MÜVEKKİL ADNAN OKTAR’DAN 25.12.2024 TARİHİLİ TVNET YAYININA TEKZİPTİR
SAYIN ERDOĞAN’IN 10 YIL BOYUNCA BAŞMÜŞAVİRLİĞİNİ YAPAN AYDIN ÜNAL’IN “SAADET PARTİSİNİ İKTİDARA ADNAN OKTAR TAŞIDI” TESPİTİ SON DERECE ÖNEMLİDİR.
Muhafazakar camia Türkiye’de evrimi fikren bitiren ve sağı iktidara taşıyan kişinin müvekkil Adnan Oktar olduğunun farkındadır.
25 Aralık 2024 tarihinde TVNet’te yayınlanan bir programda müvekkil Adnan Oktar’ın evrim karşıtı kültürel çalışmaları ve bu çalışmaların Türkiye çapındaki büyük etkisi konu edilmiştir. Programa konuk olarak katılan Sayın Cumhurbaşkanımız’ın yaklaşık 10 yıl boyunca başmüşavirliğini yapmış, konuşma metinlerini yazmış, Ak Parti’nin kuruluş aşamasından itibaren Parti’de yer almış, 2015 yılı sonrasında da milletvekilliği yapmış olan Sayın Aydın Ünal’ın konuyla ilgili önemli tespitleri olmuştur.
MÜVEKKİLİN KONUYLA İLGİLİ DÜŞÜNCELERİ ŞÖYLEDİR:
Öncelikle şunu izah etmek gerekir ki program boyunca Yeni Şafak gazetesi yazarlarından İsmail Kılıçarslan ve Ersin Çelik tarafından dile getirilen, “evrimi anlatmak evrimi tanıtıp büyütür” söylemi, bir kısım sağ camianın evrim teorisini bilimsel bir kavram zannedip bilgi sahibi olmamaktan, bu sebeple de Darwinizm’e karşı yenilgiyi baştan kabul etmekten kaynaklanan fikri bir ezikliğinin ve teslimiyetçiliğinin tezahürüdür. Kimi zaman “yeşil komünist” olarak da tanımlanan bazı muhafazakarlar kendilerince İslam’la Darwinist materyalist ideolojiler arasında bir uzlaşma sağlama çabasıyla dolaylı yollardan evrim teorisini savunur, meşrulaştırmaya çalışırlar. Kuran’da evrimle yaratılış olmadığını, bilimin de evrimi desteklemediğini bilmezler ya da düşünmezler. Evrimle İslam’ı bağdaştırmaya çalışırken de “evrimi anlatmaya ne gerek var”, “evrimi anlatmak evrimi tanıtmak olur”, “evrim zaten var mı ki” gibi samimiyetten uzak söylemlerde bulunurlar. Müvekkilin evrimin geçersizliğini anlatmasını durdurmak için ortaya atılan bu çocuksu mantıkların “öyle mi o zaman evrimi artık anlatmayalım” diye bir netice doğurmayacağını kavramaktan da uzaktırlar.
OYSA TÜM ŞİDDET İÇEREN İDEOLOJİLERİN, RADİKAL SOLUN VE BÖLÜCÜ TERÖRİST YAPILARIN SÖZDE BİLİMSEL ZEMİNİ OLAN EVRİM TEORİSİ BİR BEKA SORUNUDUR VE EVRİM TEORİSİNİN GEÇERSİZLİĞİNİN ANLATILMASI DEVLETE EN BÜYÜK HİZMETTİR. MÜVEKKİL ADNAN OKTAR DA HİÇBİR KARŞILIK VE TAKDİR BEKLEMEDEN BU BÜYÜK HİZMETİ EN ETKİLİ ŞEKİLDE YAPMIŞTIR.
Benzer bir üslup ve tutum müvekkilin dinsiz masonluğu deşifre ettiği eserlerini ilk yayınladığı dönemde de gelişmiştir. O zaman da masonluğun dinsiz ve materyalist felsefesine cevap verme gücünü kendilerinde bulamayanlar, “masonluğu konu edinip ünlü hale getirmeyin” gibi yanlış ve acz içinde bir mantık geliştirmişlerdir. Bu kesimlerin yenilmişliği kabullenme reflekslerinin açığa çıktığı bir başka alan da müvekkilin İngiliz Derin Devleti’nin zihniyetini, yöntemlerini, stratejilerini ve yapısını deşifre etmesi üzerine de ortaya çıktı. Bu sefer de “İngiliz derin devletini olduğundan güçlü göstermeyin, derin devlet mi kalmış, İsrail ve ABD varken İngiltere’nin ne ilgisi var” gibi bilgisizce yorumlar öne sürmüşlerdir.
