YARGITAY İLGİLİ CEZA DAİRESİ’NE 

GÖNDERİLMEK ÜZERE

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. CEZA DAİRESİ’NE

 

Dosya no      : 2023/310 E., 2023/494 K.

Sunan            Adnan Oktar

Müdafii        Av. Mert Zorlu

Konu              : Müvekkil Adnan Oktar ve arkadaş çevresinin materyalist ideolojilerin toplumda hakimiyet kurmasına mani olan ve kendilerine komplolar kurulmasının önemli nedenlerinden biri olan evrim teorisi karşıtı çalışmalarının tarihine dair kişisel görüşlerini içeren dilekçemizin sunumudur.

Açıklamalar :

Yukarıda arz ettiğimiz konuda Müvekkil Adnan Oktar’ın Sayın Dairenizi bilgilendirmek istediği görüşleri ve belgeleri iş bu dilekçemizde arz etmekteyiz.

Müvekkil Adnan Oktar daha kültürel çalışmalarına başladığı ilk dönemlerde, evrim inancının bilimsel kanıtlara dayanıyormuş izlenimi verilerek hayatın her alanına, hatta ilkokul kitaplarına kadar sokulduğunu, böylelikle de insanların Allah’ın varlığından kuşku duymaları için kullanıldığını fark ettiğini ifade etmektedir. Evrimsel varoluş inancının çeşitli yöntemlerle bilinçaltlarına yerleştirilmesiyle ve dünyada evrim teorisiyle desteklenen materyalist ideolojiler üzerine kurulmuş düzenin etkisiyle dinden uzaklaşan insanlardan oluşan toplumların gerek kendi içlerinde gerekse diğer toplumlarla çatışmaya girebildiklerine, dünyadaki sorunlara karşı çoğu kez duyarsız kaldıklarına, sadece kendi çıkarları için hareket ettiklerine şahit olduğunu bu nedenle de fikri çalışmalara önem verdiğini belirtmektedir.

Müvekkil Adnan Oktar bu sebepler nedeniyle evrim teorisini çürütmeyi hedef almış ve teorinin geçersizliğini bilimsel olarak ispatlamak için eserler hazırlamaya başladığını ifade etmektedir. Zaman ilerledikçe bu eserlerin ışığında organize ettiği kültürel faaliyetler belirlenen hedef doğrultusunda büyük başarılar elde edilmesine vesile olmuşlardır. Müvekkil Adnan Oktar, bazı kesimler gizlemeye veya çarpıtmaya çalışsa da, kendisinin evrim teorisini tartışmasız şekilde çürütmesiyle, İngiliz derin devleti gibi yapıların hayatın materyalist bakış açısıyla sürdürülmesi için üretip yaydıkları ideolojilerin dayanaksız kaldığını belirtmektedir. Hepsinden daha önemlisi müvekkil, evrim teorisini ideolojik olarak yıkıma uğratmasıyla Allah’ın varlığı bilimsel olarak ispatlanmıştır.

Allah’ın varlığının bilimsel olarak ispatlanması, elbette ki dünyada dinsizliği organize eden yapıların sessiz kalacakları, karşılık vermeyecekleri bir gelişme değildir.

İnsanlık tarihinin en büyük mücadelesi Allah’a inananlar ile inanmayanlar arasında sürdüğünden ve evrim teorisinin yıkımı inananların büyük bir zaferi anlamına geldiğinden,  elbette ki dinsizliğin yayılması için çaba gösteren odakların saldırılarına yol açmıştır. Huzurdaki dava dosyasında yer alan asılsız iddialar da bu saldırıların son örneğidir.

MÜVEKKİL ADNAN OKTAR’IN İNSANLARA ACI VE YIKIM GETİREN MATERYALİST-DARWİNİST İDEOLOJİLERE KARŞI YÜRÜTTÜĞÜ İLMİ ÇALIŞMALARININ TARİHİNE DAİR AÇIKLAMALARI

