İSTANBUL 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ'NE

DOSYA NO               : 2024/74 E.

SUNAN                      : Adnan OKTAR

MÜDAFİİ                  : Av. Mert ZORLU

KONU                        : Müvekkil Adnan Oktar'ın yargılandığı 7 senedir, kendisine yönelik en temel suçlamanın Mehdiyet ve dini değiştirme iddiası üzerine olduğu, Mehdiyetin gerçekleşeceğini ve müvekkilin doğru bir din anlayışında olduğunu Diyanetin ve bir kısım alimlerin de çok iyi bildiğini, ancak bu konuda açıklama yapmamayı tercih ettiklerini izah eden müvekkilin açıklamalarının sunumudur. 

AÇIKLAMALAR:

Ana dava kapsamında müvekkil ve arkadaşları hakkında 2019 yılında tebliğ edilmiş olan iddianame ve sonrasında açılmış olan tüm davalarda, iddianamelerin ana konusu hep Mehdiyet olmuştur. Ana davanın, hiçbir sonuca bağlanmamış olan "Amaç Suç" bölümü, tamamen Mehdiyete yönelik anlatımlardan oluşmaktadır. Müvekkile yönelik suçlamaların temelinde asıl olarak Mehdiyet olduğu anlaşılmaktadır.

Müvekkil, sadece Mehdiyeti anlattığı için söz konusu hukuksuzluklara maruz kalmıştır. Bu konuda aşağıdaki açıklamaları yapmış bulunmaktayız. Müvekkilin açıklamalarını takdirinize sunuyoruz: 

Gerek Diyanet Gerekse Bir Kısım Alimler, Mehdiyet Konusunda Doğruları Anlattığımı Biliyorlar

2018 yılında yapılan operasyon akabinde gerçekleşen polis sorgusunda ana davaya, sonrasında eklenen yeni davalardan, duruşmalarda müvekkil Adnan Oktar ve arkadaşlarına sorulan sorulara kadar her aşamada, Müvekkil Adnan Oktar’a yöneltilen suçlamalar hep Mehdiyet konusu ile ilgili olmuştur. Duruşmalar esnasında defalarca, Mehdi olduğunu asla iddia etmediğini ve asla etmeyeceğini, arkadaşlarının da Müvekkil Adnan Oktar ile ilgili böyle bir inançları olmadığını söylemesine, arkadaşlarının da bunu hakim huzurunda dile getirmiş olmalarına ve bunu geçmişte de canlı yayınlar esnasında açıkça ifade etmiş olmasına rağmen, duruşmalarda Müvekkil Adnan Oktar’a sürekli olarak "Mehdiyeti neden anlattığı" sorulmuştur. Peygamberimiz (sav)'in "Mehdi ile müjdelenin" hadisini hatırlatmasına rağmen bu yönde sorgular ve suçlamalar bitmemiştir. Hedefin Mehdiyet olduğu ve Mehdiyet konusunun konuşturulmak istenmediği açıktır. Adnan Oktar ve arkadaşlarına yönelik suçlamaların en büyük amacı bu gibi gözükmektedir.

Ancak şu bir gerçektir ki, ŞAYET DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI VEYA ÜLKEMİZİN ALİM HOCALARI, ADNAN OKTAR’IN YANLIŞ DÜŞÜNDÜĞÜNÜ VE KONUŞTUĞUNU DÜŞÜNSELERDİ, O ZAMAN ÇIKIP DOĞRUSUNU ANLATABİLİRLERDİ. Adnan Oktar, hayatında doğru olduğunu görüp anladığı hiçbir şeye karşı çıkmamıştır, direnmemiştir. Dolayısıyla, doğru olan bir şeyi kabul etmemesi diye bir durum söz konusu olamaz. ANCAK ADNAN OKTAR’A GELİP, "YANLIŞ DÜŞÜNÜYORSUN, DOĞRUSU BU" DİYEN HİÇ KİMSE ÇIKMADI.

