İSTANBUL 30. AĞIR CEZA MAHKEMESİ'NE
DOSYA NO : 2024/414 E.
SUNAN : Adnan OKTAR
KONU : Müvekkilin yaşam şekli ve dini görüşü nedeniyle kumpas ile karşılaşmasının asıl sebebinin, müvekkilin tebliğini yaptığı Mehdiyet inancının barış, adalet ve bolluk ile dolu olması, bu durumun da deccaliyetin kalesi olan derin devlet tarafından kabul görmemesidir. Konuyla ilgili izahlarımızı içeren dilekçemizin sunumudur.
AÇIKLAMALAR:
Müvekkil ve arkadaşlarına 7 yıldır gerekçesiz ve hukuksuz şekilde yargılama yapılmasının en önemli sebeplerinden biri, Mehdiyet inancının müvekkil ve arkadaşları tarafından savunuluyor olmasıdır. Her ne kadar bu bir suç veya bir suçun amacı olamasa da, iddianamelerde "amaç suç" başlığı altında yer alan açıklamalardan, Mehdi inancının bu kadar güçlü savunulmasının derin devleti rahatsız ettiği anlaşılmaktadır. Nitekim müvekkil ve arkadaşları hakkında, onların dini görüşlerini hedefleyen pek çok izah da yargılamaya hatta hükme gerekçe yapılmış ve müvekkilin her zaman belirttiği gibi derin devlet söz konusu kumpas ile, müvekkilin aslında fikirlerini ve takipçilerini durdurmaya çalışmıştır.
Oysa müvekkilin kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim'i temel alan İslam inancı ve ahir zamana dair Mehdi inancı, İNSANLARIN HAYATLARINA GÜZELLİK KATACAK, ONLARIN TÜM DERT VE SIKINTILARINI ORTADAN KALDIRACAK, ONLAR İÇİN BİR "ÜMİT IŞIĞI" OLACAK MÜJDELER taşımaktadır. Müvekkil, Kuran ayetlerini anlatarak dine dahil edilmiş hurafeleri ortadan kaldırırken, insanların üzerine "din" adı altında yüklenmiş olan, sevgisizlik, HUZURSUZLUK, AYIRIMCILIK, YASAKÇILIK İÇEREN YÜKLERİ DE ORTADAN KALDIRMAKTA olduğunu belirtmektedir. Müvekkil, Mehdiyeti müjdeleyerek de insanlara BOLLUK, BARIŞ VE ADALETLE DOLU GÜNLERİN YAKIN OLDUĞUNU, TÜM SIKINTI VE DERTLERİN SONA ERECEĞİ BİR ZAMANA DOĞRU İLERLEDİĞİMİZİ anlatmaktadır. Dolayısıyla, müvekkilin anlattığı ve teşvik ettiği yaşam şekli, insanlara mutluluk ve umut verecek bir yaşam şeklidir.
Müvekkil, işte bu nedenle, savunduğu yaşam şeklinin nasıl olacağını, Kuran'a dayalı bu yaşam şeklinin insanlara nasıl güzellikler sunacağını izah etmek istemektedir.
Gerek duruşmalarda gerek yazılı açıklamalarında sıkça belirttiği gibi müvekkilin, asla Mehdilik iddiası yoktur ve hiçbir zaman olmamıştır. Ancak o, ahir zamanda gelecek bir Mehdinin varlığına tüm kalbi ile inanmakta, hadisler ve hak kitaplardaki açıklamalar ışığında onun zuhurunu heyecanla beklemektedir. Müvekkilin bu konuyla ilgili açıklamalarına göre ise, Mehdinin gelişi ile dünya, tüm dertlerinden kurtulmuş, bolluk ve berekete kavuşmuş bir yaşam alanı haline gelecektir.