Müvekkil, ideolojik çabalarının en başından beri şu sorun ile karşı karşıya kalmıştır: İnsanların bir bölümü evrim teorisinin, üzerinde durulacak kadar önemli bir teori olmadığı düşüncesindedir. Halbuki müvekkile göre bu düşünce yanlıştır. İnsanlara acı ve yıkım getiren hemen her olayın arkasında materyalist-Darwinist ideolojilerin izleri vardır. Darwinizm, üstün gelmek için kan dökmeyi ve acımasızlığı savunanların sahte dini olarak özel yöntemlerle dünyada yaygınlaştırılmaktadır. Güçlü olanın zayıfı ezmesi fikri, bu ideoloji ile toplumda yer bulmuş ve normalleştirilmiştir. Acımasızlık, gaddarlık, kin, öfke, soykırım ve savaşlar da bu sapkın zihniyetten beslenmiştir. Dolayısıyla, evrim teorisi ve Darwinist ideoloji bu tip felaketlerin tek suçlusudur. Bir kısım cenahlar tarafından Hak dinin hakimiyetini sonlandırmak için kullanıldığından her koşulda ve dönemde ona dayandırılan ideolojilerle birlikte ayakta tutulmaya çalışılmaktadır. Harvard Üniversitesi'nde çalışmış biyolog Richard Lewontin bu gerçeği şöyle vurgulamıştır:

“Bizim materyalizme olan bir inancımız var, 'a priori' (önceden kabul edilmiş, doğru varsayılmış) bir inanç bu. Bizi dünyaya materyalist bir açıklama getirmeye zorlayan şey, bilimin yöntemleri ve kuralları değil. Aksine, materyalizme olan a priori bağlılığımız nedeniyle, dünyaya materyalist bir açıklama getiren araştırma yöntemlerini ve kavramları kurguluyoruz. Materyalizm mutlak doğru olduğuna göre de, İlahi bir açıklamanın sahneye girmesine izin veremeyiz." (Richard Lewontin, The Demon-Haunted World, The New York Review of Books, s. 28)

Evrimci İngiliz zoolog Prof. Dr. David Watson yaratılış karşıtlığını şöyle vurgulamıştır:

Evrim teorisinin yaygın kabul gören bir teori olmasının nedeni bu teoriyi ispatlayacak yeterli delilin var olması değil, ancak diğer alternatifin, yani doğaüstü yaratılışın tümüyle kabul edilemez olmasıdır. (D.M.S. Watson, "Adaptation", Nature, sayı 124, s. 233)

Komünist diktatör Joseph Stalin ise, Darwinizm’e verdiği önemi şöyle açıklamıştır:

“Genç nesillere üç şeyi öğretmeliyiz: Dünyanın yaşını, jeolojik orijinini ve Darwin'in öğretilerini.” (Kent Hovind, The False Religion of Evolution, http://www.hsv.tis.net/….ke4vol/evolve/ndxng.html)

Tüm bunlardan yola çıkarak müvekkile göre evrim teorisi ile mücadele, dinsizliğin dinine karşı mücadeledir. Müvekkil dinsizliğin dini ile mücadelesini yıllar boyunca şu şekilde sürdürmüştür:

·        1986 yılında “Canlılar ve Evrim” isimli kitapçıkla başlayan ve yaklaşık 100 eserlik bir külliyata dönüşen evrim teorisi karşıtı eserler serisi:

Dünyanın neredeyse her ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de evrim inancı 1980’li yıllara kadar hem halk genelinde hem de bilimsel arenada hakim durumdaydı. Dünyadaki evrimci bilim insanlarının araştırmaları sonucunda yaptıkları her yorum, yazdıkları her makale, adı üstünde “teori” olmasına rağmen uzun yıllardır bir kanunmuş gibi gündemde tutulan evrim teorisinin gerçekliğini destekleyen delillermiş gibi sürekli kamuoyuna sunulmaktaydı. Yerli bilim insanlarının, akademisyenlerin, felsefecilerin ve basın kuruluşlarının çoğu bunları hiçbir sorgulama yapmaksızın, doğrulama ihtiyacı duymaksızın evrim inancını ve materyalist fikirleri yaymak için kullanmaktaydı.

O dönemlerde toplumumuzdaki bazı Müslümanların dini gerekçelerle evrimcilere yaptıkları cılız itirazların ise hiçbir etkisi olmuyordu. Zira bu itirazlar bilimsel bir zemine oturtulamıyordu ve daha çok İslam’ı koruma amaçlı yapılan fevri ve basit çıkışlardan ibaretti. Müslümanların bilimsel olarak donanımlı olmamaları, evrimci kesimleri onları küçük görmeye de itiyordu. Evrime karşı çıkan Müslümanlarla olan tartışmalarında kendilerinden çok emin tavırlar sergilemelerine, “siz cahilsiniz anlamazsınız”, “bilim düşmanısınız” şeklinde özetleyebileceğimiz üst perdeden bir üslup kullanmalarına yol açıyordu. Bilimsel terimlerle konuşmada, demagojide, mantık oyunlarıyla üste çıkmada usta olan evrimcilerin, “insanlar maymundan geldilerse o halde niye hala maymunlar var?” benzeri anlam ifade etmeyen sorularla karşılarına çıkan Müslümanlara karşı hep galip gelmeleri “evrim bir gerçekmiş” kanaatini bir kısım kesimler üzerinde gitgide güçlendiriyordu.

