İSTANBUL 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA

Dosya No       : 2024/74

Sunan             : Adnan OKTAR

Müdafii          : Av. Mert ZORLU

Konu               : Müvekkil Adnan Oktar ve arkadaşlarının yargılandıkları her dosyada, suç örgütünün amacı Mehdiyet inancı olarak iddia edilmektedir. Mehdiyete inanmak suç değildir, yüzyıllardır üç büyük dinin en muteber kaynaklarında yer alan bir inançtır. Mehdiyetin tüm dinlerde yer alan bir inanç olduğuna dair müvekkilin çeşitli kaynaklardan anlatımlarını içeren dilekçemizdir.

AÇIKLAMALAR          :

Mehdiyet, Peygamber Efendimiz (sav)’in hadislerinde olduğu kadar, birçok İslam aliminin eserlerinde, İslamiyet’ten önceki Hıristiyan ve Yahudi kaynaklarında, çok detaylı olarak anlatılan bir inançtır.

Bu kaynaklardan biri ise, 9. Yüzyılda hazırlanmış (845) ve o dönemin vaaz ve sohbetlerinden oluşan, Musevi alimlerin ve hahamların, Tevrat ayetlerini ve Talmud’dan bölümleri yorumlayarak, soruları cevapladıkları “Peşikta Rabbati” isimli kitaptır.

Bu kitapta Hz. Mehdi ile ilgili anlatımlar birçok hadisle ve İslam aliminin sözleriyle mutabıktır. Dolayısıyla İslami kaynaklarda geçen, Peygamber Efendimiz (sav)’in birçok hadisiyle müjdelenen Hz. Mehdi’nin, Musevi kaynaklarındaki (Mesih) Moşiyah ile aynı kişi olduğunu anlamaktayız.

Ahir zamanda, yani dünyanın son dönemlerinde yaşayacağı ve dünya büyük bir karışıklık, mutsuzluk, kavga, düşmanlık, çatışma, adaletsizlik ve manevi ve maddi çöküntü içindeyken, tüm dünyaya adalet, sevgi, barış, manevi inkişaf getireceği anlatılan Mesih (Moşiyah), yani Hz. Mehdi hakkında bu kitapta ve benzeri başka kaynaklarda anlatılan bazı bilgiler şöyledir:

Yahudi kaynaklarında geçen “Roma” ile günümüzdeki İstanbul şehri  kastedilmektedir:

Konstantiniyye, yani günümüzdeki İstanbul, 395 yılında Roma İmparatorluğu’nun başkenti olmuştur ve akabinde “Yeni Roma” adıyla anılan şehir 1453 yılına kadar imparatorluğa başkentlik yapmıştır. Özellikle Heraklius döneminde şehre kutsallık atfedilmiş ve İstanbul “Yeni Küdus” olarak anılmaya başlanmıştır. Bu döneme ait Yahudi kaynaklarında geçen Roma’dan İstanbul’un kastedildiğini Prof. Dr. Yasin Meral kitabında şöyle açıklamaktadır:

“Bu sebeple Deccal ve Mesih’in Roma’dan çıkacağına dair midraşlarda (sohbet/vaaz/ders) geçen Roma ile İstanbul’un kastedildiği anlaşılmaktadır. (Yasin Meral: Yahudilerin Ahir Zamanı S. 129)

“Erken dönem kaynaklarda geçen “Roma” ile İtalya’da bulunan Roma kastedilirken, Talmud sonrası dönemde “Roma” ile İstanbul’un kastedildiği düşünülmektedir.” (Himmelfarb, Jewish Messiahs in a Christian Empire s. 2, 75)

Hadislerde, Hz. Mehdi’nin İstanbul’da yaşayacağı, ilk olarak İstanbul’da faaliyet göstererek, bu şehri manevi olarak etkileyeceği anlatılmaktadır. Yahudi kaynaklarından da Hz. Mehdi’nin, yani Moşiah’ın İstanbul’da yaşayacağını, ayrıca İstanbul ve başka şehirlerde hapiste kalacağını görmekteyiz:

“Mesih (Mehdi), Roma şehrinin girişinde yaşayacak.” (Sanhedrin, 98a:16)

“Mesih (Mehdi) ortaya çıkmadan önce seksen yıl Roma’nın kapısında ve şehirlerde yaşayacaktır.” (Midrash Bereşit Rabbati 30:41; Chanok Abeck, Mekitsey Nirdamin Jerusalem (1946) s. 131)

Talmud Sanhedrin 98:1’de Mesih’in Roma’nın girişinde oturacağı yazıyor, bu ne anlama geliyor?

