MÜVEKKİLİN GENÇLİĞİNİ VE DİNÇLİĞİNİ GÖRMEK İÇİN GÖNDERİLECEK AVUKATLARIN MASRAFLARI MÜVEKKİL TARAFINDAN KARŞILANACAKTIR
14.06.2025 tarihinde Halk TV’nin internet sitesinde, Can Bursalı tarafından hazırlanan bir haberde müvekkil Adnan Oktar tarafından Sayın Cafer Mahiroğlu’na gönderilmiş olan tekzip metninden bazı bölümlere yer verilmiştir. Sayın Mahiroğlu ve Halk TV çalışanlarının müvekkilin cevap hakkına gösterdikleri saygı müvekkil tarafından memnuniyet ve takdirle karşılanmıştır. Sayın Cafer Mahiroğlu’nun dürüstlüğüne olan güveninin haklı olduğunu göstermiştir.
Bununla birlikte bahse konu tekzip metninin haberleştirilmesi esnasında, üzerinde oynama yapılmış olduğu açıkça görülen müvekkilin bir fotoğrafının ısrarla kullanılması bu dürüstlüğe kanaatimizce çok yakışmamıştır.
Bahse konu fotoğraf ilk olarak 30 Nisan 2025 tarihinde yayınlanmıştır. Duruşma için müvekkil İstanbul’a getirilmiş ve 28 Nisan 2025 tarihinde İstanbul Anadolu 1 Ağır Ceza Mahkemesi'nde duruşmaya katılmıştır. 7 yıldır tutuklu olmasına, Edirne’den Erzurum’a, Erzurum’dan Van’a gönderilmiş olmasına ve Van’da son derece ağır ve zor koşullar altında tutulmasına rağmen, bazıları tarafından beklenildiği ve ümit edildiği gibi çökmeyip tam tersine kat kat dinçleştiği, gençleştiği, zindeleştiği çok sayıda kişi tarafından görüldüğü için bu oynanmış fotoğraf bir psikolojik harp yöntemi olarak basına servis edilmiştir. Müvekkil Adnan Oktar’ın 3-4 yıl önce katıldığı duruşmalardaki bazı ekran görüntüleri üzerinde oynama yapılarak hazırlanmıştır.
Bu fotoğrafın üzerinde oynama yapılmış olduğu bakar bakmaz her yerinden anlaşılmaktadır. Özellikle de ilk planda hemen görülen soğuk, griye yakın, doğal olmayan yüz rengi fotoğraf üzerinde oynandığını açıkça ortaya koymaktadır.Zira müvekkil Adnan Oktar her zaman tüm fotoğraflarında görüldüğü ve kendisini görenlerin de bizzat şahit olduğu üzere canlı, sağlıklı, pembe beyaz, dinç ve genç bir cilde sahiptir. Bakışları keskin ve canlıdır. Doğallığı, derinliği, ruh kalitesi ve sevgisi yüzüne ve bakışlarına hakimdir. Hatta bakışlarındaki mana, derinlik, sevgi, tutku, samimiyet öyle güçlüdür ki geçmişte yapılan haberlerde defalarca, “yeşil gözlerine uzun süre bakarsanız çok etkilenirsiniz, bakmayın” telkinleri yapılmıştır.
Müvekkilin gençliği, dinçliği, zindeliği hakkında söylediklerimizin doğru olup olmadığını, başta Sayın Can Bursalı ve Halk TV’nin diğer çalışanları olmak üzere tüm basın mensuplarının bizzat teyit etme imkanları vardır.Adalet Bakanlığı'ndan izin alarak müvekkili bulunmakta olduğu Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde ziyaret etmeleri kolaylıkla mümkündür. Bundan daha da kolay bir yol olarak kendilerinin tanıdığı veya bulduğu avukatları, görüşmesi için müvekkile yollamaları olacaktır. Zira müvekkil daha önceki tekziplerinde ve 11.06.2025 tarihinde İstanbul 1 Ağır Ceza Mahkemesi'nde katıldığı duruşmadaki beyanında da ifade ettiği üzere, bu avukatların tüm yol ve konaklama masraflarını üstlenecektir:
Müvekkil Adnan Oktar’ın 11.06.2025 tarihli Mahkeme Beyanı:
"Benim bir talebim de şu; gazeteler buraya, bizzat mahkemeye katılıp görsünler. Benim için çöktü diyorlar, gelip kendileri görsünler, aslan gibiyim.
