İSTANBUL 1 AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA
DOSYA NO: 2024/74 E
SUNAN: Adnan Oktar
KONU: İddianamede sözde örgütün ideolojisi olarak tanımlanan ve yeniden yapılanma isnadında da sözde örgütün güya moral ve motivasyonu amacıyla ayakta tutulmaya çalışıldığı öne sürülen Mehdiyet ve İslam ahlakının dünyaya hakimiyeti inancının Kuran’da yer aldığı, dolayısıyla örgütsel bir amaç taşımasının mümkün olmadığı hakkında
AÇIKLAMALARIMIZ:
Önceki dilekçelerimizde Mehdiyet inancının bir suç örgütü ideolojisi olmasının mümkün olmadığını delilleriyle izah etmiştik. Mehdiyet hem ehli sünnet inancının hem de Şiilik, Caferilik gibi diğer mezheplerin temel inanç esaslarından biri olduğundan her Müslümanın inanması, anlatması, savunması inanç özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gereken bir konudur.
İslam alimlerinin ittifakla ortak kanaatine göre Kuran’da birçok ayette Mehdiyet anlatılır.
Müvekkilin bu konudaki düşünceleri ise şöyledir:
Müslümanların ittifak edip birlik olmasını, velayet sistemini, sevgiyi ve fedakarlığı, adaleti, cömertliği anlatan her Kuran ayeti aslında Mehdiyeti de anlatmaktadır. ANCAK HEPSİNDEN ÖNEMLİSİ İSLAM AHLAKININ DÜNYAYA HAKİM OLMASINI VAAD EDEN VE MÜJDELEYEN HER AYET DOĞRUDAN MEHDİYETİN ANLATIMIDIR. Bu ayetlerin en önemlilerinden biri ise NUR SURESİ’NİN 55. AYETİDİR.
Öncelikle unutulmaması gereken Allah’ın vaadinin hak, bu vaade inanmanın da Müslümanlar için farz olduğudur. Kuran’da birçok ayette Allah’ın nurunu yeryüzünde tamamlayacağı yani İslam ahlakının tüm dünyaya hakim olacağı vaad edilmiştir. Bu ayetlerden bazıları şöyledir:
Müşrikler istemese de o dini (İslam'ı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O'dur. (Tevbe Suresi, 33)
Andolsun, Biz Zikir’den sonra Zebur'da da: "Şüphesiz Arz'a salih kullarım varisçi olacaktır" diye yazdık. (Enbiya Suresi, 105)
Ki O, elçilerini hidayetle ve hak din ile, diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için gönderdi. Şahid olarak Allah yeter. (Fetih Suresi, 28)
Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler istemese de Allah, Kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor. (Tevbe suresi, 32)
Allah'ı, sakın elçilerine verdiği sözden dönen sanma. Gerçekten Allah azizdir, intikam sahibidir. (İbrahim Suresi, 47)
Allah, yazmıştır: "Andolsun, ben galip geleceğim ve elçilerim de." Gerçekten Allah, en büyük kuvvet sahibidir, güçlü ve üstün olandır. (Mücadele Suresi, 21)
Bu ayetlerde haber verildiği üzere;
- Bir kısım insanlar istemese de Allah mutlaka dinini üstün kılacak, yani dünyaya hakim edecektir.
- Allah nurunu tamamlamak yani sevgisinin en güzel tecellisi olan İslam ahlakını dünyanın her yerine hakim kılmayı istemekte, “bundan başkasını istememektedir” diyerek konuya verdiği önemi vurgulamaktadır.
- İslam ahlakının dünyaya hakim olacağı Tevrat ve Zebur gibi önceki Kitaplarda da müjdelenmiştir.
- İslam ahlakının hakim olmaması için çaba gösterenler hatta bu konunun konuşulmasını dahi istemeyenler olacak ama bu çabaları neticeye ulaşmayacaktır.
- İslam ahlakının hakim olmasına en çok karşı çıkanlar ise müşrikler olacaktır. Çünkü hakim olacak olan atalarından öğrenegeldikleri hurafelerle karışmış bir din anlayışı değil, Kuran’da anlatılan saf, temiz, kaliteli, asil, sevgi dolu, yüksek İslam ruhudur.
