İSTANBUL 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA

DOSYA NO            : 2024/60 E

SUNAN                  : Adnan Oktar

MÜDAFİİ               : Av. Mert Zorlu

KONU                    : Huzurdaki dosya kapsamında sözde mağdur olarak iddianamede adı geçen kadınlardan Asiye Sandıkçı (İdil Yıldan)’nın ana dava dosyasında vermiş olduğu ifadeler esas alınmış olduğundan sözde mağdurun aşamalarda değişiklik gösteren ifadelerindeki çelişkilerin sunumudur.

AÇIKLAMALAR:

Malumunuz olduğu üzere huzurdaki iddianamede yer alan “Örgüt Yöneticilerinin TCK 220/5 madde gereği örgüt faaliyeti kapsamında işlenen tüm suçlardan sorumlu oldukları” isnadıyla, müvekkilin dosya kapsamında yer alan tüm cinsel saldırı suçlamalarından da cezalandırılması talep edilmektedir. Ana dava dosyasının iddianame ve gerekçeli kararından birebir kopyalanarak hazırlanmış olan bu iddianamede, İddia Makamı müşteki ve sözde mağdur beyanlarının doğru olup olmadığını araştırma ihtiyacı hissetmeden, gerekli hukuki soruşturmayı hakkıyla yapmamış, bunun yerine bir dizi çelişkili beyanı mutlak doğru olarak kabul etmeyi tercih etmiştir.

Ana dava dosyasında husumetli müştekiler tarafından gerçekte olmayan bir portre çizilmeye çalışılmış ve bu senaryo dahilinde bazı kadınlar, bu arkadaş grubunun içinde sözde mağdur edilen ve aşağılanan tarafmış gibi gösterilmeye çalışılmıştır.

Kadınların mağdur edildiği şeklindeki gerçek dışı iddia, müşteki ve etkin pişmanların KURGULANMIŞ GERÇEK DIŞI ifadeleriyle zoraki ayakta tutulmaya çalışılmıştır. Bu sebeple müşteki/sözde mağdurların tamamının ifadeleri HEM AŞAMALARDA DEĞİŞİKLİK GÖSTERMEKTE HEM DE ÇOK SAYIDA MANTIKSIZLIK, BAĞLANTISIZLIK, TUTARSIZLIK ve ÇELİŞKİLER içermektedir. İstanbul BAM 1 Ceza Dairesi’nin vermiş olduğu 15.03.2022 tarihli ve 2021/696 E, 2022/258 K. Sayılı kararı tüm bu çelişkileri tek tek sıralamış ve bunca çelişki karşısında hukuken bir cinsel saldırı suçundan bahsetmenin mümkün olmadığı kanaatine varmıştır. İstanbul BAM 1 Ceza Dairesi’nin söz konusu kararının gerekçelerini özetleyen dilekçemiz bilgilerinize daha önce arz edilmiştir.

İddianamede isimleri davacı mağdur olarak yer alan kadınların iddianameye esas alınan beyanları ve İstanbul 30 Ağır Ceza Mahkemesinde görülmüş olan ana dava yargılaması esnasında ortaya çıkan hususlar Sayın Makamınız’ın vereceği hükmü doğrudan etkileyeceğinden, bu kadınların çeşitli aşamalardaki ifadelerinde yer alan aleni çelişki ve tutarsızlıklara ilişkin Sayın Mahkemenizi bilgilendirme gereği hasıl olmuştur.

Öncelikle şunu ifade etmek isteriz ki, sözde mağdur Asiye Sandıkçı’yla ilgili olarak yerel mahkemenin müvekkil Adnan Oktar hakkında vermiş olduğu ceza hükmü İstanbul BAM 1 Ceza Dairesi kararında “kanuni şikayet süresi geçtikten sonra başvuru yapıldığı gözetilerek davanın düşürülmesi gerektiği” tespitiyle bozulmuştur:


Ana dava dosyasında yargılanmış olan diğer sanıklar bakımından ise; “İddia edilen eyleme rızası bulunduğunun beyanlarıyla anlaşılması ve 2012 yılında ayrıldığı sözde örgüte sonrasında kendi isteğiyle yeniden katılması ve dosya kapsamındaki deliller ile, müsnet cinsel saldırı suçunun oluşmadığı” gerekçesiyle, sanıklar hakkında beraat yerine mahkumiyete karar verilmesinin hukuka uygun olmadığı tespiti yapılmıştır:


YANİ İSTİNAF MAHKEMESİ ASİYE SANDIKÇI’NIN ŞU ANKİ İDDİANAMEYE DE YANSIMIŞ OLAN TÜM İSNATLARINA KARŞIN “BERAAT KARARI VERİLMESİ GEREKİRKEN” DİYEREK BOZMA KARARI VERMİŞTİR.

Ceza  hukukunun  duayenlerinden ve yürürlükteki  5237  sayılı Türk  Ceza  Kanunu’nun yazarlarından   PROF.   DR.   İZZET   ÖZGENÇ DE,   dosyamıza   sunulan   14.09.2022   tarihli   hukuki mütalaasında   65.  –   66.  sayfalarda,  Asiye  Sandıkçı   bakımından  şu  değerlendirmeleri yapmaktadır:

Söz  konusu  davada  "müşteki"  ve  "katılan"  sıfatıyla  ifadesi  alınan  kişilerden Asiye Sandıkçı, ifadelerinde söz konusu örgütsel yapı içerisinde baş ta Serdar Dayanık olmak üzere çok sayıda kişiyle, büyük bir kısmıyla müteaddit defa olmak üzere, farklı yerlerde ve farklı zamanlarda cinsel birliktelikler yaşadığı yönünde açıklamalarda bulunmuş tur. Dosya içeriği itibarıyla, bu cinsel birleşmelerin adı geçen kişinin reşit olduktan, yani 18 yaşını tamamladıktan sonra gerçekleştiği anlaşılmaktadır.

Bu anlatımlar bağlamında adı geçen kişi, SÖZ KONUSU CİNSEL BİRLEŞMELER BAĞLAMINDA KENDİSİNE CEBİR, TEHDİT VEYA HİLE UYGULANDIĞI YÖNÜNDE HİÇBİR SOMUT VAKIADAN SÖZ ETMEMİŞTİR. Keza, adı geçen kişi, "2016 OCAK AYI" İTİBARIYLA SÖZ KONUSU TOPLULUKTAN AYRILMIŞ OLDUĞUNU BEYAN ETMESİNE RAĞMEN, işbu davanın soruşturma süreci başlayıncaya kadar HERHANGİ BİR KİŞİ HAKKINDA ŞİKAYETTE BULUNMAMIŞTIR. Anlatımları itibarıyla, adı geçen kişi, cinsel birliktelik yaşadığı kişilerin bulunduğu evlere, mekanlara her defasında kendi rızasıyla gitmiştir.

Prof. Dr. İzzet Özgenç’in dosyayı incelemesi sonrasında yaptığı bu tespitler de İstanbul BAM 1 CD’nin kararında olduğu gibi bu Asiye Sandıkçı’ya karşı -kanunlara ve Yargıtay içtihatlarına göre- bir cinsel saldırı suçunun işlendiğinin bahsetmenin mümkün olmadığını ortaya koymaktadır.

Dosyadaki cinsel saldırı suçlamalarının değerlendirilmesi esnasında şu önemli hususun da göz önünde bulundurulması gerekir: İstinaf Mahkemesi varlığı iddia edilen cinsel ilişkilerin var olduğu ön kabulüyle tamamının rıza sınırları içinde olduğuna hükmetmiştir. Müvekkil ve sanıklar ise dosyada adı geçen hiçbir kadın ile gayri meşru bir ilişki içinde olmadıklarını, zinayı yani evlilik dışı cinsel birlikteliği haram olarak kabul ettikleri için de sözde mağdur kadınların anlattıkları olayların hiçbirinin yaşanmadığını defalarca izah etmiş, delillerle de ispat etmişlerdir.

Müvekkil ve diğer sanıklar, dosyanın sözde mağdur kadınlarının rızalarıyla olsa dahi, onlarla Kuran'a göre haram sayılan herhangi bir cinsel birliktelik yaşadıkları iddiasını hiçbir şekilde kabul etmemektedirler.


ASİYE SANDIKÇI’NIN BEYANLARININ GEÇERSİZLİĞİYLE İLGİLİ AÇIKLAMALARIMIZ

Katılan ASİYE SANDIKÇI, 2016/103313 sayılı soruşturma dosyası kapsamında vermiş olduğu Emniyetteki ifadesine göre 04.06.1993 Trabzon doğumlu olup, 2004 yılında babasının mesleğinden dolayı İstanbul’a gelmiştir. Dilek Sabancı Ticaret Meslek Lisesinden 2010 yılında mezun olmuştur. Aynı yıl Marmara Üniversitesi Pazarlama Reklam Bölümüne girmiştir.  Asiye Sandıkçı,

  • Müvekkilin arkadaş grubuna ve çevresine kendisini İdil Sandıkçı olarak tanıtmıştır. Gerçek isminin Asiye olduğu, arkadaşları tarafından dava esnasında öğrenilmiştir.
  • Emniyet ifadesini09.2018 tarihinde yani operasyon tarihinden iki ay sonra vermiştir,
  • İfadesinden iki ay sonra da11.2018 tarihinde fotoğraf teşhisinde bulunmuştur,
  • Huzurdaki sözlü ifadesini ise 10.2024 tarihinde vererek, 2024/163 E sayılı dosyaya da katılma talebinde bulunmuştur.
  • Katılan Asiye Sandıkçı hakkında dosya kapsamında öncelikli olarak dikkat çeken nokta, cinsel saldırı isnadında bulunduğu şahısların yer aldığı arkadaş grubu içinde yaklaşık 3 YIL BOYUNCA bulunması, 09.2018 tarihine kadar da ŞİKAYETÇİ OLMAMASIDIR.
  • Katılan, 3 yıl içinde DEFALARCA imkânı olduğu halde iddia ettiği cinsel saldırı olaylarını kolluk kuvvetlerine İNTİKAL ETTİRMEMİŞTİR.
  • Aynı zamanda katılan, aile üyelerine de yakınlarına da gerçekleştiğini iddia ettiği olaylardan hiç BAHSETMEMİŞTİR.
  • Yaşadığını iddia ettiği cinsel taciz ve saldırılarda MUKAVEMET GÖSTERMEMİŞTİR.
  • Aksine KIZKARDEŞİNİ DE KENDİ İSTEĞİYLE BU ARKADAŞ GRUBU İLE TANIŞTIRMIŞTIR.
  • Gerçekleştiği iddia edilen suçlar; daima İstanbul’un en kalabalık meskûn mahalleri olan ve bağırılması ve/veya direnilmesi durumunda etraftan rahatlıkla duyulabilecek mekanlarda gerçekleşmiş, ama isnat edilen eylemler ETRAFTAN GÖRÜLMEMİŞ, DUYULMAMIŞTIR.
  • İDDİA ETTİĞİ OLAYLARIN HİÇBİR AŞAMASINDA KİMSEDEN BİR YARDIM TALEBİNDE BULUNMAMIŞTIR.
  • Katılanın müvekkil ve diğer sanıklarla olan arkadaşlığında herhangi bir BASKI ve ZORLAMA YOKTUR. Zira ifadelerinde İSTEDİĞİ ZAMAN BU ARKADAŞ GRUBU İLE GÖRÜŞMEYİ KESTİĞİNİ VE İSTEDİĞİ ZAMAN TEKRAR GÖRÜŞMEYE BAŞLADIĞINI BİZZAT BEYAN ETMİŞTİR.
  • Zorla cinsel istismar ve saldırıya uğradığını iddia ettiği olaylar sonrasında bile SANIKLARIN DA BULUNDUĞU ARKADAŞ GRUBU İLE GÖRÜŞMEYE KENDİ İRADESİYLE DEVAM ETMİŞ, A9 TV’de canlı yayınlarına çıkmış, bu grubun düzenlediği toplantı, davet ve organizasyonlara katılmış, bu ortamlarda çektiği fotoğraflarını sosyal medyada paylaşmıştır.
  • Katılan, 3 yıllık süre zarfında iddia ettiği cinsel saldırılara maruz kalması durumunda -Adli Tıp Kurumu ve uzmanlarca yaşanması kaçınılmaz olarak kabul edilen- TECAVÜZ TRAVMA SENDROMU, TRAVMA SONRASI STRES SENDROMU ve MAJOR DEPRESİF BOZUKLUK gibi psikolojik sorunlardan HİÇBİRİNİ YAŞAMAMIŞTIR. (Konuyla ilgili 16.05.2019 Tarihinde alınmış adli tıp raporu ekte sunulmuştur)
  • Aksine katılan bu süre zarfında NORMAL YAŞANTISINA DEVAM ETMİŞ, iddia ettiği olayları yaşadığı dönemlerde SAĞLIKLI RUH HALİNİ GÖSTEREN SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARINDA VE VİDEO ÇEKİMLERİNDE BULUNMUŞTUR.

Özetle yukarıda genel mantığını anlattığımız sebeplerden ve ileriki sayfalarda detaylandıracağımız tüm hukuki gerekçelerden dolayı, katılan Asiye Sandıkçı’nın HERHANGİ BİR CİNSEL TACİZE YA DA SALDIRIYA MARUZ KALMADIĞI ve DİNİ TELKİNLE İRADESİNİN FESADA UĞRATILMADIĞI açıkça anlaşılmaktadır. 