Cevap: Bu orada hapiste oturacağı anlamına gelir.” (Ramchal, Kinat Hashem Tsivakot 2 kitabında - 11. Yüzyıl)

Peygamber Efendimiz sav’in hadislerinde, Hz. Mehdi’nin çok çileli, zorluklar içinde bir hayatı olacağı, hatta hapiste bir süre geçireceği haber verilmektedir. Yahudi kaynaklarında da benzer şekilde Mesih’in (Mehdi’nin) çok çile çekeceğine ve  hapiste kalacağına dair anlatımlar bulunmaktadır:

“Mesih’in lakabı neden “çile çeken”dir? Çünkü onca yıl hapiste çile çekeceği için ve kavmin haddi aşan önde gelenleri onunla alay edecekleri için.”(Pesikta Rabbati 34:8)

“Sen özgürsün, o ise zincirlere vurulmuş bir tutsak. (Berger, “Captive at the Gate of Rome”, The Story of a Messianic Motif S. 6-7)

“… Ve Ahir Zaman gelip çatana kadar burada zindanda tutsak halde kalacağım.” (Adolph Jellinek, “Sefer Zerubbavel”, Beyt ha-Midraş, Leipzig (1853) Cilt 2, s. 54-55); (Yassif, Hazon Zerubbavel, S. 428); (Even-Shmuel, “Sef N Zerrubbavel, s. 73); (Levi, “L’apocalypse de Zorobabel et le toi de Perse Siroes, s. 132)

“Mesih (Mehdi) görevine başlayana kadar zindanda tutsak olarak yaşayacaktır.” (Pesikta Rabati 34:2)

“Mesih (Mehdi) geldiğinde savcı ve polis ona kötü sözlerle saldıracak ve onu hapse atacaklar.” (The Rambal and the Ramchal) (11. Yüzyıl)

Mesih’e (Mehdi’ye) iftira atılacağına ve kötü sözlerle saldırılacağına dair:

“Mesih’in zamanında insanlar dinden uzaklaşmış olacaklar ve Mesih’e küfredip “bu delinin peşinden mi gidelim” diyecekler.” (Midrash (ders) Pirkei Hachalot)

“Mesih ve yanındakilere iftira atmaktan, onları küçük düşürmeye çalışarak karalamaktan, pazarlarda, sokaklarda onlar hakkında konuşmaktan başka bir şey yapmayan insanlar, Mesih hakkında hiçbir kulağın duymaması gereken şeyler söyleyeceklerdirKohelet 4:14’de Mesih’in liderlik yapmak için hapisten çıkacağı yazar. Ama halkı arasındaki düşmanları, ona küfreder, rezil etmeye çalışır ve Mesih’i delilikle suçlar. Sonunda Tanrı Mesih’e yardım eder ve insanlara “Ona inananlar hayatın kitabından silinmeyecekler” diye bildirir(Midrash Pirkei Heichalot Rabbati) (rauberland.com)

Hadislerde, Hz. Mehdi’nin çıkışından hemen önce dünyanın büyük bir karışıklık içinde olacağı, milletlerin birbiriyle savaştığı, kıtlık, ekonomik çöküntü, ahlaki çöküntü, iç çatışmalar yaşanacağı; bunlarla birlikte özellikle Müslümanlara yönelik büyük baskı, eziyet olacağı bildirilmektedir. Yahudi kaynaklarında da benzer bir ortam tarif edilmekte, hatta Mesih (Mehdi) hapiste iken dahi bu saldırıların devam edeceği, zuhuruna yakın inananların imanlarıyla sınanacakları çok zorlu ortamlar olacağı anlatılmaktadır:

“Mesih hapiste iken dahi kendilerini dindar olarak tanımlayan insanlar onunla alay etmeye, onu küçük düşürüp rezil etmek için onu karalamaya devam edecekler.” (Pesikta Rabbati Parasha 34)

“Mesih’in çıkışı öncesi dünyanın ve İsrailoğullarının durumunu anlatan metinlerde her türlü yalan, hile, zulüm, sıkıntı, baskı, savaş, can ve mal kaybı, putperestliğin dünyaya egemen olması gibi hususlar zikredilerek insanlığın manevi anlamda çok kötü durumda olduğu vurgulanmaktadır. Rabbani kaynaklara göre belalar Mesih’in gelmesinden önceki yedi yılda zirve yapacaktır. İsrailoğulları bu süreçte iyice bunalacak ve yedinci yılın sonunda Mesih gelecektir.” (Talmud, Megila 176); (Pesika Rabbati 34:1); (Yasin Meral s.238)