- Allah ve elçilerinin galip gelmesi yani İslam ahlakının hakimiyeti Allah vaadidir ve Allah vaadine sadık olandır.
- Olayları zahiriyle değerlendirenler Allah’ın vaadini uzak görebilirler. Zayıf imanlı olanlar “nasıl olacak ki” diye ümitsizliğe kapılabilirler. Allah ise “sakın Allah’ı elçilerine verdiği sözden döner sanma” diye vurgulayarak bu şekilde zayıflık içinde olanlardan müminlerin etkilenmemesi gerektiğini bildirmiştir.
Bu ayetlerde genel olarak tarif edilen İslam ahlakının hakimiyeti Nur Suresi’nin 55. ayetinde ise başka birçok detayla daha açıklanmıştır:
Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir (1): HİÇ ŞÜPHESİZ ONLARDAN ÖNCEKİLERİ NASIL 'GÜÇ VE İKTİDAR SAHİBİ' KILDIYSA (2), ONLARI DA YERYÜZÜNDE 'GÜÇ VE İKTİDAR SAHİBİ' KILACAK (3), KENDİLERİ İÇİN SEÇİP BEĞENDİĞİ DİNLERİNİ KENDİLERİNE YERLEŞİK KILIP SAĞLAMLAŞTIRACAK (4) VE ONLARI KORKULARINDAN SONRA GÜVENLİĞE ÇEVİRECEKTİR (5). Onlar, yalnızca bana ibadet ederler ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkâr ederse, işte onlar fasıktır. (Nur Suresi, 55)
1) ALLAH, İÇİNİZDEN İMAN EDENLERE VE SALİH AMELLERDE BULUNANLARA VA'DETMİŞTİR
Allah’ın samimi, candan iman etmiş ve yalnızca Allah için yaşayan kullarına vaadi vardır. Bu vaadin hak olduğuna her şeyi yapanın Allah olduğunu bilen ve buna göre yaşayanlar şeksiz şüphesiz iman ederler. Allah’ın vaadi mutlaka gerçekleşecektir. Çünkü Allah vaadinden dönmeyeceğini bildirmiştir:
Şunu bilsinler ki Allah verdiği sözden asla dönmez… (Hac Suresi, 47)
Bu, Allah’ın verdiği sözdür. Allah sözünden asla dönmez ve onu yerine getirmede kusur etmez. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler. (Rum Suresi, 6)
Allah’ın vaadi ayetin devamında izah edilmiştir.
2) HİÇ ŞÜPHESİZ ONLARDAN ÖNCEKİLERİ NASIL 'GÜÇ VE İKTİDAR SAHİBİ' KILDIYSA
Allah insanlık tarihi boyunca Hz. Süleyman ve Hz. Zülkarneyn vesilesiyle din ahlakını iki kere dünya üzerinde hakim etmiştir. Ayette “onlardan öncekileri” denilirken ahir zamanda yaşayan müminlerden öncekiler yani Hz. Süleyman ve Hz. Zülkarneyn; “güç ve iktidar sahibi kıldıysa” derken de bu şahıslar dönemindeki İslam’ın dünya hakimiyeti kast edilmektedir.
Bu gerçek hadislerde de bildirilmiştir:
Tüm olarak yeryüzünün meliki dört tanedir. Onların ikisi: Zülkarneyn ve Süleyman müminlerden, diğer ikisi, Nemrud ve Buhtunnasr kafirlerdendir. Yere beşinci olarak ehli beytimden biri sahip olacak. Yani Mehdi. (Mektubat-ı Rabbani, 2/1163)
Mehdi tıpkı Zülkarneyn ve Süleyman gibi dünyaya hükmedecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 29)
... Mehdi'nin Kurani hükümranlığı (Kuran ahlakının hakimiyeti) ALEMİN DOĞU VE BATISINI KAPLAYACAKTIR... (El-Mehdiyy-il Mev'ud, c: 1, s: 254- 255.)