Mehdi'nin çıkışı ile karşılaşılacak güzellik ve nimetler hadislerde şöyle tarif edilmiştir:
İnsanlar, balarılarının beyleri etrafından toplanması gibi, Hz. Mehdi'nin çevresinde toplanırlar. DAHA ÖNCE ZULÜMLE DOLU OLAN DÜNYAYI, O ADALETLE DOLDURUR. ADALETİ O DENLİ OLUR Kİ, UYKUDA OLAN BİR KİMSE DAHİ UYANDIRILMAZ VE BİR DAMLA KAN BİLE AKITILMAZ. DÜNYA, ADETA ASR-I SAADET DEVRİNE GERİ DÖNER. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 29)
(Hz. Mehdi (as)) Zamanında ne bir kimse uykusundan uyandırılacak NE DE BİR KİMSENİN BURNU KANAYACAKTIR. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 44)
Hadislerde haber verildiği şekilde müvekkil, Mehdinin gelişini müjdeleyerek, kurtuluş dönemine yakın olduğumuzu insanlara haber vererek, insanları bir güzelliğe davet etmektedir. Müvekkilin istediği ve müjdesini vermekte olduğu dünya, TÜM ZULÜMLERİN ORTADAN KALKTIĞI, ÖZLENEN ADALETİN EN MÜKEMMEL ŞEKİLDE UYGULAMAYA KONDUĞU, TEK BİR DAMLA DAHİ KANIN AKITILMADIĞI bir dünya olacaktır. Şu an yaşanmakta olan felaketler ve insanların ümitsizliği dikkate alınacak olursa, insanların tümünün, bu gerçeklere ihtiyacı olduğu açıktır.
KAP SU İLE DOLDUĞU GİBİ YERYÜZÜ BARIŞLA DOLACAKTIR. Hiçbir kimse arasında bir düşmanlık kalmayacaktır. Ve bütün düşmanlıklar, boğuşmalar, hasetleşmeler muhakkak kaybolup gidecektir. (Sahih-i Müslim, 1/136)
İnsanlar arasındaki nefret ve kavgalar, sevgisizlikler ve düşmanlıklar, kin ve haset temelli zulümler, hadislere göre Mehdinin döneminde sona erecektir. Müvekkil, hadislerde belirtilen bu gerçeği insanlara müjdeleyerek, mutlaka gerçekleşecek olan döneme yaklaşmakta olduğumuzu haber vermektedir.
HZ. MEHDİ BÜTÜN GAM VE ZULMETLERİ GİDERECEK GÜNEŞTİR. İhsanda bulunduğu zaman pek bereketli bir yağmurdur. (Muhammed B. Resul El Hüseyin El Berzenci, Kıyamet Alametleri, s. 188)
Bütün sıkıntılar, kederler, sorunlar müjdelenen Mehdi döneminde sona erecektir.
"Kâimimiz kıyam edince İNSANLARIN KALBİNDEKİ DÜŞMANLIK VE İHTİLAF SEBEPLERİNİ KÖKTEN KAZIYACAKTIR. Böylece genel bir asayiş ve emniyet meydana gelecektir." (Bihar-ul Envar, c. 52, s. 336)
Müvekkilin insanlara müjdelediği gelecek, şu an dehşetli şekilde yaşanmakta olan DÜŞMANLIKLARIN, İHTİLAFLARIN SON BULDUĞU bir gelecektir.
... Yeryüzü emniyetle dolacak ve hatta BİRKAÇ KADIN YANLARINDA HİÇ ERKEK OLMAKSIZIN rahatlıkla hacca gidebilecektir. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 47)
Müvekkilin defaatle belirttiği husus, kadınların hak ettikleri değerlerine ve tüm özgürlüklerine kavuştukları bir dönemin gelecek olmasıdır. Müvekkil, duruşmalar esnasında da defalarca, KADIN CİNAYETLERİNİN SON BULACAĞI, KADINLARIN KIYMETİNİN ANLAŞILACAĞI, onların ALABİLDİĞİNE ÖZGÜR OLACAĞI bir dönemin geleceğini ve Kuran ayetleri ışığında yaptığı izahlarla ve gelmesi beklenen Mehdi'nin hakimiyeti ile bu ortamın sağlanacağını anlatmıştır. Müvekkile göre yukarıdaki hadis, kadınların ahir zamanda elde edecekleri özgürlüğü tanımlamaktadır.
RESULULLAH'IN (S.A.A) HER YAPTIĞINI O DA (HZ. MEHDİ (AS) DA) YAPACAKTIR; RESULULLAH (SAV) CAHİLİYET TEMELLERİNİ YIKTIĞI GİBİ O DA (HZ. MEHDİ (AS) DA) ÖNCEKİ TEMELLERİ YIKACAKTIR. O (HZ. MEHDİ (A.S.)), İslam 'ı yeniden baştan alacaktır. (Mikyalu'l Mekarim, c.1, s.57)
Hz. Mehdi (as) HİÇBİR BİDATI BIRAKMAYACAK. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 43)
Müvekkil, Mehdinin gelişini müjdelemesiyle, İslam'ın tüm hurafelerden arınacağı bir dönemin geleceğini anlatmıştır. Müvekkil, tüm bu anlatımlarını hadislere dayanarak yapmış ve tüm bunların yaşanacağını, bu dönemin istekle, coşkuyla beklenmesi gerektiğini belirtmiştir.
