TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

KONU:Milli bir felaket haline gelmiş olan kadına şiddet konusunda, MÜVEKKİL ADNAN OKTAR’IN şiddeti ve şiddetin felsefesini tamamen ortadan kaldıracak çözüm önerilerinin sunumudur.

SAYIN NUMAN KURTULMUŞ BEYEFENDİ,

Malumunuz olduğu üzere kadına şiddet toplumsal bir sorun haline gelmiş acil çözüme kavuşturulması şart olan sorunlardan biridir. Bu konuda Devletimiz birçok önlemler almakta, sık sık çeşitli STK’lar tarafından çözüm önerileri sunulmakta, hemen her yıl yeni bir yasa yapılmakta ancak bunların hiçbiri kalıcı çözüm oluşturmamaktadır.

Konuyla ilgili olarak Müvekkil Adnan Oktar’ın görüşleri şöyledir:

Uluslararası veriler Türkiye’nin %38 oranla kadınların en fazla şiddete maruz kaldığı OECD ülkeleri listesinde birincisi sırada yer aldığını göstermektedir. Bu rakam maalesef her yıl katlanarak artmaktadır. İçişleri Bakanlığı’nın resmi verilerine göre, 2022 yılında 284, 2023 yılında 309, 2024 yılının 10 ayında ise 276Sivil Toplum Kuruluşlarının verilerine göre ise 2022'de 334, 2023'te 315, 2024'te de 394 kadın cinayeti gerçekleşmiştir. Üstelik veriler bu cinayetlerin kadınların en yakınları tarafından işlendiğini göstermektedir. Örneğin 2024 yılında 280 kadın, evli oldukları erkek, baba, oğul veya bir akraba tarafından öldürülmüştür. Yine 2024'te 19 kız çocuğu ise babaları tarafından, bunlardan 9'u ise anneleriyle birlikte öldürülmüştür. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın açıklamalarına göre de 2024'ün 10 ayında öldürülen 274 kadının 32'sinin koruma altındayken katledilmiştir.


Kuşkusuz bunlar yüzleşmekten kaçınılması mümkün olmayan çok acı ve ciddi gerçeklerdir ve bu verilerin ortaya koyduğu somut bir durum vardır: Kadına şiddet ulusal bir sorundur ve çözümü için de eğitim seferberliği gerektirmektedir. Aksinde ise şiddetin olağanlaştırılması gibi bir milli felaketle karşılaşılması riski oluşacaktır ki bu da konunun doğrudan bir beka meselesi olduğunu göstermektedir.

Müvekkil Adnan Oktar kadına şiddet başta olmak üzere şiddetin temelinde yer atan asıl sorunun;

  1. İnsanların sevgi, şefkat, merhamet gibi en temel insani duygularından uzaklaşmaları, güzelliği ve iyiliği görüp takdir eden bir ruh terbiyesine sahip olmamaları,
  2. Kadını evrimini tamamlayamamış bir tür ilkel varlık gibi gören materyalist ve Darwinist ideolojilerin telkinleri,
  3. Kadını ikinci sınıf varlık olarak gören ve baskı altına alınarak, dövülerek, yasaklanarak kontrol altında tutulması gerektiğine inanan bağnaz inancın toplum içinde yaygınlaşması,
  4. Şiddeti olağanlaştırarak çözümsüzlüğü kabul eden bir bıkkınlığın ve yılgınlığın güç kazanması olarak görmektedir.

TEK TEK, OLAY OLAY HER BİR VAKA İLE UĞRAŞARAK ÇÖZÜM ÜRETMEYE ÇALIŞMAK HER NE KADAR KIYMETLİ DE OLSA, KALICI VE KÖKLÜ BİR ÇÖZÜM OLUŞTURABİLMEK İÇİN YAPILMASI GEREKEN TEK ŞEYİN BİR EĞİTİM VE MANEVİYAT SEFERBERLİĞİ OLDUĞU AÇIKCA GÖRÜLMEKTEDİR.

BU SEBEPLE MÜVEKKİL GEREK TV YAYINLARINDA, GEREKSE KİTAPLARINDA VE YAZILARINDA ISRARLA;

  • Sevgiyi anlatmakta, sevgiyi özendirmekte ve sevgiyi öğretmektedir. Dünyanın yaratılış amacının yalnızca sevgi olduğunu anlayan insanların değil şiddet en küçük bir bencillik ya da kötülüğe yanaşmayacakları açıktır.
  • Kadınların hür iradelerine ve vicdanlarına güvenmeyi ve saygı duymayı ön plana çıkarmaktadır.
  • Kadınları bir tür hayvan olarak gören Materyalist Darwinist ideolojiler ile kadının dövülmesini bir tür rahatlama unsuru olarak gören gelenekçi bağnazlığın yanlışlarını akılcı, bilimsel ve şefkatli bir üslupla ortaya koymaktadır.
  • Kadınların ne giyeceği, ne konuşacağı, nerede nasıl davranacağı dikte edilmesi gereken potansiyel kötü veya kötülüğe sebep verecek varlıklar olarak gören ve asırlardır devam eden köklü yanılgının ortadan kaldırılması için Allah’ın Kuran’da kadına verdiği değeri, Peygamberimiz (sav)’in kadınlara gösterdiği sevgi ve şefkati anlatmaktadır.
  • Ve bunu kendi hayatında örnek olarak göstermektedir. Kadınların özgür olmasından, neşelerinden, hayat dolu olmalarından zevk almak gerektiğini, bu güzellikleri baskı altına almak yerine kıskançlığın, hasedin, zorbalığın, kötülüğün kontrol altına alınması gerektiğini öğretmektedir.
  • Allah sevgisi ve korkusunun öğrenmek başta şiddet olmak üzere her türlü kötülüğün ve gaddarlığın fikri zeminini de uygulama zeminini de ortadan kaldırır. Ancak samimi Allah sevgisi ve korkusu rivayetlerin, menkıbelerin, İslam tarihinin öğretilmesiyle ya da teknik dini bilgiler eğitimiyle mümkün değildir. Elbette bunlar gerekli ve kıymetlidir ancak iman bir ruh terbiyesi ve kalitesidir. İman ancak Allah’ın sonsuz gücünü, büyüklüğünü, sanatını öğrenmekle, düşünmekle, anlamakla kalplere yerleşir. Bunun da tek yolu Allah’ın açık varlığının güzel delilleri olan bilimsel gerçekleri, güzellikleri, bilgileri yani iman hakikatlerini öğrenmekle ve öğretmekle mümkündür. Ancak o zaman şüpheden uzak, sadece kurallara ve ritüellere dayanmayan, sarsılmaz ve sağlam bir iman oluşur. Müvekkil Adnan Oktar’ın 40 yıldır yaptığı ilmi çalışmaların gayesi ve özeti de budur.