İŞTE BÖYLE ŞARTLAR YAŞANMAKTAYKEN MÜVEKKİLİN HAZIRLAMIŞ OLDUĞU BİLİMSEL ESERLERLE EVRİMCİLERİN TÜM OYUNLARI, ALDATMACALARI, ÇARPITMALARI BİRER BİRER ORTAYA ÇIKMIŞ VE GEÇERSİZ HALE GELMİŞTİR. Bu durum ülkemizde evrimcilerle yürütülen fikri mücadeleyi hızla Müslümanların lehine çevirmiştir. Artık Müslümanlar evrimcileri net şekilde susturacak delillere kavuşmuşlardır. Zaman ilerledikçe evrimcilerin eski şımarıklıklarından, özgüvenlerinden eser kalmamıştır. Teorinin propagandasını yapan haberlerin sayısı da özellikle 2010’lu yıllardan itibaren büyük bir azalış göstermiştir.

İşte bu başarıda en büyük rollerden birine sahip olan evrim karşıtı kitapların ilki, müvekkilin 1986 yılında basılan “Canlılar ve Evrim” isimli kitabıdır.

 


Müvekkil Adnan Oktar, bu kitabından sonra evrim teorisinin, materyalizmin ve Darwinizm’in çöküşü hakkında daha pek çok kitap kaleme almıştır. Müvekkilin yazdığı diğer eserlerin isimleri şunlardır:

Evrim Aldatmacası, Yaratılış Atlası (4 cilt), Darwinist Deccaliyetin Ölümü ''150 Yıl  Darwinist Aldatmacanın Sonu”, Darwin Amca Biz Hiç Değişmedik, Darwin’i Yıkan Kafatasları, Darwinistler Neleri Düşünmezler, Darwin DNA’yı Bilseydi, Darwinizm ile İlmi Mücadelenin Önemli, Darwin’in Anlayamadığı Kambriyen, Evrimin Fosillere Yenilişi, Darwin Bu Gerçekleri Bilmiyordu, Darwinistlerin Bilmek İstemedikleri Gerçekler, Darwinizm Nasıl Bir Açmaz?, Darwinistlerin Beklediği Cevaplar, Tarihi Bir Yalan Kabataş Devri, Darwin’in Varislerine, Varilci Darwin, Bir Zamanlar Darwinizm, Türlerin Evrimi Yanılgısı, Kuran Darwinizm’i Yalanlıyor, Hayatın Gerçek Kökeni, Evrimin Mikrobiyolojik Çöküşü, Evrimcilerin Yanılgıları, Evrimcilerin İtirafları, Evrimcilere Net Cevap (4 cilt), Evrim Açmazı (2 cilt), DNA’nın Darwin’e Uyarısı, Darwinizm’in Karanlık Büyüsü, Darwinizm’in Sonu, Bilim Tarihinin En Büyük Yanılgısı: Darwinizm, Çocuklar Darwin Yalan Söyledi, Bir Tartışmanın Ardından, Ara geçiş Açmazı, Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi’nin Yanılgıları, 50 Maddede Evrim Teorisinin Çöküşü, 20 Soruda Evrim Teorisinin Çöküşü, Materyalizmin Sonu, Darwinizm Kuran ile Bağdaşmaz, Darwinist Propaganda Yöntemleri, Darwinizm Dini, Darwinist Propagandanın Çürük Yöntemleri, Tarihin En Büyük Bilim Sahtekarlığı Evrim Teorisi, Sosyal Silah Darwinizm, Darwinizm’in Kanlı İdeolojisi Faşizm, Darwinizm’in İnsanlığa Getirdiği Belalar, Darwin’in Türk Düşmanlığı, Komünizm Pusuda

 

 







 

·        Bilim Araştırma Vakfı 1998 yılında büyük yankı uyandıran “Evrim Teorisinin Çöküşü ve Yaratılış Gerçeği” konferansları serisi başlatmıştır:

Müvekkilin fahri başkanlığını üstlendiği Bilim Araştırma Vakfı’nın 4 Nisan 1998’de Cemal Reşit Rey Konser Salonunda, 5 Temmuz 1998’de yine aynı salonda, 12 Temmuz 1998’de ise Ankara Sheraton Otel Konferans Salonu’nda binlerce kişinin katılımlarıyla gerçekleştirdiği konferanslarda ABD’den John Morris, Prof. Duan Gish, Prof. Edward Boudreaux, Prof. Kenneth Cumming, Prof. Dr. Cevat Babuna, Prof. Edip Keha, Prof. David Menton, Prof. Michael Girouard, Prof. Carl Fliermans gibi profesörler yaratılış gerçeği ve evrim inancının geçersizliği hakkında çok önemli bilimsel bilgileri halkımızla paylaşmışlardır.



İlerleyen yıllarda ise gerek Türkiye’de gerekse yurtdışında verilen evrim teorisi karşıtı konferansların sayısı yüzleri bulmuştur:


·        1998-1999 yıllarında tüm Türkiye’de milyonlarca adet dağıtılan “Evrim Aldatmacası” kitapçığı:

Yukarıda bahsini ettiğimiz konferanslar sürerken, aynı yıl içinde müvekkilin arkadaşları Türkiye genelinde sadece il merkezlerini değil birçok köyü de dolaşarak büyük bir kültürel faaliyette bulunmuşlardır. Milyonlarca insana ulaşılması bakımından konferansların oluşturduğu yankı ve etkiden daha fazlasını oluşturan bu faaliyetin merkezinde müvekkilin “Evrim Aldatmacası” isimli kitapçığı vardır:


“Bilim ve Ütopya” dergisi aracılığıyla bu faaliyetlere karşılık vermeye çalışan Sayın Doğu Perinçek’in, AK Parti’nin ülkemizde iktidara gelmesinin sebebi olarak gösterdiği bu çalışmalar vesilesiyle milyonlarca insanımız Allah’ın varlığının hak olduğunu bilimsel deliller eşliğinde görme fırsatı bulmuştur. Evrim teorisine büyük bir darbe vurması nedeniyle müvekkilin arkadaşlarına bazı yerlerde fiziksel saldırıların yapılmasına da yol açan bu etkinlikler Türkiye’de evrim inancının gerilemesinde, siyasi arenada muhafazakar partilerin güçlenmesinde önemli bir rol üstlenmiştir.

Bu dönemdeki söz konusu kültürel faaliyetlere evrimci camia tarafından cevap verilemediği bazı evrimci bilim insanları tarafından da vurgulanmıştır. Örneğin, Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Profesörü Arda Denkel Türkiye'deki evrimcilerin çıkardıkları yaygaraya rağmen bu camianın çalışmaları karşısında Darwinizm adına somut bir bilimsel delil ortaya koyamadıklarını şöyle yazmıştır:

Bilim insanları grubu (evrimciler), yukarıda eleştirdiğim türden "gerekçeleri" vurgularken, "Ayrıca", diye ekleyiveriyorlar, "dünyadaki birçok bilim insanı ve kuruluşu, Yaratılışçıların safsatalarını çürüten binlerce makale ve kitap yayımlamışlardır". Tepeden inme biçimde söylenen bu sözlerle ciddi bir sonuç alınabilir mi? Oysa kanımca işin kalbi tam da burada atıyor. Bilimsel tutum, öne sürülen şeyi göstermek ya da o "binlerce makale ve kitaptan" en az birkaç argümanı, veriyi, okurun gözü önüne serip anlatmak ya da özetlemek olurdu. Bilim insanları grubu böyle yapmıyor. Buna karşılık Bilim Araştırma Vakfı yazarları, dağıttıkları bildirilerde kendi açılarından sürekli olarak eleştirel gerekçeler ortaya koymaktalar. Grup üyelerinin manifesto yayımlamakla bilimsellik açısından B.A.V.'cıların gerisine düştüklerini söyleyenler çıksaydı, böyle bir şeyi nasıl yadsıyabilirdim, bilmiyorum... Konuya hakim kimi bilimciler B.A.V. yazarlarınca ileri sürülen gerekçeleri bir bir çürütmedikçe ve bu kimselere karşı bilimsel yanıtlar vermedikçe, öyle otoritelere başvurmak ya da vatan-millet-Sakarya edebiyatıyla bu konuda bir sonuç alınabileceğini ummak, tam tamına hayal görmektir. (Arda Denkel, Cumhuriyet Bilim Teknik Eki, 27 Şubat 1999, s.15)