Bu sebeple katılanın rızası dışında bir olay yaşadığına dair, sanıkların cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı hiçbir delil BULUNMAMAKTADIRKatılanın cinsel suç isnatları TAMAMEN KENDİ ANLATIMLARIYLA SINIRLI VE SOYUT olup, hayatın olağan akışıyla tümüyle çelişmektedir. Bu beyanların bir kısım husumetli müştekile3rin yönlendirmeleriyle verildiği açıktır.

Keza söz konusu beyanlar, SOMUT KANITLARLA DESTEKLENMEMEKTE, AŞAMALARDA DEĞİŞİKLİK GÖSTERMEKTE, CİDDİ ÇELİŞKİLER BARINDIRMAKTA, ZORLANDIĞI YA DA İRADESİNİN FESADA UĞRATILDIĞINA İLİŞKİN EN UFAK BİR BELİRTİ DE İÇERMEMEKTEDİR.

Ayrıca katılanın aşamalarda değişiklik gösteren beyanları arasındaki ÇELİŞKİLER ve MANTIK HATALARI da dikkate alındığında, adli sicili tertemiz olan ve aşağıda detaylarıyla izah edeceğimiz tüm nedenlerden dolayı sanıkların, üzerlerine ATILI SUÇLARI İŞLEMEDİKLERİ HUKUKİ OLARAK AŞİKARDIR.


1.  ASİYE SANDIKÇI DİNİ TELKİNE MARUZ KALMAMIŞ VE İRADESİ HİÇBİR YOLLA FESADA UĞRATILMAMIŞTIR.

    Katılanın böyle bir beyanı da olmamasına rağmen, İddia Makamı iddianamede, Asiye Sandıkçı'nın iradesinin “sözde hile kullanılarak fesada uğratıldığı” yönünde kaynağı ve gerekçesi belli olmayan bir değerlendirme yapmıştır. İddia Makamı, Asiye Sandıkçı’nın bütün bu sözde cinsel saldırı eylemlerini, güya “dini telkin yoluyla kırılan iradesi ile kabul ettiği” görüşündedir. Ancak iddia makamı bu iddiasına bir delil veya destekleyici bir beyan getirememekte, bu yorum, sadece şahsi ve önyargılı bir değerlendirmeden ibaret kalmaktadır. İddia Makamının bu görüşünün hem hukuki hem bilimsel hem de mantıksal açıdan kabul edilmesi mümkün değildir.

    Çünkü ASİYE SANDIKÇI'NIN BÜTÜN AÇIKLAMALARINA BAKILDIĞINDA KENDİSİNE BİR DİNİ TELKİN YAPILMADIĞI, HATTA AKSİNE BU YÖNDEKİ KONUŞMALARA TEPKİSİZ KALDIĞI ANLAŞILMAKTADIR.

    Örnek-1: İfadesinde Müge adı verilen bir kişinin kendisine Akın Gözükan ile öpüşebilirsin, sevişebilirsin diye telkin verdiğini anlatmıştır. “Ben de ne alaka diyip Müge ve BU GRUP İLE GÖRÜŞMEYİ KESTİM. Çünkü bana hem dini anlatıp bir anda öpüşme sevişme işlerine girince bunu YADIRGADIM” demektedir.

    Burada katılan, Müge isimli bir kişinin kendisine böyle bir söz söylediğini iddia ederek gerçeğe aykırı beyan vermiştir. Ancak bu noktada önemli olan, Asiye Sandıkçı'nın bu ifadelerle kendisine "hem dini anlatıp bir anda öpüşme sevişme işlerine girince bunu YADIRGADIĞINI" söylemesidir. Katılanın kendi beyanlarından da anlaşılabileceği gibi, dini telkin vererek bir kişiyi cinselliğe ikna etmek gibi akla ziyan bir durum kesin olarak yoktur; böyle bir ihtimal katılan tarafından da son derece mantıksız karşılanmaktadır.  Demek ki iddianamenin aksine, katılanın doğruyu yanlıştan ayıracak ve yanlış olan bir telkine direnecek açık iradesi bulunmaktadır.

    Örnek -2: Asiye Sandıkçı daha sonra telefonda cinsellikten konuştuklarını ifade etmiş; "dini konulardan bahsetmeyecek miyiz?" sorusunu yöneltmiştir. Demek ki cinsellikten bahsedilen bu süreç içinde hiçbir dini konuşma olmamıştır. Dahası, sorduğu bu soru ile DİN İLE CİNSELLİK İÇEREN KONULARIN BAĞDAŞMADIĞININ ŞUURUNDA OLDUĞU DA AÇIKTIR

    Örnek-3: Asiye Sandıkçı ifadesinde iddia ettiği İLİŞKİ ÖNCESİNDE KENDİSİNE İLİŞKİYE GİRMEK İÇİN BİR "DİNİ TELKİN" VERİLDİĞİNDEN BAHSETMEMİŞTİR. Tam tersine iddiasına göre, ana davanın etkin pişman sanıklarından Serdar Dayanık’a ilişkiden sonra "tamam yaptık ama bu doğru mu?" diye sormuştur. SORGULAMA İRADESİ SON DERECE AÇIKTIR. Katılan Asiye Sandıkçı’nın öncesinde hiçbir dini içerikli konuşma olmamasına rağmen, iddiasına göre cinsellikle ilgili olarak “BU DOĞRU MU?” SORUSUNU SORMASI BİLE İDDİANAMEDE ANLATILAN “İRADENİN FESADA UĞRAMASI” DURUMU OLMADIĞININ somut delilidir.

    İrade fesadı denilen kavram, kişinin yaptığı şeyin doğruluğuna kayıtsız şartsız inandığını şart koşmaktadır. Ancak burada katılan, yaptığı şeyin dinen doğru olup olmadığını bile bilmemektedir. Yaparken sorgulamaya bile ihtiyaç duymamış; sorgulamak sonradan aklına gelmiştir.  

    Örnek-4: Asiye Sandıkçı, anal ve oral saldırıya maruz kaldığını iddia etmesine rağmen, iddiasına göre SERDAR DAYANIK’LA BİRLİKTE OLMAKTAN DA VAZGEÇMEMİŞ, ONUNLA BİRLİKTE OLMAYI KENDİSİ TALEP ETMİŞ VE HER İSTEDİĞİNDE ONUNLA BERABER OLMAKTA BİR SAKINCA GÖRMEMİŞTİR.

    Örnek-5: Asiye Sandıkçı, Serdar Dayanık’ın her söylediğine itaat etmek zorunda olduğunu ifade etmiştir. Ancak; tam aksine KİMSENİN BU YÖNDE BİR TELKİN VERMEDİĞİ VEYA ONU YÖNLENDİRMEDİĞİ, MAHKEME HUZURUNDA VERDİĞİ AŞAĞIDAKİ İFADESİNDEN ANLAŞILMAKTADIR:

    Asiye Sandıkçı'nın 05.08.2020 tarihli mahkeme ifadesinden: 

    MÜŞTEKİ TANIK ASİYE SANDIKÇI: …Bu şekilde zaten ne derlerse yapıyordum. Şuraya gel diyorlar şuraya gidiyorum. Buraya gel diyorlar buraya gidiyorum.

    MAHKEME BAŞKANI : Kim peki buna karar veriyor ?

    MÜŞTEKİ TANIK ASİYE SANDIKÇI: Yani işte ilk Müge'yle tanıştım Müge başlangıcında karar verdi. Sonra beni Sedat Altan'la tanıştırdı. Sedat Altan'ın kendisi de her dediğini yaptığını görünce ben de onun dediklerini de yapmaya başladım

    Katılanın bu beyanından anlaşıldığına göre, “her denileni yapmaya karar vermesi ve yapması”nın sebebi Müge isimli birinin Sedat Altan isimli kişinin istediklerini yaptığını gözlemlemiş olmasıdır. Kendisine “şunu yap” denildiğini söylememiştir.

    Asiye Sandıkçı’nın beyanlarına göre, Serdar Dayanık ile onun evinde 2012 yılı sonu-2013 yılı başında 20 yaşındayken ilk kez anal ve oral saldırıya maruz kaldığında evde başka kimsenin bulunmamaktadır. Asiye Sandıkçı’nın yine kendi ifadesiyle bu saldırıya rağmen sonrasında iki yıl boyunca sadece Serdar Dayanık ile ilişki yaşamaya devam etmiştir. Bu da, İRADESİNİN HİÇBİR ŞEKİLDE FESADA UĞRAMADIĞINI, yani müvekkilin arkadaş grubu ile sadece erkek arkadaşı olarak gördüğü Serdar Dayanık sebebiyle görüşmeye başladığının ortaya koymaktadır


    2.  KATILANIN SÖZDE CİNSEL SALDIRI, TECAVÜZ ve ZORLA İSTİSMAR İDDİALARI ÇELİŞKİLER İÇERMEKTEDİR

         2.1   Katılan Asiye Sandıkçı’nın emniyet ifadesindeki dikkat çeken detaylardan ilki belli bir konuda belli bir kişiden şikayetçi olmamasıdır. Yalnızca "Bu süreçte sözde ecir amaçlı turnikeye Orkun ŞiMŞEK, Erol ŞiMŞEK, Adnan Bora ÖNEN, Oktar BABUNA, Tarkan YAVAŞ, Altuğ BERKER, Bülent SEZGİN, Can DAGTEKİN, Fatih MÜFTÜOGLU, Kartal İŞ, Kerem Emre YOLA, Kemal AYAZ, Mehmet Burak ÖGE, Mehmet YILDIRIM, Cihat GÜNDOGDU, Mustafa ARULAR, Ufuk ZEYTİNOGLU, Serkan AK, Serkan YUMRU, Tahsin AKKAŞ, Semih MARANGOZOGLU, Özgür PALUT, Anıl SÜER, Sedat ALTAN, Halil MÜFTÜOGLU, Levent DENiZOGLU, Levent SEZGİN, Rasin KOTİL ile ilgili olarak hatırladıklarımdır." demiştir. Emniyet ifadesini "şu anda hatırladığım ve anlatacaklarım bunlardan ibarettir" sözleri ile tamamlamış, ANCAK ŞİKAYETÇİ OLDUĞUNU BELİRTMEMİŞTİR.

         2.2   Asiye Sandıkçı’nın ifadesinde net olarak hakkında “zorla ilişki, taciz, şiddet” iddialarının öne sürdüğü şahıs asıl olarak Serdar Dayanık'tır. Ancak;
    • Emniyet ifadesinde adı geçen sanıklardan SERDAR DAYANIK ile "SEVGİLİ GİBİ" OLDUKLARINI ve İLİŞKİLERİNİN İKİ YIL DEVAM ETTİĞİNİ BELİRTMEKTEDİR. ZORLAMA, TACİZ, ŞİDDET GÖRDÜĞÜ BİR İLİŞKİYİ İKİ YIL SÜRDÜRMESİ AKLA VE MANTIĞA AYKIRIDIR.
    • Asiye Sandıkçı'nın sözde zorla ilişki, taciz, şiddet iddiasında bulunduğu ORKUN ŞİMŞEK, BÜLENT SEZGİN, TAHSİN AKKAŞ ile BAZ İSTASYONU ÇAKIŞMASI YOKTUR. BU DURUMDA AYNI MEKANDA BİLE BULUNMADIĞI KİŞİLERİN ASİYE SANDIKÇI İLE ZORLA İLİŞKİYE GİRMİŞ OLMALARI KUŞKUSUZ Kİ İMKANSIZDIR.
    • Katılanın müvekkil Adnan Oktar’ın sözde kendisini taciz ettiği yönünde huzurda verdiği ifade ise şöyledir:

      MÜŞTEKİ TANIK ASİYE SANDIKÇI: Beni çağırdı bileğimden işte nabzımı yokladı. Ondan sonra boynumdan yokladı. Sonra saçımı çekti. Ondan sonra o gün SANIRIM GÖĞÜSLERİMİ ELLEDİ.

      TACİZE UĞRAYAN BİR KADIN HİÇBİR ZAMAN UĞRADIĞI TACİZİ UNUTMAZ VE BU TACİZ OLAYINI "SANIRIM" ŞEKLİNDEKİ MUĞLAK BİR SÖZ İLE TARİF ETMEZ. 

      Tacize uğrayan bir kadın, yaşadığı olayı yıllar geçse de defalarca ve tüm detaylarıyla hatırlayacak kadar net olarak yaşar. Katılanın “SANIRIM” şeklindeki bu ifadesi HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRIDIR.

           2.3   Asiye Sandıkçı’nın cinsel suç isnadı konusu ile ilgili müşteki ifadesinde, foto teşhis tutanağında anlattıklarıyla çelişkiler bulunmaktadır.

      Asiye Sandıkçı’nın 05.09.2018 tarihli emniyet ifadesinde cinsel suç isnatları ile ilgili kurduğu cümleler şu şekildedir:

      • "Bu süreçte sözde ecir amaçlı turnikeye Orkun ŞİMŞEK, Erol ŞİMŞEK, Adnan Bora ÖNEN, Oktar BABUNA, Tarkan YAVAŞ, Altuğ BERKER, Bülent SEZGİN, Can DAGTEKİN, Fatih MÜFTÜOGLU, Kartal İŞ, Kerem Emre YOLA, Kemal AYAZ, Mehmet Burak ÖGE, Mehmet YILDIRIM, Cihat GÜNDOGDU, Mustafa ARULAR, Ufuk ZEYTİNOGLU, Serkan AK, Serkan YUMRU, Tahsin AKKAŞ, Semih MARANGOZOGLU, Özgür PALUT, Anıl SÜER, Sedat ALTAN, Halil MÜFTÜOGLU, Levent DENİZOGLU, Levent SEZGİN, Rasin KOTİL hatırladıklarımdır."