Bu güzel ruhun toplumsal zemine yayılması için ilkokul çağından itibaren müfredatta gerekli düzenleme yapılmalıdır. Elbette bununla birlikte yasal ve adli tedbirler de alınmalıdır.

Ancak bu güzel ruhu yaşayan samimi bir insanın anlatımı kadar hiçbir şeyin toplum üzerinde etki sağlamayacağı da açık bir gerçektir. Soğuk, sevgisiz, üst perdeden, teknik anlatımlar daha olumsuz etki yapacaktır. Bu nedenledir ki müvekkil mahkeme ifadelerinde de ısrarla bu konuda kendisine imkan tanınmasını talep etmekte, kadın cinayetlerini hemen durdurabileceğini beyan etmektedir diyor. Dediğini gerçekleştirebileceği de herkes tarafından çok iyi bilinmektedir. Ancak buna rağmen anlaşılması mümkün olmayan bir şekilde kendisine fırsat verilmemektedir, fırsat verilmesi durumunda bu sorunun çok kısa sürede ortadan kalktığı görülecektir. Bu talebi tahliye olmak değildir, cezaevinde -gerekirse sayın savcı eşliğinde ve denetiminde- bir ortam sağlanarak kendisine ve manevi seferberliği için olanak verilmesidir.

Müvekkil Adnan Oktar’ın, 27.05.2025 tarihinde İstanbul 1 Ağır Ceza Mahkemesi’nde verdiği ifadeden:

KADIN ÖLÜMLERİ DE ÇOK CAN YAKICI. ÇOK DA ZARAR VERİCİ. BU DA, KADIN SEVGİSİ ANLATILARAK, KADINLARA HAYRANLIK OLUŞTURULARAK, KADINLARIN CENNETİN EN GÜZEL VARLIĞI OLDUKLARI ANLATILARAK RAHATÇA HALLEDİLEBİLİR. Yani bu konuda hiç olmasa yazdıklarımın Diyanet Kanalı'na yayınlanmasını sağlasalar, imkan verseler şu cinayetleri durdursak. Her Allah'ın günü kadın öldürülüyor. Görülmüş bir şey değil bu. Ve insanlar buna alıştı, çok makul görüyorlar. Makul olan bir şey yok. Yani aslan gibi kadınlar, çok çok derin insanlar. Yazık günah. Çok rahat engelleyebilirim. Bana imkan versinler.

Müvekkil Adnan Oktar’ın, 24.10.2024 tarihinde İstanbul 1 Ağır Ceza Mahkemesi’nde verdiği ifadeden:

KADINLARA KARŞI ŞİDDET VE NEFRETİ ORTAMINI ORTADAN KALDIRABİLİRİM. Kadınlara karşı yapılan bu nefretin kökeninde de yine Darwinist, materyalist eğitim var. Yani kadınlarla karşı nefret öğretiliyor. Kadınların sevilmesi, onların Allah'ın büyük bir nimeti olduğunu, cennette de dünyada da en büyük nimet olduğunu çok güzel gençlere anlatabilirim.HERKESİ BİRBİRİNE SEVDİREBİLİRİM. TÜRKİYE'Yİ BÖYLE BAYRAM HAVASINA SOKABİLİRİM.

Benim bir makam mevki isteğim yok. Başka bir şey de istemiyorum. Ama bunu, yeminle söylüyorum, yapabilirim. Samimi olarak söylüyorum, yapacağımı da herkes bilir. İsterseniz dışarı sorsunlar, anket yapılsın. Bunu bütün gençlik bilir. Mutlu değil Türkiye, huzursuz. Herkes sinirleri gerilmiş vaziyette, sokakta millet birbirine giriyor.

Bu belayı ben ortadan kaldırabilirim. Allah'ın varlığını ispat ederek, imanı Kur'ân mucizelerini çok güzel anlatarak… BU BELANIN ORTADAN KALKMASI İÇİN BENİM HEM KİTAPLARIMIN ÖZGÜR BIRAKILMALI, HEM DE BANA BİR KONUŞMA VE BAĞLANTI İMKANI VERİLMELİ. MESELA SAVCI BEY'İN ODASINDA DA KONUŞABİLİRİM.

Aşağıda kadına şiddetin durdurulması konusunda önemli ve detaylı bilgiler incelemenize arz edilmiştir:

1.  MÜVEKKİL ADNAN OKTAR’IN KADIN ÖZGÜRLÜĞÜ VE KADINA DEĞER VEREN ANLAYIŞI GÜNDEMDE TUTMASININ SEBEBİ

    Müvekkil yıllardır gerek televizyon programlarında gerekse eserlerinde yoğun olarak kadınlara olan sevgi ve saygının önemi üzerinde durmuştur. Kadınları daima çok değerli görmüş ve hayatın her alanından kadınlara öncelik verilmesi gerektiği düşüncesini savunmuştur. Kadınların Allah’ın yaratma sanatının en mükemmel tecellileri olduğunu daima vurgulamıştır.

    MÜVEKKİL NEDEN KADINLARIN SEVGİ VE SAYGIYI MÜTHİŞ DERECEDE HAKKETTİKLERİ ÜZERİNDE ÇOK DURMAKTADIR? Çünkü tarih boyunca, kadınlar büyük eziyetlere maruz kalmışlardır; kadınlara karşı bu mücadeleyi başlatan ise tarihin ilk homoseksüel varlığı olan şeytandır. İşte bu sebeple, NEREDE KADINA YÖNELİK ŞİDDET VE EZİYET VARSA ŞEYTANİ BİR ANLAYIŞ ORADADIR. Cennetin ve dünyanın süsü olan kadınların şeytanın hedefi hâline gelmesindeki en büyük etken, bu güzelliği adeta yeryüzünden silmek istemesidir. ALLAH’IN CEMAL İSMİNİN TECELLİSİ OLAN KADINLAR SEVGİ, MERHAMET, SANAT, ESTETİK VE İNCELİK YÖNLERİYLE DÜNYAYI ADETA CENNETE DÖNÜŞTÜREBİLECEK GÜÇTE VARLIKLARDIR. Bu nedenle ŞEYTANİ DÜŞÜNCEDE OLANLAR ADETA KADINLARA KARŞI SAVAŞ AÇMIŞTIR ve bu savaş tarih boyunca devam etmektedir.