KALPLERDEKİ KİNLER ATILACAK, HER YERİ HUZUR VE EMNİYET SARACAK. (Bihar'ül Envar, c. 10)
Müvekkil, hadisin işaret ettiği gibi, tüm güvensizliklerin son bulduğu bir döneme işaret etmiş ve yeryüzünün tamamen huzur ve emniyet ile sarıldığı bir dönemin mutlaka gerçekleşeceğinin müjdesini vermiştir.
"Sonra Hz. Mehdi (as)'ın yükselişi olacak... ALLAH ONUN (HZ. MEHDİ (AS)'IN) VASITASIYLA YALANLARI ORTADAN KALDIRACAKTIR. ONUN (HZ. MEHDİ (AS)) VASITASIYLA, ŞİDDETİ ORTADAN KALDIRACAKTIR. O (Hz. Mehdi (as)) boyunlarınızdaki esaret ayıbını kaldıracaktır." (Kitab-ül Gaybet, [Bihar-ul Envar, cilt 51])
Hadislerdeki bu açıklamalara dayanarak müvekkilin insanlara haber verdiği bu dönem, İNSANLARIN TÜM BOYUNDURUKLARINDAN KURTULDUKLARI, YALANLARDAN UZAKLAŞTIKLARI, ŞİDDETİN TAMAMEN ORTADAN KALKTIĞI bir dönemdir.
Hz. Mehdi (as)'ın hükümranlığı zamanında ZALİMLERİN VE MÜSTEKBİRLERİN HÜKÜMRANLIĞI, MÜNAFIKLARIN VE HAİNLERİN SİYASİ NÜFUZU NABUD (YOK) OLACAKTIR (son bulacaktır). (El-Mehdiyy-il Mev'ud, c. 1, s. 252)
Hadiste belirtildiği şekilde zalim, müstekbir, münafık ve hainlerin nüfuzunun ortadan kalktığı bir dönem, kuşkusuz sevgisizlik ve zulüm içinde yaşayan tüm halkın özlemini çektiği bir dönemdir. Müvekkil, Kuran'ın izinden gidildiğinde bu ahlakın oluşacağını ve bunun sağlanacağını ısrarla anlatmıştır. Kendisini talebesi olarak addettiği Mehdi çıktığında da, tüm bunlar tamamen son bulacaktır.
ALEMDE VİRAN BİR YER KALMAYACAK ve Hz. Mehdi (as) HER YERİ ONARACAK, ABAT EDECEK (imar edecek, güzelleştirecektir). (El-Mehdiyy-il Mev'ud, c. 1, s. 264)
Müvekkile göre o dönem, HER YERİN BAŞTAN, MÜTHİŞ BİR ESTETİK VE SANATLA İNŞA EDİLDİĞİ, BOZUK VE ÇÜRÜK HİÇBİR YERİN KALMADIĞI ihtişamlı bir dönem olacaktır.
Hz. Mehdi'nin (as) döneminde FİTNE VE KAVGA ATEŞİ SÖNECEK, ZULÜM, GECE BASKINI VE YAĞMALAMA ADETİ KALKACAK, SAVAŞLAR YOK OLACAK. (El-Meh- diyy-il Mev'ud, c. 1, s. 264)
Müvekkil, kendisini talebesi olarak gördüğü Mehdi'nin izinden gittiğinden, Kuran ahlakı olarak tanımladığı güzel ahlakı her vesile ile yaşamış ve yaşatmaya çalışmıştır. Dolayısıyla, kendisinin temsil ettiği ve savunduğu ahlak, TÜM KAVGALARIN SONA ERDİĞİ, SEVGİSİZLİĞİN YOK EDİLDİĞİ, SAVAŞLARIN ASLA YAŞANMADIĞI bir dünyayı temsil etmektedir. Nitekim müvekkile göre, Mehdi'nin geliş döneminde tüm bunlar tam anlamıyla sağlanmış olacak ve fitne ve kavgaları körükleyen her ateş söndürüldüğü gibi, gece baskınları ortadan kalkacaktır.
