YARGITAY İLGİLİ CEZA DAİRESİNE İLETİLMEK ÜZERE

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. CEZA DAİRESİ’NE

 

DOSYA NO     2023/310 E., 2023/494 K.

SUNAN            : Adnan OKTAR

MÜDAFİİ        : Av. Mert ZORLU

KONU              : Müvekkilin Mehdiyetin Cumhurbaşkanı danışmanından devlet başkanlarına kadar tüm dünyada pek çok kişinin dile getirdiği bir inanç olduğu ve bunu anlatmanın suç olmamasına karşın kendisi anlattığında bunun suç olarak gösterildiği ile ilgili açıklamalarıdır.


          AÇIKLAMALAR      :

Huzurdaki dava dosyasında Mehdiyet inancı sözde örgütün amaç suçu olarak gösterilmiştir. Müvekkilin, Mehdiyet inancını anlatması, “Mehdilik iddiasında bulunacak” olarak yorumlanmış ve bir tehlike gibi gösterilmek istenmiştir.

Oysa, müvekkil konuşmalarında, eserlerinde ve savunmalarında sıklıkla ve ısrarla belirttiği gibi, kendisinin Mehdi olduğunu düşünmemektedir, böyle bir iddiası hiçbir zaman olmamıştır, böyle bir iddiası olduğuna kimse şahit olmadığı gibi defalarca canlı yayında ve mahkeme huzurunda Mehdilik iddiasında olmayacağına dair Allah adına yemin etmiştir.

Ayrıca Mehdiyet, sadece müvekkil tarafından anlatılan bir inanç değildir. Her üç dinin kaynaklarında anlatıldığı gibi, Peygamber Efendimiz döneminden bu yana hem sahabeler hem de din alimleri tarafından anlatılmış, her dönem Müslümanlar tarafından gelmesi beklenmiştir.

Nitekim çok yakın zamanda, Birleşmiş Milletler  78. Genel Kurul salonunda bir konuşma yapan İran Cumhurbaşkanı Reis, peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’in  geleceğini haber verdiği Hz. Mehdi için, "O ARTIK YERYÜZÜNDE" demiştir.

Konuşmasında "DÜNYA BİR KURTARICI BEKLİYOR. SEMAVİ DİNLERİN HEPSİ BUNU VAAT ETTİ. BU KURTARICI VAR VE ŞU AN HAYATTA (YAPTIKLARIMIZA ŞAHİTLİK EDİYOR)." diyen İran Cumhurbaşkanı Reisi, bu konuda "Biz iman ediyoruz ki, ilahi irade, peygamberlerin de vaat ettiği üzere, adalet yeryüzünü kaplayacaktır."




Sadece İran Cumhurbaşkanı değil, Sayın Cumhurbaşkanımızın askeri başdanışmanlığı yapmış olan Sayın Adnan Tanrıverdi’nin de "Mehdi gelecek. Ortamı buna göre hazırlamalıyız" şeklinde açıklamaları basına yansımıştır.

Tanrıverdi, ASSAM ve Üsküdar Üniversitesi’nin işbirliği ile ASRİKA Ortak Savunma Sanayii Üretimi" temasıyla düzenlenen kongreye dair değerlendirmesinde şöyle konuşmuştu:

Dünya üzerindeki İslâm Âlimleri ile görüştüğümüz de sorularımıza şöyle cevap alıyoruz. İSLAM BİRLİĞİ OLACAK MI? OLACAK. NASIL OLACAK? MEHDİ HZ. GELDİĞİ ZAMAN. Mehdi ne zaman gelecek? Allah bilir.” Pek iyi bizim bir işimiz yok mu? Ortamı hazırlamamız gerekmez mi? İşte ASSAM bunu yapıyor.[1]

Mehdiyet konusunu gündeme getiren bir diğer kişi de İran eski cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’tır. Ahmedinejad, Twitter hesabından Noel ve yeni yıl mesajında yeni yıldan beklentilerini paylaşmış ve şunları söylemiştir:

Umuyorum ki 2020’de İsa Mesih’in öğretilerini hayatımızda uygulamayı öğreniriz. İnşallah. BU YIL, İSA MESİH’İN (ALEYHİSSELAM) DESTEKLEDİĞİ İMAM MEHDİ GELİP İNSANLARA YARDIM EDECEK, adaletsizliği bitirecek ve dileklerimizi gerçekleştirecek. Allah’a emanet olun.

İran anayasası dahi Hz. Mehdi gelene kadar geçerli olacak şekilde yazılmış ve kabul edilmiştir. İran anayasasının 5. Maddesi şöyledir:

“Hz.Mehdi’nin gaybeti zamanında İran İslam Cum­huriyeti’nde Velayet-i emr ve İmamet-i ümmet adil, takva sahibi, zamanın icablarını bilen, gözüpek, becerikli, tedbirli ve halk çoğunluğunun önder bilip kabul ettiği bir fakihin uhdesindedir.”[2] 

Yani İran İslam Cumhuriyetinde devlet ve halkın idaresi, İmam Mehdi gelene kadar halkın çoğunluğunun tanıdığı, takdir ettiği, adil, takva sahibi, cesur, tedbirli ve yönetici bir fıkıh alimine ait olacaktır.