    2.  DARWİNİST MATERYALİST İDEOLOJİLERİN KADIN DÜŞMANLIĞI

      Kadınlar saygı ve sevgiyi müthiş hak etmelerine rağmen geçmişte olduğu gibi günümüzde de şeytan kadınları ezmek için hem Darwinizm’i hem de müşriklerin ve bağnazların şirk inancını kullanmaktadır. Şeytanın iki kolu olan Darwinizm ve bağnaz düşüncenin ortak noktası kadınları yarım varlık olarak tanımlamalarıdır:

      Sosyal Darwinizm'in ırkçılık, faşizm, emperyalizm ve aynı zamanda komünizme sözde bilimsel bir zemin hazırladığı konusu geniş çapta bilinen ve üzerinde sıkça tartışılan bir meseledir. Ancak çok daha az bilinen bir gerçek, Charles Darwin dahil pek çok Darwinistin, kadınların hem biyolojik hem de zihinsel olarak erkeklerden aşağı olduğu iddiasını doğru kabul etmeleridirEvrimci bilim adamı John R. Durant'ın da belirttiği gibi, evrim teorisi bazı çıkarımlarıyla ırkçılık ve cinsiyet ayrımcılığına zemin hazırlamıştır. Durant, Darwin'in “İnsanın Türeyişi” adlı kitabında kadınlarla ilgili düşüncesindeki yanlışı şu şekilde aktarmıştır: “Darwinkadınların sezgi, hızlı algılama ve muhtemelen taklit etme gibi özelliklerini, aşağı ırklara ve dolayısıyla eski ve daha ilkel medeniyet seviyesindeki insanlara benzer buluyordu.”

      Darwin’in evlilik konusundaki görüşlerini "bir kadının arkadaşlığı ne de olsa bir köpeğin arkadaşlığından daha iyidirmantığı üzerine oturmuştur. Darwin’in sözleri şöyledir:

      … DEVAMLI ARKADAŞLIK (YAŞLILIKTA BİLE SÜREN BİR ARKADAŞLIK), SİZİNLE İLGİLENECEK BİRİ –BİR KÖPEKTEN DAHA İYİ OYALAYABİLECEK- EV VE EVLE İLGİLENECEK BİRİ… (Charles Darwin, The Descent of Man and Selection in Relation to Sex, New York: D. Appleton and Company, 1871 (1896 baskısı), s.326)

      Darwin kadının aşağı varlık olmasıyla ilgili fikirleri İnsanın Türeyişi (The Descent of Man) kitabında bir çok türün yetişkin dişilerinin iki cinsiyetin de yavru hallerine benzediği”, “erkeklerin dişilerden evrimsel olarak daha gelişmiş olduğu”, “özünde büyümesi engellenmiş bir erkek”, “fiziksel, zihinsel ve ahlaken bir tür yetişkin çocuk”…sözleriyle ifade etmiştir. (Jerry Bergman, The Dark Side of Charles Darwin, Master Books, 2011, s. 249) “

      Darwin bu yanlış fikirleri öne sürerken herhangi bir bilimsel kanıta dayanmadı. Ancak Dr. Bergman'ın da ifade ettiği üzere, onun kadınlar ile ilgili önyargılı iddiaları dönemin bilim insanları arasında hızla yaygınlık kazandı. Örneğin;

      Cenevre Üniversitesi'nde doğa tarihi profesörü olan materyalist Carl Vogt,

      • “Çocuk, kadın ve bunak beyazın yetişkin bir zenci ile aynı zihinsel özelliklere ve kişiliğe sahip olduğunu, dolayısıyla bunların aşağı sınıftan olduklarını”
      • Kadını, evrimi erken durduğu için "gelişimi engellenmiş bir erkek olduğunu ve ‘kadınların erkeklerden çok aşağı ve hayvanlara daha yakın oldukları”
      • “Medeniyet ilerledikçe kadınla erkek arasındaki uçurum daha da açıldığını, örneğin Avrupa'nın ileri toplumlarında bu farkın çok daha büyük olduğunu” öne sürmüştür. (Carl Vogt, Lectures on Man: His Place in Creation, and the History of Earth, edited by James Hunt, London: Paternoster Row, Longman, Green, Longman, and Roberts, 1864, xv, 192)

      Paris'te Tıp Fakültesi'nden evrimci Paul Broca ise,

      • Kadın beyninin görece küçük olan hacmini, kendince onun akıl olarak aşağı olmasına

      bağlayarak hiçbir bilimsel delile dayanmayan teoriler geliştirmişlerdir.

      Darwin'in yanılgılarını izleyen pek çok evrimci, kadınların biyolojik ve zihinsel yönden erkeklerden daha aşağı olduğunu iddia etmeyi sürdürdü.

      Bazı evrimciler erkekleri ve kadınları iki farklı psikolojik tür olarak sınıflamışlardı, buna göre erkekler homo frontalis, kadınlar homo parietalis'ti. 

      Diğer bir evrimci Elaine Morgan, Darwin’in, erkekleri kadınların neden daha aşağı ve alt seviyede görüldüğünü araştırmaya yönlendirdiğini ifade etmişti.

      3.  GELENEKÇİ BAĞNAZ SİSTEMİN KADIN DÜŞMANLIĞI

        Darwinistlerin kadınlar hakkında ortaya attıkları, “gelişimini tamamlamamış hayvan biçimindeki iddialarına benzer görüşler, müşrik ve bağnazların şirk dolu inançlarında da dikkat çeker. “Gelenekçi Ortodoks Sistem” adı altında toplanan bu kesimler de tıpkı Darwinistler gibi kadınları yarım kalmış bir varlık olarak görürler.

