İSTANBUL 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİNE

DOSYA NO : 2024/60 E.

SUNAN : Adnan OKTAR

MÜDAFİ : Av. Mert ZORLU

KONU : Müvekkilin, Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nde görülmekte olan ana dava dosyası için hazırlanıp sunulan, yargılama esnasında dosyaya ibraz edilen hukuki mütalaaların öneminin ve kapsamının yer verildiği dilekçenin, Sayın Hakimliğinize sunumudur.

AÇIKLAMALAR:

Müvekkil Adnan Oktar adına, müdafisi tarafından Yargıtay 1. Ceza Dairesi'ne 2024/365 esas sayılı dosya kapsamında sunulan aşağıdaki dilekçeyi, Sayın Mahkemenizin takdirine sunuyor; yargılama boyunca hukuk profesörleri, bilirkişiler, duayen hocalar tarafından hazırlanmış olan hukuki/bilimsel mütalaaların, kumpasa iştirak eden mahkemeler tarafından yok sayılmasının nasıl bir hukuk hezimeti olduğunu takdirinize bırakıyoruz:

Yüksek makamınızın da bildiği ve yargı mekanizmasının olmazsa olmazı olan içtihatlarınızla varlığını onayladığı ve kararlarında yer verdiği hukuki mütalaalar ve görüşler, konusunda uzman, tecrübeli, sözüne itibar edilir ve hatta duayen hukuk profesörlerinin, kanun yazarlarının, bilirkişilerin tarafsız bakış açılarını göstermek bakımından önemli belgelerdir. Hazırlanan ve dosyada mübrez bu mütalaalar pek çok bakımından önem teşkil ederler:

  • Mütalaa veren kişilerin bir kısmı, kanunların bizzat yazarıdırlar. Oluşturulan kanunun ne amaçla ne hedeflenerek ve ne gözetilerek yazıldığını en iyi bilen, devletin de bilgisine tecrübesine kanaat ve karar yeteneğine güvenerek kanun yazma yetkisi verdiği ve yazdıkları kanunları kabul ettiği kişiler olduklarından, kanunun suistimalini de en iyi analiz edecek kişiler bizzat kendileridir.
  • Her konu her mahkemenin uzmanlık alanı değildir. Birden fazla kanun maddesi ihlal iddiası olan dosyalarda mahkeme, konusu dışındaki hususlara da bakmak mecburiyetinde kalır. Hukuki mütalaalar, konunun uzmanının görüşlerini içerdiğinden, mahkemeler için de yol göstericidir.
  • Kuşkusuz ki ülkemizde, oldukça yetenekli ve tecrübeli hakim ve savcılar bulunmaktadır. Ancak ne kadar yetenekli olsalar da, yıllarını bu mesleğe vermiş, sayısız hakimi hatta hocayı yetiştirmiş, hocaların hocası sıfatındaki duayen profesörlerin bilgi ve tecrübesine hepsinin sahip olması imkansızdır. Dolayısıyla hakimlerin kararlarında, hocaları hükmündeki bu kişilerin fikirleri çok kıymetli birer yol gösterici olacaktır.
  • Bilirkişilik sıfatı, adı üstünde, konunun uzmanı olan kişilere has bir sıfattır ve bu kişilerin özel olarak bildiği usul ve yöntemlerin kullanıldığı uzmanlık alanlarını kapsar. Dolayısıyla, dava dosyasında geçen herhangi bir konuda bilirkişiden gelmiş resmi bir rapor, mahkemenin işini kolaylaştıracak çok kıymetli bir belgedir. Mahkeme tarafından bilirkişi raporu alınmış konularda dahi, ikinci bir uzman görüşü, konunun değerlendirilmesine yardımcı olur.
  • Yargılamayı yapan mahkeme heyeti TARAFLI VEYA ÖNYARGILI olabilir. Kendi KİŞİSEL GÖRÜŞLERİNİ KARARLARINA KARIŞTIRIYOR olabilir. OBJEKTİF BAKAMIYOR, şahsi dünya görüşleri, öfke-kıskançlık gibi hisleri kararlarına sirayet ediyor olabilirBasının yaygarasından etkileniyor, kamuoyunda kasıtlı oluşturulan negatif algıyı görmezden gelemiyor olabilir. Her ne kadar bunlar, adaleti temsil eden hukuk insanlarında görmeyi beklemediğimiz özellikler olsa da sonuçta hakimler de insandır; böyle durumlar olabilir. Hakimlerin taraflı bakış açısıyla yaptıkları yorum ve verdikleri kararların, hukuk duayenleri tarafından da değerlendiriliyor olması bu aşamada gerçeğin anlaşılması bakımından önem taşır.
  • Dava, bir KUMPAS DAVASI olabilir. Zaten her şey baştan belirlenmiş, tutuklamalar kasıtlı yapılmış, suç bilerek atılmış, cezalar önceden kararlaştırılmış olabilir. Bu kurgunun içindeki herkes bir şekilde bu planın parçası haline getirilmiş olabilir. Belli kişileri cezalandırmak için bir oyun kurulmuş olabilir. Bu artık maalesef ülkemizde, hukuk kelimesiyle birlikte anılan bir kavram olmuştur; dolayısıyla kimse kumpasların varlığını inkar etmemektedir. Böyle bir durumda mütalaalar başlı başına, DAVA DOSYASINDAKİ HUKUKSUZLUKLARI ORTAYA ÇIKARMAK, OYNANAN OYUNU DEŞİFRE ETMEK bakımından tek çıkar yol haline gelir. Çünkü dava dosyasında, sanık ve olaylar hakkında gerçek adil görüşlerin yer aldığı metinlerin var olması gerekmektedir; bunu da sadece mütalaalar ve bilirkişi/uzman raporları sağlar.

