Sn. Süleyman Soylu, 21 Mart 2022 tarihinde Tvnet kanalında Nedim Şener'e bir röportaj vermiş ve bu röportajda, Adnan Oktar ve arkadaşlarına yapılan operasyon için, "Türkiye’nin en kıymetli operasyonlarından biriydi" yorumunda bulunmuştur.

Müvekkil ve arkadaşlarına yönelik Sn. Süleyman Soylu'nun bu yorumu o tarihlerde bizleri oldukça şaşırtmıştır. Çünkü müvekkil ve arkadaşlarına operasyon yapıldığı 2018 yılında İçişleri Bakanlığı görevinde bulunan Süleyman Soylu, gerçekte bu operasyonun HİÇBİR DAYANAĞI OLMADIĞINI, müvekkilin yargılandığı dosyanın BOMBOŞ OLDUĞUNU, İDDİALARIN ASILSIZ OLDUĞUNU EN İYİ BİLEN KİŞİLERDENDİRBu nedenledir ki, derin devletin organize ettiği böylesine geniş çaplı bir operasyon, İÇİŞLERİ BAKANI'NDAN HABERSİZ BİR ŞEKİLDE YÜRÜTÜLMÜŞTÜR. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun böyle bir operasyona rızasının olmayacağı çok iyi bilindiğinden, İçişleri Bakanı o dönem, DEVRE DIŞI BIRAKILMIŞTIR.

Söz konusu operasyon sırasında ve sonrasında konuyla ilgili hiçbir açıklama yapmamış olan Sn. Süleyman Soylu, 2022 tarihine gelindiğinde, yani operasyondan 4 SENE SONRA ilk defa bir açıklama yapmış ve söz konusu operasyon için şaşırtıcı şekilde, "Türkiye’nin en kıymetli operasyonlarından biriydi" yorumunda bulunmuştur. Bu yorumu da, ilginç bir şekilde, bu operasyonun başından beri müvekkil ve arkadaşları ile SİSTEMATİK BİR ŞEKİLDE UĞRAŞAN, davanın süreci ile ilgili pek çok kritik bilgiyi daha henüz mahkemelerce kararlar alınmadan ÖNCE sosyal medyasında ilan edenderin devletin bir trolü olarak görev yaptığı artık çok iyi bilinen NEDİM ŞENER'e yapmıştır.

Müvekkilin kanaatine göre, burada bir ilginçlik vardır. Söz konusu yorum, süreci ve davayı oldukça iyi bilen, dosyanın bir kumpas dosyası olduğunun net olarak farkında olan ve hukuksuzluğa bizzat şahit olan Süleyman Soylu'nun yapacağı bir yorum DEĞİLDİR. Bunların, Nedim Şener isimli şahsın etkisiyle, onun temsil ettiği derin devlet dayatmasıyla söylenmiş sözler olduğuna dair bir kanaat vardır. Dolayısıyla müvekkilin kanaatine göre, SN. SÜLEYMAN SOYLU'NUN İNANARAK SÖYLEMEDİĞİ AÇIK OLAN BU SÖZLERİ MUTLAKA DÜZELTMESİ GEREKMEKTEDİR.

Derin devletin trollerinden Nedim Şener isimli gazeteci, uzun yıllardır adaletsizliğe uğrayan her kişi ve gruba yönelik hukuksuzlukları desteklemek, kamuoyunda karalama kampanyalarını yürütmek ve provokasyon yoluyla derin devletin hedeflediği kişileri kötülemek misyonlarını üstlenmiş bir kişidir. Bu hususu şu anda Türkiye'de bilmeyen yoktur. Özellikle son dönemlerde, bir başka trol olan Mücahit Birinci ile girdiği sosyal medya polemiklerinde kullandığı üslup, aslında kendisinin ahlak anlayışıyla ilgili pek çok gerçeği ortaya çıkarmıştır. Nedim Şener, gerçek yüzünü ortaya çıkaran paylaşımlarında oldukça ileri gitmiş, ardından bunun, provokasyon amaçlı görev yapan trol kimliğine zarar vereceğini düşünerek söz konusu paylaşımları alelacele silmiştir.[1]

Söz konusu paylaşımlar şu şekildedir: 




Umarız Sn. Süleyman Soylu, röportaj yaptığı kişinin, bu kişilik ve ahlak anlayışına sahip olduğunu yakından görebilmiştir. Söz konusu paylaşımlardan da anlaşılabileceği gibi Nedim Şener isimli şahıs, vasıflı gazeteci özellikleriyle yakından uzaktan hiçbir ilgisi olmayan, gerçek kişiliğinde kin ve nefret saçanderin devletin hedeflediği kişileri tamamen susturmak için kiralanmış olan bir trolden fazlası değildir. Müvekkile göre, bu kişinin derin devlet himayesinde olması, SN. SÜLEYMAN SOYLU'YU ETKİLEMEMELİ, KENDİSİNİ İNANMADIĞI CÜMLELERİ SARF ETMEYE MECBUR BIRAKMAMALIYDI.