Müvekkilin Anlatımlarında Mehdiyet Tehlikeli Bir İnanış Değildir, Devletin Bekası İçin Kesinlikle Bir Tehdit Değildir

Peygamber Efendimiz (sav)'in pek çok hadisinde Hz. Mehdi (as) ile ilgili haber verdiği en önemli bilgilerden biri, Hz. Mehdi (as)'ın hayatının hiçbir döneminde kan akıtmayacak olmasıdır. Nitekim, Peygamberimiz (sav), Hz. Mehdi (as)'ın manevi önderliğindeki devir için "Uykuda olan bir kimse dahi uyandırılmaz ve bir damla kan bile akıtılmaz." (El-kavlu'l Muhtasar fi alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 29) diye bildirmektedir.

Hadislerde açıkça görülen, Hz. Mehdi (as)’ın sevgi, şefkat insanı olması, dünyada da manevi gelişime, sevgi, barış ve huzur ortamının hakim olmasına vesile olacak olmasıdır. Hadis-i şeriflerde bu konu şöyle haber verilmektedir: 

“İmam-ı zaman (Hz. Mehdi)'ın bereketiyle insanların kalpleri karşılıklı sevgi ve birlikle dolacaktır.” (Bihar-ul Envar, cilt 53, sayfa 187; Mikyaal al-makaarem, cilt 1, sayfa 52) 

“(Hz. Mehdi zamanında) sevgi ve şefkat dünyanın köşe bucak her yerine hakim olacaktır.” (İkbal'ul-a'mal sayfa 507; Bihar-ul Envar, cilt 21, sayfa 312)

Hz. Mehdi bölücü, yıkıcı değil, bilakis birleştirici, yapıcıdır. Maneviyatı güçlendirerek, devletine, milletine bağlı, vatanperver, halim, barışçıl ve güçlü bir nesil oluşması için vesile olacaktır. 

Mehdiyet inancında oldukça önemli bir yer teşkil eden İslam Birliği ideali de devletin faydasına bir ülküdür. Bu ideal devlet yapılanması olmadan hayata geçemeyeceği gibi devletin hem çok güçlü hem de diğer devletlerle barış içinde olması gerektiği görüşüne dayanır. İslam Birliği’nde yer alacak her devletin kendi üniter yapısını koruyarak üstün bir medeniyet seviyesine ulaştırılması ideali de Mehdiyet inancının devlet kurumuna verdiği değeri ve saygıyı gösterir.

Mehdiyeti savunanların, Allah korusun, devleti yıkarak başa geçme emelleri olduğunu iddia etmek, akla, mantığa, vicdana uygun olmadığı gibi, hadislerde bildirilen Mehdiyet ruhuyla da kesinlikle bağdaşmamaktadır. 

Ayrıca, Türkiye, Osmanlı’dan gelen güçlü geçmişi ve zeminiyle çok büyük, güçlü bir devlet yapısına sahiptir; herhangi bir ideoloji, inanç veya akımla yıkılabilecek bir devlet değildir. Osmanlı son dönemlerinde, tüm dünya dört bir yandan saldırdığı ve içeriden de türlü tahribatlar yapıldığı halde yıkılmamış, Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak varlığını devam ettirmiştir, kıyamete kadar da varlığını devam ettirecektir.

 

Mehdiyet, Peygamber Efendimiz (sav) Tarafından Müjdelenmiş, Yüzyıllardır Birçok İslam Alimi Tarafından Savunulmuş Ve Anlatılmıştır

Mehdiyet konusu sadece müvekkil Adnan Oktar tarafından gündeme getirilen ve anlatılan bir konu değildir. En başta Peygamber Efendimiz (sav) tarafından müjdelenmiştir, Sahabelerin en çok konuştukları, beklentisi içinde oldukları konulardan biri olmuştur, asırlar boyunca da birçok İslam alimi Mehdiyeti savunmuş, anlatmıştır. Hatta, Müslümanlar hep kendi dönemlerinde Hz. Mehdi’yi aramışlar, bazı kişilere hüsn-ü zanda bulunarak Hz. Mehdi olmasını ummuşlardır. Ancak, hiçbir zaman Mehdiyet inancı nedeniyle, devletlerin yıkıldığı, huzursuzlukların çıktığı, ayaklanmaların olduğu, darbelerin yapıldığı, görülmemiştir. 