Hz. Süleyman ve Hz. Zülkarneyn’den sonra yeryüzüne İslam ahlakının hakimiyetine vesile olacak kişi ise Mehdi olacaktır. Mehdi’nin bu hakimiyeti siyasi veya askeri bir hakimiyet değil, İslam ahlakının sevecen, sevgi dolu, adil, güzel ruhunun tüm dünyada etki sahibi olması anlamındadır. Güç ve iktidarla kastedilen tüm dünyanın İslam ahlakını esas alan bir düzen içinde yani sosyal adaletin olduğu, fakirliğin ortadan kalktığı, adaletin tam tesis edildiği, insanların mutlu ve sevinçli yaşadığı, her türlü korku ve endişenin ortadan kalktığı, her düşünceden ve inançtan insanın kendini hür hissettiği, insanların asırlardır özlemini duyduğu bir güzelliktir.
3) ONLARI DA YERYÜZÜNDE 'GÜÇ VE İKTİDAR SAHİBİ' KILACAK
“Onları da yeryüzüne güç ve iktidar sahibi kılacak” ifadesiyle Allah, Hz. Süleyman ve Hz. Zülkarneyn’in söz konusu hakimiyetleri dışında gelecekte olacak başka bir hakimiyet dönemi olacağını haber vermektedir. Ancak Mehdi’nin zuhur vakti olan Hicri 1400’e (içinde yaşadığımız yüzyıla) kadar dünya tarihinde bu şekilde bir dünya hakimiyeti hiçbir şekilde olmamıştır. Müslümanlar tam anlamıyla dünya çapında “güç ve iktidar sahibi” olamamışlardır. İslam ahlakı tüm insanlar tarafından benimsenmemiştir. Sonsuz güç ve kuvvet sahibi olan Allah “olacak” dediğine göre mutlaka gerçekleşecek olan bu vaadin ne zaman ve ne şekilde olacağının detaylarını ise Peygamberimiz (sav) izah etmiştir.
Hicri 1400’ün Mehdi’nin çıkış devri olduğu hadislerde Peygamberimiz (sav)’in verdiği dünyanın ömrüne dair bilgilerden net olarak görülmektedir. Peygamber Efendimiz (sav)’den rivayet edilen ve en büyük hadis imamlarından olan İmam Suyuti’nin naklettiği 8 sahih hadiste dünyanın ömrünün 7000 yıl olduğu, Peygamberimiz’e kadar bu sürenin 5600 yılının geçtiğini haber verilmiştir. 7000’den 5600’ü çıkarttığımızda geriye 1400 sene kalmaktadır. Bu hadislerden bazıları şöyledir:
İbni Asakir diyor ki: Ebu Said Ahmed b. Muhammed Bağdadi (aradaki ravi silsilesi ile) rivayet etti. Enes b. Malik (ra)’dan O dedi ki, Resulullah (sav) buyurdu: Kim bir din kardeşinin Allah yolunda bir ihtiyacını görürse, Allah Teala onun için, gündüzlerini oruçla, gecelerini de ibadetle geçirmişçesine ŞU DÜNYANIN YEDİ BİN YILLIK ÖMRÜ MÜDDETİNCE SEVAP YAZAR.
İbni Abiyy diyor ki: Ebu İshak, İbrahim b. Abdullah Nebti, (aradaki ravi silsilesi ile) rivayet etti. Enes b. Malik (ra)’dan O dedi ki, Resullullah (sav) buyurdu: DÜNYANIN ÖMRÜ, AHİRET GÜNLERİNDEN YEDİ GÜNDÜR. ALLAH TEALA BUYURDU Kİ: “SENİN RABBİNİN YANINDAKİ BİRGÜN, SİZİN SAYDIĞINIZ BİN YIL GİBİDİR.
Ahmed İbni Hanbel İlel’inde nakletti. İsmail b. Abdülkerim, Abdüssamed’den O da Vehb’den rivayet etti:
DÜNYADAN BEŞ BİN ALTI YÜZ YIL GEÇMİŞTİR.