Müvekkil ve arkadaşlarına yönelik davayı yakından takip ettiğini düşündüğümüz Sn. Süleyman Soylu, eminiz ki bu davada, HİÇBİR SUÇU OLMAYAN GENÇ BAYANLARIN 300'DEN FAZLA KEZ MÜEBBET CEZAYA çarptırıldıklarını, 7 YILDAN FAZLA BİR ZAMANDIR CEZAEVİNDE BULUNDUKLARINI da çok iyi bilmektedir. 80'e yakın kişinin halen SUÇSUZ YERE CEZAEVİNDE bulunduğunu, getirdikleri delillerin hiçbir şekilde MAHKEMELERCE DİKKATE ALINMADIĞINI, tehdit edilmiş müşteki ve etkin pişman ifadeleri neticesinde 30'ar 40'ar yıl hapis cezalarının EZBERE VERİLDİĞİNİ, BERAAT VEREN HAKİMLERİN GÖREVLERİNDEN ALINDIĞINI VE HAKLARINDA SORUŞTURMA BAŞLATILDIĞINI da gayet iyi bilmektedir. Suçsuz yere cezaevine girmiş masum insanların ailelerinin bu sıkıntılara dayanamadığını, 61 ANNE-BABANIN BU SÜREÇTE VEFAT ETTİĞİNİ, CEZAEVİNDEKİ ÇOCUKLARININ AİLELERİNİN CENAZELERİNE BİLE GİDEMEDİĞİNİ, eminiz takip ediyordur. 

HİÇBİR SUÇLARI OLMAMASINA RAĞMEN 7 YILDAN FAZLA BİR ZAMANDIR (VE HALEN) CEZAEVİNDE BULUNAN GENÇ BAYANLAR


Merve Büyükbayrak


Sinem Tezyapar


Didem Ürer


Yeliz Aksoy


Aylin Atmaca


Hüma Babuna

Şu durumda Sn. Süleyman Soylu'ya sormak gerekir:

Sayısız genç ve masum kadının ve erkeğin, 7 YILDAN FAZLA ZAMANDIR SUÇSUZ YERE CEZAEVİNDE KALDIĞI, halen kalmaya devam ettiği, 61 ANNE-BABANIN BU ACIYLA VEFAT ETTİĞİ, AİLELERİN PERİŞAN EDİLDİĞİ böyle bir operasyonun ACABA NESİ KIYMETLİDİR?

7 yıldan fazla bir zamandır cezaevinde bulunan ve halen kalmaya devam eden bu masum insanlar, tehditle devşirilmiş müşteki ve etkin pişmanların sadece satır aralarında geçirdiği isimler nedeniyle onlarca yıllık hapis cezalarına mahkum edilmişlerdir. Acaba İNSAN HAYATINDAN BÖYLESİNE ÇALAN, VEBALİ BÖYLESİNE BÜYÜK OLAN SUÇLAMALARIN NERESİ KIYMETLİDİR?

DERİN DEVLETİN KURGULAYIP YÖNETTİĞİ BU HAİN KUMPASA SAHİP ÇIKMAK, SN. SÜLEYMAN SOYLU'YA YAKIŞMAMAKTADIR.

ÇOCUKLARI HAPİSTEYKEN VEFAT EDEN ANNE-BABALARIN BAZILARI









Sn. İhsan Yalçın


 

Sn. Yılmaz Sungur


Yukarıda resimleri verilen aileler, bu süreçte vefat eden 61 anne-babadan sadece birkaçıdır. CEZAEVİNDE BULUNAN EVLATLARI, SON DÖNEMLERİNDE ANNE-BABALARININ YANINDA BULUNAMADIKLARI GİBİ, ONLARIN CENAZESİNE DAHİ KATILAMAMIŞLARDIR. Bu ailelerinin pek çoğunun vefat nedeni, çocuklarının hapiste oluşundan dolayı BAKILAMAMALARI veya yine bu sebeple ŞİDDETLİ BİR MORAL ÇÖKÜNTÜSÜ yaşamalarıdır. Tüm bunlar, Sn. Süleyman Soylu'nun "çok kıymetli" bulduğu bu operasyonun elim sonuçlarından sadece birkaçıdır.