HZ. MEHDİ (AS) GELDİĞİ ZAMAN MALI ÇOK DAĞITIR... (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 15)Ümmetim arasında HZ. MEHDİ (AS) ÇIKACAK, ALLAH ONU İNSANLARI ZENGİN KILMAK İÇİN GÖNDERECEKTİR. Ümmet nimetlenecek, hayvanlar bol bol yiyip içecek, arz nebatını çıkaracak, MAL "SAHAH" ÜZERE (eşit ve dengeli olarak sosyal adalet çerçevesinde) VERİLECEKTİR. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 15)
Hadislerde işaret edilen müjde ile müvekkil, çok yakın bir zamanda Mehdinin gelişi ile, yeryüzünün bolluk mekanı olacağını belirtmektedir. Şu anda yoksulluk ve ekonomik kriz ile boğuşan, adeta aç yaşayan insanlar, Mehdinin gelişi ile önü arkası kesilmeyen bir bolluğa kavuşacaklardır. Müvekkile göre, Mehdi'nin döneminde, insanlar ürünlerden çalmayacak, haksızlık yapmayacak, ölçüyü ve tartıyı hakkaniyetle kullanacaklardır. O dönemde yeryüzünün bereketinin de artması ile fakirlik ve açlık tamamen ortadan kalkacak, hatta insanlar, ellerindeki malın fazlalığından, mal dağıtılırken ihtiyaç dahi duymayacaklardır.
Müvekkilin hadislere dayanarak yaptığı anlatımlarına göre, Mehdi'nin varlığı, insanların zenginleşmesine vesile olacaktır. Kimsenin ne mala, ne mülke ne de paraya ihtiyacı kalmayacaktır.
Mehdi'nin çıkışı ile karşılaşılacak güzellik ve nimetler Tevrat'ta şöyle tarif edilmiştir:
... [Hz. Mehdi (as)] YARGILARKEN ADALETİ ARAYACAK... (Yeşaya, 16:5)
Şu anda özellikle ülkemizde sorunlu hale gelen adalet sistemi, hem hadislere, hem Tevrat'a hem de İncil'e göre, Mehdinin gelişi ile yeryüzünde tam manasıyla uygulanacaktır. Müvekkil, özellikle adaletin yeşereceği bu dönemi çok önemli görmekte, bu konuyu önemle belirtmektedir. Çünkü adaletin tesisi ile, diğer tüm sorunların çözümü kolaylaşacaktır.
Kralınız ULUSLARA BARIŞI DUYURACAK. Onun egemenliği bir denizden bir denize, Fırat'tan yeryüzünün uçlarına dek uzanacak. (Zekeriya, 9:10)
SAVAŞ ARABALARINI... UZAKLAŞTIRACAĞIM. SAVAŞ YAYLARI KIRILACAK. Kralınız [Hz. Mehdi (as)] ULUSLARA BARIŞI DUYURACAK... (Zekeriya, 9:10)
Mesih döneminde... SAVAŞLAR OLMAYACAK VE BİR MİLLET DİĞER BİR MİLLETE KILIÇ KALDIRMAYACAK... (Maimonides, Mişna Tora, Sanhedrin 10:1)
Barışın yeryüzüne hakim oluşu, tüm savaş teçhizatlarının ortadan kaldırılması, Tevrat'ta da haber verilen çok büyük bir müjdedir.
O gün... TEPELERDEN SÜT DAMLAYACAK... DERELERİNDE SU AKACAK... (Yoel, 3:18)
... İKİ KAT MÜLK EDİNECEKSİNİZ... (Yeşaya, 61:7)
O dönemde NE KITLIK NE DE SAVAŞ OLACAK, NE KISKANÇLIK NE DE REKABET OLACAK. Çünkü iyi olan şeyler bolca olacak ve tüm memnuniyet verici şeylere toz kadar rahat ulaşılacaktır. (Maimonides, Mişna Tora, Kralların Kanunları 12:5)
Bolluk ve bereketin tüm yeryüzüne yayılacağı, Tevrat'ta da verilen bir müjdedir. Müvekkil, tüm anlatımlarında, yaşadığımız sıkıntılı dönemi, bu büyük kurtuluştan önceki zorluk zamanı olarak nitelendirmekte ve kurtuluş döneminin yakın olduğunu müjdelemektedir.
