İSTANBUL 1 AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA
DOSYA NO : 2024/60 E
SUNAN : Adnan Oktar
MÜDAFİ : Av. Mert Zorlu
KONU : İddianamede müvekkilin güya Mehdilik iddia ettiği kurgusu sözde örgüt yapılanmasının ideolojisi gibi sunulmuştur. Bununla birlikte müvekkilin, Mehdiyeti ve Mehdi’nin çıkış alametlerini anlatıyor olması da güya kendisinin Mehdi olduğunu iddia etmesi olarak yorumlanmıştır. Oysa Mehdi’nin çıkış alametleri temel İslami kaynaklarda kapsamlı şekilde yer almaktadır, bu alametlerin neredeyse tamamının gerçekleştiği de somut bir durumdur. Bu durumda inançlı bir Müslümanın bu somut gerçekleri anlatması suç olarak değerlendirilemeyeceği gibi, inanç ve ifade özgürlüğü kapsamında anayasal bir haktır.
AÇIKLAMALARIMIZ:
Daha önceki dilekçelerimizde de izah ettiğimiz üzere, İslam tarihinde Mehdilik yüzyıllardır tüm Müslümanlar tarafından anlatılan ve hala anlatılmaya da devam eden bir konudur. İslam alimleri, İlahiyatçılar, araştırmacılar, yazarlar eserlerinde ve sohbetlerinde ve halkımızın büyük bölümü de her türlü platformda Mehdiyet konusunu sık sık gündeme taşımaktadırlar.
Dolayısıyla müvekkilin de bir Müslüman olarak inancı gereği Peygamberimiz (sav)'in sahih hadislerinden, İslam alimlerinin eserlerinden alıntılar yaparak diğer pek çok konu gibi, Mehdiyet konusunu da anlatmış olması, asla kendisinin Mehdilik iddia ettiği anlamına gelmez. Bu sebeple de sözde ‘Mehdiyet iddiasında bulunduğu’ veya ‘Mehdiyet konusunu gündeme getirmek suretiyle, sözde insanların dini duygularını istismar ettiği’ ve ‘çevresindeki insanların da güya bu yüzden yanından ayrılamadıkları’ gibi mesnetsiz iddiaların HİÇBİR GERÇEKLİĞİ VE TEMELİ YOKTUR. Müvvekilin MEHDİYET KONUSUNU ANLATAN YÜZLERCE MÜSLÜMANDAN HİÇBİR FARKI YOKTUR.
Ana dava dosyasında ve devamı niteliğindeki bu dosyada Mehdilik inancının amaç suç olarak belirlenmesi aslında kanunlara, Yargıtay içtihatlarına ve hukuki diğer tüm kriterlere göre mümkün olmamakla birlikte bu durum Mehdiyet inancının ne olduğunun tam olarak bilinmemesinden kaynaklanmaktadır.
Mehdiyet inancının anlatılması ve konuşulması zaman zaman bazı kesimler tarafından tehlikeli olarak algılanmış, geçmişte de başta Bediüzzaman Said Nursi olmak üzere pek çok alim Mehdiyeti anlattığı için çeşitli baskı ve dayatmalara maruz kalmıştır. Bediüzzaman yaklaşık 30 yılını sürgünlerde ve cezaevinde geçirmiştir. Değerli yazar ve düşünür Mehmet Şevket Eygi, Mehdiyeti anlattığı için kendini Mehdi ilan etmekle itham edilmiştir. Esad Coşan Hocaefendi de Mehdiyet inancı sebebiyle güya devleti ele geçirmek ithamına maruz kalınca yurt dışına gitmek zorunda kalmış ve Avusturalya’da vefat etmiştir.
Mehdiyetin anlatılmasından rahatsız olunmasının temel nedenlerinden biri belirttiğimiz üzere konuyla ilgili yeterli bilgiye sahip olmamaktır. Birtakım çevreler de insanların Mehdiyet hakkındaki bilgisizliğini kullanarak Mehdiyeti güya Devlete karşı bir inanç gibi göstermek istemişler, Mehdiyeti anlatanların Devleti ele geçirme gibi bir gizli planla hareket ettiklerini öne sürmüşlerdir.
Oysa müvekkil ve arkadaşlarının tarihleri boyunca Devlete karşı en ufak bir tutumları olmadığı gibi, Devleti ele geçirmek gibi bir hedef içinde olmadıkları, sayıları ve maddi imkanlarının da buna müsait olmadığı, devlet kurumları, siyaset ve bürokrasi içinde hiçbir zaman yer almadıkları açıkça bilinmektedir. Ancak müvekkilin inancı gereği Mehdiyeti anlatıyor ve gündemde tutuyor olması, söz konusu çevrelerin bu konuyu çarpıtarak ve bilgisizce yorumlayarak müvekkil ve arkadaşları aleyhine kullanmaya kalkışmalarına sebep olmuştur.
Oysa müvekkilin beyan ettiği üzere; Mehdi’nin çıkış alametlerini anlatmasındaki temel sebeplerden biri de Peygamberimiz (sav)’in bir mucizesinin gerçekleşiyor olması karşısında duyduğu hayranlık ve heyecandır. Zira Peygamberimiz (sav) bundan 1400 yıl önce bu yüzyılda olacak şeyleri ince ince birçok detay ile tarif etmiş, tarif ettikleri de birebir gerçekleşmiş ve gerçekleşmeye devam etmektedir. Bu, her Müslümanın heyecan duyacağı olağan üstü bir durumdur. Bu sebeple aslında şaşırtıcı olan müvekkilin sürekli Mehdiyeti anlatması değil, Peygamberimiz (sav)’in apaçık bir mucizesinin gerçekleşiyor olmasına karşın bazı insanları bu konudaki duyarsızlığı ve bazılarının da bu mucizeleri örtbas etme gayretidir.
Neticede müvekkilin hadislere dayanarak anlattığı bilgiler Hicri 1400’ün başından itibaren son 30-40 yıldır, ardı ardına, tam hadiste anlatıldığı şekilde gerçekleşen, somut olaylar ve gelişmelerdir. Bunların her biri için Peygamberimiz (sav) “olacak” demiş ve tam dediği şekilde de olmuştur.
Fırat’ın suyunun kesileceği
Afganistan’ın işgal edileceği
Irak’ın üçe bölüneceği
Suriye’de savaş ve çatışmalar olacağı
İran-Irak savaşının yaşanacağı
Ramazan Ayında iki defa Ay ve Güneş tutulmaları olacağı
Boynuzu Andıran İki Uçlu Kuyruklu Yıldız Çıkacağı
Güneş’te alametler belireceği
Azerbaycan’da bir savaş olacağı
Kabe’de Kan Akıtılacağı
Depremlerin artacağı
Büyük Bir Ekonomik Kriz Yaşanacağı
Fakirlik ve Açlığın Artacağı
Doğal afetlerle büyük şehirlerin yok olacağı
Yer çökmelerinin olacağı
Adaletsizliğin yayılacağı
Toplumlarda ahlaki çökme ve bozulmalar olacağı
gibi yüzlerce alamet detaylı olarak Peygamber (sav)’in hadislerinde anlatılmış ve tam da anlattığı şekilde, işaret ettiği dönemde bunlar gerçekleşmiştir. Müvekkil de Peygamberimiz (sav)’in kendisinden 1400 sene sonrasına dair, adeta görmüş gibi, haber verdiği olayların tek tek çıkması karşısında duyduğu hayret ve hayranlıkla Peygamber (sav)’in bu mucizesini insanlara anlatmaktadır.
Yukarıda maddeler şeklinde sıralamış olduğumuz alametlere ek olarak özellikle son yıllarda ardı ardına gerçekleşen başka alametler de bulunmaktadır. Bunlardan bir kısmı aşağıda açıklanmıştır. Ancak bu alametleri anlatmadan önce izah edilmesi gereken önemli bir husus vardır:
1) AHİR ZAMANLA İLGİLİ MECAZİ ANLATIMLARIN OLDUĞU BAZI HADİSLERİN ANLAMLARI ANCAK DOĞRU BİR YORUMLA ANLAŞILABİLİR
Eserlerinde ahir zaman konusunda son derece önemli ve kapsamlı açıklamalar yapmış olan Bediüzzaman Said Nursi ahir zaman hadislerinin “müteşabih” olduklarını söylemiştir. Müteşabih hadisler birden fazla anlamı bulunabilen ve bu anlamları yaşanan dönemin koşulları içinde açığa çıkan hadislerdir. Bediüzzaman bu konuda şöyle demiştir:
ÂHİRZAMANDA VUKUA GELECEK HÂDİSÂTA (ahir zamanda gerçekleşecek olaylara) DAİR HADÎSLERİN BİR KISMI, MÜTEŞABİHAT-I KUR'ÂNİYE (müteşabih Kuran ayetleri) GİBİ, DERİN MÂNÂLARI VAR. MUHKEMAT (muhkem hükümler, anlamı açık ve kesin olan ifadeler) GİBİ TEFSİR EDİLMEZ (açıklanamaz) VE HERKES BİLEMEZ. BELKİ TEFSİR YERİNDE TE'VİL EDERLER (açıklamak yerine yorum yaparlar). "Ve onların tevilini ancak Allah bilir ve ilimde rasih olanlar. (Al-i İmran, 7)" sırrıyla, vukuundan (meydana gelmesinden) sonra tevilleri anlaşılır ve murad ne olduğu (ne kastedildiği) bilinir ki İLİMDE RÂSİH (GÜÇLÜ, DERİNLİK SAHİBİ) OLANLAR اٰمَنَّا بِه۪ كُلٌّ مِنْ عِنْدِ رَبِّنَا (âmennâ bihi kullun min ‘indi rabbinâ) "Ona inandık, hepsi Rabbimizin Katındandır. (Al-İmran,7)" deyip O GİZLİ HAKİKATLERİ İZHAR EDERLER (GÜN YÜZÜNE ÇIKARIRLAR). (Risale-i Nur Külliyatı, Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, 5. Şua)
Bediüzzaman’ın da açıkladığı üzere, AHİR ZAMAN HADİSLERİ TEŞBİHLİ, BENZETMELİ, MECAZİ ANLATIMLAR İÇEREN HADİSLERDİR. Örneğin Peygamberimiz (sav), deccalin vasıflarını anlatırken “(Deccal) Bütün yeryüzünü 40 günde dolaşacaktır” demiştir. Bu, ahir zamanda bir yerden bir yere ulaşmada elde edilecek olan sürate işaret etmektedir. Diğer hadislerde de bu hızın ne şekilde olacağı müteşabih anlatımlarla detaylandırılmıştır:
“(Deccal) Bulutları sağ eliyle tutacak, güneşi battığı yere kadar kavrayacak...” (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 219)
Peygamberimiz (sav) devrinde uçak teknolojisi olmadığından Deccal’in hızlı hareket edecek olması bu tarz benzetmelerle izah edilmiştir. Rivayette uçakların yol alıp uzaklaştıkça, güneşin batışından uzaklaşmalarına, dolayısıyla uçağın görüş açısından, “güneşin batmamasına ve hatta uçak ilerledikce güneşin yeniden doğmasına” işaret edildiği anlaşılmaktadır. Ancak Bediüzzaman’ın da dediği gibi bazı raviler yani hadisleri aktaranlar ve açıklayanlar bu gibi benzetmelerin neye işaret ettiğini kimi zaman anlayamamışlar, anlayamadıkları için de farklı ve yanlış yorumlamalarda bulunmuşlardır.
Bu durumu Bediüzzaman bir başka sözünde ise şöyle açıklamıştır:
Şimdi, Mehdi gibi eşhasın hakkındaki rivayetin ihtilafatı ve sırrı (Mehdi gibi şahısların hakkında farklı haberler olmasının sebebi) şudur ki: Ehadisi tefsir edenler (hadisleri açıklayanlar), metn-i ehadisi tefsirlerine ve istinbatlarına tatbik etmişler (hadis metinlerini kendi anlayışlarına ve ufuklarının genişliğine bağlı olarak yorumlamışlardır). Mesela: Merkez-i saltanat o vakit Şam'da veya Medine'de olduğundan (yönetim merkezi o zaman Şam kentinde veya Medine kentinde olduğundan), vukuat-ı Mehdi'ye veya Süfyaniyye'yi merkez-i saltanat civarında olan Basra, Kufe, Şam gibi yerlerde tasavvur ederek öyle tefsir etmişler. (Mehdi veya Süfyan’la ilgili olayların yönetim merkezi (veya başşehir) civarında olan Basra, Kufe, Şam gibi yerlerde zannederek öyle yorumlamışlar). (Sözler, s. 359)
Üstad’ın bu açıklamasında vurgulamak istediği hakikat şudur: Hadisleri açıklayanlar kendi dönemlerinin koşullarına göre değerlendirdikleri için Mehdi’nin İslam aleminin o dönemki başkentlerinden ya da önemli şehirlerinden çıkacağını söylemişlerdir. Oysa hadislerde Mehdi’nin çıkacağı yer anlatılırken, Peygamberimiz (sav)in iki sancağı, kılıcı ve gömleği ile diğer mukaddes emanetlerinin de bulunduğu yer olacağı ve Hilafet Merkezi olacağı bildirilmiştir. Bilindiği gibi, son hilafet merkezi "İstanbul"dur. Halifelik bu yüzyılın başlarında resmi olarak kaldırılmıştır ve o günden bu yana dünya üzerinde başka hiçbir yere de taşınmamıştır. Peygamberimizin iki sancağı, kılıcı ve gömleği ile diğer mukaddes emanetler de İstanbul'dadır. Bu durumda Mehdi’nin çıkacağı yerin İstanbul olduğu açıkça görülmektedir.
DOLAYISIYLA MEHDİ’NİN ÇIKIŞ ALAMETLERİ VE AHİR ZAMANI ANLATAN HADİSLERİN EN DOĞRU MANALARI HADİSTE ANLATILAN OLAYIN GERÇEKLEŞMESİYLE ANLAŞILABİLİR.