·        Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada evrimcilere ağır yenilgi yaşatan fosil sergileri:

2005 yılına gelindiğinde müvekkilin arkadaşları ve bir kısım koleksiyonerler, tüm dünyadan gerçek fosil örneklerinin toplanıp ülkemizde sergilenmelerini sağlayarak, totalde milyonlarca insanın kendi gözleriyle somut deliller üzerinden evrimin gerçekleşmediğini görmelerini sağladılar. Böylece müvekkile göre uzun yıllardır evrimcilerin fosiller üzerinden insanları kandırma oyunu bozulmuştur. İnsanlar, milyonlarca yıl önce de yaşayan hayvan türlerinin günümüze kadar hiçbir değişime uğramadıklarına şahit olmuşlardır.

2006 yılının Mart ayında Bağcılar Kültür Merkezi’nde açılan ilk fosil sergisi, açılışının ertesi günü Radikal Gazetesi’nin manşetinden verilen haberdeki “laiklik elden gidiyor” benzeri bir tepkiyle karşılık bulmuştur. Kimi zaman fiziksel saldırılar şeklinde olmak üzere fosil sergilerine yönelik insanlık dışı tepkiler söz konusu olsa da, müvekkilin ifadeleriyle bilimin ve aklın sesi susturulamamış, insanlar hayatın kökenindeki apaçık gerçeği, yani yaratılış gerçeğini görmüşlerdir.




 


Müvekkilin arkadaşlarının 2006 yılında bu kez fosillerle ortaya çıkıp evrim teorisini bir kez daha çürütmesine karşılık bir kısım basın yeniden devreye girmiş ve yoğun şekilde uydurma haberler yapmıştır:




 

·        Müvekkil Adnan Oktar’ın “Yaratılış Atlası” isimli 4 ciltlik eserinin dünyada büyük gündem oluşturması:

Bir kısım koleksiyonerlerin yurtdışından getirdiği fosillerin yakın plan fotoğrafları çekilmiş ve müvekkil, gerçek taş fosillerin ve amberlerin en ince ayrıntılarının görülebildiği “Yaratılış Atlası” isimli eserini yayınlamıştır. 4 cilt olarak basılan müvekkilin bu eseri, 2007 yılının Ocak ayından itibaren yayıncı firma tarafından özellikle dünyanın önde gelen kişi ve kurumlarına gönderilmiştir. Böylelikle evrim teorisinin en büyük açmazlardan biri olan fosillerle ilgili gerçekler Fransa, İngiltere, ABD gibi ülkelerin siyasetçilerine, akademisyenlerine ve bilim insanlarına bir kez daha en açık şekilde gösterilmiştir.


 


Bu gönderiler, tarih boyunca evrim teorisinin en güçlü olduğu kıta olan Avrupa’da büyük bir yankı uyandırmıştır. Adeta şoka uğrayan evrimciler kısa süren sessizliklerinden sonra bu esere karşı tedbir alınması için tüm yöneticilere çağrılarda bulunmuşlardır. Öyle ki Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin 4 Kasım 2007 tarihli oturumunda ele alınan "Eğitimde Yaratılışçılığın Tehlikeleri" adlı raporda Yaratılış Atlası kitabına da geniş yer verilmiştir. Meclis 'akıllı tasarım' ile 'yaratılışçılık' teorilerinin 'insan haklarına tehdit oluşturabileceği' gerekçesiyle okullarda öğretilmemesi yönünde karara varmıştır.


Avrupa’da meydana gelen şok dalgası, evrim yanlısı yayınlarıyla tanınan Science dergisinin 16 Şubat 2007 tarihli sayısında Yaratılış Atlası isimli eserin etkilerinden bahseden “İnanç ve Bilim” başlıklı bir haber yayınlanmasına yol açmıştır. Haberde özetle şu ifadeler yer almıştır:

“Uzun zamandır evrime yapılan en göz kamaştırıcı görünümlü saldırı… Bu, son haftalarda kendilerine Yaratılış Atlası gönderilen Avrupalı bilim adamlarının ortak görüşü. Lüks baskı, 768 sayfalık büyük ciltli kitap, 9/11 de dahil olmak üzere birçok kötülüğün kaynağı olarak Darwinizm’i gösteren Türk yazar Harun Yahya tarafından kaleme alınmış. Yayıncı, binlerce olmasa da kitabın yüzlerce nüshasını Batı Avrupa’daki en az dört ülkedeki araştırmacıya göndermiş.”

