2018 tarihinde Adnan Oktar ve arkadaşlarına yönelik operasyonu yapan, İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü olan ve daha sonra görevinden ihraç edilen Furkan Sezer isimli şahıs, 9 Ağustos 2024 tarihinde katıldığı bir programda Van’a gelerek Adnan Oktar’a özgürlüğünden mahrum bırakılan herhangi biri gibi davranılmaması gerektiği, insan haklarının gerektirdiği her mahkumun sahip olduğu asgari haklardan Adnan Oktar’ın mümkün olduğunca yararlandırılmaması gerektiği hakkında cezaevi yetkilileriyle görüşmeler yaptıklarını açıklamıştır.

Aşağıda detaylı olarak izah edildiği üzere Özkan Mamati (Deniz), Avukatı Eser Keleş (Çömlekçioğlu), Fırat Develioğlu, Furkan Sezer gibi isimler kanunları hiçe sayarak, kamuoyunun da hayret ettiği bir çirkin cesaretle açıkça ve alenen fikir sisteminin ve onu sevenlerin ancak ölümüyle son bulacağını iddia ederek Adnan Oktar’ı öldürmekle tehdit etmekte, özellikle de cezaevinde bunun mümkün olduğunu anlatarak bazı odakları Adnan Oktar’ın öldürülmesi için Adnan Oktar’a karşı tahrik etmektedirler.

Bu kişilerin kendilerini güya Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakınmış, Devletin önemli yerlerinde görev yapan kişilerin desteğini alıyormuş gibi tanıtarak bazı daha alt kademedeki bürokrat ve memurları yönlendirmeye çalışmayı alışkanlık haline getirdikleri de bilinmektedir. Türk Devletinin gelenek ve örfünü bilmediklerinden, feraset ve irfanını tanımadıklarından bu tarz kanunsuz girişimlerle netice alabileceklerini düşünmektedirler. Başta Van Adliyesindeki sorumlular ve Cezaevi Kurum Müdürü olmak üzere diğer bürokrat ve memurların bu tip oyunlara gelmeyeceğine dair kanaatimiz ve güvenimiz tamdır.

Yine de konu hakkında ilgili makamları bilgilendirmek gereği hasıl olmuştur:

1.  Adnan Oktar’a yönelik operasyonu yaptıktan sonra görevinden alınan eski polis memuru Furkan Sezer, Adnan Oktar’ın Erzurum Dumlu Cezaevinde hukuken sahip olduğu hakları kullanmasından rahatsız olduğunu beyan ederek, Van’a sevk edilmesini sağladıklarını, Van Yüksek Güvenlikli Cezaevinde ise kendisine “farklı” davranılmasının sağlanması için Cezaevi yetkilileri ile görüştüklerini açıklamıştır:

    FURKAN SEZER: Tabii, listeler yayınlandı ve bu görüştüğü avukatlardan da hiçbiriyle hiçbirinden vekalet vermemiş, hiçbirine vekalet vermemiş öyle görüşüyor ve saatlerce yüzlerce kez görüşüyor. Şimdi Van'da, inşaAllah yani VAN'DA AYNISI OLMAZ DİYE YANİ ORADAKİ YETKİLİLERLE DE GÖRÜŞTÜK.Müştekiler de çok iyi takip ediyorlar, sıkı takip ediyorlar. Müşteki avukatları da çok sıkı takip ediyorlar. Orayı işte Edirne'ye, Erzurum'a çevirmez diye umuyoruz. (Medyascope, Müge İplikçi ile Zeytin Dalı, 9 Ağustos 2024, https://www.youtube.com/watch?v=yX8w9-0mGtw&t=649s)

    Eski bir polis memurunun, Adnan Oktar’ın kanunun tanıdığı sınırlar çerçevesinde ve savunma hakkını kullanmak adına yaptığı avukat görüşmelerinden rahatsız olmasının abesle iştigal olduğu aşikardır. Tutuklu olan Adnan Oktar’ın istediği sayıda avukatla vekaletsiz olarak 24 saat olarak görüşebileceği kanun gereğidir. Furkan Sezer adlı şahsın bu konuda Adnan Oktar’ın o dönem bulunduğu cezaevi yetkililerini suçlaması, Adnan Oktar’ın avukat görüşmeleri sırasında rahatsız edilmesi ile hukuken sahip olduğu hakları kullandırılmaması yönünde kendisinin ve müştekilerin ve de avukatlarının yetkililerle görüştüğünü pervasızca açıklaması şaşırtıcıdır.