Vatan Evlatlarını, Derin Devletin Sinsi Tuzaklarına Terk Etmek Büyük Yanılgıdır

Derin devletin organize ettiği, birkaç iftira suçlama ve kurgu mahkemelerle cezaevine gönderdiği bu insanlar, bu vatanın evlatlarıdır. Derin devlet, yarın bir gün şu an desteklediği pek çok kişiye de aynı tuzağı kuracak olabilir. Şayet bu derin devlet tuzakları, kumpasları ve yaşanan bu hukuksuzluklar, -Allah korusun- Sn. Süleyman Soylu'ya veya yakınlarına isabet ederse, KENDİSİ YİNE BÜTÜN BU OLAN BİTENİ KIYMETLİ BULACAK MIDIR?

Müvekkil de arkadaşları da, herhangi bir kişinin bu hukuksuzlukları yaşamasını asla istememekte ve bu durumun önüne geçmek için canla başla mücadele etmektedir. Bu nedenle de, kendileri hukuksuzlukları yaşarken sürekli farklı cenahları uyarmış ve hukuksuzluğa asla destek vermemeleri gerektiğini, yoksa yarın bu belanın kendilerine de ulaşabileceğini belirtmişlerdir. Nitekim bugün yaşananlar, tam da bunu göstermektedir.

Dolayısıyla, başkalarına hukuksuzluklar desteklendikçe, bu bela ülkede büyümeye devam edecek ve bunun sonucunda ne Süleyman Soylu'nun ne de kendisini korunaklı gören başka kişilerin garantisi asla kalmayacaktır. Derin devlet, acımasızdır. Bugün destek verdiği kişileri ve grupları, yarın aniden harcamaya hazırdır.

İşte tüm bu sebeplerle, SN. SÜLEYMAN SOYLU'NUN, ÖZELLİKLE MASUMLARI HEDEF ALAN KONULARDA, İNANMADIĞI SÖZLERİ SÖYLEMEMESİ VE MÜVEKKİL VE ARKADAŞLARINA YÖNELİK SARF ETTİĞİ BU SÖZLERİ MUTLAKA DÜZELTMESİ, önem arz etmektedir.

Sn. Süleyman Demirel, haksızlığa karşı çıkmış ve müvekkile destek vermiş bir siyasiydi

Şunu da hatırlatmak gerekir ki, Sn. Soylu'nun çok iyi bildiği gibi, müvekkil Adnan Oktar, geçmişte Sn. Süleyman Demirel'i yakından tanımış ve ona büyük bir hürmet duymuştur. Sn. Süleyman Demirel, hükümet kurmak için çoğunluk milletvekilini çıkaramadığında, müvekkil devreye girmiş ve yaptığı görüşmeler sonucunda BBP'den milletvekillerinin DYP'ye transfer edilmesiyle hükümet kurulabilmiştir. Bu aşamalarda ve sonrasında müvekkilin Sn. Süleyman Demirel ile çok defa görüşmesi olmuştur.

Görüldüğü gibi, Sn. Süleyman Soylu'nun yetiştiği yerler ve onu yetiştiren kişiler, müvekkil Adnan Oktar'a son derece sevgi ve saygı duyan ocaklardır. Hatırlanacağı gibi 1999 yılında da müvekkil ve arkadaşlarına bir operasyon yapılmış ve Sn. Süleyman Soylu'nun şu an "kıymetli" dediği operasyon için, o tarihlerde Sn. Demirel, "ZULÜM PAYİDAR OLMAZ" demiştir.

Sn. Süleyman Soylu'ya yakışan da, YETİŞTİĞİ OCAĞIN İZİNDEN GİTMEK VE HAKKANİYETİ MUTLAKA AYAKTA TUTMAK olmalıdır.

Konuyla ilgili müvekkilin görüşlerini takdirinize sunar, saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz.22.09.2025 

[1] https://t24.com.tr/haber/chp-lideri-ozel-konustu-ortalik-karisti-nedim-sener-mektubu-g-une-sokarim-dedi-mucahit-birinci-ulan-g-t-diye-yanitladi,1255353

Daha yeni Daha eski