BARIŞ TERKOĞLU’NUN SAYIN ADNAN OKTAR VE CAMİAMIZI EPSTEIN İLE BENZETMESİ, YARGIYI YÖNLENDİRMEK VE KAMUOYUNDA İNFİAL AMAÇLI BÜYÜK BİR YALAN VE İFTİRADIR

 

Dava dosyasının Yargıtay’da 1. Ceza Dairesine gönderilmesiyle birlikte, bir kez daha, tek bir elden düğmeye basılmış gibi, Sayın Adnan Oktar ve arkadaş camiamıza yönelik karalama, iftira faaliyetleri organize bir şekilde başlamıştır. 

Yargıyı yönlendirmek, baskı altına almak, kamuoyunda camiamız aleyhinde infial oluşturmak maksatlı bu haberler artık akıl, mantık, insaf, vicdan sınırlarını tamamen aşmıştır.

 

"ŞANTAJ KASETLERİ" İDDİASI BİR ŞEHİR EFSANESİDİR

Sayın Adnan Oktar ve arkadaş camiamız hakkında uzun yıllardan bu yana bitmek tükenmek bilmez bir şekilde sık sık gündeme getirilen, ancak nedense halen tek bir tanesine dahi rastlanmayan Şantaj Kasetleri iddiası, şehir efsanelerinden farklı bir iddia değildir. 

Bu iftira, uzun yıllardan bu yana camiamızı karalayıp aleyhimizde olumsuz kamuoyu algısı ve infial oluşturmak, devlet ve emniyet görevlilerini yanlış yönlendirmek, hükümet yetkilileri ve siyasiler ile aramızı açıp bozmak gibi kirli ve art niyetli girişimlere malzeme yapılmak amacıyla yaklaşık 30 yıldan bu yana çeşitli dönemlerde ısıtılıp ısıtılıp gündeme getirilmektedir.

GERÇEKTE İSE ORTADA NE TEK BİR ŞANTAJ KASETİ, NE DE TEK BİR KARE ŞANTAJ KAYDI YA DA GÖRÜNTÜSÜ BULUNMAMAKTADIR

Gerek 1999 gerekse 2018 senesinde camiamıza yönelik düzenlenen operasyonların her ikisinde de ne bu tür bir kaset ne de görüntüye rastlanılmamıştır. 

EŞ ZAMANLI ANİ BASKINLAR ŞEKLİNDE DÜZENLENEN HER İKİ OPERASYONDA DA ARKADAŞLARIMIZIN EVLERİNE, İŞ YERLERİNE, DEPOLARINA, HATTA AİLELERİNİN VE AKRABALARININ ADRESLERİNE DAHİ GİRİLEREK HER YER DİDİK DİDİK ARANMIŞTIR. HATTA BAZI EVLERE BALYOZLARLA, İŞ MAKİNALARIYLA GİRİLİP YIKILMAMIŞ DUVAR, BAHÇELERİNDE KAZILMADIK YER BIRAKILMAMIŞTIR. ANCAK SONUÇ YİNE DEĞİŞMEMİŞ, HERHANGİ BİR ŞANTAJ KASETİNE RASTLANMAMIŞTIR.

 

Barış Terkoğlu’nun yayınladığı ifadeler, Adil Serdar Saçan’ın işkenceleri altında zorla söyletilmiş ve imzalatılmıştır

1999 yılında camiamıza yönelik operasyonda, gözaltı sırasında Sn. Adnan Oktar ve arkadaşlarımıza, dönemin İstanbul Organize Suçlarla Mücadele ve Kaçakçılık Şube Müdürlüğü eski müdürü Adil Serdar Saçan tarafından şiddetli işkenceler yapılmıştır. Adil Serdar Saçan’ın etrafına yaydığı yoğun anason kokuları, işkenceleri ve tehditleri altında, Adnan bey ve arkadaşlarımız, canlarını koruyabilmek için asılsız iftiralara imza atmak zorunda bırakılmışlardır.

Emniyette ifade alma sırasında Adnan Bey’in yazdığı ifadeler beğenilmeyerek tekrar tekrar yazdırılmıştır. Adil Serdar Saçan’ın dikte ettiği ifadeyi yazmadığı takdirde, camdan atılmakla tehdit edilmiştir. Tüm bu ifadeler sakat kalma veya ölüm riski altında zorla yazdırılmıştır. Adil Serdar Saçan yakın zaman önce vefat etmiştir, ancak o dönem yanında görev yapan polis memurlarından bu bilgiler teyit edilebilir. 