    2.  Eski polis Furkan Sezer’in açıklamasında dosyanın husumetli müştekilerinin ve müşteki avukatlarının da Van’a gittiklerini yine aynı şekilde Cezaevi yetkilileri ve diğer bazı kişilerle görüşmeler yaptığını söylemiştir. Bu bilginin doğru olduğu, Özkan Mamati (Deniz)’in kendine ait sosyal medya hesabında, Adnan Oktar’ın Van Yüksek Güvenlikli Cezaevine sevk olduğu tarihlerde Van’dan paylaştığı fotoğrafla da teyit edilmiştir:


      3.  Fırat Develioğlu ise Adnan Oktar’ın Erzurum’dan Van’a sevk edilmesini kendilerinin organize ettiklerini anlatırken, Van’daki Devlet erkanını, Cezaevi savcısı ve Cezaevi Müdürünü de “bilgilendirdiklerini” ima etmektedir. Kendilerini bir ilin üst düzey mülki erkanını bilgilendirecek konumda gören ve Devletin Valisinden, Savcısından bahsederken “uyanık olacaklarını düşünüyorum” diyerek aba altından sopa gösteren üslup kullanmaları da dikkat çekicidir.

        FIRAT DEVELİOĞLU: … Dolayısıyla bunu Erzurum'da biraz işte şey yaptık gerekli müracaatları yaptık, orada Erzurum'da gerekli şekilde zapt edilememiş olduğunu şey yaptık veyahut ilk başta böyle başlasa da daha sonra kanunları ve kuralları gevşettiğini, kendine bir hareketi alanı açmış olduğunu tespit ettik. Bunun üzerine devletimize müracaat ettik yerine değiştirdiler. VAN'DA, VAN VALİSİ İŞTE VAN'IN İLGİLİ CEZAEVİ SAVCISI, CEZAEVİ MÜDÜRÜ BUNLARIN UYANIK OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM Adnan Oktar'ın bu kanunu kullanma oyunlarına gelmesinler.  (Bahar Feyzan-Fırat Develioğlu, 29.02.2024 https://www.youtube.com/watch?v=gyDuxN4Az9E)

        4.  Özkan Mamati (Deniz) farklı programlarda, Adnan Oktar’ın arkadaş çevresinde bulunduğu esnada Adnan Oktar’ı öldürme girişiminde bulunduğunu açıkça söyleyen bir kişidir:

          ÖZKAN MAMATİ: “Sevim Ekmekçi diye bir bayan ‘… (ADNAN OKTAR’I)NEDEN ÖLDÜRMEDİNİZ’ DİYOR BANA. Ben bunu samimiyetle şöyle iletmek isterim, (ADNAN OKTAR’I ÖLDÜRMEYİ) BUNU YAPMAYI ÇOK İSTERDİM, İSTEDİM DE ÖRGÜT İÇİNDE. Çünkü o zamanki ruh halimle BU İNSANI GERÇEKTEN YOK ETMEK İSTİYORDUM AMA OLMADI YAPMADIM, YAPAMADIM.” (Emrullah Erdinç-Özkan Mamati, 15.02.2024, https://www.youtube.com/watch?v=6w5XCpOPz0c)

