Sayın Mahkemenizin 07.02.2025 tarihinde gerçekleştirmiş olduğu ve Yargıtay bozma kararına karşı sanıklara diyeceklerinin sorulduğu duruşma esnasında, müvekkil ve diğer sanıklar, huzurunuzda görüşlerini dile getirmişlerdir. Duruşma esnasında müvekkil başta olmak üzere tüm sanıklar, tüm dosyanın bozulması gerekirken, benzer hatta çok daha galiz hukuksuzluklar söz konusu olmuşken, sadece birkaç maddenin bozulmaya konu edilmesini eleştirmiş ve bu durumun, sanki hukuk işliyormuş gibi bir görünüm verebilmek için oluşturulmuş bir senaryo olduğuna dikkat çekmişlerdir.
Yine duruşma esnasında, sadece usulen birkaç madde üzerinden yapılan bu bozmaların dahi ne kadar galiz konular olduğuna değinilmiş, yapılan birkaç tespitin dahi, yerel mahkeme kararının ne kadar özensiz olduğunu ortaya çıkardığı dile getirilmiştir.
Buradan hareketle sanıklar, Yargıtay'ın bozma konusu yaptığı konular üzerinde durmaktansa, SON DERECE HAKLI OLARAK, görmezden gelinen TÜM HUKUKSUZLUKLARI ve mahkemenizin yargılama esnasında SANIK DELİLLERİNİ GÖRMEZDEN GELME STRATEJİSİNİ dile getirmiş ve Yargıtay bozma ilamına karşı diyeceklerini bu çerçevede izah etmişlerdir.
Elbette müvekkil başta olmak üzere tüm sanıkların ittifakla üzerinde durdukları en temel konu, yaşadıkları kumpasın adeta bir imzası olan ve önce yerel mahkemede ilk heyet tarafından, ardından Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi'nin bozma ilamındaki gerekçelere rağmen Sayın Heyetiniz tarafından görmezden gelinen ateş etme hadisesidir.
Sanık Mert Sucu tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen söz konusu eylemle ilgili olarak yargılamanın başladığı 2019 yılının Eylül ayından beri, tüm sanıklar tarafından KAMERA GÖRÜNTÜLERİNİN dava dosyasına getirilmesi talebi ısrarla tekrar edilmiş ancak sanıkları yargılayan heyet, böyle bir konu hiç yokmuş gibi üst hadden ceza vererek konuyu kapatmıştır. Sayın heyetinizin çok iyi bildiği gibi ateş etme hadisesindeki anormallikler bununla sınırlı değildir.
- Mert Sucu'nun kullandığı sağ elinde ATIŞ ARTIĞI İZİ OLMAMASI,
- Buna rağmen olaya karışan polis memurunun İKİ ELİNDE BİRDEN ATIŞ ARTIĞI İZİ BULUNMASI,
- Ateş edildiği iddia edilen SİLAHIN ÜZERİNDE MERT SUCU'YA AİT PARMAK İZİ VE DNA'NIN BULUNMAMASI,
- SİLAHIN ÜZERİNİN ÖZENLE TEMİZLENMİŞ OLMASI ve itina ile ayakkabı içine yerleştirilmesi,
- İsabet aldığı iddia edilen polis memurunun üzerindeki 2 atıştan birinin yakın atış, diğerinin uzak atış olması. Ancak polisin de Mert Sucu'nun da hep aynı noktada durmuş olması ve dolayısıyla YAKIN ATIŞ EYLEMİNİN HİÇBİR SENARYOYA UYMAMASI,
- İsabet aldığı iddia edilen şarjörde giriş-çıkış deliği bulunmaması,
- Ortada olmayan Polis memurunun bir anda sizin yargılamanız esnasında ortaya çıkması ve 3 POLİSİN BİRBİRİNDEN TAMAMEN FARKLI İFADELER VERMESİ,
- Sonradan ortaya çıkan 3. Polis memurunun, olay akabinde vermiş olduğu EMNİYET İFADESİNİN HİÇBİR YERDE BULUNAMAMASI,
- Usulsüz olarak DELİL TORBASININ AÇILMIŞ OLMASI ve delillerin açık ve aleni şekilde KARARTILMASI,
- İsabet aldığı iddia edilen şarjörün hemen yanı başında yapılan ŞÜPHELİ KONUŞMA KAYITLARI,
- Sayıları sonradan artan mermi çekirdekleri,
- İsabet aldığını iddia eden ama doktor raporu dahi olmayan polis memuru,
- Oldukça şüpheli çelik yelek,
Ve bunun gibi sayısız anormallik söz konusu eylem kurgusunda bariz şekilde ortaya çıkmıştır. Hiçbir yönden tutulacak hiçbir yanı kalmamış olan bu galiz ve akılsızca kurgu, nasıl bu kadar acemice yapılmış, böylesine galiz deliller nasıl hakimler tarafından böylesine rahat yok sayılmış, akıl erdirmek mümkün değildir.