Sn. Adnan Oktar ve arkadaşlarımız, savcılıkta ve mahkeme huzurunda, hür iradeleriyle gerçekleri anlatmışlardır. Söz konusu iddiaların sadece emniyet ifadelerinde yer alması, işkence ve baskı altında zorla verildiklerinin  bir delilidir. 

Nitekim o dönemde emniyet binasından düşerek ölen kişilerin olduğu bilinmektedir. 90’lı yıllarda, emniyette işkenceci polislerin olduğu, Adil Serdar Saçan’ın bu kişilerin başında geldiği bilinen bir gerçektir. Google’da işkence, 1990’lar veya Adil Serdar Saçan yazarak arama yaptırmak bile bu bilinen gerçeğin delillerini gösterecektir. 

Bunun yanısıra AKP’li milletvekilleri o dönemde Adil Serdar Saçan tarafından işkence gördüklerini anlatarak kendisinden davacı olmuşlardır. Bu kişilerin arasında Esenyurt eski belediye başkanı Sn. Necmi Kadıoğlu, Gebze eski belediye başkanı merhum Ahmet Penbegüllü, halen Kocaeli Büyükşehir Belediyesinde Hukuk Müşaviri görevinde bulunan Av. Necmi Özen, AK Parti 22 ve 23. Dönem Milletvekili Sn. Avni Doğan gibi birçok isim bulunmaktadır. 

Sn. Adnan Oktar ve camiamız hakkında asılsız iddia ve iftiraları hiç araştırmadan yayınlayan Barış Terkoğlu gibi gazeteciler,  o dönemde İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şubesi'nde;

 Şube Müdürü Adil Serdar Saçan ve ekibinin yönettiği ağır işkence ve ölüm tehditleri altında alındığından,

 Bu işkenceye dair adli tıp raporları bulunduğundan, 

 İşkencenin mahkeme kararıyla da kesinleştiğinden,

 Emniyette hazırlanmış düzmece senaryoların, arkadaşlarımıza kamera karşısında –defalarca yaptırılan provalardan sonra– zorla söylettirip anlattırıldığından ve bu şekilde kayda alındığından,

 Aynı dönemde söz konusu emniyet binasının üst kat pencerelerinden kendilerini atarak intihar eden insanlar hakkında basına yansıyan haberlerden,

 Şube Müdürü Adil Serdar Saçan ve ekibindeki bazı polis memurlarının, gözaltındaki çok sayıda insana işkence yaptığı iddiasıyla defalarca polislik mesleğinden ihraç edildiklerinden,

 Ayrıca, Sayın Adnan Oktar ve tüm arkadaşlarımızın 1999 senesindeki operasyona ilişkin yürütülen bu yargılama sürecinden beraat ederek tamamen aklanmış olduklarından

nedense asla bahsetmemekte ve açık bir insanlık suçu olan işkenceden medet umar şekilde, bu acı gerçekleri gündeme getirmekten ısrarla kaçınmaktadırlar. 

Arkadaşlarımıza Adil Serdar Saçan talimatıyla uygulanan işkenceler:

Gözaltı sırasında; uyutmama, zorlu fiziksel hareketler ile yorma, ıslatma, soğukta bırakma, çöp döktürme ve tuvalet temizlettirme, saç çekme, göz bağlama, hakaret ve tehdit, soyma gibi harici fiziksel iz  bırakmayan   işkence yöntemlerini ağırlıklı olarak kullanmışlardır. Literatürde temiz işkence olarak adlandırılan ve geride kanıt bırakmayan işkence teknikleri kullanılmıştır.

Bazı arkadaşlarımız işkence odasına götürülmüş, burada testis sıkma, elektrik verme, dayak, gibi işkencelere maruz kalmıştır.

Bu fiziksel ve psikolojik işkencelerle iradeleri yok edilerek, avukatları yok iken önlerine konan düzmece emniyet ifadelerini imzalayarak kendilerini suçlamak zorunda bırakılmışlardır.