Mütalaayı kimin yazdığı kadar, mütalaanın ne içerdiği de önem taşır. Bir hukuk duayeni, neyi, nasıl ve hangi kriterde değerlendireceğini çok iyi bildiğinden, kanaatini, güçlü delillerle donatılmış, kapsamlı, kararlı gerekçelerle yazar. Gerekçesine çoğunlukla uygulamalardan ve Yargıtay kararlarından deliller getirir. Bir hukuki mütalaa, kapsamında her türlü hukuki delili kapsadığı için de kıymetli bir kanıttır.

Bazı kişiler, alınan kararların hukuksuzluğunu görmemek adına, bu kararları çürüten hukuki mütalaaları "para karşılığı görüş veriliyor" şeklinde küçümsemekte ve yok saymaktadırlar. Bu, hukuk duayenlerini hiçe sayan, onların tecrübesini, emeklerini, katkılarını görmezden gelen, ülkemizin büyük değerleri olduklarını unutturmaya çalışan çok vahim bir sözdür. Bu kişiler, emeği karşılığında ücret alan her insan gibi, bilgilerini, tecrübelerini, emeklerini harcadıkları bir iş için elbette bir karşılık alacaklardır. Onların emekleri karşılığında ücret almaları, bu ücret için lehe mütalaa verdikleri anlamına gelmez. Böyle düşünmek, yıllar boyunca sayısız hakim ve savcıyı yetiştirmiş, onlara doğruları ve adaletli olmayı öğretmiş, kanunları bizzat yazmış ve bunu yaparken adaletten taviz vermemeye çalışmış hocaların hocalarına yönelik çok büyük bir saygısızlıktır. Bunu dile getirmek, aynı zamanda, hocaların hocalarının satın alındıklarını iddia etmektir ki, böyle bir şeyin hukuka olan güveni şiddetle sarsacağı aşikardır. Aynı zamanda bu, dürüst adalet insanlarına yönelik açık bir iftiradır. O zaman bu mantıkta olan bir kişinin söz konusu hocaların yazıp hazırladığı kanuna göre de yargılama yapmaması gerek ki bu elbette mümkün değildir.

Hiçbir dürüst hukuk insanı, hukuken inanmadığı veya doğru bulmadığı bir belgenin altına, sırf para için imza atmaz.

Ayrıca, iddia edildiği gibi parayla satın alınmış hiçbir mütalaada; kapsamlı hukuki gerekçeler, itirazı mümkün olmayan teknik ve bilimsel tespitler, konuyla ilgili farklı görüşlerden alıntılar, emsal teşkil edecek Yargıtay kararları BULUNMAZ. Mütalaa, konuyla ilgili tüm hukuki ve bilimsel delillerin yer aldığı, tespitlerin, hiçbir muğlaklık olmadan son derece berrak bir anlatımla sunulduğu, tam anlamıyla tatmin edici deliller ve kanaatler içeren bir belgedir. Sadece para için inanmadığı şeyleri yazan bir kişi, ne tüm bu delilleri sunabilecek ne de tatmin edici kanaatlerde bulunabilecektir.