        Sahih olmayan hadislere dayanan bu izahlardan bazıları da şöyledir:

        • "Âdet gördüğünüz zaman namaz kılamıyor, oruç tutamıyorsunuz, değil mi? İşte bu, kadınların dininin noksanlığıdır." (Buhârî, Savm, II.)
        • "Ümmetimin erkeklerine kadınlardan daha büyük bir fitne bırakmadım." (Kurtubi, 1423/2002: III/403)
        • Kadınlar kaburga kemiğinden yaratılmıştır…” (Yani kaburga kemiği gibi eğridir) (Buhârî, Nikâh 79; Müslim, Radâ 60)
        • “Kadınların çoğunun cehennemlik olduğunu gördüm.” Kadınlar bu söze tepki gösterince, Peygamber (sav) şöyle devam eder: “Çünkü lanet etmeyi çok yaparlar ve kocalarına nankörlük ederler. Aklı ve dini noksan bir kimsenin aklı başında bir erkeğin aklını çelmesi kadar tehlikeli bir şey görmedim.” (Sahih Buhari, Kitabü’l-Hayd (Menstruasyon), Hadis No: 304)
        • “Uğursuzluk üç şeyde olabilir: Kadında, evde ve atta.” (Sahih Buhari, Nikah, 17. Bölüm)
        • "Eğer ben bir kimsenin bir kimseye secde etmesini emretmiş olsaydım kadına, kocasına secde etmesini emrederdim. Ve eğer bir erkek karısına kırmızı bir dağdan siyah bir dağa ve siyah bir dağdan kırmızı bir dağa taş taşımasını emretse uygun olan kadının bunu yapması olurdu."(İbni Mace, 1852)
        • "(Kadınlara:) Sizden kim evinde oturursa Allah yolunda cihad edenlerin ameline erişir." (Ruh'ul Meani 11/177)
        • “Kadınların en hayırlı mescitleri evlerinin köşesidir." (Ahmed b. Hanbel, VI, 297)
        • “Kadın avrettir (namustur), dışarıya çıktığı zaman şeytan onunla hep beraber olur. Onun Allah’a en yakın olduğu zamanı evinin içinde bulunduğu anıdır.” (Taberani/Kebir, Heysemi/Zevaid, 2/35, ayrıca bk. Tirmizî, Reda’, 18
        • “Bir kadın yanında mahremi olmadan yolculuğa çıkmasın." (Buhârî; hadis no: 1729. Müslim; hadis no: 2391.)
        • (Sokakta erkeklerle karışık yürüyen kadınlara:) "Geri çekilin! Sizin yolun ortasında yürüme hakkınız yoktur. Siz yolun kenarlarında yürümeye bakın." (Ebu Dâvud ve Tirmizî'den naklen.)
        • "Bir kadın güzel bir görünüm içerisinde dışarı çıkıp erkekler ona baktığı vakit evine dönene kadar Allah'ın gazabı altındadır." (Taberani, Mecmau'z-Zevaid)
        • “Kocanın vücudu irin ile kaplı dahi olsa ve karısı onu yalayarak temizlese yine de kocasının hakkını ödemiş olmaz.” (İbni Hacer El Heytemi 2/121 Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 239)
        • “Ey kadınlar! Eğer kocalarınızın size olan haklarını bilseydiniz, ayaklarının tozunu yüzlerinizle silerdiniz.” (Hafız Zehebi-Büyük Günahlar- Sayfa 187)
        • “Kadınları zarar vermeyecek miktarda aç, aşırı gitmeyecek kadar da kıyafetsiz bırakınız. Çünkü kadınlar iyice doyar, güzelce giyinirlerse onlar için dışarı çıkıp gezmekten daha sevimli bir şey yoktur. Fakat onlar biraz aç, biraz da çıplak kalırlarsa onlar için evde oturmaktan hayırlı bir şey yoktur.” (İbnül Cevzi, Mevzuat, II/282-283; Suyuti, Leali, II/154 İbn Arrak, Tenzihü'ş-Şeria, II/212-213)
        • “Kadınlarınıza evlerinin kapısında oturmamaları için yeni elbise yaptırmayın, çünkü elbiseleri güzel ve yeni olursa kalplerine dışarı çıkmak arzusu gelir.” (İmamı Gazali-Kimyayı Saadet sayfa:178 İbn Ebi Şeybe, Musannaf, IV/II, 420)
        • “Bir hadise göre ashabı kiram karılarının pencere ve kapı aralıklarından dışarıyı seyretmelerini ve erkek görmelerini önlemek üzere evlerinin pencerelerini sıkı sıkıya kapatırlar, dışarıya bakanlara dayak atarlardı.” (İmam Gazali, İhyayı Ulumuddin 2/122)
        • “Namazı bozan şeyler kara köpek, eşek, domuz ve kadındır.” (Sahihi Müslim, Salat 265; Tirmizi Salat 253/338 Ebu Davud, Salat, 110/720)

        GELENEKÇİ ORTODOKS İNANCIN TEMELİNİ OLUŞTURAN BU MEVZU HADİSLER VE BUNLARA DAYANILARAK YAPILAN YORUMLAR KURAN’A UYGUN DEĞİLDİR. KADINI İKİNCİ SINIF YARIM VARLIK OLARAK GÖREN, BASKI ALTINA ALMAYI SEVAP GİBİ GÖSTEREN VE HATTA KADINA ŞİDDETİ DİNİN BİR PARÇASI GİBİ ANLATAN ZİHNİYET PEYGAMBERİMİZ (SAV)'E AÇIKCA BİR İFTİRADIR. Çünkü kadınlara sevgi ve saygı göstermek Peygamber Efendimiz (sav)’in üstün özelliklerinden biriydi. 

        4.  DARWİNİZM VE BAĞNAZLIK TOPLUMLARDA KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ ARTTIRMAKTADIR

          Hem Darwinist ideoloji hem gelenekçi Ortodoks sistem kadına ve kadın güzelliğine karşı olduğundan dünya genelinde erkeklerin çoğu olumsuz olarak eğitilmişlerdir. Kadının insanla hayvan arası eksik ve yarım bir mahluk olduğu telkiniyle eğitilen erkekler kadına saygı duymamayı öğrenirler. Nitekim tarih boyunca dünyanın çeşitli bölgelerinde kadınlar şiddet, zulüm, ölüm, fiziksel ve cinsel saldırıyla sonuçlanan farklı olaylara maruz kalmışlardır.