...[Hz. Mehdi (as) döneminde halk] HAKSIZLIK ETMEYECEK, YALAN SÖYLEMEYECEK, KİMSEYİ ALDATMAYACAK... (Sefenya, 3:13)
O zaman ADALET ÇÖLE DEK YAYILACAK, DOĞRULUK MEYVE BAHÇESİNDE YURT BULACAK. (Yeşaya, 32:16)
İnsanların güvensiz bir ortamda yaşıyor olmaları bugünün en büyük şikayet konularından biridir. İnsanlar sürekli dolandırıcılık, ihanet ve haksızlıklarla boğuşmakta, sürekli aldatılmakta, sürekli yalanla karşılaşmaktadırlar. Dürüst bir insanın bulunması, adeta kıymetli bir mücevher bulmak gibi bir hal almıştır. İşte tüm bu kötülükler, güzel başlangıçlar için bir geçiş dönemidir. Müvekkilin Tevrat'ta işaret ettiği bu sözler, yakın bir zamanda Mehdi vesilesi ile yeryüzüne dürüstlük ve doğruluğun hakim olacağını göstermektedir.
[Hz. Mehdi (as) döneminde] bütün milletler... ARTIK HIRSIZLIK YA DA ZULÜM YAPMAYACAKLAR. (Maimonides, Mişna Tora, Sanhedrin 10:1)
Müvekkilin önemle üzerinde durduğu gibi, o dönemde, hırsızlıklar, dolandırıcılıklar, zulümler sona erecektir. Bu dönem, insanların asla haksızlığa uğramadığı bir dönem olacaktır.
Mesih döneminde dürüst bir topluluk öne çıkacak; İYİLİK VE AKIL HAKİM OLACAK. (Maimonides, Mişna Tora, Sanhedrin 10:1)
Şu anda kötülüğün ve menfaatçiliğin hakim olduğu dünyada, iyiliğin ve aklın hakim olacağı bir dönem kuşkusuz tüm insanların özlemidir. Tevrat'ta ifade edildiği şekilde, kurtuluşa ulaşılacak bu dönemde kimse kendi menfaatini düşünmeyecek, başkalarının iyiliğini düşünecektir. Müvekkilin belirttiği şekilde, zaten Kuran'ın esası, kendinden önce başkalarının haklarını ve çıkarlarını koruma üzerine kuruludur. Kuran'a dayalı İslam anlayışının yaşanması ile, tüm insanların rahat edeceği bir fedakarlık ve iyilik dönemi yaşanacaktır.
...Son günlerde... Rab birçok halkın arasındaki anlaşmazlıkları çözecek... ULUS ULUSA KILIÇ KALDIRMAYACAK, SAVAŞ EĞİTİMİ YAPMAYACAKLAR ARTIK. (Yeşaya, 2:2-4; Mika, 4:1-3)
Savaş arabalarını Efrayim'den, atları Yeruşalim'den (Kudüs'ten) uzaklaştıracağım. Savaş yayları kırılacak... (Zekeriya, 9:10)
O dönemde, AÇLIK YA DA SAVAŞ, HASET YA DA DÜŞMANLIK OLMAYACAK... (Maimonides, Mişna Tora, Kralların Kanunları 12:5)
...ÜLKEDEN YAYI, KILICI, SAVAŞI KALDIRACAĞIM, GÜVENLİK İÇİNDE YATIRACAĞIM ONLARI. (Hoşea, 2:18)
...ÜLKENİZE BARIŞ SAĞLAYACAĞIM. KORKU İÇİNDE YATMAYACAKSINIZ... SAVAŞ YÜZÜ GÖRMEYECEKSİNİZ. (Levililer, 26:5-6)
"...TOPLADIKLARI SİLAHLARI YAKACAKLAR. KÜÇÜK BÜYÜK KALKANLARI, YAYLARI, OKLARI, SOPALARI, MIZRAKLARI ATEŞE ATACAKLAR... YAKMAK İÇİN SİLAHLARI KULLANACAKLAR..." Egemen Rab böyle diyor. (Hezekiel, 39:9-10)
...İNSANLAR KILIÇLARINI ÇEKİÇLE DÖVÜP SABAN DEMİRİ, MIZRAKLARINI BAĞCI BIÇAĞI YAPACAKLAR... (Yeşaya, 2:4; Mika, 4:3)
... KİMSE ZARAR VERMEYECEK, YOK ETMEYECEK... (Yeşaya, 11:9)
Yukarıdaki Tevrat sözleri, hadislerde belirtilen önemli bir hususa dikkat çekmekte ve Mehdinin çıkış döneminde savaşlarının tümünün sona ereceğini, düşmanlıkların son bulacağını, savaş teçhizatlarının dahi ortadan kaldırılacağını, korkunun ve saldırıların sona erdiği bir barış dönemine girileceğini haber vermektedir. Müvekkile göre bu dönemde insanlar, artık başlarına ne gelir korkusuyla yaşamayacak, haset ve zulüm ile karşılaşmayacak, tam anlamıyla güvenlik içinde olacaklardır.