          RASİM OZAN KÜTAHYALI: “(ÖZKAN MAMATİ’YE) Şeyi anlatsana HANİ (ADNAN OKTAR’I) ÖLDÜRMEYE KARAR VERMİŞTİN…Özkan gibi, Furkan müdür gibi insanlar aşırı hassasiyeti. Yani bizim emeklerimizin başına bir şey gelecek mi? Peki gelmesi sıfır ihtimal onu söyleyeyim. Ama (FURKAN SEZER)dedi kiçıkarlarsa 24 saat içinde örgütü toplarlar ama 25. SAAT HEPSİ PARAMPARÇA EDİLİR, HEPSİ ÖLDÜRÜLÜR.” (Flu TV, Özkan Mamati- Rasim Ozan Kütahyalı - İlker Canırlıgil, 14.02.2024)

          5.  Eski polis Furkan Sezer, Özkan Mamati (Deniz), Av. Eser Keleş (Çömlekçioğlu), Fırat Develioğlu katıldıkları birçok televizyon programında açıkça Adnan Oktar’ın öldürülmesi gerektiğini dile getirdikleri gibi cezaevinde öldürülmesi için yol ve yöntem gösterme cüretinde dahi bulunmuş kişilerdir.

            FURKAN SEZER: … CEZAEVİNDE DE CANINA KAST EDİLMEDİĞİ SÜRECE yıllarca hayatını idame ettirebilir huzurlu bir şekilde. Bu diğer örgütler gibi değil. Bu direkt lidere bağlı bir örgüt. Yani ADNAN OKTAR ÖLDÜĞÜ ZAMAN DAĞILIR. Çünkü onun Mehdi olduğu inanışı temelinde yaşıyor bu örgüt… ÖLDÜĞÜ ZAMAN BİTER, ÖLMEDİKÇE DE BİTMEZ.
            NİSA NUR ÇAYDAN: Şu an örgütten gerçekten kurtulmuş ve örgütten tiksinen isimler de şu en büyük ümitleri ve umutları sanırım ADNAN OKTAR’IN VEFAT ETMESİDİR.” (Nisa Nur Çaydan-Furkan Sezer röportajı, “Adnan Oktar’ın Karanlık Dünyası- Bölüm 3, https://www.youtube.com/watch?v=hGCwk976vLA)

            ÖZKAN MAMATİ: “Bizim tek derdimiz, tek beklentimiz şu, motivasyon kaynağımız şu: Bu örgüt, BU ADAM ÖLMEDEN BİTMEZ. Biz Yargıtay filan beklemiyoruz. Biz İstinaf kararı falan beklemiyoruz. BİZ BU ADAM ÖLDÜĞÜNDE BU İŞİN BİTECEĞİNİ BİLİYORUZ. BAŞKA DERDİMİZ YOK YANİ.
            SERKAN ÖZ: (üstteki cümleye cevap) “Allah büyük, ben de şöyle dua ediyorum; BİR DELİKANLI AYNI KOĞUŞA DÜŞER İNŞAALLAH ADNAN OKTAR’LA DİYORUM. HİÇ Mİ O KOĞUŞLARDA BİR DELİKANLI TÜRK ÇOCUĞU KALMAMIŞ DİYE SORUYORUM… BÖYLE YAPAN ADAMLARA ÇAKACAK HEMEN DEVLET, ONDAN SONRA GÖRECEK İÇERİDE. Bir de ben de anlamıyorum abi. Ne adamlar bu cezaevine düşer, NE BİLEYİM KENDİLERİNİ ASIYORLAR, AYAKLARI KAYIYOR DÜŞÜYORBilmem bunlar nasıl bir koruma, nasıl bir kaynağın içinde nasıl bir özel koğuşlarda kalıyor?” (11.02.2024, Eray Çelebi, Serkan Öz-Özkan Mamati)

            ÖZKAN MAMATİ: “(Adnan Oktar) tabii kendi iç dünyasında çıkması imkansız, SADECE BİR YOLLA ÇIKABİLİR, O DA CEZAEVİNDEN MEZARLIĞA GİDEBİLİR. Başka türlü çıkabileceği bir şey yok. (Emrullah Erdinç-Özkan Mamati, 15.02.2024, https://www.youtube.com/watch?v=6w5XCpOPz0c)