Bunun sebebi, ANLATTIKLARININ DOĞRU OLDUĞUNU BİLMELERİDİR. Mehdiyet konusunda anlattıklarının tümü, sahih hadislere dayandığından, hadislerde bildirilen Mehdi'nin çıkış alametlerinin büyük bir bölümü tahakkuk ettiğinden, delil ve belgelerle anlatım yaptığından, ANLATTIKLARININ İNKARI MÜMKÜN OLAMAMAKTADIR. Dahası, bu kişiler kendileri de bu hadisleri çok iyi bildiklerinden, durumun anlattığı şekilde olduğuna hemen kanaat getirmektedirler.

Bilmelerine, anlamalarına, doğru söylediğine kanaat getirmelerine rağmen, bu konuda destekleyici açıklamalarda bulunmamış, sadece suskun kalmışlardır. Çünkü bir kısım hocaların istediği şey Mehdi'nin gelmesi, savaşları durdurması, yeryüzünde adaleti tesis etmesi, insanların bolluk, neşe, sevinç ile dolması, özgürlüğün alabildiğine yaşanması DEĞİLDİR. Onlar, sahte bir inanç şekli olduğunu bilmelerine rağmen, BAĞNAZLIĞIN KARANLIK DÜNYASINDA YAŞAMAYI TERCİH ETMEKTE, ÜLKEMİZE DE BU SİSTEMİN YERLEŞMESİNİ CAN-I GÖNÜLDEN İSTEMEKTEDİR. Onlara göre,

  • zina eden kadınların taşlanarak öldürülmesi;
  • namaz kılmayanın,
  • sakalını kesenin,
  • içki içenlerin,
  • hırsızlık yapanların,
  • dinden dönenlerin,
  • namazı terk edenlerin,
  • zekat vermeyenlerin ÖLDÜRÜLMESİ
  • Orucu terk edenlerin HAPSEDİLMESİ VE AÇ BIRAKILMASI
  • Köpeklerin, eşeğin, kertenkelenin, karganın, güvercinin ŞEYTAN olduğu için ÖLDÜRÜLMESİ

Bağnaz zihniyet, işte böyle sahte ve korkunç bir din anlayışı benimsemiştir. Adnan Bey’in bu bahsettiği bir yargı, kanaat veya suçlama DEĞİL; BİZZAT SAHTE HADİSLERDE GEÇEN UNSURLARDIR. Bunlara bazı örnekler şu şekildedir:






















Kadınlar Hakkındaki Sahte Hadisler:






 

Hayvanlar Hakkındaki Sahte Hadisler: 






Bunlar ve bunlar gibi pek çok vahşiyane uygulama, KURAN'DA ASLA OLMAYAN, fakat sahte mevzu hadislerde geçen ve bazı hocaların gururla anlattıkları DİN ADINA UYDURULMUŞ YALANLARDIR.

Şayet Dini Değiştirdiyse,
Diyanet Neden Kuran'a Göre Yanlışlarını Gösteren Bir Rapor Yayınlamadı?

Belki insanların bir kısmı, şu an "din" denilerek savunulan bazı unsurların, içki içenlerin öldürülmesini şart koşan sahte bir inanca ait kabul ve uygulamalar olduğunun farkında bile değildir. Kuran'da olmayan unsurları insanlara dayatan, başörtüsünü, sakal bırakmayı, sarık giymeyi şart koşan inanç sisteminin, aslında yukarıda birkaç örneğini verdiğim mevzu hadislerden beslenen bir inanç sistemi olduğunu bilmemektedirler. Fakat buna rağmen, bu inanç sistemini esas kabul etmekte ve buradan yola çıkarak Adnan Oktar ve arkadaşlarına dini değiştirme suçlaması yapmaktadırlar.