Bu anormallikleri şimdilik bir kenara koyarak, tek bir konuya dikkat çekmek istiyoruz.
07.02.2025 tarihinde gerçekleşen duruşma esnasında müvekkil başta olmak üzere tüm sanıklar, bizzat Sayın Heyetinizin, tüm taleplere ve BAM 1. Ceza Dairesi'nin bozma ilamındaki gerekçelere rağmen KAMERA GÖRÜNTÜLERİNİ HİÇBİR ŞEKİLDE GETİRTMEDİĞİNİZİN üzerinde durmuşlardır. Bunun birkaç defa dile getirilmesinin akabinde Sayın Başkan, "biz o fotoğrafları açtık" şeklinde bir cevap vermiştir.
Kuşkusuz Sayın Başkan, kendisi de, burada kastedilenin olay anına ait VİDEO KAYITLARI OLDUĞUNU, duruşmalar esnasında OLAY ANINI, OLAY YERİNİ VE YAŞANAN GELİŞMELERİ GÖSTEREN herhangi bir görüntünün MAHKEMEYE GETİRİLMEDİĞİNİ çok iyi bilmektedir. Duruşmalar esnasında mahkeme başkanının "biz o fotoğrafları açtık" diyerek bahsettiği şeyler çeşitli çelik yelek fotoları, müştemilatın ve olay yerinin çeşitli fotoğraflarından ibarettir. OLAY ANINA AİT TEK BİR TANE DAHİ GÖRÜNTÜ MAHKEMEYE GETİRİLMEMİŞTİR.
Elbette Sayın Heyet de bu kumpası kurgulayanlar da, olay günü tüm olayın baştan sona, pek çok açıdan kayıt altında olduğunu gayet iyi bilmektedirler. Ve yine Sayın Heyet, sanıklarca kastedilen görüntülerin OLAY ANIYLA ALAKASIZ FOTOĞRAFLAR OLMADIĞINI, olay anını tüm ayrıntılarıyla izleyebileceğimiz görüntülerin hali hazırda MEVCUT OLDUĞUNU, bunların ÖZENLE, İTİNAYLA VE ÖZELLİKLE MAHKEMEYE GETİRİLMEDİĞİNİ de çok iyi bilmektedirler.
Olay yerini ve olay anını, aynı anda hem özel harekat kameraları hem drone çekimleri hem de helikopter çekimleri noksansız olarak kayıt altına almıştır. Ancak bunlar bir yana, Kandilli'de 127 tane BAHÇE KAMERASI tarafından bu görüntüler her açıdan kayda alınmış bulunmaktadır. Söz konusu kayıtlar, EMNİYETTE MEVCUTTUR ve bu kayıtlarda tüm olay, sağ, sol ve tepeden olacak şekilde her yandan görüntülenmiştir.
Bu görüntüleri kaydeden VDR kayıt cihazının, BU DAVA İÇİN OLAĞANÜSTÜ ÖNEMDE BİR DELİL OLMASINA RAĞMEN, Yargıtay kararından sonra alelacele MÜSADERE EDİLMESİ de, buradaki örtbas etme çabasının geldiği son durumdur.
Sayın Heyetiniz, "olay anına ait kamera kayıtları" derken, sanıklar ve müdafileri tarafından kastedilenin bu kayıtlar olduğunu da gayet iyi bilmektedir.
Buna rağmen Mahkeme Başkanının "biz o fotoğrafları açtık" şeklindeki izahının samimi ve dürüst olmadığı kanaatindeyiz.
Tüm olay anını her yönden gösteren görüntülerin mevcut olduğunu çok iyi biliyoruz. Hakim heyetlerinin itinayla bu görüntüleri getirmemeye çalışması, "bu görüntüleri getirin" diyen istinaf hakimlerinin yargılanıyor olması, pek çok delilin örtbas edilmeye çalışıldığının açık göstergelerinden biridir.
Saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz.03.03.2025