HALİMLER DÜNYAYI MİRAS ALACAK, DERİN BİR HUZURUN ZEVKİNİ TADACAKLAR. (Mezmurlar, 37:11)
... DOĞRULARIN GÜCÜ YÜCELTİLECEK, çünkü şöyle yazılmıştır: KIRACAĞIM KÖTÜLERİN BÜTÜN GÜCÜNÜ, DOĞRULARIN GÜCÜYSE YÜKSELTİLECEK. (Talmud, Megilah 17b)
... GURURLU, KÜSTAH OLANLARI UZAKLAŞTIRACAĞIM ARALARINDAN... bir daha böbürlenmeyecekler. (Sefanya, 3:11)
Artık BUDALAYA SOYLU, ALÇAĞA SAYGIN DENMEYECEK. (Yeşaya, 32:5)
Müvekkile göre ahir zamanda yaşanacak en büyük güzelliklerden biri, hadislerde İncil'de ve Tevrat'ta da haber verildiği üzere, halim, alçakgönüllü ve iyi insanların dünyanın hakimi olacak olmalarıdır. Artık onların hakkı yenmeyecek, hakkın tatbiki onların elinde olacaktır. Onların vesilesiyle zulüm ile dolu dünya, iyiliklerle dolu bir dünyaya dönüşecektir. Müvekkile göre malı elinde tuttuğu için hak yiyen, böbürlenen ve insanlara karşı küstahlaşan insanların sesi kısılacaktır.
Mehdi'nin çıkışı ile karşılaşılacak güzellik ve nimetler İncil'de şöyle tarif edilmiştir:
..."Son günlerde" diyor Allah, BÜTÜN İNSANLARIN ÜZERİNE RUHUM'U DÖKECEĞİM. OĞULLARINIZ, KIZLARINIZ PEYGAMBERLER GİBİ AHLAKA SAHİP OLACAKLAR. (Elçilerin İşleri, 2:16-17)
İncil'de de belirtildiği gibi bu dönem, insanların en yüksek ahlak seviyesine ulaştığı, kötülüklerden uzaklaştıkları bir dönemdir. Müvekkil, işte bu nedenle insanlara, böyle kutlu ve güzel bir dönemin varlığını hatırlatmakta ve Kuran Müslümanlığı ile bu güzelliğin başladığını, Mehdi'nin gelişi ile de bunları tüm dünyanın yaşayacağını haber vermektedir.
Şunu bil ki, son günlerde... [gerçeğe karşı gelenler] düşünceleri yozlaşmış, iman konusunda reddedilmiş insanlardır. Ama daha ileri gidemeyecekler. Çünkü... bunların da akılsızlığını herkes açıkça görecektir. (Pavlus'tan Timoteos'a II. Mektup, 3:1, 8-9)
Bundan sonra yeni bir gökle yeni bir yeryüzü gördüm... ARTIK NE YAS, NE AĞLAYIŞ, NE DE IZDIRAP OLACAK. Çünkü önceki düzen ortadan kalktı. (Vahiy, 21:4)
ARTIK HİÇBİR LANET KALMAYACAK... Artık gece olmayacak. Çıra ışığına da güneş ışığına da gereksinmeleri olmayacak... (Vahiy, 22:3-5)
… ALLAH GÖZLERİNDEN BÜTÜN YAŞLARI SİLECEK. (Vahiy, 7:17)
Yukarıdaki İncil sözlerinden de anlaşılabileceği gibi son dönem, insanların tüm HÜZÜNLERİNİN ORTADAN KALKTIĞI, insanların artık YAS TUTMADIKLARI, AĞLAMADIKLARI, İYİLERİN HAKİMİYETİNİN OLDUĞU bir dönem olacaktır. Müvekkil, Kuran'da tarif edilen "onlar için korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır" (Bakara Suresi, 62) ayeti gereği, bunun zaten Kuran'a uyan insanlar için çoktan başladığını, dünyanın son zamanında herkese sirayet edeceğini anlatmaktadır.