          Günümüzde de kadına yönelik şiddet, tüm dünyada ciddi bir insan hakları ihlali ve toplum sağlığı problemi olmaya devam etmektedir. Son yıllarda paylaşılan istatistikler, bu durumun yaygınlık ve ciddiyetini açıkça ortaya koymaktadır:

          Küresel Veriler

          Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre (2024),

          • Dünyada her üç kadından biri (%30), hayatıboyunca fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kalmaktadır.
          • Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin (UNODC) ve UN Women tarafından yayınlanan 2024 raporuna göre, 2023 yılında dünya genelinde yaklaşık 85 bin kadın ve kız çocuğu bilinçli bir şekilde öldürüldü. Bu cinayetlerin %60’ı (yaklaşık 51.100 vaka) mağdurların eşleri veya aileleri tarafından gerçekleştirild Bu her gün ortalama 140 kadının yani 10 dakikada 1 kadının en yakınındaki biri tarafından öldürüldüğüanlamına gelmektedir.
          • 15-24 yaş arası genç kadınlar, özellikle yakın partner şiddeti açısından en büyük risk grubunu oluşturmaktadır.

          Bölgesel Dağılım

          • Afrika ve Güneydoğu Asya: Bu bölgelerde kadınların yaşam boyu yakın partner şiddetine maruz kalma oranı %33 olarak bildirildi. En yüksek kadın cinayeti oralarının sahip bölge Afrika’da 2023’te yaklaşık 21.700 vaka kaydedildi.
          • Avrupa ve yüksek gelirli ülkeler: Avrupa ülkelerinde kadına yönelik şiddet oran %22 Amerika kıtasında ise %25’i civarındadır. Bu ülkelerde kadın cinayetlerinin çoğu (%64 ve %58) eşler tarafından işlenmektedir.

          ÜLKEMİZDE İSE DURUM DAHA VAHİMDİR 2024 YILI KADIN CİNAYETLERİ VE ŞİDDET VERİLERİNE GÖRE

          • Şiddet oranı: Türkiye’de ise 2023 yılında 315 kadın cinayeti kaydedilmiş, 2024 yılında bu sayı 394’e yükselmiştir. 259 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulunmuştur. Öldürülen kadınların %30’undan fazlası, boşanmayı istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi sebebiyle öldürülmüştür. Ayrıca, 255 kadın şiddet veya yaralamaya, 140 kadın seks işçiliğine zorlanmaya, 73 kadın cinsel tacize ve 12 kadın tecavüze maruz kalmıştır
          • Fail profiline bakıldığında kadınların %71’i aile bireyleri tarafından %57’si ise evlerinde öldürülmüştür. Cinayetlerin ağırlıklı kısmı kadınların evli olduğu erkek (%42), birlikte olduğu erkek (%12), eskiden evli olduğu erkek (%8) eskiden birlikte olduğu erkek (%6) tarafından gerçekleştirilmiştir.

          Bu bulgular, kadına yönelik şiddetin küresel bir sorun olduğunu ve acil müdahale gerektiğini net bir şekilde göstermektedir. Yukarıda örnekleri verilen olumsuz ve çirkin telkinlerin toplumda kadın sevgisini azalttığı, kadına yönelik şiddeti artırdığı ve çeşitli toplumsal problemlerin ortaya çıkmasına zemin hazırladığı kesindir.

          5.  KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

            Dünya genelinde kadınlara karşı kemikleşmiş yanlış bakış açısı ve hatalı kadın hakları arayışlarının bir an önce değişmesi gerekmektedir. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için yasal düzenlemeler yapılması, farkındalık oluşturulması, kadınların korunması için evler açılması, hukuki danışmanlık verilmesi, ekonomik destek sağlanması,  medyada ve kamuoyunda bilinçlendirme çalışmaları yapılması elbette önemlidir. ANCAK;

            TÜM BUNLARLA BİRLİKTE KADINA YÖNELİK ŞİDDET UYGULAYANLARA EN AĞIR CEZALARIN VERİLMESİ, ULUSLARARASI ÇAPTA ÖNLEMLER ALINMASI ÖNEMLİ VE GEREKLİ BİR ADIM OLSA DA, TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİLDİRASIL ÇÖZÜM, BU TÜR SUÇLARIN HİÇ GERÇEKLEŞMEMESİNİ SAĞLAMAK VE KADINLARA YÖNELİK HER TÜRLÜ TEHDİT UNSURUNU BÜTÜNÜYLE ORTADAN KALDIRMAKTIR. Bu sorunun çözülebilmesi için öncelikle temel nedenlerin belirlenip üzerlerine yoğunlaşılması gerekmektedir. Yukarıda verilen örneklerden anlaşılacağı üzere, bu meselenin temel dayanağı olan iki ana unsur dikkati çekmektedir.

            Uzun yıllar boyunca bireylere kazandırılan, çıkar temelli ve manevi değerlerden uzak bir eğitim sisteminin sonucu olarak gelişen İNANÇ EKSİKLİĞİTOPLUMDA KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN BAŞLICA NEDENLERİNDEN BİRİDİR. Günümüzde insanlar, evrenin ve yaşamın bir yaratıcısı olduğu fikrinden uzaklaşmakta ve tüm varlıkların eşit yaşam hakkını göz ardı etmektedir. Bu durum, bencillik ve çıkar odaklı yaklaşımları artırırken, tatminsizlik duygusunu derinleştirmektedir. Sonuç olarak, kıskançlık, sevgisizlik ve nefret toplumda daha çok görünür hale gelmektedir.Aynı şekilde, şefkat ve anlayış gibi değerlerin yerini çatışma ve saldırganlık almakta; toplumsal yapı, güçlünün hayatta kalacağı inancına dayanmaktadır. Bu süreçte, benmerkezci ve sağlıksız bir yaşam tarzı giderek yaygınlaşmaktadır

            Maddi zenginlik veya iyi eğitim, bozuk ruh halindeki şiddet eğilimini ortadan kaldırmamaktadır. Egoizm ve sevgisizlik, bireyleri sadece kendi çıkarlarına odaklanmaya itmekte ve bu da kadın ile erkek arasında zamanla nefret dolu ilişkilerin doğmasına neden olmaktadır. Sonuç olarak, fiziksel olarak daha narin olan kadınlar ciddi biçimde şiddetin hedefi olabilmektedir. Kadınlar için en güvenli evler bir anda hapishaneye, huzurlu ortamlar ise bir kabusa dönüşebilmektedir. Bu durum, toplumsal değerlerin kapsamlı bir reforma ihtiyaç duyduğunu ortaya koymaktadır.