Bu konuda en önemli örnek, kanaatimizce, Cumhurbaşkanımızın, henüz başbakan olmadığı dönemde yargılandığı 1998/36 Esas nolu dava dosyası için alınan mütalaalar olacaktır. Dava dosyasındaki hukuksuzluğun tesisi için duayen hukuk profesörlerinden alınmış oldukça fazla sayıda mütalaa bulunmaktadır. Bu hukuki mütalaalar aşağıda ismi verilen hocalardan alınmıştır:

Ordinaryüs Prof. Dr. Sulhi Dönmezer (İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Ceza ve Ceza Hukuku Öğretim Üyesi)

Prof. Dr. Turhan Tufan Yüce (Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Ceza ve Ceza Usul Hukuku Emekli Öğretim Üyesi ve Eski Dekanı)

Prof. Dr. Bahri Öztürk (Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Ceza ve Ceza Usul Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi)

Prof. Dr. Uğur Alacakaptan (İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı, Galatasaray Üniversitesi Ceza Hukuku Öğretim Üyesi)

Prof. Dr. Çetin Özek (Marmara Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Öğretim Üyesi)

Prof. Dr. Doğan Soyaslan (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi)

Prof. Dr. Mehmet Emin Artuk (Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi)

Prof. Dr. Ahmet Gökçen (Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi)

Arş. Gör. Ahmet Caner Yenidünya (Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi)

Tüm bu mütalaalar, Dosya No: 1998/36 Esas - Recep Tayyip Erdoğan Davası isimli kitapta detaylarıyla yer almıştır.

Kitabın giriş kısmında, Türkiye Barolar Birliği'nin ilk başkanı Prof. Faruk Erem‘in, vefatından hemen önce, görüş vermek üzere Tayyip Erdoğan dosyasını incelediği de belirtilmiştir.

Kitap hakkında yazılan bir yazıda şu satırlar dikkat çekmektedir:

“Yargının bu tutumunun yanlış olduğuna dair onlarca hukukçunun mütalaaları da yer alıyor kitapta. Prof. Sulhi Dönmezer, Prof. Turhan Tufan Yüce, Prof. Bahri Öztürk, Prof. Uğur Alacakaptan, Prof. Çetin Özek, Prof. Doğan Soyaslan, Prof. Mehmet Emin Artuk ile asistanları Dr. Ahmet Gökçen ve A. Caner Yenidünya‘nın mütalaaları, yargıyı 'Yanlış yapıyorsunuz' diye uyarmakta."[1]

Görüldüğü gibi onlarca hukukçu profesör, hakimlere "yanlış yapıyorsunuz" anlamına gelen mütalaalar sunmuşlardır. Çünkü ortada bir yanlış vardır ve mahkemenin görmek istemediği bu yanlış, hukuk profesörlerinin eliyle deşifre edilmektedir. Şu an bile, o dönemde dosyaya giren mütalaaların kıymeti dile getirilmekte, bu konu hakkında kitaplar yazılmaktadır.

6 yıldır devam etmekte olan huzurdaki dava dosyasına da, sayısız duayen hukukçunun, kanun yazarı hukuk profesörlerinin, saygın hocaların mütalaaları girmiştir. Oldukça fazla suçlama üzerinden değerlendirmeler istenmiş ve mahkemenin hemen her konuda haksız olduğu hukuki gerekçelerle belirtilmiştir. Dava dosyası tümüyle kumpas üzerine kurulu olduğundan ve tümüyle yalan ve iftiraya dayalı bir iddianame oluşturulduğundan, söz konusu suçlamaları hukuki delillerle çürütmek oldukça kolay olmuş ve kıymetli hukuk profesörleri, açık ve sarih haksızlıkları dile getirmek adına, adil ve hukuki görüşlerini bildirmekte istekli ve kararlı davranmışlardır. Mahkemenin görmek istemediği hukuki gerçekler, kıymetli duayen hukukçular vesilesiyle dava dosyasına girmiş ve deşifre edilmiştir.