2) PEYGAMBER (SAV)’İN HABER VERDİĞİ ONLARCA OLAY SON DÖNEMLERDE HADİSTEKİ İFADEYLE “TESBİH TANELERİ GİBİ PEŞPEŞE” MEYDANA GELMİŞTİR
2.1 HADİSLERDE ERZİNCAN'DAKİ ALTIN MADENİ OCAĞININ ÇÖKMESİ HABER VERİLMİŞTİR
“FIRAT'IN ALTINDAN BİR DAĞ KOPUP AKINCAYA KADAR kıyamet kopmaz. Bunu gören insanlar birbirlerine yönelecekler. BU HADİSEDE 9 KİŞİ TOPRAK ALTINDA KALACAK.” – İbni Mace'den. ("Kıyamet Alametleri", Muhammed b. Resul el Berzenci, sf. 225)
1– FIRAT'IN ALTINDAN: Fırat nehrinin yakınından, Fırat nehrinin alt, başlangıç kısmından. Bilindiği gibi, Fırat Nehri İliç'teki altın madeninin bulunduğu Erzincan il sınırları içinden doğmaktadır. Altın madeni Fırat nehrine sadece 300 metre mesafededir.
2– BİR DAĞ KOPUP AKINCAYA KADAR: Hadiste mucizevi bir şekilde KOPMA, AKMA ifadeleri kullanılmış, dağın bir parçasının sıvı gibi kopup akacağı anlatılmıştır. Erzincan'daki faciada da dağdan bir parça koparak adeta sıvı şeklinde hareket edip akmıştır.
3– BUNU GÖREN İNSANLAR BİRBİRİNE YÖNELECEKLER: Olaydan sonra galeyan olacağı, olayla ilgili suçluların aranacağı, ailelerin öfke içinde olayın sorumlularını arayacağı, olayın medyada yoğun gündem olacağı, gözaltı ve tutuklamaların olacağı haber verilmektedir.
4– BU HADİSEDE 9 KİŞİ TOPRAK ALTINDA KALACAK: Hadiste, altın madenindeki dağın çöküp akması sonucunda 9 KİŞİNİN toprak altında kalacağı çok net bir şekilde haber verilmiştir.
İbn-i Ömer'den (ra):
"Birçok muhtelif maden yatakları bulunacak. Onlar orada çalışırlarken bol miktarda altın bulacaklar. ALMAK İÇİN BAŞINA ÜŞÜŞTÜKLERİNDE ALTINLARLA BİRLİKTE YERE BATIP YERLE BİR OLACAKLAR. –Hakim rivayet etmiştir." ("Kıyamet Alametleri", Muhammed b. Resul el Berzenci, sf. 225)
Hadisteki, "ÜŞÜŞME" ifadesinden OLAY YERİNDE ÇOK SAYIDA İNSAN BULUNACAĞINA dikkat çekilmektedir. Resmi kayıtlara göre maden sahasında çalışan 667 İŞÇİ bulunmaktadır. Bu insanlardan bir kısmının kayan toprağın altında kaybolacakları bildirilmektedir.
Onlar böylece yaşayıp dururlarken yeryüzü çok yüksek sesle yankılanacak. Kimse sesin nereden geldiğini, sesin yönünü anlayamayacak. Onlar ne yapacaklarını bilmez şaşkın bir haldeyken, karar veremezken ALTIN MADENİ DAĞLA BİRLİKTE YERLE BİR OLUP AKIP GİDECEK. O gün şehitler olacak, altının kimseye hiçbir faydası olmayacak. ("Kıyamet Alametleri", Muhammed b. Resul el Berzenci, sf. 225)
1– YÜKSEK SESLE YANKILANACAK: Dağın kopup akması sırasında şiddetli bir ses ve yankılanma olacağı bildirilmiştir. Bu yankı nedeniyle insanların sesin nerden geldiğini, hangi yönden geldiğini anlayamayacaklarına dikkat çekilmiştir.
2– ONLAR NE YAPACAKLARINI BİLEMEZ ŞAŞKIN BİR HALDEYKEN: Olay çok ani ve beklenmedik şekilde gelişmiş, bu nedenle insanlar ne olduğunu ilk başta anlayamamış, büyük şaşkınlık yaşanmıştır.
3– ALTIN MADENİ DAĞLA BİRLİKTE AKIP GİDECEK: Altın madenindeki dağın yerinden koparak akıp gideceği mucizevi bir şekilde haber verilmiş.
4– ALTININ KİMSEYE HİÇBİR FAYDASI OLMAYACAK: Faciada insanlar hayatlarını kaybedecekleri için altının, maddi zenginliğin onları kurtarmaya, geri getirmeye hiçbir faydası olmayacağı belirtilmiştir.
2.2 HZ. MEHDİ DOĞU TARAFINDAN, DAĞLIK, KARLI VE SOĞUK BİR BÖLGEDEN ÇIKACAKTIR
"Mehdi DOĞU TARAFINDAN ÇIKACAK. Karşısına DAĞLAR bile dikilse onları ezip geçecek, O DAĞLARDA kendisine yol bulacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 39)
"Mehdi'nin zuhuru DOĞU TARAFINDAN başlayacak." (El-Mu'cem el-Mufehres, Muhammed Fuad Abdulbaki, cilt 5, s. 235)
"Sonra, DOĞU TARAFINDAN siyah sancaklar ortaya çıkacak... Onu gördüğünüz zaman KAR ÜZERİNDE emekleyerek dahi olsa ona biat edin. Çünkü O, ALLAH’IN HALİFESİ MEHDİ’DİR." (İbn Mâce, Hâkim, ‘’Müsned’’inde; Bezzâr ve ‘’Delâilu’n-Nubuvve’’de Beyhakî, Sevbân’dan rivayet etti)
"Onu gördüğünüz zaman KARLARIN ÜSTÜNDE OLSALAR DAHİ ONA UYUN. Çünkü O ALLAH'IN HALİFESİ MEHDİ'DİR." (Kıyamet Alametleri, Muhammed b. Resul el Berzenci, s. 223)
2.3 AHİR ZAMAN ALAMETLERİNDEN 'YEŞİL KUYRUKLUYILDIZ'
"Yıldız doğduğunda Araplar korkuya kapılır. O yıldızın bir kuyruğu vardır. O ZAMAN ORADA, HER TARAFTA YAĞMURLAR KESİLİR, NEHİRLER KURUR, DEVİRLER DEĞİŞİR, FİYATLAR ARTAR." (Biharu’l Envar, c. 51, s.162)
50.000 yıldan beri dünyamızı ilk defa ziyaret eden C/2022 E3 (ZTF) kuyruklu yıldızı, yemyeşil parıltısı nedeniyle gökbilimciler tarafından YEŞİL KUYRUKLUYILDIZ (Green Comet) olarak adlandırıldı.
Yeşil Kuyrukluyıldız, 2 ŞUBAT 2023'te dünyaya en yakın mesafeden geçti.
Hadiste, bu kuyruklu yıldızın geçeceği dönemde, GENİŞ ÇAPLI BİR KURAKLIĞIN MEYDANA GELECEĞİNE, FİYATLARIN ARTACAĞINA, HAYAT PAHALILIĞINA, ESKİSİNDEN ÇOK FARKLI ALIŞILMADIK OLAYLARIN, ZAMANLARIN YAŞANACAĞINA dikkat çekilmektedir. Yeşil Kuyrukluyıldız'ın tam da tarif edilen böyle bir dönemde dünyayı ziyaret etmesi hadisle büyük bir uyum göstermektedir.
Hadisteki, 'Arapların korkuya kapılması' ifadesiyle, kuyruklu yıldızın geçeceği aynı dönemde ORTADOĞU’DA, ARAP COĞRAFYASINI DA İÇİNE ALAN DEHŞET VERİCİ BÜYÜK BİR DEPREM FELAKETİ OLACAĞINA ve bunun bölgede doğurduğu korku ve paniğe işaret edilmektedir.
Hadislerde Yeşil Kuyruklu Yıldızla ilgili olarak başka önemli bilgiler de verilmektedir:
Velid ve Ka'b şöyle dedi: "O doğudan doğan yıldızdır ve YERYÜZÜ HALKINI AYIN DOLUNAYDAKİ AYDINLATMASI GİBİ AYDINLATIR."
Velid ve Hamra dedi ki: "Bizim gördüğümüz yıldızlar o alametler değildir. Asıl alamet, Safer veya Rebiayn (Rebiülevvel ve Rebiülahir) veya RECEP ayında ufuklarda dönüp duran bir yıldızdır. BU OLDUĞUNDA HAKAN, TÜRKLERLE BİRLİKTE İLERLER, ONU DESTEKLEYEN RUMLAR DA BAYRAKLAR VE HAÇLARLA ONU İZLERLER." (Kitabu’l Fiten, Nuaym bin Hammad, 620. Hadis)
Hadislerde, Müslüman topraklarında “TÜRKLERİ RUMLAR DA BAYRAKLAR VE HAÇLARLA İZLER” ifadesi, Yeşil Kuyruklu Yıldız’ın hemen ardından yaşanan büyük deprem felaketi sırasında gerçekleşmiştir. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'teki deprem felaketinin ardından, 80 YABANCI ÜLKENİN BÖLGEYE ÜZERLERİNDE “KENDİ BAYRAKLARI VE HAÇLAR BULUNAN” YARDIM EKİPLERİ GÖNDERMESİ hadisin işaret ettiği bilgiyi göstermektedir.
Hadiste bildirildiği şekilde, kuyrukluyıldızın ufuklarda göründüğü Şubat 2023'ün ilk birkaç haftası hicri tarihle RECEP ayıdır. Kuyrukluyıldızın, dünyaya en yakın mesafeden geçtiği 2 Şubat 2023, Hicri 11 RECEP gününe denk gelmektedir.
2.4 HZ. MEHDİ YAŞADIĞI YERDEN ÇOK UZAK BÖLGELERE SÜRGÜN EDİLECEKTİR
Resulullah (sav) buyurdu ki:
"Biz öyle bir Ehli Beytiz (ev halkıyız) ki, Allah bizim için ahireti dünyaya tercih etmiştir. Benim EHL-İ BEYTİM'DEN MEHDİ muhakkak benden sonra BELA, YERİNDEN YURDUNDAN ÇIKARILMA VE SÜRGÜNE UĞRAYACAKTIR." (İbn Mace, Fiten, Bab 34, 4082/Delail il İmamet, Büyük Tefsirci Taberi sayfa 445/melhame vel Fiten, Seyyid İbn Tavus cilt 1 sayfa 311)
Hz. Mehdi ve talebelerinin çok şiddetli olaylarla imtihan edilecekleri, evlerinden, yurtlarından, bulundukları yerlerden çıkarılıp ülkenin en uzak diyarlarına (en batısına ve en doğusuna) sürgün edilecekleri haber verilmektedir.
2.5 PEYGAMBERİMİZ MEHDİ’NİN DOĞU TARAFINDAN ÇIKACAĞINI VE MEHDİYE TABİ OLANLARIN HAYIR VE BEREKET BULACAĞINI SÖYLEMİŞTİR
Uzun bir hutbede Emirül Müminin Hz. Ali (aleyhisselam) buyuruyor:
"Vaat yaklaştı ve süre doldu ve KUYRUKLU YILDIZ DOĞU TARAFINDAN SİZE GÖRÜNDÜ ve ışık saçan ay sizin için ortaya çıktı. Bunlar olduğunda tevbeye dönün ve bilin ki şüphesiz DOĞUDA ZUHUR EDEN MEHDİ'YE TABİ OLURSANIZ, sizi Peygamber (sav)'in yoluna, yöntemine sevk eder. Böylece, körlükten, sağırlıktan ve dilsizlikten tedavi olursunuz. Geçimlik ihtiyaçlarınız ve istekleriniz yetecek kadar karşılanır. Boynunuzdaki ağır yükleri bir kenara bırakırsınız. Ve Allah, büyüklenen ve zulmeden dışındakini helak etmez. Ve zulmedenler hangi akıbete uğratılacaklarını bileceklerdir. (Şu'ara Suresi 227) “
(Muhammed B. Resul El Hüseyin El Berzenci,Kıyamet Alametleri, s. 204 - Ramuz-el Ehadis, s. 296)
Harisi Hamdani der ki Emirülmüminin Hz. Ali aleyhisselam şöyle buyurdu:
"Mehdi'nin gözleri yere bakar... yanağında ben vardır, MEHDİ'NİN ÇIKIŞI DOĞU TARAFINDADIR." (Gaybeti-Numani: bölüm 18, hadis 14/Biharul-Envar: 52/252, h.142; Tefsirul-Burhan: 3/354, h.1; el-Mehecce: 177; Yenabiul-Mevedde: 427; Mucemul-Ehadis: 5/357, h.1794)
2.6 HZ. MEHDİ'NİN MANEVİ DERİNLİĞİ VE OLGUNLUĞU, ADETA BİR GONCANIN AÇMASI GİBİ ZAMAN İÇİNDE GİDEREK DAHA ÇOK ARTAR
Bediüzzaman, ahir zamanda gelecek HZ. MEHDİ'NİN MANEVİ GELİŞİM SÜRECİNİ, BİR TOHUMDAN AŞAMA AŞAMA BİR ÇİÇEĞİN OLUŞMASINA benzetmektedir:
"Ta AHİR ZAMANDA hayatın geniş dairesinde asıl sahipleri, yani MEHDİ VE ŞAKİRTLERİ CENAB-I HAKKIN İZNİYLE GELİR, o daireyi genişlettirir VE O TOHUMLAR SÜMBÜLLENİR. Bizler de kabrimizde seyredip Allah’a şükrederiz." (Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur, Kastamonu Lahikası, sf. 76)
2.7 ZÜLKARNEYN KISSASINDAN MEHDİYETE İŞARETLER
"Sana, Zülkarneyn hakkında sorarlar. De ki: "Size, ondan öğüt ve hatırlatma olarak (bazı bilgiler) vereceğim. Gerçekten, BİZ ONA YERYÜZÜNDE SAPASAĞLAM BİR İKTİDAR VERDİK ve ona her şeyden bir yol (sebep) verdik." (Kehf Suresi, 83-86)
Zülkarneyn, kelime anlamı olarak "İKİ ASIR SAHİBİ" demektir. Yani, yaşamı ve imani tebliği ardarda İKİ AYRI YÜZYIL içinde geçen kişi anlamına gelir.