      Asiye Sandıkçı’nın 15.11.2018 foto teşhis tutanağında "Örgütün mecbur kıldığı şekilde anal ve oral yoldan birlikte olduğum kişidir." diyerek teşhis ettikleri kişiler ise:

      • "Abdülkadir Erhan Keskin, Adnan Bora Önen, Ahmet Oktar Babuna, Altuğ Müştak Berker, Bora Yıldız, Bülent Sezgin, Cem Sedat Altan, Erol Şimşek, Hayri Can Dağtekin, Hikmet Fatih Müftüoğlu, Kartal İş, Kemal Ayaz, Kerem Emre Yola, Levent Denizoğlu, Mehmet Burak Öğe, Mehmet Yıldırım, Muhammet Cihat Gündoğdu, Mustafa Arular, Münir Ufuk Zeytinoğlu, Halil Hilmi Müftüoğlu, Orkun Şimşek, Özgür Palut, Rasin Kotil, Semih Selman Marangozoğlu, Serdar Dayanık, Serhan Ak, Serkan Yumru, Tahsin Akkaş, Tarkan Yavaş, Levent Sezgin, Anıl Süer"dir.

      Çelişki - 1Asiye Sandıkçı emniyet ifadesinde "Abdülkadir Erhan Keskin" isimli kişiden hiç bahsetmezken, foto teşhis tutanağında "ifademde bahsetmediğim ancak fotoğrafını görünce teşhis ettiğim kişidir. Örgütün mecbur kıldığı şekilde anal ve oral yoldan birlikte olduğum kişidir." ifadesini kullanmıştır. BİR GENÇ KIZIN "ZORLA ANAL VE ORAL" YOLDAN CİNSEL BİRLİKTE OLDUĞU BİRİSİNİ UNUTMASI, KENDİSİNE ZORLA CİNSEL BİRLİKTELİK YAŞATAN BİRİSİNİ ŞİKAYET ETMEK İÇİN GİTTİĞİ HALDE ONUN İSMİNİ, HATTA O KİŞİNİN VARLIĞINI UNUTMASI OLAĞAN BİR DURUM DEĞİLDİR, CİDDİ BİR ÇELİŞKİDİR.

      Çelişki - 2Asiye Sandıkçı’nın ifadesinde suçlamaları yönelttiği kişiler olan Adnan Bora Önen, Ahmet Oktar Babuna, Altuğ Müştak Berker, Bora Yıldız, Bülent Sezgin, Cem Sedat Altan, Erol Şimşek, Hayri Can Dağtekin, Hikmet Fatih Müftüoğlu, Kartal İş, Kemal Ayaz, Kerem Emre Yola, Levent Denizoğlu, Mehmet Burak Öğe, Mehmet Yıldırım, Muhammet Cihat Gündoğdu, Mustafa Arular, Münir Ufuk Zeytinoğlu, Halil Hilmi Müftüoğlu, Özgür Palut, Rasin Kotil, Semih Selman Marangozoğlu, Serhan Ak, Serkan Yumru, Tarkan Yavaş, Levent Sezgin, Anıl Süer için "zorla anal ve oral yoldan" cinsel ilişki iddiası yoktur. EMNİYET İFADESİNDE YUKARIDA ADLARI YAZILAN KİŞİLER İÇİN "SÖZDE ECİR AMAÇLI TURNİKEYE GİRDİĞİNİ … HATIRLADIKLARIMDIR" ŞEKLİNDE UCU AÇIK, İSPATI İMKANSIZ, TAMAMEN FARAZİ BİR BEYANDA BULUNMUŞTUR.  

      Ancak Asiye Sandıkçı, foto teşhis tutanağında bir anda bu ismi geçen kişilere yönelik zorla taciz, tecavüz vs. gibi iddialar eklemiştir. BU ANLAMDA CİNSEL SUÇ İDDİALARI, 05.09.2018 TARİHLİ EMNİYET İFADESİ İLE 15.11.2018 TARİHLİ FOTO TEŞHİS TUTANAĞINDA TAMAMEN FARKLIDIR. BU DURUM DEV BİR ÇELİŞKİDİR.

      Buradaki önemli çelişkinin neden ve nasıl oluştuğunu daha iyi anlamak için katılan İffet Piraye Yüce'nin İstanbul 30 Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ifadesinde belirttiği durum oldukça önemlidir. Şöyle ki: 

      13.11.2018 tarihinde İffet Piraye Yüce’nin fotoğraf teşhis tutanağında gösterilen 19 KİŞİNİN HER BİRİ İÇİN, NOKTASI VİRGÜLÜNE KADAR BİREBİR AYNI METİN KOPYALANIP YAPIŞTIRILMIŞTIRHatta her birinde "CİNSEL SALDIRI FİİLLERİNİ" ifadesi büyük harfle yazılmıştır.

      İffet Piraye Yüce de mahkeme ifadesinde,

      Fotoğraf teşhis işleminin ÖNCEDEN HAZIR EDİLDİĞİNİ ve kendisinden sadece "SANKİ İFADESİNDE ADINI GEÇİRDİĞİ KİŞİLERMİŞ GİBİ" İMZALAMASI İSTENDİĞİNİ belirtmiştir. Bu sebeple de, fotoğraf teşhis tutanaklarında gösterilen kişilerin kendisine cinsel saldırı eylemini GERÇEKLEŞTİRMEDİKLERİNİ mahkeme huzurunda belirtmiştir.  

      İffet Piraye Yüce'nin konuyla ilgili 24.08.2020 tarihli mahkeme beyanı şu şekildedir: 

      "MÜŞTEKİ İFFET PİRAYE YÜCE: Polise 2. gidişimde resim teşhisi oldu. O resim teşhisinde bir yanlış anlaşılma var anladığım kadarıyla. Çünkü ben şöyle resim teşhisine çağrıldım.

      Bana epeyce bir resim gösterildi yine Vatan Emniyet'e gittim yani belki 70 tane gösterilmiştir. Bana şöyle dedi polis memuru tanıdığın, hatırladığın kişileri söyle dedi. Ben bunları seçerim dedi. Sonra baktık. Ben bunu bunu bunu dedim seçtim sonra onlardan bir liste yapıldı, işte yanına da yapıştırma şeklinde 'işte bu hatırladığım cinsel saldırı eyleminde bulunmuştur' diye HEPSİNİN YANINA YAPIŞTIRILDI. Fakat şöyle bir enteresan bana polis memuru bana şey demedi … Bana mesela şeyi sormadı eylemin detayı sorulmadı, yani hangi yolla ne şekilde. Tanıdıkların, hatırladıkların dedi. Ben de orada esasında … genel bir isimler saydım ben yani bu kapsamda derece derece muhatap olduğum insanları söyledim. Fakat oraya … hepsi, ben sonra iddianame de görünce şaşırdım. Onu düzeltmek istiyorum orada herkesle anal, oral ilişki yaşadım gibi bir şey yansımış, BU DOĞRU DEĞİLDİR. Hatta işin ilginci de şu mesela Adnan Oktar da var o kutucukta, onun yanında da aynı şey yapışık. Yani halbuki benim Adnan Oktar'la anal, oral yaşama gibi bir durumum söz konusu değil."

      Söz konusu fotoğraf teşhis tutanağını bu şekilde hazırlayan kişi, teşhis tutanağının altında imzası bulunan ve ana dava dosyasındaki pek çok hukuksuz işlemde dahli olan, 36 KİŞİNİN FOTOĞRAF TEŞHİS İŞLEMİNİ YAPTIRMIŞ, 98 KİŞİNİN İSE İFADESİNDE HAZIR BULUNMUŞ OLAN 326730 sicil nolu POLİS MEMURU İBRAHİM HALİL AYGÜNER’DİR.

      İBRAHİM HALİL AYGÜNER'İN İMZASI, AYNI ZAMANDA ASİYE SANDIKÇI'NIN EMNİYET İFADESİNİN ALTINDA DA YER ALMAKTADIR.  

      Çelişki - 3Katılan Asiye Sandıkçı, emniyet ifadesinde, Tarkan YAVAŞ, Altuğ BERKER, Bülent SEZGİN, Hayri Can DAĞTEKİN, Fatih MÜFTÜOĞLU, Serkan YUMRU'ya yönelik olarak cinsel suç isnatlarında bulunmuştur. Ancak mahkeme huzurundaki ifadesinde Tarkan YAVAŞ, Altuğ BERKER, Bülent SEZGİN, Hayri Can DAĞTEKİN, Fatih MÜFTÜOĞLU, Serkan YUMRU’nun adları geçmemektedir. CİNSEL TACİZE UĞRADIĞINI SÖYLEYEN BİR KADININ KENDİSİNİ TACİZ EDEN KİŞİLERİ UNUTMASI MÜMKÜN OLMAYACAĞINA GÖRE, AÇIKTIR Kİ ASİYE SANDIKÇI, EMNİYET İFADESİNDE EZBERLETİLİEN İSİMLERİ SAYMAK ZORUNDA BIRAKILMIŞ, MAHKEMEDE İSE EZBERLEDİKLERİNİN BİR KISMINI UNUTMUŞTUR. 

      Çelişki - 4: Asiye Sandıkçı, iki yıllık ilişkisi içerisinde Serdar DAYANIK’ın eliyle bekaretini bozmayı bir çok kez denediğini, çok kere buna karşı çıktığını ama bir keresinde zorla eliyle bekaretini bozduğunu anlatmıştır. Fakat mahkeme huzurundaki ifadesinde Serdar Dayanık’ın daha ilk cinsel ilişki sırasında bekaretini bozduğunu beyan etmiştir. Genç bir kız için bekaretinin bozulduğu anın önemi şüphesizdir. ASİYE SANDIKÇI’NIN BİR GENÇ KIZ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ OLAN BEKARETİNİN BOZULDUĞU AN İLE İLGİLİ OLARAK BİLE ÇELİŞKİLİ İFADELER VERMESİ İSNATLARININ DOĞRU OLMADIĞINI BELGELEMEKTEDİR. ÇÜNKÜ ÇELİŞKİ YALNIZCA YALANDA OLUR.  

      Çelişki - 5: Emniyet ifadesinin 2. sayfasında "Serdar Dayanık ile artık sevgili gibiydikdemekteyken mahkeme ifadesindeyse "Serdar Dayanık kendisi sevgilim falan yazmış hiçbir zaman onunla gönül bağı kurmadım" şeklinde alenen çelişkili bir ifade vermiştir. Serdar Dayanık ile iki yıl beraber olduğu ve cinsel yakınlık yaşadıklarını anlatan, anlatımlarından gerçekten de sevgili oldukları anlaşılan Asiye Sandıkçı’nın mahkeme ifadesinde Serdar Dayanık için “sevgilim değildi” şeklinde bir açıklama getirmesi, EMNİYET VE MAHKEME HUZURUNDAKİ İFADELERİNİN TÜMÜNÜN DOĞRULUĞUNA KUŞKU DÜŞÜRECEK NİTELİKTEDİR.

      Çelişki - 6ASİYE SANDIKÇI, bu sözde vahim olayları yaşamasına rağmen, kendisine yönelik cinsel saldırı iddiasında bulunduğu 31 kişi ile UZUN SÜRE DAHA GÖRÜŞMEYE DEVAM ETMİŞTİR. Hatta sevgili olduğunu beyan ettiği ve 2 yıl görüştüğü Serdar Dayanık’tan ayrıldıktan sonra 2 YIL DAHA şikayetçi olduğu kişilerin yer aldığı arkadaş grubu ile görüşmeye de devam etmiştir. Bu görüşmelere devam ederken aynı zamanda A9 TV’deki canlı yayınlara katılmayı da sürdürmüş; camianın düzenlediği toplantılara ve davetlere de iştirak etmiştir. 

      Asiye Sandıkçı’nın, sevgili gibi olduklarını beyan ettiği Serdar Dayanık’tan ayrıldıktan sonra CAMİA İLE 2 (İKİ) YIL DAHA GÖRÜŞMEYE DEVAM ETMESİ, CAMİADAN KİMSEDEN DARP VE BASKI GÖRMEDİĞİNİ, KİMSENİN ONA ZOR KULLANMADIĞINI GÖSTERMEKTEDİR. Bu dönemde hiçbir şikayette bulunmayıp, KENDİ RIZASI İLE GÖRÜŞMEYE DEVAM ETMESİ, YARGITAY İÇTİHATLARINA GÖRE BOZMA SEBEBİDİR. 

      ASİYE SANDIKÇI, EĞER İDDİA ETTİĞİ GİBİ BİR CİNSEL SALDIRIYA UĞRASAYDI BİR GÜN BİLE TACİZE UĞRADIĞI ORTAMDA KALMAK İSTEMEZDİ. ASİYE SANDIKÇI’NIN -CİNSEL SUÇ İSNAT ETTİĞİ SANIKLARIN BULUNDUĞU ORTAMLARA- TAMAMEN KENDİ RIZASIYLA GELMEYE DEVAM ETMESİ ve BU DÖNEMDE EĞLENDİĞİNİ GÖSTEREN SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARI YAPMASI, HEM İFADELERİNDEKİ EN ÖNEMLİ ÇELİŞKİLERDEN BİRİ HEM DE CİNSEL İSNATLARIN GERÇEKTE YAŞANMADIĞININ EN ÖNEMLİ DELİLİDİR. 