OYSA DİNİ DEĞİŞTİRMİŞ OLANLAR, YUKARIDAKİ HADİSLERLE ŞEKİLLENEN SAHTE DİNE UYANLARDIRMÜVEKKİL ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARI İSE, KURAN'A UYMAKTADIR. Şayet -HAŞA- dini değiştirmiş olsaydı, BU KONUDA DERHAL DİYANET'E DANIŞILIR, oradan Müvekkil Adnan Oktar ve arkadaşlarıyla ilgili olarak, Kuran'a göre yanlış görülen hususlar hakkında bir RAPOR istenmiş olurdu. Oysa, 7 senedir devam eden yargılamalar boyunca Müvekkil Adnan Oktar ve arkadaşlarına yönelik "dini değiştirme" iftirası sürekli dile getirilmiş; ancak DİYANET'TEN HAKLARINDA TEK BİR RAPOR VERİLMEMİŞ, DİYANET BU KONUDA TEK BİR GÖRÜŞ AÇIKLAYAMAMIŞTIR.

Şu anda savundukları "KURAN'DAKİ İSLAM ANLAYIŞININ" TEK DOĞRU OLDUĞUNU Diyanet de, bir kısım alim ve hocalar da GAYET İYİ BİLMEKTEDİRLER. Mehdiyete yönelik açıklamalarının da doğru olduğunun, ahir zamanda olduğumuzun, Mehdi'nin zuhuru için hadislerde bahsedilen neredeyse bütün alametlerin gerçekleştiğinin farkındadırlarAncak bu konuda sessiz kalmaktadırlar.

Müvekkil Adnan Oktar ve arkadaşlarını, Mehdiyet konusunda konuşturmak istemeyenler ise, müvekkile bu kumpası kurmuş bulunan İngiliz derin devletinin ta kendisidir. Çünkü Mehdiyet, derin devletlerin tüm yıkıcı, sinsi ve insanları dinsizliğe sürüklemeye odaklanmış planlarını alt üst eder. Keza bu yüzden tarihte de Mehdiyetin temsilcisi olanlara karşı deccaliyetin temsilcileri devrede olmuş; bu konuda çaba yürütenleri yok etmek istemişlerdir. Hz. Musa (as), Mehdi öncüsü olduğu için, dönemin deccalı Firavun tarafından öldürülmek istenmiştir. Hz. İbrahim (as), yine Mehdi öncüsü olduğundan, dönemin deccalı Nemrut tarafından öldürülmek istenmiştir. Deccal, Mehdiyetin temsilcisi olarak gördüğü, kendi düzenini bozmasından korktuğu her peygamberi, her kutlu kişiyi, her samimi şahsı ortadan kaldırmak istemiştir. Şu anda da MEHDİYETTEN BAHSEDEN MÜVEKKİL ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARI OLDUKLARI İÇİN VE BU KONUDA DOĞRULARI SÖYLEDİKLERİ İÇİN, DECCALİYET BU KİŞİLERE CEPHE ALMIŞ DURUMDADIR.

Deccal, her ne kadar tüm gücüyle mücadele ederse etsin, doğruları durduramayacaktır. Tüm sinsi planlarına rağmen ne Hz. Musa (as)'a, ne Hz. İbrahim (as)'a ne de bu konuda çaba yürütmüş bir başka kişiye zarar verememiş, onları durduramamıştır. Mehdiyet, deccaliyetin tüm çabalarına rağmen mutlaka gerçekleşecektir. Dolayısıyla, bunu, Müvekkil Adnan Oktar ve arkadaşlarının veya başka bir kişinin anlatımlarını durdurarak engellemeye çalışmak, boşuna bir çabadır.

Allah ayetinde şöyle bildirir:

ALLAH, SUÇLU-GÜNAHKARLAR İSTEMESE DE, HAKKI (HAK OLARAK) KENDİ KELİMELERİYLE GERÇEKLEŞTİRECEKTİR. (Yunus Suresi, 82)

Sonuç:

Müvekkilin yukarıdaki açıklamaları Sayın Mahkemenizin takdirine sunar, saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz.23.12.2024

Adnan Oktar Müdafi,

Av. Mert Zorlu

Daha yeni Daha eski