            ESER KELEŞ (ÇÖMLEKÇİOĞLU): “Örgüt hiçbir zaman bitirmiyor faaliyetlerini. Bitirmez yani. Hani ADNAN OKTAR ÖLENE KADAR örgüt devam... (TV 100, 1 Mart 2024)

              FIRAT DEVELİOĞLU: “… ya ÇOK İYİ İZOLE EDİLMESİ GEREKİR dedi, bakın çok iyi “veya İMHA EDİLMESİ, İTLAF EDİLMESİ GEREKİR, dedi… Ya ÇOK İYİ İZOLE EDİLECEK ya da İDAM KANUNU ÇIKARTACAĞIZ VE BU ADAMI İDAM EDECEĞİZ… ADNAN OKTAR’IN ÇOK İYİ İZOLE EDİLMESİ VEYA İDAM KANUNUNUN ÇIKARILARAK İDAM EDİLMESİ GEREKİR. BU İŞİN BAŞKA HİÇBİR ÇÖZÜMÜ YOKTUR. (11.02.2024, Youtube, Özlem Gürses-Fırat Develioğlu)

              ÖZKAN MAMATİ: Hiçbir zaman tatmin olmam, olmam. Yani bizim, benim kafamda ki, arkadaşlarımın kafasındaki bu örgüte girmiş çıkmış herkesin kafasında ki tek şey şudurBU ADAM ÖLMEDEN BİTMEZ.
              Rasim Ozan Kütahyalı’nın HAPİSHANEDE ÖLSE BİTER Mİ?” sorusuna; BİTER HAPİSHANEDE ÖLSE BİTER.
              Rasim Ozan Kütahyalı’nın “O GÜN OPERASYONDA MESELA ÖLSEYDİ BİTECEKMİYDİ?” sorusuna, “BİTERDİ EVET BİTERDİ” (Flu TV, Özkan Mamati- Rasim Ozan Kütahyalı - İlker Canırlıgil, 14.02.2024)

              Cumhuriyet tarihinde örneği görülmemiş ibretlik bir durum yaşanmaktadır. Türkiye tarihinde cinayetin açıkça halkın gözü önünde, TV yayınlarında, ulusal kanallarda bu kadar aleni bir şekilde planlanıp dile getirildiği başka bir örnek bulunmamaktadır. Hayret verici olan ise program sunucularının da ölümü ve öldürmeyi adeta teşvik eden beyanlarda bulunmalarıdır. Ancak bunun da ötesinde Adnan Oktar’ı öldürmek istediklerini ve bunun da Adnan Oktar cezaevindeyken gerçekleştirilebileceğini söyleyen kişilerin, Adnan Oktar’ın bulunduğu Van’a geldiklerini ve Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi gibi bazı kurumlarda görüşmeler yaptıklarını beyan etmeleridir. Eğer bu kişilerin beyanları doğruysa ortada vahim bir durum var demektir.

              Malum olduğu üzere Cezaevlerinde tutuklu veya hükümlü bulunan tüm vatandaşların canları Devletimize, yani başta ilgili kurumun Müdürü olmak üzere tüm cezaevi personeline emanettir. Eğer bu görüşmenin yapıldığı doğruysa, canın emanet edildiği kişi ve kişilerin, o canı almaya azmetmiş kişilerle görüşmesinin hiçbir şekilde açıklanabilir bir yönü yoktur. Ancak Van Güvenlikli Cezaevi müdürünün bu konu kendisine sorulduğunda, “BÖYLE BİR GÖRÜŞME YAPMADIĞINI” söylemesi de dikkat çekicidir. Vakarlı bir devlet görevlisinin bu konudaki tekzibi değerlidir ve aksine inanmak da mümkün değildir. 