       

      3.  ASİYE SANDIKÇI’NIN ADLİ TIP KURUMU RAPORU, SÖZDE CİNSEL SALDIRIYA UĞRADIĞI YÖNÜNDEKİ İDDİASINI DOĞRULAMAMAKTADIR

           3.1   Asiye Sandıkçı’nın Adli Tıp Kurumu’ndan alınan raporundaki eksik kısım, iddia ettiği cinsel eylemlerin varlığını gösterecek fiziksel incelemenin yapılmamış olduğunu göstermektedir. Şöyle ki;
      • Raporda jinekolojik muayene sonuçları yer almamaktadır, oysaki cinsel saldırıya uğradığını iddia eden bir kişinin jinekolojik muayenesinin mutlaka yapılmış olması gerekmektedir.
      • Teknik olarak adli muayene ile fiili livatanın varlığının kanıtlanabilmesi için yapılan muayenede "Akut Belirtiler" veya "Kronik Belirtilerin" saptanması gerekir. Oysa ki, Asiye Sandıkçı’nın emniyette ifade verdiği 09.2018 tarihi sözde cinsel saldırıların başlangıç tarihi kabul edilse bile -ki bu tarihten çok daha önce, 11.07.2018 tarihinde polis operasyonu gerçekleşmiş ve 19.07.2018 tarihinde sanıkların tamamı tutuklanmıştırAsiye Sandıkçı, eğer gerçekten iddia ettiği gibi cinsel saldırılara maruz kalmış olsaydı, hemen iddia ettiği saldırıdan 1 hafta veya 10 gün sonra Adli Tıp raporu alabilirdi.

        Bu bilgilerden de anlaşılabileceği gibi, bir cinsel saldırının, özellikle de süreklilik gösterdiği iddia edilen bir cinsel saldırının ispatı oldukça kolaydır. 1 hafta 10 gün içinde Adli Tıp tarafından yapılacak bir muayene, böyle bir saldırının açığa kavuşması için yeterli olacağı gibi, meni kalıntılarından da saldırıyı yapan kişinin ispatı son derece kolay olacaktır. Ancak ASİYE SANDIKÇI GİBİ HUZURDAKİ DAVADA CİNSEL SALDIRI İDDİASIYLA ÖN PLANA ÇIKAN HİÇ KİMSE BİR HAFTA 10 GÜN BOYUNCA KOLAYLIKLA ELDE EDEBİLECEKLERİ BU RAPORU HİÇBİR ŞEKİLDE ALMAMIŞLARDIR. Çünkü ortada hiçbir cinsel saldırı yoktur. 

        Kaldı ki, Asiye Sandıkçı’nın iddiasına göre 3 yıl boyunca 30’dan fazla erkeğin defalarca ve sistemli olarak anal saldırısına maruz kalması söz konusudur. Bu derece yoğun, düzenli ve sistemli bir anal ilişkide “Kronik fiili livatada görülebilecek bulgular”ın ortaya çıkmaması mümkün değildir. Kronik anal ilişki yaşayan birinde görülen, “Anal sfinkter tonusunda azalma ya da kayıp, anal pililerde silinme ve düzleşme, iyileşmiş derin laserasyonlara ait skar dokuları, eksternal anal sfinkter tonus kaybına bağlı perianal hunileşme görünümü, kronik irritasyona bağlı hiperpigmentasyon ve parlak görünüm” gibi bulguların adli tıp muayenesiyle tespiti son derece kolayken Asiye Sandıkçı’nın bu tespiti yaptırmaktan kaçınması doğruyu söylemediğinin göstergesidir.

             3.2   Asiye Sandıkçı’nın Adli Tıp Kurumu’ndan alınan raporunda, iddia ettiği cinsel eylemlerin varlığını gösterecek psikolojik bir bozukluk da saptanmamıştır.

          Ana davanın iddianamesinde, sözde turnike sistemi başta olmak üzere güya birçok yolla saldırıya uğrayan müşteki/mağdur kadınların güya psikolojilerinin bozulduğunu ileri sürülmüştür. Ancak diğer müştekilerde olduğu gibi Asiye Sandıkçı’nın da Adli Tıp raporu, psikolojik durumunda herhangi bir bozukluk olmadığını göstermektedir: 

          "Kişi ile yapılan görüşmede … ruhsal durum muayenesinde; kendine bakımı iyi, davranış ve psikomotor aktivite anksiyeteli ve görüşmeye istekli olduğu, göz kontağı kurabildiği, sorulunca yanıt vererek konuştuğu, … düşünce sürecinin normal olduğu, yeniden yaşama, kaçınma ve genel tepki gösterme düzeyinde azalma ve artmış uyarılmışlık semptomlarının orta düzeyde mevcut olduğu, bilişsel yetilerin klinik olarak normal olduğu, … zekasının Normal Zeka Kapasitesi olarak değerlendirildiği"ne dair muayene kaydı. (Adli Tıp 6. ihtisas Kurulu, Adli Tıp No:29368403-101.01.022019/52496/1778, Karar No: 15 MAYIS 2019 -1754 C karar ile sabittir.)

               3.3   Asiye Sandıkçı için Adli Tıp Raporunda belirtilen önemli bir diğer husus ise, mağduru bulunduğu olayın hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabilecek, “FİİLE RUHSAL YÖNDEN MUKAVEMETE MUKTEDİR OLDUĞU”nun tespitidir:

            "1- Kurulumuzca 10/05/2019 tarihinde yapılan muayenesinde ve adli tahkikat dosyasının incelenmesinde; mağduru bulunduğu olayın hukuki anlam ve sonuçlarını algılamasına ve fiile ruhsal yönden mukavemete muktedir olmasına engel teşkil edecek mahiyet ve derecede herhangi bir akıl hastalığı ya da zeka geriliği tespit edilmediği, bu duruma göre; Asiye Sandıkçı'nin 2007 - 2008 yılları ile 2016 yılı Şubat ayı sonu Mart ayı başına kadar (mağdur ifadesine göre) mağduru bulunduğu olayın hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabileceği, fiile ruhsal yönden mukavemete muktedir olduğu..." (Adli Tıp 6. ihtisas Kurulu, Adli Tıp No:29368403-101.01.02-2019/52496/1778, Karar No: 15 MAYIS 2019 - 1754 C karar ile sabittir.)

            Bu mütalaanın deyimiyle bir cinsel saldırı eyleminin varlığı kabul edilse dahi, Asiye Sandıkçı cinsel tacizi algılayabilecek ve şikayet edebilecek zeka, algı ve anlayıştadır. BU RAPORLARIN DA GÖSTERDİĞİ GİBİ EĞER İDDİA EDİLEN OLAYLAR GERÇEKTEN GERÇEKLEŞMİŞ OLSAYDI, ASİYE SANDIKÇI GİBİ NORMAL ZEKA VE MUKAVEMETTE BİR İNSAN BU SÖZDE ‘TECAVÜZLER’E ASLA SESSİZ KALMAZ DAHA İLK VAKADA HEMEN ŞİKAYETÇİ olurdu.

            Adli Tıp Raporunda geçen “FİİLE RUHSAL YÖNDEN MUKAVEMETE MUKTEDİR OLDUĞU” şeklindeki bilimsel bulgu, ASİYE SANDIKÇI’NIN İRADESİNİN TAM ve YERİNDE OLDUĞUyani iddianamenin aksine ORTADA ASLA BİR İRADE FESADI OLMADIĞININ DA AÇIK İSPATI HÜKMÜNDEDİR.


            4.   ASİYE SANDIKÇI’NIN HTS KAYITLARI CİNSEL SALDIRI İSNATLARININ DOĞRU OLMADIĞININ BİR DİĞER KANITIDIR

                 4.1   Asiye Sandıkçı kendi ailesiyle birlikte yaşamaktadır. Kendisinin HTS kayıtları incelendiğinde ailesi ile sürekli telefon bağlantısı olduğu görülmektedir. Kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu iddia ettiği bazı kişilerle yaptığı telefon görüşmelerinin hemen akabinde de ailesini/babasını aradığı HTS kayıtlarında net olarak tespit edilmiştir. 

            Asiye Sandıkçı, cinsel saldırı iddiasında bulunduğu A9 TV Stüdyosuna geldiğinde ve diğer günlerde cep telefonu da hep yanındadır, interneti ve GPRS’i açıktır. EĞER İDDİA ETTİĞİ GİBİ KENDİSİNE YÖNELİK SÖZDE CİNSEL SALDIRILAR OLMUŞ OLSAYDI, TELEFONUYLA AİLESİNE, ARKADAŞLARINA EN ÖNEMLİSİ EMNİYET GÜÇLERİNE RAHATLIKLA  ULAŞABİLİRDİ. 

            Dahası iddia ettiği bu olayları yaşadıktan hemen sonra yine kendi evine dönmektedir. Eğer gerçekten böyle olaylar yaşamış olsa, evinde AİLESİNE VE YAKIN ÇEVRESİNE MUTLAKA BU DURUMU BİLDİRİR, dahası evine doğru giderken OLAY MAHALLİNDEN ALDIĞI TEK BİR SUÇ DELİLİNİ (BİR ÇAMAŞIR, BİR PEÇETE VS.) KOLAYLIKLA BİR KARAKOLA TESLİM EDEBİLİRDİ. 

            Ancak bunların hiçbirini yapmamıştır, çünkü iddia ettiği olaylar hiç yaşanmamıştır. 

                 4.2   Asiye Sandıkçı’nın cinsel suç isnadında bulunduğu sanıkların çoğu kendi beyanlarında Asiye Sandıkçı'yı hiç tanımadıklarını belirtmişlerdir. Bu beyanlarını HTS kayıtları da doğrulamaktadır. Asiye Sandıkçı'nın söz konusu bu kişilerle çakışan hiçbir HTS kaydı bulunmamaktadır. 

                 4.3   Asiye Sandıkçı’nın Hayri Can Dağtekin ve Hanife Akalın ile buluşması sonrası Adnan Oktar’ın sözde kendisine hakaret ettiği yönündeki iddiası da HTS kayıtlarıyla yalanlamaktadır. 

            Asiye Sandıkçı, o gün Hayri Can Dağtekin ve Hanife Akalın ile birlikte görüştüklerini iddia etmiştir. Bu iddianın doğru olması için Asiye Sandıkçı, Hanife Akalın ve Hayri Can Dağtekin'in ortak HTS'leri olması gerekir. Asiye Sandıkçı ve Hayri Can Dağtekin'in o tarihlerde ortak bir HTS kaydı ise bulunmamaktadır.

            Açıkça anlaşılabildiği gibi Asiye Sandıkçı'nın iddia ettiği söz konusu buluşma hiç gerçekleşmemiştir. Hayri Can Dağtekin'in böyle bir görüşmenin hiç gerçekleşmemiş olduğuna dair ifadesi doğrulanmış olmaktadır. 

            Asiye Sandıkçı, Hayrı Can Dağtekin ve Hanife Akalın arasında söz konusu buluşmanın HİÇ GERÇEKLEŞMEMİŞ olması, Asiye Sandıkçı’nın Adnan Oktar ile böyle bir ortamda olduğu ve kendisine bu buluşma sırasında hakaret ettiği şeklindeki beyanının da doğru olmadığını göstermektedir. 

            Ayrıca söz konusu HTS kayıtları içinde Hayri Can Dağtekin ve Asiye Sandıkçı’nın "ortak HTS" kaydının olmaması da, ASİYE SANDIKÇI’NIN İDDİA ETTİĞİ ŞEKİLDE HAYRİ CAN DAĞTEKİN’İN KENDİSİNE SALDIRDIĞI YÖNÜNDEKİ BEYANINI YALANLAMAKTADIR

                 4.4   Asiye Sandıkçı'nın 2015 yılındaki Çırağan iftarından birkaç gün sonra müvekkil Adnan Oktar'ın kendisini stüdyoda taciz ettiği iddiası doğru değildir. 

            Çırağan iftarının tarihi 02.07.2015'tir. Katılan Asiye Sandıkçı'nın bu tarihten birkaç gün sonra stüdyoya gittiği ve burada tacize uğradığı iddiası doğru değildir. HTS kayıtları, Asiye Sandıkçı’nın 02.07.2015 tarihinden sonraki 4 AY BOYUNCA STÜDYONUN BULUNDUĞU MEZARLIK CADDESİNDE HİÇ BULUNMADIĞINI İSPAT ETMEKTEDİR.


            5.   KATILAN, İDDİA ETTİĞİ EYLEMLERİN ÜZERİNDEN 3 YIL GEÇTİKTEN SONRA ŞİKAYETÇİ OLMUŞTUR

            Asiye Sandıkçı 2015 yılında gerçekleştiğini iddia ettiği cinsel saldırı olaylarından 3 yıl sonra ve polis operasyonundan da yaklaşık iki ay sonra 05.09.2018 tarihinde emniyete giderek şikayette bulunmuştur. Ancak kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu iddia ettiği kişi sayısı emniyette verdiği ifadede 28 iken, 15.11.2018 tarihli foto teşhis tutanağında bir anda 31 kişiye yükselmiştir. 

            BU GENEL OLARAK CİNSEL İSNATLARDA BULUNAN MÜŞTEKİLERİN NEREDEYSE TÜMÜNDE GÖRDÜĞÜMÜZ ORTAK VE ORGANİZE BİR EYLEMDİR. 

            Katılan bu cinsel saldırı iddiaları ile ilgili net bir tarih veremediği gibi emniyetteki ifadesinde de net bir mekan belirtememiş, mahkeme huzurundaki ifadesinde ise, camia içindeyken görmesi son derece muhtemel olan ve diğer bazı müştekilerin de bu aşamada saydıkları birkaç belirgin yer ismi saymıştır. 