 

·        Evrim teorisi ve Darwinizm’i çürüten internet siteleri ve ilanlar:

Müvekkilin öncülüğünde evrim teorisine ve Darwinist ideolojilere karşı en ciddi bilimsel darbelerin vurulduğu dönemde, gazete ilanları ve internet siteleri ile de bu fikri mücadele etkili şekilde devam etmiştir. Bu sayede Türkiye’de evrim teorisine inananların oranı %5’lere kadar gerilemiştir. Ders kitaplarında yaratılış görüşü daha detaylı bir biçimde anlatılmaya başlanmıştır. Gazete ve dergilerde evrimi savunan haber ve makalelerin sayısında çok ciddi azalma yaşanmıştır.




·        Müvekkil Adnan Oktar’ın öncülüğündeki evrim karşıtı çalışmalara gelen tebrikler:

Yukarıda bazı örneklerde belirtildiği gibi müvekkilin evrim teorisini çürüten kültürel faaliyetleri materyalist kesimleri oldukça rahatsız etmiş ve bu camiaya karşı çeşitli adımlar atmalarına neden olmuştur. Ancak bazı kesimler de bu çalışmalardaki samimiyeti ve etkiyi fark etmişler, müvekkilin eserlerine ve bu eserlerin temel alınmasıyla yürütülen faaliyetlere büyük övgülerde bulunmuşlardır. Faaliyetlerin, insanların materyalist ideolojilerin etkisinde en çok ihtiyaçları olan şeye, yani Allah’a kesin bir bilgiyle iman etmelerine vesile olduğunu görmüşler, bunların devam etmesini arzulamışlardır. Bu yöndeki on binlerce değerlendirmeye birkaç örnek aşağıda yer almaktadır:

BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ’NİN TALEBELERİNDEN MERHUM SAİD ÖZDEMİR AĞABEY:

1950 yılında Diyanet İşleri Başkanlığının açtığı memur imtihanını kazanarak, Diyanet’e memur olan Merhum Said Özdemir, Bediüzzaman Said Nursi ile tanışmış ve has talebelerinden birisi olmuştur. Merhum Said Özdemir, müvekkilin Harun Yahya müstear ismiyle kaleme aldığı eserleri çok beğendiğini, bilimsel ve ilmi içerikli bu eserlerin, materyalizm ve Darwinizm’i fikren çökertilmesine vesile olduğunu defalarca belirtmiştir. Hatta kendisiyle yapılan ev röportajında müvekkil için; Efendim, Darwin nazariyesinin iptalinde çok büyük gayret sarfetti. demiştir.


 

BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ’NİN TALABELERİNDEN MERHUM SEYYİD SALİH ÖZCAN AĞABEY:

Merhum Salih Özcan ağabeyin ismi, Bediüzzaman’ın Tarihçe-i Hayat isimli eserinde çok geçmektedir. İslâm âleminin tanınmış simalarıyla sıkı dostluk mü­nasebetleri kurmuş olan Seyyid Salih Özcan, Risale-i Nur Külliyatı’nda “Seyyid Salih” olarak anılmaktadır. Bediüzzaman Said Nursi’nin, “Benim metrukatım ve Risale-i Nur’dan olan benim hususî kitaplarım ve güzel ciltlenmiş mecmualarım vesair şeylerimin bütününü, 12 kahraman kardeşlerime vasiyet ediyorum” dediği vasiyetnamesinde yer alan isimlerden biri de Seyyid Salih Özcan’dır.

Müvekkilin katılmış olduğu bir canlı yayınına da teşrif eden merhum Salih Özcan, müvekkile her zaman yakın alaka, sevgi ve saygı duymuştur:

“Sizi görmekle bahtiyar oldum yani. Allah sizden milyonlarca razı olsun, benden de bir defa razı olsun. Kitaplarınızdan dolayı da sizlere binlerce defa teşekkür ediyorum, tebrik ediyorum.”


BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ’NİN TALEBELERİNDEN ÇANTACI NECMİ AĞABEY:

Bediüzzaman Said-i Nursi’nin talebesi Çantacı Necmi Ağabey, Risale-i Nur eserlerini tanıdıktan sonra, İslam yolunda, Tahiri Mutlu, Ahmet Feyzi ve Bayram Yüksel gibi diğer talebelerle birlikte çok değerli hizmetleri olmuştur.