(Ahir Zaman mehdisinin alametleri, Celaleddin Suyuti’nin tasnifinden Hadisler, Ali bin Hüsameddin El-Muttaki, sf. 88,89)
Peygamberimiz (sav) bir başka hadisinde ise ümmetin ömrünün 1500’leri çok geçmeyeceğini söylemiştir:
Benim ÜMMETİMİN ÖMRÜ 1500 SENEYİ PEK GEÇMEYECEK. (el-Havi li'l-Fetavi, Suyuti, 2/248; Ruhul Beyan, Bursevi, (Arapça) 4/262, Ahmed bin Hanbel, İlel, s, 89)
Bu bilgilere dayanarak birçok İslam alimi de Mehdi’nin çıkış döneminin Hicri 1400 (Miladi 1979) olduğunu ifade etmişlerdir. Örneğin Bediüzzaman Said Nursi bu konuda şöyle demektedir:
İstikbal-i dünyeviyede (dünyanın geleceğinde) 1400 SENE SONRA (Hicri 1400’de) GELECEK BİR HAKİKATİ (MEHDİ’Yİ) asırlarında (kendi yaşadıkları dönemde) karib (yakın) zannetmişler. (Sözler, s. 318)
Ümmetimin ömrü 1500’leri geçmez diye açıkça bildiren Peygamberimiz (sav)’in bu konuda verdiği önemli bilgilerden biri de Mehdi’nin çıkış alametlerinin bir tesbihin taneleri gibi ardarda meydana geleceğidir.
Dedi ki: BU İŞ (MEHDİ’NİN ÇIKIŞ ALAMETLERİ) TESBİH TANELERİ GİBİ ARKA ARKAYA MEYDANA GELİR. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 34)
Bu durumda Müslümanlar Peygamberimiz (sav)’in dünyanın ömrüne dair verdiği bilgileri, ahir zaman alametlerinin kesintisiz olarak birbirini takip eder şekilde ardarda gerçekleşmeye başladığını görmeleriyle birlikte değerlendirdiklerinde İslam’ın hakimiyetinin arifesinde olduklarını anlarlar. Hicri 1400’e girilmesiyle birlikte Peygamberimiz (sav)’in haber verdiği yüzlerce olay ardı ardına gerçekleşmeye başlamıştır. Fırat’ın suyunun kesilmesi, Afganistan’ın işgali, Irak’ın 3’e bölünmesi, Bağdat’ta alevli fitnelerin olması, Suriye’deki çatışmaları, Şam ve çevresinde meydana gelen olaylar, Ramazan ayında Ay ve Güneş tutulmaları olması, Filistin’de yaşanan zulüm, çift kuyruklu yıldızın geçmesi, büyük bir salgın hastalık yaşanması, depremlerin artması, ekonomik kriz gibi yüzlerce alamet birbirinin peşi sıra gerçekleşmektedir. Özellikle son 10 yılda bu öyle aşikar bir hal almıştır ki tüm dünya ahir zamanda olduğumuzu görmekte, isteyerek veya istemeyerek bu gerçeği dile getirmektedir.
Tüm bu bilgilerin ortaya koyduğu gerçek şudur: ALLAH’IN AYETTE HABER VERDİĞİ “ONLARA DA GÜÇ VE İKTİDAR VERECEK” YANİ İSLAM AHLAKI MEHDİ DÖNEMİNDE TÜM DÜNYAYA HAKİM OLACAK MÜJDESİNİN GERÇEKLEŞMESİ VAKTİ YAKINDIR.
4) KENDİLERİ İÇİN SEÇİP BEĞENDİĞİ DİNLERİNİ KENDİLERİNE YERLEŞİK KILIP SAĞLAMLAŞTIRACAK
Allah Müslümanlara bu ayetinde, “dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak...” ifadesiyle İslam ahlakının tüm dünyada hakim olacağını, yerleşik bir hale geleceğini ve güçleneceğini bildirmiştir. Bu şekilde kesin ve net bir yerleşik kılınma ve sağlamlaşma hali Hz. Süleyman ve Hz. Zülkarneyn dönemlerinden sonra hak dinlerin hiçbirinde Hicri 1400 yılına kadar yaşanmamıştır. Peygamberimiz (sav) ise bu hakimiyetin ahir zamanın Büyük Mehdisi zamanında gerçekleşeceğini net bir şekilde bildirmiştir.
Ayrıca ayette dikkat çekilen bir başka önemli husus daha vardır. Allah, “kendileri için seçip beğendiği dini” demektedir. Yani Peygamberimiz (sav)’den bu yana bazı bidatlarla karışarak günümüze kadar gelmiş olan, bazı mevzu hadisler üzerine kurulu inanç sistemi değil, Allah’ın Kendisinin beğendiği, Kuran’da açıklayıp bildirdiği gerçek din ahlakı dünyaya hakim olacaktır.