            İfadesini arkadaş grubundan ayrıldıktan 3 YIL SONRA VERMESİ, cinsel isnatlarda bulunduğu kişilerle ilgili olarak emniyet, foto teşhis ve mahkeme ifadelerde TÜMÜYLE ÇELİŞKİLİ CEVAPLAR VERMESİ, kendisine sözde tacizde bulunan bazı kişilerin isimlerinden ilk emniyet ifadesinde hiç bahsetmeyip sonra DİĞER MÜŞTEKİLERLE BİRLİKTE AYNI İSİMLERİ FOTO TESPİT TUTANAĞINDA AYNI DÖNEMDE EKLEMESİ, sözde cinsel taciz eylemleri ile ilgili NET TARİH VE MEKAN BELİRTEMEMESİ ORTADA BÖYLE BİR EYLEMİN BULUNMADIĞININ AÇIK DELİLLERİNDEN BİRİDİR. 

            YARGITAY İÇTİHATLARINDA CİNSEL SALDIRI MAĞDURU OLDUĞUNU İDDİA EDEN KİŞİLERİN MAKUL SÜREDE YAPMADIKLARI ŞİKAYETLERİNİN SAMİMİ KABUL  EDİLEMEYECEĞİ AÇIK ŞEKİLDE BELİRTİLMEKTE VE BU DURUM BOZMA GEREKÇESİ SAYILMAKTADIR.

            Söz konusu emsal yargıtay kararlarından birkaçı aşağıdadır:

            1. Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2016/12325 E., 2017/1430 K. : “…mağdurelerin iddialarını eylemlerden uzun süre sonra dile getirdikleri…”
            2. Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2012/1260 E., 2013/14067 K.: “...Dosya kapsamı, mağdur beyanları, mağdurenin gerçekleştiğini iddia ettiği olaydan yaklaşık 7 ay sonra şikâyetçi olması..”
            3. Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2014/8595 E., 2016/3576 K.: “...mağdurenin anlattığı olayları aradan uzun bir süre geçtikten sonra şikayet dilekçesi ile savcılığa intikal ettirdiği…”
            4. Yargıtay14. Ceza Dairesi 2014/5780 E., 2014/14913 K.: “…olay tarihi ile olayın karakola başvuru yoluyla intikali arasında bir buçuk yılı aşkın bir sürenin geçmiş olması…”
            5. Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2012/13583E, 2013/875 K T 31.01.2013: “...mağdurenin meydana gelen olaylar nedeniyle 1,5-2 yıl sonra şikayette bulunması...”
            6. Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2006/7287E, 2010/3513 K T 11.05.2010: “...olay tarihinden 4 yıl gibi uzun bir süre geçtikten sonra şikayetçi olunması...”
            7. Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2013/11351E, 2014/2619 K. T. 03.03.2014: "mağdurenin ilk beyanına göre olayın olduğu tarihten yaklaşık 2,5 yıl sonra müracatta bulunması…"

            nedenleriyle KARARLARIN BOZULMALARINA KARAR verilmiştir.

             

            6.   KATILAN SÖZDE CİNSEL SALDIRILAR ESNASINDA ÇEVREDEN YARDIM İSTEMEMİŞ ve ADLİ BİRİMLERE ŞİKAYETTE DE BULUNMAMIŞTIR

                 6.1   Katılan Asiye Sandıkçı'nın, stüdyo ortamında tacize uğradığı iddiası hayatın olağan akışına aykırıdır. Çünkü iddia edilen cinsel saldırı iddiasının gerçekleştiği yerin;
            • Tam karşısında kapısında onlarca polis ve asker bulunan T.C. Başbakanlık İstabul Kompleksi bulunmaktadır.
            • Burası yürüyüş mesafesiyle Kuleli Askeri Lisesi’ne 2 dakika, Çengelköy Karakolu’na ise 5 dakika uzaklıktadır.

              Ayrıca bu mekan, etrafında işlek caddelerin ve çok yakınında evlerin bulunduğu bir yerdedir. Katılan Asiye Sandıkçı, ifadelerine göre stüdyodan çıkıp evine gitmektedir. Dolayısıyla ASİYE SANDIKÇI’nın RESMİ KURUMLARA BU KADAR YAKIN OLAN BU MAHALDEN SÖZDE TACİZE UĞRAMIŞ ŞEKİLDE ÇIKIP, 5 DAKİKA UZAKLIKTAKİ KARAKOLA VEYA BAŞBAKANLIK BİNASINA YA DA ASKERİ LİSEYE GİTMEYİP, HERHANGİ BİR ŞİKAYETTE BULUNMUYOR OLMASI HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA UYGUN DEĞİLDİR.

                   6.2   ASİYE SANDIKÇI sözde cinsel saldırıların oluğu olaylar hakkında net bir tarih ve mekan bilgisi verememiştir. Soyut iddialarını içeren emniyet ifadesinde etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan Serdar Dayanık’ın evi dışında herhangi bir ev adresi de verememektedir.

                31 ayrı kişinin cinsel saldırısına maruz kaldığını iddia eden eğitimli bir kadının bu şekilde soyut iddialarda bulunması ve sözde cinsel saldırıya uğradığı mekanın adresi hakkında dahi bilgi verememesi iddiaların doğru olmadığının açık birer delilidirler. 

                KEZA BU NEDENLEDİR Kİ, TARAFIMIZCA BU ANORMALLİK MAHKEMEYE BİLDİRİLDİKTEN SONRA, BU KEZ DE MAHKEME HUZURDAKİ İFADESİNDE BU BEYANINI DEĞİŞTİRMİŞ VE DAHA ÖNCE BAHSİNİ HİÇ ETMEDİĞİ YENİ MEKANLAR SAYMIŞTIR. 

                YENİ MEKANLAR SAYMA EYLEMİ, ORGANİZE ŞEKİLDE İFADELERİNİ VEREN VE ORGANİZE ŞEKİLDE İFADE DEĞİŞTİREN, İFADELERİNDE ORGANİZE BİÇİMDE EKLEMELER YAPAN TÜM MÜŞTEKİLER İÇİN BENZER ŞEKİLDE GELİŞMİŞ; İFADELERDEKİ EN BÜYÜK EKSİK OLAN MEKAN YOKLUĞU, MAHKEME İFADELERİNDE TOPLU HALDE BÜTÜN MÜŞTEKİ KADINLAR İÇİN AYNI ANDA GİDERİLMEYE ÇALIŞILMIŞTIR. İLGİNÇ ŞEKİLDE, EKLENEN MEKANLAR DA ORTAKTIR. 

                YİNE ASİYE SANDIKÇI'NIN BU KADAR ÖNEMLİ BİR DETAYI EMNİYET İFADESİNDE BELİRTMEMESİ DE HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRIDIR.   


                7.   KATILAN, İDDİA ETTİĞİ EYLEMLER SÜRECİNDE AİLESİYLE BİRLİKTE YAŞAMAKTADIR VE KENDİ SOSYAL ÇEVRESİ İÇİNDE YAŞAMAYA DA DEVAM ETMİŞTİR

                     7.1.   Asiye Sandıkçı’nın camia ile görüştüğü dönemlerde ailesiyle birlikte yaşadığını kendi ifadelerinde belirttiğinden yukarıda bahsetmiştik; keza HTS verileri de bunu doğrulamaktadır.

                Asiye Sandıkçı ayrıca bir dönem lojistik ile ilgili bir işte babasının yanında çalışmış, daha sonra bir kozmetik firmasında çalışmaya devam etmiştir.

                31 AYRI KİŞİ HAKKINDA CİNSEL SALDIRI İDDİASINDA BULUNAN BİRİNİN, SÖZDE CİNSEL TACİZLERİN TÜMÜNÜN HEMEN ARDINDAN AİLESİYLE YAŞADIĞI EVE DÖNMESİ, BU YAŞADIKLARINI AİLESİNE AÇIKLAMAMASI VE NORMAL İŞ HAYATINA DEVAM ETMESİ DE HAYATIN DOĞAL AKIŞINA AYKIRIDIR.

                     7.2.   Asiye Sandıkçı o sırada üniversite eğitimi almaktadır. Öğrenim gördüğü üniversite kampüsleri hem Göztepe’de hem de Anadolu Hisarı'ndadır. Geniş bir sosyal çevresi bulanan Asiye Sandıkçı'nın ayrıca geniş bir üniversite arkadaş camiası da bulunmaktadır.

                     7.3.   Asiye Sandıkçı'nın cinsel saldırıya uğradığı iddiasında bulunduğu dönemlerdeki hem A9 TV canlı yayınlarındaki hem de arkadaş çevresindeki fotoğraflarına bakıldığında emniyet ifadesinin aksine herhangi bir travma göstergesi de bulunmamakta, aksine son derece neşeli, hayat dolu, girişken ve cana yakın bir profil göstermektedir.

                     7.4.   Yine Asiye Sandıkçı’nın HTS kayıtlarındaki telefon görüşmelerine bakıldığında oldukça sosyal bir insan olduğu görülmektedir.

                Telefon ile irtibatta bulunduğu insanlar sadece müvekkilin arkadaş çevresi ile sınırlı değildir. Katılanın geniş bir tanıdık çevresi olduğu ve sürekli bu tanıdıkları ile irtibat kurduğu görülmektedir. Buna rağmen iddia ettiği 31 ayrı kişinin sözde cinsel saldırısını ne ailesinden birine ne de yakın sosyal çevresine yıllar boyunca anlatmamıştır. Sadece bu bile, söz konusu saldırı olaylarının gerçek olmadığının delilidir.


                8.   KATILANIN İDDİA ETTİĞİ OLAYLARIN YAŞANDIĞI DÖNEMDEKİ RUH HALİNİ GÖSTEREN SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARI, İSNATLARINI BİZZAT YALANLAMAKTADIR

                Asiye Sandıkçı'nın iddia ettiği gibi gerçekten cinsel taciz ve saldırı olayları yaşanmış olsabunun katılanın tüm hayatına doğrudan yansıyacağı, olayın etkilerinin yıllarca sürüp ciddi psikolojik bunalım ve çöküş içerinde olacağı; dolayısıyla böylesine canlı ve sosyal ortamlarda asla hayat dolu pozlar veremeyeceği aşikardır. 

                Ancak katılanın, özellikle sözde cinsel tacize uğradığını iddia ettiği dönemlerdeki A9 TV’deki canlı yayın görüntüleri, sosyal hayatını yansıtan fotoğrafları, ailesiyle birlikte çektirdiği fotoğrafları, SÖZ KONUSU DÖNEMLER İÇİNDE KATILANIN RUH HALİNDE HİÇBİR BOZUKLUK OLMADIĞINI, HAYATINA NEŞELİ, DIŞA DÖNÜK VE HAYAT DOLU ŞEKİLDE DEVAM ETTİĞİNİ GÖSTERMEKTEDİR.

                Kaldı ki Asiye Sandıkçı, A9 TV’de canlı olarak yayınlanan programlara farklı tarihlerde birçok kez katılmış; hatta bu programlarda sadece bir konuk olarak da bulunmamış, zaman zaman yaptığı yorum ve açıklamalarla programa katkı da sağlamıştır. Örneğin, müvekkil Adnan Oktar’ın kendi çalışmaları hakkında detaylı anlatım yaptığı bir canlı yayın esnasında, Asiye Sandıkçı’nın, hiçbir mecburiyeti olmadığı halde müvekkil hakkında, “Adnan Bey siz bunların karşılığında hiçbir ücret almıyorsunuz maşaAllah” şeklinde olumlu bir yorum yapmış olması da aslında katılanın, müvekkil hakkındaki gerçek görüşlerinin anlaşılması bakımından oldukça önemlidir: 










                9.   KATILAN İSTEĞİ İLE ARKADAŞ GRUBUNDAN AYRILDIKTAN SONRA YİNE KENDİ İSTEĞİYLE YENİDEN ARKADAŞ GRUBUYLA GÖRÜŞMEYE BAŞLAMIŞTIR

                     9.1.   ASİYE SANDIKÇI mahkeme huzurdaki ifadesinde bir dönem camia ile olan bağlantısını kestiğini beyan etmiştir. Yine ifadelerine bakıldığında, bu dönemde CAMİADAN KENDİSİNE YÖNELİK HİÇBİR BASKI, TEHDİT VEYA KARALAMA DA OLMAMIŞTIR. Katılanın mahkeme huzurundaki ifadesi şöyledir:

                "Ondan sonra ben ailemin yanına gideyim aramı düzelteyim onların yanında yaşayayım falan dedim. 'Tamam git' dedi 'o şekilde yapalım' dedi. Hatta ben ailemin yanına gittikten sonra ki bu da zaten Şubat'ın sonu gibiydi, yani 1 ay sonra falan hemen ben ailemin yanına gittim. Beni çağırdı. Kendimi mecbur hissettim gittim, zaten SON YAYINIMDI. Büyük ihtimalle 2016'nın Mart ayında son yayınımdı benim. O GÜNDEN SONRA DA DAHA GİTMEDİM. BEN DE GELMEYECEĞİM DEDİM. Bu arada beni de önemsemedi büyük ihtimalle. Çünkü kiloluydum çok hoşuna gitmiyordum."  

                Asiye Sandıkçı, 05.09.2018 tarihli emniyet ifadesinde de bunun teyidi olan şu açıklamayı yapmıştır: 

                “Sevgilimden ayrıldığım için Müge bir gün bana dışarıdan artık biriyle sevgili olmana gerek yok, bizim arkadaşlarımız veya Akın ile öpüşebilirsin, sevişebilirsin hatta beğendiğin olursa sevgili bile olabilirsin dedi. Ben de ne alaka deyip Müge ve BU GRUP İLE GÖRÜŞMEYİ KESTİM. Çünkü bana hem dini anlatıp dinden bahsederken bir anda öpüşme sevişme işlerine girince bunu yadırgadım.”  