Hadislerde de Hz. Zülkarneyn'in, aynı Hz. Süleyman gibi kendisine büyük bir güç, iktidar ve dünya hakimiyeti verilmiş kutlu bir hükümdar olduğu bildirilir.
Müminlerden dünyaya hakim olacak 3. kişinin ise ahir zamanda gelecek HZ. MEHDİ olacağı haber verilir:
"MEHDİ tıpkı ZÜLKARNEYN ve SÜLEYMAN gibi dünyaya hükmedecektir." (El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiy-il Muntazar, s. 29)
"Tüm olarak, yeryüzünün meliki dört tanedir. Onların ikisi müminlerden, ikisi de kafirlerdendir. ZÜLKARNEYN ve SÜLEYMAN müminlerdendir... YERE BEŞİNCİ OLARAK EHL-İ BEYTİMDEN BİRİ SAHİP OLACAKTIR. Yani MEHDİ." (Mektubat-i Rabbani, 2/251)
Zülkarneyn'in ayetlerde anlatılan 3 ayrı yol tutması ise, Hz. Mehdi'nin 3 ayrı yere yapacağı yolculuğa işaret etmektedir.
1. Yolculuk:
Allah'ın takdiriyle, Zülkarneyn ilk yolculuğunu yaşadığı yerin EN BATISINA yapmıştır:
"O da bir yol tuttu. Sonunda GÜNEŞİN BATTIĞI YERE KADAR ULAŞTI ve onu KARA ÇAMURLU BİR GÖZEDE batmakta buldu..." (Kehf Suresi, 85-86)
Mehdi'nin TÜRKİYE'NİN EN BATISINA yapacağı ilk yolculuğuna işaret edildiği anlaşılmaktadır.
Ayette, bu bölgede bulunan "KARA ÇAMURLU BİR GÖZE"ye yani ETRAFI BATAKLIKLA KAPLI BİR SU KAYNAĞINA dikkat çekilmektedir.
Türkiye'nin EN BATISINDAKİ şehir EDİRNE'dir.
Edirne, Türkiye'nin en batı sınırı olmasının yanı sıra diğer önemli coğrafi özellikleri bakımından da ayetteki tarife tam uymaktadır.
Ayette, bu bölgede bulunan "KARA ÇAMURLU BİR GÖZE"ye yani ETRAFI BATAKLIKLA KAPLI BİR SU KAYNAĞINA dikkat çekilmektedir.
Bilindiği gibi, Edirne'nin en büyük ırmağı olan MERİÇ NEHRİ'nin denize döküldüğü bölge ve beslediği doğal göllerin çok büyük bölümü geçmişten günümüze geniş BATAKLIKLARLA kaplıdır.
Çeşitli kaynaklarda konuyla ilgili şu bilgiler verilir:
"Edirne vilayetinin güneybatı cihetleri, Burugöl ve Meriç’in aşağı kısmı civarı tamamen BATAKLIK olup ...”
(İbn-ün Nüzhet Cevat., 1914-1915., (H.1329-1330), Haritalı Musavver Memalik-i Osmaniye Coğrafyası. Arakas Matbaası, Tefeyyüz Kütüphanesi, s.15-16, İSTANBUL)
Meriç nehrinin geçtiği yerler ile nehrin mansabı civarı DÜZ VE BATAKLIKTIR."
(19. Asırda Edirne Vilayeti Coğrafyası, Prof. Dr. Ramazan Özey)
2. Yolculuk:
Hz. Zülkarneyn ikinci yolculuğunu, bulunduğu bölgenin EN BATISINDAN EN DOĞUSUNA yapmıştır:
"Sonra (yine) bı̇r yol tuttu. Sonunda GÜNEŞİN DOĞDUĞU YERE KADAR ULAŞTI ve onu (GÜNEŞİ), KENDİLERİ İÇİN BİR SİPER KILMADIĞIMIZ BİR KAVİM üzerine doğmakta iken buldu." (Kehf Suresi, 89-90)
Ayette, Hz. Zülkarneyn'in DOĞU tarafında gittiği yerde GÜNEŞ'İN ÖNEMLİ BİR ÖZELLİĞİNE dikkat çekilmektedir:
GÜNEŞ IŞINLARI BU YERDE İNSANLARA, ARADA HERHANGİ BİR SİPER YANİ ENGEL VE KORUMA OLMADAN ULAŞMAKTADIR.
Bu özelliği, Hz. Mehdi'nin bulunacağı Türkiye coğrafyası bakımından değerlendirirsek:
Ayette, GÜNEŞ'İN YAKICI VE ZARARLI IŞINLARININ EN GÜÇLÜ İSABET ETTİĞİ DOĞUDAKİ bir yere işaret edilmektedir.
Güneşin bu olumsuz etkisi ise, zararlı ışınları filtre eden atmosfer tabakasının inceldiği, yani ayetin benzetmesiyle "GÜNEŞE KARŞI ETKİLİ BİR SİPER OLMADIĞI" yüksek irtifalarda meydana gelen bir durumdur.
"Deniz seviyesinden YÜKSEĞE DOĞRU ÇIKTIKÇA ARTAN KOZMİK RADYASYON NEDENİ İLE İNSANLAR RADYASYONDAN DAHA FAZLA ETKİLENİRLER. Örneğin, 5 ve 10 km yükseklikteki 1 saat radyasyona maruz kalma Ankara'da aynı süre için ölçülen arkafon radyasyonuna kıyasla 20 VE 40 KAT DAHA FAZLADIR." (Prof. Dr. Doğan Bor, https://www.radkorder.org/wp-content/uploads/2016/09/RADYASYON-NED%C4%B0R.pdf)
ERZURUM şehri de, hem en DOĞUDAKİ illerimizden olması hem de 1890 METRE RAKIMI ile TÜRKİYE'NİN EN YÜKSEK İL MERKEZİ olması bakımından ayetteki bu tarife tam uymaktadır.
Erzurum'un bu coğrafi özelliği bir bilim insanımız tarafından şöyle açıklanır:
"Atatürk Üniversitesi (A.Ü) Çevre Sorunları Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Nuhi Demircioğlu, YÜKSEK RAKIMLI YERLERDE GÜNEŞ IŞINLARININ DOĞAL RADYASYON İÇERDİĞİNİ söyledi... ERZURUM'DA GÜNEŞ IŞINLARININ, RAKIMIN ETKİSİYLE DOĞAL RADYASYON İÇERDİĞİNİ BELİRTEREK 'Özellikle güneşin etkili olduğu öğle saatlerinde fazla dışarıda kalınmamalı' dedi. Erzurum'da solunabilir hava kalitesinin kışın daha düştüğünü kaydeden Demircioğlu, şunları söyledi:
'... YÜKSEK RAKIMDA GÜNEŞ IŞINLARININ DA DOĞAL RADYASYON ETKİSİ GÖSTERMESİ, cilt rahatsızlıklarına neden olabiliyor.'
Yrd. Doç. Dr. Demircioğlu, bu durumun çocuklar, hasta ve yaşlılar üzerinde direkt etki sağlayacağını ifade ederek, MECBUR OLMADIKÇA GÜNEŞ IŞIĞINDA FAZLA KALINMAMASI GEREKTİĞİNİ bildirdi."
(https://www.milliyet.com.tr/gundem/yuksek-rakim-dogal-radyasyon-iceriyor-5122222)
Kehf Suresi'nde, Hz. Zülkarneyn'in DOĞU tarafına olan 2. yolculuğunu haber veren Kuran'ın 18/90 ayetidir.
Erzurum ilinin 1890 metre rakıma sahip olması da ayette Türkiye'ye ve Mehdiyete dikkat çeken son derece mucizevi bir işarettir.
Yine,
– HZ. MEHDİ'NİN BİR DÖNEM HORASAN'DA (BUGÜNKÜ ERZURUM'DA) BULUNACAĞINA,
– Hatta HORASAN'DA (ERZURUM'DA) İKEN BİR TAKIM ÇİRKİN İFTİRALARA UĞRAYACAĞINA,
– Ve HORASAN (ERZURUM) HALKININ HZ. MEHDİ'YE YARDIMCI OLACAĞINA
dair hadisler de bu işareti kuvvetlendirmektedir.
3. Yolculuk:
Zülkarneyn 3. yolculuğunu 2 SEDDİN ARASINDAKİ YERE yapmaktadır:
"Sonra bir yol daha tuttu. İKİ SEDDİN ARASINA kadar ulaştı..." (Kehf Suresi, 92-93)
Türkiye'de bu tarife uyan, iki seddin arasındaki tek şehir VAN'dır.
Van ilinde, biri doğusunda diğeri batısında olmak üzere, "SET" olarak adlandırılan 2 ayrı yapı vardır.
– Bunlardan 1.cisi VAN KALESİ'Nİ ÇEVRELEYEN SEDDİR. Van Kalesi, M. Ö. 9. Yüzyılda inşa edilmiştir. Van kalesinin surları 1800 metre uzunluğunda ve 100 metre yüksekliğindedir.
Söz konusu seddin en önemli özelliği ise, "ÇİN SEDDİ"NE BENZETİLMESİDİR.
– Van'daki 2. set ise, ilin doğusunda, kaçak sınır geçişlerini engellemek için Van-İran sınırına inşa edilen "VAN SEDDİ"dir.
İran sınırı boyunca uzanan VAN SEDDİ 295 kilometre uzunluğundadır.
Van ili de tam anlamıyla bu iki seddi arasında bulunmaktadır.
Müvekkil Adnan Oktar'ın da 6 yıldır tutuklu yargılandığı Kumpas Davası boyunca, neredeyse yarım yüzyıldır yaşadığı İstanbul'dan sürgün edilerek sırasıyla önce EDİRNE, sonra ERZURUM en son olarak da VAN şehirlerimize sevk edilmesi, kendisinin Mehdiyete olan sarsılmaz inancı ve Hz. Mehdi’nin talebesi olmak için içten duasına karşılık güzel bir tevafuktan ibarettir. Geçmişte bir çok büyük İslam alimin geçtiği yollardan geçmek, onların bulundukları şehirlerde bulunmak, onlar gibi tutuklanmak, sürülmek, yalnız tutulmak müvekkilin bir şeref olarak nitelendirdiği, güzellik olarak gördüğü, sevinçli bir şükürle karşıladığı gelişmelerdir. Bunları bir iddia ya da ispat olarak değil, hoş bir tevafuk, güzel bir kader tecellisi olarak anlatmaktadır.
2.8 HZ MEHDİ VE YARDIMCILARI AYNI TALUT VE YANINDAKİLER GİBİ ZORLUKLA İMTİHAN OLACAKLARDIR
İmam Caferi Sadık şöyle nakleder:
"Talut'un ashabı bir nehirle imtihan olmuş ve Allah onlar hakkında, 'Sizleri bir nehir ile deneyeceğiz' buyurmuştu. KAİM MEHDİ'NİN ASHABI DA TIPKI ONUN GİBİ İMTİHAN OLACAKLAR." (Gaybet-i Numani, 20. Bölüm, Hadis: 13)
Ahir zamanda Deccal'in soğuk su gibi değil de kaynayan ateşmiş gibi gösterdiği nehrinden içenlerin yani zorlu imtihana göğüs gerenlerin kurtuluş bulacakları bildirilir:
"Deccal'in beraberinde iki nehir vardır; göze, BUNLARIN BİRİSİNİ BEMBEYAZ SU NEHRİ OLARAK, diğerini de kaynayan bir ateş olarak gösterecektir... sizden biriniz buna yetişirse, ATEŞ OLARAK GÖRDÜĞÜ NEHRE GELSİN ve GÖZLERİNİ YUMARAK BAŞINI EĞİP ONDAN SU İÇSİN..." (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 214)
2.9 GÖKYÜZÜNDE ALIŞILMIŞIN DIŞINDA BİR KIZILLIK BELİRMESİ HZ. MEHDİ'NİN ÇIKIŞ ALAMETİDİR (KUZEY IŞIKLARI)
“Doğudan ÜÇ VEYA YEDİ GÜN ARDI ARDINA BÜYÜK BİR ATEŞ (KIRMIZILIK) belirecek. Gökte karanlık görülecek, GÖKTE ALIŞILMIŞ OLAN KIRMIZILIĞIN AKSİNE BAMBAŞKA BİR KIZILLIK YAYILACAK.” (Kıyamet Alametleri, Muhammed b. Resul el Hüseyhi el Berzenci, s. 190)
“Doğudan, 3 VEYA 7 GÜN UFUKTA GÖRÜNEN BÜYÜK ATEŞİ (KIRMIZILIĞI) GÖRDÜĞÜNÜZDE artık Aziz ve Celil olan Allah'ın dilemesiyle MUHAMMED AİLESİNİN (HZ. MEHDİ'NİN) KURTULUŞUNU BEKLEYİN. Şüphesiz Allah Aziz ve Hakim olandır.” (Gaybeti Numani sayfa 261- 262/Bihar'ul Envar cilt 52 sayfa 230 /Mecmaul Ehadis'ul İmam Mehdi, Şeyh Ali el-Kurani cilt 3 sayfa 247)
“Siz ÜÇ VEYA YEDİ GÜN, DOĞUDAN BİR ATEŞİ (BÜYÜK BİR KIZILLIĞI) GÖRDÜĞÜNÜZ ZAMAN AL-İ MUHAMMED'İN, HZ. MEHDİ'NİN ÇIKMASINI BEKLEYİNİZ, inşaAllah-ü Teala, bir münadi Hz. Mehdi (as)'ın ismi ile semadan nida edecek ki, doğuda batıda olan herkes bu sesi işitecek.” (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 32)
Önce Kasım 2023’te ve sonra da Mayıs 2024’te dünyaya çarpan çok güçlü bir güneş patlaması sonucunda TÜRKİYE'NİN BİRÇOK BÖLGESİNDE GÖKYÜZÜ, TARİHTE İLK DEFA KUZEY IŞIKLARI İLE AYDINLANDI. Bu olay esnasında, tam hadislerde tarif edildiği şekilde GÖKYÜZÜNÜ BÜYÜK BİR KIZILLIK KAPLADI.