ARTIK ACIKMAYACAK, ARTIK SUSAMAYACAKLAR… (Vahiy, 7:16)
Yine hem hadislerde hem de Tevrat'ta haber verildiği şekilde son dönemlerde insanların üzerindeki kıtlık perdesi kalkacak, insanlar aç susuz kalmayacak, tam aksine yeryüzünde alabildiğine bolluk ve bereket olacak, herkes zengin ve refah içinde olacaktır.
Sonuç:
Müvekkilin, bir kısım hadisler, Tevrat ve İncil sözleri ile tarifini yaptığı ahir zamanın son dönemleri, müvekkile göre kesin olarak gerçekleşecektir. Bunun hemen öncesinde sıkıntılar, savaşlar, zorluklar yaşanacak ve insanlar dehşetli felaketlerin içine sürüklenmiş olacaklardır. Bu dönem İncil'de "doğum sancıları" olarak tarif edilmektedir.
BENİM ADIMDAN ÖTÜRÜ KRALLARIN VE VALİLERİN ÖNÜNE ÇIKARILACAKSINIZ… Anne babalarınız, kardeşleriniz, akraba ve dostlarınız bile sizi ele verecek ve bazılarınızı öldürtecekler. BENİM ADIMDAN ÖTÜRÜ HERKES SİZDEN NEFRET EDECEK… Dayanmakla canlarınızı kazanacaksınız. (Luka, 21:12, 16-19)
Bütün bunlar, DOĞUM SANCILARININ BAŞLANGICIDIR. O zaman SİZİ SIKINTIYA SOKACAK, ÖLDÜRECEKLER. BENİM ADIMDAN ÖTÜRÜ BÜTÜN ULUSLAR SİZDEN NEFRET EDECEK. (Matta, 24:8-9)
… İNSANLAR SİZİ MAHKEMELERE VERECEKLER… BENDEN ÖTÜRÜ VALİLERİN VE KRALLARIN ÖNÜNE ÇIKARILACAK, BÖYLECE ONLARA TANIKLIK EDECEKSİNİZ… Benim adımdan ötürü herkes sizden nefret edecek… (Markos, 13:9, 13)
Bu zorluklar, müvekkilin sıklıkla izah ettiği şekilde, hadislerde de kapsamlı olarak anlatılmaktadır. İnsanların savaş ve zulüm ile karşı karşıya kaldığı, zorluklar ve kıtlıklar içinde yaşadığı, felaketlerin ardı ardına geldiği ahir zaman, müvekkile göre hali hazırda yaşanmaktadır.
Müvekkil, yıllardır katıldığı yayınlarda, hazırladığı eserlerde ve elbette tüm yargılama sürecinde, hurafelerden arınmış ve Kuran'da anlatılan gerçek dinin anlaşılması ile, insanların tüm sıkıntılarından ve kaygılarından kurtulduğu bir yaşama kavuşacağını, öfke, nefret ve hainlik yaşamayacaklarını, özellikle kadınların hak ettikleri değere kavuşacaklarını ve üstün tutulacaklarını, kadın cinayetlerinin ortadan kalkacağını, savaşların duracağını, dolayısıyla savaş malzemeleri üretiminin de sona ereceğini ısrarla anlatmıştır. Çünkü müvekkile göre, Kuran'ın sunduğu zihniyet ve ahlak; savaşları, nefreti, kadın düşmanlığını, sevgisizliği, hainliği besleyen HER TÜRLÜ SAHTE İDEOLOJİYİ ORTADAN KALDIRACAK bir güce sahiptir. Müvekkile göre insan, Kuran'daki sırlar ile Allah'a ait, Allah'ın ruhundan yaratılmış bir varlık olduğunu kavradığı takdirde, başvurduğu tüm sahte ideolojiler doğal olarak ortadan kalkmakta ve Allah'a olan sevgisi ve saygısı artmaktadır.