                     9.2   Asiye Sandıkçı ifadesinde “gruptan ayrıldıktan sonra 2012-1013 tarihlerinde psikolojik olarak boşluğa düştüğünü ve KENDİ HÜR İRADESİ İLE TEKRAR GRUP İLE BAĞLANTI KURUP, YENİDEN GÖRÜŞMEYE BAŞLADIĞINI” BEYAN ETMİŞTİR.

                "Ben boş yaşıyorum sandım kendimi kötü hissettim. Ben Müge’ye ulaştım kendisine ulaşmak istedim."

                     9.3.   Katılan Asiye Sandıkçı'nın grup içinde zor ve baskı altında tutulduğu yönündeki iddiaları tamamen asılsızdır. Çünkü ASİYE SANDIKÇI, İFADESİNDE, TEKRAR KENDİSİ İLE GÖRÜŞÜLMESİ İÇİN ADETA YALVARDIĞINI bizzat şu sözlerle ifade etmiştir: 

                "Beni süründürdü, 'noldu aklın başına mı geldi' falan dedi. Ben de 'tamam yanlış yaptım doğruyu öğretin bana' dedim.”

                     9.4.   Katılan Asiye Sandıkçı’nın yukarıdaki ifadesi arkadaş grubunda KARALAMA, TEHDİT, BASKI VS. iddialarının mesnetsiz iddialar olduğunun en açık kanıtıdır. Bu iddiaların aksine tekrar gruptaki kişilerle görüşmeye başladığında KIZ KARDEŞİNİ DE KENDİ İSTEĞİYLE CAMİA İLE TANIŞTIRMIŞTIR.  


                10.   ASİYE SANDIKÇI’NIN EMNİYET, FOTO TEŞHİS VE MAHKEME HUZURUNDAKİ İFADELERİNDEKİ ÇELİŞKİLER

                Birbirleriyle çelişen bu ifadeleri daha düzgün ifade edebilmek adına karşılaştırma yapılabilecek bir tablo halinde bilgilerinize arz ediyoruz:

                Emniyet İfadesi

                 

                Mahkeme İfadesi 

                Müge Kınay ile görüşmeyi kestikten sonra yeniden 2012-2013 tarihleri arasında görüşmeye başladığını söylüyor.

                 

                Aynı konu için mahkeme ifadesinde 2011 yılına tekabül ediyor diyor.

                Sevgilisinden ayrıldığı yıl olarak 2010 yılını söylüyor.

                 

                Sevgilisinden 2011 yılı da ayrıldığını söylüyor.

                 

                Serdar Dayanık ile 2 (iki) yıllık ilişkisi içerisinde Serdar Dayanık’ın kendisinin bekaretini parmağıyla bozmayı birçok kez denediğini, çok kere karşı çıktığını ama bir keresinde Serdar Dayanık’ın başarılı olduğunu ve bekaretini bozduğunu söylüyor. 

                 

                Yaşadığı ilk cinsel ilişki ile ilgili sorulan soru üzerine Serdar Dayanık’ın ilk ilişki esnasında kendisinin bekaretini bozduğunu söylüyor. 

                Tarkan Yavaş, Altuğ Berker, Hayri Can Dağtekin, Fatih Müftüoğlu, Serkan Yumru, Bülent Sezgin ile ilgili cinsel suç isnadında bulunuyor.

                 

                Mahkeme Başkanı "kimlerle birlikte olduğunu say" dediği zaman Tarkan Yavaş, Altuğ Berker, Hayri Can Dağtekin, Fatih Müftüoğlu, Serkan Yumru, Bülent Sezgin’in isimleri BULUNMUYOR.

                Abdulkadir Erhan Keskin için hiçbir suçlaması yok, emniyet ifadesinde tek bir kere bile ismini anmıyor.

                 

                Ancak Foto Teşhis ifadesinde ve mahkeme ifadesinde Abdulkadir Erhan Keskin hakkında da cinsel suç ithamında bulunuyor.

                Eğitimini engelleyenin "Adnan Oktar ve örgütü" olduğunu iddia ediyor.

                 

                Mahkeme başkanının "üniversiteye gitmeye gerek yok" ifadesini kim söyledi sorusuna Sedat ve Müge diye cevap veriyor. 

                 

                İfadesinde, "Gittiğimde Müge, Altuğ Eti, soyadını hatırlamadığım Gamze ve hatırladığım kadarıyla Emre Kutlu diye biri var. Burada oturup bir süre konuştuk sonra ayrıldık" diyor.

                 

                Huzurdaki ifadesinde “Altuğ Eti, Bülent Sezgin'in olduğu Bakırköy’deki cafeye çağırana kadar görüşmedim" diyor. Emniyet ifadesinde Bülent Sezgin adı yokken, huzurdaki ifadesinde Emre Kutlu'nun adı Bülent Sezgin ile yer değiştiriyor.
                 


                11.   KATILANIN HUSUMETLİ MÜŞTEKİLER VE ETKİN PİŞMANLIK HÜKÜMLERİNDEN YARARLANAN KİŞİLERLE BAĞLANTISI

                Asiye Sandıkçı, cinsel taciz ve saldırı olaylarını yaşadığını iddia ettiği 3 yıl boyunca da operasyon tarihi olan Temmuz 2018’de de müvekkil ve arkadaşları hakkında ŞİKAYETÇİ OLMAMIŞTIR. Katılanın ilk şikayetçi olduğu tarih 05.09.2018’dur. Operasyon tarihinden 2 AY SONRA BİRDEN şikayetçi olmaya karar veren Asiye Sandıkçı’nin ŞİKAYETÇİ OLMAYA TEK BAŞINA KARAR VERMEDİĞİNİBASKI, TEHDİT VE ŞANTAJLA ŞİKAYETÇİ OLMAYA MECBUR BIRAKILDIĞINI GÖSTERİR DELİLLER aşağıdaki gibidir:

                     11.1  Katılan Asiye Sandıkçı, operasyon sonrasında yine kendisi gibi müşteki konumunda olan Merve Tezel ile görüşmeye başladığını, bu süreçte Merve Tezel’in arkadaşı olduğunu beyan ettiği UĞUR ŞAHİN VE ÖZKAN MAMATİ İLE İNSTAGRAM ÜZERİNDEN MESAJ GÖNDEREREK BAĞLANTIYA GEÇTİĞİNİ İFADE ETMİŞTİR. Bu bağlantının ardından emniyet güçleri tarafından ARANARAK İFADE VERMEYE DAVET EDİLMESİ KENDİSİNİ ÖZKAN MAMATİ VE UĞUR ŞAHİN’İN YÖNLENDİRDİĞİNİN AÇIK KANITIDIR. Katılanın mahkemedeki konuyla ilgili beyanları şöyledir:

                MAHKEME BAŞKANI: Peki onlarla (Uğur Şahin, Ümit Kuruca, Özkan Mamati) tanıştın mı? 

                MÜŞTEKİ TANIK ASİYE SANDIKÇI: Onlarla Merve Tezel zaten tanışıyordu.

                MAHKEME BAŞKANI: Merve Tezel mi tanışıyordu?

                MAHKEME BAŞKANI: Nasıl ulaştın peki sen ifadeye?

                MÜŞTEKİ TANIK ASİYE SANDIKÇI: Ben sordum nasıl yapabilirim nereye gitmem gerekiyor diye.

                MAHKEME BAŞKANI: Kime sordun?

                MÜŞTEKİ TANIK ASİYE SANDIKÇI: Uğur'a da sormuştum hatta mesaj atmıştım yani nasıl yapmak gerekiyor yardım edilecek bir şey var mıdır diye.

                MAHKEME BAŞKANI: Nereden attın mesajı?

                MÜŞTEKİ TANIK ASİYE SANDIKÇI: Sosyal medyadan instagram adresinden attım. 

                Burada ilk olarak Asiye Sandıkçı'nın Özkan Mamati ve Uğur Şahin ile bağlantı kurduğunu kabul etsek bile, zaten operasyon yapılmışken, bütün camia tutukluyken ve operasyonu Mali Şubenin yürüttüğü de açık şekilde belliyken Asiye Sandıkçı'nın doğruca polise gitmek yerine Özkan Mamati ve Uğur Şahin'e başvurması oldukça gariptir.

                Bir başka gariplik ise, müşteki/sözde mağdur konumundaki kişilerin neredeyse tamamının MUTLAK SURETTE husumetli müştekiler Özkan Mamati ve Uğur Şahin ile bağlantıya geçmiş olmalarıdır. Müştekilere asıl ulaşan, hatta onları sosyal medyadan veya direk whatsapp mesajlarından tehdit eden ve ifade vermeye zorlayanların Özkan Mamati ve Uğur Şahin olduğu, dava dosyasına sunulmuş olan tehdit mesajlarıyla açıkça ortaya çıkmıştır.

                Ancak mahkeme huzurunda ifade veren söz konusu müştekiler, baskı altında bu konuda dürüst beyan veremediklerinden, Özkan Mamati ve Uğur Şahin ile KENDİ İSTEKLERİYLE bağlantı kurduklarına dair bir yalan söylemek zorunda bırakılmışlardır

                Aslında sadece bu bile, müvekkil ve arkadaşlarına yönelik kumpas davasının organize bir örgüt tarafından yürütüldüğü, müşteki ve etkin pişmanların bu örgüt tarafından tehdit edilip zorla şikayetçi haline getirildiklerinin bir delilidir.

                Hiçbir örgüt davasında şikayetçiler bu derece organize halde değildirler ve ortak hareket biçiminde olmazlar. Ancak huzurdaki davada husumetli müştekilerin oluşturduğu örgütlenme, soruşturmanın başından bugüne kadar müthiş pervasız ve organize olarak devam ettirilmektedir. 

                     11.2  Katılan ASİYE SANDIKÇI huzurda verdiği ifadenin çapraz sorgusu esnasında TÜM BU ANLATIMLARIYLA ÇELİŞEN bir ifadede bulunmuş, etkin Pişman sanıklardan olan Serdar Dayanık müdafi Av. Fisun Soydan'ın "İnstagramdaki mesajlaşmaları ibraz edeceğiz zaten. Buradaki mesajlaşmalarda Serdar'la konuştuğunuzun Özkan tarafından duyulmamasını söylüyorsunuz. Özkan Mamati'nin baskısıyla mı Serdar'dan şikayetçi oldunuz?" şeklindeki sorusuna Asiye Sandıkçı "Tabi ki hayır" şeklinde cevap vermiştir. 

                Fakat eldeki verilere göre, ASİYE SANDIKÇI, ETKİN PİŞMAN SERDAR DAYANIK'A, Serdar Dayanık'ın cezaevinden çıkmasından hemen sonra, KENDİ İNSTAGRAM HESABINDAN MESAJLAR YAZMIŞTIR. Ancak bu mesajlaşmanın ÖZKAN MAMATİ TARAFINDAN DUYULMAMASINI SERDAR DAYANIK’A ÖZELLİKLE TEMBİHLEMİŞTİR. 

                Asiye Sandıkçı ve Serdar Dayandık arasındaki instagram yazışmalarından ilgili bölüm aşağıdaki gibidir:

                YAZIŞMA TARİHİ: 29.10.2018 saat 22:38 

                SERDAR DAYANIK: Yenı̇ bı̇r düzen kuruyorum fln… İyı̇ her şey…

                ASİYE SANDIKÇI: ı̇yı̇ sevı̇ndim. ÖZKAN BİLMESİN AMAN HA KONUŞTUĞUMUZU...

                Yukarıda özeti verilen ve Serdar Dayanık'ın müdafi tarafından İstanbul 30 ACM’ne de sunulmuş olan whatsapp konuşması, ASİYE SANDIKÇI’NIN ÖZKAN MAMATİ’DEN KORKUP ÇEKİNDİĞİNİ AÇIKCA ORTAYA KOYMUŞTUR. İSTANBUL 30 ACM DOSYASINDA MEVCUT ÇOK SAYIDA DELİL SÖZDE MAĞDUR KADINLARIN VE ETKİN PİŞMAN SANIKLARIN TAMAMININ ÜZERİNDE ÖZKAN MAMATİ VE ÇEVRESİNİN BASKISI OLDUĞUNU ORTAYA KOYMUŞTUR. HATTA YİNE DOSYADA MÜBREZ DİLEKÇEDE BAZI ETKİN PİŞMAN SANIKLAR VE MÜŞTEKİLER YARGILAMA DEVAM EDERKEN DOSYANIN SAVCISI İLE GÖRÜŞMEYE GİTMİŞLER VE ÖZKAN MAMATİ (DENİZ)’NİN TEHDİT VE BASKISINDAN ŞİKAYETÇİ OLMUŞLARDIR. (EK. Bahse konu dilekçe)

                     11.3  Katılan Asiye Sandıkçı'nın husumetli müştekiler tarafından şiddetli tehdit ve abluka altında olduğunu gösteren delillerden bir diğeri ise, tam olarak duruşmaların başlayacağı hafta, Asiye Sandıkçı dahil 12 müşteki kadının birden katılan vekili Andaç Maraşlıoğlu'na alelacele vekalet çıkarttırılmasıdır.

                Mevcut durumda da birbiriyle hiçbir alakası olmayan, farklı ikametlerde yaşayan, farklı gelir düzeylerinde sahip, birbirlerini hiç tanımayan bu genç bayanların tam olarak duruşmaların başlayacağı hafta, organize şekilde aynı katılan vekiline vekalet çıkartmaları, husumetli müştekilerin üzerlerinde kurdukları baskıyı ve onları hukuken de kontrol altında tutmaya çalıştıklarını göstermektedir.