2.10 KUYRUKLU YILDIZIN GEÇİŞİ MEHDİ’NİN ÇIKIŞINI MÜJDELER
"Mehdi'ye ait bir alamet SAFER ayında görülür. O da kuyrukları olan bir yıldızın DOĞU'dan doğmaya başlamasıdır." (Fiten, 1/225)
NİSHİMURA KUYRUKLU YILDIZI
– Nishimura yeşil kuyruklu yıldız 12 Ağustos 2023'te keşfedildi ve 12 Eylül 2023'de (26 SAFER 1445) dünyaya en yakın mesafeden geçti.
– Kuyruklu yıldız dünyanın DOĞU ufkundan geçti
–Nishimura'nın bir daha 435 yıl sonra geçmesi hesaplanıyor.
2.11 SEL FELAKETLERİ VE ŞEHİRLERİN SULAR ALTINDA KALMASI MEHDİ'NİN ÇIKIŞ ALAMETLERİDİR
Ebu Besir, İmam Cafer-i Sadık’ın şöyle buyurduğunu söyler:
“Hazreti Kaim Mehdi’nin zuhurundan önce BİR YIL ÇOK SULU GEÇER ve tüm ürünler, meyveler kokuşur, hurmalar dallarında kokar. Böyle olunca bu işte, İmam Kaim Mehdi’nin zuhuru hakkında hiç kuşku duymayın. (İrşad-Oniki İmamın Hayatı, Şeyh Müfid, s. 623)
İmam Ali (as)'dan nakledildi:
"Sanki bu KÖYÜNÜZÜ SULAR ALTINDA GÖRÜYORUM, öyle ki camilerin şerefelerinden başka bir şey görünmüyor. Sanki denizin derinliklerinde bir kuş sesi gibi."
(Bihar'ul Envar, Cilt 32, sayfa 245/ Nehcü'l Belağa Şerhi - İbn Ebi el-Hadid - Bölüm 1 - Sayfa 251)
Son yıllarda, dünyanın dört bir tarafında daha önce benzeri görülmemiş sıklık ve şiddette yaşanan sel, su baskını, kasırga gibi doğal felaketler yaşandığı bilinmektedir. 2024'te görülmemiş bir kasırga, sağnak ve sel baskını Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Umman'ı vurmuştur. Dubai, tarihinin en büyük sel felaketlerinden birini yaşamıştır. Rusya’da, Irak’ta, Pakistan’da, Cezayir’de, Fas’ta, İspanya’da, Libya’da dev sel felaketleri olmuş, hatta Derne şehri adeta haritadan silinmiştir.
2.12 LULİN KUYRUKLU YILDIZI’NIN BİLDİRİLDİĞİ HADİSTE IRAK’A DA DİKKAT ÇEKİLMİŞTİR
İmam-ı Rabbani hazretleri Peygamberimiz (sav)'den şöyle rivayet eder:
"Vaad edilen Mehdi'nin zuhur mukaddimeleri (çıkışının ön alametlerinden) olan ABBASİ MELİK (IRAKLI YÖNETİCİ), HORASAN'A VARDIĞI ZAMAN ŞARK TARAFINDA İKİ DİŞLİ MÜNEVVER BİR BOYNUZ (PARLAK, AYDINLATICI, IŞIKLI ÇİFT KUYRUKLU BİR YILDIZ) ÇIKAR...
Sabitlerin seyri (gök cisimlerinin hareketi) mağribden meşrikadır (batıdan doğuyadır)... ONUN HER GÜNKÜ IRTİFİ (GEÇİŞ YÖNÜ) İSE, MEŞRİKTEN MAĞRİBEDİR (DOĞUDAN BATIYADIR)"
(İmam-ı Rabbani, Mektubat-ı Rabbani, 381. Mektup, s.1169-1184)
1/ ABBASİ MELİK, HORASAN'A VARDIĞI ZAMAN :
Lulin'in çıktığı 2009 tarihinde Abbasi devletinin, yani bugünkü Irak'ın Başbakanı Nuri el-Maliki'dir.
Peygamberimiz (sav) zamanında, Türkiye diye bir ülke olmadığı için hadiste AHİR ZAMANDAKİ TÜRKİYE TOPRAKLARINA, TÜRKLERİN O DÖNEMDE YAŞADIĞI BÖLGE OLAN "HORASAN" İFADESİYLE dikkat çekilmiştir.
Nitekim, IRAK BAŞBAKANI MALİKİ de tam hadiste bildirildiği gibi, Lulin'in geçtiği 2009 yılını içine alan 2006-2010 yılları arasında TÜRKİYE'YE ÇEŞİTLİ ZİYARETLERDE BULUNMUŞTUR.
Hadisteki "Abbasi MELİKİ" ifadesindeki, yönetici anlamına gelen "MELİK" kelimesi, aynı zamanda Hz. Mehdi'nin geldiği dönemdeki Irak Başbakanı'nın ismi olan "MALİKİ" ile aynı kökten gelmektedir. Peygamberimiz, dönemin Irak yöneticisinin ismine de mucizevi bir biçimde dikkat çekmiştir.
2.13 HZ MEHDİ (HAŞA) HIRSIZ, ZİNACI DEĞİLDİR
Ka'b'dan rivayet edildi:
"Kureyş'ten bir adam olan Mehdi eğer Konstantiniye'de (İstanbul’da) kalırsa, onun işi hazır edilir. Ve Konstantiniye'yi (İstanbul’u) fetheden topluluğun lideri MEHDİ (HAŞA) HIRSIZ, ZİNAKAR, İFRATA KAÇAN BİR ADAM DEĞİLDİR." (Nuaym bin Hammad, Kitab-ul Fiten sayfa 300)
Hadiste Mehdi’nin ne tür çirkin iftiralara maruz kalacağı açıkça haber verilmiştir.
2.14 RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI VE HZ. MEHDİ'NİN ÇIKIŞI
Hz. Hüseyin aleyhisselamın oğlu Abdullah'ın kitabından:
Allah, Al-i Muhammed'den Mehdi’nin zuhurunu isterse, SARIŞIN BİR KAVİMLE SARIŞIN BİR KAVİM ARASINDA SAVAŞI BAŞLATIR. Ve bu Mehdi aleyhisselamın çıkışının zamanıdır.
(İlzam'un Nasib, cilt 2, sayfa 107 / Sırat'ul Mustakim, Ali bin Yunus El-Amili, sayfa 258)
2.15 DÜNYA HZ. MEHDİ DÖNEMİNDE SEVGİYE DOYACAKTIR
"ALLAH BÜTÜN İNSANLARIN KALPLERİNİ MEHDİ'NİN MUHABBETİYLE DOLDURACAKTIR." (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s.42)
“İnsanlar, bal arılarının beyleri etrafında toplanması gibi Mehdi'nin çevresinde toplanırlar. Daha önce zulümle dolu olan dünyayı, adaletle doldurur. Adaleti o denli olur ki, UYKUDA OLAN BİR KİMSE DAHİ UYANDIRILMAZ VE BİR DAMLA KAN BİLE AKITILMAZ. Dünya, adeta asr-ı saadet devrine geri döner.” (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 29 ve 48)
Bediüzzaman Said Nursi de Hz. Mehdi’nin, tebliğinde MUHABBET-İ İNSANİYEYİ yani İNSANLIK SEVGİSİNİ esas alacağına şöyle dikkat çekmiştir:
"Evet, şimdi olmasa da, OTUZ-KIRK SENE SONRA fen ve hakiki mârifet (gerçek fen ve bilim) ve medeniyetin mehasini (güzellikleri), bu üç kuvveti tam teçhiz edip (donatıp), cihazatını verip, o sekiz mânileri (engeli) mağlûp edip dağıtmak için taharrî-i hakikat meyelânını (gerçeği araştırma eğilimini) ve insafı ve MUHABBET-İ İNSANİYETİ (İNSANLIK SEVGİSİNİ), o sekiz düşman taifesinin sekiz cephesine göndermiş. Şimdi onları kaçırmaya başlamış. İnşaAllah, YARIM ASIR SONRA onları darmadağın edecek." (Risale-i Nur Külliyatı, Hutbe-i Şamiye, s. 25)
Bediüzzaman bu açıklamayı 1951 YILINDA Şam'daki Emevi camisinde verdiği bir hutbede yapmaktadır.
➔ 30 - 40 sene sonra >>> 1951 + 30 = 1981
1951 + 40 = 1991
➔ Yarım asır sonra >>> 1951 + 50 = 2001
yıllarına işaret etmektedir.
"Mehdi düşmanlık ve kini de kaldıracaktır… Kap su ile dolduğu gibi yeryüzü barışla dolacaktır. Din birliği de olacak, artık Allah’tan başkasına tapılmayacaktır. Savaş da ağırlıklarını bırakacak." (Sünen-i İbn-i Mace, 10/334)
“Savaş [erbabı] da ağırlıklarını [silah ve malzemelerini] bırakacak.” (Sünen-i Ibn-i Mace, 10/334)
2.16 MEHDİ’NİN ÇIKIŞINDAN ÖNCE SAMİMİ MÜSLÜMANLARIN BÜYÜK BÖLÜMÜ HAPSEDİLİR
... Mehdi ve Mansur (Mehdi'nin yardımcısı), Süfyani Deccal'den kaçar, AL'İ MUHAMMED'İN (BENİ HAŞİM'İN) EN KÜÇÜĞÜ DE EN BÜYÜĞÜ DE GÖZALTINA ALINIR, HAPSEDİLMEYEN KİMSE KALMAZ ve Süfyani Deccal'in ordusu iki adamın (Mehdi ve Mansur'un) peşine düşer. (İlzam'un Nasib cilt 2 sayfa 97 /Bihar'ul Envar cilt 52 sayfa 223)
2.17 HZ. MEHDİ HAPSEDİLMİŞ MÜSLÜMANLARI HAPİSTEN KURTARIR
Sonra Mehdi çıkar ve medineye (İstanbul'a) gelerek MÜSLÜMANLARI (HAPİSTEN) KURTARIR. (Kitab'ul Fiten, Nuaym bin Hammad sayfa 187)
Said Ebu Osman bize Cabir'den, o da İmam Caferi Sadık'tan rivayet etti: "... Ve orada Bedir ehli sayısında 313 kişi zuhur eder. Aralarında anlaşmış olmaksızın, sonbaharda dağılmış bulutların biraraya gelmesi gibi biraraya gelirler. Gece ruhban, gündüz aslandırlar. Sonra Allah Mehdi'ye Hicaz arzını fethettirir ve HAPİSTE OLAN MÜSLÜMANLARI ÇIKARTIR. Ve Siyah Sancaklılar Kûfe'ye iner ve Mehdi'ye biat yemini gönderirler. Bunun üzerine Mehdi ordusunu ufuklara gönderir, zulmü ve ehlini etkisiz hale getirir. Ve ülkeler Mehdi için doğrulur ve düzene girerler. Ve Allah Mehdi'nin eliyle Konstantiniye'yi (İstanbul'u) manen fetheder. (Kitab'ul Fiten, Nuaym bin Hammad sayfa 213/Melhame ve'l Fiten, Nuaym bin Seyyid bin Tavusi, cilt 1 sayfa 134)
MUSEVİ KAYNAKLARINDA DA MOŞİYAH (MEHDİ)’NİN SAMİMİ İNSANLARI CEZAEVİNDEN ÇIKARDIĞI BİLDİRİLİR
“Ben, RAB, seni (Mehdi’yi) doğrulukla çağırdım, Elinden tutacak, seni (Mehdi’yi) koruyacağım. Seni (Mehdi’yi) halka antlaşma, uluslara ışık yapacağım. Öyle ki, kör gözleri açasın, ZİNDANDAKİ TUTSAKLARI, CEZAEVİ KARANLIĞINDA YAŞAYANLARI ÖZGÜR KILASIN. (Tevrat/Yeşaya 42)
RAB (Mehdi için) şöyle diyor: “Lütuf zamanında seni (Mehdi’yi) yanıtlayacağım, Kurtuluş günü sana (Mehdi’ye) yardım edecek, seni (Mehdi’yi) koruyacağım. Seni (Mehdi’yi) halka antlaşma olarak vereceğim. Öyle ki, yıkık ülkeyi yeniden kurasın, Mülk olarak yeni sahiplerine veresin. TUTSAKLARA, ‘ÇIKIN’, KARANLIKTAKİLERE, ‘DIŞARI ÇIKIN’ DİYECEKSİN. (Tevrat/Yeşaya: 49)
Egemen RAB’bin Ruhu üzerimdedir. Çünkü O beni (Mehdi’yi) yoksullara müjde iletmek için meshetti. Yüreği ezik olanların yaralarını sarmak için, TUTSAKLARA SERBEST BIRAKILACAKLARINI, ZİNDANLARDA BULUNANLARA KURTULACAKLARINI, RAB’bin lütuf yılını, Tanrımız’ın karşılık sunacağı günü ilan etmek... için RAB beni (Mehdi’yi) gönderdi. (Tevrat/Yeşaya 61)
2.18 HZ. MEHDİ'NİN ÖLDÜRÜLMESİ HEDEFLENECEKTİR
Resulullah (sav) buyurdu ki: "Benim evimden, en hayırlı annenin (Hz. Fatıma'nın) güzel ağızlı oğlu, torunum Mehdi. Allah fitne sahibi Süyani'ye ve soyuna lanet etsin. Onlara, Mehdi ve talebelerine yıllarca, aylarca, günlerce işkence ve eziyet eder. Ve onlara sabır kadehinden içirilir. Ve Mehdi REDDEDİLMİŞ, SÜRGÜN EDİLMİŞ, UZAKLAŞTIRILMIŞ VE GAYBET SAHİBİDİR (TUTUKLUDUR). Derler ki MEHDİ ÖLDÜ YA DA HELAK OLDU. Hangi zindana gitti?” (El-Kafi, Şeyh Kuleyni cilt 1 sayfa 323/Ali bin Cafer'in Mesel'i, İmam Caferi Sadık'ın Oğlu sayfa 332/Müsned'ül İmam Rıza, Şeyh Azizullah Attar, cilt 1 sayfa 211)
Hadisteki anlatımdan, Mehdi’nin zindan gaybetinde olduğu dönemde öldürülmekle tehdit edileceği anlaşılmaktadır.