Keza, cumhurbaşkanımızın hukuki davası için mütalaa vermiş olan değerli hukuk profesörü Prof. Dr. Ahmet Gökçen, şu an hali hazırda huzurdaki davada yöneticilik iddiasıyla yargılanan Merve Büyükbayrak'ın müdafisidir. Fikirlerine cumhurbaşkanımızın da güvendiği Prof. Dr. Ahmet Gökçen'in, dava dosyamızda müdafi sıfatıyla bulunması dahi, ciddi bir hukuksuzluk gördüğünü ve buna karşı mücadele ettiğini göstermektedir.

Hal böyleyken, bazı kesimler tarafından söz konusu mütalaaların, isteğe göre yazılan ve para karşılığı dağıtılan bir evrakmış gibi muamele görmesi, yıllarını bu mesleğe adamış kıymetli hukuk profesörlerine açık bir hakarettir. Onların mesleki duruşlarına, adil ve dürüst hukuk anlayışlarına dil uzatmaktır.

Ne acıdır ki bu hatayı, huzurdaki davanın yargılamasını yapan İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi hakim heyeti de yapmış ve söz konusu mütalaaları dikkate almamıştır.

Kendisini daha önce hukuki kararlar vermiş mahkeme heyetlerinden ve dava dosyası için mütalaalar hazırlamış duayen hocalardan oldukça üstün gören ve onların kararlarını ve kanaatlerini bir anda birkaç cümle ile siliveren bir mahkeme heyeti, şaşırtıcı bir özgüven içindedir. Oysa, heyet tarafından itibar edilmeyen bu mütalaalar, söz konusu mahkeme hakimlerinin derslerini okutan, üniversitede eğitildikleri kitapları yazan, sınavlarını yapan hocalarına aittir. Kendi hocalarının verdiği mütalaayı okumaya bile zahmet etmeyen, onu önemli görmeyen bir mahkeme heyeti karşımızdadır.

Üstelik aynı mahkeme heyeti, huzurdaki dava için mütalaa vermiş olan, 2005 yılında yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu'nun baş mimarlarından Prof. İzzet Özgenç'in sanıklar lehine vermiş olduğu mütalaasını kabul etmezken, kendi gerekçeli kararında aynı Prof. İzzet Özgenç'ten alıntılar kullanmıştır. Demek ki mahkeme heyeti için hukuk duayenlerinin fikirleri SADECE BU DAVA KAPSAMINDA İTİBARSIZDIR.

Durumun vehametinin anlaşılabilmesi için, ektehuzurdaki dosya için hukuki mütalaa vermiş olan kıymetli hocalarımızın listesini takdirinize sunuyoruz. Mütalaaların tümü dosyada mübrezdir.

Yukarıda maddeleri sıralarken, kumpas davalarında mütalaaların başlı başına, dava dosyasındaki hukuksuzlukları ortaya çıkarmak, oynanan oyunu deşifre etmek bakımından tek çıkar yol haline geldiğini, çünkü dava dosyasında, sanık ve olaylar hakkında gerçek adil görüşlerin yer aldığı metinlerin var olması gerektiğini belirtmiştik. Keza sırf bu yüzdendir ki, kumpas davalarının gerekçeli kararlarında, dosyaya sunulmuş olan hukuki mütalaalara YER VERİLMEZ ve hukuki mütalaalar, yukarıda örneğini gördüğümüz şekilde 4 satırlık hukuk dışı bir açıklama ile reddedilirler. Tüm hukuk duayenlerini hiçe sayarak bu mütalaaları bir kenara itmek, dava dosyasındaki KAPSAMLI HUKUKSUZLUKLARIN HOCALARIN ELİYLE ORTAYA ÇIKMASINDAN DUYULAN ŞİDDETLİ ENDİŞENİN bir tezahürüdür.

Mütalaalardaki kapsamlı hukuki anlatım, delil ve emsal kararlara karşı; gerekçeli kararda, baştan sonra teatral-demagojik ve öfkeli bir anlatımın olması, mütalaalar; deliller ve hukuki kabuller üzerinden oluşturulurken, gerekçeli kararın sadece edebi bir sahne oyunu şeklinde sayfa doldurması, vahim durumun bir başka göstergesidir.

