NOW TV’de yayınlanmakta olan “Gaddar” isimli dizide, geçtiğimiz hafta Adnan Oktar ve arkadaşlarını hedef alan, Adnan Oktar’a yönelik toplumda infial oluşturarak, kin ve nefret duygularını tahrik etmeye yönelik gerçek dışı bir senaryoya yer verilmiştir. 

Söz konusu bölüm yayınlanmadan önce, dizinin Adnan Oktar’ı konu edineceği basında ve sosyal medyada ilan edilmiştir.

Kiralık bir katili, adalet dağıtan bir kahraman gibi gösteren TV dizisinin senaryosunda, güya Adnan Oktar ve arkadaşlarını temsil eden şahsı yok etmek için başroldeki kiralık katilin görevlendirilmesi konu edilmektedir.

Dizide yer alan polis memuru, kiralık katile, “biz yapamadık, sen öldür” diyerek, Adnan Oktar’ı canlandıran kişinin öldürülmesi siparişini vermektedir.

Devletin polisini acizmiş gibi gösteren; polis teşkilatını, kiralık katilleri adam öldürmek için görevlendiren, gayri meşru yöntemler kullanan, mafyavari bir yapı gibi gösteren bu senaryo, her şeyden önce polisimize yönelik ciddi bir ithamdır.

Ayrıca, dizinin senaryosunda, Adnan Oktar’ı öldürmeye teşvik ve hangi yolla öldürülebileceğine dair yol gösterme bulunmaktadır. Senaryoda, güya Adnan Oktar karakterini oynayan kişi zehirlenmekte, hastaneye götürülmektedir. Dizinin senaryosunda alenen öldürmeye teşvik bulunmaktadır.

Adnan Oktar’a husumetli çevrelerin kullandıkları Instagram hesaplarında sıklıkla, Adnan Oktar’ın zehirlenerek öldürüleceğine, cezaevinden tabutunun çıkacağına dair paylaşımlar yapılmaktadır. Dizi senaryosunun, aşağıda örnekleri verilen bu paylaşımlarla aynı doğrultuda olması da dikkat çekicidir:









Bu tehditler Adnan Oktar nezdinde etkisizdir. Ancak, basın yayın yoluyla, devletin ve kurumlarının güçsüz gösterilip, bu yöntemlerin teşvik ediliyor olması son derece vahim bir durumdur.

Ülkemizde, dizilerle, filmlerle algı mühendisliği yapıldığı bilinen bir gerçektir. İnsanlar bu şekilde, hiçbir bilgi sahibi olmadıkları, içeriğini, gerçek yönünü hiç bilmedikleri, araştırmadıkları konular hakkında istenildiği şekilde yönlendirilmekte, algıları deforme edilerek, adalet, empati gibi duyguları yok edilmekte ve kolaylıkla kin ve nefrete yönlendirilebilmektedirler. Dahası, birtakım basın yayın organlarının ve sosyal medyanın pervasız yargısız infaz yöntemiyle, masum insanların suçlu gibi kabul edilmesi kamuoyu tarafından kabul edilir bir hale getirilmektedir.

Anayasamızın 38. maddesinde “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.” şeklinde ifade edilen masumiyet karinesi, aynı zamanda savaş, seferberlik veya olağanüstü hâllerde dahi sınırlandırılamayan mutlak bir temel haktır.

Adnan Oktar ve arkadaşlarının yargılandığı dosya hali hazırda derdest olup hem yargıyı hem kamuoyunu etkilemeye ve algı mühendisliği yapmaya çalışılan bu tarz yayınlar Adnan Oktar ve arkadaşlarının Anayasa ile korunan savaş, seferberlik olağanüstü haller gibi durumlarda dahi sınırlandırılamayan masumiyet karinesini olumsuz etkilemektedir. Ülkemizde yapılan bu yayınlar sebebiyle Adnan Oktar ve arkadaşları açısından uzun yıllardır suçsuzluk değil, suçluluk karinesi hâkim olmuştur. Yani Adnan Oktar ve arkadaşlarıyla ilgili lehe bir haber yapılması şöyle dursun; yargılama süresince sürekli olumsuz haberlerle yargı yönlendirilmek, Adnan Oktar ve arkadaşları zarara uğratılmak istenmiştir.

Gaddar dizisinde, güya Adnan Oktar ve arkadaşlarını konu eden gerçek dışı senaryo, halkı Adnan Oktar ve arkadaşlarına yönelik kin, nefret ve düşmanlığa sevk etmekte, öldürülerek yok edilmeleri fikrini meşrulaştırmaktadır.

Belli çevrelerce, dizinin bu bölümlerinin özel olarak sipariş edilip edilmediği şüphe konusudur; adli makamlarca soruşturulmalıdır.

Günümüzde, “ipini çekmişler”,“kalemini kırmışlar” gibi ifadelerle, insanların katledildiği, faili meçhul cinayetlerin tekrar hortlatılmaya çalışıldığı bir dönemde, Adnan Oktar’ı ve arkadaşlarını öldürmeyi “makul”, “meşru” ve kahramanca gösteren bu dizinin derhal durdurulması gerekmektedir. Bu yönde hukuki haklarımızı saklı tutmaktayız.

Adnan Oktar; kendisi hakkında dizi yapılmasından rahatsız değildir; hatta neşeyi, kaliteyi, sanatı, sanatçılığı destekleyen, bir anlayışa sahiptir; ancak devletin aciz gösterildiği ve gayri meşru yollara tevessül eder bir yapı olarak resmedildiği bir senaryo ve öldürmeye teşvik, elbette ki kabul edilebilecek bir durum değildir.

Dizinin yapımcılarının ve senaristinin, Adnan Oktar’a husumetli bazı çevrelerin olumsuz etkisi veya baskısı altında böyle bir senaryoyu yayınladıkları kanaati oluşmaktadır.

Adnan Oktar inancı gereği, kendisine yönelik tehditleri, ithamları, Allah’ın imtihanın bir parçası olarak gördüğünü, her türlü tehditte ve zorlukta, yalnızca Allah’a dayanıp güvendiğini belirterek, aşağıdaki ayeti hatırlatmaktadır:

Allah kuluna kafi değil midir? Seni O'ndan başkalarıyla korkutuyorlar. Allah, kimi saptırırsa artık onun yolunu doğrultacak biri yoktur. (Zümer Suresi, 36)