İmam Rabbani, Bediüzzaman Hazretleri, Süleyman Hilmi Tunahan Efendi ve onlar gibi daha yüzlerce İslam alimi ısrarla, büyük önem vererek ve tüm detaylarıyla Mehdiyeti anlatmışlar, ancak hiçbir zaman devletin bekasına yönelik bir tehdit oluşturmamışlardır. Bediüzzaman Hazretleri’nin şu sözleri insanlarda her devirde bir Mehdiyet beklentisi ve özlemi olduğunu özetlemektedir:

"Hem şu sırdandır ki, Mehdî, Süfyan gibi âhir zamanda gelecek eşhasları, çok zaman evvel, hattâ Tâbiîn zamanında onları beklemişler, yetişmek emelinde bulunmuşlar. Hattâ bazı ehl-i velâyet 'Onlar geçmiş.' demişler. "İşte bu da kıyamet gibi, hikmet-i İlâhiye iktiza eder ki, vakitleri taayyün etmesin. Çünkü her zaman, her asır, kuvve-i mâneviyenin takviyesine medar olacak ve yeisten kurtaracak Mehdî mânâsına muhtaçtır." (Sözler, Yirmi Dördüncü Söz, Üçüncü Dal)

 

Mehdiyet, İslam’ın Dört Mezhebinde de Vardır; Hem Diyanetin Yayınlarında Yer Almakta, Hem De İlahiyat Fakültelerinde Okutulmaktadır

Müvekkil önemle belirtmektedir ki; Mehdiyet, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bastırdığı kitaplarda anlatılan, Diyanet'in en büyük kurumu ve en büyük kütüphanelerinden birisi olan İslam Araştırmaları Merkezi'nde yer alan el yazması eserler dahil olmak üzere tüm tarihi kaynaklarda anlatılmakta olan, yani devlet eliyle halka öğretilen bir konudur. Devletimiz tarafından basılıp dağıtılan Risale-i Nurların oldukça geniş bir bölümünde de Mehdiyet anlatılmaktadır. Dolayısıyla, devletin kitaplarında dahi olan bir konunun müvekkil tarafından da anlatılması son derece doğaldır. 

 

Mehdiyet, İslam Tarihi Boyunca Müslümanların Her Zaman Gündeminde Olmuş, Tüm Büyük Alimler Tarafından Anlatılmış, Tüm Muteber Eserlerde Açıklanmıştır

Bu alimlerden bazıları şöyledir:

İMAM-I A’ZAM EBU HANİFE, İMAM-I MALİK, İMAM-I ŞAFİİ, İMAM-I AHMED BİN HANBEL, İMAM-I RABBANİ, ABDÜLKADİR GEYLANİ, MUHYİDDİN İBNİ ARABİ, MUHAMMED B. RESUL EL HÜSEYNİ EL BERZENCİ, CELALEDDİN SUYUTİ, İBN-İ KESİR, İMAM ŞARANİ, İBN HACER EL MEKKİ, ALİ BİN HÜSAMEDDİN EL MUTTAKİ, AZİZ MAHMUT HÜDAİ, BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ, SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN, SEYİT ABDÜLHALİM ARVASİ, MEHMET ZAİD KOTKU, MAHMUD ESAD COŞAN, SEYYİD MUHAMMED RAŞİT EROL, ŞEYH NAZIM KIBRISİ, MAHMUT USTAOSMANOĞLU, OSMAN NURİ TOPBAŞ, HÜSEYİN HİLMİ IŞIK...

 

SONUÇ ve TALEP    :

Görüldüğü üzere bir Müslüman olarak inancı gereği Peygamberimiz (sav)'in sahih hadislerinden, İslam alimlerinin eserlerinden alıntılar yaparak diğer pek çok konu gibi, Mehdiyet konusunu anlatan tek kişi müvekkil değildir. Ne ülkemizde ne de dünyada, Mehdiyeti anlattığı, “Mehdi geldi, aramızda” dediği  için müvekkil dışında tek bir kişi hakkında herhangi bir suçlama yapılmamıştır.

Özetle, Mehdiyet İslam tarihi boyunca Müslümanların her zaman gündeminde olmuş, tüm büyük alimler tarafından anlatılmış, tüm muteber eserlerde açıklanmış, günümüzde de birçok din alimi ve siyasi tarafından savunulmakta, anlatılmaktadır.

Müvekkil söz konusu olduğunda Mehdiyet  inancının bir suç unsuru gibi gösterilmesi, akla, mantığa ve din ve vicdan özgürlüğüne aykırıdır.

Saygılarımızla bilvekale bilgilerinize sunarız. 02.10.2023

 

Adnan OKTAR Müdafii

Av. Mert ZORLU

 



[1] Ali Kemal Erdem, “Erdoğan’ın danışmanı Tanrıverdi’den ‘Mehdi gelecek’ sözlerine açıklama ve Mehmet Metiner’e cevap” Independent Türkçe, 30 Aralık 2019

Daha yeni Daha eski