29 Nisan 2024 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi ve internet sitesinde “Çağlayan’da ‘Erdoğan’ ve ‘Deccal’ krizi” başlıklı gerçek dışı bir (sözde) haber yayınlanmıştır. Haberde Adnan Oktar’ın güya cezaevinden talimatla sosyal medya paylaşımları yaptırdığı ve bu paylaşımlardan bazılarında Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan hakkında güya ‘Deccal’ benzetmesinde bulunulduğu iddia edilmiştir.
Açık bir yalan ve iftiradan ibaret bu suni şikayet dilekçesini veren iki avukat, Adnan Oktar ve arkadaşlarının yargılanmakta oldukları davanın HUSUMETLİ MÜŞTEKİLERİNDE ÖZKAN MAMATİ’nin avukatlarıdır. Özkan Mamati’yi yönlendiren bazı çevreler, bu iftirayla kendilerince, Adnan Oktar ile Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın arasını açabileceklerini düşünmektedirler.
Söz konusu iftira içerikli paylaşımları yapanların Özkan Mamati ve kendisinin talimatıyla hareket eden diğer birkaç müştekinin olduğuna dair kuvvetli şüphe ve duyumlar bulunmaktadır. Söz konusu kişilerin telefon ve e-posta adresleri incelendiğinde bu iftiraların bizzat müştekilerin kendileri tarafından oluşturulduğu da görülüp tespit edilebilir. Husumetli müştekiler tarafından yapılan ‘iftira içerikli’ bu paylaşım ve haberler, tarafımızca da tespit edilmiş olup haklarında gerekli yargı yollarına başvurulmuştur. Haberde geçen gerçek dışı itham ve iftiralara ilişkin Adnan Oktar adına cevaplarımız ise şöyledir;
BİRİNCİSİ:
Adnan Oktar’ın Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’a karşı sevgisi ve hüsnü zannı bilinmektedir. Bırakın kendisi hakkında kötü bir söz söylemeyi, Adnan Oktar bugüne kadar birçok kez CUMHURBAŞKANIMIZ SAYIN ERDOĞAN’IN BİZZAT “SİYASET MEHDİSİ” OLDUĞUNU dile getirmiş, bu düşüncesini kamuya açık pek çok mecrada yıllardan beridir birçok kez beyan etmiştir. Adnan Oktar ayrıca Cumhurbaşkanımızın sağlığı, sıhhati ve daha nice yıllar görevine devam edebilmesi için de kendisine dualar etmiş ve etmektedir.
Kaldı ki Adnan Oktar ve arkadaşlarının,
- Sayın Cumhurbaşkanımızın içinde yetişip geldiği Milli Görüş hareketini ve İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı döneminden itibaren bizzat Sayın Erdoğan’ın şahsınıen samimi, en dürüst ve akılcı metodlarla destekledikleri,
- 40 yılı aşkın süredir yürütmüş oldukları anti-Darwinist, anti-materyalist, ilmi, imani, fikri ve kültürel faaliyetlerinin yanında, durmaksızın anlattıkları “Evrim Teorisinin Geçersizliği, Allah’ın Yaratma Sanatı, Kuran Mucizeleri ve İman Hakikatleri” vesilesiyle, Türkiye’de dindar, mütedeyyin bir kitlenin oluşmasına vesile oldukları,
- Darwinizm’i bilimsel olarak yerle bir etmiş oldukları için de, felsefi ve sözde bilimsel dayanağını Darwinizm’den alan materyalist dünya görüşünün ülkemizde büyük bir yenilgi ve çöküntüye uğradığını, pozitif bilimle dinin çatışmadığının görülmesiyle de sol fraksiyonların etki alanının önemli ölçüde zayıflamış olduğu,
- Sol ideolojilerin zayıflamasıyla birlikte, güçlenen dindar mütedeyyin kitlenin de “maneviyatı, milli ve manevi değerleri koruyan” sağ görüş etrafında toplanmaya, böylelikle modern, milli sağ liderleri güçlü bir şekilde desteklemeye başladıklarını; YANİ BUGÜNKÜ AK PARTİ HÜKÜMETİNİN İDEOLOJİK ZEMİNİYLE, ARKASINDAKİ GENİŞ HALK DESTEĞİNİNbu sayede oluştuğu,
bugün artıkherkes tarafından bilinen açık bir gerçektir.
İKİNCİSİ:
Adnan Oktar 6 YILDIR CEZAEVİNDE TUTUKLU OLDUĞUNDAN MÜVEKKİLİN HİÇ KİMSEYE HERHANGİ BİR TALİMAT VERME YA DA CEZAEVİNDEN SOSYAL MEDYA HESABI YÖNETME GİBİ BİR İMKANI BULUNMAMAKTADIR.
Kaldı ki, Adnan Oktar tutuklu olmasının yanısıra aynı zamanda-husumetli müştekilerin baskı yapmak amacıyla gerçek dışı bahaneler üreterek yaptıkları şikayetler sebebiyle-kendisi hakkında UZUN YILLARDIR DEVAM ETMEKTE OLAN BİR “GÖRÜŞ KISITLAMASI” UYGULAMASI DA BULUNMAKTADIR.