2.19 HZ. MEHDİ VE TALEBELERİ MANEN SON DERECE GÜÇLÜ KİMSELER OLACAKTIR
Ebu Basir'den rivâyete göre, dedi ki: Cafer es-Sadık (a.s) şöyle buyurdu: Lût (as) kavmine ne demişti, "Size kuvvetim yetseydi veya sağlam bir dayanağım olsaydı." (Hud Suresi 80) Ne var ki (Lut'un) bu isteği, KAİM EL-MEHDİ'NİN KUVVETİ VE ARKADAŞLARININ ZORLU VE SAĞLAM OLMALARI HAKKINDA GERÇEKLEŞMİŞTİR. Onlar güçlü dayanaklardır, öyle ki onlardan her biri (manen) kırk adamın kuvvetindedir. Onlardan her birinin kalbi bir demir parçasından daha güçlüdür. Demirden dağlardan geçseler onları paramparça ederler. Allah razı oluncaya kadar mücadelelerini bırakmazlar. (İlzam'un Nasib, Cilt 1, Sayfa 61/Yenebiye'l Mevdet'ul Lazeviye'l ve Kurba, Kunduzi, Cilt 3, Sayfa 241/Mecma'ul E-Hadis'ul İmam Mehdi, Şeyh Ali El Kurani, Cilt 5, Sayfa 172)
2.20 HZ. MEHDİ, ALLAH DİLEDİĞİ ZAMAN KIYAM EDER
İmam Cafer-i Sadık aleyhisselam, Hüccet Mehdi'nin isimlerinden Kaim kelimesinden bahsederken, kıyamın sebebi hakkında şöyle dedi: "Çünkü, MEHDİ İÇİN UZUN UZADIYA BİR ZİNDAN GAYBETİ VARDIR. Ve sevdiklerine olan şefkatinin şiddetinden, ona Kaim isminden bahseden herkese, memleketinin hatırası ve gurbet özlemi ile bakar. Ve Celil olan Mevla ona nazar ettiğinde, itaatli kul olan Mehdi, sahibi olan Allah'ı tazim etmek, yüceltmek için kıyam eder. Böylelikle, Mehdi kıyam eder ve çıkışının hızlanması için Yüce Allah'a dua eder."
Bu rivayet ayrıca, El Kaim Mehdi'nin bahsi geçince meclisinde ayağa kalkan İmam-ı Rıza aleyhisselam tarafından da nakledilmiştir. Ve İmam-ı Rıza ellerini mübarek başına koyarak dedi ki : "Ey Allah'ım Mehdi'nin zuhurunu hızlandır ve çıkışını kolaylaştır." (İlzam'un Nasib cilt 1 sayfa 243)
2.21 HZ. MEHDİ'NİN ZİNDAN GAYBETİ DÖNEMİNDE, TOPLUMUN EN SEFİH İNSANLARI ÇOK KONUŞUR
Ebu Hureyre (ra) rivayet etti: Rasulullah (sav) buyurdu ki;
"Mehdi nin zindan gaybeti döneminde, insanlar üzerine öyle hayırsız yıllar gelir ki o zamanda yalancı doğrulanır, doğru yalanlanır, haine güvenilir, emin kimseye güvenilmez! O ZAMANDA RÜVEYBİDA KONUŞUR."
Denildi ki: "Rüveybida nedir?"
Rasulullah (sav) dedi ki: "SEFİH KİMSE TOPLUMUN İŞLERİ HAKKINDA KONUŞUR".
(İbni Mace, 4036, Albânî Sahiha, 1887 açıklaması)
Aynı hadisi aktaran başka kaynaklarda "Rüveybida" nın şu açıklamalarına yer verilir:
Rasulullah (sav) dedi ki: "Kamunun (halkın, toplumun) işleri hakkında (söz sahibi olan) aşağılık (alçak) adamdır!” (Sahih-i Cami’s Sagir, 3544 açıklaması)
Rasulullah (sav) dedi ki: "Akılsız, bilgisi kıt kimse toplumun işi hakkında konuşur". (Ahmed bin Hanbel, Müsned, 7712 açıklaması)
2.22 HZ MEHDİ ZİNDAN GAYBETİNDE YALNIZ VE TEK OLACAKTIR
Esbağ bin Nebat dedi ki; Müminlerin Emiri Hz. Ali aleyhisselamı şöyle derken işittim: "Bu İŞİN SAHİBİ MEHDİ SÜRGÜN EDİLMİŞ, reddedilmiş, ZİNDAN GAYBETİNDE YALNIZ VE TEK OLANDIR." (Bihar'ul Envar cilt 51 sayfa 120/Akidet'ul Müslüman Fi'l Mehdi, Müesseset'ul Nehcül Belağa cilt 1 sayfa 22/Kemal'ud Din, Şeyh Saduk cilt 1 sayfa 331)
2.23 RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI VE YEŞİL KUYRUKLU YILDIZ HZ. MEHDİ'NİN ZUHUR ALAMETLERİNDENDİR
Rüşdin bize İbni Lahi'a'dan, o da Abdülaziz bin Salih'ten, o da Ali bin Rabah'tan o da İbni Mesud'dan rivayet etmiştir:
"SARIŞIN KAVİMDE (RUSYA’DA) BİR ALAMET VARDIR. VE BİR KUYRUKLU YILDIZ ORTAYA ÇIKAR." (Kitab'ul Fiten, Nuaym bin Hammad sayfa 130 /Mecma'ul E-Hadis'ul İmam Mehdi, Şeyh Ali El Kurani cilt 1 sayfa 439)
Bir başka hadiste de Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurur:
Sonra, BENİ ESFER'DE (RUSYA'DA) BİR ALAMET OLUR. Ve BİR KUYRUKLU YILDIZ GELİR, üzerlerinden geçer ve GERİ DÖNMEZ. (Kitab-ul Fiten, Nuaym bin Hammad, Sayfa 120-121)
Hadislerde, birbirine çok yakın tarihlerde gerçekleşecek 2 alamete dikkat çekilmiştir:
➢ 12 Aralık 2021'de, çok parlak yeşil ışık saçarak dünyaya en yakın mesafeden geçen ve astronomlar tarafından –aynı hadiste özel olarak dikkat çekildiği gibi– bir daha dünyaya hiç GERİ DÖNMEYECEĞİ belirtilen Leonard kuyruklu yıldızı
Leonard kuyruklu yıldızının bir daha dünyaya hiç geri dönmeyeceği birçok yerli ve yabancı basında da yer almıştır.
➢ 24 Şubat 2022'de, bu ilginç gök olaylarının hemen akabinde Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaş başlatmıştır.
2.24 HZ. MEHDİ'YE KOMPLOLARIN DÜZENLENECEĞİ YILLAR, ALLAH'IN AZABININ İNSANLARA EN ÇOK YAKINLAŞTIĞI YILLAR OLACAKTIR
Kaim Mehdi zamanında HİLELİ, DÜZENLİ, ALDATMACALI YILLAR vardır. O yıllarda, doğru olan Mehdi ve talebeleri yalanlanır, yalancı olan doğrulanır. Ve o yıllarda, MİHAL yaklaşır ve rüveybida itibar görür.
Dedim ki: Rüveybida nedir, Mihal nedir?
Dedi ki: Kuran'ı okumuyor musun? "O, Şiddetli Azap Sahibi Olandır" (Ve Huve Şedid-ül Mihal)" (Rad Suresi, 13). (Bihar'ul Envar cilt 52 sayfa 245/Gaybeti Numani cilt 1 sayfa 275/İlzam'un Nasib cilt 2 sayfa 99)
Hadiste bahsedilen, "ŞEDİD-ÜL MİHAL" yani "ŞİDDETLİ AZAP" Hz. Mehdi’nin çıkışı öncesinde yaşanacak deprem, pahalılık, savaş, salgın hastalık, fitne gibi çeşitli belaları anlatmaktadır.
2.25 HZ MEHDİ, DİNİ TAHRİF EDEN BAĞNAZ, SAPKIN DİN ADAMLARINI KURAN'DA BİLDİRİLEN GERÇEK DİNE UYMAYA DAVET EDER
Mufaddal bin Ömer, İmam Caferi Sadık'tan rivayet etti:
Mehdi aleyhisselam, sapkın (dini gerçeğinden saptıran, bağnaz) güruha yönelir. Onlara üç gün (dönem, devre) öğüt verir ve onları (doğru yola) davet eder. Fakat, onların yalnızca zorbalık ve küfürleri artar... Sonra, Mehdi arkadaşlarına şöyle der: "Onların mushaflarını (dini kitaplarını, izahlarını, tefsirlerini, meallerini) rehber edinmeyin. Dini değiştirdikleri, bozdukları, tahrif ettikleri ve onun (Kuran'ın) içindekilerle amel etmedikleri için bırakın onlar için bir hüsran olsun." (Biharul Envar, Cilt 53, Sayfa 16-17)
2.26 ALLAH HZ. MEHDİ'Yİ DECCAL'E VE SÜFYANİ'YE KARŞI MUZAFFER OLARAK GÖNDERİR
Müminlerin Emiri Ali (as) dedi ki;
"Al'i Beyt topluluğu, size açıklayacağım ve siz de anlayacaksınız. Allah Mehdi'mizi, Allah'ın aşağıladığı ve lanetlediği kimseye, Deccal'e ve Süfyan’a karşıt olarak gönderecektir. Şüphesiz, Mehdi zalimleri etkisiz hale getiren, kalelerin fatihi, bütün şirk ehli kabilelere galip gelen ve onları Allah'ın dinine hidâyete erdirendir. Mehdi'ye galip gelecek ve ona karşı zafer kazanacak kimse yoktur. İnsanlar Mehdi'nin yüksek akıl ve doğruluk sahibi (raşîd ve sadîd) olduğunu anlayacaktır. Mehdi, Allah'ın emir ve ayetlerini yerine getirendir." (El-Mufecet'ul Muhammed bin İsa bin Davud, sayfa 550)
2.27 HZ MEHDİ ZİNDANA ATILANLARIN EN HAYIRLISIDIR
“O halde Müslümanlardan kim Mehdi'ye erişirse ona iman etsin.
Dedim ki "Mehdi'nin vasfı nedir?"
Dedi ki "Mehdi'nin vasfı tamamen din üzere çıkmasıdır. İsa Mesih, Mehdi'yle birlikte çıkar, ona destek verir ve ona sahip çıkar... Mefsura sıfatına gelince Mehdi, Allah'ın kulları içinde, kulların efendisi olandır. Mesmua sıfatına gelince Mehdi, önceye ve sonraya ait ilmin (bütün ilimlerin) varisidir. Dumuh sıfatına gelince Mehdi, Allah'tan gelen doğru sözü konuşandır. MOŞİYU (TEVRAT'TAKİ ŞEKLİYLE MOŞİAH) SIFATINA GELİNCE MEHDİ, ALLAH'IN KULLARI İÇİNDE ZALİMLERİN ZİNDANINA ATILANLARIN EN HAYIRLISIDIR. Hazar sıfatına gelince MEHDİ, HAKKI YENMİŞ, YASAKLI, YURDUNDAN SÜRÜLMÜŞ OLANDIR. ALLAH'IN EMRİYLE, O'NUN İLMİ DAHİLİNDE GAİB OLANDIR VE O'NUN HÜKMÜYLE KAİM OLANDIR." (Bihar'ul Envar cilt 36 sayfa 223-224/İlzam'un Nasib cilt 1 sayfa 125)
2.28 HZ. MEHDİ'NİN ZİNDAN GAYBETİ DÖNEMİNDE PEYGAMBERİMİZ (SAV)'İN HADİSLERİ MÜMİNLERE YOL GÖSTERECEK
Haris bin Muğayre-i Nasri der ki: İmam Ebu Abdullah Aleyhisselam’a şöyle arzettim: “Biz şöyle bir rivayet biliyoruz ki, bu imametin sahibi Mehdi birgün zindan gaybetine çekilecek”. Böyle olursa ne yapmalıyız? Buyurdu ki: “ELİNİZDEKİ İLK HADİSLERE SARILIN, ONLAR SİZE AÇIKLAYACAKTIR.” (Gaybet-i Numani, 10. Bölüm, 1. Fasıl, 5. Hadis)
2.29 HZ. MEHDİ'Yİ ENGELLEMEYE ÇALIŞANLAR KÖTÜ VE İFTİRACI BİR TOPLULUK OLACAKTIR
Ali bin Hasan bin Muhammed, Muhammed bin Hüseyin El-Kafi'den rivayet etti; İmam Ali hutbesinde Peygamber (sav)'den rivayet etti: "Hüseyin'in oğlu Kaim Mehdi'nin ismi benim ismimdir ve insanlardan bana benzeyendir. Zorbalık ve zulümle dolduktan sonra yeryüzünü eşitlik ve adaletle dolduracaktır."
Bir adam sordu: "Peki, bunun (bu gerçeğin) Allah'ın Resulü (sav)'nden geldiğini bildikten sonra, Peygamber (sav)'e bahşedilen en asil soya mensup olduğunuz ve Kitap ve Sünnet ilmine vakıf olduğunuz halde, sizi (sizin soyunuzdan Kaim Mehdi'yi) bu işten uzaklaştıran kavmin durumu nedir?"