 

Barış Terkoğlu’nun kuzeni arkadaşımız Ferhat Terkoğlu da bu işkencelere maruz kalmıştır. Hatta Barış Terkoğlu’nun babası Sn. Zeki Terkoğlu, yeğeni olan Ferhat Terkoğlu için o dönemde Adalet Bakanı olan Hikmet Sami Türk'e arkadaşlarımıza yapılan işkencelerle ilgili şunları yazmıştır:

"...Organize Suçlar Şubesi polis memurları yeğenimi alarak emniyete götürdüler. Burada bir hqfta boyunca tuttular. Ancak orada  yaşadıkları  kelimelere sığmayacak kadar acı olaylar. Gözaltı sırasında işkence gören arkadaşlarının birçoğu gece yarısı  ölüm   korkusu  ile  polisler   tarafından  hastanelere götürülmüş. "

 

İŞKENCE BİR İNSANLIK SUÇUDUR. İŞKENCEDEN MEDET UMMAK, YA DA İŞKENCE ALTINDA ALINAN İFADELERLE BİR CAMİAYA SALDIRMAK, SONRA DA ADALETTEN, HAKTAN VE HUKUKTAN BAHSETMEK BAŞLI BAŞINA BİR UTANÇ KAYNAĞIDIR.

Barış Terkoğlu’nun iki kuzeni Ferhat ve Murat Terkoğlu on yıllarca camiamızda yer almıştır. Barış Terkoğlu, bizzat kendi kuzeninin Adil Serdar Saçan tarafından işkenceye maruz bırakıldığını bilmektedir. 

Barış Terkoğlu, camiamızı Epstein’a benzeterek, Silivri’deki çiftlikte güya şantaj videoları çekildiğini iddia etmektedir. Öyle ise, neden kendisi ve kuzenleri böyle korkunç bir olayı ihbar etmemiştir, neden kimseyi uyarmamıştır? Çünkü bu iddialarının gerçek dışı olduğunu Barış Terkoğlu gayet iyi bilmektedir. 

Kuzenleriyle ilişkimiz kesildiğinde Barış Terkoğlu camiamıza saldırmaya başlamıştır. 

 

BARIŞ TERKOĞLU’NUN CAMİAMIZA YÖNELİK AMANSIZ HUSUMETİNİN NEDENİ, SN. ADNAN OKTAR’IN ÇALIŞMALARININ DARWİNİST-MATERYALİST İDEOLOJİYİ FİKREN ÇÖKERTMİŞ OLMASIDIR. 

Barış Terkoğlu’nun, Sayın Adnan Oktar ve camiamız aleyhindeki aşırı husumetli ve tarafgir tutumunun sebebi, Sayın Adnan Oktar’ın anti-Darwinist ve anti-materyalist ilmi ve fikri faaliyetlerinin materyalist ideolojiyi fikren yıkmış olmasıdır.

Barış Terkoğlu gibi bazı solcu yazarlar, bu tür iftiralar ile ideolojilerinin ilmi mağlubiyetinin, inançlarına yapılan darbenin adeta intikamını almaya çalışmaktadırlar. 

 

BARIŞ TERKOĞLU VE BENZERLERİNİN SADECE KENDİLERİ İÇİN HAK, HUKUK, ADALET ARAMALARI SAMİMİYETSİZ BİR YAKLAŞIMDIR

Barış Terkoğlu, kendisi veya yakınları, aynı ideolojiyi paylaştığı kişiler bir hukuksuzluğa uğradıklarında, tüm solcu kesimi arkalarına alarak, koro halinde var güçleriyle ses çıkarmakta, şikayet ederek veryansın etmektedirler. Ancak başka biri çok daha şiddetli bir hukuksuzluğa, adaletsizliğe uğradığında, umurlarında dahi olmamaktadır. Hatta camiamız söz konusu olduğunda, bizzat bu hukuksuz,  haksız saldırının ön saflarında yer almaktadırlar. Hukuk, hak, adalet herkes içindir, sadece Barış Terkoğlu ve yandaşları için değil. 

Barış Terkoğlu’nun, herhangi bir gerçek mafya liderini eleştirdiği görülmemiştir. Sn. Adnan Oktar ve camiamızın aslında suçsuz olduğunu, kendisine bir tehdit oluşturmayacağını bildiği için, pervasızca iftiralar yazabilmektedir. 

Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarımız, 6 yıldır büyük bir sabır ve sükunetle, tüm haksızlık ve adaletsizliklere, yapılan eziyetlere karşı örnek bir metanet göstererek, Hz. Yusuf’un sünnetine uygun olarak göğüs germektedirler. 

Her koşulda, daima Allah’tan razı olanlar için iftiralar, eziyetler, adaletsizlikler, Allah’ın güzel bir imtihanıdır. 

Değerli kamuoyunun bilgilerine saygılarımızla sunarız. 16.01.2024

Ocak 16, 2024
Daha yeni Daha eski