Çantacı Necmi Ağabey, müvekkilin Darwinizm’e yönelik yaptığı fikri mücadeleyi övmüş ve müvekkilin eserlerinin çok kaliteli ve hayranlık uyandırıcı olduğunu belirtmiştir:

“Onlara ders okuyordum, Adnan Hoca’nın talebelerine. Bak bu Darwinizm’e karşı büyük darbeler yaptı. Üslubu, kitaplardaki yazma tarzı, şekli, Risale-i Nur üslubunda. Bu bir. İkincisi, kendisini görsem gözlerinden öpeceğim.”

 

ÜNLÜ AMERİKALI VAİZ ŞEYH YUSUF ESTES:

Yusuf Estes, 1991’de Müslüman olan, Amerikalı bir vaizdir. 1990’larda Birleşik Devletler Cezaevi Bürosu için Müslüman Vaiz olmuştur. Eylül 2000’de Birleşmiş Milletler’de düzenlenen “Dini Liderler İçin Birleşmiş Milletler Dünya Barış Konferansı”nda temsilci olarak yer almıştır. Pek çok İslami organizasyonda konuşmacı olarak yer alan Yusuf Estes, 8 Ağustos 2013 yılında Dubai Uluslararası Kuran Ödül Töreni’nde “Yılın İslami Kişiliği” olarak adlandırılmıştır.

Dünyaca ünlü Amerikalı Vaiz Şeyh Yusuf Estes, müvekkil ve eserleri hakkında bir programda şu şekilde açıklama yapmıştır:

“Söylemeyim ki, Sayın Harun Yahya’nın çalışmalarıyla karşılaşmak alışılmadık bir tevafuk ile olmuştu. Çok alışılmadık bir şey oldu. Birisi bana bir kitap verdi, bu kitabın kapağında bir kafatası resmi vardı. Bende alışılmadık bir görünümü olan bir kitap diye düşündüm ve açtım, okumaya başladım. Ve dedim ki, “Aman Allah’ım, işte bu bizim nihayet tebliğ için kullanabileceğimiz yüksek kalitede bir materyal.”

“Şehadet getirdiğimden beri hayalini kurduğum bir şey. Ben İslam’a girdiğimde bizim böyle malzemelerimiz yoktu. Ve sonra bu kitabı gördüğümde dedim ki, 'Benim bu kitabı Colombus Ohio’ya yanımda götürmem gerekiyor. Çünkü bugün bir konuşma yapmak için oraya gidiyorum ve bu kitabı da götüreceğim. Ve içinde de benim konum var. Evrime karşı Yaratılış. Bu şahane birşey.'”


 

Müvekkilin evrim teorisine karşı ideolojik ve fikri mücadelesi ve bu kapsamda sunduğu eserleri hakkındaki diğer bazı görüşler şu şekildedir:

“Yaratılışı resimlerle ve sizdeki gibi bu kadar iyi sunan başka hiçbir kitap görmedim. Emin olabilirsiniz ki, onu özenle okuyacağım ve argümanlarını dikkate alacağım.” --- Biyokimya ve Moleküler Biyoloji Profesörü Richard E. Dickerson, Kaliforniya Üniversitesi – Moleküler Biyoloji Enstitüsü – ABD

“Kitabınızı büyük bir ilgiyle sayfa sayfa açık bir şuurla gözden geçiriyorum. Hatta ABD’de birkaç eyalet, eğitim sistemlerini tartışmaya başladı bile… Bu anlamda birçok tanınmış eğitimci bir araya gelip evrim teorisini ve Yaratılışı tartışacaklar. Çeşitli fosil kayıtları içeren kitabınız, uzmanların bu tartışmada bir sonuca varmasında çok yardımcı olacaktır…” --- Prof. V.M.G. Nair, Wisconsin Green Bay Üniversitesi – BM Uzmanı – ABD

“Arkadaşım Harun Yahya’nın ve Bilim Araştırma Vakfı’nın Yaratılış Atlası, bilimsel düşünenlerin kütüphanesi için elzem bir katkıdır. Çok güzel cilt ve kapağıyla, Atlas sadece muhteşem bir referans değil, aynı zamanda kitap boyunca sunulan büyük, renkli resimlerle dolu bir sanat eseri. Yaratılış Atlası uzun süredir bildiğimizi ortaya koyuyor: Charles Darwin’in İmparatoru kesinlikle çıplak. Bizi sadece gerçek olan özgür kılabilir; insanlığın uydurma hikâyeleri, hurda bilimsel safsataları ve ruhu kavruk olanların desteğini geride bırakma zamanı geldi.” --- Joel Richardson, Amerikalı Hristiyan İnsan Hakları Girişimcisi, Yazar ve Konuşmacı - ABD