“Mesih geldiğinde insanlar imanları ile sınanacaklar.” (Haham Nachman, Sichot Haran)

Mesih gelmeden önce eleme ve temizlik olacak. Önceden belirtilmiş olmasına rağmen zuhurdan önceki imtihan çok ağır olacakİmanları ile sınanacakları elenecekler. İmanınızı güçlendirin, sizi önceden uyarıyorum.” (Haham Nachman, Sichot Haran)

Allah’ın Hz. Yusuf (as)’ı hapisten, Hz. İbrahim (as)’ı ateşten, Hz. Musa (as)’ı Firavun ve ordusundan, Hz. İsa (as)’ı çarmıhtan, Hz. Yunus (as)’ı yunusun karnından, Hz. Peygamber Sav’i mağarada iken kurtarması gibi, Mesih’i (Mehdi’yi) de tutsaklıktan kurtaracağı Yahudi kaynaklarda şöyle anlatılır:

“Tanrı, Davud soyundan gelen ve hapiste tutsak halde bulunan Mesih’i çıkaracak…(Otot Haham Şimon ver Yohay 8-9 yg); (Eser Otot Maşiah, Nusah Alef s.119-123)

Hadislerde, halk büyük acılar ve sıkıntılar çekerken, Hz. Mehdi’ye “gel bizi kurtar” denilerek kendisinden yardım isteneceği, zorluk zamanında insanların Allah’a ve maneviyata yöneleceği bildirilmektedir. Yahudi kaynaklarda geçen Mesih için de tam aynı süreç tarif edilmektedir:  

“İsrailoğulları Edom (Roma-Bizans) Krallığının altında iyice ezilecek ve dayanacak güçleri kalmayacaktır. Edom Krallığı, İsrailoğullarını, putperestliğe zorlayacaklar. Acıları İsrailoğulları arasında çaresizliğe ve sonucunda da Tanrıya yönelmeyi doğuracaktır. İnsanlar Tanrıya yönelecekler. Tanrı, Mesih’i gönderecek ve Edom’u cezalandıracak.” (Eisenberg, Hevleg Maşiah s. 94-102); (Talmud Megila 17b)

“Bir Nisan ayında ülkenin önde gelenleri şöyle diyecektir: Ey adaletli gerçek Mesih, biz senden yukarıda olsak da sen bizden daha büyüksün. Çünkü sen bizden öncekiler yüzünden korkunç zorluklara, imtihanlara maruz kaldın. Senden önce veya sonra kimsenin maruz kalmadığı kadar. Sizler kötü sözlere ve korkmaya maruz kaldınız. Karanlıkta kaldınız, bizden öncekilerin kötü işleri yüzünden baskıya maruz kaldınız. Şimdi onları ve bizi kurtarmak senin elinde. Onlardan hapiste çektiklerin yüzünden razı olmayabilirsin ama onları ancak sen kurtarabilirsin.” (Pesikta Rabbati 37:2)

Sonuç ve Talep:

Müvekkilin eserlerinde, TV sohbetlerinde ve savunmalarında sıklıkla anlattığı gibi; üç büyük dinin kaynaklarında, tüm mezheplerde büyük önem ve yer verilen Mehdiyet, dünyada milyonlarca insanın sahip olduğu, gerçekleşmesini ümitle beklediği bir inançtır. Müvekkilin yukarıda aktarılan çalışmalarında da görüldüğü gibi, Peygamber Efendimiz (sav)’in hadislerinde anlattığı Mehdiyetle ilgili detayların benzeri Yahudi kaynaklarında da yer almaktadır.

Yüzyıllardır, Musevilerin, Hıristiyanların ve Müslümanların inandıkları, bekledikleri Mehdiyetin, müvekkil ve arkadaşları inandıklarında ve anlattıklarında sözde bir “silahlı suç örgütünün” amaç suçu olarak iddianamelere girmesi, tarihe geçecek bir hukuk hatası, din ve vicdan özgürlüğü ihlalidir.

Sayın Mahkemenizin, bu hukuki ve vicdani anormalliği fark ederek bir yargılama yapacağınıza dair inancımız tamdır.

Saygılarımla,

Adnan Oktar Müdafii

Av. Mert ZORLU

Daha yeni Daha eski