            Sorunun bir diğer yönü, KADINLARI POTANSİYEL GÜNAHKAR VE GÜNAH VESİLESİ OLARAK GÖREN BU SEBEPLE DE BASKI ALTINA ALINMASINI GEREKTİĞİNDE DARP EDİLMESİNİ DİNEN MEŞRULAŞTIRMAK İSTEYEN YANLIŞ, BAĞNAZ VE FANATİK GELENEKÇİ ORTODOKS DÜŞÜNCE YAPISIDIR. Müslüman toplumlara tarihin her döneminde en büyük zararı bağnaz zihniyetli kişiler vermiştir. Ancak KADINI ERKEKLE EŞİT GÖRMEYEN BİRİNİ KINAMAK YETERLİ BİR ÇÖZÜM DEĞİLDİR. BU KİŞİLERİN DOĞRU EĞİTİMLE VE KURAN’DAN ÖĞRENEREK İSLAM’I ANLAMAYA İHTİYACI VARDIR. MÜSLÜMAN TOPLUMLARINI SAHTE İNANÇLARDAN KURTARMAK İÇİN SEVGİ, ŞEFKAT VE BARIŞ ODAKLI, MODERN, BAĞNAZLIĞA KARŞI FİKRİ MÜCADELE VERMEK, KURAN’IN HÜKÜMLERİNİ ANLATMAK VE HAKKI SAVUNMAK GEREKLİDİR. MÜVEKKİL ADNAN OKTAR SAMİMİ BİR MÜSLÜMAN OLARAK YILLARDIR BU KONUDA ÖNERİLERDE BULUNMAKTADIR:

            6.  MÜVEKKİL ADNAN OKTAR’IN KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI ÖNERİLERİ KURAN’A DAYALIDIR

              Hz. Hatice Annemiz, İslam'da iman eden ilk kadın olmasının yanı sıra vahyin ilk anlatıldığı ve Peygamber Efendimiz (sav)'e ilk destek veren kadındır. Yüce Allah kadının üstün ahlakını ve Allah Katındaki değerini örnek olarak göstermek için Hz. Hatice'yi seçmiştir. Bu seçim, Yüce Allah’ın Hz. Hatice nezdinde kadınların güzel ahlakını vurgulayan önemli bir delildir.

              • KURAN’DA KADIN AZİZDİR, Allah'a kul olmak üzere yaratılmış değerli ve güzel bir varlıktır. Onu bir eşya gibi görüp, sadece kullanılmak için var olduğunu düşünenlerin bakış açısı son derece çirkindir.Kadınla, cennet arkadaşı olmak ve Allah'ın rızasına nail olarak aşkı yaşamak amacıyla Ancak, dar ve ilkel düşüncelere sahip olan kişiler, kadını değersiz bir nesne gibi algılar. Halbuki Yüce Allah Kur'an'da kadınlara ve erkeklere eşit sorumluluklar yüklemiş ve herkesi aynı konulardan sorumlu tutmuştur:

              Erkek olsun, kadın olsun inanmış olarak kim salih bir amelde bulunursa, onlar cennete girecek ve onlar, bir 'çekirdeğin sırtındaki tomurcuk kadar' bile haksızlığa uğramayacaklardır. (Nisa Suresi, 124)

              Şüphesiz Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden bir işte bulunanın işini boşa çıkarmam. (Al-i imran Suresi, 195)

              • KURAN AYETLERİNDE KADINLAR ÖVÜLÜR, YÜCELTİLİR VE KORUNUR. Kadınlara yarım varlık diyenler, Kuran'dan tamamen farklı bir düşünce yapısına sa Yüce Allah kadın ve erkeğin farklı yetenek ve özelliklere sahip oldukları belirtilmiştir. Erkek, kadından üstün değildir; sadece ona güzel davranmak ve onu korumakla yükümlüdür:

              Şüphesiz, Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar, mü’min erkekler ve mü’min kadınlar, gönülden (Allah’a) itaat eden erkekler ve gönülden (Allah’a) itaat eden kadınlar, sadık olan erkekler ve sadık olan kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, saygıyla (Allah’tan) korkan erkekler ve saygıyla (Allah’tan) korkan kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah’ı çokça zikreden erkekler ve (Allah’ı çokça) zikreden kadınlar; (işte) bunlar için Allah bir bağışlanma ve büyük bir ecir hazırlamıştır. (Ahzab Suresi, 35)

              • KADINLARIN KIYAFET VE YAŞAM TARZI KONULARINDA ÖZGÜR OLMASI GEREKİR. Kadının kıyafetine, güzelliğine ya da makyajına müdahale etmek İslam'dan ziyade Gelenekçi Ortodoks zihniyetten kaynaklanı Bu anlayış, kadını bir eşya gibi görüp onu kaybetme korkusuyla onu çirkinleştirerek kontrol altına almayı amaçlar. Oysa Kuran kadına KIYAFETİNİ VE GÖRÜNÜŞÜNÜ ÖRFE, DURUMA VE KENDİ VİCDANINA GÖRE AYARLAMA HAKKI TANIR. Her kadın kendisine neyin yakışacağına ve neyin kendisi için uygun olduğuna, kendisini nasıl koruyacağına vicdanıyla kendisi en doğru şekilde karar verir. Kadına giyimi makyajı konusunda karışmak ona saygısızlık anlamına gelir. KADININ GÜZEL, ÇEKİCİ YA DA CAZİP OLMASI SUÇ DA DEĞİLDİR GÜNAH DA DEĞİLDİR. Aksine, bunun karşısında olmak, insanın fıtratını inkâr etmek anlamına gelir. Peygamber Efendimiz (sav) kadınların süslenmeleri ve güzel görünmelerinin önemine şöyle dikkat çekmiştir:

              Erkek eli gibi eli olan bir kadının elinden Hz. Peygamber (s.a.v.) yemek yerken, ‘Bu kadın mı erkek mi?’ diye sordu. Kadın: ‘Kadınım’ dedi. Peygamberimiz: ‘Kadınsan ellerini kına ile boya!’ buyurdu.” (Ebû Dâvûd, Tereccül, 18; Nesâî, Zînet, 17)

              Başka bir hadisi şerifinde ise Allah güzeldir, güzelliği sever.” (Müslim, Îmân, 147) buyurmuşlardır.