YANİ ADNAN OKTAR’IN CEZAEVİNDE YAPTIĞI GÖRÜŞMELERİN TAMAMI CEZAEVİ YÖNETİMİ TARAFINDAN, HEM SESLİ HEM DE GÖRÜNTÜLÜ OLARAK KAYIT ALTINA ALINMAKTA ÜSTELİK HER GÖRÜŞME ESNASINDA ODADA BİR DE CEZA İNFAZ MEMURU BULUNMAKTADIR.
Bununla birlikte Adnan Oktar’ın tutuklu olduğu yıllar boyunca sesli ve görüntülü olarak kayıt altına alınan tüm görüşmeleri, YETKİLİ MERCİLER TARAFINDAN YAKINDAN İZLENMİŞ; İLGİLİ CUMHURİYET SAVCILARININ TAKİP VE KONTROLÜNDEN DE GEÇMİŞTİR.
Netice olarak bu görüşmelerin TEK BİR TANESİNDE BİLE EN UFAK BİR SUÇ, SUÇ UNSURU YA DA TALİMATA RASTLANMAMIŞTIR, BU YÖNDE TUTULMUŞ TEK BİR TUTANAK DAHİ YOKTUR.
Özetle Adnan Oktar’ın tüm görüşmelerinin cezaevi yönetimleri tarafından sesli ve görüntülü olarak kayıt altına alınıyor olması, haberde geçen “Adnan Oktar tarafından güya dışarıya talimat verildiği” iddialarının tamamının YALAN ve İFTİRA OLDUĞUNUNUN EN ÖNEMLİ DELİLLERİNDEN BİR DİĞERİDİR.
ÜÇÜNCÜSÜ:
Güya Adnan Oktar’ın cezaevinden dışarıya talimat verdiği iftirası, farklı farklı kişiler tarafından daha önce de bahane edilmiş ve SIRF MÜVEKKİLİ ZARARLANDIRMAK AMACIYLA ÇEŞİTLİ ŞİKAYETLERDE BULUNULMUŞTUR.
ANCAK BU ŞİKAYETLERİN İLGİLİ SAVCILIKLAR TARAFINDAN İNCELENMESİ NETİCESİNDE DE, MÜVEKKİL ADNAN OKTAR’IN BU PAYLAŞIMLARLA HİÇBİR İLGİSİ VE BAĞLANTISI OLMADIĞI TESCİLLENMİŞTİR. Bu yargı kararlarından birisi olan ilgili Cumhuriyet Savcılığının 03.08.2021 tarihli “KOVUŞTURMAYA YER YOK” kararında:
“… şüphelinin (Adnan Oktar) ihbara konu edilen sosyal medya hesabının yaptığıPAYLAŞIM TARİHLERİ İTİBARİ İLE CEZA İNFAZ KURUMUNDA BULUNDUĞU, BU SURETLE AKTİF OLARAK BİR MEDYA HESABI YÖNETMESİNİN MÜMKÜN OLMADIĞI…” belirtilmiştir.
İlgili cumhuriyet Savcılığı kararı asağıdadır.
DÖRDÜNCÜSÜ:
Özkan Mamati’nin yalan söylediğini kendisinin konuşmalarında geçen “Tayyip bey’i destekliyorum ama AKP’li değilim” şeklindeki sözlerinden de anlaşılmaktadır. Açıktır ki, bir insan hem AK Partiye karşı olup hem de Sayın Erdoğan’ı destekleyemez çünkü AK Parti Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın fikir sisteminin bir tezahürüdür.
Gerçekte ise Özkan Mamati kendini Erdoğan destekçisi gibi göstermeye çalışarak uydurduğu bu iftirayla aklınca Adnan Oktar ile Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın arasını açabileceğini düşünmektedir.
BEŞİNCİSİ:
Adnan Oktar geçmişten bugüne her zaman basın özgürlüğünden yana olmuş; hakaret, küfür ya da iftira içermediği sürece fikir ve görüşlerin rahatlıkla dile getirilebilir olmasını savunup desteklemiş; medya ve basın mensuplarını da bu bağlamda hep koruyup kollamıştır.
Dolayısıyla Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan iddiaların aksine Adnan Oktar’ın, gazeteci Nedim Şener aleyhinde herhangi bir tavrı hiçbir zaman olmamıştır ve olamaz. Adnan Oktar, ideoloji ve fikirleri her ne kadar zıt ya da farklı olsa da, tüm gazetecilere saygı duymakta ve onlara karşı her zaman sevgi, şefkat ve merhamet duygularıyla yaklaşmaktadır. Nitekim Nedim Şener’in de kendisi ve arkadaşları hakkında doğru bilgilendirildiği takdirde, ön yargılarından kurtulacağına inanmaktadır.
Dolayısıyla Cumhuriyet Gazetesi’nin bugün kimsenin inanmayacağı zaten açık olan bir yalan ve iftirayı okuyucularına gerçek bir habermiş gibi sunuyor olması da, dürüst ve ilkeli habercilik anlayışı adına oldukça çelişkili bir durumdur.
Barış Terkoğlu gibi Cumhuriyet yazarları, haksızlık, hukuksuzluk karşısında ciddi bir çaba gösterirken, kendi ideolojilerinden olmayan kişiler söz konusu olduğunda, haksızlığın, hukuksuzluğun, yalanların, iftiraların yanında durmaları tüm çabalarını yerle bir etmekte, kamuoyunda samimiyetsiz görülmektedir. Adaleti, hukuku herkes için istemeleri, her daim doğruları savunmalarını temenni etmekteyiz.
Değerli kamuoyunun bilgilerine sunarız. 02.05.2024