                12.   ASİYE SANDIKÇI’NIN EMNİYET İFADE TUTANAKLARINDA YER ALAN İMZALARI BİRBİRİNDEN FARKLIDIR

                Asiye Sandıkçı'nın teşhis tutanağı incelendiğinde, imzasının tutanağın her sayfasında ve farklı tutanaklarda ciddi kuşku uyandıracak derecede farklılık arz ettiği görülecektir. Sırf bu husus bile, teşhis işleminde Asiye Sandıkçı’nın hazır bulunmadığını düşünmeye dahi sevk etmektedir. Dolayısıyla, bir usul işlemi olan teşhis işlemine ve neticesinde tanzim edilen tutanağa hukuki bir delil niteliği yüklenmesi imkansızdır.





                YARGITAY İÇTİHATLARINA GÖRE ASİYE SANDIKÇI’NIN BEYANLARI ESAS ALINARAK ALEYHE HÜKÜM VERİLEMEZ 

                1-) Katılan Asiye Sandıkçı’nın cinsel suç isnatları tamamen soyut olup, kuşkudan arındırılmış somut kanıtlarla desteklenmemektedir. Bu sebeple HÜKME ESAS ALINAMAZ. Konuyla ilgili emsal kararlar: 

                1.1. Yargıtay 14. CD, 12.11.2018 tarih ve 2018/4728 E. 2018/6569 karar; Yargıtay 14. CD, 20.03.2019 tarih ve 2018/8559 E. 2019/8363 Karar, 

                1.2. Yargıtay 14. CD, 13.01.2014 tarih ve 2012/6454 E. 2014/10 Karar, 

                1.3. Cinsel Suçlar, Hakim Dr. Gökhan Taneri, sayfa 93. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 11.04.2006 tarih ve 2005/5-176-2006/114 sayılı kararı, 

                1.4. Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve ensest ilişkiler, Ahmet Ceylani Tuğrul, sayfa 177

                2-)  Katılan Asiye Sandıkçı, soyut anlatımı dışında, iddia ettiği isnatlara hiçbir delil getirememiştir. Sanığın cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı başka delil bulunmamaktadır. Konuyla ilgili emsal kararlar: 

                2.1. Yargıtay 5 CD, 2009/688 E. 2009/3177 Karar (Suat Çalışkan, sayfa 395); 

                2.2. Yargıtay 14. CD, 25.12.2018 tarih ve 2015/7883 E. 2018/7735 Karar; 

                2.3. Yargıtay 14. CD, 25.12.2018 tarih ve 2015/2582 E. 2018/7762 Karar; 

                2.4. Yargıtay 14. CD, 17.01.2019 tarih ve 2015/3280 E. 2019/432 Karar; 

                2.5. Yargıtay 14. CD, 27.03.2019 tarih ve 2015/7751 E. 2019/8589 Karar, 

                2.6. Yargıtay 5 CD, 11.06.2009 tarih ve 2009/4946-2009/7069 sayılı kararı; 

                2.7. Yargıtay 5 CD, 22.06.2009 tarih ve 2009/5439-2009/7883 sayılı kararı, 

                2.8. Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve ensest ilişkiler, Ahmet Ceylani Tuğrul, sayfa 215-216.

                3-) Katılan Asiye Sandıkçı'nın iddiaları ile ilgili 15.11.2018 tarihli teşhis tutanağı yasaların aradığı usule uygun düzenlenmemiştir. Konuyla ilgili emsal karar: 

                3.1. Yargıtay 5 CD, 2009/12812 E. 2010/541 Karar (Suat Çalışkan, sayfa 389);

                4-) Asiye Sandıkçı’nın cinsel saldırı iddiasında bulunduğu sanıklarla önceden tanışıklığı olması, beraber aynı sosyal ortamlarda bulunmuş olması, cinsel saldırıya uğradığını iddia ettiği dönemlerde dahi bu görüşmelere KENDİ İSTEĞİ İLE devam ediyor olması "saldırı" iddiasını geçersiz kılmaktadır. Konuyla ilgili emsal kararlar:

                4.1. Yargıtay 5. CD, 21.02.2007 tarih ve 660/1409 sayılı kararı; Yargıtay 5. CD, 04.05.2006 tarih ve 6002/3852 sayılı kararı, 

                4.2. Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve ensest ilişkiler, Ahmet Ceylani Tuğrul, sayfa 258, 260.

                5-) Katılan Asiye Sandıkçı’nın iddia ettiği cinsel saldırı eylemlerinden hemen sonra ŞİKAYETÇİ OLMAMASI, aradan 3 SENE gibi uzun bir süre geçtikten sonra şikayetçi olması, buradaki iddiayı hukuken geçersiz kılmaktadır. Konuyla ilgili emsal kararlar: 

                5.1. Yargıtay 5 CD, 2006/7287 E. 2010/3513 Karar (Suat Çalışkan, sayfa 388); 

                5.2. Yargıtay 5 CD, 2009/12812 E. 2010/541 Karar (Suat Çalışkan, sayfa 389); 

                5.3. Yargıtay 14. CD, 05.11.2018 tarih ve 2018/3752 E. 2018/6405 karar; 

                5.4. Yargıtay 14. CD, 04.12.2018 tarih ve 2016/9910 E. 2018/7261 Karar, 

                5.5. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2014/810 E. 2015/268 Karar, 

                5.6. Yargıtay Kararları Işığı Altında Cinsel Suçlar, Prof. Dr. Erdener Yurtcan, sayfa 38. 

                5.7. Yargıtay 14. CD, 17.06.2014 tarih ve 2012/12005 E. 2014/8184 Karar; 

                5.8. Yargıtay 14. CD, 16.11.2012 tarih ve 2012/8271 E. 2012/11498 Karar; Yargıtay 14. CD, 10.06.2014 tarih ve 2012/9627 E. 2014/7765 Karar, 

                5.9. Cinsel Suçlar, Hakim Dr. Gökhan Taneri, sayfa 102, 173. 

                5.10.          Yargıtay 14. CD, 02.05.2012 tarih ve 2012/2159 E. 2012/4993 Karar; 

                5.11.          Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 10.03.2015 tarih ve 2014/14-604 E. 2015/37 Karar; 

                5.12.          Yargıtay 5. CD, 22.06.2000 tarih ve 2009/5439 E. 2009/7883 Karar; 

                5.13.          Yargıtay 14. CD, 31.05.2012 tarih ve 2012/2544 E. 2012/6218 Karar, 

                5.14.          Yargı Kararları Işığında Cinsel Dokunulmazlığa karşı Suçlar, Sinan Kocaoğlu, sayfa 504, 506, 528. 

                5.15.          Ağır Ceza Mahkemesi 20.10.2016 tarih ve 2016/326 E. 2016/376 Karar; 

                5.16.          Yargıtay 5. CD, 2006/711 E. 2006/8878 Karar; 

                5.17.          Yargıtay 5. CD, 23.03.2005 tarih ve 2005/90 E. 2005/2469 Karar; 

                5.18.          Yargıtay 14. CD, 2011/8138 E. 2013/1411 Karar; 

                5.19.          Yargıtay 5 CD, 23.05.2011 tarih ve 2011/2970 E. 2011/4134 Karar; 

                5.20.          Yargıtay 14. CD, 2013/3947 E. 2013/9814 Karar,

                5.21.          Türk Ceza Kanunu Uygulamasında Cinsel Suçlar, Mustafa Aslantürk, sayfa 175, 197, 323, 476, 595, 694. 

                5.22.          Yargıtay 14. CD, 2017/810 E. 2017/2323 Kararı; Yargıtay 14. CD, 2016/11447 E. 2017/964 Karar;

                5.23.          Yargıtay 14. CD, 2014/10185 E. 2015/608 Karar; 

                5.24.          Yargıtay 14. CD, 2017/1107 E. 2017/3133 Karar; 

                5.25.          Yargıtay 14. CD, 2014/450 E. 2017/1021 Karar; 

                5.26.          Yargıtay 14. CD, 2017/1061 E. 2017/2931 Karar; 

                5.27.          Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 17.10.2000 tarih ve 2000/5-196-2000/201 sayılı kararı; 

                5.28.          Yargıtay 5. CD, 17.07.2008 tarih ve 2008/7208-2008/7643 sayılı kararı;

                5.29.          Yargıtay 5. CD, 17.07.2008 ve 2008/6755-2008/7647 sayılı kararı; 

                5.30.          Yargıtay 5. CD, 27.12.2006 tarih ve 2006/9859-2006/10684 sayılı kararı,

                5.31.          Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve ensest ilişkiler, Ahmet Ceylani Tuğrul, sayfa 105, 228; 230, 259, 469, 471, 476, 480, 502, 530.

                6-) Katılan Asiye Sandıkçı’nın 31 ayrı kişinin kendisine yönelik cinsel saldırıda bulunduğu iddiası ile ilgili olarak kendi beyanı dışında herhangi bir tıbbi kanıt bulunmaması iddiaların soyut ifadelerden ve iftira niteliğinde suçlamalardan ibaret olduğunu ortaya koymaktadır. Beyanların da birbiriyle çelişkili olduğu, katılanın ruh hali, yaşam şekli, anlattıkları ve HTS kayıtlarıyla desteklenmediği de dikkate alındığında, söz konusu suçlamaların hukuken hiçbir geçerliliği kalmamaktadır. Konuyla ilgili emsal kararlar:

                    - Yargıtay 5 CD, 2006/9017 E. 2010/7053 Karar. (Suat Çalışkan sayfa 387)

                7-) Katılan Asiye Sandıkçı, iddia ettiği 31 ayrı kişinin cinsel saldırı eylemini kolluk görevlilerine bildirmesi için imkanı bulunduğu halde olayı intikal ettirmemiştir. Bu durum, delilsiz olan bu iddianın bu bakımdan da hükme esas alınamayacağının bir delilidir. Konuyla ilgili emsal kararlar:

                7.1. Yargıtay 5 CD, 2009/7185 E. 2009/6326 Karar (Suat Çalışkan, sayfa 396); 

                7.2. Yargıtay 14. CD, 08.09.2014 tarih ve 2012/13067 E. 2014/9535 Karar, 

                7.3. Cinsel Suçlar, Hakim Dr. Gökhan Taneri, sayfa 72.

                8-) Katılan Asiye Sandıkçı'nın, sözde 31 ayrı kişinin kendisine zorla cinsel saldırıda bulunduğu iddiasında bulunmasına rağmen, hiçbir sözde eylemin akabinde herhangi bir DOKTOR RAPORU ALMAMASI, karakola herhangi bir delil (bir çamaşır veya üzerinde meni parçaları olan bir peçete vs.) GÖTÜRMEMESİ, sözde eylemlerin doğru olmadığının bir delilidir. Konuyla ilgili emsal kararlar:

                8.1. Yargıtay 14. CD, 2016/11915 E. 2017/974 Karar, 

                8.2. Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve ensest ilişkiler, Ahmet Ceylani Tuğrul, sayfa 520.

                9-) Katılan Asiye Sandıkçı’nın, ailesinin yanında yaşıyor olmasına rağmen, kendisine yönelik 31 ayrı kişinin sözde cinsel saldırı eylemini hiç kimseye, ailesine ve yakınlarına dahi BAHSETMEMESİ, tavırlarında BİR GARİPLİK OLMAMASI, dolayısıyla ailesi ve yakınlarının herhangi garip bir durumdan ŞÜPHELENMEMESİ, katılanın normal, neşeli ve dışa dönük hayatına devam etmesi iddiaların gerçek olmadığının bir delilidir. Konuyla ilgili emsal kararlar:

                9.1. Yargıtay 14. CD, 07.07.2014 tarih ve 2012/11648 E. 2014/9243 Karar, 

                9.2. Cinsel Suçlar, Hakim Dr. Gökhan Taneri, sayfa 99. 

                9.3. Yargıtay 5. CD, 19.03.2007 tarih ve 2007/1161 E. 2007/2039 Karar, 

                9.4. Yargıtay 14. CD, 20.06.2012 tarih ve 2012/6645 E. 2012/7000 Karar,

                9.5. Yargı Kararları Işığında Cinsel Dokunulmazlığa karşı Suçlar, Sinan Kocaoğlu, sayfa 506, 508. 

                9.6. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 17.10.2000 tarih ve 2000/5-196-2000/201 sayılı kararı; 

                9.7. Yargıtay 5. CD, 17.07.2008 tarih ve 2008/7208-2008/7643 sayılı kararı, 

                9.8. Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve ensest ilişkiler, Ahmet Ceylani Tuğrul, sayfa 105, 228. Yargıtay 5 CD, 2007/1161 E. 2007/2039 Karar; 

                9.9. Yargıtay 14 CD, 2012/8319 E. 2014/6548 Karar,

                9.10.          Türk Ceza Kanunu Uygulamasında Cinsel Suçlar, Mustafa Aslantürk, sayfa 199, 541

                10-) Katılan Asiye Sandıkçı'nın 31 ayrı kişinin kendisine yönelik cinsel saldırı iddiasını destekleyen GÖRGÜ TANIĞI OLMAMASIolayı 5 duyu ile gören tek bir şahidin dahi bulunmaması, dolayısıyla anlattığı sadece beyana dayalı olayların delili ve şahidi bulunmaması olayların GERÇEK OLMADIĞININ DELİLİDİR. Konuyla ilgili emsal kararlar:

                10.1.          Yargıtay 14. CD, 05.11.2018 tarih ve 2018/3752 E. 2018/6405 karar; 

                10.2.          Yargıtay 14. CD, 07.11.2018 tarih ve 2015/4625 E. 2018/6525 karar, 

                10.3.          Yargıtay 14. CD, 2012/13058 E. 2013/8916 Karar, 

                10.4.          Türk Ceza Kanunu Uygulamasında Cinsel Suçlar, Mustafa Aslantürk, sayfa 692.

                11-) Katılan Asiye Sandıkçı, iddia ettiği cinsel saldırı eylemleri ile ilgili olarak iddialarını destekleyecek bir suç tarihi, yeri ve saati BELİRTMEMEKTEDİR. Çünkü böyle bir durumda, iddialarının çok kolay bir şekilde ÇÜRÜTÜLEBİLECEĞİNİ bilmektedir. Suç tarihi, yeri ve saati belirtmemek, davamızda cinsel suç isnadında bulunan tüm müşteki ve etkin pişmanlar için geçerli olan dikkat çekici bir durumdur. Bu şekilde olduğu için üzerine suç atılan kişiler, kendilerini temize çıkaracak karşı delilleri SUNAMAMAKTADIRLAR, iddiaları hemen yalanlayabilecekken bunu başaramamaktadırlar. Beyana dayalı farazi olayların OLMADIĞINI İSPATA ÇALIŞMAKTADIRLAR. Katılanın cinsel isnatları ile ilgili olarak suç tarihi, yeri ve saati sunamaması başlı başına bozma sebebidir. Konuyla ilgili emsal kararlar:

                11.1            Yargıtay 14. CD, 26.11.2012 tarih ve 2011/7021 E. 2012/11954 Karar, 

                11.2.          Cinsel Suçlar, Hakim Dr. Gökhan Taneri, sayfa 131. 

                12-) Katılan Asiye Sandıkçı iddia ettiği cinsel suç eylemleri sırasında hiçbir mukavemet göstermemekte, bağırıp çevreden yardım istememektedir. Oysa Asiye Sandıkçı'nın iddia ettiği cinsel suç eylemleri meskun mahalde, bağırılması ve direnilmesi durumunda etraftan rahatlıkla duyulabilecek bir yerde gerçekleşmektedir. İmkanı olmasına rağmen kendisi bir direniş göstermemiş, bağırmamış, etraftan yardım istememiştir. Çünkü böyle bir cinsel saldırı eylemi gerçekleşmemiştir. Söz konusu durum, iddianın hükme esas alınamayacağının delilidir. Konuyla ilgili emsal kararlar:

                12.1            Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2014/810 E. 2015/268 Karar, 

                12.2            Yargıtay Kararları Işığı Altında Cinsel Suçlar, Prof. Dr. Erdener Yurtcan, sayfa 38. 

                12.3.          Yargıtay 5. CD, 19.03.2007 taih ve 2007/1161 E. 2007/2039 Karar, 

                12.4.          Yargı Kararları Işığında Cinsel Dokunulmazlığa karşı Suçlar, Sinan Kocaoğlu, sayfa 506. 

                12.5.          Yargıtay 5. CD, 17.07.2008 tarih ve 2008/7208-2008/7643 sayılı kararı, 

                12.6.          Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve ensest ilişkiler, Ahmet Ceylani Tuğrul, sayfa 227. Yargıtay 5 CD, 2007/1161 E. 2007/2039 Karar, 

                12.7.          Türk Ceza Kanunu Uygulamasında Cinsel Suçlar, Mustafa Aslantürk, sayfa 199.

                13-) Katılan Asiye Sandıkçı, iddia ettiği 31 ayrı kişinin sözde cinsel saldırısı sonrasında defalarca şüpheliler ile KENDİ İSTEĞİYLE görüşmekte, mesajlaşmakta, onların evlerine gitmekte, canlı yayınlara katılmakta, sosyal ortamlarda beraber bulunup onlarla neşeli fotoğraflar çektirmektedir. Cinsel tacize uğrayan bir insanın tacizcileriyle hayatını kendi istediği ve talebiyle mutlu bir şekilde devam ettirmesi, onları tekrar tekrar araması, kendi isteği ile onların evlerine gitmesi HAYATIN OLAĞAN AKIŞINDA İMKANSIZDIR. Tek başına bu durum bile böyle bir taciz olayının gerçekleşmediğinin ispatıdır. Konuyla ilgili emsal kararlar: 

                13.1.          Yargıtay 14. CD, 2016/11085 E. 2017/611 Karar; 

                13.2.          Yargıtay 5. CD, 15.06.2009 tarih ve 2008/16226-2009/7298 sayılı kararı, 

                13.3.          Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve ensest ilişkiler, Ahmet Ceylani Tuğrul, sayfa 515, 198.

                14-) Katılan Asiye Sandıkçı'nın iddialarına yönelik rızası dışında bir olay yaşandığına dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı kanıtlar BULUNMAMASI iddiaların hükme esas alınamayacağına delilidir. Konuyla ilgili emsal kararlar:

                14.1.          Yargıtay 14. CD, 15.11.2018 tarih ve 2018/5766 E. 2018/6786 karar; 

                14.2.          Yargıtay 14. CD, 19.11.2018 tarih ve 2018/7502 E. 2018/6833 karar, 

                14.3.          Yargıtay 14. CD, 08.09.2014 tarih ve 2012/13067 E. 2014/9535 Karar, 

                14.4.          Cinsel Suçlar, Hakim Dr. Gökhan Taneri, sayfa 72. 

                14.5.          Yargıtay 5. CD, 17.07.2008 tarih ve 2008/7208-2008/7643 sayılı kararı, 

                14.6.          Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve ensest ilişkiler, Ahmet Ceylani Tuğrul, sayfa 228.

                15-) Katılan Asiye Sandıkçı’nın kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu iddia ettiği 31 ayrı kişi ile kendi beyanlarına göre, rızasıyla uzun süre devam eden ilişkisi olması gerçeği karşısında, bu ilişkilerin maddi ve manevi cebire dayalı sürdürüldüğü fikri hukuken kabul edilemez. Dolayısıyla böyle bir iddia, cinsel saldırı olarak kabul edilemez. Konuyla ilgili emsal kararlar:

                15.1.          Yargıtay 5 Ceza Dairesi, 23.05.2011 tarih ve 2011/2970 E. 2011/4134 Karar, 

                15.2.          Türk Ceza Kanunu Uygulamasında Cinsel Suçlar, Mustafa Aslantürk, sayfa 421, 596

                16-) Katılan Asiye Sandıkçı’nın namus ve iffetini ortaya koyarak sanıklara iftiraya yöneltilmesi için nedenleri vardır. (Beğenilmeme saplantısı, evlilik beklentisi, ilgi görme isteği gibi…). Bu faktörler, açılan davalarda müştekileri iftiraya sevk eden en önemli gerekçelerdendir. Konuyla ilgili emsal kararlar: 

                16.1.          Yargıtay 14. CD, 28.11.2018 tarih ve 2018/5495 E. 2018/7055 Karar, 

                16.2.          Yargıtay 14. CD, 04.09.2014 tarih ve 2014/2057 E. 2014/9456 Karar; 

                16.3.          Yargıtay 14. CD, 22.09.2014 tarih ve 2012/13556 E. 2014/10229 Karar, 

                16.4.          Cinsel Suçlar, Hakim Dr. Gökhan Taneri, sayfa 31, 32. 

                16.5.          Yargıtay 14. CD, 2013/5363 E. 2015/2314 Karar; 

                16.6.          Yargıtay 14. CD, 02.03.2015 tarih ve 2013/5363 E. 2015/2314 Karar; 

                16.7.          Yargıtay 14. CD, 13.03.2015 tarih ve 2014/11133 E. 2015/3205 Karar, 

                16.8.          Yargı Kararları Işığında Cinsel Dokunulmazlığa karşı Suçlar, Sinan Kocaoğlu, sayfa 41, 500. 

                16.9.          Yargıtay 14. CD, 2012/13058 E. 2013/8916 Karar, 

                16.10.        Türk Ceza Kanunu Uygulamasında Cinsel Suçlar, Mustafa Aslantürk, sayfa 692.

                17-) Katılan Asiye Sandıkçı’nın, 31 ayrı kişiye yönelik olarak soyut beyanlarla cinsel suç isnatlarında bulunmasının sebebi husumetli müştekilerin tehditlerinden kaynaklanmaktadır. Daha önce de belirttiğimiz gibi huzurdaki davada her konuda olduğu gibi şikayetçiler konusunda da organize eylemler mevzu bahistir. Husumetli müştekilerin diğer tüm şikayetçileri olduğu gibi Asiye Sandıkçı'yı da tehdit ettiğinin en büyük delillerinden biri, Asiye Sandıkçı'nın tahliyesinden sonra Serdar Dayanık'ı arayarak "Aman ha Özkan Mamati duymasın" demiş olmasıdır. Keza Asiye Sandıkçı, şikayetçi olduğu andan itibaren tüm soruşturma ve kovuşturma aşamalarında, tehdit altında olduğunu tespit ettiğimiz diğer müştekilerle aynı ortak eylemlerde bulunmuşaynı dönemlerde şikayet başvurularında bulunmuş, aynı cümleleri sarf etmiş, aynı kişilere aynı dönemlerde iftira atmış ve tıpkı diğerleri gibi, polisle değil, Özkan Mamati ile bağlantıda olmuştur. 

                Katılanın, tehdit altında şikayetçi olması ve halen bu tehdidin devam ediyor olması, onun gerçekte BU DAVADA BİR MAĞDUR OLMADIĞI, ŞİKAYETÇİ VASFININ BULUNMADIĞI ve BASKI ALTINDA İFTİRA BEYAN VERDİĞİNİN DELİLİDİR; hükme esas alınamaz. Konuyla ilgili emsal kararlar:

                17.1.          Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 17.10.2000 tarih ve 2000/5-196-2000/201 sayılı kararı, 

                17.2.          Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve ensest ilişkiler, Ahmet Ceylani Tuğrul, sayfa 105.

                18-) Katılan Asiye Sandıkçı’nın kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu iddia ettiği 31 ayrı kişi ile arkadaş olduğu, zorla cinsel ilişkinin gerçekleştiğini iddia ettiği tarihten sonra birçok kez birlikte vakit geçirdiği hakkında tanık beyanları, telefon görüşmeleri, telefon mesajları, sosyal medya paylaşımları, fotoğraf ve videoları bulunmaktadır. Asiye Sandıkçı’nın iddia ettiği tüm bu eylemlerden sonra bile söz konusu sanıklarla yemeğe gitmesi, onlarla aynı sosyal ortamları paylaşması ve son derece sağlıklı, neşeli ve rahat bir görünüm vermesi -bir an için isnat ettiği suçlamaların doğru olduğunu farz ettiğimizde- RIZANIN VARLIĞINI gösterir. Rızanın var olduğu bir ortamda cinsel saldırı söz konusu olamaz. Konuyla ilgili emsal kararlar: 

                18.1.          Yargıtay 14.CD, 08.01.2019 tarih ve 2015/7846 E. 2019/85 Karar, 

                18.2.          Yargıtay 14. CD, 10.06.2014 tarih ve 2012/9627 E. 2014/7765 Karar, 

                18.3.          Cinsel Suçlar, Hakim Dr. Gökhan Taneri, sayfa 180. 

                18.4.          Yargıtay 14. CD, 25.02.2014 tarih ve 2012/5086 E. 2014/2270 Karar, 

                18.5.          Yargı Kararları Işığında Cinsel Dokunulmazlığa karşı Suçlar, Sinan Kocaoğlu, sayfa 512. 

                18.6.          Yargıtay 14. CD, 2012/8015 E. 2012/7931 Karar, 

                18.7.          Türk Ceza Kanunu Uygulamasında Cinsel Suçlar, Mustafa Aslantürk, sayfa 430. 

                18.8.          Yargıtay 14. CD, 2016/11085 E. 2017/611 Karar, 

                18.9.          Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve ensest ilişkiler, Ahmet Ceylani Tuğrul, sayfa 515.

                SONUÇ VE TALEP:

                Yukarıda ayrıntılarıyla arz ve izah ettiğimiz üzere; 

                • Huzurdaki davada katılan sıfatıyla yer alan Asiye Sandıkçı'nın güya cinsel taciz ve cinsel istismara uğradığına yönelik beyanları hiçbir surette gerçeği yansıtmamaktadır. Cinsel saldırı veyahut cinsel tacize maruz kaldığına dair huzurdaki davaya hükme esas olabilecek somut tek bir delil, mantıklı ve tutarlı tek bir açıklama ibraz edilmemiştir.
                • Katılanın tüm beyanları tutarsız olup tamamen mahkemeyi yanıltmaya matuf açıklamalardan ibarettir. İfadelerinin tamamı birbiriyle çelişmektedir.
                • Asiye Sandıkçı'nın isnatları ve iddiaları bakımından suçun maddi unsurları oluşmamıştır. Dolayısıyla, ortada hukuka aykırı bir fiilin bulunmadığının kabulü gerekmektedir.
                • Katılanın, müvekkil ve arkadaşlarına husumet duyan bir kısım müştekilerin yönlendirmesiyle tamamen gerçek dışı, mesnetsiz ve de tutarsız iddia ve ithamlarına itibar edilmemesi gerekmektedir.
                • Yukarıda açıklamış olduğumuz Yargıtay Ceza dairelerinin olay ile ilgili emsal kararları doğrultusunda iddia edilen cinsel saldırı eylemlerinin somut delile dayanmayan soyut beyanlardan ibaret olduğu, anlatımlarda bir çok çelişki olması ve anlatımların hayatın doğal akışına aykırı olduğu gerekçeleri ile KABUL EDİLEMEYECEĞİNDEN, iddiaların tarafınızca reddedilerek ASİYE SANDIKÇI’ya yönelik cinsel saldırı ve taciz iddiaları ile ilgili olarak müvekkilin BERAATİNE karar verilmesini bilvekale talep ederiz. 26.11.2024

                Saygılarımızla.

                Adnan Oktar müdafi

                Av.  Mert Zorlu

                Daha yeni Daha eski