Veyahut bana avukat göndersinler buraya, avukatların parasını ben vereyim, beni burada görsünler. Yani gençliğim, dinçliğim, sağlığım, sıhhatim bunlara çok ızdırap veriyor, çok acı veriyor. Kendileri çökerken, kendileri perişan olurken, benim gittikçe genç ve dinç olmamdan acı çekiyorlar. Ve garip garip beyanlarda bulunuyorlar.
Benim onlara tavsiyem, avukat paralarını veriyorum, uçak paralarını vereceğim, buraya avukat göndersinler, bizzat beni görsünler. Acıları artsın diye söylemiyorum. Ne kadar dinç ve genç olduğumu, aslan gibi olduğumu görsünler diye söylüyorum.
Bazı sol gazeteler, sol televizyonlar merhametle, şefkatle, dostlukla olaylara bakacaklarına ideolojik ve siyasi gözle bakıyorlar. Siyasi görüşlerini de çökerttiler bu şekilde. Mesela %30 tarafsız kitle meydana getirttiler, bu nedenle. Hasmane, kışkırtıcı bir politikaları var. İdeolojik baktıkları için sevgiyi, merhameti, dostluğu tamamen ortadan kaldırmış durumdalar. Ben bunun çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Bunun düzeltilmesini istiyorum. Yani bu mahkemenin de oluşmasına sebep olan bu kafadır, ideolojik mantıktır. Genellikle Marksist-Sol ve Marksist-Sağ, ikisi ittifak ederek bu durumu meydana getiriyorlar. Dolayısıyla Türkiye'nin en büyük ihtiyacı şu an sevgi. Sevgi, merhamet, dostluk."
Sonuç olarak;
7 yıllık cezaevi sürecinin, bazıları tarafından beklenenin tam aksine, müvekkilin sağlığına ve gücüne güç kattığı katıldığı her duruşmada görülmektedir. Üzerinde oynanmış bu fotoğrafın basına servis edilmesi ise, müvekkilin açıkça görülen gençliği ve dinçliğinin doğurduğu haset ve kıskançlık hisleri sonucunda ortaya çıkan son derece aciz, çocuksu ve hiçbir karşılığı olmayan bir psikolojik savaş taktiğidir. Bu yönteme başvurulması müvekkile karşı anlamsız ve amansız bir husumet duyanların çaresizliğinin de ispatı niteliğinde olmuştur.
Müvekilin de savunmasında ifade ettiği üzere bu yöntemlerin her biri kendisini daha da “devleştirmekte”, tuzak kuranlar bir vurdukça müvekkil bin güçlenmektedir.
Basın mensuplarının da bu gerçeğe şahitlik etmeleri, müvekkilin tutuklandığından bu yana yıllara meydan okur şekilde daha da gençleşip sağlık bulduğunu, dinçleşip güçlendiğini bizzat kendi gözleriyle görmeleri, yukarıda yollarını gösterdiğimiz üzere, mümkündür. Duruşma salonlarına gelmeleri ya da tüm masrafları müvekkil tarafından karşılanmak üzere avukat göndermeleri durumunda, kendilerine servis edilen, üzerinde oynanmış bozulma yapılmış bir fotoğrafı kullanmaya mecbur kalmaz, derin devletin birtakım odaklarının oyununa da gelmemiş olurlar. Vicdanlı ve dürüst olduğuna inandığımız Türk basınının aklına ve tecrübesine yakışan da bu olur.
Saygılarımızla kamuoyunun bilgilerine arz ederiz. 18.06.2025