              Yaptığı kanun dışı işlemler sebebiyle mesleğini artık yapamayan eski bir polisin, yani sıradan bir vatandaşın, salt husumet saikiyle ve zararlandırmak kastıyla Adnan Oktar’ın cezaevindeki konumu, koşulları, hayatıyla ilgili bir cezaevi müdürüyle görüşmesini, yönlendirmesini meşru kılacak hiçbir resmi sıfatı ve yasal dayanağı yoktur. Bu şahsın böyle bir görüşme yapması için dikkate alınacak hiçbir yönü de yoktur. Dosyanın müşteki avukatının, müdahil olduğu bir dosyada hüküm almış, cezası infaz edilmiş bir insanın cezaevindeki durumunu takip edebileceği hiçbir sıfatı bulunmamaktadır. Dosyanın müştekilerinin ise zaten hiçbir koşulda tarafı oldukları dosyada yargılananların cezaevindeki hallerine müdahil olmaları mümkün değildir. Yaptıkları her türlü görüşme de hukuka aykırı olup suç teşkil eden eylemlerdir.

              İddia edilen bu görüşmelerinin yapıldığına itibar etmemekle birlikte; konunun ölüm tehdidi içeren boyutu dikkate alındığında bu hususta yine de Sayın Bakanlığınızı bilgilendirme zarureti hasıl olmuştur. Hiçbir hukuki dayanağı ve açıklaması olmayan bu görüşmenin -eğer yapıldıysa- geriye tek bir açıklaması kalmaktadır: Bu görüşmeler, söz konusu kişilerin Adnan Oktar’ın canına kastetme planlarının hayata geçirilmesi çabasıdır.

              Adnan Oktar, Allah’ın dilemesi dışında hiç kimsenin kendisine en ufak bir zarar veremeyeceğine iman etmiş bir insan olarak tüm bu açıklamalar ve karanlık planlardan dolayı hiçbir rahatsızlık duymamaktadır. Allah’ın korumasının yeryüzünün en sağlam güvencesi olduğunu bilmenin huzuru, neşesi, konforu içinde yaşamaktadır. Geçmişte de müminler hakkında onları öldürmek için tuzaklar kurulduğunu Allah’ın bu tuzakların hepsini bozduğunu bilmektedir:

              Hani o inkar edenler, seni tutuklamak YA DA ÖLDÜRMEK veya sürgün etmek amacıyla, tuzak kuruyorlardı. Onlar bu tuzağı tasarlıyorlarken, Allah da bir düzen (bir karşılık) kuruyordu. Allah, düzen kurucuların (tuzaklarına karşılık verenlerin) hayırlısıdır. (Enfal Suresi, 30)

              Allah'ın ayetlerini inkar edenler, peygamberleri HAKSIZ YERE ÖLDÜRENLER ve İNSANLARDAN ADALETİ EMREDENLERİ ÖLDÜRENLER; işte onlara acıklı bir azabı müjdele. (Al-i İmran Suresi, 21)

              Kuran’daki Allah’ın müminlerin aleyhine hiçbir şeye izin vermeyeceği, onları koruyacağı vaadinin hak olduğuna da emindir:

              Allah, inanmayanlara mü’minlerin aleyhinde kesinlikle yol vermez. (Nisa Suresi, 141)

              Bu sebeple bu karanlık planların, bunları organize edenlerin kendilerini yormaları dışında hiçbir manası olmadığını da bilmektedir.

              Ancak bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nde bu tarz yasa dışı görüşmelerin, tehditlerin, eylemlerin tahayyül edilebilmesi bile ilgili makamların acilen gerekli tedbirleri alması gereken bir durumdur. Devletimizin asla böyle bir pervasızlığa göz yummayacağına, bu tarz karanlık eylemlere tevessül edenlere gereken hukuki karşılığı vereceğine güvenimiz tamdır.

              Bu sebeple, Özkan Mamati (Deniz), Furkan Sezer ve Av. Eser Keleş (Çömlekçioğlu)’nun Van iline gelip gelmediklerinin, geldiklerinde hangi kurumlarda kimlerle görüşme yaptıklarının, Van Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda hangi müdür, baş memur ve memurlarla görüşüp görüşmedikleri tespit edilmeli ve bir devlet kurumuna yönelik iftiranın doğru olmadığı ortaya çıkartılmalıdır.

              Gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ve talep ederim

              Daha yeni Daha eski