Ali aleyhisselam buyurdu: "Onlar Mescid-i Haram'ın kazıklarını sökmek, haram ayların perdesini yırtmak, karınlardan karınları yarmak, görenlerin gözlerinin nurunu delmek (yani, her türlü kutsal ve değerli şeye karşı düşmanlık yapar, zarar vermek) isterler. ASILSIZ ZAN VE ŞÜPHELERLE, KÖTÜ FİİLLERLE, ZALİM ÜLKELERDEKİ ADALETSİZ VE ACIMASIZ AVANELERİYLE, HARAP KALPLERLE ZARAR VERİCİ, KORKUNÇ İFTİRALAR ATARAK... Böylece, temiz, masum perdeleri yırtmayı, Allah'ın saf ve temiz inayetini (iyilik ve lütfunu) kesmeyi, herkesin bildiği lambayı kırmayı, kandilin gözünü, lambanın camını parçalamayı, doğru yolları kesmeyi, Vahid ve Kahhar olan Allah'ın hayırlı ve üstün kıldığını engellemeyi arzu ederler (Allah'ın bir lütuf ve hidayet vesilesi olarak gönderdiği Mehdiyetin nurunu kesmek, engellemek isterler), Kuran'ın batınına saldırırlar. Ateş toplarından dolayı ve Büyük ve Yüce olan Rabbim('in intikamı) nedeniyle onların vay haline... (Bihar'ul Envar Cilt, 36. sayfa, 356/Gayat'ul Meram, Seyda Haşimi El-Bahrani, cilt 1, sayfa 200)
2.30 MEHDİ'NİN ZUHURU BELLİ BİR HİKMET ÜZERE İKİ KERE ERTELENMİŞTİR
İmam Caferi Sadık dedi ki: GAİB (zindan gaybetindeki) MEHDİ'NİN ZUHURU İKİ DEFA ERTELENECEKTİR. (Biharu'l Envar, 52/118, 43. Hadis)
2.31 MEHDİ, İLK ZİNDAN GAYBETİNDEN ÇIKTIĞINDA 32 YAŞINDA OLACAKTIR
İmam Zeynelabidin aleyhisselamın torunu Ali bin Ömer der ki: İmam Ebu Abdullah, Cafer-i Sadık aleyhisselam şöyle buyurdu:
"Benim evlatlarımdan olan Kâim Mehdi, Hz. İbrahim Halil (as)’in ömrü olan yüz yirmi yıl yaşayacaktır ve bu kadar ömrün anlaşılması mümkündür. Ve, zamanın birinde gaybete çekilecektir. Sonra, OTUZ İKİ YAŞINDAKİ REŞİT BİR GENÇ OLARAK ZUHUR EDECEKTİR. Öyle ki halkın bir bölümü ondan vazgeçecektir. Yeryüzünü zulüm ve cefa ile dolduğu gibi, adalet ve eşitlikle dolduracaktır." (Delail-ul-İmame: 258; Gaybet-i Tusi: 420, hadis 398; Bihar-ul-Envar: 52/287, Hadis 22; Gaybet-i-Numani: Bölüm 10, Fasıl 3, Hadis 44)
2.32 HZ. MEHDİ'NİN ZİNDAN GAYBETİNİN UZATILMASI ONUN GÜVENLİK VE SELAMETİ İÇİNDİR
Ahmed bin Ali, Muhammed bin Hüseyin bin İsmail'den, o da İbrahim bin Haccac'dan rivayet etti. Dedi ki, Ebu İbrahim Musa Kazım aleyhisselamın şöyle dediğini işittim: "Falanca oğulları, Ümeyyeoğulları'ndan SÜFYANİ BENDEN OLAN TORUNUM MEHDİ'Yİ ALIP HAPSEDER. VE EĞER BU HAPİS SÜRESI UZARSA SONU SELAMETE, İYİLİK VE GÜVENLİĞE VARIR." (El-Gaybet, Şeyh El-Tusî, Cilt 1, Sayfa 85)
2.33 DECCAL, HZ. MEHDİ VE TALEBELERİNİ YOKSULLUĞA UĞRATMAYA ÇALIŞIR
Deccal sonra bir kavme, Mehdi ve talebelerine gelir ve onları davet eder. Onlar da onun davetini redderler. Bunun üzerine Deccal onlardan yüz çevirip gider. ONLAR DA ELLERİNDE OLAN HER ŞEYI KAYBEDIP YOKLUK İÇİNDE SABAHLARLAR. (Sahih-i Müslim, Hadis No: 2937)
2.34 GÖRÜLMEMİŞ ŞİDDETTEKİ SICAKLARIN GELMESİ HZ. MEHDİ'NİN ÇIKIŞ ALAMETİDİR
Ahmed bin Muhammed Bin Ebu Nasr der ki, İmam Rıza aleyhisselamın şöyle buyurduğunu duydum: "MEHDİ'NİN ZUHURUNDAN ÖNCE 'BÛYUH' OLACAKTIR." Ben 'BÛYUH'un ne demek olduğunu bilmiyordum. Hacca gittiğimde bir bedevinin "Bu ne BÛYUH bir gündür." dediğini duyunca ona sordum: "ŞİDDETLİ SICAK VE HARARET" dedi. (Gaybeti-i Numanî, Şeyh Muhammed Bin İbrahim-İ Numanî, Sayfa 170, Çeviri: Cevad Gök)
2.35 SÜFYANİ DECCAL, İNGİLİZ DERİN DEVLETİ OLAN DECCALİYETİN TALİMATIYLA HZ. MEHDİ'NİN ZUHURUNU ENGELLEMEYE ÇALIŞIR
Emir'ül Müminin Ali (as) buyurdu: "Onlara (Süfyani Deccal ve avanesine) hizmet edenler iyi değildir. Onların yolları çakıldan değildir. Onların esirleri için fidye ve yardım yoktur. BERABERLERİNDE GERGEDAN VE FİL VARDIR. ZUHURU (MEHDİ'NİN ZUHURUNU) ALIKOYUP GECİKTİRİRLER. Büyük sınır illerinde dehşet saçarlar. Mutlu mesut yaşayanın derisini yüzer (her şeyini alır), malını mülkünü silip süpürürler." (İlzam'un Nasib cilt 2 sayfa 192-193)
Bilindiği üzere gergedan ve fil İngiliz derin devletinin önemli sembolleridir.
2.36 SURİYE’DE RUS ve BATI ORDULARININ BULUNMASI VE RUS ORDULARININ BAŞLATTIĞI SAVAŞ VE İŞGALLERE KARŞI BATI’NIN YETERLİ TEDBİRLERİ ALMAYACAK OLMASI
El Velid bin Müslim, (silsileyle) Ka'b'dan rivayet etti. Dedi ki:
"Size erişip gidecek şekilde 3 fitne olacak:
– ŞAM'da olacak bir fitne.
– Sonra DOĞULU (Rusya), kralları, ülkeleri yıkıma uğratacak.
– Sonra onu BATILI (Avrupa Birliği) izleyecek.
Ve SARI SANCAKLARDAN (Rus ordularından) bahsetti.
Ve dedi ki BATILI KÖR OLANDIR."
(Kitab'ul Fiten, Nuaym bin Hammad sayfa 30/Mecma'ul E-Hadis'ul İmam Mehdi, Şeyh Ali El Kurani cilt 1 sayfa 89)
2.37 HZ. MEHDİ DE AYNI HZ. ZÜLKARNEYN GİBİ HAVA ARAÇLARIYLA SEYAHAT EDECEKTİR
Ahmed bin Muhammed, İbn Sinan'dan, o Ebu Halid ve Ebu Selam'dan, onlar Surah'tan, o da Ebu Cafer aleyhisselamdan, dedi ki:
"Şüphesiz Zülkarneyn'in iki buluttan birini seçmesi gerekti, o da ehil, kolay, itaatli olanı seçti. Ve arkadaşınıza (Mehdi'ye) (bulutun) zorlu (çetin ve güçlü) olanı saklandı."
Dedim ki: "Zorlu olan nedir?"
Dedi ki: "O içinde gök gürültüsü, şimşek ve yıldırım olan bir bulut değildir. Arkadaşınız (Mehdi) ona biner. Öyle ki o buluta binecek, 7 gökte ve 7 yerde yollardan yollara hızla ilerleyecek: Beş emirlik (ülke, devlet, vb), iki de yıkıma uğramış yer (üzerinde)."
(Bihar'ul Envar cilt 12 sayfa 182/Zuhru Asri, Şeyh Ali El Kurani sayfa 330/El-İhtisas, Şeyh Müfid 199/Mikal'il Mekarim, Mirza Muhammed Taki El-İsfahani cilt 1 sayfa 178/Müstedrek'ul Sefinet'ul Bihar, Şeyh Ali El Namazi, cilt 4 sayfa 497)
Hadisteki "buluta binme" benzetmesiyle Hz. Mehdi'nin, Hz. Zülkarneyn gibi HAVA ARAÇLARIYLA SEYAHAT EDECEĞİ mucizevi bir biçimde haber verilmektedir. "İçinde gök gürültüsü, şimşek ve yıldırım olan bulut değildir" ifadesinden de bu bulutun bildiğimiz doğal meteorolojik bir bulut olmadığı anlaşılmaktadır.
Konuyla ilgili benzer bir başka hadiste de Hz. Zülkarnayn'in, daha sakin –ayetlerde bildirildiği üzere rüzgarla, hızlandırılmış hava akımıyla, havanın kaldırma ve sürükleme gücüyle hareket eden, yumuşakça esip giden– bir hava aracına sahip olduğu belirtilmektedir. Hz. Mehdi'nin ise ahir zamanda çok daha güçlü ve hızlı hava araçlarıyla seyahat edeceğine dikkat çekilmektedir:
Muhammed bin Harun, Sehl bin Ziyad ebi Yahya'dan o da İmam Caferi Sadık'tan rivayet etti:
"Şüphesiz Allah, Zülkarneyn'i biri ehil, diğeri zorlu (çetin) olan iki bulut arasında muhayyer kıldı. Zülkarneyn de içinde şimşek ve gök gürültüsü olmayan ehil bulutu seçti. Eğer zorlu olanı seçseydi bile ona sahip olamazdı. Çünkü şüphesiz Allah o zorlu bulutu Kaim Mehdi aleyhisselam için sakladı."
(Bihar'ul Envar cilt 52 sayfa 321/Bisairet'el Derecet, Muhammed bin Hasan El-Sefar sayfa 429/Mikal'il Mekarim, Mirza Muhammed Taki El-İsfehani cilt 1 sayfa 178/Zuhru Asri, Şeyh Ali El Kurani sayfa 330)
2.38 HZ MEHDİ YALANLANACAK, ŞİKAYET EDİLECEK, DELİLİK İFTİRASINA UĞRAYACAKTIR
Mufaddal bin Ömer, İmam Caferi Sadık'tan rivayet etti:
"Sonra, ordular Şam'daki Süfyani'ye karşı ayaklanır. Sonra da Resulullah Muhammed (sav)'in seyyidlerinin, torunlarının en büyüğü, en üstünü olan Mehdi, kendi yardımcıları ve muhacirleri içinde çıkar. Ve kim ona inanmış, tasdik etmiş ve onun mahiyetinde şehit olmuşsa (ne mutlu)... Ve ONU YALANLAYANLAR, ONU ŞİKAYET EDENLER, ONU REDDEDENLER, ONA "BÜYÜCÜDÜR, KAHİNDİR VE DELİDİR" DİYENLER, "HEVASINDAN (NEFSANİ İSTEK, ŞEHVET VE TUTKULARI DOĞRULTUSUNDA) KONUŞUYOR" DİYENLER ÇIKACAKTIR. Kim Mehdi'ye savaş açarsa o da hakkı olan intikamını alana kadar onunla (kanunla, hukukla) mücadele edecektir. Ve Resulullah (sav)'in zuhurundan Mehdi'nin zuhuruna dek yaptıklarının karşılığını görürler. Mehdi'yle birlikte de bu durum devam eder. (Biharul Envar, Cilt 53, Sayfa 16-17)
2.39 HZ. MEHDİ FİTNELERDEN KORUNMUŞTUR
İbn Abbas'tan rivayet edildi: "Umuyorum ki Allah, bizden iyiliği emreden ve kötülükten meneden genç bir delikanlıyı, Mehdi'yi göndermedikçe günler ve geceler gitmez (Kıyamet kopmaz). Mehdi fitneye yaklaşmaz, fitne de ona yaklaşamaz. Ve umuyorum ki Allah İslam'ı bizimle (Peygamber Efendimiz -sav- ile) başlattığı gibi yine bizimle (Peygamberimiz -sav-'in torunu Seyyid Mehdi ile) tamamlar.
(Kenzul Ummal, Ali bin Hüsameddin El Muttaki, cilt 14, sayfa 585-586/Şerhul Hakaikul Hâk, Seyyid Maraşi, cilt 13, sayfa 369/Mecma'ul Ehadisul İmam Mehdi, Şeyh Ali El-Kurani, cilt 1, sayfa 168)
2.40 MEHDİ’NİN ZİNDAN GAYBETİ BİTENE KADAR BELALAR UZAR
İmam Ali (as) Kûfe hutbesinde dedi ki:
"... Ve insanların üzerini bela kaplar ve ALLAH YARATILMIŞLARIN EN HAYIRLISI OLAN MEHDİ'Yİ ZORLUKLA İMTİHAN EDER. TA Kİ HABİSİ, KÖTÜYÜ İYİDEN AYIRT EDENE KADAR. Ve insanlar birbirini kırıp geçirir, helak eder. BU DURUM ALLAH, AL-İ MUHAMMED'DEN MEHDİ'Yİ SALIVERİNCEYE, SERBEST BIRAKINCAYA KADAR UZAR... Ve Mehdi'den önce her kim (Mehdilik iddiasıyla) ortaya çıkarsa şüphesiz o kökü kesik olandır (bu iddiayı sürdüremez, kalıcı, başarılı olamaz). (Melhame ve'l Fiten, Seyda bin Tavusi sayfa 246, 362 nolu hadis)
2.41 DECCALİYETİN ORTADOĞU VE İSLAM ALEMİNE SALDIRISI MEHDİ'NİN ÇIKIŞ ALAMETLERİNDENDİR
Huzeyfe ve Cabir'den, doğru yol üzere rivayet edildi:
"Cebrail (as) Peygamber (sav)'e indi ve ona, oğullarından KAİM MEHDİ'NİN KÂFİRLER BEŞ NEHRİ ELE GEÇİRMEDİKÇE ORTAYA ÇIKMAYACAĞINI MÜJDELEDİ: SEYHAN, CEYHAN, FIRAT VE NİL... Allah, sapmışlara karşı onun ehli beytine, Mehdi'ye yardım edecektir. O halde kıyamet gününe kadar onlara karşı bir bayrak kaldırmayın.