“Eserin gelmesi benim açımdan büyük bir sürpriz oldu; ambalajını açıp büyük bir ilgi ile okuduktan sonra, içeriği bu denli zengin ve yüksek kalitede yayınlanmış bir eser hakkındaki hayranlığımı ifade etmek isterim. Çok iyi belgelenmiş ve ikna edici olan eser çok tartışmalı bir konuyu ele alıyor ve güncel bir tartışmanın içine giriyor. Ayrıca büyük monoteist dinlerin birleştiği temel bir bakış açısı ortaya koyuyor: Bir uluslararası ilişkiler uzmanı olarak, uluslar arasında diyalog ve anlayışa değerli bir katkı oluşturduğunu görüyorum. Serinin ileriki ciltlerinin aynı amaca ilham vereceğine inanıyorum.” --- Büyükelçi Mario Alessi, Uluslararası Organizasyon İtalyan Topluluğu Genel Sekreterlik – İtalya

“Geçenlerde göndermiş olduğunuz dev eseriniz Yaratılış Atlası 1. cildi aldım.  Böylesine görkemli bir çalışmayı bana gönderdiğiniz için size çok teşekkür etmem gerekir. Bu kadar muazzam bir çalışmayı oluşturabilmek için, ne kadar çaba sarf edilmiş olması gerektiğini fark ediyorum. Burada eklemek isterim ki, ben bir hidroloğum. Tıpkı sizin gibi ben de evrim teorisine inanmıyorum. Şu ana kadar, Polonyalı doğa tarihçilerine, özellikle de kendi meslektaşlarıma -jeologlara- seçkin kitabınızı tavsiye ettiğimi size bildirmek isterim. Fevkalade bir editör başarısı sağladığınız için, sizi tebrik etmekten büyük memnuniyet duyuyorum. Şahsınıza mutluluk ve her şeyin en iyisini diliyorum.” --- Prof. Dr. Hab. Adam Chot, Adama Mickiewicza Üniversitesi Fiziki Coğrafya Enstitüsü Başkanı– Polonya

 

SONUÇ:

Buraya kadar sadece az bir kısmına yer verdiğimiz hususlardan da anlaşıldığı üzere, müvekkil ve arkadaşlarının Darwinizm ve evrim teorisi karşıtı çalışmaları çok değerli ve etkilidir. Bunu dünyanın farklı bölgelerinden pek çok uzman ve yetkili de dile getirmektedir. Müvekkilin Yaratılış gerçeğini ortaya koyan çalışmaları nedeniyledir ki, müvekkil ve arkadaşları her zaman materyalist odakların saldırılarına maruz kalmaktadır.

Huzurdaki dava dosyasının varlığı da bu saldırıların açık bir delilidir. Dosyadaki suçlamaların hiçbir delile dayanmamasının, sanıkların kanunlar hiçe sayılarak ısrarla cezaevinde tutulmak istenmelerinin tek sebebi müvekkile yönelik bir komplo kurulmuş olmasıdır. Asılsız iddialar müvekkil ve arkadaşlarını dağıtmak, müvekkilin etkili faaliyetlerini durdurmak için ortaya atılmıştır. Müvekkile göre, böyle saldırıların olması aslında beklenmedik bir durum değildir. müvekkil, benzer saldırıların tarih boyunca iman edenlerin karşısına çıkacağının Kuran’da 1400 sene önce bildirilmiş olduğunu sürekli dile getirmektedir:

Mü'min erkekleri ve mü'min kadınları, yapmadıkları bir fiilden dolayı suçlayanlara gelince, onlar iftira atma suçu işlemiş ve böylece açık bir günaha girmiş olurlar. (Ahzab Suresi 58)

Müvekkilin dünya görüşüne dair çalışmalarının altyapısını ve kendisine yönelik kumpasın ana nedenini Sayın Dairenizin bilgisine sunar, suçsuzluğu delillerle sabit olan müvekkil hakkındaki mahkumiyet kararlarını bozmanızı saygılarımızla talep ederiz.

 

 

Adnan Oktar Müdafi

Av. Mert Zorlu

 


Daha yeni Daha eski