Müvekkil, hem Aydın Ünal Bey’in hem de Yeni Şafak yazarlarının düşüncelerine saygı duymaktadır. Okuyan, araştıran, düşünen, İslam aleminin sorunlarını konu edinen, gençlerle iletişim halinde olan, milli bir bilinç ve şuur kazanılması için çabası olan herkes gibi bu değerli kişilerin de çabalarını takdirle karşılamaktadır. Bununla birlikte özellikle Darwinizm konusunda önemli bir yanılgıya da dikkat çekmektedir. Müvekkilin daha önce eserlerinde ve konuşmalarında da ifade ettiği üzere; SAĞ CAMİA BÜYÜK ÇOĞUNLUKLA,
- Nesiller boyunca Darwinist ve materyalist ideolojilerin tezlerine bilimsel bir açıklama getirememiş,
- Bu kesimlerle girdikleri her tartışmada yenilgi almış,
- “Atalarımız maymunsa niçin şimdi hala maymunlar var, neden maymunlar hala insana dönüşmüyor” gibi bilimsel hiçbir kıymeti olmayan söylemlerden öte bir cevap geliştirememiş,
- Zaman zaman da “bu konuları hiç düşünmeyin, düşünürseniz imanınızı kaybedersiniz” gibi mantık dışı söylemlerin ardına sığınmış,
- Bir kısmı da tüm bu cehalet arasında aydın ve modern olmayı Darwinist ve materyalistlerle “uzlaşmak”ta arayan bir çizgi içinde kalmıştır.
Ta ki müvekkil Adnan Oktar’ın, Darwizm’in geçersizliğini bilimsel delillerle tek tek ortaya koymasına kadar… Tek bir proteinin bile tesadüfen oluşamaması, milyonlarca yıllık fosillerin canlılığın hiç değişmediğini ve mutasyona uğramadığını ortaya koyması gibi bilimsel delillerle Darwinizm’i fikren yıkan müvekkilin bu çalışmalarının vesilesiyle radikal, tek tipçi, dindarların yaşam alanını adeta yok eden zihniyet fikri zeminini kaybetmiştir.
Gazeteci İsmail Kılıçarslan müvekkil Adnan Oktar’ın anti Darwinist çalışmalarının etkisini, “MİLYONLARCA İNSANLARA OKUTTULAR O KİTAPLARI, üstelik Milli Gazete’de reklam vere vere… Türkiye’de evrim teorisini sağlıklı şekilde tartışmanın bütünüyle önüne geçti” sözleriyle açığa vurmuştur. Sayın Kılıçarslan okul kitaplarında evrimin tartışılmaz bir gerçekmiş gibi putlaştırıldığı, evrim yok diyen öğrencilerin sınıf geçmesinin mümkün olmadığı bir ortamda “sağlıklı bir tartışmadan” bahsedilemeyeceğinin bilincinde olan akli yetkinlikte bir insandır.
Sayın Kılıçarslan’ın yukarıda değindiğimiz psikolojinin etkisiyle “Türkiye’de evrim teorisini sağlıklı şekilde tartışmanın bütünüyle önüne geçti” şeklinde kurduğu cümlenin tercümesi ise şudur:
“ADNAN OKTAR’IN MİLYONLARCA İNSANA ULAŞAN KİTAPLARI SAYESİNDE EVRİM TEORİSİNİN TEK YANLI PROPAGANDASININ ÖNÜNE GEÇİLDİ. SAĞ CAMİA EVRİM TEEORİSİNE BİLGİSİZLİK NEDENİYLE CEVAP VEREMEME HALİNDEN KURTULDU. TEK YANLI EVRİM DAYATILIRKEN GENÇLER ÖĞRENDİKLERİ BİLGİLERLE SORU SORMAYA, ELEŞTİRMEYE, DELİLLER ORTAYA KOYMAYA BAŞLADILAR. BÖYLECE EN SAĞLIKLI TARTIŞMA ORTAMI OLUŞTU. İNSANLAR EVRİM OLMADIĞI GERÇEĞİNİ GÖRDÜ.”
