmasını” da daha şaibeli kılmaktadır.

Özetle, Cumhuriyet Gazetesi’nin 15 Ekim 2023 tarihli yayınında yer alan Mine G. Kırıkkanat’a ait köşe yazısında, Türkiye’de değerli hukukçulara yönelik kullanılan yakışıksız ve hakaretamiz ifadelerden adı geçen hukukçuları tenzih ederek, avukatların müvekkillerini seçme özgürlüğü olduğu gibi, Türkiye’de her bir kişinin savunma hakkı olduğunu unutmamamız gerektiğini ve önceki dava dosyasında yer almayan ancak nasılsa Mine G. Kırıkkanat’ın “eline geçen” sözde notların ise gerçekdışı olduğunu bir kez daha ifade ederiz.

Kamuoyunun bilgisine saygı ile sunulur

Kasım 11, 2023
Daha yeni Daha eski