5) VE ONLARI KORKULARINDAN SONRA GÜVENLİĞE ÇEVİRECEKTİR
Görüldüğü gibi Nur Suresi 55. ayetin son kısmında da yine ahir zamana işaret edilmektedir. Bu son dönemde İslam ahlakının hakimiyetinden önce İslam dünyasının çatışmalar, fitneler, kargaşa, zulüm nedeniyle zorluk içinde korku dolu bir dönem yaşayacaklarını bildirmiştir. İslam ahlakının hakimiyeti öncesi adaletsizlik, gelir eşitsizliği, yokluk, fakirlik, savaşlar ve çatışmalar insanların büyük acılar yaşamasına sebep olacaktır. Gerçekten de 20. ve 21. yüzyıllar dünya tarihinin en çok kan dökülen, din savaşlarına sahne olan, iman edenlerin çok ciddi zorluklar yaşadıkları, imanlarını sakladıkları, ibadetlerini gizli yapmak durumunda kaldıkları yüzyıllar olmuştur. Tüm bu acıların tamamen son bulması İslam ahlakının dünyaya hakimiyetiyle olacaktır. Nitekim hadislerde de Peygamberimiz (sav), Mehdi döneminde
- Savaşların son bulup barışın dünyaya yerleşeceğini,
- Adaletin tam tesis edileceğini,
- Hiç kimsenin korku ve endişe duymayacağını,
- Kadınların alabildiğine özgür olacağını,
- Silahların tamamen ortadan kalkacağını,
- Fakirliğin son bulacağını,
- Tüm insanların özgür, zengin ve iyi yaşayacağını haber vermiştir.
Kap su ile dolduğu gibi yeryüzü barışla dolacaktır. Hiçbir kimse arasında bir düşmanlık kalmayacaktır. Ve bütün düşmanlıklar, boğuşmalar, hasetleşmeler muhakkak kaybolup gidecektir. (Sahih-i Müslim, 1/136)
(Mehdi’nin) Zamanında ne bir kimse uykusundan uyandırılacak, ne de bir kimsenin burnu kanayacaktır. (ElKavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, 44)
... (Hz. Mehdi) Zulüm ve kötülükle dolmuş dünyayı, adalet ve dürüstlükle dolduracaktır. (Ebu Davud. Tirmizi. Büyük Fitne Mesih Deccal, Saim Güngör, Pamuk Yayınları, s. 80)
Yeryüzü zulüm ve düşmanlıkla dolduktan sonra, mutlaka benim Ehli Beytim'den birisi (Hz. Mehdi) çıkar. Ve nasıl daha önce zulüm ve düşmanlıkla doluysa, O (Hz. Mehdi) dünyayı adaletle doldurur. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 11)
... Yeryüzü emniyetle dolacak ve hatta birkaç kadın yanlarında hiç erkek olmaksızın rahatlıkla hacca gidebilecektir. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 47)
Ümmetimden Mehdi çıkacaktır. Allahu Teala Hazretleri, insanları zengin kılmak için onu gönderecektir. O zaman ümmetim nimetlenecek, hayvanlar bolluk içinde ve arzın nebatatı çok fazla olacak, Hz. Mehdi, insanlara eşit şekilde bol bol mal dağıtacaktır. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 23)
(Mehdi) İnsanlara malı ve eşyayı dağıtırken, saymadan bol bol verecektir. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 21)
... (Mehdi devrinde) Mal da o kadar çoğalacaktır ki, hiçbir kimse mal kabul etmeyecektir. (Sünen-i İbn-i Mace, 10/340)
Sonuç olarak;
Nur Suresi’nin 55. ayetinde açık ve kesin olarak İslam ahlakının dünyaya hakimiyeti haber verilmiştir. İslam ahlakı dünyaya hakim olduğunda Müslümanların manevi lideri ve sevgi öğretmeni ise Mehdi olacaktır. Dolayısıyla Mehdiyete ve İslam ahlakının hakimiyetine inanmak ve bunları anlatmak bir Müslüman için inancının gereğidir. Vatandaşlarının inancı doğrultusunda yaşaması, konuşması, davranması ise evrensel hukuk kriterleriyle güvence altına alınmış haklardır. Müvekkilin de Mehdiyete inanması ve anlatması örgütsel bir tutum ya da bir suç unsuru değil tamamen inancının gereğidir.
Saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz. 13.12.2025