(İlzam'un Nasib, cilt 2, sayfa 106 / Melhame ve'l Fiten, Seyyid bin Tavusî, cilt 1, sayfa 366)
2.42 MEHDİ VE TALEBELERİ İSTANBUL'DA TUTUKLANIP HAPSEDİLİR
Ebu Hureyre dedi ki, Resulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Rum ehli (İstanbul’da), benim soyumdan olan, ismi benim ismime benzeyen İmam Mehdi'yi hapseder...
... Böyle bir zamanda şöyle bir çağrı gelir: Deccal sizden sonra zürriyetinizi (çocuklarınızı) ele geçirir, tutuklatır diye haber gelir." (Kenz'ul Ummal, Ali bin Hüsameddin El-Muttaki;39656 nolu hadis, cilt 14 sayfa 585/Şerh'ul Hakaikul Hak, Seyyid Maraşi cilt 13 sayfa 291)
2.43 ALLAH, MEHDİ'NİN ÖMRÜNÜ ZAMANINDAKİ HİÇ KİMSE İÇİN OLMADIĞI KADAR UZATIR, GAYBETTEN AKLI VE KUVVETİ MÜKEMMEL OLARAK ÇIKARIR
Çünkü, onlardan sonra gelen halk şöyle der: "O Mehdi nerede, bu nasıl olabilir, o ne zamana kadar gaybette kalacak, ne kadar yaşayacak?..."
Bunun üzerine, onlardan ayrılmış olanlar, "O şüphesiz öldü" derler. Onlardan kimisi doğumunu inkar eder, kimisi varlığını bile inkar eder, Mehdi'ye inanan ve onu doğrulayanlarla alay eder.
Onlardan kimisi bu kadar uzun bir gaybet süresine ihtimal vermez ve Mehdiyeti ileri bir zamana erteler. Bunun Allah'ın kudretinde olduğunu, Allah'ın hakimiyetinin sonsuz gücünü ve geçen zamanın O'nun emrinde ve kontrolünde olduğunu takdir edemez.
Allah, velisinin ömrünü en güzel bir süre için ve ONUN DEVRİNDE BAŞKA HİÇ KİMSEYE UZATMADIĞI KADAR UZATMAYA kadirdir. Ve Mehdi, bu süre veya daha fazlası geçtikten sonra zuhur eder… Ve Mehdi zuhur ettiğinde, gücü ve aklı tam, mükemmel ve yerli yerindedir. (Gaybeti Numani, Muhammed bin İbrahim bin Numan, C. 1, S. 157-158)
2.44 KORONA SALGINI MEHDİ’NİN ÇIKIŞ ALAMETLERİNDENDİR
Altı şey kıyametten önce olur: … Sonra çok ölen olur. Sizin içinizde koyunların BURUNLARINDAN AKAN VE ANİDEN ÖLDÜREN HASTALIK gibi ölümcül iki hastalık yaygınlaşacak. (Sahih-i Buhari, Cizye 15)
Çok ölen olur => Dünya çapındaki Korona salgınında her gün binlerce insan hayatını kaybediyor.
Burunlarından akan => Koronavirüs grip gibi semptomlarla ortaya çıkıyor
Aniden öldüren => Koronavirüs nefes darlığına ve pıhtı atmasına sebep olarak ani ölüme sebep oluyor.
Ölümcül iki hastalık => Koronavirüsün ardından Hanta virüsü de Çin’de yeni ortaya çıktı.
İmam Ali (ra) şöyle buyurdu: Ey insanlar dikkat edin! DOĞUDAN AYAĞINI KALDIRAN (YAYILAN) BİR FİTNEDEN ÖNCE BANA SORACAKLARINIZI SORUN. O FİTNE, AĞZI VE BURNU SARMASIYLA EZER. Birçok ölümden sonra hayatta kalanlar olur. Bu fitnenin yoğun ateşi Batıyı tehdit eder. Sizler O (Mehdi) öldü veya helak oldu, hangi vadide yok oldu gitti dediğinizde işte o gün şu ayetin yorumu gerçekleşir: "Sonra tekrar onlara karşı size yeniden imkan verdik. Sizi mallarla ve oğullarla destekledik ve sayıca daha kalabalık hale getirdik." (İsra Suresi, 6) (Bihar'ül Envar 53/82)
Doğudan ayağını kaldıran (yayılan) bir fitne => Koronavirüs ilk kez Çin’in Wuhan bölgesinde görüldü.
O fitne ağzı-burnu sarmasıyla ezer => Koranavirüs solunum yolları ve akciğeri etkilemektedir.
Sizler O (Mehdi) öldü veya helak oldu, hangi vadide yok oldu gitti dediğinizde => Bu salgının, Mehdi’nin hapsedilmek suretiyle gözlerden uzak olduğu, etkisiz bırakıldığı, hatta bazılarının onun yok edilmesini istediği, insanların bir kısmının da Mehdi’nin çıkışından ümit kestiği bir dönemde yaşanacağı anlaşılmaktadır.
İmam Cafer Sadık şöyle dedi: "Mehdi'nin çıkışından önce iki tür ölüm olur. Kızıl ölüm ve BEYAZ ÖLÜM. KIZIL ÖLÜM KILIÇLARLA, BEYAZ ÖLÜM İSE SALGIN HASTALIK iLE OLUR. (Biharul Envar,52/207)
Kızıl ölüm => Kızıl ölüm ifadesiyle Suriye’deki savaş sebebiyle bölgede oluk oluk akan kana işaret edilmektedir. Nitekim hadisin sonunda kızıl ölümün kılıçla yani çatışma ve savaşla olacağı söylenmiştir.
Beyaz ölüm => Bu ifadeyle, kan akmadan ölüme sebep olan Koronavirüs anlatılmaktadır. Ayrıca Korona salgını nedeniyle bembeyaz koruyucu kıyafetler giyilmesi, beyaz eldivenler ve beyaz maskeler kullanılması da sembolik olarak açıkça Korona’ya işaret etmektedir.
2.45 DUHAN SURESİ’NDEKİ DUMAN KORONA’YA İŞARETTİR
Öyleyse sen göğün açıkça bir DUHAN (duman) getireceği günü gözle. (Bu Duman) insanları sarıp kuşatıverir. İşte bu, acı bir azaptır. (Duhan Suresi, 10-11)
Ayetteki DUHAN kelimesi “aleve eşlik eden şey” için kullanılır. Arapça’da “dumanı çıkmak, fesatlık” manasına gelen dahn kökünden türemiş bir isimdir. Araplar da insanlar üzerinde galip olan kötülüklere, belalara DUHAN adını verirler.
Hadislerde ise insanlara felaket getirecek dumandan şöyle söz edilir:
DUMAN insanların BURUNLARINDAN GİREREK adeta kulaklarını delecek, nefeslerini daraltacaktır. Başları pişmiş gibi olacaktır, dumanın etkisiyle NEZLEYE TUTULMUŞ gibi olacaklardır. (Kurtubi, 1985, XVVI 30)
Ayette belirtildiği gibi Koronavirüs duman gibi havadan yayılıp insanları sarmaktadır. Hadiste de bu dumanın nefes darlığına ve “başları pişmiş gibi” ifadesiyle de 40 derece yüksek ateş ve grip semptomlarına sebep olduğu anlatılmaktadır.
Huzeyfe b. Useyd el-Ğıfârî, “Ey Allah’ın Resûlu, DUHAN DA NEDİR?” deyince, Hz. Peygamber söz konusu ayeti okuduktan sonra “Bu, DOĞU İLE BATI ARASINI DOLDURAN BİR DUMANDIR. KIRK GÜN VE KIRK GECE KALIR… isabet ettiğinde, onu NEZLEYE TUTULMUŞ KİMSE GİBİ yapar… BU DUMAN, ONUN BURUN DELİKLERİNDEN, KULAKLARINDAN VE ARKASINDAN (GİRER VE) ÇIKAR.” demiştir (Taberî, 2000: XXII/17-18)
İTALYANCA “QUARANTENA” KIRK GÜN ANLAMINDADIR. Ortaçağ’da gemiyle yolculuk yapanların bir yere ulaştıklarında kırk gün karaya çıkmaları yasak olduğu için kelime bu anlamı kazanmıştır.
HADİSLERDE DE 40 GÜNE İŞARET VARDIR:
….Camiler 40 GÜN kapatılır. (Bihar'ül Envar 53/ 82)
Deccal dünyada 40 GÜN KALACAK … (Sahih Müslim)
Sembolik ifadeyle 40 GÜN olarak belirtilen sürede Koronavirüs sebebiyle KARANTİNA olacağını ifade etmektedir.
SALGIN HASTALIKLAR DÖNEMİNDE EVDE KALINMASI ÖĞÜTLENECEK
Kıyametten hemen önce Mehdi’nin zuhuru zamanında karanlık gecenin parçaları gibi fitneler (Allah’tan bir deneme, imtihan) vardır... O fitnede, OTURAN, AYAKTA DURANDAN HAYIRLIDIR…” (Hadis-i Şerif Meali; Ebû Dâvûd, Fiten, 2)
Fitne zamanı EVİNİZDEN AYRILMAYIN! Âdem’in oğlu [Habil] gibi olun!) [Ebu Davud, Tirmizi]
FİTNE ZAMANINDA EVİNİZDE OTURUN, günahlarınıza tevbe edin, dilinizi tutun, kendi işinize bakın, başkalarının işine karışmayın! [Nesai]
Koronavirüs dolayısıyla dünya çapında tüm insanların evlerinde kalınmasına yönelik tedbirler alınmakta, sokağa çıkma yasakları ilan edilmektedir.
CAMİLERİN KAPATILMASI VE HACCIN DURMASI
İmam Ali şöyle buyurdu: "Dikkat edin! Mehdi'nin çıkışının alâmetleri vardır…. CAMİLERİN KAPATILMASI, haccın durması, yere batma (veya ay tutulması), …daha nice şaşılacak alametler olacak. Alametler tamamlanınca Hakkı sağlayacak olan Kaimimiz Mehdi kalkacak (ortaya çıkacak). (Bihar'ül Envar, 36/454)
Korona salgını sebebiyle tam hadiste bildirildiği gibi camiler kapatıldı, camilerin kapısına kilit vuruldu. Cuma namazları, teravih namazları iptal edildi.
BEYTULLAH'TA HAC DURMADIKÇA Kıyamet kopmaz. (Sahih-i Buhari, 15/151)
İşte o zaman HAC YASAKLANDIĞINDA meyveler azalır, ülkeler çoraklaşır, fiyatlar yükselir, SİZLERİN ARASINDA DA SALGIN HASTALIK, bela, açlıkla beraber zulüm ve düşmanlık ortaya çıkar. Her taraftan belalar üzerinize gelir… (Yevmü’l Halas, 1. Cild, s. 610)
İmam Sadık buyurdu: HACCA GİDEMEYECEĞİNİZ GÜNLER GELMEDEN ÖNCE Hacca gidiniz. Sonra işaret parmağıyla kıble tarafını göstererek şöyle buyurdu: Bu tarafta, yetmiş bin ya da daha fazla kişi öldürülecektir. (Biharu’l Envar, 47/94)
Hadiste işaret edilen Kuzey Bölgesi Suriye’dir. Sembolik olarak 70 bin sayısı Mehdi’nin çıkışı öncesinde Suriye’de çok kan akacağını anlatmaktadır.
BAZI MUSEVİ KAYNAKLARINDAKİ MEHDİYETLE İLGİLİ BİLGİLER
Bazı Musevi kaynaklarında da hadislerde anlatılanların birebir benzeri şekilde Mehdiyet hakkında bilgiler verilmiştir. Bunların bazıları şöyledir:
HZ. MEHDİ'NİN ÇIKIŞININ HEMEN ÖNCESİNDE DÜNYADA DECCALİYET SİSTEMİ HAKİM OLACAK
Mehdi'nin (Moşiyah) geleceği nesilde tüm devletler Minim dinini (Deccaliyetin dini ateizmi) kabul edecek ve verilen öğütlerden yüz çevirecek. (Babil Talmud'u, Sanhedrin, 11:97 a)
Davud oğlu Mehdi'nin (Moşiyah) geleceği nesilde Allah'tan korkan kişiler hor görülecek. (Babil Talmud'u, Sanhedrin 97a)
Davud oğlu Mehdi'nin (Moşiyah) geldiği nesilde SÜREKLİ YENİ BELALAR VE ŞEYTANİ KARARLARIN YÜRÜRLÜĞE KONMASI OLACAK, HER YENİ KÖTÜLÜLÜK, BİR DİĞERİ BİTMEDEN HIZLA GELECEK. (Babil Talmud'u, Sanhedrin 97a)
Bu dönemde (Mehdi'nin tutsak olduğu dönemde) ARKA ARKAYA KÖTÜ ŞEYLER OLACAK. Bunun akabinde (gerçeği) anlayacaklar. “Bu olanlar gerçekten Mehdi'nin (Moşiyah) gelişinin alametleridir.” diyecekler. O dönem yargılanacaklar, yüzleri (yanmış) tavanın dibi gibi simsiyah olacak. (Rivka Ulmer, “A Bilingual Edition of Pesiqta Rabbati”, Walter de Gruyter, Berlin 2017, cilt 2, 34:3)
HZ. İSA (AS) DA HZ. MUHAMMED (SAV) DE, HZ. MEHDİ'Yİ MÜJDELEMİŞTİR
Nasıralı İsa'nın ve arkasından çıkan İsmailoğlu`nun (Hz. Muhammed SAV) yaptığı bütün her şey, Kral Mehdi'nin (Moşiyah) yolunu düzeltmek (ona yol açmak) ve dünyayı ıslah edip tek olan Tanrı`ya ibadet edilmesini sağlamaktan başka bir şey değildir. (Maymonides, El'yahu Tauger, Mozna'm Pub. New York, 1998)
HZ. MEHDİ DÖNEMİNDE TÜM DÜNYADA BARIŞ, HUZUR, REFAH, BOLLUK, İLİM VE İRFAN ORTAMI HAKİM OLACAK
Mehdi (Moşiyah) döneminde savaşlar olmayacak ve bir millet diğer bir millette kılıç kaldırmayacak.