              Her birey, cinsiyetinin getirdiği özellikleri özgürce yaşayabilmelidir. Tıpkı erkekler gibi kadınlar da özenli ve bakımlı görünme konusunda özgürdürler. KURAN’A GÖRE İFFETLİ OLMAK KADINLAR İÇİN DE ERKEKLER İÇİN DE EŞİT BİR SORUMLULUKTUR. KADIN, ERKEĞİN İFFETLİ OLABİLMESİ İÇİN BASKI ALTINA ALINMASI GEREKEN BİR GÜNAH SEMBOLÜ DEĞİLDİR. ERKEK İRADESİ VE VİCDANIYLA İFFETİNİ KORUR, KADINLARI BASKI ALTINA ALARAK, ŞİDDET UYGULAYARAK, YASAKLAYARAK DEĞİL.

              • KURAN’DA GAYRİ MEŞRU İLİŞKİLER HARAM KILINMIŞTIRKadının varlığı ya da onunla aynı ortamda bulunmak haram değildir. Önemli olan, kadına karşı saygı göstermek ve ona insan olarak sahip olduğu değeri Kadını korumak, ona saygı duymak ve asil bir varlık olduğunu hissettirmek hem bir nimet hem de insan için güzel bir davranış biçimidir. Kadınları sözle ya da bakışlarla dahi rahatsız etmekten kaçınmak ise son derece önemlidir.
              • KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ ÖNLEMEK İÇİN BÜROKRATİK ENGELLER KALDIRILMALIDIR. Kadının hayatını tehdit eden ciddi durumlarda, faili caydıracak yasal ve hukuki tedbirlerin ivedilikle alınması büyük önem taşı Şiddete tanık olan birinin, o kadını mutlaka koruması ve güvenliğini temin etmesi bir sorumluluktur. Kadını tehlikeden koruma arzusu, çok asil bir duygudur ve erkek için hem bir mutluluk kaynağı hem de onurlu bir davranıştır. HERKESİN KADINA SAYGIYLA YAKLAŞMASI VE DEĞER VERMESİ ZORUNLUDUR. ÇÜNKÜ KADIN, ALLAH’IN YARATTIĞI EN DEĞERLİ NİMETLERDEN BİRİDİR.
              • KURAN'DA KADINI DÖVME HÜKMÜ YER ALMA Allah, eşler arasında bir anlaşmazlık olduğunda sırasıyla önce konuşmayı, ardından yatakları ayırmayı, daha sonra evleri ayırmayı ve son olarak bir hakem tayin ederek uzlaşma yolunu tercih etmeyi emreder. Tüm bu adımlara rağmen sonuç alınamazsa boşanma tavsiye edilirKuran’da Nisa Suresi 34. ayettegeçen "darabe" fiili, kadının dövülmesi anlamına gelmez; daha çok evden ayrılma gibi bir anlam ifade eder.
              • KADINLARIN EKONOMİK ÖZGÜRLÜĞÜ ÖNEMLİDİR. İş yerlerinde kadınlara öncelik tanınmalı ve her açıdan güçlü bir şekilde korunmaları sağlanmalıdır. Ancak, bazı ülkelerde kadınlar iş hayatında mekanikleşmiş, adeta ruhsuz hale gelmiştir. Bu durum, kadınların doğasına aykırı bir şekilde erkekleşmelerine ve yıpranmalarına yol açmıştır. Diğer taraftan, bağnaz toplumlarda ise kadınlar ağır baskı altına alınmışlar, aşağılanmış, değersizleştirilmiş ve insan haklarından mahrum bırakılmıştır Ekonomik özgürlükleri ellerinden alınarak yaşamları neredeyse tamamen felç edilmiştir. Oysaki kadınların hem ekonomik hem de sosyal hayatta hak ettikleri değeri görmeleri, toplumların ilerlemesi için vazgeçilmez bir gerekliliktir. Ancak kadınların, ilgi duydukları ve keyif aldıkları meslek dallarında, kendi özgür seçimleri ve istekleri doğrultusunda çalışmaları güzel olur.
              • KADINLARLAİSTİŞAREYAPMAKOLDUKÇAVERİMLİVE FAYDALIDIR. Kadınlar, çok akıllı olmaları yüksek entelektüel kapasiteleri ve sanatçı ruhlarıyla dikkat çeker. Derin düşünme, keskin analiz yeteneği ve güçlü duyularıyla öne çıkarlar. Detaylı düşünürler. Yaratılıştan gelen zekâları vardır. Zarafetleri, bakışları, yürüyüşleri ve duruşlarıyla sanatsal bir bütünlük sergilerler. Erkekler genelde daha yüzeysel ve sade düşünen bir yapıya sahipken, kadınlar aynı anda birçok alternatifi değerlendirerek zengin düşünce biçimleriyle ilişki kur Sevgi, merhamet, şefkat, estetik anlayışları ve sanata olan ilgileri ileri düzeydedir Bu nedenle görüşlerine başvurmak, istişarelerde değerli ve verimli sonuçlar doğurur. Nitekim Yüce Allah, Kuran'da ülkesinin geleceği için kararlar alan Sebe Melikesi'ni kadınların yönetici olabilecek üstün bir makamdaki kadınlara örnek olarak gösterir.

              Gerçekten ben, onlara hükmetmekte olan bir kadın buldum ki, ona her şeyden (bolca) verilmiştir ve büyük bir tahtı var. (Neml Suresi, 23)

              Kadınların ahlaki ve manevi vasıflarda erkeklerden farklı ve üstün yönleri olduğunu Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri de şöyle belirtir.

              Kadınlar kahramanlıkta, ihlâsta, şefkat itibarıyla erkeklere benzemedikleri gibi, erkekler de o kahramanlıkta, o ihlâs ve şefkatte kadınlara yetişemezler. (Lem’alar 24. Lem’a)

              • KADINLARA HER ALANDA ÖNCELİK VERİLEREK, KORUNMALARI VE AYRICALIKLI BİR KONUMA SAHİP OLMALARI SAĞLANMALIDIR. Kadın, özgürlüğünü ve haklarını ön plana çıkarmak, güçlü bir toplum oluşturur. Çünkü kadınlara sağlanan her özgürlük ve değer, topluma güzellik ve huzur kazandırır. Kadınların baskı altında olduğu toplumlar ise kaçınılmaz olarak çökmeye mahkûmdur. Bu nedenle her ülkede meclislerde kadınların çoğunlukta olması büyük önem taşır. Kadınların özgürlüğü, toplumsal kalitenin göstergesidir Kadının varlığı nezaket, zarafet, sanat, kalite ve barış getirir.