Bazı kesimler için müvekkil ve arkadaşlarının suçsuzluğunun kanıtlanması, bunu söyleyen hukuk duayenleri bile olsa, tahammül edilemez bir hal almıştır. Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı kumpas davası, artık gizlisi-saklısı olmadan, açık ve sarih haksızlıklarla yürüyor gibidir.

Sonuç:

Müvekkilin yargılanmasının yapıldığı ana dava kapsamında Yargıtay 1. Ceza Dairesine 2024/365 esas sayılı dosya kapsamında sunulan yukarıdaki dilekçeyi, Sayın Mahkemenizin takdirine sunar, saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz.

Adnan Oktar müdafi,

Av. Mert Zorlu

EK: Ana dava dosyası için mütalaa hazırlamış olan hukuk profesörlerinin ve hocaların listesi

HUZURDAKİ DAVA DOSYASI İÇİN HUKUKİ VE BİLİMSEL MÜTALAA HAZIRLAMIŞ OLAN KIYMETLİ HOCALARIMIZ

Yargıtay 6. Ceza Dairesi Onursal Üyesi ALİ TURHAN

Yargıtay 4. Ceza Dairesi Onursal Başkanı OSMAN YAŞAR

Yargıtay 5. Ceza Dairesi Onursal Başkanı AHMET CEYLANİ TUĞRUL

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Onursal Başkanı DR. BİLAL KARTAL

Yargıtay 11. Ceza Dairesi Onursal Başkanı KUBİLAY TAŞDEMİR

Yargıtay 1. Ceza Dairesi Eski Başkanı MEHMET YALÇIN

2005 yılında yürürlüğe giren Türk Ceza Hukuku Reformu'nun baş mimarlarından PROF. DR. İZZET ÖZGENÇ

2005 yılında yürürlüğe giren Türk Ceza Hukuku Reformu'nun baş mimarlarından PROF. DR. ADEM SÖZÜER

Adalet Bakanlığı Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu Üyesi PROF. DR. MAHMUT KOCA

Hukuk Fakültesi, Kamu Hukuku Bölümü, Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı PROF. DR. YUSUF YAŞAR

Anayasa Mahkemesi eski Raportörü, 2014-18 dönemi Avrupa Konseyi Venedik Komisyonu üyesi ve Bilimsel Kurul Başkan Yardımcısı PROF. DR. OSMAN CAN

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Öğretim Üyesi PROF. DR. OLGUN DEĞİRMENCİ

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PROF. DR. FATİH BİRTEK

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PROF. ÇAĞLAR ÖZDEMİR

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi DOÇ. AKİF ASDEMİR

İstinye Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmete Bölümünü Öğretim Üyesi PROF. DR. İLHAN TOMANBAY

Adli Bilişim ve Ses Görüntü İnceleme Uzmanı BAYRAM SAĞIR

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı PROF. DR. CENGİZ KILIÇ

Adli Bilişim Mühendisi, Sertifikalı Siber Adli Bilişim Profesyoneli ve Adli Bilirkişi TUNCAY BEŞİKÇİ

Adli Ses ve Görüntü Analiz Uzmanı - Fiziki İncelemeler ve Kriminalistik Uzmanı LEVENT GÜNER

Grafoloji ve Sahtecilik Uzmanı - Güvenlik Bilimleri Doçenti DOÇ. DR. YASİN ATAÇ

Emniyet Müdürü - Grafoloji, Sahtecilik ve Adli Bilişim Uzmanı - Öğretim Görevlisi MUSTAFA KAYGISIZ

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Adli Tıp ve Adli Bilimler Enstitüsü, Adli Tıp Bölümü Tıp Bilimleri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PROF. M. FATİH YAVUZ

Jandarma Kriminal Laboratuvarları Daire Başkanı ALBAY MUSTAFA MERCAN

Antalya Bilim Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı DOÇ. DR. YAVUZ ERDOĞAN

Antalya Bilim Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi DR. İNANÇ İŞTEN

Adli Bilişim Uzmanı ADEM TAŞKAYA

Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi DOÇ. DR. CAN CANPOLAT

Adli Bilişim ve HTS Uzmanı BAKİ NAKKAŞ

[1] https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/korudan-erdogan-ornekli-cagri-berberoglunu-meclise-tasimak-ak-partililere-yakisir-1041135

Daha yeni Daha eski