Davud soyundan çıkacak olan o Kral Mehdi (Moşiyah) tüm insanlara Allah'ın yollarını ve O'ndan korkmayı öğretebilecek.
Bir kimse Kral Mehdi 'nin (Moşiyah) mucizeler ve harikalar yapması gerektiği, dünyaya yeni olağanüstülükler getireceği, ölüleri diriltceği veya benzeri işler yapacağı kanısında olmamalı. Bu doğru değil.
Bütün milletler Kral Mehdi 'nin (Moşiyah) dinlemeye gelecek
O bütün dünyayı Allah'a kulluk etmeleri için mükemmelleştirilecek.
O dönemde tüm dünyanın tek meşguliyeti Allah'ı bilip tanımak olacak.
O dönemde insan için mümkün olan en üst seviyede Yaratıcıları'nı anlamaları mümkün olacak... Çünkü şöyle yazılmıştır: “Çünkü sular denizi nasıl dolduruyorsa, dünyada Rabbin yüceliğinin bilgisi ile (iman hakikatleri ile) dolacak.” (Kralların kanunları 12:5) (Maymonides, Eliyahu Tauger, Moznaim Pub. New York, 1998)
HZ. MEHDİ'NİN ÇIKIŞINI YALANLAYANLAR HELAK OLACAKLAR
Ve herkes Mehdi'nin (Moşiyah) yanındakileri ve beraber çalıştığı kişileri tanıyacak (kabul edecek). MEHDİ (MOŞİYAH) GELDİĞİNDE RAB YIKICI MELEKLERİNİN SAYILARINI ARTIRACAK VE KURTULUŞU ALAYA ALANLAR ARASINDA DEHŞET SAÇACAKLAR. Bunları görenler şöyle diyecekler: “ONLARLA HAKSIZ YERE ALAY ETTİK, SÖYLEDİKLERİNİ HAKSIZ YERE DEĞERSİZ KILDIK.” (Rivka Ulmer, “A Bilingual Edition of Pesiqta Rabbati”, Walter de Gruyter, Berlin 2017, cilt 2, 34:5)
HZ. MEHDİ, ÇIKIŞI ÖNCESİNDE HAPİSTE TUTSAK OLACAK
Mehdi (Moşiyah) görevine başlayıncaya kadar zindanda tutsak olarak yaşayacaktır. (Rivka Ulmer, “A Bilingual Edition of Pesiqta Rabbati”, Walter de Gruyter, Berlin 2017, cilt 2, 34:2)
"Ben Rab`in gönderdiği Mehdi'yim (Moşiyah) ve BURASI BÜYÜK ROMA (ŞİMDİKİ TÜRKİYE TOPRAKLARI) VE AHİR ZAMAN GELİP ÇATANA KADAR BURADA ZİNDANDA TUTSAK HALDE KALACAĞIM." (El Yassif, Hazan Zerubbavel, s. 428)
Mehdi (Moşiyah) geldiğinde KENTİN BÜTÜN İDARECİLERİ VE EMNİYET GÜÇLERİ ÜZERİNE ÇULLANACAK, ONU AŞAĞILAYACAK, ONA İŞKENCE YAPACAKLAR. ONU HOR VE GÜÇSÜZ GÖRECEKLER VE HAPSE ATACAKLAR. (Kinas Hashem Tzevakos 2, Haham Aryeh Kaplan “Rabb' Nachman`s W'sdom”, Breslov Resarch Inst'tute, 1973)
HZ. MEHDİ, ÇIKIŞINDAN ÖNCE UZUN YILLAR HAPİSTE ÇİLE ÇEKECEK
Mehdi (Moşiyah) hakkında neden “ÇİLE ÇEKEN” deniyor? Çünkü onca yıl hapiste çile çekeceği ve halkın haddi aşan önde gelenleri onu alaya alacakları için... Güzel amelleri olmayanlar gidecek, onlar babalarının (öncekilerin) yaptıklarının karşılığını alacaklar. Diğerlerini (kalanları) Rab dosdoğru bir yola iletecek. Yaremya 31:9`da şöyle der: “Ağlaya ağlaya gelecekler. Benden yardım dileyenleri düz bir yolda yürüteceğim” (Rivka Ulmer, “A Bilingual Edition of Pesiqta Rabbati”, Walter de Gruyter, Berlin 2017, cilt 2, 34:8)
Rab, Davud soyundan gelen ve HAPİSTE TUTSAK HALDE BULUNAN MEHDİ'Yİ (MOŞİYAH) ÇIKARACAK ve onun eliyle iman edenleri kurtulacak. (Haham Şim`on bar Yohay, Nistarot Midraşı, David C. Mitchell, The message of the Psalter: An Eschatological Programme in the Book of Psalms, Sheffield Academic Press, Shaffield 1997, sf. 347-350)
KAVMİNİN ÖNDE GELENLERİ HZ. MEHDİ VE TALEBELERİNİ SİNDİRMEK İÇİN İFTİRALAR ATACAK
Ülkenin Meliki ve halk arasındaki düşmanları, şöyle diyecekler: HAYDİ MEHDİ (MOŞİYAH) VE YANINDAKİLERİ SUÇLAYALIM (İTHAM EDELİM/İFTİRA ATALIM). “MEHDİ'Yİ (MOŞİYAH) VE YANINDAKİLERİ SUÇLAYALIM Kİ DÜNYADA BARINAMASINLAR.” Rab onlara şöyle diyecek: “Benim üstün kıldıklarımı nasıl suçlayabilirsiniz. Benim sevdiklerimi, koruduklarımı nasıl suçlarsınız?” Yeşeya 42:1`de denildiği gibi: “İşte kendisine destek olduğum, gönlümün hoşnut olduğu, seçtiğim kulum. Ruhumu onun üzerine koydum. Adaleti uluslara ulaştıracak, SİZİN İÇİN İSE ÖLÜMÜ (HELAKI) SEÇTİM.” (Rivka Ulmer, “A Bilingual Edition of Pesiqta Rabbati”, Walter de Gruyter, Berlin 2017, cilt 2, 36:5)
İNSANLARIN BİR BÖLÜMÜ HZ. MEHDİ VE TALEBELERİNE YAPILAN ZULME SEYİRCİ KALDIKLARI İÇİN ÇOK PİŞMAN OLACAKLAR
Bir Nisan ayında ülkenin önde gelenleri şöyle diyecektir: Ey adaletli gerçek Mehdi (Moşiyah), biz senden yukarıda olsak da sen bizden daha büyüksün. Çünkü SEN BİZDEN ÖNCEKİLER YÜZÜNDEN KORKUNÇ ZORLUKLARA, İMTİHANLARA MARUZ KALDIN. SENDEN ÖNCE VEYA SONRA KİMSENİN MARUZ KALMADIĞI KADAR. SİZLER KÖTÜ SÖZLERE VE KORKUYA MARUZ KALDINIZ... KARANLIKTA KALDINIZ, BİZDEN ÖNCEKİLERİN KÖTÜ İŞLERİ YÜZÜNDEN BASKIYA MARUZ KALDINIZ. Şimdi onları ve bizi kurtarmak senin elinde. Onlardan hapiste çektiklerin yüzünden razı olmayabilirsin, ama onları ancak sen kurtarabilirsin.
(...) Tam da bu anda Rab Mesih`i başa geçirir ve şöyle der: "Ey Mehdim (Moşiyah) sen onlar üzerine hükmünü ver ve onlara Ruhun ne dilerse onu yap."
(...) Bunun akabinde toplum arasında bir takım dürüst insanlar (...) Mehdi'nin (Moşiyah) yanına gidip şöyle diyecekler: “EY DÜNYANIN KRALI, BİZ ONCA YIL DÜRÜST DAVRANMADIK, BİR KOYUN SÜRÜSÜ GİBİ YANLIŞ YOLDA YÜRÜDÜK, HEPİMİZ ALDATILDIK.” Ve bunun üzerine Rab onları affedecek. (Rivka Ulmer, “A Bilingual Edition of Pesiqta Rabbati”, Walter de Gruyter, Berlin 2017, cilt 2, 34:2-4)
HZ. MEHDİ'NİN GELİŞİ ÖNCESİNDE DÜNYAYI KORKU, AKILSIZLIK, ACILAR, YOKSULLUK VE PAHALILIK KAPLAYACAK
Davud oğlu Mehdi'nin (Moşiyah) geleceği nesilde bütün insanlar doğum sancısı çeken kadınlar gibi olacaklar. Yiyecekler, içecekler, fakat akılları başlarında olmayacak... ACI YAYGARALAR, ŞEHİRDE SARSINTILAR, ÜLKELERDE KORKULAR OLACAK... BİR KİŞİ AİLESİYLE BİRLİKTE TÜM GÜN ÇALIŞSA YİNE DE PAHALILIK YÜZÜNDEN KENDİSİNİN VE AİLESİNİN GEÇİMİNİ SAĞLAYAMAYACAK... İşte bütün bu işaretleri gördüğün vakit, bil ki Mehdi'nin (Moşiyah) vakti gelmiştir. (Midraş Heichal Hebrachot`dan-Pirkei Heichalot Rabbati-, George Wesley Buchanan, “Jewish Messianic Movements from AD 70 to AD 1300”, Wipfand Stock Publishers Eugene 2003, sf. 458-460)
HZ. MEHDİ GÖNDERİLDİĞİNDE İNSANLARDAN ZULÜM VE YALANLAMA GÖRECEK
Rab onlara Davud oğlu Mehdi'yi (Moşiyah) gönderecek. Fakat halk bu zatı taşlamak isteyecek ve ona şöyle diyecek: “Yalan söylüyorsun, Mehdi (Moşiyah) öldü, bir daha da Mehdi (Moşiyah) gelmeyecek.” Onlar Mehdi'yi (Moşiyah) aşağılarlar. Yazıldığı gibi: “İnsanlarca hor görüldü, yapayalnız bırakıldı.” (İşaya 53:3) (Haham Şim`on bar Yohay, Nistarot Midraşı, Dav'd C. M'tchell, The message of the Psalter: An Eschatolog'cal Programme 'n the Book of Psalms, Sheff'eld Academ'c Press, Shaff'eld 1997, sf. 347-350)
İMAN EDENLERİ İFTİRALARLA İHBAR EDEN MÜNAFIKLAR HZ. MEHDİ'NİN ÇIKIŞ ALAMETİDİR
Hahamlarımız anlattılar ki “Tanrı halkını yargılayacak ve kullarına acıyacaktır. Çünkü desteklerinin yok olup gittiğini, sefillik ve aşağılamadan başka bir şey kalmadığını görecek”. DAVUD OĞLU MEHDİ (MOŞİYAH), ETRAFI MÜMİNLERİ DEVLET OTORİTELERİNE GAMMAZLAYAN MUHBİRLERLE DOLU OLMADIKÇA GELMEZ...
Son kuruşta cüzdandan gitmedikçe gelmez... Artık kurtuluş ümidi kalmadıkça gelmez. (Babil Talmud'u, Sanhedrin (96a-97a)
HZ. MEHDİ TÜM DÜNYAYI EVİNDEN YÖNETECEK
Mehdi (Moşiyah) sadece EVİNDEN HÜKÜMDARLIK EDECEK. (Babil Talmud'u, Sanhedrin 20b)
İNSANLAR BAŞLANGIÇTA HZ. MEHDİ'Yİ TANIMAYACAK
Halk Mehdi'nin (Moşiyah) gelmediğine inanacak, GELSE BİLE KİMSE ONU BİLMEYECEK, MEHDİ (MOŞİYAH) KENDİSİ BİLE MEHDİ (MOŞİYAH) OLDUĞUNUN FARKINDA OLMAYACAK. (Justin Martyt, Dialogue with Tryph 8 ve 110 bölümler)
MEHDİ (MOŞİYAH) KENDİSİNİN FARKINA SONRADAN VARACAKTIR. (Talmud, Sanhedrin 98a)
Sonuç olarak;
Müvekkilin Mehdiyet konusundaki anlatımları yalnızca PEYGAMBER (SAV)’İN VE İSLAM ALİMLERİNİN KONUYLA İLGİLİ SÖZLERİNİ AKTARMAK VE GÜNÜMÜZDEKİ GELİŞMELERE PARALEL OLARAK YORUMLAMAKTAN ibarettir. Bunun dışında ŞAHSIYLA İLGİLİ ASLA HİÇBİR YÖNLENDİRMESİ SÖZ KONUSU DEĞİLDİR. Tüm bu bilgiler ışığında müvekkil hakkında Mehdilik iddia ettiği ve bu suretle insanların iradesini etki altına aldığı iddiasının geçersizliği somut olarak görülmektedir.
Saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz.
Adnan Oktar Müdafii
Av. Mert Zorlu