Gazeteci Ersin Çelik’in, birlikte program yaptığı arkadaşını desteklemek gibi iyi bir niyetle düşünmeden sarf ettiği “Herkesi evrimci yaptılar” cümlesinin tercümesi de gerçekte, “HERKESİ EVRİME KARŞI AYDINLATTILAR, BİLİMSEL BİLGİLERLE DONATTILAR, EVRİME KARŞI EZİK, YENİLGİYİ KABULLENMİŞ PSİKOLOJİYİ ORTADAN KALDIRDILAR” şeklindedir.
Sayın Çelik’in asıl kastettiğinin bu olduğu, müvekkil Adnan Oktar’ın tutuklanmasıyla kültürel çalışmalarının durdurulmasının ardından Türkiye’de çığ gibi deizm ve ateizmin yayılmasıyla da teyit edilmiştir. Müvekkil Adnan Oktar’ın 40 yıllık ilmi çalışmasıyla yıkılan materyalist Darwinist felsefeler, müvekkilin yokluğunda deizm, ateizm olarak gençler arasında etkin olmaya başlamıştır.
Konuyla ilgili önemli bir husus da bahse konu kesimlerin “evrim çoktan bitti, anlatmanıza gerek yok” söylemidir. Evrimin çoktan bittiği elbette doğrudur, ama bu söylemde bulunanlar eğer samimiyseler evrimi bitirenin müvekkil Adnan Oktar olduğunu da ifade etmelidirler. Dürüst olan tutum budur. Müvekkil 40 yıl boyunca evrimin geçersizliğini, Yeni Şafak yazarlarının da ifade ettiği gibi, milyonlarca eserle tüm Türkiye’yi adeta duvarsız bir okula çevirerek öyle kapsamlı anlatmıştır ki, bu dev kültürel hizmet sayesinde bugün üniversite hocaları bir araya gelip evirme karşı manifestolar yayınlayabilmekte, dindar bir insan ODTÜ’lü, Boğaziçi Üniversiteli bir gençle rahatça ve kendinden emin bir tavırla tartışabilmektedir.
Sağın Türkiye’de hızla siyasi bir güç kazanıp iktidara taşınmasının ardındaki fikri zeminin de müvekkil Adnan Oktar tarafından inşa edildiği bilinen somut bir gerçektir. Nitekim sağ camianın içinden gelen ve sağ siyaseti çok yakından tanıyan, Ak Parti’de uzun yıllar önemli görevlerde bulunmuş olan Aydın Ünal da Saadet Partisi ve Yeniden Refah Partisi’nden bahsederken, “ADNAN OKTAR’IN KİTAPLARI İLE YETİŞMİŞ BİR NESNE” tanımlamasında bulunurken aslında tüm sağın bilinçaltına da işlemiş olan bir hakikati dile getirmektedir.
Konuşmasının devamında her ne kadar, bir siyasetçi olarak muhalif partiler hakkında eleştirel yorum yapmaya kendisini mecbur hissetmesi nedeniyle, bahsettiği partilerin iç siyaset sahası kalmayacak gibi zorlama bir yorumda bulunmuşsa da, yakın zaman önce yaşanmış olan yerel seçim sonuçları yanıldığını göstermektedir. Kaldı ki daha önemlisi, TEMELİNİ REFAH PARTİSİ GELENEĞİNDEN, KÜLTÜRÜNDEN, ZEMİNİNDEN ALAN AK PARTİ DE AYDIN ÜNAL BEY’İN TANIMLAMASIYLA, “ADNAN OKTAR’IN KİTAPLARI İLE YETİŞMİŞ BİR NESNE”DİR. Refah Partisini 90’ların ortalarından itibaren iktidara taşıyan, radikal solun yersiz endişelerine ve baskıcılığına zemin hazırlayan gerekçeleri ortadan kaldıran, Sayın Cumhurbaşkanımızın “milli görüş gömleğini çıkardım” diyerek modern İslam anlayışı ile hareket etmesinin fikri zeminini, ideolojik desteğini hazırlayan, Darwinizm, masonluk, İngiliz derin devleti gibi temel konularda bilinçlenmiş bir nesil yetişmesine vesile olan bunun neticesinde de sağın iktidarının zeminini sağlamlaştıran müvekkil Adnan Oktar’ın kültürel çalışmalarıdır. TVNet’te bahse konu programda da bu gerçekler ifade edilmiştir.
Saygılarımızla kamuoyunun bilgilerine arz ederiz. 08.01.2025