Müvekkil, Mehdiyet konusunu anlatırken de insanlara bu güzel müjdeyi vermektedir. Müvekkile göre yaşadığımız ahir zamanda Mehdi'nin zuhuru her an beklenmektedir ve müvekkil, kendisini de Mehdi'nin bir talebesi olarak görmektedir. Bu nedenledir ki, özellikle hadislerde, Tevrat ve İncil sözlerinde Mehdi'nin çıkışını simgeleyen kurtuluş dönemine ait müjdeleri insanlara iletmektedir. Kurtuluşun gerçekleşeceği bu günler çok yakındır ve bu nedenle müvekkil, bu gerçeği tüm insanlara ileterek, ümitsiz olmamaları gerektiğini, her şeyin mutlaka düzelip en güzel haline geleceğini, bunun için zorluklara sabretmek ve Mehdi'nin geliş dönemini beklemek gerektiğini belirtmektedir. Savaşlarla, zorluklarla, zulümlerle ve kıtlıklarla dolu bu adaletsiz dünyada bu müjde, insanlar için bir ÜMİT IŞIĞI olacaktır. İnsanlar, çaresiz kaldıkları bu dönemde, bir kurtarıcının gelişini hevesle bekleyeceklerdir. Müvekkile göre Peygamberimizin "Mehdi ile müjdelenin" hadisindeki sır da budur; bu müjdenin herkese yayılması gerekmektedir.
Müvekkile göre derin devletin müvekkilin faaliyetlerini durdurması, kitap, yayın ve makalelerini yasaklaması, onu yakın çevresinden ayırmak ve yakın çevresini de abluka altına almak istemesinin temel sebebi, BU GERÇEKLERİ GİZLEYEBİLMEKTİR. Müvekkilin uzun zamandır dikkat çektiği gibi, deccaliyetin ateşini yakmakta olan İngiliz derin devleti, savaş sanayini elinde tutmakta ve bu nedenle de dünyanın çeşitli denek bölgelerinde savaşları devam ettirmektedir. İnsanları kıtlık, açlık ve savaş ile yüz yüze bırakarak nüfus planlaması yapmakta, sadece kendilerinden olanların var olduğu bir dünyayı oluşturmaya çalışmakta, diğer milletleri ya birbirlerine kırdırıp yok etmekte ya da kendilerine köle etmektedirler.
İşte müvekkilin, derin devletin sinsi düzenini ortadan kaldırmaya yönelik çabaları, Kuran Müslümanlığını ve Mehdiyetin gerçekliğini anlatıp insanları kurtuluşa yönelten girişimleri, derin devlet tarafından bu yüzden engellenmeye çalışılmaktadır. Müvekkilin çok defa dikkat çektiği gibi, ana dava iddianamesinde ve bundan sonra oluşturulan diğer yan kumpas dosyalarının iddianamelerinde de ağız birliği edercesine, hatta kopyala-yapıştır yöntemleriyle sadece müvekkilin Kuran'a dayalı İslam anlayışı ve Mehdiyet konusunun yer almasının tek sebebi budur. DERİN DEVLET, MÜVEKKİLİN FİKİRLERİNİ DURDURARAK, ESERLERİNİ YASAKLAYARAK, İNSANLARA UMUT VEREN BİR YAŞAM ŞEKLİNİ DURDURMAYA VE SUSTURMAYA ÇALIŞMIŞTIR.
Müvekkil, tekrar ve ısrarla belirtmek istemektedir ki, cezaevinden çıkmadan dahi olsa, kendisine verilecek imkanlarla, kadın cinayetlerinin durmasını, kadına gereken önemin ve değerin verilmesini, iç karışıklıkların ve anlaşmazlıkların sona ermesini ve özellikle Gazze'yi hedefleyen bombardımanların durmasını sağlayabilecektir. Müvekkilin hem halkımız hem de tüm Türkiye için amaçladığı ve hedeflediği hayat şekli, güzelliklerle ve özgürlüklerle dolu, adalet ve barış içinde bir hayat şeklidir.
Derin devletin tüm paniği, müvekkilin izah ettiği her konuda samimi olduğunu bilmesi ve insanlara ulaşabildiğini gözlemlemesidir. Bu hukuksuzluklarla dolu, acemice gerçekleştirilmiş kumpas girişiminin başka bir amacının olmadığı ortadadır.
Müvekkilin görüşlerini Sayın Mahkemenizin takdirine sunar, saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz.17.04.2025
Adnan Oktar müdafi,