              Kadınların derinlik ve şefkat açısından üstün bir konuma sahip olduğunu Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri şöyle vurgular.

              Kadındaki şefkat, ulvî bir şefkattir. O şefkat vasıtasıyla evlâdını hayatına ve rahatına tercih eder. (Lem’alar, 17. Lem’a)

              • TOPLUMDA KADINLARA YÖNELİK BASKI ORTADAN KALDIRILMALIDIR: Bu, hem bireysel kalkınma hem de toplumsal ilerleme açısından oldukça önemli bir adımdır. Kadın, medeniyetin temel taşı ve yaşamın vazgeçilmez kaynağıdır. Erken yaşta zorla evliliğe zorlanan kadınlar, evlendikten sonra yalnızca eşlerinden değil, aynı zamanda çevrelerinden ve ailelerinden gelen ağır sorumluluklar ve baskılarla da karşılaşmaktadır. Boşanma süreçlerinde ise toplumsal önyargılar, dul kadın olmanın getirdiği damgalamalar ve adil olmayan suçlamalarla mücadele etmek zorunda kalmaktadırlar. Bu tür ayrımcılık tamamen son bulmalı ve kadınların daha özgür, güvende ve huzurlu bir yaşam sürebilmeleri için gerekli toplumsal dönüşümler gerçekleştirilmelidi

              Peygamber Efendimiz (sav) Yüce Allah’ın emrettiği gibi kadınlara güzellikle davranılması gerektiğini şöyle buyurmuştur:

              Mü’minlerin îmân bakımından en mükemmeli, huyu en iyi olanıdır. Hayırlınız, kadınına karşı hayırlı olanlardır.(Tirmizî, Radâ 11. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Sünnet, 15; İbni Mâce, Nikâh 50)

              • KADINA ÇİÇEK GİBİ İTİNA ETMEK GEREKİR. Allah, Meryem'i "bir bitki gibi yetiştirdiğine" dikkat çekerek Kur'an'da kadını çiçeğe benzetir. Bu gerçek, ayette şöyle ifade edilir:

              Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriya’yı ondan sorumlu kıldı. Zekeriya her ne zaman mihraba girdiyse, yanında bir yiyecek buldu: “Meryem, bu sana nereden geldi?” deyince, “Bu, Allah Katındandır. Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızık verendir” dedi. (Al-i İmran Suresi, 37)

              Ayette ifade edildiği üzere, kadının sağlığına ve sıhhatine özen göstermek, onun hem fiziksel hem de ruhsal açıdan güçlü kalabilmesi için hayati bir önem taşır. Kadına adeta bir çiçek gibi özenle yaklaşmak, ona değer vermek, huzurunu ve mutluluğunu artırır. Bunun yanı sıra, kadının manevi yönünü desteklemek ve onu olumsuz etkilerden korumak, önemli bir hem dini hem de insani bir sorumluluktur. Bu durum hem bireysel hem de toplumsal huzurun sağlanması açısından büyük bir gerekliliktir.

              Peygamber Efendimiz (sav) kadınların erkekler için birer emanet olduğunu ve onlara karşı nazik, şefkatli ve koruyucu olunması gerektiğini vurgular. Onların haklarını gözetmenin ve onlara zulmetmekten kaçınmanın önemini belirtir:

              Kadınlara iyi davranın, zira onlar sizin yanınızda birer emanettir. (Sahih Müslim, Nikâh Kitabı, 1218, Tirmizî, Radaʿ, 11 İbn Mâce, Nikâh, 50, Ahmed b. Hanbel, Müsned, 3)

              • KADINLARIN TOPLUMDA HAK ETTİĞİ YERİ KAZANMASI KURAN AHLAKININ YAŞANMASIYLA MÜMKÜNDÜR. Kadınlara sevgi ve saygının gelişebilmesi için, öncelikle kadını yaratan Allah’a saygı ve sevgi duyulmalıdı Allah’a sevgisi ve saygısı olmayan, kadının değerini anlayamaz. Allah korkusu ve sevgisi zayıf olunca, kadınlara yönelik öfke ve nefret çok çabuk ortaya çıkar. Kadını Allah’ın tecellisi olarak gören yücelir. Çünkü Allah’ın lütfu ve nimeti olan kadınlara duyulan sevgi imanla doğru orantılıdır. İman arttıkça kadına olan sevgi artar, kadına sevgi arttıkça iman derinleşir. PEYGAMBER EFENDİMİZ (SAV)KADINLARI MÜBAREK VE KUTSAL BİRER VARLIK OLARAK GÖRDÜĞÜNÜ ŞU SÖZLERİYLE İFADE ETMİŞTİR:

              Kadınlara karşı sevgisi çoğalmadığı sürece bir kimsenin imanının artacağını düşünmüyorum. (Kuleynî, Kâfî, c.5, s.320, hadis no: 2)

              Üç şey bana sevdirildi: Kadınlar, güzel koku ve gözümün nuru namaz." (Nesâî, İşretü’n-nisâ 1, nr. 3949-3950; Ahmed ibni Hanbel, Müsned, III, 128)

              Kadın, Allah’ın sonsuz sevgisine açılan bir kapıdır ve bu yüzden önemlidir. Onu putlaştırmadan, imanla ve Allah sevgisiyle sevmek insanı derin ve güzel bir aleme taşır. İnsan sevdiği kadında Allah aşkını bulur; bu sonsuz sevgi asla tükenmez. Kadına Allah için duyulan saygı, ibadet hükmündedir. Allah’ın Rahman, Rahim, Nur ve Celal isimlerinin yansımasıdır, bu nedenle ona şefkat göstermek, merhamet etmek ibadettir.

              Unutulmamalıdır ki, kadınların toplum içerisinde saygı ve sevgiyle karşılanması, onların hak ettikleri değeri görmeleri, toplumsal kaliteyi artırırken İslam'ın daha etkin bir şekilde yayılmasında da önemli bir rol oynar. Zira, gerçek anlamda toplumun şekillenmesinde ve yönlendirilmesinde kadınlar temel bir güce sahiptir.

              Saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz. 11.06.2025

              Daha yeni Daha eski