03.07.2024 tarihinde, Kanal D Televizyonunda yayınlanan "Neler Oluyor Hayatta" programında, Adnan Oktar ve arkadaşlarına karşı provokasyon eylemleri için görevlendirilmiş olan Hakan Ural ve programda kendisine eşlik eden Nur Tuğba Namlı, aynı tetikçiliği sürdürmüş ve muhtemelen prim elde edeceklerini düşünerek yeniden Adnan Oktar ve arkadaşlarını gündem yapmıştır. İkili, Adnan Oktar ve arkadaşlarını sıklıkla gündem yapabilmek için özel çaba sarf etmekte, konu bulamamanın sıkıntısından kimsenin itibar etmediği yıllanmış konuları tekrar tekrar gündeme getirmekte, bu provokasyon için kendilerine ödenen miktarın kendilerince gereğini yapmaya çalışmakta ve düşük reytinglerini artırma çabası içine düşmektedirler. Bu programlarında da, yıllar önce "zorla ağlayan baba" olarak gündeme gelmiş ve yalan söylediği, bizzat kendi kızları tarafından ortaya çıkarılmış olan Elvan Koçak, yine, sanki yalanları ortaya çıkmamış gibi, sahte mağdur baba görünümünde ekrana çıkarılmıştır.
Söz konusu sözde "mağdur baba" gösterisi sırasında, Adnan Oktar ve arkadaşlarına yönelik özel bir tetikçilik misyonunu üstlenmiş olan Hakan Ural, bir kısım sosyal medya hesaplarını Adnan Oktar ve arkadaşlarının yönettiğini ve o mecralardan insanların tehdit edildiklerini iddia edecek kadar ileri gitmişlerdir. Bu konu aslında yabancı değildir; Adnan Oktar ve arkadaşlarına yönelik kumpas hareketini organize eden husumetli müştekiler Özkan Mamati (Deniz) ve ekibinin şu günlerde gündeme getirmeye çalıştığı suçlamaların başlıcasıdır. Bu kişiler, Adnan Oktar ve arkadaşlarına hali hazırda suç atabilmek için bu yalanı uydurmuşlar, hatta bir kısım provokatif hesapları kendileri yöneterek bunun tetikçiliğini de yapmışlardır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, sosyal medyada, Adnan Oktar ve arkadaşlarına taraftarmış gibi gözüken, bu yönde algı oluşturmaya çalışan, ancak ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARIYLA HİÇBİR ALAKASI OLMAYAN oldukça fazla sayıda hesap bulunmaktadır. Bunlar, çok yüksek ihtimalle, ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARINA HUSUMETLİ OLAN KESİMLERİN OLUŞTURDUĞU HESAPLARDIR ve bu kişiler bu yolla, sosyal medyada Adnan Oktar’a taraftarmış gibi görünerek, kişiler ve olaylar hakkında yorumlar yaparak, ADNAN OKTAR ALEYHİNE KULLANABİLECEKLERİ BİR ZEMİN HAZIRLAMAYA ÇALIŞMAKTADIRLAR. Adnan Oktar’a yönelik gerçek bir suç üretemediklerinden, sosyal medyada kendi oluşturdukları hesaplarla, "suç işleniyor", sözde "örgüt, Adnan Oktar tarafından halen yönetiliyor", "insanlar hakkında karalama yapılıyor" algısı oluşturmaya çalışmaktadırlar. Oysa kumpaslarla, iftiralarla, organize şekilde yaptıkları kara propaganda ve eylemlerle ASIL SUÇ ÖRGÜTÜ KENDİLERİDİR ve bu yöntemlerle HALEN SUÇ İŞLEMEYE DEVAM ETMEKTEDİRLER.
Şunu net bir şekilde belirtmek gerekir ki, SOSYAL MEDYADA ÇEŞİTLİ CAPSLERLE ORTAYA ÇIKAN, ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARINI SAVUNUR GİBİ GÖZÜKEN, hatta bu sebeple HAKLARINDA ŞİKAYET YAPILAN VE BU ŞİKAYETLER ÜZERİNE KAPATILAN HESAPLARIN HİÇBİRİ, ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARIYLA İLİŞKİLİ DEĞİLDİR. Söz konusu hesaplar, ADNAN OKTAR ve ARKADAŞLARI TARAFINDAN UZUN SÜRE ÖNCE ŞİKAYET EDİLMİŞTİR. Bu hesapların, bunları gündem yaparak yine Adnan Oktar hakkında karalama haberleri yaptıran HUSUMETLİLER TARAFINDAN ORGANİZE EDİLDİĞİ açıktır. Bu, adı geçen kişilerin uzun zamandır izlediği vasıfsız yöntemlerden biridir.
Husumetli müşteki Özkan Mamati'nin, kendi telefonunda, sanıklardan Tarkan Yavaş adına bir hesap kurduğu ve oradan paylaşımlar yaptığı mahkemece tespit edilmiştir.
Ayrıca belirtmek gerekir ki, Adnan Oktar ile arkadaşları ile hiçbir alakası olmayan, dahası husumetliler tarafından aleyhe algı oluşturmak üzere kullanılan bir kısım hesapların kapatılmış olması, ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARININ İSTEDİĞİ VE SAVCILIKTAN TALEP ETTİĞİ BİR ŞEYDİR. Beklentimiz, hali hazırda bu provokasyona devam eden ve/veya kapatılmış olan bu hesapların gerçekte kimler tarafından oluşturulup yönetildiğinin tespit edilmesidir. Çünkü bu tespit yapıldığında, söz konusu karalama haberlerini yapan husumetli kişilerin ve onların husumetli avukatlarının bu konuya dahli olduğu anlaşılacaktır.
Kanal D Televizyonuna, artık bu tetikçiliğin ve kirli yöntemin bir parçası olmamasını tavsiye eder, kamuoyunun bilgisine sunarız.14.07.2024